Dünyanın Sesiz Kaldığı Arakan'da Katliam Devam Ediyor
Güneydoğu Asya'da yer alan Burma'da Budist çetelerin saldırılara maruz kalan Müslümanların çilesi büyüyor.
HABER MERKEZİ - Budist yönetim tarafından yıllardır baskı, katliam, tecavüz ve her türlü zulme karşı çaresiz düşmüş bir halk. Arakan Müslümanları yıllardır Myanmar hükümeti tarafından uygulanan sistematik zulüm altında inliyor. İslam ümmetinin sessizliğinden cesaret alan İslam düşmanları bunu bir adım daha öteye götürerek açıktan katletmeye başladılar. Dünya ise sesliğini koruyor.
Arakan'ın Genel Durumu
Arakan'da 10 Müslüman, 200 kişilik Budist grubun saldırısına uğrayarak bıçak ve kılıçlarla şehit edildi. Burma'nın başkenti Yangoon'dan ders vermek üzere Arakan'a gelen Müslümanlara Budist çeteler saldırdı. 10 Müslüman genç bıçak ve kılıçlarla hunharca katledildi.
Olay üzerine bazı bölgelerde Cuma namazı sonrasında Müslümanlar ile Budistler arasında çatışmalar çıktı. Çatışmalarda 2 Müslüman daha şehit edilirken, 2 Müslüman köyü de Budistler tarafından ateşe verildi.
Gelen bilgilere göre Yangoon'dan gelen Arakan'da ders veren Müslüman gençler derslerin bitmesiyle dönüş yoluna geçtiler. Ancak dönüş yolunda bir dağ yolu üzerinde yaklaşık 200 kişilik Budist bir grubun saldırısına uğradılar.
Tamamen sivil olan Müslüman gençler bir anda neye uğradıklarını şaşırdılar. Bıçak, pala ve kılıcın kullanıldığı saldırılarda 10 Müslüman genç olay yerinde şehit oldu.
Müslümanlar Cuma namazı çıkışında saldırıyı protesto için gösteriler yapmaya başladılar ancak göstericilere saldırılması üzerine Müslümanlar ile Budistler arasında çeşitli bölgelerde çatışmalar yaşanmaya başladı. Yaşanan olaylarda 2 Müslüman genç daha şehit edildi. Kinlerini boşaltamayan Budist grup Arakan'da 2 Müslüman köyünü de ateşe verdiler.
Yaşanan saldırıların ardından bazı Müslüman köyleri boşaltılırken insanlar Bangladeş'e kaçmaya başladılar. Evlerini terk etmeyen Müslüman aileler ise tedirgin bir bekleyiş içerisine girdiler. Özellikle kadın ve çocuklar büyük tehlike altındalar. Müslüman gençler kadın ve çocukları korumak için kendilerini siper etmeye başladılar. Yakın bir zaman içerisinde Müslümanlara yönelik daha büyük bir baskıdan korkuluyor.
Yasaklar ülkesi Arakan'da, Müslüman halkın evlenmesi, eğitim alması, seyahat ve daha bir çok insani hakkı yasaklar altında.Burma'da başta İslam dünyası olmak üzere tüm dünyanın sessiz izleyişi arasında gerçekleşen katliamdan kaçan Müslüman mültecilerin sayısı 700 bini aştı. Mültecilerin büyük kısmı yiyecek bulabilmek için dilenirken, tecavüze uğramamak için bir çok genç kız kendini denize atıyor. Hazırlanan rapora göre Bangladeş'teki geçici kampta kayıtlı olmayan binlerce Burmalı mülteci gıda yardımı alamıyor. Çocukların yüzde yirmi beşi akut beslenme bozukluğu yaşıyor. Yaşları 6-59 ay arasında olan çocukların yüzde elli beşi ishal. Mültecilerin yüzde doksan beşi ise yemek yiyebilmek için ödünç bir şeyler isteyip dileniyor.
Diğer yandan edinilen bilgilere göre Burma Müslümanlarına karşı yapılan katliam aralıksız devam ediyor. Kadınlar toplu tecavüze uğruyor. Arakan Bölgesi'nde 10 Müslüman'ın öldürülmesinin ardından 200'ü daha hayatını kaybetti. 20 Müslüman köyü yakıldı. Olaylar neticesinde 500'den fazla Müslüman yaralandı.
Uğradıkları zulümlere dünyanın her zaman seyirci kaldığı Müslümanların trajedileri artarak devam ediyor. Burma'da Budist katliamından kaçan Müslümanları Bangladeş artık kabul etmiyor. Ülkelerine zorla döndürülen genç kızlar ise tecavüze uğramamak için çareyi kendilerini denize atmakta buluyor.
Öte yandan Burmalı aktivist Muhammed Nasır, katliamın sebebinin, Burma'daki yeni hükümetin Arakan'daki Müslümanlara vatandaş kartı vermeye niyetlenmesi olduğunu vurguladı. Hükümetin bu niyeti Budist El Mag üniversitesi tarafından kendilerine karşı açılmış bir savaş olarak kabul edildi. Çünkü kendileri Müslümanları Burma'ya 'dışarıdan gelen yabancılar' olarak görüp bu şekilde vasıflandırıyor.
Aktivist, ordunun da tarafsız bir tavır sergilemediğini, aksine Müslüman çoğunluğun yaşadığı Mangdo'daki camileri sardığını, sokağa çıkma yasağı koyduğunu, Rohingya Müslümanlarının mahallelerinin El Mag Budist Polisi tarafından sıkı abluka altına alındığını açıkladı.
Muhammed Nasır, ordunun ipleri El Mag Budistlerinin eline bırakıp kendilerine tam özgürlük verdiğini, onların da bu özgürlüğü, kılıç ve bıçaklarla Müslümanların köylerini ve evlerini basıp Müslümanlara karşı sistematik soykırım hamlelerinde kullandıklarını vurguladı.
Budist yönetim tarafından yıllardır baskı, katliam, tecavüz ve her türlü zulme karşı çaresiz bitap düşmüş bir halk. Bu şiddetin ve soykırımın sonucu olarak Arakan Müslümanları; evleri de yakıldıktan sonra çareyi köhne teknelerle kaçmakta buldu. Ancak yemeksiz içeceksiz çıktıkları bu yolculuklarında çoğunun sonu daha komşu ülkelere varamadan ölmek olacaktı.
Myanmar geçmişte Burma Sultanlığı olarak biliniyordu. Fakat Burma Sultanlığını deviren Askeri Yönetim, ülkenin adını Myanmar olarak değiştirdi. Myanmar'ın nüfusu şu an 51 milyon civarında ve Miyanmar halkının yüzde 80?i Budizme inanıyor. Arakan Halkı, İslam Devleti`nin yıkılmasının ardından Budistler tarafından sürekli olarak din değiştirmeye zorlandı. Fakat Arakanlı Müslümanlar her ne pahasına olursa olsun dinlerini terketmediler. Bunun üzerine Burmalı Budistler, askerlerden aldıkları destekle Arakanlı Müslümanlara yönelik büyük bir katliama giriştiler. 28 Mart 1942 yılında ilk olarak Minbya şehrine bağlı Çanbilli Köyü`nde başlayan, daha sonra da bütün Arakan`a yayılan bu katliamda en az 150 bin Arakanlı Müslümanın öldüğü tahmin ediliyor. Bu tarihi katliam esnasında yüzbinlerce Arakanlı vatanını terk ederek komşu ülkelere sığındı.
Sokaklar, içlerindeki kadınlarla, çocuklarla ve yaşlılarla evler ateşe veriliyor. Yangın kendisine isabet etmeyenler sonunda Budistlerin keskin ölüm aletleriyle karşı karşıya kalıyor.
Budistler tarafından kendilerine 'ülke halkı olmayan şahıslar' gözüyle baktığı Arakan Müslümanları kendilerine karşı kısa süre önce Budist bir kızın tecavüze uğradığı söylentisinden yola çıkılarak patlak veren şiddet dalgasıyla ilan edilmiş soykırım savaşı ve ırkçılık ruhu arasında yaşıyor. Tabi ki bu tecavüz olayı da yalan. Zira bölgedeki Müslümanlar bu iddiayı yalanlayarak ardında kendilerine karşı bu mezhepçi şiddet alevinin tutuşturulmasının ardında etnik ve siyasi sebepler olduğuna işaret etti.
Burma'daki Budist rejim ülkedeki İslami kimliği bastırmak için oldukça sert tedbirlere başvurdu. Bu kapsamda camiler, tarihi okullar ve İslami eserler yıkıldı. Budist hükümet, zaman faktörünün etkisiyle yıkılan cami ve tarihi okulların onarımına da izin vermedi. Ekonomik baskılar da Budist hükümetin Burma Müslümanlarına karşı benimsediği zalim uygulamaların bir parçasıdır. Öyle ki hükümet Müslümanların çoğunluğu oluşturduğu mahallelerde zorunlu gıda maddelerinin fiyatlarını iyice yükseltmiş, bu da kıtlık gibi bir durumun ortaya çıkmasına yol açmıştır.
İslam Düşmanları Bu Cüretlerini Nerden Alıyorlar?
Dünya'nın muhtelif yerlerinde Müslümanların katledilmesinin suçlularından bazılarının yine Müslümanlar olduğunu düşünmekteyiz. Aşağıda sıralayacağımız bazı maddeler İslam düşmanlarının Müslümanları katletme cüretini nerden aldıklarını gözler önüne koyacaktır.
1) Ölüm korkusu
2) Dünya sevgisi(Müslümanları servetlerine servet katma endişesi sarmış)
3) Müslümanlar arasında birlik ve beraberliğin olmaması… (3 sebepten dolayı birlik ve beraberliğin olmadığını düşünüyoruz. Nefis, Mezhebi İhtilaflar ve metot Birliğinin Olmaması)
Neler Yapabiliriz?
A)Fert Olarak Yapabileceklerimiz
1)MSN, FACEBOOK, TWİTTER ve Telefon'dan tanıdığımız herkese mesaj ataraktan bu zulmü duyurabiliriz.
2)Dua etmek
3)Her türlü ihtimale karşı günlük spor ihmal edilmemeli ve bir miktar para bir köşeye bırakılmalı.
B)Camia Olarak Yapabileceklerimiz
1)En önemli ve en öncelikli konu İslami Camiaların Bir araya gelmeleri. Ortak toplantılar yapmak ve ''ne yapabiliriz'' üzerinde konuşmak ve hemen uygulamaya geçmek.
1)Basın açıklamalarıyla bu zulmü halka ve yöneticilere duyurmak.
2)Yardım kampanyaları (kermes, bağış vs.) başlatarak oralara insani yardım götürmek.
3)Uluslararası İslami örgütlerin (İslam İşbirliği Teşkilatı, İslam Konferansı Örgütü vs.) acilen toplanmalarını sağlamak.
(M. Salih Keskin - İLKHA)
Kendimiz Olduğumuz Günlere Dönme
Sait Şimşek
<http://us.mg3.mail.yahoo.com/images/dinle.gif>
Sesli Dinle
<http://www.sizinti.com.tr/images/konular/400/3.jpg>
Son günlerde vicdanının koridorlarını âdeta aşındırırcasına dolaşıyor, iç murakabesinin hesabını bir türlü veremiyordu. Milletine karşı hizmet borcunu lâyıkıyla yerine getiremediğini düşünüyor ve savcı edasıyla nefsini yerden yere vuruyordu. Dertsizsem, dert benim diyor ve yüreğindeki dert meşalesinin yeniden alevlenmesi için ızdırap ateşinin sinesine tekrar düşeceği günleri bekliyordu. Zîrâ iki tarafta da rahatlığın olmayacağını çok iyi biliyordu. Bu tarafta ızdırapla iki büklüm olanların, öbür tarafta feraha ereceği müjdesi verilmişti. Ama bilmek yetmiyordu. Önemli olan yaşamaktı. Bu duygularla son durumunu gözden geçirmeye başladı. Asıl derdi azaldıkça dert edilmeyecek durumların dert olmaya başladığını görüyordu. Etrafındaki insanlara daha çok takılmaya başlamıştı artık. Rabb'iyle münasebetinde de ciddi sıkıntılar olduğunu görmesi çok zor olmadı.
Muhasebesi devam ederken, gözleri çoktandır uğramadığı kitaplığına takıldı. Vefasızlığını idrak etmiş olmanın mahcubiyetiyle, yavaş yavaş kitaplığa doğru yürümeye başladı. "Günlerdir nerdesin, kapımı niye çalmıyorsun, vefasızlık sana yakışır mı?" dediğini duyar gibi oldu kitaplığının. Gözlerini eski dostlarının üzerinde gezdirirken bir ara sağ üst köşeye odaklandı. Her ay gönül dünyasına "sızan" o kutlu pınarın açılmamış poşetlere mahkûm olduğunu gördü ve yüreğinde ayrı bir burkuntu hissetti. Eskiden satır satır okuduğu ve gözyaşlarıyla su gönderdiği o pınarın, yüreğinde kurumaya başladığını hisseder gibi oldu ve inandığı değerlerden bu kadar uzaklaştığı için suç listesini iyice kabarttı. Eski dostlarına uzun uzun baktıktan sonra vefasızlığına son vermeye ve gönüllere sızmak için gelen, fakat poşetlere mahkûm, o mukaddes hayat çeşmesinin son kaynağından kana kana içmeye karar verdi. Yavaş, biraz tedirgin, biraz da titrek bir hareketle poşetleri kaldırdı. İyileşmek için reçetesini ciddiyetle okuyan hasta edasıyla, sayfaları açmaya başladı. İlâçlar önem sırasına göre bir bir dizilmişti. Birinci sıradaki ilâç hiç şüphesiz çok önemliydi. İlâcın adını yüksek sesle hecelerken, tam hastalığına göre olduğunu anlaması zor olmadı. İsimler gelişigüzel verilmiyordu. Belki günlerce çekilen ızdırap neticesinde, hâlin yazıya döktürülmesiydi sihirli kelimeler. Tekrar vurgulara dikkat ederek ve ses tonunu biraz daha yükselterek hecelemeye başladı: "Bizim de kendimiz olduğumuz günler vardı." ızdırap insanının köşesinden bu ayki seslenişi bir yaralı gönle daha ulaşmak üzereydi. Müellif, o ilk günlerdeki samimiyetten, çekilen sıkıntılar içindeki mutluluklardan, evlerdeki lâhutî atmosferden, yaşatma arzusuyla yaşayan adanmış ruhlardan bahsediyordu. Yürekten söylenen sözler, gideceği mahfili biliyor ve onun yüreğine rahmet damlaları gibi dökülüyordu. Bir anda kendini yazının satırları arasında buluverdi. Onun da kendi olduğu günler vardı. Turnikeye hasbelkader ilk girenlerdendi. Başı okşanıp git denilen ilk hicret erlerindendi. Hayatını valizine sığdırmış, nereye olsa giderim diyecek kadar fedakârdı o zamanlar.
<http://www.sizinti.com.tr/images/konular/400/3_1.jpg>
Kendi olduğu günleri hatırlarken, hayatı bir film şeridi gibi geçiverdi gözünün önünden. Ömür kasedini 15 yıl geri sararak yaşadığı güzellikleri bir bir hatırlamaya başladı. Bir ânda kendini ilk defa öğretmenlik yaptığı okulunda buluverdi. Sadece öğretmenlik mi? inşaat ustalığı, aşçılık ve doktorluk da yaptığı okulunda. Okul için tutulan bina çok eskiydi. Öğrencilerin düşünce dünyalarından önce, okulun yeniden inşası şarttı. Bu sıkıntılı günlerde herkes birer inşaat işçisi gibi çalışıyordu. Bir defasında hayatı boyu unutamayacağı bir hâdiseye şahit olmuştu. Bulunduğu bölgede okul açılacağını duyan talihli bir veli, çocuğunu okula yazdırmaya gelmişti. Binaya girdiğinde harıl harıl çalışan hiç tanımadığı insanları gördü. Yanlarına yaklaşarak "Duydum ki, burada bir okul açılacakmış. Ben de çocuğumu buraya yazdırmak istiyorum. Müdürün odası nerede? Onunla görüşmeliyim." dedi. Herkes birbirine bakıyordu. Adamın inşaat işçileri sandığı insanlar, aslında okulun idareci ve öğretmenleriydi. Üstü başı toz içinde, yamalı elbiselerle kalabalığın içerisinden biri: "Buyrun müdür benim." dedi. Dünyanın bütün makamlarının ne ehemmiyeti vardı, O'nun rızasını kazanmaya vesile olmadıktan sonra. Çok zor şartlar ve maddî sıkıntılar içerisinde eğitim-öğretime başlamışlardı. Ekmek karneyle veriliyordu bu coğrafyada. Yurtta kalan talebelere ekmek bulabilmek için kapı kapı dolaşıyorlardı. Çoğu gün, bir öğün yemek çıkarabiliyorlardı. Ama talebelerden hiç şikâyet gelmiyordu. Varsın aç olalım, varsın binamız olmasın, siz varsınız ya diyorlardı. Öyle alışmışlardı ki öğretmenlerine, okuldan bir an dahi olsun ayrılmak istemiyorlardı. Hattâ hepsi yurtta kalmak istiyordu. Her gün yapılan yurda kayıt müracaatları, yer olmadığından geri çevriliyordu. Yine bir defasında üç talebe, yurtta kalmak istediklerini ve bir çözüm bulunup yurda alınmalarını rica ettiler. Kalbi buruk ve hayır demenin ızdırabını yaşaya yaşaya alamayacaklarını söylemişti. Fakat talebeler ısrarlıydı. "Eğer bizi almazsanız bahçede yatacağız." dediler. Bütün gayretlerine rağmen yurda alınmadılar. Gece olmuş yatma vakti gelmişti. Talebeler dediklerini yaptılar ve bahçedeki yaşlı söğüt ağacının altına yattılar. Bu destansı sahneyi gözyaşlarıyla pencereden takip ediyordu. "Bu davranışlarına karşılık mutlaka onları yurda almalıyım." dedi, kendi kendine. Gecenin bir yarısında öğrencilerini yattıkları yerden kaldırdı ve odasına getirdi. "Artık burada yatacaksınız." dedi kendi yatacağı yeri düşünmeden. Bu güzel günleri hatırlarken kendinden geçmişti âdeta. Gözleri duvarın köşesine odaklanmış dalıp gitmişti 'hey gidi günleri' düşünerek. O ara bir ses duydu. Önce sesin hayalinde mi, yoksa gerçek hayatta mı olduğunu anlayamadı. Bu ses telefon sesiydi. Şöyle bir irkildi ve sehpanın üzerindeki cep telefonunun çaldığını fark etti. Numarayı tanıyamamıştı. Belli ki numara farklı bir ülkeye aitti. Biraz şaşkın, biraz da dalgın bir ses tonuyla 'Alo!' dedi. Çok uzaklardan geldiğini bildiği bir ses:
- Hocam merhaba, ben Hasan, talebeniz Hasan. Nasılsınız?
Bir an durakladı ve aklındaki bütün Hasan isimlerini hatırlamaya çalıştı. Fakat sesle şahıslar arasında bir türlü irtibat kuramadı. Karşısındaki ses, konuşmaya devam ediyor ve kendini tanıtmak için bazı ipuçları veriyordu:
- İlk talebelerinizden, esmer, hızlı hızlı konuşan, Türkçeyi çok geç öğrenen yaramaz talebeniz Hasan.
Türkçeyi çok geç öğrenen ilk talebelerinizden deyince yüreğine tatlı bir heyecan gelmişti. Belli ki telefon Orta Asya'da ilk görev yaptığı yerden geliyordu. Hasan'ı da biraz düşündükten sonra hatırladı. Az önceki hayal dünyasının kahramanlarından yurda alınmadığı için bahçede yatan o üç talebeden biriydi Hasan. Sesi bir hayli değişmiş ve konuşması da düzelmişti. Tabi aradan 12 yıl geçmişti.
- Numaramı nereden buldun?
- Hocam uzun hikâye. Günlerdir size ulaşmaya çalışıyordum. Bir türlü irtibat telefonunuzu bulamadım. Tam ümidimi kaybetmiştim. Geçenlerde bir grup misafir geldi Türkiye'den. Aralarından biri sizi tanıyormuş. Telefonunuzu ondan aldım. Rabbim ümitlerimin tükendiği yerde birini çıkarıverdi karşıma.
İlâhî bir sevkin olduğu aşikârdı. Tevafuklar üst üste geliyordu. Sanki Rahmeti Sonsuz onun düşüncelerinin paklaşması ve yeniden kendi olması için bütün sebepleri seferber etmişti. Bir zamanlar inandığı değerlerle bütünleşmesi için emek sarf ettiği talebesi, şimdi kendi düşüncelerinin yeniden billurlaşması için bir vesile olmuştu. Bu da kaderin güzel bir cilvesiydi. Tanışmadan sonra Hasan konuşmaya devam etti:
- Hocam benim asıl talebeliğim Türk okuluna yazıldığım ânda başladı ve siz benim ilk öğretmenimdiniz. Bu gün benim için çok mânâlı bir gün. Okuduğum okula öğretmen oldum. İlk talebeniz olarak öğretmenliğimin ilk gününde ilk öğretmenimi elbette unutamazdım.
Konuşmalar devam ederken gözleri dolmuştu. Bu sözler üzerine yüreğindeki iniltiyi daha fazla saklayamadı ve gözyaşlarına hıçkırıkları da eklendi. Birkaç dakika sonra ancak; "Ben konuşamayacağım sen devam et dinliyorum seni." diyebildi. Hasan, gözyaşlarıyla hocasının mânevî dünyasının arındırılmasına vesile olduğunu biliyormuş gibi bamteline dokunmaya devam ediyordu.
- Hocam size çok minnettarım. Bana gerçek insan olmanın ufkunu gösterdiniz. Her şeye rağmen bana sabrettiniz. İnsanlığa hayırlı birisi olarak yetişmem için gecenizi gündüzünüze kattınız. Her şeyden öte bana insanlığa hizmet etme adına en mukaddes meslek olan öğretmenliği sevdirdiniz. Size ne kadar teşekkür etsem azdır. Sizi her duamda anıyorum. Rabb'im sizin gibi insanları başımızdan eksik etmesin.
Telefon görüşmesi birkaç saattir yaşadığı arınma ve yeniden kendi olma sürecine nokta koymuştu. Uzunca süren sohbetten sonra ayrılma vakti gelmişti ve şu sözlerle konuşma sona erdi:
- Beni unutmayıp en sıkıntılı ânımda elimden tuttuğun için, bana yeniden beni hatırlattığın için asıl ben sana minnettarım. Sana bu mukaddes görevinde başarılar dilerim Hasan.
Telefonla birlikte içerisindeki mânevî boşluk da kapanmıştı âdeta. Artık her şey 'eskisi' gibi olacaktı. Yeniden bir kere daha söz verecekti Rabbine. Kulluk vazifesini yerine getirirken daha hassas davranacak, verilen ömür sermayesini rıza istikametinde harcayacaktı. O ilk günlerdeki gibi bütün derdi Hasanlar yetiştirmek olacak, ayağına dolaşan muzır mânilere takılmayacaktı. Aslında değişen hiçbir şey yoktu. Her zamanki gibi mesuliyetini taşıdığı talebeleri vardı; ileride hangi susamış gönüllere rahmet bulutlarını sevke vesile olacağını bilmediği talebeleri. Her şeyden öte kendi olduğu günlerdeki yüreği vardı; herkese ummanlar gibi açtığı o yüreği. "Bir kere daha" dedi. "Yeniden inandığım değerlere gönülden iman ediyorum. Beni terk etmediğin için sana sonsuz şükürler olsun Rabbim! Rahmetinin tecellilerini iliklerime kadar hissediyor ve asla başkası olmamaya ve her zaman benliğimi davamda eritmeye ve kendim olmaya, bir kere daha söz veriyorum Allah'ım!"
http://www.sizinti.com.tr/konular/ayrinti/kendimiz-oldugumuz-gunlere-donme-mayis-2012.html
0 Yorum -
Yorum Yaz
SELAMUN ALEYKUM
ibn Mesud (RA)'den rivayetle:
"Efendimiz (SAV) bir gün Bilal'e (RA) uğradığında yanında bir kaç yığın hurma gördü ve:
- Bilal, bu nedir ? diye sordu.
Hz Bilal:
- Ya Rasulallah, bunu senin misafirlerin için saklıyorum, dedi.
Efendimiz:
- Bilal, bunun cehennem dumanı olmasından korkmuyor musun ?!
Bunu fakirlere ver ve
Arşın sahibi yüce Allah'ın
seni darlığa düşüreceğinden korkma, buyurdular...
(El-Hılye; c:II, s: 313 ve et-Terğib; cII, s: 174- Taberani ve Bezzar'dan kuvvetli senetlerle) Ebu Nu'aym'ın da aynen naklettiği bu hadisi Eby Yaalaa ile Taberani de mealen Ebu Hureyre (RA)'den rivayet etmişlerdir.
0 Yorum -
Yorum Yaz
{END container_fields}{END body}
NO Adı Soyadı BranşıHizmet PuanıİLÇE ATANDIGI OKUL/KURUM1 ŞÜKRAN GÜZ Beden Eğitimi 74 MERKEZPakize ve Suzan Özkardeş İlköğretim Okulu2 DUYGU GÜLGEL TAYDAŞ Bilişim Teknolojileri 92 SARAYKÖY Sakarya İlköğretim Okulu3 HAKAN GÜLTEKİN Bilişim Teknolojileri 88 MERKEZOkul Yaptırma ve Yaşatma Derneği İlköğretim Okulu4 SANİYE AYGÜN Bilişim Teknolojileri 49 HONAZDenizli İl Özel İdaresi 75.Yıl Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi5 VEYSEL KIRIŞAN Bilişim Teknolojileri 42 TAVAS Halk Eğitim Merkezi6 NURAY MERT Biyoloji 261 ACIPAYAMYeşilyuva Osman Çemen Çok Programlı Lise7 VEYSEL ÖZDEL Biyoloji 259 SERİNHİSAR Yatağan Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi8 HASAN ÇÖKLÜ Coğrafya 31 SARAYKÖY Sarayköy İmam Hatip Lisesi9 FATMA YÜKSEL Din Kült. ve Ahl.Bil. 117 MERKEZDoğan Demircioğlu Emsan İlköğretim Okulu10 ŞÜKRİYE ARIKAN Din Kült. ve Ahl.Bil. 79 ACIPAYAM Osman Manisalı İlköğretim Okulu11 MÜRİFE COŞKUN El Sanatları/Nakış 239 MERKEZ Halk Eğitim Merkezi12 MURAT KANAÇElektrik-Elektronik Tek./Elektronik129 MERKEZPamukkale Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi13 HASAN FARUK AKTAŞ Felsefe 165 MERKEZ Yunus Emre Ticaret Meslek Lisesi14 YELİZ KARAÇAY Felsefe 72 BABADAĞBabadağ Hacı Mehmet Zorlu Çok Programlı Lisesi15 KENAN TAYKURT Fen ve Teknoloji 73 BULDAN Gülalan Özer Vural İlköğretim Okulu16 SEÇİL GARİP Fen ve Teknoloji 42 BOZKURT Atatürk İlköğretim Okulu17 SEÇİL DEMİRHAN Fen ve Teknoloji 37 TAVASKarahisar Kemal Sarıkaya İlköğretim Okulu18 ASUMAN TEKİÇ ALBAŞ Fen ve Teknoloji 27 TAVASTavas Hacı Ali Bilal Cumhuriyet İlköğretim Okulu19 İLKER OĞUZ Fizik 176 BULDANBuldan Ali Tunaboylu Mesleki ve Teknik Eğitim Merkezi20 ŞAHİN ÖZÇELİK Fizik 126 TAVAS Karahisar Lisesi21 NUR CANBAZGiyim Üretim Teknolojisi148 MERKEZ Denizli İMKB Kız Teknik ve Meslek Lisesi22 EMİNE GÜLTEKİNGiyim Üretim Teknolojisi67 BULDANBuldan Ali Tunaboylu Mesleki ve Teknik Eğitim Merkezi23 FATMA KARAOĞULLARIGiyim Üretim Teknolojisi65 HONAZ Honaz belediyesi Halk Eğitim Merkezi24 ONUR AYDOSLU Görsel Sanatlar/Resim 102 MERKEZPolis Amca Eğitim Uygulama Okulu ve İş Eğitim Merkezi25 ÖZLEM ATEŞ KOÇ Görsel Sanatlar/Resim 12 AKKÖY Merkez İlköğretim Okulu26 FATMA OYTUNİlköğretim Matematik Öğr.161 TAVASTavas Hacı Ali Bilal Cumhuriyet İlköğretim Okulu27 RAMAZAN TINDAŞİlköğretim Matematik Öğr.114 SARAYKÖY Gazi İlköğretim Okulu28 AHMET ÇOBANİlköğretim Matematik Öğr.93 MERKEZ Akkale Hasan Başkan İlköğretim Okulu29 YALÇIN DİNÇ İngilizce 97 MERKEZPamukkale Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi30 GÜNSELİ SOYSAL İngilizce 40 HONAZ Gürlek İlköğretim Okulu31 NACİYE ÇAKIN İngilizce 38 HONAZ Mimar Sinan İlköğretim Okulu32 RAMİSE TUNCER İngilizce 20 HONAZ Kaklık İlköğretim Okulu33 HİLAL KIYAK İngilizce 15 HONAZDenizli İl Özel İdaresi 75.Yıl Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi34 BİLAL ERİMKimya/Kimya Teknolojisi314 MERKEZAtatürk Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi35 ZAHİDE ARSLANKimya/Kimya Teknolojisi217 MERKEZAtatürk Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi36 AYŞE TUTUŞKimya/Kimya Teknolojisi52 SERİNHİSAR Yatağan Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi37 HÜSEYİN POSLUKimya/Kimya Teknolojisi25 BEKİLLİ Bekilli Atatürk Lisesi38 İLKSEN BAYDARMakine Tek./Makine Model154 MERKEZ Atatürk Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi39 ÖZER ONGUN Matematik 171 MERKEZ Denizli İMKB Kız Teknik ve Meslek Lisesi40 MEHMET DAİLLİ Matematik 132 AKKÖY Akköy Lisesi41 GONCA ÇÖPLÜ Matematik 132 AKKÖY Akköy Lisesi42 MEHMET CAMAN Matematik 103 HONAZDenizli İl Özel İdaresi 75.Yıl Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi43 MEHMET VARAL Matematik 92 HONAZDenizli İl Özel İdaresi 75.Yıl Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi44 EMRAH KARTAL Matematik 75 HONAZDenizli İl Özel İdaresi 75.Yıl Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi45 ZAİDE ATEŞ Matematik 54 BULDAN Akın Lisesi46 YUSUF YENER Matematik 50 BULDAN Akın Lisesi47 FİRDEVS KIVRAK Matematik 28 SERİNHİSARSerinhisar Hakkı Gökçetin Çok Programlı Lise48 MEHMET HIZMotorlu Araçlar Teknolojisi289 MERKEZ Vali Necati Bilican Mesleki Eğitim Merk.49 AYNUR AKGÜNMuhasebe ve Finansman335 SERİNHİSARSerinhisar Hakkı Gökçetin Çok Programlı Lise50 SONGÜL YILMAZMuhasebe ve Finansman169 BABADAĞBabadağ Hacı Mehmet Zorlu Çok Programlı Lisesi51 AHMET ANIK Müzik 59 ACIPAYAM Atatürk İlköğretim Okulu52 YASEMİN ÇEVİKKOL Sağlık/Hemşirelik 180 MERKEZDr.Bekir Sıddık Müftüler Anadolu Sağlık Meslek Lisesi53 BİRSEN UYSAL Sınıf Öğretmenliği 297 MERKEZDoğan Demircioğlu Emsan İlköğretim Okulu54 IŞIL KORKMAZ Sınıf Öğretmenliği 288 MERKEZHacı Hasan Ali Kömürcüoğlu İlköğretim Okulu55 UĞUR DEMİRTAŞ Sınıf Öğretmenliği 193 SARAYKÖY 24 Mayıs İlköğretim Okulu56 ERTAN DUMAN Sınıf Öğretmenliği 184 SARAYKÖY Gazi İlköğretim Okulu57 ÜMİT ŞİMŞEK Sınıf Öğretmenliği 167 BABADAĞ Osman Nuri Yılmaz İlköğretim Okulu58 AYNUR ERSOY Sınıf Öğretmenliği 164 MERKEZAkdere Hüseyin Ali Bayram İlköğretim Okulu59 KERİM ERSOY Sınıf Öğretmenliği 159 MERKEZ Gözler İlköğretim Okulu60 MEFKURE ALIŞAN Sınıf Öğretmenliği 150 GÜNEY Güney Atatürk İlköğretim Okulu61 ÖZGÜR ÜSTÜN Sınıf Öğretmenliği 149 ÇİVRİL Kıralan İlköğretim Okulu62 KENAN KEÇELİOĞLU Sınıf Öğretmenliği 127 TAVAS Avdan İlköğretim Okulu63 ERHAN ÖZHAN Sınıf Öğretmenliği 125 ÇARDAK Çardak Gemiş İlköğretim Okulu64 ŞULE KARACANLI Sınıf Öğretmenliği 121 TAVAS Avdan İlköğretim Okulu65 FEDA ŞAYAN Sınıf Öğretmenliği 120 TAVAS Avdan İlköğretim Okulu66 HÜLYA ÖZÇELİK Sınıf Öğretmenliği 116 ÇİVRİL Halk Eğitim Merkezi67 EMİNE AYVAZ Sınıf Öğretmenliği 105 GÜNEY Halk Eğitim Merkezi68 ZÜHAL AYKUTLU Sınıf Öğretmenliği 102 TAVAS Avdan İlköğretim Okulu69 MUHAMMER ÖNGÖREN Sınıf Öğretmenliği 102 BEYAĞAÇ Halk Eğitim Merkezi70 MEHMET ÖZYURT Sınıf Öğretmenliği 100 ÇAMELİ Bıçakçı İlköğretim Okulu71 YEŞİM ARABACI Sınıf Öğretmenliği 97 ÇAL Çal Sazak İlköğretim Okulu72 YASEMİN EREN Sınıf Öğretmenliği 85 ÇAMELİ Bıçakçı İlköğretim Okulu73 EMİNE ERSOY Sınıf Öğretmenliği 79 ÇAMELİ Güzelyurt İlköğretim Okulu74 AYDIN SARIKAYIŞ Sınıf Öğretmenliği 71 KALE Adamharmanı İlköğretim Okulu75 GAMZE ELMAS Sınıf Öğretmenliği 65 BEYAĞAÇ Beyağaç Atatürk İlköğretim Okulu76 ELİF ŞAHAN Sınıf Öğretmenliği 62 KALE Belenköy İlköğretim Okulu77 ESAT BAYRAKTAR Sınıf Öğretmenliği 56 BEYAĞAÇ Beyağaç Atatürk İlköğretim Okulu78 ZÜHAL GÜVENÇ Sınıf Öğretmenliği 30 BEYAĞAÇ Kızılcaağaç İlköğretim Okulu79 GÜLAY SARIÇAM Sosyal Bilgiler 128 HONAZ Gürlek İlköğretim Okulu80 BAŞAK VURAL Sosyal Bilgiler 52 SARAYKÖY Duacılı Ahmet Güdücü İlköğretim Okulu81 GÖKSAN GÜMÜŞ Sosyal Bilgiler 43 HONAZKızılyer Hüseyin Avni Özden İlköğretim Okulu82 MUSTAFA HULUSİ KAPLANSosyal Bilgiler 38 SARAYKÖY Sakarya İlköğretim Okulu83 SÜHEYLA ÖZER Tarih 53 MERKEZ Denizli Irlıganlı Lisesi84 HATİCE ÖZARSLAN Teknoloji ve Tasarım 205 ACIPAYAM Alaattin İlköğretim Okulu85 HASAN SÖZER Türk Dili ve Edebiyatı 303 MERKEZ Denizli Ticaret Meslek Lisesi86 YILMAZ ŞENTÜRK Türk Dili ve Edebiyatı 133 MERKEZServergazi İMKB Kız Teknik ve Meslek Lisesi87 MAHMUT SAMİ YAĞMUR Türkçe 112 MERKEZ Ressam İbrahim Çallı İlköğretim Okulu88 OSMAN AKYILDIZ Türkçe 101 MERKEZ Müftü Ahmet Hulusi İlköğretim Okulu89 GÜL AKGÜLZihin Engelliler Sınıfı Öğretmenliği37 MERKEZ Çamlık İlköğretim Okulu ve İş Okulu90 ZEYNEP İPEK Okul Öncesi Öğrt 64 MERKEZ Hacı Halil Bektaş İlköğretim Okulu
0 Yorum -
Yorum Yaz
Bugün bir tanıdığım netbookuna format atmam için istekte bulundu. Sıradan bir formattan biraz farklı olacağını düşündüğüm için rehber niteliğindeki bu yazıyı yazıyorum. Netbookunun modeli HP Compaq Mini 110C-1020st, sistem özellikleri şöyle:
- Intel Atom N270 1.6GHz işlemci
- 1 GB RAM
- 10.1 inç ekran
- Windows XP Home Edition Service Pack 3 işletim sistemi
Bilgisayarı açtığımda oldukça yavaştı, pencereler çok ağır açılıyor, yüklü programlar listesine ulaşmam birkaç dakikamı aldı hatta. Dosya yedekleri alınmış olduğundan kendisinin recovery yöntemi olup olmadığını görmek için netbooku yeniden başlattım. Bilgisayar açılırken bana sorduğu seçenekler şöyle:
F9 – Change Boot Order
F10 – Bios Setup
Her iki seçeneğinde recovery ile herhangi bir alakası yok. Genelde netbooklarda format atılabilmesi için recovery sistemleri bulunurken bu netbookta bulunmaması tuhafıma gitti. Netbook olması nedeniyle DVD sürücü bulunmuyor, haliyle recovery CDleri de yok. Eğer işletim sistemi Windows 7 olsaydı çok kolay bir şekilde USB Flash bellek kullanarak da format atabilirdim, ama 1GB RAM bulunduran netbooklarda Windows 7 performansı Windows XP’ye göre düşük oluyor. USB’den XP yüklemek de bir ton dert.
Bu şekilde olmasa da ama mutlaka recovery için bir yöntem vardır diyerek internetten “hp compaq mini 110 recovery” şeklinde arama yaptığımda karşıma çıkan sayfalardaki bilgiler birbiriyle uyuşmazlık gösteriyor.
Kimi sitelerde çözüm olarak F11′e basılarak recoverynin başlatılması söylenirken(ki benim baktığım netbookta F11 seçeneği yok, muhtelen biraz daha farklı bir modelden bahsediyor) kimi sitelerde de recovery disklerden bahsediliyor. Harici veya dahili DVD sürücüsü olmadığından recovery diskleri de anlamsız kalıyor. Birkaç yerde Roxio BackOnTrack’den bahsedildiğini gördüm ve netbookun program listesinde böyle bir program gördüğümü anımsadım. Biraz araştırmadan sonra HP Mini netbookların Roxio BackOnTrack programı ile recovery yapıldığını öğrendim. Bilgisayara yüklü olan bu program sayesinde belirlenmiş tarihlerde kayıt noktaları oluşturuluyor ve daha sonrasında bu kayıt noktalarına geri dönüş yapılabiliyor. Hoş, Windows’un kendisinin Sistem Geri Yükleme’si de aynı işi yapıyor; ancak Roxio BackOnTrack ile sıfır noktasına, yani fabrika ayarlarına geri dönüş yapılabiliyor.
Bu yöntem ile recovery yapmak için Windows oturumu açıkken programı başlattım ve sistemi geri yüklemeye çalıştım. Ancak geri yükleme noktasını seçeceğim ekrana geldiği vakit her defasında program yanıt vermiyor haline geçiyordu. Windows’tan çalıştırılamadığı taktirde bilgisayar açılırkenki boot ekranında F6 tuşuna basılı tutulunca Roxio BackOnTrack’e erişilebiliniyor. Bunu uyguladığımda bana hangi kayıt noktasına geri yükleme yapmak istediğimi sordu, HP Initial Restore Point(fabrika ayarlarına dönüş oluyor) seçeneği seçip geri yüklemeyi başlattım. 3,5-4 saate yakın sürdü geri yükleme işlemi. İşlem sonrasında bilgisayarı başlatmayı denediğimde boot ekranından hemen sonra 1 saniyeliğine mavi bir ekran gösterip reset atıyordu sürekli olarak. Bu yüzden geri yükleme işlemini tekrarladım düzelmesi umuduyla. Yine uzun bir bekleyişin ardından tekrar başlatmayı denediğimde bu sefer şu hatayı vermeye başladı:
“Windows aşağıdaki dosya eksik veya bozuk olduğu için başlatılamadı
<Windows Root>System32ntoskrnl.exe
yukarıdaki dosyanın bir kopyasını yeniden yükleyin.”
Bu işlem için çözümler genelde bir Windows CDsi takıp dosyayı kopyalamaktan bahsediyor. Bu noktada artık canıma tak ettiği için USB bellek ile format atmaya karar verip shiftdelete.net’teki USB Bellekten XP Kurmak rehberini takip ettim. Biraz uğraşıp USB belleği formata hazırlayıp formatı işlemini tamamladım. Ancak bu sefer de Windows açılırken 2 farklı seçenek sunuyordu bana, birincisini seçince yeni yüklediğim Windows açılırken ikincisi seçince ntoskrnl.exe hatasını veriyordu. Bilgisayarda sadece 1 tane işletim sistemi yüklü olduğundan emin olduğum için bana biraz garip gelmişti, ancak kafa karıştırmaktan başka sisteme hiçbir etkisi yoktu. 2. seçeneği ortadan kaldırmak için ilk seçeneği seçip Windows’ta normal bir şekilde oturum açtıktan sonra Bilgisayarım’a sağ tıklayıp, Özellikler’i seçip, oradan Gelişmiş sekmesine tıklayıp Varsayılan işletim sistemi başlığının altındaki Düzenle butonuna tıklayınca açılan metin belgesindeki en alttaki satırı silip kaydedince açılıştaki sorduğu seçenek meselesi de ortadan kalktı.
Burada tarif ettiğim sorunlara benzer bir problem yaşıyorsanız ve çözüm bulamıyorsanız yorum yazara yardım isteyebilirsiniz.
Popüler Arama Kelimeleri:
- compaq mini 110 recovery
- hp compaq mini 110 recovery tuşu
- hp mini 110 format nasıl atılır
- compaq mini 110 recovery tuşu
- hp compaq mini 110 format
- hp mini 110 recovery
- hp compaq mini 110 recovery
- compaq mini 110 recovery nasıl yapılır
- hp mini 110 format
- hp compaq mini 110 format atma
2 Yorum -
Yorum Yaz
1.MEMUR MAAŞ ZAMMI
Bu hafta zam konusunun mayısta mı yoksa haziranda mı kesinleşeceği üzerine epey haber yazıldı. Artık zam bilmecesi çığırında çıktı. Ayrıca daha zamın kaderi bile belli değilken zammın faizi de epey meşgul etti öğretmenleri. Zam haberleri artık mide bulandırmaya başladı.Kardeşim zam vermeyin. Siz de rahatlayın biz de.2.4+4+4 veya KESİNTİLİ ZORUNLU EĞİTİM
En az zam konusu kadar öğretmenlerin gündeminde yer almakta. Siyasiler işi bulandırdıkça öğretmenler de iyice usanmaya başladı. Yok 6 yaşında mı okula başlansın,yok neden kesintiliymiş de zorunlu değilmiş gibi sonu gelmeyen sorular bu meseleyi de daha da içinden çıkılmaz bir hale getiriyor.3.SBS SINAVI
Daha tam olarak alışamıdığımız SBS sınavı da kalkıyor ya da adı değişiyor. Neymiş artık olgunluk sınavı yapılacakmış Herhalde adı değişince herşey çok farklı oldu zannediyorlar. Acaba son defamıdır bilmiyoruz ama SBS sınavı başvuruları da bu hafta başladı.4.CUMARTESİ MESAİSİ
Sürpriz bir şekilde gündemimize girdi. Aslında bu durumun hükümetin nabız yoklaması mı yoksa spekülatif bir haber mi olduğu konusunda hemfikir değiliz. Gerçi Enerji Bakanı külliyen yalan dese de her nedense yine de şüphelerimiz devam ediyor5.OKULLAR HAYAT OLSUN PROJESİ
Okulların hayat olmaya başladığı bazı okullarda meslektaşlarımız durumdan pek memnun değil. Okullar talan edilir şeklinde dillendirilen bu meselede de her kafadan ses çıkıyor. Galiba gündem bu kadar hareketliyken hemfikir olmamız imkansız.
ORTAK SORULAR
1.Siyaset(Medeni kanunla ilgili soru)
2.Celal Bayar(son başbakan)
3.Teşkilat-Esasiye kanunu(yeni türk devletinin hukuki temelleri)
4.İnkılapçılık(gelişmeyi ön planda tutan Atatürk ilkesi)
5.Milli Kongre cemiyeti(basın yayın yoluyla anadoluyu savunan)
6.Tahran(sadabat paktının imzalandığı yer)
7.Öğretmen merkezli öğretim(ilerlemecilikle ilgili soru)
8.Mahmut şevket paşa(31 mart olayını bastıran kişi)
9.II.İnönü savaşı(Siz orda halkın makus talihini yendiniz)
10. Manastır asker idadisi(harp okulu)
11.tevhid-i tedrisat kanunu(
12-Terakkiperver Cumhuriyat Fırkası (Şeyh Said Ayaklanmasından sonra kapatılan parti)
13. Türk Tarih Kurumu (Atatürk'ün mirasını bağışladığı yer sorusu:)
14. Fransa(hatay sorunun çözülmesi için görüşülen devlet)
15.İşlem öncesi dönem (Piaget ile ilgili soru)
16.Bıktırmak
17. Öğretim süreçleri
18.Öğrencinin devamsızlık yapması(Öğrenciden kaynaklan sorun)
19.Romantizm(duyguların ifade edilmesi)
20-Duyguların ifade edilmesi(Sinematografi sorusu)
21.iletişim eski insanlar için bugünkü kadar önemliydi.(Mağara resimleriyle ilgili soru)
22.9.Ordu müfettişliği(Atatürke kastamonu,ersurum için verilen görev)
23.Geri iade etmek şeklindeki şık(Anlatım bozukluğu sorusu)
24.Sevr barış antlaşması(imzalayanların vatan haini ilan edildiği)
25.orman bahçeyi sardı(Kuşatmak-çepeçevre sarmak sorusu)
26.Bazılarının hangi amaçla dövizin kaçmasına neden olmaları(İstemeden birinin işine yaramak sorusu)
27.dramatizasyon(dalenin kendi kendine öğrenme teorisi)
28.dişçiye giden çocuğun dişçiyi oynaması(model alarak öğrenme sorusu)
29.Öğretim ya da teknoloji(bilim ile uygulama arasındaki köprü)
30.pekiştirme(davranısı erttırma)
31.tablo(yazım yanlışı sorusu)
32.çok soru sorma(öğretmenin mesleki yeterliliği ile ilgili soru)
33.sunu
34.açıklama(anlatım şekli sorusu)
35.1. ve 3. cümle(anlamca birbirine benzeyen cümleler sorusu)
36.eğitim programları hazırlama(eğitim felesefesinin alanıyla ilgili soru)
37.eğitim(demokratik toplumlarda sınıf atlama aracı hangisidir sorusu)
38.el attı-(el verdi olabilir)(türkçede boşluk sorusu)
39.istek(öznellikle de olabilir)(hangisi güvenilir kaynakta bulunmaz sorusu)
40.nasıl sınıfı geçecek(elbette kelimesini yerne kullandığımız sorusu)
41.modern dünyanın yönelimini fark ettiniz mi ?(Başından boşluk bırakılan sorunun cevabı)
42.gözlerinden Süzülmek(mecaz anlam sorusu)
43.duyguların anlatımına dikkat çekmek(mimiklerler ilgili paragraf)
44.6+7 ile başlayan(sıralama sorusu B kitapçığında C şkkıydı)
45.sigarayı kendine ve cevresine zarar verdiği için bıraktım(banim işime yarayan ama topluma zarar veren paragrafı)
46.kalıtım (Vygostky cevap ile ilgili. )
BEDEN EĞİTİMİ
1.Basketbol 40 4*10
2.voleybol 5 set
3 abdominal karın kası
4.basketbolda sayıdan sonra hava atışı yapıulmaz
5.dengeli ve yeterli beslenme
6.cimlastik bayanlar denge
7.olimpiyat kısaltma IOC
8.esneklikle ilgili
9.suyun faydaları kayganlık
10 bisiklet bağışıklık sistemi
11.voleybol kaptanı farklı renk gizmez
12. menteşe el ve parmak
13. futbolla kas arkadaki kaslar
14.dizin hareketleri flexion extension
15.artistik cimlastik 4 yılda
16. bayanların kelebekleme yüzmesi 100 200
17.badminton 3 set
18. kalp damar has. egzersiz
19. hentbolda kaç kişi 7
20. şişmanlıkla ilgili 6 soru vardı onuda siz bulun
21.anatominin konusu
22. spor felsefesi psikolojisi...
DİN KÜLTÜRÜ
1-medine sözleşmesininin amacı ?
toplumsal barışı sağlama
2-haram aylardan olmayan ? ramazan
3-hendek savaşına ahzab sanaşı denmesinin sebebi diğer kabilelerin katılması
4-evresel din?
budizim? mi
5-hz. isanın tekrar gelişi? mesih inaçlılar
6-yahudiliğin imam esaslarından olmayan ? peygamberlere iman
7-makalatul islamiyyin? eşari
8-bizansla ilk savaş ? mute
9-velayet ?
şia
10-habeşistana hicret?
11-umrenin farzı?
tavaf
12-hervele/ remel?
medinede il sure?
13-bakara
14-ilk fıkıh usulu? er risale
15-eşari maturidi arasında ihtilaf olmayan konu? büyük günah
16-'' Ez zikr''? kuran
17-selam vermenin hükmü vacip
18- selem akdi ( para peşin mal veresiye)
19- Bektaşilik
20-Zühd?
21-karzı hasen?
22-cuma ezanı okunurken alış verişin hükmü?haram liğayrihi
23-El - Müheymin Hükmü altına alan
24-Meleklerin hızları ? ayette konu edilen mesafe
25-cehennemin ismi olmayan Mukame
26-Yemini gamus?
27-Yemini kendine vacip kılmak
28-Abdest alırken az su kullanmanın hükmü? mekruh
29-Fıkıh konularına göre tasnif edilmiş hadis kitabı?
30-sünen
TARİH
1.LEGARİ HASAN ÇELEBİ
2.PAZIRIK
3.KARUM
4.NATO
5.OAPEC
6.MISIR
7.ŞÜKRÜ SARAÇOĞLU
8.MUHİBBİ
9.YURTSUZ JOHN
10.8.HAÇLI SEFERİ
11.MÜSTAKİL GRUP
12.TRAKYA PAŞAELİ CEMİYETİ
13. koçibey risalesi ibrahim ve IV. murat
14.büyük selçuklu bağımsızlık nişabur
15.nizamülmülk alparslan döneminde vezir oldu.
16.türk ocaklarının yerine halkevleri kuruldu
17.chp nin 5. kurultayında müstakil grup kuruldu
18.kadife devrim çekoslavakya
19.hat snatında iri yazım şekli celi
20. büyük cüz küçük cüz orta cüz kazak hanedanlığı ?
21.londra ant
22.paris ant
23. midye enez londra anlaşması
24.YAŞ ANTLAŞMASI
25.17.YÜZYIL (EN ÇOK PADİŞAH DEĞİŞİKLİĞİ)
26. elviye-i selase kars ardahan batum
27. Hz. Ali - El EşariMuaviye - Amr bin As(Kabe hakemliği)
28.VERSAY ANTLAŞMASI(ABD BAĞIMSIZLIĞI)
29.KABAKÇI MUSTAFA İSYANI
30.FETHİ OKYAR HÜKÜMETİ
31.ORHAN BEY(DEVLETLEŞME)
32.II.KOSOVA
33.İLTERİŞ(46 SEFER)
34.TEBÜK
35.MUSUL SORUNU(MİLLETLER CEMİYETİNE TAŞINAN)
36.HARİSTAN SAVAŞI
37.AYET HÜKMÜMDEDİR(ŞARİ NASS)
BİYOLOJİ
1.pişmiş yumurtadaki proteinler?
sadece denatürasyon
2.iz elementler? c şıkkı
3.c4 cam bitkileri? ilk kararlı bileşik 4 karbonlu
4.yağların glikoza çevrildiği organel? glioksizom
5.bitkilerde üreme şekilli soruda nerde mayoz bölünme olur? I ve II 6.hangisi genin özelliklerinden değildir? sadece DNA dan oluşur 7.mutasyon sorusu? delesyon 8.stomaların açılmasına etkili olan faktör (K ve sakkaroz) ? cevap 4 9. PS II kaybettiği elektronları sudan alır. |
0 Yorum -
Yorum Yaz
Vakıf ve Derneklerin Vergi Karısındaki Durumu
1 Mart 2007
Hayati ahin, CPA, MBA
Yeminli Mali Müavir
Birleik Uzmanlar Yeminli Mali Müavirlik ve
Baımsız Denetim A..
Raporun çerii:
1.Vakıf ve Dernek Gelirlerinin Vergilendirilmesi
1.1 Vakıf ve Derneklerin Kurumlar Vergisi Karısındaki Durumu
1.2 Vakıf ve Derneklerin Gelir Vergisi Karısındaki Durumu
Tablo: Vakıf (Sosyal Yardımlama ve Dayanıma Vakıfları Hariç) ve Dernek Kazançlarının Vergilendirilmesi
1.3 Vakıf ve Derneklerin yaptıı ilemlerin ve malvarlıklarının tabi olduu dier vergiler
Tablo: lem ve mal varlıı üzerinden tabi olunan vergiler
1.4 Vakıf ve Derneklerin yararlanabildii vergi istisnaları ve bu istisnalardan yararlanma artları
2. Vakıf ve Derneklere yapılan baı ve yardımlar
2.1 Gerçek kiilerin baı ve yardımları
Tablo: Gelir Vergisi Kanunu 89 no.lu Maddesine göre gerçek kiilerin baı ve yardımları ile ilgili düzenlemeler
2.2 Gerçek kiilerin baı ve yardımlarının Gelir Vergisi Beyannamesi verilmemesi nedeniyle indirilememesi hususu
2.3 Tüzel kiilerin baı ve yardımları
Tablo: Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 14/6 no.lu Maddesine göre tüzel kiilerin baı ve yardımları ile ilgili
düzenlemeler
2.4 Gelir ve Kurumlar Vergisi dıındaki Kanunlarda Baı ve yardımlarla ilgili düzenlemeler
Tablo: ahısların ve irketlerin Vergi Kanunları ( Gelir ve Kurumlar Vergisi) dıındaki kanunlarla belirlenen baı ve
yardım yapabilecei kurulular ve bu baı ve yardımların Gelir ve Kurumlar Vergisinden ndirebilecek oran ve
tutarlarıTÜSEV, tüm hakları saklıdır, 2006 2
Vakıf ve Derneklerin Vergi Karısındaki Durumu
1.Vakıf ve Dernek Gelirlerinin Vergilendirilmesi
Vergi Kanunlarımızda Vergiden Muaf Vakıf ve Kamu Yararına Çalıan Dernek statüleri bulunmasına ramen Vergi
Kanunlarında geçmi yıllarda yapılan deiikliklerle vakıfların ve derneklerin vergiden muaf olmalarının bir anlamı
kalmamıtır. Vakıf ve dernek gelirlerine uygulanan mevcut vergileme sistemi vergi muafiyeti olan ve olmayan vakıf ve
dernekler için aynı olmakla birlikte Türk Medeni Kanunu hükümlerine göre kurulan vakıflar ile Dernekler Kanunu
hükümlerine göre kurulan dernekler dıında özel bir kanunla kurulmu vakıf veya dernekler için farklılık arz
etmektedir.Bu dernek ve vakıflar çeitli kanunlarla farklı tarihlerde kurulmulardır. Bunlar:
- Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı
- Türkiye Kızılay Dernei
- Türk Hava Kurumu
- Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu
- Türkiye Yardım Sevenleri Dernei
- Resmi Darülaceze Kurumları
- Darüafaka Cemiyeti
- Yeilay Dernei
- Türkiye Emekli Subaylar Dernei
- Türkiye Emekli Astsubaylar Dernei
- Türkiye Harp Malulü Gazileri ehit ve Yetimleri Dernei
- Türkiye Muharip Gaziler Dernei
1.1 Vakıf ve Derneklerin Kurumlar Vergisi Karısındaki Durumu
Vakıf ve dernekler Kurumlar Vergisi Mükellefi deildir, ancak ktisadi letmeleri olan vakıf ve derneklerin bu
iletmelerinin faaliyetleri Kurumlar Vergisine tabidir. Bir vakfın veya dernein faaliyetlerinin iktisadi iletme
oluturmasının bazı ölçüleri vardır. Kendileri Kurumlar Vergisine tabi olmayan vakıf ve dernekler malvarlıklarının
iletilmesinden örnein nakit varlıklarının menkul kıymetlere yatırılmasından ve gayrimenkullerinin kiraya
verilmesinden dolayı –bu faaliyetleri iktisadi iletme oluturmuyorsa- elde ettikleri gelirleri nedeniyle Kurumlar
Vergisi ödemezler. Ancak bu gelirler Gelir Vergisi Kanunu uyarınca vergi kesintisi yapılmasını gerektiren türden
gelirlerse Gelir Vergisi Kanunu’nun 96’ıncı ve geçici 67’inci maddeleri uyarınca bu gayrimenkul ve menkul sermaye
iratlarını ödeyenler Gelir Vergisi Stopajı yaparlar. Vakıf ve dernekler Kurumlar Vergisi Beyannamesi
vermediklerinden stopaja tabi tutulan gelirleri için ilave Kurumlar Vergisi ödemez, stopaj oranı sıfır olarak tesbit
edilen gelirleri için de vergi ödemezler.
Vakıf ve derneklerin vergilendirilmesi büyük ölçüde gerçek kiilerin vergilendirilmesi ile aynıdır.
1.2 Vakıf ve Derneklerin Gelir Vergisi Karısındaki Durumu
Vakıf ve dernekler gayrimenkullerinden kira, itirak hisselerinden ve hisse senetlerinden temettü, tahvil, YTL ve döviz
yatırımları üzerinden de faiz geliri elde edebilirler. Gelir Vergisi Kanunu’na göre bu gelirlerin hepsi üzerinden bu
gelirleri ödeyenler tarafından stopaj yoluyla vergi kesintisi yapılması gerekir. Vakıf ve dernekler iktisadi
iletmelerinden elde ettikleri kar payı için gelir vergisi stopajını kendileri yaparlar. Vakıf ve derneklere kuruluları
sırasında tahsis edilen sermaye ile yapılan baı ve yardımlar gelir vergisine tabi deildir.TÜSEV, tüm hakları saklıdır, 2006 3
Aaıdaki tabloda vakıf (Sosyal Yardımlama ve Dayanıma Vakıfları Hariç) ve derneklerin kazançlarının
vergilendirilmesi gösterilmektedir: Elde edilen menkul sermaye iradı türündeki (faiz, temettü, repo geliri vb.)
kazançların vergilendirilmesinde bu kazançların 1.1.2006 tarihinden sonra iktisap edilen menkul kıymetlerden
1.1.2006 sonrasında elde edilen kazançlar olduu varsayılmıtır. 1.1.2006 tarihinden önce iktisap edilen menkul
kıymetlerden 1.1.2006 sonra elde edilen kazançlara bu tarihten önceki mevzuat hükümleri uygulanacaktır.
VAKIF VE DERNEK KAZANÇLARI Kamu yararına
çalıan dernekler ve
Bakanlar Kurulunca
vergi muafiyeti
tanınan vakıflar
Dier Dernek ve
Vakıflar
Özel Kanunla
Kurulan Dernek ve
Vakıflar
VAKIF VE DERNEKLERN KTSAD
LETMELERNN ELDE ETT
KAZANÇLAR
stisna yok, iktisadi
iletme verem, cüzzam
ve trahom tedavisi
yapılan bir hastane ise
Kurumlar Vergisinden
muaf
stisna yok, iktisadi
iletme verem, cüzzam
ve trahom tedavisi
yapılan bir hastane ise
Kurumlar Vergisinden
muaf
stisna yok, iktisadi
iletme verem, cüzzam
ve trahom tedavisi
yapılan bir hastane ise
Kurumlar Vergisinden
muaf
KTSAD LETMEDEN ELDE EDLEN
VE VAKFA VEYA DERNEE
AKTARILAN KAZANÇLAR
Aktarılacak kazançtan
% 15 Gelir Vergisi
kesintisi yapılır
Aktarılacak kazançtan
% 15 Gelir Vergisi
kesintisi yapılır
Aktarılacak kazançtan
% 15 Gelir Vergisi
kesintisi yapılır
KURULUTA SALANAN SERMAYE,
BAI VE YARDIMLAR
Gelir Vergisinden muaf,
vergi kesintisine tabi
deil
Gelir Vergisinden muaf,
vergi kesintisine tabi
deil
Gelir Vnergisinden
muaf, vergi kesintisine
tabi deil
MENKUL VE GAYRMENKUL
MALVARLIININ LETLMESNDEN
ELDE EDLEN KAZANCIN TÜRÜ
Ödeyenler tarafından
yapılan Gelir Vergisi
Kesintisi oranı
Ödeyenler tarafından
yapılan Gelir Vergisi
Kesintisi oranı
Ödeyenler tarafından
yapılan Gelir Vergisi
Kesintisi oranı
Hisse senedi kar payları % 15 % 15 % 15
tirak hisselerinden doan kar payları % 15 % 15 % 15
A Tipi Yatırım Fonu kazancı % 10 % 10 % 10
B Tipi Yatırım Fonu kazancı % 10 % 10 % 10
Devlet Tahvili faizi % 10 % 10 % 10
Hazine Bonosu faizi % 10 % 10 % 10
Risk Ser.Y. Fon ve Ort.,Gay.YF ve GYO
Kazançları
% 10 % 10 % 10
Toplu Konut, Kamu Ortaklıı ve
Özelletirme darelerince çıkarılan menkul
kıymet gelirleri
% 10 % 10 % 10
Özel Sektör Tahvili faizleri % 10 % 10 % 10
Alacak faizleri % 0 % 0 % 0
Mevduat faizleri % 15 % 15 % 15
Döviz tevdiat hesapları (Banka, Özel Finans
Kuruluu)
% 15 % 15 % 15
Özel finans kurumlarının ödedikleri kar
payları
% 15 % 15 % 15
Repo gelirleri % 15 % 15 % 15
Gayrimenkul sermaye iradı- kira gelirleri
oran % 20
oran % 20 oran % 20
Gayrimenkul alım satım kazancı
istisna var istisna var istisna var
Devlet Tahvili, Hazine Bonosu alım satım
kazançları
%15 %15 %15
Hisse senedi, itirak hissesi, tahvil alım
satım kazançları
itirakin halka açık olup
olmamasına ve elde
tutulan süreye balı
olarak istisna var
itirakin halka açık olup
olmamasına ve elde
tutulan süreye balı
olarak istisna var
itirakin halka açık olup
olmamasına ve elde
tutulan süreye balı
olarak istisna varTÜSEV, tüm hakları saklıdır, 2006 4
1.3 Vakıf ve derneklerin ilem ve malvarlıklarının tabi olduu dier vergiler
Aaıdaki tablo ilem ve mal varlıı üzerinden tabi olunan vergileri özetlemektedir:
DER VERGLER (Sosyal Yardımlama ve
Dayanıma Vakıfları ile Özel Kanunla Kurulan
Vakıf ve Dernekler Hariç)
Kamu yararına çalıan
dernekler ve Bakanlar
Kurulunca vergi muafiyeti
tanınan vakıflar
Dier dernek ve vakıflar
Katma Deer Vergisi (mal ve hizmet alımlarında) istisna yok istisna yok
Özel Tüketim Vergisi (bazı malların alımında) istisna yok istisna yok
Özel letiim Vergisi istisna yok istisna yok
Damga Vergisi vakıflar için istisna yokkuruluta vergi muafiyeti
olmadıı için- genel
menfaatlere yararlı
derneklerin
düzenlediklerinde var
istisna yok
Harçlar ( yargı, noter ve vergi harçları) istisna yok, vergiden muaf
olanlara kurulutaki noter
harcı istisna, ancak vergi
muafiyeti kuruluta
verilmiyor
istisna yok
Tapu ve kadastro harçları istisna var istisna yok
Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisi istisna yok istisna yok
Belediye Vergi ve Harçları istisna yok istisna yok
Motorlu Taıtlar Vergisi istisna yok istisna yok
Emlak Vergisi Kiraya verilmemeleri
artıyla istisna var
stisna yok, ancak bazı
faaliyetlerde bulunanların
bu faaliyetlerine tahsis
edilen binaları istisna
kapsamında
Veraset ve ntikal Vergisi- vakıflara yapılan baılar
için
muafiyet elde edildikten
sonra var, kurulu sırasında
ve muafiyet statüsünün elde
edilmesinden önce verilen
mallar için istisna yok
faaliyetlere balı istisna
var-bazı vakıflarTÜSEV, tüm hakları saklıdır, 2006 5
1.4 Vakıf ve derneklerin yararlanabildii vergi istisnaları ve bu istisnalardan yararlanma
artları :
Vakıf ve derneklerin vergi muafiyeti statülerinin olması halinde, Tapu ve Kadastro Harçları, Emlak Vergisi ve
Veraset ve ntikal Vergisi muafiyetleri vardır. Bunlar dıında fiilen bir muafiyet yoktur.
Yabancı Vakıflar vergi muafiyeti olmayan vakıflarla aynı statüdedirler.
2. Baı ve yardımlar
2.1 Gerçek kiilerin baı ve yardımları ile ilgili Gelir Vergisi Kanunu düzenlemeleri
Gerçek kiilerin Vergi muafiyeti olan Dernek ve Vakıflara yaptıkları baılara istisna vardır. Vergi Muafiyeti olmayan
Dernek ve Vakıflara yapılan baılara istisna yoktur. Ancak bazı gelir sahipleri için aaıda 2.2 de bahsedilen,
baılarını indirememe durumu söz konusudur.
Gelir Vergisi Kanunu’na göre gerçek kiilerin aaıdaki dört grupta yer alan kurululara yaptıkları baı ve yardımlar
gider olarak indirilebilir:
· Genel ve Özel Bütçeli Kamu dareleri, l Özel dareleri, Belediyeler ve Köyler
· Kamu yararına çalıan dernekler, vergi muafiyeti tanınan vakıflar
· Bilimsel aratırma faaliyetlerinde bulunan kurum ve kurulular
· Fakirlere yardım amacıyla Gıda Bankacılıı yapan dernek ve vakıflar
Baıların gider olarak indirilebilecek tutarı, bu baı ve yardımların amaçlarına ve baı yapılan kurulua balı olarak
o yıl gelirinin % 5 ile (kalkınmada öncelikli yöreler için % 10’u) sınırlı olabilir veya tamamı gider olarak indirilebilir.
Bu durumda üst sınır beyan edilen gelirle sınırlıdır. Zarar beyan edilmesi halinde indirim söz konusu deildir.
Baı ve yardımlar nakdi veya ayni olabilir. Ayni olmaları halinde baı ve yardımın konusunu oluturan mal veya
hakkın maliyet bedeli veya kayıtlı deeri, bu deer mevcut deilse Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre takdir
komisyonlarınca tespit edilecek deeri esas alınır.TÜSEV, tüm hakları saklıdır, 2006 6
Gelir Vergisi Kanunu 89 no.lu Maddesine göre gerçek kiilerin baıları ile ilgili düzenlemeler ( Kalkınmada Öncelikli
Yörelerde istisna oranı % 10 dur.) aaıdaki tabloda özetlenmitir:
Baıın Yapılabilecei Kurulu Kanun
NoMadde No
Baı
Yapılanın
Statüsü
Baıın
Türü
Baıın
Matraha oranı
(Sınırsız =
Matrahın
tamamına
kadar
baılanabilir )
Üst sınır
(Sınırsız = Baı
tutarı matrah
tutarı kadar
olabilir)
Genel ve Özel Bütçeli kamu darelerine, l Özel
darelerine, Belediyelere ve Köylere- Makbuz
karılıı yapılan genel baılar
193 -89/4 Kamu Nakdi ve
Ayni
% 5 Gelirin % 5ine
eit tutar
Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti tanınmı
vakıflar, Kamu yararına çalıan derneklere
yapılan genel baılar
193 -89/4 Özel Nakdi ve
Ayni
% 5 Gelirin % 5ine
eit tutar
Genel ve Özel Bütçeli kamu darelerine, l Özel
darelerine, Belediyelere ve Köylere
Okul, salık tesisi, örenci yurdu, huzur evi,
bakım ve rehabilitasyon merkezi ina edip,
baılanması veya bu kurululara bunların
inası için veya mevcut olan bu türde tesislerin
faaliyetlerinin idamesi için yapılan baılar
193 -89/5 Kamu Nakdi ve
Ayni
Sınırsız Sınırsız
Fakirlere yardım amacıyla Gıda Bankacılıı
yapan dernek ve vakıflara gıda, temizlik,
giyecek ve yakacak maddeleri verilmesi
suretiyle yapılan baılar
193 -89/6 Özel Ayni Sınırsız Sınırsız
Genel ve Özel Bütçeli kamu dareleri, l Özel
dareleri, Belediyeler ve Köyler ile kamu
yararına çalıan dernekler, vergi muafiyeti
tanınan vakıflar ve bilimsel aratırma
faaliyetlerinde bulunan kurum ve kurulular
tarafından yapılan ya da Kültür ve Turizm
Bakanlıınca desteklenen veya desteklenmesi
uygun görülen kültür, sanat, arkeoloji, tarih,
edebiyat, kültür varlıklarını koruma, gibi belirli
alanlarda yapılan harcamalar ve bu amaçlar
için yapılan baı ve yardımlar (* Bakınız 2.3)
193 -89/7
(a-j)
Kamu,
Özel
Nakdi ve
Ayni
Sınırsız SınırsızTÜSEV, tüm hakları saklıdır, 2006 7
2.2 Gerçek kiilerin bazı hallerde Gelir Vergisi Beyannamesi verememesi nedeniyle
baılarını indirememesi hususu
Türkiye’de Gelir Vergi esas itibariyle beyanname üzerinden alınır. Ancak son yıllarda vergi kesintisi sisteminin ön
plana çıkarılması ile bazı gelir unsurları için yıllık Gelir Vergisi Beyannamesi verildii durumlar oldukça sınırlı bir
hale gelmitir. Özellikle bir kısım menkul sermaye iradı eklindeki gelirler stopaj suretiyle daha düük oranda
vergilenmekte, bu gelirler için beyan zorunluluunun kaldırılması neticesinde de bu gelirler yıllık beyannameye dahil
edilmemekte ve stopaj suretiyle vergileme nihai vergileme halini almaktadır. Bazı menkul sermaye iratlarında da
beyan sınırlarının yüksek olması nedeniyle sınır altında kalan bu gelirler için ya yıllık beyanname verilmemekte ya da
bu gelirler yıllık beyannameye dahil edilmemektedir. Bu sistemin sonucu beyanname verilmemesi ve baıların da
indirilememesidir. Örnein geliri sadece stopaj suretiyle vergilenen menkul sermaye iratlarından oluan gerçek kiiler,
gelirlerinin tamamını bazı kurululara baılamaları mümkün olmasına ramen stopaj suretiyle, asgari oranda bir
vergiyi ödemek durumundadırlar. Kanunda bazı menkul sermaye iratlarından kesilen vergiler dier gelirler nedeniyle
ödenecek vergi olmaması ve iade durumu ortaya çıkması halinde – örnein beyan edilmesi gereken dier faaliyetlerden
zarar edilmi olması halinde- kesinlikle iade edilmemektedir. Öte yandan gelirleri sadece ücretten ya da stopaj yoluyla
vergilenen menkul sermaye iratlarından ibaret olan kiiler beyanname verememekte ve baılarını
indirememektedirler.
2.3 Tüzel kiilerin baı ve yardımları ile ilgili Kurumlar Vergisi Kanunu düzenlemeleri
Tüzel kiilerin Vergi muafiyeti olan Dernek ve Vakıflara yaptıı baı ve yardımlara istisna vardır. Vergi Muafiyeti
olmayan Dernek ve Vakıflara yapılan baı ve yardımlara istisna yoktur.
Kurumlar Vergisi Kanununda baılar ve yardımlar 10’uncu Maddede düzenlenmitir. Bu konuda Gelir Vergisine
paralel bir düzenleme vardır. Baı ve yardım yapılabilecek kurulular olarak;
· Genel ve Özel Bütçeli Kamu dareleri, l Özel dareleri, Belediyeler ve Köyler
· Kamu yararına çalıan dernekler, vergi muafiyeti tanınan vakıflar
· Bilimsel aratırma faaliyetlerinde bulunan kurum ve kurulular
· Gıda Bankacılıı yapan dernek ve vakıflar (bunlara gıda, temizlik, giyecek ve yakacak maddeleri verilmesi
suretiyle yapılan baı ve yardımlar ticari kazancın tespitinde indirilebilecek gider olarak Gelir Vergisi
Kanunu 40/10 Maddesinde yer aldıı için)
sayılmıtır.
Baı ve yardımların gider olarak indirilebilecek tutarı, bu baı ve yardımların amaçlarına ve baı ve yardım yapılan
kurulua balı olarak o yıl gelirinin % 5 ile (kalkınmada öncelikli yöreler için de % 5 tir.) sınırlı olabilir veya tamamı
gider olarak indirilebilir. Bu durumda üst sınır beyan edilen gelir kadardır. Zarar beyan edilmesi halinde indirim söz
konusu deildir.
Baı ve yardımlar nakdi veya ayni olabilir. Ayni olmaları halinde baı ve yardımın konusunu oluturan mal veya
hakkın maliyet bedeli veya kayıtlı deeri, bu deer mevcut deilse Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre takdir
komisyonlarınca tespit edilecek deeri esas alınır.TÜSEV, tüm hakları saklıdır, 2006 8
Kurumlar Vergisi Kanunu’na göre tüzel kiilerin baıları ile ilgili düzenlemeler aaıdaki
tabloda özetlenmitir:
Baıın Yapılabilecei Kurulu Kanun NoMadde No
Baı
yapılanın
Statüsü
Baıın
Türü
Baıın
Matraha oranı
(Sınırsız =
Matrahın
tamamına
kadar
baılanabilir )
Üst sınır
(Sınırsız = Baı
tutarı matrah
tutarı kadar
olabilir)
Genel ve Özel Bütçeli kamu darelerine, l
Özel darelerine, Belediyelere ve KöylereMakbuz karılıı yapılan genel baılar
5520 10/1-c Kamu Nakdi ve
Ayni
% 5 Gelirin % 5ine
eit tutar
Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti
tanınmı vakıflara ve Kamu yararına
çalıan derneklere yapılan genel baılar
5520 10/1-c Özel Nakdi ve
Ayni
% 5 Gelirin % 5ine
eit tutar
Bilimsel aratırma ve gelitirme
faaliyetinde bulunan kurululara yapılan
genel baılar
5520 10/1-c Kamu,
Özel
Nakdi ve
Ayni
% 5 Gelirin % 5ine
eit tutar
Genel ve Özel Bütçeli kamu darelerine, l
Özel darelerine, Belediyelere ve Köylere
Okul, salık tesisi, örenci yurdu, huzur
evi, bakım ve rehabilitasyon merkezi, ina
edip, baılanması veya bu kurululara
bunların inası için, veya mevcut olan bu
türde tesislerin faaliyetlerinin idamesi için
yapılan baılar
5520 10/1-c Kamu Nakdi ve
Ayni
Sınırsız Sınırsız
Fakirlere yardım amacıyla Gıda Bankacılıı
yapan dernek ve vakıflara gıda, temizlik,
giyecek ve yakacak maddeleri verilmesi
suretiyle yapılan baılar
193/40-10 Özel Ayni Sınırsız Sınırsız
Genel ve Özel Bütçeli kamu dareleri, l
Özel dareleri, Belediyeler ve Köyler ile
kamu yararına çalıan dernekler, vergi
muafiyeti tanınan vakıflar ve bilimsel
aratırma faaliyetlerinde bulunan kurum ve
kurulular tarafından yapılan ya da Kültür
ve Turizm Bakanlıınca desteklenen veya
desteklenmesi uygun görülen kültür, sanat,
arkeoloji, tarih, edebiyat, kültür varlıklarını
koruma, gibi belirli alanlarda yapılan
harcamalar ve bu amaçlar için yapılan baı
ve yardımlar (*)
5520
10/1-d/1-10
Kamu,
Özel
Nakdi ve
Ayni
Sınırsız Sınırsız
(*) Gelir ve Kurumlar Vergisi Mükelleflerinin baı ve yardımlarının, vergiye tabi kazançlarının yeterli olması
halinde, tamamını gider yazabilecekleri, Genel ve Özel Bütçeli kamu dareleri, l Özel dareleri, Belediyeler ve Köyler
ile kamu yararına çalıan dernekler, vergi muafiyeti tanınan vakıflar ve bilimsel aratırma faaliyetlerinde bulunan
kurum ve kurulular tarafından yapılan ya da Kültür ve Turizm Bakanlıınca Kültür ve Turizm BakanlııncaTÜSEV, tüm hakları saklıdır, 2006 9
desteklenen veya desteklenmesi uygun görülen kültür, sanat, arkeoloji, tarih, edebiyat, kültür varlıklarını koruma gibi
alanlarındaki faaliyetler öyledir:
a)Kültür ve sanat faaliyetlerine ilikin ticari olmayan ulusal veya uluslararası organizasyonların gerçekletirilmesine,
b)Ülkemizin uygarlık birikiminin kültürü, sanatı, tarihi, edebiyatı, mimarisi ve somut olmayan kültürel mirası ile ilgili
veya ülke tanıtımına yönelik kitap, katalog, broür, film, kaset, CD ve DVD gibi manyetik, elektronik ve biliim
teknolojisi yoluyla üretilenler de dahil olmak üzere görsel, iitsel veya basılı materyallerin hazırlanması, bunlarla ilgili
derleme ve aratırmaların yayınlanması, yurt içinde ve yurt dıında daıtımı ve tanıtımının salanmasına,
c)Yazma ve nadir eserlerin korunması ve elektronik ortama aktarılması ile bu eserlerin Kültür ve Turizm Bakanlıı
koleksiyonuna kazandırılmasına,
d)2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu kapsamındaki taınmaz kültür varlıklarının bakımı,
onarımı, yaatılması, rölöve, restorasyon, restitüsyon projeleri yapılması ve nakil ilerine,
e)Kurtarma kazıları, bilimsel kazı çalımaları ve yüzey aratırmalarına,
f)Yurt dıındaki taınmaz Türk kültür varlıklarının yerinde korunması veya ülkemize ait kültür varlıklarının Türkiye’ye
getirtilmesi çalımalarına,
g)Kültür envanterinin oluturulması çalımalarına,
h)2863 sayılı Kanun kapsamındaki taınır kültür varlıkları ile güzel sanatlar, çada ve geleneksel el sanatları
alanlarındaki ürün ve eserlerin Kültür ve Turizm Bakanlıı koleksiyonuna kazandırılması ve güvenliklerinin
salanmasına,
i)Somut olmayan kültürel miras, güzel sanatlar, sinema, çada ve geleneksel el sanatları alanlarındaki üretim ve
etkinlikler ile bu alanlarda aratırma, eitim veya uygulama merkezleri, atölye, stüdyo ve film platosu kurulması,
bakım ve onarımı, her türlü araç ve teçhizatın tedariki ile film yapımına,
j)Kütüphane, müze, sanat galerisi ve kültür merkezi ile sinema, tiyatro, opera, bale ve konser gibi kültürel ve sanatsal
etkinliklerin sergilendii tesislerin yapımı, onarımı veya modernizasyon çalımalarına,
harcanmak üzere yapılan her türlü baı ve yardımların % 100’ü (Bakanlar Kurulu, bölgeler ve faaliyet türleri
itibariyle bu oranı yarısına kadar indirmeye veya kanuni oranına kadar çıkarmaya yetkilidir).TÜSEV, tüm hakları saklıdır, 2006 10
2.4 Gelir ve Kurumlar Vergisi dıındaki Kanunlarda Baılarla ilgili düzenlemeler:
Gerçek ve tüzel kiilerin baılarının Gelir ve Kurumlar Vergisinden indirimi bu iki kanun dıındaki kanunlarda da
düzenlenmitir. Belli bir süre ile sınırlanmayan bu düzenlemeler, deiiklik olmadıı sürece baılara ilikin kalıcı
düzenlemelerdir.
ahısların ve irketlerin Vergi Kanunları ( Gelir ve Kurumlar Vergisi) dıındaki kanunlarla belirlenen baı
yapabilecei kurulular ve bu baıların Gelir ve Kurumlar Vergisinden ndirebilecek oran ve tutarları aaıdaki
tabloda özetlenmitir
Baıın Yapılabilecei
Kurulu
Kanun NoMadde No
Baı
yapılanın
Statüsü
Baıın
Türü
Baıın Matraha
oranı (Sınırsız =
Matrahın
tamamına kadar
baılanabilir )
Üst sınır
(Sınırsız =
Baı tutarı
matrah tutarı
kadar olabilir)
Umumi Hayata Müessir Afet
Felaketzedeleri için Hayır
Kurumları, Mal Sandıkları ve
Dier Kurulular, Milli ve
Mahalli Yardım Komiteleri
7269/44, 45 Kamu Sadece
Nakdi
Sınırsız Sınırsız
Sosyal Hizmetler ve Çocuk
Esirgeme Kurumu ile
Kuruluları
2828/20/b Kamu Sadece
Nakdi
Sınırsız Sınırsız
Üniversiteler ve Yüksek
Teknoloji Enstitüleri
2547/56 Özel,
Kamu
Sadece
Nakdi
Sınırsız Sınırsız
lköretim Kurumları 222/76 Özel,
Kamu
Sadece
Nakdi
Sınırsız Sınırsız
Türkiye Bilimsel ve Teknik
Aratırma Kurumu (TÜBTAK)
278/13 Kamu Sadece
Nakdi
Sınırsız Sınırsız
Atatürk Kültür, Dil ve Tarih
Kurumu
2876/101 Kamu Nakdi ve
Ayni
Sınırsız Sınırsız
Sosyal Yardımlama ve
Dayanımayı Tevik Fonu veya
Sosyal Yardımlama ve
Dayanıma Vakıfları
3294/9 Kamu Nakdi ve
Ayni
Sınırsız Sınırsız
Milli Aaçlandırma ve Erozyon
Kontrolü Seferberlik Kanunu
Çerçevesinde Yapılan
Harcamalar
4122/12 Kamu Nakdi ve
Ayni
Sınırsız Sınırsız
Sekiz Yıllık Kesintisiz Eitim
için yapılan baılar
4306
Tebli97/1
Kamu Sadece
Nakdi
Sınırsız Sınırsız
Emekli Sandıı Kanunu 5434/ Ek 44 Kamu Ayni ve
Nakdî
Sınırsız Sınırsız
Gülhane Askeri Tıp Akademisi
Kanunu
2955/46-b Kamu Sadece
Nakdî
Sınırsız Sınırsız
Kaynak: Mehmet Maç- Tarık Jamali, “Veraset, Hibe ve Ölüm” sf 478-482. Güncelletirilmitir, H
0 Yorum -
Yorum Yaz
17 ŞUBAT 2012 CUMA GÜNÜ DENİZLİ'DE OKULLAR TATİL Mİ KAR YAĞIŞI NEDENİYLE OKULLAR TATİL Mİ
0 Yorum -
Yorum Yaz
GENEL AÇIKLAMALAR
MÜDÜR YARDIMCISI
İlgi : a) 13.08.2009 tarih ve
27318 sayılı Milli Eğitim Bakanlığı
Eğitim Kurumları Yöneticilerinin Atama ve Yer Değiştirmelerine İlişkin
Yönetmelik.
b) 09.08.2011 tarih ve 28020 sayılı Milli Eğitim Bakanlığı Eğitim
Kurumları Yöneticilerinin Atama ve Yer Değiştirmelerine İlişkin Yönetmelikte
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Yönetmelik.
İlimiz dahilinde, ilgi (a) Yönetmeliğin 18
maddesinde ilgi (b) Yönetmelikle yapılan değişiklikler uyarınca duyuru ve atama
yetkisi Valiliğimize ait olan eğitim kurumlarında açık bulunan Müdür Yardımcılığı
kadrolarına, aynı Yönetmeliğin 7.ve 8.maddesinde belirtilen genel ve özel
şartları taşıyanlar arasından yapılacaktır.
A.Adayların
başvuru süresinde dikkat etmesi gereken hususlar:
1.Adayların, hizmet belgesindeki görev yerlerini, kadro unvanlarını,
görevlerinden ayrılma ve başlama tarihlerini kontrol etmelerini, hata var ise
İl/İlçe Milli Eğitim Müdürlüklerine müracaat ederek düzeltmeyi yaptırdıktan
sonra başvurularını yapmaları gerekmektedir.
2.İlgi (a) Yönetmelikte belirtilen şartları
taşıyan adaylar Genel Açıklamalarımızda yer alan eğitim kurumu yöneticilerinin
atama ve yer değiştirme takviminde belirtilen tarihler arasında http://mebbis.meb.gov.tr
internet adresinden “Yönetici Atama
Başvuru Ekranı” üzerinden Ek-1
Yöneticilik İstek Formunda en fazla 25 (Yirmibeş) eğitim kurumunu tercih etmek
suretiyle başvuruda bulunabileceklerdir. Başvuruların geçerlilik kazanabilmesi
için mutlaka Kurum/İlçe/İl onayının yapılması
gerekmektedir. Onay işlemlerinden
sonra tercihlerde değişiklik
yapılamayacağından adaylar tercihlerini yaparken dikkatli olmaları
gerekmektedir. Elektronik ortamda yapılmayan başvurular geçersiz sayılacaktır.
3.Adayların ilgi (a) Yönetmeliğin 7. ve 8. Maddesi
ile ilgi (b) Yönetmeliğin EK-4 formuna dikkat ederek tercihlerde bulunması gerekmektedir.
4. Adaylardan ilgi (a) Yönetmeliğin 19.
maddesinin 5. bendinde belirtildiği üzere; müdür başyardımcısı olarak ataması
yapılanlar müdür yardımcısı olarak atanmak üzere başvuruda bulunamayacaklardır.
5.Adaylar;
a. Sınav Sonuç Belgesi
b. Mezuniyet Belgesi
c.
MEBBİS Özlük Modülünden alınmış onaylı Hizmet Belgesini (adaylar hizmet
belgesindeki bilgilerinin doğru
olduğunu yazıp, imzalayacaklardır.)
d. Varsa uzmanlık belgesi
Elektronik başvuru formuna ekleyerek
kadrosunun bulunduğu Eğitim Kurumu Müdürlüğüne teslim edeceklerdir.
B.Eğitim
Kurumu/ İlçe Milli Eğitim Müdürlüklerince yapılacak işlemler.
1.Eğitim Kurumu Müdürlüklerinin okullarında görev
yapan Eğitim Kurumu Yönetici ve öğretmenlerine ilgi yönetmelik, duyuru yazısı ve genel
açıklamaları imza karşılığında
duyurması.
2.Adayların
başvuru şartlarını taşıyıp taşımadığı ayrıca elektronik ortamda girdiği
bilgilerin başvuru evrakları ile uyumlu olup olmadığının okul ve İlçe Milli
Eğitim Müdürlüklerince dikkatli incelenerek gerekli titizliğin gösterilmesi,
3. Adayın
girdiği bilgilerin doğru olmadığı tespit edildiğinde kesinlikle onay
verilmemesi ve reddedilmesi.
4.Adayların
bilgilerinde eksiklik /hata olması halinde
öncelikle ADAY daha sonra ise
eksik veya yanlış bilgileri onaylayan OKUL/İLÇE MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜKLERİ
SORUMLU OLACAKTIR ve HAKLARINDA YASAL İŞLEM YAPILACAKTIR.
5.Eğitim Kurum Müdürlükleri, İlçe Milli Eğitim
Müdürlükleri; başvuru şartlarını taşıyan adayların başvurusunu Genel
Açıklamalarımızda yer alan eğitim kurumu yöneticilerinin atama ve yer
değiştirme takviminde belirtilen tarihler arasında elektronik ortamda
onaylandıktan sonra Elektronik başvuru
formu ile birlikte belgelerini aynı gün bekletmeksizin bağlı bulunduğu İlçe/İl
Milli Eğitim Müdürlüğüne gönderilmesi. (başvuru yapan aday sorumludur.)
C. İl Milli Eğitim Müdürlüğünce
Yapılacak İş ve İşlemler:
1.İlimizdeki Eğitim Kurumlarında açık bulunan Müdür Yardımcılıkları listesi Genel
Açıklamalarımızda yer alan eğitim kurumu yöneticilerinin atama ve yer
değiştirme takvimine göre müdürlüğümüzün
http://denizli.meb.gov.tr adresinden açıklanacaktır.
2.Bakanlığımızca ve müdürlüğümüzce bu konuda yapılacak
ek açıklamalar müdürlüğümüzün http://denizli.meb.gov.tr adresinden yayımlanacaktır.
3.İlçe Milli Eğitim Müdürlüklerince Başvurusu
onaylanan adayların başvuru şartlarını taşıyıp taşımadığı ayrıca elektronik
ortamda girdiği bilgilerin başvuru ekranı ile aynı olup olmadığı incelendikten
sonra başvurusu uygun olanlar elektronik ortamda onaylanacak uygun olmayanlar
reddedilecektir.
4.İlimizdeki eğitim kurumlarında açık bulunan Müdür Yardımcılığı kadrolarına Genel
Açıklamalarımızda yer alan eğitim kurumu yöneticilerinin atama ve yer
değiştirme takvimine göre ilgi (a) yönetmelikte şartları tutan adayların eğitim kurumu
yöneticiliğine atanmaya hak kazanan yönetici adaylarının atamalarının
yapılması.
5.Eğitim Kurumu Müdür
Yardımcılığı kadrolarına yapılan atamalar http://denizli.meb.gov.tr adresinden yayımlanacaktır.
3-MÜDÜR YARDIMCISI
ATAMA TAKVİMİ
S.No
|
YAPILACAK İŞ VE
İŞLEMLER
|
TARÎH
|
1
|
Münhal Eğitim Kurumu Müdür Yardımcılıklarının Duyurusu
|
8-17 Şubat 2012
|
2
|
Okul/Kurum ve İlçe Millî Eğitim Müdürlüklerince
Başvuruların Kabul Edilmesi ve Onay Süreci
|
20-24 Şubat 2012
|
3
|
Komisyon incelemesi
|
27 Şubat 2012
|
4
|
Atama Yapılması ve Elektronik Ortamda İlanı
|
28 Şubat 2012
|
Adem KILINÇ
Müdür a.
Müdür Yardımcısı
0 Yorum -
Yorum Yaz
2012
YILI SINAVA DAYALI MÜDÜR YARDIMCISI İHTİYAÇ LİSTESİ |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
S.No |
İlçesi |
Kurum Adı |
Görev Adı |
Norm |
Mevcut |
İhtiyaç |
Kurum Tipi |
Yatılı/
pansiyonlu bayan yönetici ihtiyaç durumu |
1 |
MERKEZ |
Çamlık
İlköğretim Okulu ve İş Okulu |
Müdür
Yardımcısı |
4 |
1 |
3 |
A |
|
2 |
MERKEZ |
Ayşe-Yusuf
Erdemir Anaokulu |
Müdür
Yardımcısı |
2 |
0 |
2 |
A |
|
3 |
MERKEZ |
Denizli
Erbakır Fen Lisesi |
Müdür
Yardımcısı |
2 |
1 |
1 |
A |
1 BAYAN |
4 |
MERKEZ |
Denizli
Erken Çocukluk Eğitim Merkezi |
Müdür
Yardımcısı |
2 |
0 |
2 |
A |
|
5 |
MERKEZ |
AHMET-HANİFE
PARALI ANAOKULU |
Müdür
Yardımcısı |
1 |
0 |
1 |
C |
|
6 |
MERKEZ |
Aşağışamlı
İlköğretim Okulu |
Müdür
Yardımcısı |
1 |
0 |
1 |
A |
|
7 |
MERKEZ |
Atatürk
Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi |
Müdür
Yardımcısı |
7 |
6 |
1 |
A |
|
8 |
MERKEZ |
AYDEM
Fen lisesi |
Müdür
Yardımcısı |
2 |
1 |
1 |
B |
1 BAYAN |
9 |
MERKEZ |
Denizli
Hayme Hatun Anaokulu |
Müdür
Yardımcısı |
1 |
0 |
1 |
A |
|
10 |
MERKEZ |
Denizli
Rehberlik ve Araştırma Merkezi |
Müdür
Yardımcısı |
2 |
1 |
1 |
A |
|
11 |
MERKEZ |
Denizli
Özel Eğitim Meslek Lisesi |
Müdür
Yardımcısı |
3 |
2 |
1 |
A |
|
12 |
MERKEZ |
Denizli
Lisesi |
Müdür
Yardımcısı |
3 |
2 |
1 |
A |
|
13 |
MERKEZ |
Denizli
Ticaret Borsası İlköğretim Okulu |
Müdür
Yardımcısı |
3 |
2 |
1 |
A |
|
14 |
MERKEZ |
Denizli
Ticaret Meslek Lisesi |
Müdür
Yardımcısı |
5 |
4 |
1 |
A |
|
15 |
MERKEZ |
Dentaş
İlköğretim Okulu |
Müdür
Yardımcısı |
2 |
1 |
1 |
A |
|
16 |
MERKEZ |
Eğitim
Kurumları Yaptırma ve Yaşatma Derneği Denizli Görme Engelliler İlköğretim
Okulu |
Müdür
Yardımcısı |
3 |
2 |
1 |
A |
|
17 |
MERKEZ |
Fahri
Akçakoca Anaokulu |
Müdür
Yardımcısı |
2 |
1 |
1 |
A |
|
18 |
MERKEZ |
İbrahim
Cinkaya Sosyal Bilimler Lisesi |
Müdür
Yardımcısı |
2 |
1 |
1 |
B |
1 BAYAN |
19 |
MERKEZ |
İsmail
Tosunoğlu iş Eğitim Merkezi |
Müdür
Yardımcısı |
4 |
2 |
2 |
A |
|
20 |
MERKEZ |
Musa
Hatice Çelikkol İlköğretim Okulu |
Müdür
Yardımcısı |
2 |
1 |
1 |
A |
|
21 |
MERKEZ |
NEDİME
KABAKLIOĞLU ANAOKULU |
Müdür
Yardımcısı |
1 |
0 |
1 |
C |
|
22 |
MERKEZ |
Orhan
Abalıoğlu Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi |
Müdür
Yardımcısı |
7 |
6 |
1 |
A |
|
23 |
MERKEZ |
Pamukkale
İlköğretim Okulu |
Müdür
Yardımcısı |
1 |
0 |
1 |
A |
|
24 |
MERKEZ |
Pınarkent
Koyunaliler İlköğretim Okulu |
Müdür
Yardımcısı |
1 |
0 |
1 |
A |
|
25 |
MERKEZ |
Sevindik
İlköğretim Okulu |
Müdür
Yardımcısı |
2 |
1 |
1 |
B |
|
26 |
MERKEZ |
Şemikler
Amiroğlu İlköğretim Okulu |
Müdür
Yardımcısı |
2 |
1 |
1 |
A |
|
27 |
MERKEZ |
Vilayetler
Hizmet Birliği Anaokulu |
Müdür
Yardımcısı |
1 |
0 |
1 |
C |
|
28 |
MERKEZ |
Yardımsevenler
Derneği İlköğretim Okulu |
Müdür
Yardımcısı |
2 |
1 |
1 |
A |
|
29 |
MERKEZ |
Zübeyde
Hanım Anaokulu |
Müdür
Yardımcısı |
2 |
1 |
1 |
A |
|
30 |
MERKEZ |
Lütfi
Ege Anadolu Öğretmen Lisesi |
Müdür
Yardımcısı |
3 |
2 |
1 |
A |
1 BAYAN |
31 |
MERKEZ |
Denizli
Mustafa Kaynak Anadolu Lisesi |
Müdür
Yardımcısı |
2 |
1 |
1 |
A |
|
32 |
MERKEZ |
Denizli
İMKB Kız Tek.ve Meslek Lisesi |
Müdür
Yardımcısı |
7 |
6 |
1 |
A |
|
33 |
ACIPAYAM |
Acıpayam
Anadolu İmam Hatip Lisesi |
Müdür
Yardımcısı |
2 |
1 |
1 |
B |
|
34 |
ACIPAYAM |
Acıpayam
Anaokulu |
Müdür
Yardımcısı |
1 |
0 |
1 |
C |
|
35 |
ACIPAYAM |
Acıpayam
Mesleki Eğitim Merkezi |
Müdür
Yardımcısı |
3 |
2 |
1 |
A |
|
36 |
ACIPAYAM |
Acıpayam
Lisesi |
Müdür
Yardımcısı |
2 |
1 |
1 |
A |
|
37 |
ACIPAYAM |
Acıpayam
Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi |
Müdür
Yardımcısı |
5 |
4 |
1 |
A |
|
38 |
ACIPAYAM |
Alcı
İlköğretim Okulu |
Müdür
Yardımcısı |
1 |
0 |
1 |
A |
|
39 |
ACIPAYAM |
Gölcük
Yatılı İlköğretim Bölge Okulu |
Müdür
Yardımcısı |
2 |
1 |
1 |
A |
1 BAYAN |
40 |
ACIPAYAM |
Kız
Teknik ve Meslek Lisesi |
Müdür
Yardımcısı |
3 |
1 |
2 |
B |
|
41 |
ACIPAYAM |
Acıpayam
Ticaret Meslek Lisesi |
Müdür
Yardımcısı |
2 |
1 |
1 |
A |
|
42 |
ACIPAYAM |
Kumavşarı
Yadeller İlköğretim Okulu |
Müdür
Yardımcısı |
1 |
0 |
1 |
A |
|
43 |
ACIPAYAM |
Yeşilyuva
Osman Çemen Çok Programlı Lise |
Müdür
Yardımcısı |
1 |
0 |
1 |
A |
|
44 |
AKKÖY |
Akköy
Lisesi |
Müdür
Yardımcısı |
1 |
0 |
1 |
A |
|
45 |
AKKÖY |
Sema
Abdurrahman Karamanlıoğlu Otelcilik ve Turizm Meslek Lisesi |
Müdür
Yardımcısı |
3 |
2 |
1 |
A |
|
46 |
BABADAĞ |
Halk
Eğitim Merkezi |
Müdür
Yardımcısı |
1 |
0 |
1 |
B |
|
47 |
BAKLAN |
Baklan
Limak Hüsamettin Tuyji Çok Programlı Lise |
Müdür
Yardımcısı |
1 |
0 |
1 |
A |
|
48 |
BAKLAN |
Cumhuriyet
İlköğretim Okulu |
Müdür
Yardımcısı |
1 |
0 |
1 |
A |
|
49 |
BAKLAN |
Dağal
İlköğretim Okulu |
Müdür
Yardımcısı |
1 |
0 |
1 |
A |
|
50 |
BAKLAN |
Kavaklar
Beyelli Mehmet Altaş İlköğretim Okulu |
Müdür
Yardımcısı |
1 |
0 |
1 |
A |
|
51 |
BEKİLLİ |
Bekilli
Atatürk Lisesi |
Müdür
Yardımcısı |
2 |
1 |
1 |
B |
1 BAYAN |
52 |
BEKİLLİ |
Sırıklı
İlköğretim Okulu |
Müdür
Yardımcısı |
1 |
0 |
1 |
B |
|
53 |
BEYAĞAÇ |
Kapuz
Halil İbrahim Arılık İlköğretim Okulu |
Müdür
Yardımcısı |
1 |
0 |
1 |
A |
|
54 |
BEYAĞAÇ |
Kızılcaağaç
İlköğretim Okulu |
Müdür
Yardımcısı |
1 |
0 |
1 |
A |
|
55 |
BOZKURT |
Bozkurt
Güzel Sanatlar ve Spor Lisesi |
Müdür
Yardımcısı |
2 |
0 |
2 |
B |
1 BAYAN |
56 |
BOZKURT |
Bozkurt
Anaokulu |
Müdür
Yardımcısı |
1 |
0 |
1 |
C |
|
57 |
BOZKURT |
Bozkurt
Çok Programlı Lise |
Müdür
Yardımcısı |
1 |
0 |
1 |
A |
|
58 |
BULDAN |
Akın
Anadolu Öğretmen Lisesi |
Müdür
Yardımcısı |
1 |
0 |
1 |
C |
|
59 |
BULDAN |
Ali
Tunaboylu Anadolu Lisesi |
Müdür
Yardımcısı |
1 |
0 |
1 |
A |
|
60 |
BULDAN |
Buldan
Ali Tunaboylu Mesleki ve Teknik Eğitim Merkezi |
Müdür
Yardımcısı |
7 |
6 |
1 |
A |
|
61 |
BULDAN |
Dörteylül
İlköğretim Okulu |
Müdür
Yardımcısı |
1 |
0 |
1 |
A |
|
62 |
BULDAN |
Salih
Gökçe Anaokulu |
Müdür
Yardımcısı |
1 |
0 |
1 |
C |
|
63 |
BULDAN |
Yenicekent
Meliha Aktan Lisesi |
Müdür
Yardımcısı |
1 |
0 |
1 |
B |
|
64 |
ÇAL |
Çal
İmam Hatip Lisesi |
Müdür
Yardımcısı |
2 |
0 |
2 |
B |
|
65 |
ÇAL |
Çal
Meslekî ve Teknik Eğitim Merkezi, Mesleki Eğitim Merkezi |
Müdür
Yardımcısı |
3 |
1 |
2 |
A |
|
66 |
ÇAL |
Akkent
Cumhuriyet İlköğretim Okulu |
Müdür
Yardımcısı |
1 |
0 |
1 |
A |
|
67 |
ÇAL |
Bahadınlar
İlköğretim Okulu |
Müdür
Yardımcısı |
1 |
0 |
1 |
B |
|
68 |
ÇAL |
Çal
Lisesi |
Müdür
Yardımcısı |
1 |
0 |
1 |
B |
|
69 |
ÇAL |
Gazi
İlköğretim Okulu |
Müdür
Yardımcısı |
1 |
0 |
1 |
A |
|
70 |
ÇAMELİ |
Atatürk
İlköğretim Okulu |
Müdür
Yardımcısı |
1 |
0 |
1 |
A |
|
71 |
ÇAMELİ |
Çameli
Arıkaya İlköğretim Okulu |
Müdür
Yardımcısı |
1 |
0 |
1 |
B |
|
72 |
ÇAMELİ |
Çameli
Çok Programlı Lise |
Müdür
Yardımcısı |
2 |
0 |
2 |
A |
1 BAYAN |
73 |
ÇAMELİ |
Gökçeyaka
75.Yıl Cumhuriyet İlköğretim Okulu |
Müdür
Yardımcısı |
1 |
0 |
1 |
B |
|
74 |
ÇAMELİ |
Kalınkoz
İlköğretim Okulu |
Müdür
Yardımcısı |
1 |
0 |
1 |
A |
|
75 |
ÇAMELİ |
Halk
Eğitim Merkezi |
Müdür
Yardımcısı |
2 |
1 |
1 |
B |
|
76 |
ÇAMELİ |
Kirazlıyayla
İlköğretim Okulu |
Müdür
Yardımcısı |
1 |
0 |
1 |
B |
|
77 |
ÇAMELİ |
Kolak
Gayret İlköğretim Okulu |
Müdür
Yardımcısı |
1 |
0 |
1 |
A |
|
78 |
ÇAMELİ |
Sarıkavak
İlköğretim Okulu |
Müdür
Yardımcısı |
1 |
0 |
1 |
B |
|
79 |
ÇARDAK |
Çardak
Çok Programlı Lisesi |
Müdür
Yardımcısı |
2 |
1 |
1 |
A |
1 BAYAN |
80 |
ÇARDAK |
Çardak
Merkez İlköğretim Okulu |
Müdür
Yardımcısı |
1 |
0 |
1 |
A |
|
81 |
ÇARDAK |
Halk
Eğitim Merkezi |
Müdür
Yardımcısı |
1 |
0 |
1 |
B |
|
82 |
ÇARDAK |
Söğüt
İlköğretim Okulu |
Müdür
Yardımcısı |
1 |
0 |
1 |
A |
|
83 |
ÇİVRİL |
Çivril
Anadolu İmam Hatip Lisesi |
Müdür
Yardımcısı |
3 |
0 |
3 |
A |
|
84 |
ÇİVRİL |
Çivril
Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi |
Müdür
Yardımcısı |
3 |
2 |
1 |
A |
|
85 |
ÇİVRİL |
Gümüşsu
Derviş Ali-Mehmet Ceylan Lisesi |
Müdür
Yardımcısı |
1 |
0 |
1 |
B |
|
86 |
ÇİVRİL |
Çivril
Keriman Kamer Ticaret Meslek Lisesi |
Müdür
Yardımcısı |
3 |
2 |
1 |
A |
|
87 |
ÇİVRİL |
Halk
Eğitim Merkezi |
Müdür
Yardımcısı |
3 |
2 |
1 |
A |
|
88 |
ÇİVRİL |
Işıklı
İlköğretim Okulu |
Müdür
Yardımcısı |
1 |
0 |
1 |
A |
|
89 |
ÇİVRİL |
Kıralan
Fatih İlköğretim Okulu |
Müdür
Yardımcısı |
1 |
0 |
1 |
A |
|
90 |
ÇİVRİL |
Kıralan
İlköğretim Okulu |
Müdür
Yardımcısı |
1 |
0 |
1 |
A |
|
91 |
ÇİVRİL |
Öğretmen
Evi ve Akşam Sanat Okulu |
Müdür
Yardımcısı |
1 |
0 |
1 |
C |
|
92 |
ÇİVRİL |
Şevkiye
Özel Anadolu Öğretmen Lisesi |
Müdür
Yardımcısı |
2 |
1 |
1 |
B |
1 BAYAN |
93 |
GÜNEY |
Güney
Çok Programlı Lisesi |
Müdür
Yardımcısı |
2 |
0 |
2 |
A |
|
94 |
GÜNEY |
Yaşar
Kımıl İlköğretim Okulu |
Müdür
Yardımcısı |
1 |
0 |
1 |
A |
|
95 |
HONAZ |
Akbaş
İlköğretim Okulu |
Müdür
Yardımcısı |
1 |
0 |
1 |
B |
|
96 |
HONAZ |
Honaz
Kaklık Osman Evran Çok Programlı Lisesi |
Müdür
Yardımcısı |
1 |
0 |
1 |
A |
|
97 |
HONAZ |
Kızılyer
Hüseyin Avni Özden İlköğretim Okulu |
Müdür
Yardımcısı |
1 |
0 |
1 |
A |
|
98 |
KALE |
Mustafa
Şipar Anadolu Lisesi |
Müdür
Yardımcısı |
2 |
0 |
2 |
B |
1 BAYAN |
99 |
KALE |
Belenköy
İlköğretim Okulu |
Müdür
Yardımcısı |
1 |
0 |
1 |
B |
|
100 |
KALE |
Cumhuriyet
YİBO |
Müdür
Yardımcısı |
2 |
1 |
1 |
A |
1 BAYAN |
101 |
KALE |
İmam
Hatip Lisesi |
Müdür
Yardımcısı |
1 |
0 |
1 |
B |
|
102 |
KALE |
Karaköy
İlköğretim Okulu |
Müdür
Yardımcısı |
1 |
0 |
1 |
A |
|
103 |
KALE |
Kale
Ethem Özsoy Çok Programlı Lisesi |
Müdür
Yardımcısı |
1 |
0 |
1 |
A |
|
104 |
KALE |
Mehmet
Oray İlköğretim Okulu |
Müdür
Yardımcısı |
1 |
0 |
1 |
A |
|
105 |
SARAYKÖY |
Sarayköy
Mesleki ve Teknik Eğitim Merkezi |
Müdür
Yardımcısı |
4 |
2 |
2 |
A |
|
106 |
SARAYKÖY |
Sarayköy
Lisesi |
Müdür
Yardımcısı |
1 |
0 |
1 |
A |
|
107 |
SARAYKÖY |
Sığma
İlköğretim Okulu |
Müdür
Yardımcısı |
1 |
0 |
1 |
A |
|
108 |
SARAYKÖY |
24
Mayıs İlköğretim Okulu |
Müdür
Yardımcısı |
2 |
0 |
2 |
A |
|
109 |
SERİNHİSAR |
Kocapınar
İlköğretim Okulu |
Müdür
Yardımcısı |
1 |
0 |
1 |
B |
|
110 |
SERİNHİSAR |
Serinhisar
Hakkı Gökçetin Çok Programlı Lise |
Müdür
Yardımcısı |
2 |
0 |
2 |
A |
|
111 |
SERİNHİSAR |
Yatağan
Müftü Arif Aksit Ticaret Meslek Lisesi |
Müdür
Yardımcısı |
1 |
0 |
1 |
B |
|
112 |
SERİNHİSAR |
Yatağan
Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi |
Müdür
Yardımcısı |
3 |
2 |
1 |
A |
|
113 |
TAVAS |
Avdan
İlköğretim Okulu |
Müdür
Yardımcısı |
1 |
0 |
1 |
B |
|
114 |
TAVAS |
Sarıabat
İlköğretim Okulu |
Müdür
Yardımcısı |
1 |
0 |
1 |
B |
|
115 |
TAVAS |
Hanife
ve Ahmet Paralı Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi |
Müdür
Yardımcısı |
5 |
4 |
1 |
A |
|
116 |
TAVAS |
Kozlar
İlköğretim Okulu |
Müdür
Yardımcısı |
1 |
0 |
1 |
B |
|
117 |
TAVAS |
Tavas
Anadolu İmam Hatip Lisesi |
Müdür
Yardımcısı |
3 |
2 |
1 |
B |
|
118 |
TAVAS |
Tavas
Zeybekler Anadolu Lisesi |
Müdür
Yardımcısı |
1 |
0 |
1 |
B |
|
119 |
TAVAS |
Tavas
Mehmet Kısaoğlu Mesleki Eğitim Merkezi |
Müdür
Yardımcısı |
2 |
1 |
1 |
C |
|
TOPLAM |
136 |
|
|
0 Yorum -
Yorum Yaz
08.02.2012 | |
| Sınava Dayalı Müdür Yardımcılığı Atamaları | |
| Milli Eğitim Bakanlığı Eğitim Kurumları Yöneticilerinin Atama ve Yer Değiştirmelerine İlişkin Yönetmeliğin 18. maddesine göre, İlimizde sınava dayalı müdür yardımcısı atamalarına ait genel açıklamalar ve münhal bulunan okul/kurum müdürlükleri listesi ekli dosyadadır. Dosyayı indirmek için tıklayınız. |
0 Yorum -
Yorum Yaz
|
|
|
|
|
|
S.NO |
ADI SOYADI |
BAŞVURU TİPİ |
ALANI |
PUANI |
YERLEŞTİĞİ
KURUM |
1 |
MESUT
İNCEOĞLU |
Müdür
Başyardımcısı |
Coğrafya |
99,39 |
DENİZLİ/MERKEZ
(326677) DENİZLİ ERBAKIR FEN LİSESİ |
2 |
KADİR
BOZDEVECİ |
Müdür
Başyardımcısı |
Din
Kült. ve Ahl.Bil. |
96,66 |
DENİZLİ/MERKEZ
(967409) HASAN TEKİN ADA ANADOLU LİSESİ |
3 |
AHMET
SARICA |
Müdür
Başyardımcısı |
Din
Kült. ve Ahl.Bil. |
95,68 |
DENİZLİ/MERKEZ
(140146) VALİ NECATİ BİLİCAN MESLEKİ EĞİTİM MERK. |
4 |
ÖZKAN
TEKİN |
Müdür
Başyardımcısı |
Kimya/Kimya
Teknolojisi |
88,09 |
DENİZLİ/ÇİVRİL
(812011) ŞEVKİYE ÖZEL ANADOLU ÖĞRETMEN LİSESİ |
5 |
CEMİL
APA |
Müdür
Başyardımcısı |
Fen
ve Teknoloji |
92,45 |
DENİZLİ/ACIPAYAM
(971719) GÖLCÜK YATILI İLKÖĞRETİM BÖLGE OKULU |
6 |
AHMET
KOCASARI |
Müdür
Başyardımcısı |
Tarih |
97,56 |
DENİZLİ/MERKEZ
(140109) DENİZLİ İMKB KIZ TEKNİK VE MESLEK LİSESİ |
7 |
ALİ
BOZAK |
Müdür
Başyardımcısı |
Bilişim
Teknolojileri |
88,57 |
DENİZLİ/ÇAMELİ
(320740) ÇAMELİ ÇOK PROGRAMLI LİSE |
8 |
ŞÜKRAN
GEZGİN |
Müdür
Başyardımcısı |
Fizik |
90,28 |
DENİZLİ/ACIPAYAM
(277877) KIZ TEKNİK VE MESLEK LİSESİ |
9 |
ATİLLA
KARAAYVAZ |
Müdür
Başyardımcısı |
Motorlu
Araçlar Teknolojisi |
93,81 |
DENİZLİ/ACIPAYAM
(290713) MESLEKİ EĞİTİM MERKEZİ |
10 |
SELMA
ADABAŞ MASTAN |
Müdür
Başyardımcısı |
Zihin
Engelliler Sınıfı Öğretmenliği |
92,90 |
DENİZLİ/MERKEZ
(888881) İSMAİL TOSUNOĞLU İŞ EĞİTİM MERKEZİ |
11 |
MEVLÜT
DİNÇ |
Müdür
Başyardımcısı |
Türk
Dili ve Edebiyatı |
89,42 |
DENİZLİ/TAVAS
(962810) BEKİR GÜNGÖR ANADOLU SAĞLIK MESLEK LİSESİ |
12 |
KADİR
ŞAKAR |
Müdür
Başyardımcısı |
Tarih |
98,04 |
DENİZLİ/MERKEZ
(972822) YAŞAR SANİYE GEMİCİ ANADOLU LİSESİ |
13 |
FEVZİ
YAMUÇ |
Müdür
Başyardımcısı |
Din
Kült. ve Ahl.Bil. |
95,60 |
DENİZLİ/ÇARDAK
(750276) ÇARDAK ÇOK PROGRAMLI LİSESİ |
14 |
İLHAN
KEÇELİOĞLU |
Müdür
Başyardımcısı |
Din
Kült. ve Ahl.Bil. |
99,75 |
DENİZLİ/ACIPAYAM
(140494) ACIPAYAM ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ |
15 |
MUSTAFA
ERBİL |
Müdür
Başyardımcısı |
Din
Kült. ve Ahl.Bil. |
87,08 |
DENİZLİ/KALE
(972674) MUSTAFA ŞİPAR ANADOLU LİSESİ |
16 |
HAYRULLAH
AKGÜN |
Müdür
Başyardımcısı |
Rehber
Öğretmen |
99,27 |
DENİZLİ/MERKEZ
(974001) İBRAHİM CİNKAYA SOSYAL BİLİMLER LİSESİ |
17 |
BEKİR
HÜSEYİN ÇELİK |
Müdür
Başyardımcısı |
Tarih |
90,23 |
DENİZLİ/ÇİVRİL
(352486) ÇİVRİL KERİMAN KAMER TİCARET MESLEK LİSESİ |
18 |
MUSTAFA
BAKİ |
Müdür
Başyardımcısı |
Sınıf
Öğretmenliği |
105,63 |
DENİZLİ/MERKEZ
(389736) MÜFTÜ AHMET HULUSİ İLKÖĞRETİM OKULU |
19 |
HALİL
BAĞRIAÇIK |
Müdür
Başyardımcısı |
Tarih |
96,24 |
DENİZLİ/MERKEZ
(811461) YUNUS EMRE TİCARET MESLEK LİSESİ |
20 |
MUHARREM
OSAL |
Müdür
Başyardımcısı |
Biyoloji |
86,36 |
DENİZLİ/BOZKURT
(965192) BOZKURT GÜZEL SANATLAR VE SPOR LİSESİ |
21 |
AHMET
YANIKAN |
Müdür
Başyardımcısı |
Tarih |
95,85 |
DENİZLİ/MERKEZ
(966518) DENİZLİ ANADOLU SAĞLIK MESLEK LİSESİ |
22 |
VEYSİ
KILIÇ |
Müdür
Başyardımcısı |
Fizik |
98,40 |
DENİZLİ/MERKEZ
(974047) AYDEM FEN LİSESİ |
0 Yorum -
Yorum Yaz
S.No | İLÇESİ | Kurum Adı | Görev Adı | Norm | Mevcut | İhtiyaç | Fazla | Kurum Tipi |
1 | MERKEZ | Polis
Amca Eğitim Uygulama Okulu ve İş Eğitim Merkezi | Müdür | 1 | 0 | 1 | - | A |
2 | MERKEZ | AHMET-HANİFE
PARALI ANAOKULU | Müdür | 1 | 0 | 1 | - | C |
3 | MERKEZ | AYDEM
Fen lisesi | Müdür | 1 | 0 | 1 | - | B |
4 | MERKEZ | Dr.Bekir
Sıddık Müftüler Anadolu Sağlık Meslek Lisesi | Müdür | 1 | 0 | 1 | - | B |
5 | MERKEZ | İbrahim
Cinkaya Sosyal Bilimler Lisesi | Müdür | 1 | 0 | 1 | - | B |
6 | MERKEZ | Merkez
Esentepe 23 Nisan Anaokulu | Müdür | 1 | 0 | 1 | - | A |
7 | MERKEZ | NEDİME
KABAKLIOĞLU ANAOKULU | Müdür | 1 | 0 | 1 | - | C |
8 | MERKEZ | Raşit
Özkardeş İlköğretim Okulu | Müdür | 1 | 0 | 1 | - | A |
9 | MERKEZ | Sevgi
Bayraktar Anaokulu | Müdür | 1 | 0 | 1 | - | A |
10 | MERKEZ | Sevindik
İlköğretim Okulu | Müdür | 1 | 0 | 1 | - | B |
11 | MERKEZ | TOKİ
Anaokulu | Müdür | 1 | 0 | 1 | - | C |
12 | MERKEZ | Uzunpınar
İlköğretim Okulu | Müdür | 1 | 0 | 1 | - | A |
13 | MERKEZ | Dentaş
İlköğretim Okulu | Müdür | 1 | 0 | 1 | A |
14 | MERKEZ | Vilayetler
Hizmet Birliği Anaokulu | Müdür | 1 | 0 | 1 | - | C |
15 | ACIPAYAM | Acıpayam
Anadolu Öğretmen Lisesi | Müdür | 1 | 0 | 1 | - | C |
16 | ACIPAYAM | Alcı
İlköğretim Okulu | Müdür | 1 | 0 | 1 | - | A |
17 | ACIPAYAM | Kelekçi
Gazi İlköğretim Okulu | Müdür | 1 | 0 | 1 | - | A |
18 | ACIPAYAM | Şehit
Şemsi Yılmaz Anaokulu | Müdür | 1 | 0 | 1 | - | C |
19 | ACIPAYAM | Yeşilyuva
Osman Çemen Çok Programlı Lise | Müdür | 1 | 0 | 1 | - | A |
20 | AKKÖY | Akköy
Lisesi | Müdür | 1 | 0 | 1 | - | A |
21 | BABADAĞ | Atatürk
İlköğretim Okulu | Müdür | 1 | 0 | 1 | - | A |
22 | BAKLAN | Ataköy
İlköğretim Okulu | Müdür | 1 | 0 | 1 | - | A |
23 | BAKLAN | Kavaklar
Beyelli Mehmet Altaş İlköğretim Okulu | Müdür | 1 | 0 | 1 | - | A |
24 | BEKİLLİ | Atatürk
Lisesi | Müdür | 1 | 0 | 1 | C |
25 | BEKİLLİ | Bekilli
Alpaslan Anaokulu | Müdür | 1 | 0 | 1 | - | C |
26 | BEKİLLİ | Kutlubey
Şehit Er Atakan Caran İlköğretim Okulu | Müdür | 1 | 0 | 1 | - | A |
27 | BEKİLLİ | Sırıklı
İlköğretim Okulu | Müdür | 1 | 0 | 1 | - | B |
28 | BEYAĞAÇ | Beyağaç
Lisesi | Müdür | 1 | 0 | 1 | - | B |
29 | BEYAĞAÇ | Kapuz
Halil İbrahim Arılık İlköğretim Okulu | Müdür | 1 | 0 | 1 | - | A |
30 | BOZKURT | Bozkurt
Anaokulu | Müdür | 1 | 0 | 1 | - | C |
31 | BOZKURT | Bozkurt
Çok Programlı Lise | Müdür | 1 | 0 | 1 | - | A |
32 | BOZKURT | Bozkurt
Güzel Sanatlar ve Spor Lisesi | Müdür | 1 | 0 | 1 | - | B |
33 | BULDAN | Akın
Anadolu Öğretmen Lisesi | Müdür | 1 | 0 | 1 | - | C |
34 | BULDAN | Salih
Gökçe Anaokulu | Müdür | 1 | 0 | 1 | - | C |
35 | BULDAN | Yenicekent
Atatürk İlköğretim Okulu | Müdür | 1 | 0 | 1 | - | B |
36 | BULDAN | Yenicekent
Meliha Aktan Lisesi | Müdür | 1 | 0 | 1 | A |
37 | ÇAL | Akkent
Anaokulu | Müdür | 1 | 0 | 1 | - | C |
38 | ÇAL | Çal
İmam Hatip Lisesi | Müdür | 1 | 0 | 1 | - | B |
39 | ÇAL | Çal
İsabey Atatürk İlköğretim Okulu | Müdür | 1 | 0 | 1 | - | A |
40 | ÇAL | Hançalar
Mehmet Akif Ersoy İlköğretim Okulu | Müdür | 1 | 0 | 1 | - | B |
41 | ÇAMELİ | Çameli
Arıkaya İlköğretim Okulu | Müdür | 1 | 0 | 1 | - | B |
42 | ÇAMELİ | Kalınkoz
İlköğretim Okulu | Müdür | 1 | 0 | 1 | - | A |
43 | ÇAMELİ | Sarıkavak
İlköğretim Okulu | Müdür | 1 | 0 | 1 | - | B |
44 | ÇAMELİ | Şehit
Er Basri Arslan Anaokulu | Müdür | 1 | 0 | 1 | - | C |
45 | ÇAMELİ | Yaylapınar
İlköğretim Okulu | Müdür | 1 | 0 | 1 | - | A |
46 | ÇARDAK | Söğüt
İlköğretim Okulu | Müdür | 1 | 0 | 1 | - | A |
47 | ÇİVRİL | Ali
Kameroğlu Anaokulu | Müdür | 1 | 0 | 1 | - | B |
48 | ÇİVRİL | Çivril
Anadolu İmam Hatip Lisesi | Müdür | 1 | 0 | 1 | - | A |
49 | ÇİVRİL | Çivril
Keriman Kamer Ticaret Meslek Lisesi | Müdür | 1 | 0 | 1 | - | A |
50 | ÇİVRİL | Çivril
Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi | Müdür | 1 | 0 | 1 | - | A |
51 | ÇİVRİL | Gürpınar
Atatürk İlköğretim Okulu | Müdür | 1 | 0 | 1 | - | A |
52 | ÇİVRİL | Kadir
Kameroğlu Kız Teknik ve Meslek Lisesi | Müdür | 1 | 0 | 1 | - | A |
53 | ÇİVRİL | Kıralan
İlköğretim Okulu | Müdür | 1 | 0 | 1 | - | A |
54 | ÇİVRİL | Mesleki
Eğitim Merkezi | Müdür | 1 | 0 | 1 | - | C |
55 | ÇİVRİL | Mustafa
Taşdelen Anaokulu | Müdür | 1 | 0 | 1 | - | C |
56 | ÇİVRİL | Öğretmen
Evi ve Akşam Sanat Okulu | Müdür | 1 | 0 | 1 | - | C |
57 | GÜNEY | Atatürk
İlköğretim Okulu | Müdür | 1 | 0 | 1 | - | A |
58 | HONAZ | Himmet-Nimet
Özçelik Anadolu Lisesi | Müdür | 1 | 0 | 1 | - | C |
59 | HONAZ | Necati-Fikriye
Dalaman İlköğretim Okulu | Müdür | 1 | 0 | 1 | - | A |
60 | KALE | İmam
Hatip Lisesi | Müdür | 1 | 0 | 1 | - | B |
61 | KALE | Kale
Ethem Özsoy Anaokulu | Müdür | 1 | 0 | 1 | - | C |
62 | KALE | Mesleki
Eğitim Merkezi | Müdür | 1 | 0 | 1 | - | B |
63 | SARAYKÖY | Sarayköy
Merkez Mükerrem Tokat Anaokulu | Müdür | 1 | 0 | 1 | - | A |
64 | SARAYKÖY | Sarayköy
Mesleki ve Teknik Eğitim Merkezi | Müdür | 1 | 0 | 1 | - | A |
65 | SERİNHİSAR | Serinhisar
Anaokulu | Müdür | 1 | 0 | 1 | - | C |
66 | SERİNHİSAR | Yatağan
Müftü Arif Aksit Ticaret Meslek Lisesi | Müdür | 1 | 0 | 1 | - | B |
67 | TAVAS | Bekir
Güngör Anadolu Sağlık Meslek Lisesi | Müdür | 1 | 0 | 1 | - | B |
68 | TAVAS | Hanife
ve Ahmet Paralı Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi | Müdür | 1 | 0 | 1 | - | A |
69 | TAVAS | Karahisar
Kemal Sarıkaya İlköğretim Okulu | Müdür | 1 | 0 | 1 | - | A |
70 | TAVAS | Karahisar
Lisesi | Müdür | 1 | 0 | 1 | - | C |
71 | TAVAS | Karahisar
Şehit Albay İbrahim Karaoğlanoğlu Anaokulu | Müdür | 1 | 0 | 1 | - | C |
72 | TAVAS | Kızılca
Anaokulu | Müdür | 1 | 0 | 1 | - | C |
73 | TAVAS | Tavas
Hacı Ali Bilal Cumhuriyet İlköğretim Okulu | Müdür | 1 | 0 | 1 | - | A |
74 | TAVAS | Tavas
Merkez Anaokulu | Müdür | 1 | 0 | 1 | - | C |
Sıraya Dayalı Müdür Atamaları |
 |
02.01.2012 |
Milli Eğitim Bakanlığı Eğitim Kurumları Yöneticilerinin Atama ve Yer Değiştirmelerine İlişkin Yönetmeliğin 20. maddesine göre, İlimizde sınava dayalı müdür atamalarına ait genel açıklamalar ve münhal bulunan okul/kurum müdürlükleri listesi ekli dosyadadır. Dökümanları indirmek için tıklayınız. |
Müdürlük ve Müdür Yardımcılığı Sınavına Hazırlık Kitabımız Hakkında Önemli Duyuru! |
Hizmet sendikacılığımızın gereği olarak yöneticilik sınavına girecek üyelerimize katkı sunmak amacıyla önceden olduğu gibi kurs, doküman desteği sunmaya devam ediyoruz. Eğitim Kurumları Müdür ve Müdür Yardımcılığı Sınavı’na Hazırlık Kitabımızın siz üyelerimizden gelen yoğun talep üzerine 3. baskısı da bitmiştir. Kitabın basımından sonra Sınav Kılavuzu yayınlanmış olup, kılavuzdaki konu dağılımını kitabımız tamamen kapsamaktadır. Bununla birlikte sınav kılavuzunun yayınlaması ile birlikte aşağıdaki tablo sizler için hazırlanmıştır. Kitabın çalışılması esnasında, aşağıdaki konu dizilişine uyulması son derece önemlidir. Mevzuat bölümü; 10 Kanun, 12 Yönetmelik ve 1 Yönerge olmak üzere toplam 23 başlıktan oluşmuştur. Mevzuat bölümü aşağıda tek tek sıralanmış olup bu 23 başlığın dışına çıkılmamasına dikkat edilmelidir. MÜDÜR-MÜDÜR BAŞYARDIMCILIĞI VE MÜDÜR YARDIMCILIĞI SINAVLARI ORTAK KONULARI | 1. Türkçe – Dil Bilgisi | | 2. Resmi Yazışma Kuralları | | 3. Mevzuat | Kanunlar: 657,5442,,4982,4483,3071,5018,1702,222,3797,1739 | Yönetmelikler: -MEB Yönetici ve Öğretmenlerin Ders ve Ek Ders Saatlerine İlişkin Karar -MEB Disiplin Amirleri Yönetmeliği, -MEB Aday Memurlarının Yetiştirilmelerine İlişkin Yönetmelik, -MEB İlköğretim Kurumları Yönetmeliği, -MEB İlköğretim ve Orta Öğretim Kurumları Sosyal Etkinlikler Yönetmeliği, -MEB Okul-Aile Birliği Yönetmeliği, -MEB Orta Öğretim Kurumları Sınıf Geçme ve Sınav Yönetmeliği, -MEB Ortaöğretim Kurumları Ödül ve Disiplin Yönetmeliği, MEB -Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği, -MEB Rehberlik ve Psikolojik Danışma Hizmetleri Yönetmeliği, -2326184 sayılı Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği, -MEB Okul Servis Araçları Yönetmeliğ, (Bu konu Müdür Yardımcılığı Sınavında çıkmayacaktır) -17475 sayılı Ulusal ve Resmî Bayramlarda Yapılacak Törenler Yönetmeliği, | Yönerge Millî Eğitim Bakanlığı Bayrak Törenleri Yönergesi | MÜDÜRLÜK SINAVI ÖZEL KONULARI | 4. Eğitim Bilimleri | 1.Türk İdare Sistemi Ve Protokol Kuralları 2.Okul Yönetimi 3.Yönetimde İnsan İlişkileri 4.Okul Geliştirme 5.Eğitim Ve Öğretimde Etik 6.Halkla İlişkiler Ve İletişim Becerileri | MÜDÜR BAŞYARDIMCILIĞI VE MÜDÜR YARDIMCILIĞI SINAVI ÖZEL KONULARI | 5. Atatürk İlkeleri Ve İnkılap Tarihi | | 6. Milli Güvenlik | | 7. T.C. Anayasa | |
ÇOK ÖNEMLİ HATIRLATMA! Sınava Hazırlık Kitabımızın 1. ve 2. Baskılarını alan üyelerimiz aşağıda tablo halinde sunduğumuz uyarıyı dikkate almalıdırlar. KONU | SAYFA NO | SORU NO | DOĞRU CEVAP | İlköğretim Kurumları Yönetmeliği | 1. baskı 419 2. baskı 345 | 7.soru | A | 4483 Sayılı Kanun | 1. baskı 183 2. baskı 109 | 4.soru | D | İlköğretim Kurumları Yönetmeliği | 1. baskı 422 2. baskı 348 | 6. Soru C Seçeneği “İller arası nakillerde en çok beş günlük süre devamsızlıktan sayılmaz” |
Not: Ayrıca kitabın Birinci Baskısında 126. Sayfada, İkinci Baskısında ise 52. Sayfada yer alan 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunun “Devlet Memurluğundan Çıkarılma” cezasını gerektiren fiiller dizgide sehven yanlış yazılmıştır. Doğrusu aşağıdaki şekildedir. 1. İdeolojik veya siyasi amaçlarla kurumların huzur, sükun ve çalışma düzenini bozmak, boykot, işgal, "kamu hizmetlerinin yürütülmesini engelleme", işi yavaşlatma ve grev gibi eylemlere katılmak veya bu amaçlarla toplu olarak göreve gelmemek, bunları tahrik ve teşvik etmek veya yardımda bulunmak, 2. Yasaklanmış her türlü yayını veya siyasi veya ideolojik amaçlı bildiri, afiş, pankart, bant ve benzerlerini basmak, çoğaltmak, dağıtmak veya bunları kurumların herhangi bir yerine asmak veya teşhir etmek, 3. Siyasi partiye girmek, 4. Özürsüz olarak bir yılda toplam 20 gün göreve gelmemek, 5. Savaş, olağanüstü hal veya genel afetlere ilişkin konularda amirlerin verdiği görev veya emirleri yapmamak, 6. Amirlerine, maiyetindekilere ve iş sahiplerine fiili tecavüzde bulunmak, 7. Memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunmak, 8. Yetki almadan gizli bilgileri açıklamak, 9. Siyasi ve ideolojik eylemlerden arananları görev mahallinde gizlemek, 10. Yurt dışında Devletin itibarını düşürecek veya görev haysiyetini zedeleyecek tutum ve davranışlarda bulunmak, 11. 5816 sayılı Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkındaki Kanuna aykırı fiilleri işlemek |
0 Yorum -
Yorum Yaz
| | | | | | |
S.NO. | Adı Soyadı | Başvuru Tipi | Alanı | Puanı | Anadolu Durumu | Yerleştiği Kurum |
1 | MEHMET İZMİRLİ | Müdür Yardımcısı | Sınıf Öğretmenliği | 15,66 | | DENİZLİ/MERKEZ (139994) IRLIGANLI ŞEHİT PİYADE ONBAŞI BAYRAM GÜZEL İLKÖĞRETİM OKULU |
2 | İSMAİL EROĞLU | Müdür Yardımcısı | Makine Tek./Makine ve Kalıp | 22,13 | | DENİZLİ/MERKEZ (140087) ATATÜRK TEKNİK VE ENDÜSTRİ MESLEK LİSESİ |
1 | MUSTAFA ERMİŞ | Müdür | İ.H.L. Meslek Dersleri | 49,6 | | DENİZLİ/MERKEZ (140122) CEDİDE ABALIOĞLU ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ |
4 | MEHMET ERDAY | Müdür Yardımcısı | Sınıf Öğretmenliği | 13,03 | | DENİZLİ/ÇİVRİL (141152) 30 AĞUSTOS İLKÖĞRETİM OKULU |
5 | MEHMET İLKAY | Müdür Başyardımcısı | Fransızca | 18,97 | | DENİZLİ/TAVAS (141691) TAVAS ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ |
6 | MUSTAFA KADIOĞLU | Müdür Yardımcısı | Türk Dili ve Edebiyatı | 17,95 | | DENİZLİ/TAVAS (141691) TAVAS ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ |
7 | RAMAZAN YAVAŞ | Müdür Yardımcısı | Sınıf Öğretmenliği | 24,32 | | DENİZLİ/TAVAS (141701) HALK EĞİTİM MERKEZİ |
8 | ÖMER PALAZ | Müdür Yardımcısı | Türkçe | 26,65 | | DENİZLİ/ÇİVRİL (310582) KAMEROĞLU KARDEŞLER CUMHURİYET İLKÖĞRETİM OKULU |
9 | HÜDAVERDİ ÖK | Müdür Yardımcısı | Sınıf Öğretmenliği | 24,81 | | DENİZLİ/MERKEZ (332455) ARİF YALINKAYA İLKÖĞRETİM OKULU |
10 | ADEM ŞENTÜRK | Müdür Başyardımcısı | Fen ve Teknoloji | 23,06 | | DENİZLİ/MERKEZ (332467) DOĞAN DEMİRCİOĞLU EMSAN İLKÖĞRETİM OKULU |
11 | ERTUĞRUL CANATAN | Müdür Yardımcısı | Sınıf Öğretmenliği | 18,31 | | DENİZLİ/MERKEZ (458817) KAYHAN MEHMET ATMACA İLKÖĞRETİM OKULU |
12 | HALİL KESKİN | Müdür Yardımcısı | Sınıf Öğretmenliği | 11,89 | | DENİZLİ/MERKEZ (459404) VAKIFBANK İLKÖĞRETİM OKULU |
2 | TİMUR ANGIN | Müdür | Sınıf Öğretmenliği | 22,45 | | DENİZLİ/MERKEZ (753817) GÜLTEPE REŞAT VURAL İLKÖĞRETİM OKULU |
14 | VEDAT SAVAŞ | Müdür Yardımcısı | Sınıf Öğretmenliği | 17,95 | | DENİZLİ/MERKEZ (865510) YENİŞEHİR MİMAR SİNAN İLKÖĞRETİM OKULU |
15 | AHMET BAKİ TOKGÖZ | Müdür Başyardımcısı | İlköğretim Matematik Öğr. | 21,21 | | DENİZLİ/MERKEZ (966483) VALİ RECEP YAZICIOĞLU İLKÖĞRETİM OKULU |
16 | ERDEN ÇOBAN | Müdür Yardımcısı | Fizik | 16,95 | - Fen Lisesi | DENİZLİ/MERKEZ (974047) AYDEM FEN LİSESİ |
17 | MESUT ÖZSOY | Müdür Yardımcısı | Türkçe | 18,31 | | DENİZLİ/MERKEZ (139970) FATİH İLKÖĞRETİM OKULU |
18 | NURİ AYKUT | Müdür Yardımcısı | Beden Eğitimi | 13,68 | | DENİZLİ/HONAZ (139982) KAKLIK İLKÖĞRETİM OKULU |
19 | BEKİR KAYMAKCI | Müdür Yardımcısı | Sınıf Öğretmenliği | 21,06 | | DENİZLİ/MERKEZ (140134) HALK EĞİTİM MERKEZİ VE AKŞAM SANAT OKULU |
20 | MUSTAFA ŞENLİKCİ | Müdür Yardımcısı | Matematik | 16,32 | | DENİZLİ/TAVAS (281764) HANİFE VE AHMET PARALI TEKNİK VE ENDÜSTRİ MESLEK LİSESİ |
21 | ALİ İHSAN COŞKUN | Müdür Yardımcısı | İnşaat Tek./Yapı Tasarımı | 16,53 | | DENİZLİ/TAVAS (290928) TAVAS MEHMET KISAOĞLU MESLEKİ EĞİTİM MERKEZİ |
22 | ADEM AKYOL | Müdür Yardımcısı | Sınıf Öğretmenliği | 16,51 | | DENİZLİ/MERKEZ (332443) MUSA-HATİCE ÇELİKKOL İLKÖĞRETİM OKULU |
23 | HALİL İBRAHİM DURMAZ | Müdür Yardımcısı | Türkçe | 13,57 | | DENİZLİ/GÜNEY (363900) KERİMLER İLKÖĞRETİM OKULU |
3 | ASIM UZAKGİDER | Müdür | Fen ve Teknoloji | 22,92 | | DENİZLİ/MERKEZ (459083) BAĞBAŞI HÜSAMETTİN KULAKLI İLKÖĞRETİM OKULU |
25 | SALİH ÖZKAN | Müdür Yardımcısı | Sınıf Öğretmenliği | 16,44 | | DENİZLİ/MERKEZ (459357) TEVFİK FİKRET KAYA İLKÖĞRETİM OKULU |
26 | KENAN ŞAHİNKESEN | Müdür Yardımcısı | Sınıf Öğretmenliği | 15,56 | | DENİZLİ/MERKEZ (877046) ÜÇLER İLKÖĞRETİM OKULU |
27 | İSMAİL SARIOĞLU | Müdür Yardımcısı | Makine Tek./Makine ve Kalıp | 21,01 | | DENİZLİ/SARAYKÖY (905157) SARAYKÖY MESLEKİ VE TEKNİK EĞİTİM MERKEZİ |
4 | İSMAİL GÜNDÜZ | Müdür | Fizik | 23,98 | | DENİZLİ/MERKEZ (967409) HASAN TEKİN ADA ANADOLU LİSESİ |
29 | BÜNYAMİN ÜNMEK | Müdür Başyardımcısı | Coğrafya | 21,93 | | DENİZLİ/TAVAS (971508) TAVAS ANADOLU ÖĞRETMEN LİSESİ |
30 | İZZET SALAN | Müdür Yardımcısı | Makine Tek./Makine ve Kalıp | 23,08 | | DENİZLİ/MERKEZ (973320) ORHAN ABALIOĞLU TEKNİK VE ENDÜSTRİ MESLEK LİSESİ |
31 | ŞERİF SELÇUK | Müdür Yardımcısı | Tarih | 19,65 | - Fen Lisesi | DENİZLİ/MERKEZ (974001) İBRAHİM CİNKAYA SOSYAL BİLİMLER LİSESİ |
32 | DEVRAN AYDEMİR | Müdür Yardımcısı | Fizik | 15,98 | | DENİZLİ/MERKEZ (140063) MEHMET AKİF ERSOY LİSESİ |
33 | MURAT DEMİRHAN | Müdür Yardımcısı | Din Kült. ve Ahl.Bil. | 21,82 | | DENİZLİ/MERKEZ (140122) CEDİDE ABALIOĞLU ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ |
34 | AHMET ABAK | Müdür Yardımcısı | Elektrik-Elektronik Tek./Elektrik | 17,02 | | DENİZLİ/MERKEZ (140146) VALİ NECATİ BİLİCAN MESLEKİ EĞİTİM MERK. |
35 | EYÜP ŞAHİN | Müdür Yardımcısı | Matematik | 19,23 | | DENİZLİ/ÇİVRİL (300314) ÇİVRİL EMİNE ÖZCAN ANADOLU LİSESİ |
5 | ALİ KELCİ | Müdür | Türkçe | 26,77 | | DENİZLİ/MERKEZ (332455) ARİF YALINKAYA İLKÖĞRETİM OKULU |
37 | HAFİZE ÖZCAN | Müdür Yardımcısı | Sınıf Öğretmenliği | 22,82 | | DENİZLİ/MERKEZ (332467) DOĞAN DEMİRCİOĞLU EMSAN İLKÖĞRETİM OKULU |
6 | HALİL ŞÜYÜN | Müdür | Sınıf Öğretmenliği | 21,64 | | DENİZLİ/TAVAS (363625) SAİT KALAYCIOĞLU İLKÖĞRETİM OKULU |
39 | SELİM AKTAŞ | Müdür Yardımcısı | Sınıf Öğretmenliği | 16,37 | | DENİZLİ/TAVAS (462491) YORGA HACI FATMA TOPALAN İLKÖĞRETİM OKULU |
40 | SEYHAN COŞKUN | Müdür Başyardımcısı | Türk Dili ve Edebiyatı | 22,59 | | DENİZLİ/MERKEZ (883123) LÜTFİ EGE ANADOLU ÖĞRETMEN LİSESİ |
41 | MUSTAFA KUNDAKÇI | Müdür Yardımcısı | Din Kült. ve Ahl.Bil. | 19,03 | | DENİZLİ/MERKEZ (970960) YEŞİLKÖY İBRAHİM CENGİZ İLKÖĞRETİM OKULU |
42 | AHMET KOCASARI | Müdür Yardımcısı | Tarih | 15,53 | | DENİZLİ/MERKEZ (140109) DENİZLİ İMKB KIZ TEKNİK VE MESLEK LİSESİ |
43 | OSMAN ACAR | Müdür Yardımcısı | Tekstil Tek./Tekstil Dokuma-Örme | 16,05 | | DENİZLİ/MERKEZ (140146) VALİ NECATİ BİLİCAN MESLEKİ EĞİTİM MERK. |
44 | TALAT ÇELİKKAYA | Müdür Yardımcısı | Tarih | 18,74 | | DENİZLİ/BAKLAN (270253) HALK EĞİTİM MERKEZİ |
45 | HALİT SAĞIÇIMAK | Müdür Yardımcısı | Türkçe | 22,34 | | DENİZLİ/MERKEZ (332492) ZAFERİYE ABALIOĞLU İLKÖĞRETİM OKULU |
46 | ÖMER SAATÇI | Müdür Yardımcısı | Sınıf Öğretmenliği | 13,67 | | DENİZLİ/MERKEZ (376023) GÜZELPINAR YAVUZLAR BALIKÇILIK A.Ş.HACI ÖMER YAVUZ İLKÖĞRETİM OKULU |
47 | ALİ ALACAGÖZ | Müdür Yardımcısı | İlköğretim Matematik Öğr. | 22,04 | | DENİZLİ/MERKEZ (459298) MERKEZ EFENDI İLKÖĞRETİM OKULU |
48 | MEHMET AVCI | Müdür Yardımcısı | Sınıf Öğretmenliği | 24,81 | | DENİZLİ/MERKEZ (462466) GAZİ İLKÖĞRETİM OKULU |
49 | ŞÜKRÜ DENİZ | Müdür Yardımcısı | İ.H.L. Meslek Dersleri | 24,17 | | DENİZLİ/MERKEZ (964461) DENİZLİ ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ |
7 | EMİN ÖNDER | Müdür | Tarih | 26,92 | | DENİZLİ/MERKEZ (967316) CUMHURİYET ANADOLU LİSESİ |
51 | HASAN ALTAN | Müdür Yardımcısı | Biyoloji | 18,81 | | DENİZLİ/MERKEZ (972703) HİLMİ ÖZCAN ANADOLU LİSESİ |
52 | MEHMET KARA | Müdür Yardımcısı | Tarih | 18,79 | | DENİZLİ/MERKEZ (973070) KAYHAN 75. YIL TİCARET MESLEK LİSESİ |
53 | YUSUF KENAN ÖZDEMİR | Müdür Başyardımcısı | Elektrik-Elektronik Tek./Elektrik | 27,95 | | DENİZLİ/MERKEZ (973320) ORHAN ABALIOĞLU TEKNİK VE ENDÜSTRİ MESLEK LİSESİ |
54 | MUAZZEZ GÜNEY | Müdür Başyardımcısı | Giyim Üretim Teknolojisi | 23,26 | | DENİZLİ/MERKEZ (140087) ATATÜRK TEKNİK VE ENDÜSTRİ MESLEK LİSESİ |
55 | NURİ KÜÇÜKELYAS | Müdür Yardımcısı | Motorlu Araçlar Teknolojisi | 26,13 | | DENİZLİ/MERKEZ (140146) VALİ NECATİ BİLİCAN MESLEKİ EĞİTİM MERK. |
56 | ÖMER ÖZÇELİK | Müdür Yardımcısı | Tarih | 13,71 | | DENİZLİ/BULDAN (140600) HALK EĞİTİM MERKEZİ |
57 | ALİ OYAN | Müdür Yardımcısı | Sınıf Öğretmenliği | 16,72 | | DENİZLİ/KALE (141380) HALK EĞİTİM MERKEZİ |
58 | ZAFER USLU | Müdür Yardımcısı | Görsel Sanatlar/Resim | 10,69 | | DENİZLİ/MERKEZ (228710) POLİS AMCA EĞİTİM UYGULAMA OKULU VE İŞ EĞİTİM MERKEZİ |
59 | İSMAİL LİMONCU | Müdür Başyardımcısı | Sınıf Öğretmenliği | 21,92 | | DENİZLİ/MERKEZ (376011) ATATÜRK İLKÖĞRETİM OKULU |
60 | HÜSEYİN CANER | Müdür Yardımcısı | Sınıf Öğretmenliği | 22,26 | | DENİZLİ/MERKEZ (458758) MERKEZ İLKÖĞRETİM OKULU |
8 | YILMAZ BENLİOĞLU | Müdür | Sınıf Öğretmenliği | 22,79 | | DENİZLİ/MERKEZ (458817) KAYHAN MEHMET ATMACA İLKÖĞRETİM OKULU |
62 | ŞABAN APA | Müdür Yardımcısı | Sınıf Öğretmenliği | 19,29 | | DENİZLİ/MERKEZ (459249) ADİL DEMİREREN MUSTAFA MUSOĞLU İLKÖĞRETİM OKULU |
63 | MUHİTTİN MEHMET TOPA | Müdür Başyardımcısı | Sınıf Öğretmenliği | 19,57 | | DENİZLİ/MERKEZ (459298) MERKEZ EFENDI İLKÖĞRETİM OKULU |
9 | ABDİL SARI | Müdür | Fen ve Teknoloji | 25,10 | | DENİZLİ/MERKEZ (459333) AHMET NURİ ERİKOĞLU İLKÖĞRETİM OKULU |
65 | FERHAT TEKİN | Müdür Yardımcısı | Sınıf Öğretmenliği | 21,43 | | DENİZLİ/SERİNHİSAR (462861) SALİH ESEN İLKÖĞRETİM OKULU |
66 | DURMUŞ OĞUZALP | Müdür Yardımcısı | Sosyal Bilgiler | 19,50 | | DENİZLİ/MERKEZ (463734) RAŞİT ÖZKARDEŞ İLKÖĞRETİM OKULU |
67 | HÜLYA EVGİN | Müdür Yardımcısı | Okul Öncesi Öğrt | 21,17 | | DENİZLİ/MERKEZ (751831) ZÜBEYDE HANIM ANAOKULU |
68 | KEMAL TÜFEKÇİ | Müdür Yardımcısı | Matematik | 17,57 | | DENİZLİ/MERKEZ (811461) YUNUS EMRE TİCARET MESLEK LİSESİ |
69 | HÜSAMETTİN KÜÇÜKÇAL | Müdür Yardımcısı | Din Kült. ve Ahl.Bil. | 23,69 | | DENİZLİ/MERKEZ (963910) DENİZLİ MUSTAFA KAYNAK ANADOLU LİSESİ |
70 | SABRİ TANRISEVER | Müdür Başyardımcısı | Tarih | 20,02 | | DENİZLİ/MERKEZ (972819) KAZIM KAYNAK ANADOLU LİSESİ |
71 | MEHMET KUZU | Müdür Yardımcısı | Almanca | 17,00 | | DENİZLİ/HONAZ (973764) HİMMET-NİMET ÖZÇELİK ANADOLU LİSESİ |
72 | BAYRAM İŞLEK | Müdür Yardımcısı | Sınıf Öğretmenliği | 15,77 | | DENİZLİ/MERKEZ (139849) BAŞKARCI MUSTAFA KULAKLI İLKÖĞRETİM OKULU |
73 | RAHMİ YONGACI | Müdür Yardımcısı | Coğrafya | 16,04 | | DENİZLİ/MERKEZ (140063) MEHMET AKİF ERSOY LİSESİ |
74 | EROL YAZICI | Müdür Yardımcısı | Kimya/Kimya Teknolojisi | 15,37 | | DENİZLİ/MERKEZ (140109) DENİZLİ İMKB KIZ TEKNİK VE MESLEK LİSESİ |
75 | TÜRKER ERASLAN | Müdür Yardımcısı | Makine Tek./Makine Ressamlığı | 21,53 | | DENİZLİ/MERKEZ (140146) VALİ NECATİ BİLİCAN MESLEKİ EĞİTİM MERK. |
76 | ALAADDİN ŞENGÜN | Müdür Yardımcısı | Sınıf Öğretmenliği | 18,30 | | DENİZLİ/MERKEZ (252676) HULUSİ KULAKLI İLKÖĞRETİM OKULU |
77 | YUSUF PEHLİVAN | Müdür Yardımcısı | Tarih | 14,25 | | DENİZLİ/AKKÖY (262763) SEMA ABDURRAHMAN KARAMANLIOĞLU OTELCİLİK VE TURİZM MESLEK LİSESİ |
78 | OKTAY DEMİRAYAK | Müdür Yardımcısı | Beden Eğitimi | 11,27 | | DENİZLİ/SARAYKÖY (269405) İMAM HATİP LİSESİ |
79 | SÜLEYMAN BEKTAŞ | Müdür Yardımcısı | Metal Teknolojisi | 20,58 | | DENİZLİ/ACIPAYAM (290713) MESLEKİ EĞİTİM MERKEZİ |
10 | YUSUF ALTUNBAŞ | Müdür | Sınıf Öğretmenliği | 23,56 | | DENİZLİ/MERKEZ (332479) OKUL YAPTIRMA VE YAŞATMA DERNEĞİ İLKÖĞRETİM OKULU |
81 | MEHMET MUTLUTÜRK | Müdür Yardımcısı | Ahşap Teknolojisi | 17,10 | | DENİZLİ/MERKEZ (337314) ÇAMLIK İLKÖĞRETİM OKULU VE İŞ OKULU |
11 | METİN BİLKİ | Müdür | Sınıf Öğretmenliği | 23,30 | | DENİZLİ/MERKEZ (458974) BAHÇELİEVLER İLKÖĞRETİM OKULU |
83 | HASAN GÖKGÖZ | Müdür Yardımcısı | Sınıf Öğretmenliği | 31,34 | | DENİZLİ/MERKEZ (459022) AHMET NURİ ÖZSOY İLKÖĞRETİM OKULU |
84 | YEŞİM SÖZER | Müdür Yardımcısı | Okul Öncesi Öğrt | 19,35 | | DENİZLİ/MERKEZ (751843) FAHRİ AKÇAKOCA ANAOKULU |
85 | MEHMET ZAFER DUMLUPINAR | Müdür Başyardımcısı | İngilizce | 11,06 | | DENİZLİ/MERKEZ (967316) CUMHURİYET ANADOLU LİSESİ |
86 | MUHAMMET KOSUL | Müdür Yardımcısı | Coğrafya | 19,19 | | DENİZLİ/MERKEZ (970428) SERVERGAZİ İMKB KIZ TEKNİK VE MESLEK LİSESİ |
87 | YUSUF AKKAYA | Müdür Yardımcısı | Türk Dili ve Edebiyatı | 19,79 | | DENİZLİ/MERKEZ (972819) KAZIM KAYNAK ANADOLU LİSESİ |
88 | RAMAZAN GÜNGÖR | Müdür Yardımcısı | İ.H.L. Meslek Dersleri | 25,49 | | DENİZLİ/ACIPAYAM (974023) ACIPAYAM ANADOLU ÖĞRETMEN LİSESİ |
89 | NECATİ ÖNAL | Müdür Yardımcısı | Biyoloji | 19,73 | | DENİZLİ/MERKEZ (974032) DR.BEKİR SIDDIK MÜFTÜLER ANADOLU SAĞLIK MESLEK LİSESİ |
90 | MEVLÜT ALTINTAŞ | Müdür Yardımcısı | Sosyal Bilgiler | 19,24 | | DENİZLİ/MERKEZ (974095) SAADET ERİKOĞLU İLKÖĞRETİM OKULU |
12 | BAYRAM ALİ YILMAZ | Müdür | Beden Eğitimi | 29,03 | | DENİZLİ/MERKEZ (140075) DENİZLİ ANADOLU LİSESİ |
92 | HAMZA KURT | Müdür Yardımcısı | Makine Tek./Makine ve Kalıp | 27,56 | | DENİZLİ/MERKEZ (140087) ATATÜRK TEKNİK VE ENDÜSTRİ MESLEK LİSESİ |
93 | KADİR ATEŞ | Müdür Yardımcısı | Makine Tek./Makine ve Kalıp | 22,83 | | DENİZLİ/MERKEZ (140087) ATATÜRK TEKNİK VE ENDÜSTRİ MESLEK LİSESİ |
94 | RAMAZAN TEKİN | Müdür Başyardımcısı | Metal Teknolojisi | 18,91 | | DENİZLİ/MERKEZ (140146) VALİ NECATİ BİLİCAN MESLEKİ EĞİTİM MERK. |
95 | MUSTAFA ÇIRAY | Müdür Yardımcısı | Elektrik-Elektronik Tek./Elektrik | 25,31 | | DENİZLİ/MERKEZ (140146) VALİ NECATİ BİLİCAN MESLEKİ EĞİTİM MERK. |
96 | ZAFER GÜNDOĞDU | Müdür Yardımcısı | Fen ve Teknoloji | 12,69 | | DENİZLİ/ACIPAYAM (140374) KELEKÇİ GAZİ İLKÖĞRETİM OKULU |
97 | RİFAT TUĞRUL | Müdür Yardımcısı | Sınıf Öğretmenliği | 21,36 | | DENİZLİ/ÇAL (140839) HALK EĞİTİM MERKEZİ |
98 | MEHMET DEREBAŞOĞLU | Müdür Yardımcısı | Görsel Sanatlar/Resim | 18,33 | | DENİZLİ/MERKEZ (285463) ALİ BAYSAL İLKÖĞRETİM OKULU |
99 | HASAN ULUSOY | Müdür Yardımcısı | Sınıf Öğretmenliği | 20,29 | | DENİZLİ/MERKEZ (459298) MERKEZ EFENDI İLKÖĞRETİM OKULU |
100 | MEHMET EMİN ATMACA | Müdür Yardımcısı | Sınıf Öğretmenliği | 19,57 | | DENİZLİ/MERKEZ (462358) HACI HASAN ALİ KÖMÜRCÜOĞLU İLKÖĞRETİM OKULU |
101 | ŞULE GÖNÜLDEŞ | Müdür Yardımcısı | Beden Eğitimi | 26,14 | - Fen Lisesi | DENİZLİ/MERKEZ (865020) EĞİTİM KURUMLARI YAPTIRMA VE YAŞATMA DERNEĞİ DENİZLİ GÖRME ENGELLİLER İLKÖĞRETİM OKULU |
13 | ENVER KAPLAN | Müdür | Türk Dili ve Edebiyatı | 25,75 | | DENİZLİ/MERKEZ (963910) DENİZLİ MUSTAFA KAYNAK ANADOLU LİSESİ |
14 | BEKİR HALATCI | Müdür | Din Kült. ve Ahl.Bil. | 44,74 | | DENİZLİ/MERKEZ (964461) DENİZLİ ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ |
15 | RAMAZAN GÜRBÜZEL | Müdür | Coğrafya | 22,91 | | DENİZLİ/MERKEZ (967315) DENİZLİ LİSESİ |
105 | MUSA HACIALİOĞLU | Müdür Yardımcısı | Makine Tek./Makine ve Kalıp | 24,79 | | DENİZLİ/MERKEZ (140087) ATATÜRK TEKNİK VE ENDÜSTRİ MESLEK LİSESİ |
106 | FARUK CAN | Müdür Başyardımcısı | Sosyal Bilgiler | 29,13 | | DENİZLİ/MERKEZ (215190) YEŞİLKÖY İŞİTME ENGELLİLER İLKÖĞRETİM O |
107 | ÖMER ÖZDEMİR | Müdür Yardımcısı | Metal Teknolojisi | 16,87 | | DENİZLİ/AKKÖY (339325) HALK EĞİTİM MERKEZİ |
108 | SUAT ÇETİNKAYA | Müdür Yardımcısı | Sınıf Öğretmenliği | 22,41 | | DENİZLİ/MERKEZ (383860) LÜTFİ EGE İLKÖĞRETİM OKULU |
109 | ERTUĞRUL KUŞCU | Müdür Yardımcısı | Beden Eğitimi | 21,39 | | DENİZLİ/MERKEZ (458758) MERKEZ İLKÖĞRETİM OKULU |
110 | İLHAN BULUT | Müdür Yardımcısı | Sınıf Öğretmenliği | 16,88 | | DENİZLİ/MERKEZ (458974) BAHÇELİEVLER İLKÖĞRETİM OKULU |
111 | HAYATİ BAZ | Müdür Başyardımcısı | Sınıf Öğretmenliği | 15,91 | | DENİZLİ/MERKEZ (462574) DENTAŞ İLKÖĞRETİM OKULU |
112 | TUNCER AKÇALI | Müdür Yardımcısı | Sınıf Öğretmenliği | 11,46 | | DENİZLİ/SARAYKÖY (869270) ATATÜRK İLKÖĞRETİM OKULU |
113 | ALİ KAPLAN | Müdür Yardımcısı | Sınıf Öğretmenliği | 18,87 | | DENİZLİ/MERKEZ (966483) VALİ RECEP YAZICIOĞLU İLKÖĞRETİM OKULU |
114 | NERİMAN SİMİTCİ | Müdür Yardımcısı | Giyim Üretim Teknolojisi | 23,72 | | DENİZLİ/MERKEZ (970428) SERVERGAZİ İMKB KIZ TEKNİK VE MESLEK LİSESİ |
16 | MUSTAFA İRİTAŞ | Müdür | Tarih | 20,19 | | DENİZLİ/MERKEZ (972820) NEVZAT ERTEN ANADOLU LİSESİ |
118 | MEHMET URHAN | Müdür Yardımcısı | İnşaat Tek./Yapı Tasarımı | 24,71 | | DENİZLİ/MERKEZ (973320) ORHAN ABALIOĞLU TEKNİK VE ENDÜSTRİ MESLEK LİSESİ |
0 Yorum -
Yorum Yaz
Milli Eğitim Bakanlığı Eğitim Kurumları Yöneticilerinin Atama ve Yer Değiştirmelerine İlişkin Yönetmeliğin 22. maddesi gereğince 2011 yılı zorunlu yer değiştirmeye tabi yöneticilerin listesi ektedir. Listeyi indirmek için tıklayınız.
30/09/2011
TARİHLİ MÜDÜR YARDIMCILARI
LİSTESİ
S.No
TC
Kimlik No
Adı
Soyadı
Alanı
Görev
Yeri
İli
İlçesi
Şu Anda Kadrosunun Bulunduğu Okulda Asil Müdür
Yardımcısı Olarak Göreve Başlama Tarihi
Şu
Anda Kadrosunun Bulunduğu Okulda Asil Müdür Yardımcısı Olarak Hizmet
Yılı
1
30736415694
ADEM AKYOL
Sınıf
Öğretmenliği
Irlıganlı Şehit
Piyade Onbaşı Bayram Güzel İlköğretim Okulu
DENİZLİ
MERKEZ
16.06.2003
30.09.2011
8 YIL 3 AY 14 GÜN
2
15067927344
AHMET
ABAK
Elektrik-Elektronik
Tek./Elektrik
Mesleki
Eğitim Merkezi
DENİZLİ
ACIPAYAM
13.04.1998
30.09.2011
13 YIL 5 AY 17 GÜN
3
39817120304
AHMET
KOCASARI
Tarih
Sarayköy
Mesleki ve Teknik Eğitim Merkezi
DENİZLİ
SARAYKÖY
21.02.2003
30.09.2011
8 YIL 7 AY 9 GÜN
4
34090303956
ALAADDİN
ŞENGÜN
Sınıf
Öğretmenliği
Adil
Demireren Mustafa Musoğlu İlköğretim Okulu
DENİZLİ
MERKEZ
23.05.1997
30.09.2011
14 YIL 4 AY 7 GÜN
5
32581362482
ALİ
ALACAGÖZ
İlköğretim
Matematik Öğr.
Arif
Yalınkaya İlköğretim Okulu
DENİZLİ
MERKEZ
24.03.1997
30.09.2011
14 YIL 6 AY 6 GÜN
6
67585104578
ALİ
İHSAN COŞKUN
İnşaat
Tek./Yapı Tasarımı
Halk
Eğitim Merkezi
DENİZLİ
KALE
10.06.2003
30.09.2011
8 YIL 3 AY 20 GÜN
7
12257032888
ALİ
İHSAN YÜCE
Sınıf
Öğretmenliği
Salih
Esen İlköğretim Okulu
DENİZLİ
SERİNHİSAR
04.11.2002
30.09.2011
8 YIL 10 AY 26 GÜN
8
35587248798
ALİ
KAPLAN
Sınıf
Öğretmenliği
Atatürk
İlköğretim Okulu
DENİZLİ
SARAYKÖY
23.05.2002
30.09.2011
9 YIL 4 AY 7 GÜN
9
12350027538
ALİ
OYAN
Sınıf
Öğretmenliği
Mehmet
Oray İlköğretim Okulu
DENİZLİ
KALE
01.10.2001
30.09.2011
9 YIL 11 AY 29 GÜN
10
43051007000
BAYRAM
İŞLEK
Sınıf
Öğretmenliği
Yeşilköy
İbrahim Cengiz İlköğretim Okulu
DENİZLİ
MERKEZ
10.03.2000
30.09.2011
11 YIL 6 AY 20 GÜN
11
39901111140
BEKİR
KAYMAKCI
Sınıf
Öğretmenliği
Merkez
Efendı İlköğretim Okulu
DENİZLİ
MERKEZ
15.06.1993
30.09.2011
18 YIL 3 AY 15 GÜN
12
35383261618
BİLAL
MANTARCI
Sınıf
Öğretmenliği
Mükerrem-Mehmet
Eke İlköğretim Okulu
DENİZLİ
MERKEZ
31.10.1997
30.09.2011
13 YIL 10 AY 30 GÜN
13
12989007680
BURHAN
AKŞİT
Sınıf
Öğretmenliği
Hacı
Hasan Ali Kömürcüoğlu İlköğretim Okulu
DENİZLİ
MERKEZ
10.11.1999
30.09.2011
11 YIL 10 AY 20 GÜN
14
33658316162
DEVRAN
AYDEMİR
Fizik
Halk
Eğitim Merkezi
DENİZLİ
AKKÖY
07.08.2003
30.09.2011
8 YIL 1 AY 23 GÜN
15
24064618674
DURMUŞ
OĞUZALP
Sosyal
Bilgiler
Kelekçi
Gazi İlköğretim Okulu
DENİZLİ
ACIPAYAM
24.09.1991
30.09.2011
20 YIL 0 AY 6 GÜN
16
20035417574
ERDEN
ÇOBAN
Fizik
Denizli
Erbakır Fen Lisesi
DENİZLİ
MERKEZ
01.07.2002
30.09.2011
9 YIL 2 AY 29 GÜN
17
35509256634
EROL
YAZICI
Kimya/Kimya
Teknolojisi
Kazım
Kaynak Anadolu Lisesi
DENİZLİ
MERKEZ
22.03.2000
30.09.2011
11 YIL 6 AY 8 GÜN
18
40768090004
ERTUĞRUL
CANATAN
Sınıf
Öğretmenliği
Duacılı
Ahmet Güdücü İlköğretim Okulu
DENİZLİ
SARAYKÖY
07.11.1998
30.09.2011
12 YIL 10 AY 23 GÜN
19
20977742604
ERTUĞRUL
KUŞCU
Beden
Eğitimi
Pamukkale
İlköğretim Okulu
DENİZLİ
MERKEZ
09.03.2000
30.09.2011
11 YIL 6 AY 21 GÜN
20
13414986938
EYÜP
ŞAHİN
Matematik
Çivril
Anadolu İmam Hatip Lisesi
DENİZLİ
ÇİVRİL
02.11.1990
30.09.2011
20 YIL 10 AY 28 GÜN
21
31912356954
FERHAT
TEKİN
Sınıf
Öğretmenliği
Darıveren
İlköğretim Okulu
DENİZLİ
ACIPAYAM
13.10.1998
30.09.2011
12 YIL 11 AY 17 GÜN
22
15109934170
HAFİZE
ÖZCAN
Sınıf
Öğretmenliği
Gazi
İlköğretim Okulu
DENİZLİ
MERKEZ
11.09.1995
30.09.2011
16 YIL 0 AY 19 GÜN
23
27358525726
HALİL
İBRAHİM DURMAZ
Türkçe
Güney
Çok Programlı Lisesi
DENİZLİ
GÜNEY
05.10.2001
30.09.2011
9 YIL 11 AY 25 GÜN
24
19630787304
HALİL
KESKİN
Sınıf
Öğretmenliği
Ahmet
Nuri Özsoy İlköğretim Okulu
DENİZLİ
MERKEZ
05.10.2001
30.09.2011
9 YIL 11 AY 25 GÜN
25
40057114428
HALİT
SAĞIÇIMAK
Türkçe
Raşit
Özkardeş İlköğretim Okulu
DENİZLİ
MERKEZ
24.11.2000
30.09.2011
10 YIL 10 AY 6 GÜN
26
29005454144
HAMZA
KURT
Makine
Tek./Makine ve Kalıp
Vali
Necati Bilican Mesleki Eğitim Merk.
DENİZLİ
MERKEZ
12.11.1987
30.09.2011
23 YIL 10 AY 18 GÜN
27
40915057102
HASAN
ALTAN
Biyoloji
Mehmet
Akif Ersoy Lisesi
DENİZLİ
MERKEZ
11.09.1990
30.09.2011
21 YIL 0 AY 19 GÜN
28
37537178506
HASAN
GÖKGÖZ
Sınıf
Öğretmenliği
Musa
Kazım Manasır İlköğretim Okulu
DENİZLİ
MERKEZ
19.11.2001
30.09.2011
9 YIL 10 AY 11 GÜN
29
41914037942
HASAN
ULUSOY
Sınıf
Öğretmenliği
Fatih
İlköğretim Okulu
DENİZLİ
MERKEZ
01.09.2000
30.09.2011
11 YIL 0 AY 29 GÜN
30
27622528408
HÜDAVERDİ
ÖK
Sınıf
Öğretmenliği
Vakıfbank
İlköğretim Okulu
DENİZLİ
MERKEZ
01.03.1990
30.09.2011
21 YIL 6 AY 29 GÜN
31
30799414276
HÜLYA
EVGİN
Okul
Öncesi Öğrt
Fahri
Akçakoca Anaokulu
DENİZLİ
MERKEZ
17.11.1997
30.09.2011
13 YIL 10 AY 13 GÜN
32
32074356066
HÜSAMETTİN
KÜÇÜKÇAL
Din
Kült. ve Ahl.Bil.
Cumhuriyet
İlköğretim Okulu
DENİZLİ
BAKLAN
15.11.2001
30.09.2011
9 YIL 10 AY 15 GÜN
33
38581154218
HÜSEYİN
CANER
Sınıf
Öğretmenliği
Merkez
Efendı İlköğretim Okulu
DENİZLİ
MERKEZ
18.12.2000
30.09.2011
10 YIL 9 AY 12 GÜN
34
19558788292
İLHAN
BULUT
Sınıf
Öğretmenliği
Zaferiye
Abalıoğlu İlköğretim Okulu
DENİZLİ
MERKEZ
24.04.1997
30.09.2011
14 YIL 5 AY 6 GÜN
35
20623753480
İSMAİL
EROĞLU
Makine
Tek./Makine ve Kalıp
Vali
Necati Bilican Mesleki Eğitim Merk.
DENİZLİ
MERKEZ
07.08.2000
30.09.2011
11 YIL 1 AY 23 GÜN
36
29125469356
İSMAİL
SARIOĞLU
Makine
Tek./Makine ve Kalıp
Vali
Necati Bilican Mesleki Eğitim Merk.
DENİZLİ
MERKEZ
25.10.1994
30.09.2011
16 YIL 11 AY 5 GÜN
37
32596354052
İZZET
SALAN
Makine
Tek./Makine ve Kalıp
Vali
Necati Bilican Mesleki Eğitim Merk.
DENİZLİ
MERKEZ
27.03.1991
30.09.2011
20 YIL 6 AY 3 GÜN
38
26833531696
KADİR
ATEŞ
Makine
Tek./Makine ve Kalıp
Orhan
Abalıoğlu Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi
DENİZLİ
MERKEZ
04.05.2001
30.09.2011
10 YIL 4 AY 26 GÜN
39
30397408004
KEMAL
TÜFEKÇİ
Matematik
Kayhan
75. Yıl Ticaret Meslek Lisesi
DENİZLİ
MERKEZ
02.10.2001
30.09.2011
9 YIL 11 AY 28 GÜN
40
12644019232
KENAN
ŞAHİNKESEN
Sınıf
Öğretmenliği
Merkez
Efendı İlköğretim Okulu
DENİZLİ
MERKEZ
06.05.1997
30.09.2011
14 YIL 4 AY 24 GÜN
41
35479259284
MEFTUNE
CANDEMİR
Fransızca
Atatürk
İlköğretim Okulu
DENİZLİ
MERKEZ
05.09.2000
30.09.2011
11 YIL 0 AY 25 GÜN
42
40711084500
MEHMET
AVCI
Sınıf
Öğretmenliği
Sevil
Kaynak İlköğretim Okulu
DENİZLİ
MERKEZ
24.10.2001
30.09.2011
9 YIL 11 AY 6 GÜN
43
28816460870
MEHMET
ÇELİK
Sınıf
Öğretmenliği
Yeşilyuva
Şehit Üsteğmen Ahmet Şevki Evin İlköğretim Okulu
DENİZLİ
ACIPAYAM
19.03.1990
30.09.2011
21 YIL 6 AY 11 GÜN
44
41038073826
MEHMET
DEREBAŞOĞLU
Görsel
Sanatlar/Resim
Başkarcı
Mustafa Kulaklı İlköğretim Okulu
DENİZLİ
MERKEZ
20.10.1988
30.09.2011
22 YIL 11 AY 10 GÜN
45
17803844106
MEHMET
EMİN AŞCI
Sosyal
Bilgiler
Merkez
İlköğretim Okulu
DENİZLİ
MERKEZ
08.11.2001
30.09.2011
9 YIL 10 AY 22 GÜN
46
22132689632
MEHMET
EMİN ATMACA
Sınıf
Öğretmenliği
Halk
Eğitim Merkezi
DENİZLİ
ÇARDAK
16.12.2002
30.09.2011
8 YIL 9 AY 14 GÜN
47
30568415732
MEHMET
ERDAY
Sınıf
Öğretmenliği
Kameroğlu
Kardeşler Cumhuriyet İlköğretim Okulu
DENİZLİ
ÇİVRİL
19.06.2000
30.09.2011
11 YIL 3 AY 11 GÜN
48
29497457524
MEHMET
İZMİRLİ
Sınıf
Öğretmenliği
Tevfik
Fikret Kaya İlköğretim Okulu
DENİZLİ
MERKEZ
26.10.1999
30.09.2011
11 YIL 11 AY 4 GÜN
49
25867558310
MEHMET
KARA
Tarih
Yunus
Emre Ticaret Meslek Lisesi
DENİZLİ
MERKEZ
23.03.2000
30.09.2011
11 YIL 6 AY 7 GÜN
50
23983642838
MEHMET
KUZU
Almanca
Atatürk
Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi
DENİZLİ
MERKEZ
13.09.1995
30.09.2011
16 YIL 0 AY 17 GÜN
51
37780161126
MEHMET
MUTLUTÜRK
Ahşap
Teknolojisi
Yeşilköy
İşitme Engelliler İlköğretim O
DENİZLİ
MERKEZ
14.12.1999
30.09.2011
11 YIL 9 AY 16 GÜN
52
32149366464
MEHMET
URHAN
İnşaat
Tek./Yapı Tasarımı
Tavas
Mehmet Kısaoğlu Mesleki Eğitim Merkezi
DENİZLİ
TAVAS
21.03.1997
30.09.2011
14 YIL 6 AY 9 GÜN
53
42262018768
MEHMET
YAŞAR
Motorlu
Araçlar Teknolojisi
Orhan
Abalıoğlu Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi
DENİZLİ
MERKEZ
03.12.1990
30.09.2011
20 YIL 9 AY 27 GÜN
54
15811553706
MESUT
ÖZSOY
Türkçe
Merkez
İlköğretim Okulu
DENİZLİ
MERKEZ
01.09.1997
30.09.2011
14 YIL 0 AY 29 GÜN
55
22180701720
MEVLÜT
ALTINTAŞ
Sosyal
Bilgiler
Lütfi
Ege İlköğretim Okulu
DENİZLİ
MERKEZ
21.11.1997
30.09.2011
13 YIL 10 AY 9 GÜN
56
24616627048
MUHAMMET
KOSUL
Coğrafya
Denizli
Ticaret Meslek Lisesi
DENİZLİ
MERKEZ
29.11.1993
30.09.2011
17 YIL 10 AY 1 GÜN
57
14347962310
MURAT
DEMİRHAN
Din
Kült. ve Ahl.Bil.
Katip
Çelebi İlköğretim Okulu
DENİZLİ
MERKEZ
18.04.2003
30.09.2011
8 YIL 5 AY 12 GÜN
58
10029050276
MUSA
HACIALİOĞLU
Makine
Tek./Makine ve Kalıp
Vali
Necati Bilican Mesleki Eğitim Merk.
DENİZLİ
MERKEZ
26.07.2000
30.09.2011
11 YIL 2 AY 4 GÜN
59
35644259446
MUSTAFA
ÇIRAY
Elektrik-Elektronik
Tek./Elektrik
Atatürk
Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi
DENİZLİ
MERKEZ
01.03.1991
30.09.2011
20 YIL 6 AY 29 GÜN
60
24058647512
MUSTAFA
KADIOĞLU
Türk
Dili ve Edebiyatı
Tavas
Lisesi
DENİZLİ
TAVAS
05.10.1995
30.09.2011
15 YIL 11 AY 25 GÜN
61
13882967330
MUSTAFA
KUNDAKÇI
Din
Kült. ve Ahl.Bil.
Yenişehir
Mimar Sinan İlköğretim Okulu
DENİZLİ
MERKEZ
20.02.2002
30.09.2011
9 YIL 7 AY 10 GÜN
62
26377569926
MUSTAFA
ŞENLİKCİ
Matematik
Tavas
Anadolu İmam Hatip Lisesi
DENİZLİ
TAVAS
23.05.1997
30.09.2011
14 YIL 4 AY 7 GÜN
63
38401161846
NECATİ
ÖNAL
Biyoloji
Atatürk
Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi
DENİZLİ
MERKEZ
02.10.1995
30.09.2011
15 YIL 11 AY 28 GÜN
64
14557939812
NECDET
KARAEVLİ
Din
Kült. ve Ahl.Bil.
Kayhan
Mehmet Atmaca İlköğretim Okulu
DENİZLİ
MERKEZ
09.01.1992
30.09.2011
19 YIL 8 AY 21 GÜN
65
20354271352
NERİMAN
SİMİTCİ
Giyim
Üretim Teknolojisi
Denizli
İMKB Kız Teknik ve Meslek Lisesi
DENİZLİ
MERKEZ
08.04.1994
30.09.2011
17 YIL 5 AY 22 GÜN
66
16105021826
NİHAL
GÜNGÖR KILINÇ
El
San.Tek./El Sanatları
Denizli
İMKB Kız Teknik ve Meslek Lisesi
DENİZLİ
MERKEZ
18.09.1991
30.09.2011
20 YIL 0 AY 12 GÜN
67
15070533914
NURİ
AYKUT
Beden
Eğitimi
Honaz
Kaklık Osman Evran Çok Programlı Lisesi
DENİZLİ
HONAZ
16.12.1999
30.09.2011
11 YIL 9 AY 14 GÜN
68
11477065966
NURİ
KÜÇÜKELYAS
Motorlu
Araçlar Teknolojisi
Tavas
Mehmet Kısaoğlu Mesleki Eğitim Merkezi
DENİZLİ
TAVAS
17.01.2002
30.09.2011
9 YIL 8 AY 13 GÜN
69
17698285084
OKTAY
DEMİRAYAK
Beden
Eğitimi
Çardak
Çok Programlı Lisesi
DENİZLİ
ÇARDAK
25.10.2002
30.09.2011
8 YIL 11 AY 5 GÜN
70
35233267494
OSMAN
ACAR
Tekstil
Tek./Tekstil Dokuma-Örme
Hanife
ve Ahmet Paralı Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi
DENİZLİ
TAVAS
26.07.2002
30.09.2011
9 YIL 2 AY 4 GÜN
71
39655119188
OSMAN
ÇAKIROĞLU
Din
Kült. ve Ahl.Bil.
Denizli
Lisesi
DENİZLİ
MERKEZ
05.03.2003
30.09.2011
8 YIL 6 AY 25 GÜN
72
33976305152
ÖMER
ÖZÇELİK
Tarih
Ali
Tunaboylu Anadolu Lisesi
DENİZLİ
BULDAN
09.10.1998
30.09.2011
12 YIL 11 AY 21 GÜN
73
49492446620
ÖMER
ÖZDEMİR
Metal
Teknolojisi
Çal
Meslekî ve Teknik Eğitim Merkezi, Mesleki Eğitim Merkezi
DENİZLİ
ÇAL
05.09.2003
30.09.2011
8 YIL 0 AY 25 GÜN
74
25378588332
ÖMER
PALAZ
Türkçe
30
Ağustos İlköğretim Okulu
DENİZLİ
ÇİVRİL
27.06.1985
30.09.2011
26 YIL 3 AY 3 GÜN
75
28372496528
ÖMER
SAATÇI
Sınıf
Öğretmenliği
Kızılyer
Hüseyin Avni Özden İlköğretim Okulu
DENİZLİ
HONAZ
20.02.2003
30.09.2011
8 YIL 7 AY 10 GÜN
76
37126200168
RAFET
ŞAHİN
Sınıf
Öğretmenliği
Kerimler
İlköğretim Okulu
DENİZLİ
GÜNEY
29.05.2000
30.09.2011
11 YIL 4 AY 1 GÜN
77
12500024318
RAHMİ
YONGACI
Coğrafya
Akköy
Lisesi
DENİZLİ
AKKÖY
10.12.1993
30.09.2011
17 YIL 9 AY 20 GÜN
78
18508803610
RAMAZAN
GÜNGÖR
İ.H.L.
Meslek Dersleri
Acıpayam
Anadolu İmam Hatip Lisesi
DENİZLİ
ACIPAYAM
26.08.1994
30.09.2011
17 YIL 1 AY 4 GÜN
79
20878752672
RAMAZAN
YAVAŞ
Sınıf
Öğretmenliği
Sait
Kalaycıoğlu İlköğretim Okulu
DENİZLİ
TAVAS
25.05.1996
30.09.2011
15 YIL 4 AY 5 GÜN
80
21457714494
RİFAT
TUĞRUL
Sınıf
Öğretmenliği
Gazi
İlköğretim Okulu
DENİZLİ
ÇAL
26.01.1998
30.09.2011
13 YIL 8 AY 4 GÜN
81
13058798652
SALİH
ÖZKAN
Sınıf
Öğretmenliği
Aşağışamlı
İlköğretim Okulu
DENİZLİ
MERKEZ
12.10.1998
30.09.2011
12 YIL 11 AY 18 GÜN
82
10271084586
SELİM
AKTAŞ
Sınıf
Öğretmenliği
Halk
Eğitim Merkezi
DENİZLİ
TAVAS
03.11.1995
30.09.2011
15 YIL 10 AY 27 GÜN
83
36628916102
SUAT
ÇETİNKAYA
Sınıf
Öğretmenliği
Dörteylül
İlköğretim Okulu
DENİZLİ
BULDAN
10.10.1994
30.09.2011
16 YIL 11 AY 20 GÜN
84
11210025776
SÜLEYMAN
BEKTAŞ
Metal
Teknolojisi
Acıpayam
Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi
DENİZLİ
ACIPAYAM
30.05.2000
30.09.2011
11 YIL 4 AY 0 GÜN
85
32884343072
SÜLEYMAN
HİLMİ EMİRİKCİ
Türk
Dili ve Edebiyatı
Denizli
Lisesi
DENİZLİ
MERKEZ
23.10.2002
30.09.2011
8 YIL 11 AY 7 GÜN
86
21727417056
SÜNDÜZ
KAYA
Teknoloji
ve Tasarım
Kaklık
İlköğretim Okulu
DENİZLİ
HONAZ
23.09.2003
30.09.2011
8 YIL 0 AY 7 GÜN
87
27049518860
ŞABAN
APA
Sınıf
Öğretmenliği
Musa-Hatice
Çelikkol İlköğretim Okulu
DENİZLİ
MERKEZ
02.11.2000
30.09.2011
10 YIL 10 AY 28 GÜN
88
35101264372
ŞERİF
SELÇUK
Tarih
Denizli
Erbakır Fen Lisesi
DENİZLİ
MERKEZ
05.10.1999
30.09.2011
11 YIL 11 AY 25 GÜN
89
10529098082
ŞULE
GÖNÜLDEŞ
Beden
Eğitimi
Çamlık
İlköğretim Okulu ve İş Okulu
DENİZLİ
MERKEZ
18.09.2003
30.09.2011
8 YIL 0 AY 12 GÜN
90
21223722876
ŞULE
YÜKSEL BAL
Halıcılık
Kursu
Halk
Eğitim Merkezi Ve Akşam Sanat Okulu
DENİZLİ
MERKEZ
11.11.1999
30.09.2011
11 YIL 10 AY 19 GÜN
91
30781395422
ŞÜKRÜ
DENİZ
İ.H.L.
Meslek Dersleri
Çivril
Anadolu İmam Hatip Lisesi
DENİZLİ
ÇİVRİL
25.10.1996
30.09.2011
14 YIL 11 AY 5 GÜN
92
32806336090
TALAT
ÇELİKKAYA
Tarih
Halk
Eğitim Merkezi
DENİZLİ
ÇAL
20.03.2001
30.09.2011
10 YIL 6 AY 10 GÜN
93
17308869192
TUNCER
AKÇALI
Sınıf
Öğretmenliği
Sığma
İlköğretim Okulu
DENİZLİ
SARAYKÖY
16.04.2003
30.09.2011
8 YIL 5 AY 14 GÜN
94
36691218882
TÜRKER
ERASLAN
Makine
Tek./Makine Ressamlığı
Atatürk
Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi
DENİZLİ
MERKEZ
20.03.1998
30.09.2011
13 YIL 6 AY 10 GÜN
95
25408237292
VEDAT
SAVAŞ
Sınıf
Öğretmenliği
Güzelpınar
Yavuzlar Balıkçılık A.Ş.Hacı Ömer Yavuz İlköğretim Okulu
DENİZLİ
MERKEZ
02.06.1997
30.09.2011
14 YIL 3 AY 28 GÜN
96
21325710450
YEŞİM
SÖZER
Okul
Öncesi Öğrt
Zübeyde
Hanım Anaokulu
DENİZLİ
MERKEZ
29.11.1996
30.09.2011
14 YIL 10 AY 1 GÜN
97
29743454918
YUSUF
AKKAYA
Türk
Dili ve Edebiyatı
Doğan
Demircioğlu Emsan İlköğretim Okulu
DENİZLİ
MERKEZ
27.11.1995
30.09.2011
15 YIL 10 AY 3 GÜN
98
25492596428
YUSUF
PEHLİVAN
Tarih
Sarayköy
Mesleki ve Teknik Eğitim Merkezi
DENİZLİ
SARAYKÖY
19.07.2002
30.09.2011
9 YIL 2 AY 11 GÜN
99
31390049256
ZAFER
GÜNDOĞDU
Fen
ve Teknoloji
Alcı
İlköğretim Okulu
DENİZLİ
ACIPAYAM
01.11.2001
30.09.2011
9 YIL 10 AY 29 GÜN
100
14788631042
ZAFER
USLU
Görsel
Sanatlar/Resim
Eğitim
Kurumları Yaptırma ve Yaşatma Derneği Denizli Görme Engelliler İlköğretim
Okulu
DENİZLİ
MERKEZ
13.06.2003
30.09.2011
8 YIL 3 AY 17 GÜN
0 Yorum -
Yorum Yaz
Ölçme, Seçme ve
Yerleştirme Merkezi 2012 Yılı Sınav
Takvimi
Son Güncelleme:
11.07.2011 Sürüm: 1
|
Sıra |
Sınavın Adı |
Sınav Tarihi |
Başvuru Tarihleri |
Başvuru Yerleri |
Sınav Ücreti |
Sonuç
Açıklama Tarihi |
1. |
Yükseköğretim Kurulu Yurtdışı
Yükseköğretim Diplomaları Denkliği İçin Seviye Tespit Sınavı (1. Aşama)
2012-STS 1.
Aşama |
11.03.2012 |
|
|
|
|
2. |
Üniversitelerarası Kurul Yabancı Dil
Sınavı (İlkbahar Dönemi) 2012-ÜDS İlkbahar
Dönemi |
18.03.2012 |
|
|
|
|
3. |
Yükseköğretime Geçiş Sınavı
2012-YGS |
01.04.2012 |
|
|
|
|
4. |
Jandarma Okullar Komutanlığı Jandarma
Astsubay Temel Kursu Giriş Sınavı 2012-JANA |
14.04.2012 |
|
|
|
|
5 |
Jandarma Okullar Komutanlığı Uzman
Jandarma Okulu Giriş Sınavı 2012-JANU |
15.04.2012 |
|
|
|
|
6. |
Türk Cumhuriyetleri ile Türk ve Akraba
Toplulukları Sınavı (Yurt Dışı) 2012-TCS Yurt
Dışı |
22.04.2012 |
|
|
|
|
7. |
Tıpta Uzmanlık Eğitimi Giriş Sınavı
(İlkbahar Dönemi) 2012-TUS İlkbahar
Dönemi |
22.04.2012 |
|
|
|
|
8. |
Türk
Silahlı Kuvveteleri Askeri Liseler ile Bando Astsubay Hazırlama Okulunda
Öğrenim Görecek Öğrencileri Seçme
Sınavı 2012-ALS |
29.04.2012 |
|
|
|
|
9. |
Akademik Personel ve Lisansüstü Eğitimi
Giriş Sınavı (İlkbahar Dönemi) 2012-ALES İlkbahar
Dönemi |
13.05.2012 |
|
|
|
|
10. |
Kamu Personeli Yabancı Dil Bilgisi
Seviye Tespit Sınavı (İlkbahar Dönemi) 2012-KPDS İlkbahar
Dönemi |
20.05.2012 |
|
|
|
|
11. |
Yükseköğretim Kurulu Yurtdışı
Yükseköğretim Diplomaları Denkliği İçin Seviye Tespit Sınavı (2.
Aşama) 2012-STS
2. Aşama |
27.05.2012 |
|
|
|
|
12. |
Türk Cumhuriyetleri ile Türk ve Akraba
Toplulukları Sınavı (Yurt İçi) 2012-TCS Yurt
İçi |
03.06.2012 |
|
|
|
|
13. |
Lisans Yerleştirme Sınavı-1 (Matematik)
2012-LYS1 |
16.06.2012 |
|
|
|
|
14. |
Lisans Yerleştirme Sınavı-5 (Yabancı
Dil) 2012-LYS5 |
16.06.2012 |
|
|
|
|
15. |
Lisans
Yerleştirme Sınavı-4 (Sosyal Bilimler) 2012-LYS4 |
17.06.2012 |
|
|
|
|
16. |
Lisans Yerleştirme Sınavı-3
(Edebiyat-Coğrafya) 2012-LYS3 |
23.06.2012 |
|
|
|
|
17. |
Lisans Yerleştirme Sınavı-2 (Fen
Bilimleri) 2012-LYS2 |
24.06.2012 |
|
|
|
|
18. |
Yurtdışında Çalışanların Çocukları İçin
Yükseköğretime Giriş Sınavı 2012-YÇS |
01.07.2012 |
|
|
|
|
19. |
Polis
Akademisi Polis Meslek Yüksekokulları Öğrenci Adaylığı Sınavı 2012-PMYO |
01.07.2012 |
|
|
|
|
20. |
Kamu
Personel Seçme Sınavı 2012-KPSS
Lisans |
07.07.2012 08.07.2012 |
|
|
|
|
21. |
Tıpta Yan Dal Uzmanlık Eğitimi Giriş
Sınavı 2012-YDUS |
14.07.2012 |
|
|
|
|
22. |
Dikey Geçiş Sınavı 2012-DGS |
15.07.2012 |
|
|
|
|
23. |
Tıpta Uzmanlık Eğitimi Giriş Sınavı
(Sonbahar Dönemi) 2012-TUS Sonbahar
Dönemi |
09.09.2012 |
|
|
|
|
24. |
Kamu Personel Seçme Sınavı
2012-KPSS
Ortaöğretim/Önlisans |
23.09.2012 |
|
|
|
|
25. |
Üniversitelerarası Kurul Yabancı Dil Sınavı (Sonbahar
Dönemi) 2012-ÜDS Sonbahar
Dönemi |
07.10.2012 |
|
|
|
|
26. |
Üniversitelerdeki İdari Personel İçin
Görevde Yükselme Sınavı 2012-ÜGYS |
14.10.2012 |
|
|
|
|
27. |
Akademik Personel ve Lisansüstü Eğitimi
Giriş Sınavı (Sonbahar Dönemi) 2012-ALES Sonbahar
Dönemi |
11.11.2012 |
|
|
|
|
28. |
Kamu Personeli Yabancı Dil Bilgisi
Seviye Tespit Sınavı (Sonbahar Dönemi) 2012-KPDS Sonbahar
Dönemi |
18.11.2012 |
0 Yorum -
Yorum Yaz
DENİZLİ İL MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ İL İÇİ İSTEĞE BAĞLI ATAMA SONUÇLARI |
No | Adı Soyadı | Alanı | Hiz. Puan | Atandığı Kurum |
1 | ABDULLAH ERTAN | Fen ve Teknoloji | 349 | (332455) Arif Yalınkaya İlköğretim Okulu |
2 | AYFER ZENGİN | Okul Öncesi Öğrt | 191 | (970428)Servergazi İMKB Kız Teknik ve Meslek Lİsesi |
3 | ABDURRAHMAN KILINÇ | Sınıf Öğretmenliği | 290 | (457299)Acıpayam Çakır İlköğretim Okulu |
4 | ADALET ERES | Sınıf Öğretmenliği | 277 | (753817)Merkez Gültepe Reşat Vural İlköğretim Okulu |
5 | ADİL BOZBIYIK | Sınıf Öğretmenliği | 334 | (458758)Merkez İlköğretim Okulu |
6 | ADİLE BOZKURT | Sınıf Öğretmenliği | 358 | (966781) Abalıoğlu Yem Sanayi İlköğretim Okulu |
7 | ABDURRAHMAN KAPLAN | Türkçe | 60 | (753817)Gültepe Reşat Vural İlköğretim Okulu |
8 | ADEM KANKURAL | Türkçe | 160 | (462251)Hürriyet İlköğretim Okulu |
9 | ADNAN ÖZEN(A) | Matematik | 264 | (967315) Denizli Lisesi |
10 | AHMET AVCI(N) | Sınıf Öğretmenliği | 180 | (319894) Emirhisar İlköğretim Okulu |
11 | AHMET ALİ TIRAŞ(N) | Sınıf Öğretmenliği | 375 | (459225) Ekrem Başer İlköğretim Okulu |
12 | AHMETALİ TEMİZ(N) | Fen ve Teknoloji | 219 | (835117) Katip Çelebi İlköğretim Okulu |
13 | ALEV BİÇER(N) | Sınıf Öğretmenliği | 66 | (233543) İnceler Atatürk İlköğretim Okulu |
14 | ALİ AVERİ(N) | Matematik | 210 | (967561) Durmuş Ali Çoban Anadolu Lisesi |
15 | ALİ ER(N) | Sınıf Öğretmenliği | 371 | (459298) Merkez Efendı İlköğretim Okulu |
16 | ALİ HAYTI(N) | Sınıf Öğretmenliği | 359 | (384517) Denizli Ticaret Borsası İlköğretim Okulu |
17 | ARİF MUTLU(N) | Sınıf Öğretmenliği | 262 | (459333) Ahmet Nuri Erikoğlu İlköğretim Okulu |
18 | ARZU YÜREKTÜRK(N) | Beden Eğitimi | 113 | (332455) Arif Yalınkaya İlköğretim Okulu |
19 | ASIM ORHAN(N) | Sınıf Öğretmenliği | 288 | (139970) Fatih İlköğretim Okulu |
20 | ATİKE HAYTA(N) | Kimya/Kimya Teknolojisi | 231 | (967315) Denizli Lisesi |
21 | AYDAN ÇETİNKAYA(N) | Sınıf Öğretmenliği | 280 | (967725) Necip Fazıl Kısakürek İlköğretim Okulu |
22 | AYFER BALLIM(N) | Sınıf Öğretmenliği | 164 | (463232) Akdere Hüseyin Ali Bayram İlköğretim Okulu |
23 | AYGÜN KAYIHAN(N) | Sağlık/Acil Sağlık Hizmetleri | 267 | (966518) Denizli Anadolu Sağlık Meslek Lisesi |
24 | AYLA DEMİRTÜRK(N) | Sınıf Öğretmenliği | 196 | (310570) Ahmet Sami Uslu İlköğretim Okulu |
25 | AYNUR UYSAL(N) | Teknoloji ve Tasarım | 171 | (459298) Merkez Efendı İlköğretim Okulu |
26 | AYŞE ÇELEBİ(N) | Sınıf Öğretmenliği | 104 | (732256) Bozkurt Cumhuriyet İlköğretim Okulu |
27 | AYŞE KURT(N) | Okul Öncesi Öğrt | 94 | (462358) Hacı Hasan Ali Kömürcüoğlu İlköğretim Okulu |
28 | AYŞE VURAL(N) | Sınıf Öğretmenliği | 123 | (314925) Ataköy İlköğretim Okulu |
29 | AYŞE GÜL UYGUN(N) | İngilizce | 109 | (970960) Yeşilköy İbrahim Cengiz İlköğretim Okulu |
30 | AYŞE ÖZLE DEMİREL(N) | Sınıf Öğretmenliği | 105 | (732256) Bozkurt Cumhuriyet İlköğretim Okulu |
31 | AYŞE TUĞBA DEVECİ(N) | Sınıf Öğretmenliği | 85 | (286290) Gözler İlköğretim Okulu |
32 | AYŞEGÜL TEKDEMİR(N) | Sınıf Öğretmenliği | 210 | (355885) Güzelköy Mehmet Tunç İlköğretim Okulu |
33 | AYŞENUR ALBAYRAK(N) | Sınıf Öğretmenliği | 79 | (867665) Kıralan İlköğretim Okulu |
34 | AYTEKİN KAPUSUZ(N) | Sınıf Öğretmenliği | 211 | (462192) Hacı Leman Oto İlköğretim Okulu |
35 | AZEM ARSLAN(N) | Sınıf Öğretmenliği | 302 | (753962) Yeşilyuva Atatürk İlköğretim Okulu |
36 | AZİZE DİNÇ(N) | Sınıf Öğretmenliği | 119 | (248192) Beylerli İlköğretim Okulu |
37 | BAHA ERDEM KAYACIK(N) | Sınıf Öğretmenliği | 61 | (459250) Atatürk İlköğretim Okulu |
38 | BAHRİYE ANNAK(N) | Türk Dili ve Edebiyatı | 192 | (972674) Mustafa Şipar Anadolu Lisesi |
39 | BARIŞ YALÇIN(N) | Sınıf Öğretmenliği | 137 | (223934) Yenicekent Atatürk İlköğretim Okulu |
40 | BAŞAK KARAOĞLAN(N) | Sınıf Öğretmenliği | 158 | (376131) Yahşiler İlköğretim Okulu |
41 | BEDİA ACARTÜRK KIRGIZ(N) | İngilizce | 41 | (885291) Hacı İbrahim Cin İlköğretim Okulu |
42 | BEGÜM KUZUCU(N) | Sınıf Öğretmenliği | 171 | (817301) Yaşar Kımıl İlköğretim Okulu |
43 | BEKİR EGELİ(N) | Sınıf Öğretmenliği | 338 | (966483) Vali Recep Yazıcıoğlu İlköğretim Okulu |
44 | BENGİ KÖPRÜLÜ ESENOĞLU(N) | Sınıf Öğretmenliği | 138 | (248728) Baharlar İlköğretim Okulu |
45 | BİLGİ KOYUNCU(A) | İngilizce | 131 | (972703) Hilmi Özcan Anadolu Lisesi |
46 | BURCU YAYCİ(N) | Sınıf Öğretmenliği | 122 | (223934) Yenicekent Atatürk İlköğretim Okulu |
47 | BURÇİN TAŞ(N) | Matematik | 33 | (962456) Denizli Irlıganlı Lisesi |
48 | BÜLENT AŞIK(A) | Matematik | 272 | (967409) Hasan Tekin Ada Anadolu Lisesi |
49 | BÜLENT KARADAYI(N) | Sınıf Öğretmenliği | 141 | (250018) Dağal İlköğretim Okulu |
50 | CAHİDE YAYINTAŞ CAN(N) | Sınıf Öğretmenliği | 82 | (833525) Kavaklar Beyelli Mehmet Altaş İlköğretim Okulu |
51 | CENGİZ BARLAS(N) | Sınıf Öğretmenliği | 314 | (967725) Necip Fazıl Kısakürek İlköğretim Okulu |
52 | CENGİZ YAĞCI(N) | Sınıf Öğretmenliği | 228 | (252676) Hulusi Kulaklı İlköğretim Okulu |
53 | CENNET BOZ(N) | Teknoloji ve Tasarım | 237 | (463340) 19 Mayıs İlköğretim Okulu |
54 | CENNET ÜNAL(N) | Teknoloji ve Tasarım | 224 | (463734) Raşit Özkardeş İlköğretim Okulu |
55 | CENNET ESİN BUDAK(N) | Sınıf Öğretmenliği | 115 | (376131) Yahşiler İlköğretim Okulu |
56 | ÇİĞDEM GEZENER(N) | Okul Öncesi Öğrt | 201 | (967725) Necip Fazıl Kısakürek İlköğretim Okulu |
57 | DEĞER SAL(N) | Sağlık/Acil Sağlık Hizmetleri | 153 | (962810) Bekir Güngör Anadolu Sağlık Meslek Lisesi |
58 | DEMET KASAP(N) | Sınıf Öğretmenliği | 122 | (811892) Gülalan Özer Vural İlköğretim Okulu |
59 | DERYA AĞAOĞLU(N) | Sınıf Öğretmenliği | 157 | (463185) Altındere İlköğretim Okulu |
60 | DİLEK KAYNAR(N) | Sınıf Öğretmenliği | 113 | (971719) Gölcük Yatılı İlköğretim Bölge Okulu |
61 | DUDU GÜNEŞ(N) | Sınıf Öğretmenliği | 251 | (462047) Yardım Sevenler Derneği İlköğretim Okulu |
62 | EDA BIÇAK(N) | Sınıf Öğretmenliği | 117 | (376047) Mehmet Akif Ersoy İlköğretim Okulu |
63 | EKREM ORHAN(N) | Sınıf Öğretmenliği | 361 | (966781) Abalıoğlu Yem Sanayi İlköğretim Okulu |
64 | ELÇİN ERİM(N) | Sınıf Öğretmenliği | 112 | (732256) Bozkurt Cumhuriyet İlköğretim Okulu |
65 | ELEM USLU(N) | Okul Öncesi Öğrt | 86 | (384517) Denizli Ticaret Borsası İlköğretim Okulu |
66 | ELVAN GÖRGÜN(N) | İngilizce | 89 | (865510) Yenişehir Mimar Sinan İlköğretim Okulu |
67 | EMİN ERCAN ERDEM(N) | Türkçe | 173 | (332492) Zaferiye Abalıoğlu İlköğretim Okulu |
68 | EMRE ÇALIŞKAN(N) | Sınıf Öğretmenliği | 170 | (228974) Karaçay İlköğretim Okulu |
69 | ERCAN ARIK(N) | Sınıf Öğretmenliği | 247 | (310570) Ahmet Sami Uslu İlköğretim Okulu |
70 | ERDAL KARADABAN(N) | Sınıf Öğretmenliği | 187 | (387750) Kocadere Vali Mehmet Özgün İlköğretim Okulu |
71 | ERDOĞAN BÜTÜN(N) | Sınıf Öğretmenliği | 205 | (319894) Emirhisar İlköğretim Okulu |
72 | ERDOĞAN DOĞAN(N) | Sınıf Öğretmenliği | 381 | (966483) Vali Recep Yazıcıoğlu İlköğretim Okulu |
73 | ERHAN TURAN(N) | Sınıf Öğretmenliği | 136 | (458830) Kadıköy İlköğretim Okulu |
74 | ERKAN ŞENOCAK(N) | İlköğretim Matematik Öğr. | 134 | (970960) Yeşilköy İbrahim Cengiz İlköğretim Okulu |
75 | EROL GÜLMEZ(N) | Sınıf Öğretmenliği | 129 | (223934) Yenicekent Atatürk İlköğretim Okulu |
76 | EROL KAVSARA(N) | Sınıf Öğretmenliği | 203 | (885266) Akhan Ahmet Gökşin İlköğretim Okulu |
77 | ESİN ÇAYIRLI(N) | Sınıf Öğretmenliği | 156 | (248251) Adil Akan İlköğretim Okulu |
78 | ETEM SOYUÇOK(N) | Sınıf Öğretmenliği | 255 | (459249) Adil Demireren Mustafa Musoğlu İlköğretim Okulu |
79 | FADİME YARDIM(N) | Türkçe | 66 | (310594) Kızılcasöğüt İlköğretim Okulu |
80 | FATIMA GER(N) | İngilizce | 141 | (462466) Gazi İlköğretim Okulu |
81 | FATIMA PALA(N) | Okul Öncesi Öğrt | 99 | (885291) Hacı İbrahim Cin İlköğretim Okulu |
82 | FATİH DİNÇ(N) | Sınıf Öğretmenliği | 75 | (459823) Bıçakçı İlköğretim Okulu |
83 | FATMA DEMİR(N) | Sınıf Öğretmenliği | 72 | (389748) Hisar İlköğretim Okulu |
84 | FATMA DİNÇ(N) | Beden Eğitimi | 147 | (970428) Servergazi İMKB Kız Teknik ve Meslek Lisesi |
85 | FATMA ŞİRİN(N) | Sınıf Öğretmenliği | 167 | (401201) Atatürk İlköğretim Okulu |
86 | FATMANA GEBEŞ(N) | Sınıf Öğretmenliği | 343 | (457513) Osman Manisalı İlköğretim Okulu |
87 | FAZİLET ÖZCAN(N) | Güzellik ve Saç Bakım Hizmetler | 127 | (970428) Servergazi İMKB Kız Teknik ve Meslek Lisesi |
88 | FERHAT ÖZLÜ(N) | Sınıf Öğretmenliği | 191 | (139994) Irlıganlı Şehit Piyade Onbaşı Bayram Güzel İlköğretim Okulu |
89 | FERİŞ AKDENİZ(N) | Sınıf Öğretmenliği | 208 | (970845) TOKİ İlköğretim Okulu |
90 | FIRAT SAKARYA(N) | Sınıf Öğretmenliği | 140 | (971719) Gölcük Yatılı İlköğretim Bölge Okulu |
91 | FİGEN BETTEMİR(N) | Görsel Sanatlar/Resim | 200 | (462143) Kayhan Zehra-Nihat Moralıoğlu İlköğretim Okulu |
92 | FİLİZ BÜYÜKTOPÇU(N) | Çocuk Gelişimi ve Eğitimi | 179 | (970428) Servergazi İMKB Kız Teknik ve Meslek Lisesi |
93 | FİLİZ DENİZ(N) | İngilizce | 146 | (967409) Hasan Tekin Ada Anadolu Lisesi |
94 | FİLİZ TOPTAŞ(N) | Sınıf Öğretmenliği | 234 | (953498) Nermin-Osman Akça İlköğretim Okulu |
95 | FİLİZ UYSAL(N) | Sınıf Öğretmenliği | 182 | (376155) Kocabaş İlköğretim Okulu |
96 | GÖKHAN AKSOY(N) | Sınıf Öğretmenliği | 266 | (252676) Hulusi Kulaklı İlköğretim Okulu |
97 | GÖKSEL ERDOĞAN(N) | Sınıf Öğretmenliği | 309 | (139970) Fatih İlköğretim Okulu |
98 | GÖKSEL GÜNAY(N) | Matematik | 199 | (971508) Tavas Anadolu Öğretmen Lisesi |
99 | GÖNÜL ŞAHİN(N) | Sınıf Öğretmenliği | 363 | (966483) Vali Recep Yazıcıoğlu İlköğretim Okulu |
100 | GÜL AYSEL GÖZLÜKAYA(N) | Sınıf Öğretmenliği | 208 | (462574) Dentaş İlköğretim Okulu |
101 | GÜLER DUYAN(N) | Sınıf Öğretmenliği | 96 | (463197) Aydoğdu İlköğretim Okulu |
102 | GÜLİN ORAY(N) | Sınıf Öğretmenliği | 71 | (248586) Ulukent Şehit Öğretmen Ayşe Konakçı İlköğretim Okulu |
103 | GÜLSEVİM TOSUN(N) | Okul Öncesi Öğrt | 123 | (966483) Vali Recep Yazıcıoğlu İlköğretim Okulu |
104 | GÜLSÜM OKUNAKOL(N) | Sınıf Öğretmenliği | 318 | (457513) Osman Manisalı İlköğretim Okulu |
105 | GÜLSÜN BAYAR(N) | İngilizce | 80 | (811377) Milli Eğitim Koruma Derneği İlköğretim Okulu |
106 | GÜLTEN ÖZDAĞ(N) | Sınıf Öğretmenliği | 169 | (458891) Yenicekent Cumhuriyet İlköğretim Okulu |
107 | GÜNNUR APA(N) | Sınıf Öğretmenliği | 317 | (139970) Fatih İlköğretim Okulu |
108 | HACER TEKİN(N) | Sınıf Öğretmenliği | 107 | (314925) Ataköy İlköğretim Okulu |
109 | HAKAN İNAL(N) | Sınıf Öğretmenliği | 145 | (835058) Şahinler İlköğretim Okulu |
110 | HAKAN KABAKOĞLU(N) | Matematik | 214 | (972703) Hilmi Özcan Anadolu Lisesi |
111 | HALİL HARBICI(N) | Sosyal Bilgiler | 49 | (965685) Cumhuriyet YİBO |
112 | HALİL İBRAHİM TÜRKAN(N) | Sınıf Öğretmenliği | 387 | (376011) Atatürk İlköğretim Okulu |
113 | HARUN KARADAĞ(N) | Sınıf Öğretmenliği | 67 | (458998) Bayıralan İlköğretim Okulu |
114 | HASAN UYAN(N) | Sınıf Öğretmenliği | 230 | (459225) Ekrem Başer İlköğretim Okulu |
115 | HASAN BAYRAM GÜRCAN(N) | Sınıf Öğretmenliği | 272 | (462143) Kayhan Zehra-Nihat Moralıoğlu İlköğretim Okulu |
116 | HASAN HÜSEYİN ÖZNUR(N) | Din Kült. ve Ahl.Bil. | 212 | (462251) Hürriyet İlköğretim Okulu |
117 | HATİCE KILIÇ(N) | Sınıf Öğretmenliği | 240 | (462143) Kayhan Zehra-Nihat Moralıoğlu İlköğretim Okulu |
118 | HATİCE YATAĞANBABA(N) | Müzik | 113 | (462084) Kınıklı Denizli Basma Sanayii İlköğretim Okulu |
119 | HAYRİYE USLU(N) | Sınıf Öğretmenliği | 270 | (967725) Necip Fazıl Kısakürek İlköğretim Okulu |
120 | HİLAL KÖKEN(N) | Sınıf Öğretmenliği | 63 | (266055) Cumalı İlköğretim Okulu |
121 | HİLAL ŞAHİNDOĞAN(N) | Sınıf Öğretmenliği | 155 | (248251) Adil Akan İlköğretim Okulu |
122 | HİMMET SARAÇ(N) | Sınıf Öğretmenliği | 332 | (966781) Abalıoğlu Yem Sanayi İlköğretim Okulu |
123 | HÜLYA ÖZBAŞ(N) | Fen ve Teknoloji | 180 | (389736) Müftü Ahmet Hulusi İlköğretim Okulu |
124 | HÜSEYİN ARSLAN(N) | Metal Teknolojisi | 136 | (140433) Acıpayam Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi |
125 | HÜSEYİN DEMİREL(N) | Sınıf Öğretmenliği | 349 | (332492) Zaferiye Abalıoğlu İlköğretim Okulu |
126 | HÜSEYİN EKİZCE(N) | Sınıf Öğretmenliği | 376 | (332467) Doğan Demircioğlu Emsan İlköğretim Okulu |
127 | İBRAHİM HASKÖSE(N) | Sınıf Öğretmenliği | 370 | (835117) Katip Çelebi İlköğretim Okulu |
128 | İLHAN AYCAN(N) | Matematik | 223 | (964247) Nevzat Karalp Anadolu Lisesi |
129 | İLHAN EKİZCE(N) | Sınıf Öğretmenliği | 342 | (459083) Bağbaşı Hüsamettin Kulaklı İlköğretim Okulu |
130 | İLHAN YILDIRIM(N) | İngilizce | 127 | (972674) Mustafa Şipar Anadolu Lisesi |
131 | İLHAN YÖRÜK(N) | Matematik | 339 | (967409) Hasan Tekin Ada Anadolu Lisesi |
132 | İLKNUR CİNALOĞLU(N) | Sınıf Öğretmenliği | 297 | (462143) Kayhan Zehra-Nihat Moralıoğlu İlköğretim Okulu |
133 | İLKNUR KANDEMİR AKHAN(N) | Görsel Sanatlar/Resim | 165 | (140063) Mehmet Akif Ersoy Lisesi |
134 | İPEK DİNÇ ARICI(N) | İngilizce | 88 | (973320) Orhan Abalıoğlu Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi |
135 | İSA KOCABAŞ(N) | Türk Dili ve Edebiyatı | 159 | (970728) Denizli Özel Eğitim Meslek Lisesi |
136 | İSMAİL AKYOL(N) | Türkçe | 182 | (332467) Doğan Demircioğlu Emsan İlköğretim Okulu |
137 | İSMAİL BURUK(N) | Teknoloji ve Tasarım | 125 | (337314) Çamlık İlköğretim Okulu ve İş Okulu |
138 | İZZET ACARLI(N) | Sınıf Öğretmenliği | 406 | (384517) Denizli Ticaret Borsası İlköğretim Okulu |
139 | KAMİLE AYNA(N) | Sınıf Öğretmenliği | 128 | (462491) Yorga Hacı Fatma Topalan İlköğretim Okulu |
140 | KEMAL KOÇ(N) | Türk Dili ve Edebiyatı | 201 | (964247) Nevzat Karalp Anadolu Lisesi |
141 | KUMRU TURAN(N) | Sınıf Öğretmenliği | 61 | (458783) Karaköy İlköğretim Okulu |
142 | MEBRUKE ERTÜRK(N) | Sınıf Öğretmenliği | 285 | (463626) Şemikler Amiroğlu İlköğretim Okulu |
143 | MEHMET ALNIAK(A) | Din Kült. ve Ahl.Bil. | 256 | (970428) Servergazi İMKB Kız Teknik ve Meslek Lisesi |
144 | MEHMET ARSLAN(N) | Sınıf Öğretmenliği | 369 | (384517) Denizli Ticaret Borsası İlköğretim Okulu |
145 | MEHMET EKİZCE(N) | Türkçe | 187 | (332467) Doğan Demircioğlu Emsan İlköğretim Okulu |
146 | MEHMET ERKİŞ(N) | İlköğretim Matematik Öğr. | 160 | (463579) Ressam İbrahim Çallı İlköğretim Okulu |
147 | MEHMET FIŞKINLI(N) | Sınıf Öğretmenliği | 476 | (966483) Vali Recep Yazıcıoğlu İlköğretim Okulu |
148 | MEHMET KARATAŞ(N) | Sınıf Öğretmenliği | 136 | (830342) Bekirler İlköğretim Okulu |
149 | MEHMET VERİM(N) | Sınıf Öğretmenliği | 376 | (970960) Yeşilköy İbrahim Cengiz İlköğretim Okulu |
150 | MEHMET ZORBAZ(N) | Sınıf Öğretmenliği | 202 | (458925) Cafer Sadık Abalıoğlu İlköğretim Okulu |
151 | MEHMET ALİ ŞEKER(N) | Sınıf Öğretmenliği | 74 | (971719) Gölcük Yatılı İlköğretim Bölge Okulu |
152 | MEHTAP KARAMAN(N) | Türkçe | 63 | (954132) Şehitler İlköğretim Okulu |
153 | MERAL DEMİRÖRS(N) | Sınıf Öğretmenliği | 328 | (462084) Kınıklı Denizli Basma Sanayii İlköğretim Okulu |
154 | MERAL ÖNCE(N) | Sınıf Öğretmenliği | 348 | (970960) Yeşilköy İbrahim Cengiz İlköğretim Okulu |
155 | MERİH YAMAN İNANIR(N) | Okul Öncesi Öğrt | 91 | (389736) Müftü Ahmet Hulusi İlköğretim Okulu |
156 | MERYEM TÜRKKOLU(N) | Sınıf Öğretmenliği | 329 | (383860) Lütfi Ege İlköğretim Okulu |
157 | METİN MARIM(N) | Sınıf Öğretmenliği | 209 | (459262) Mehmet Oray İlköğretim Okulu |
158 | MURAT TOKEL(N) | Sınıf Öğretmenliği | 219 | (833790) Ahmet Nadir Özlen İlköğretim Okulu |
159 | MUSTAFA AKCA(N) | Sınıf Öğretmenliği | 309 | (463626) Şemikler Amiroğlu İlköğretim Okulu |
160 | MUSTAFA ASLAN(N) | Sınıf Öğretmenliği | 128 | (376047) Mehmet Akif Ersoy İlköğretim Okulu |
161 | MUSTAFA AYAZ(N) | Sınıf Öğretmenliği | 306 | (261613) Akalan Fatih İlköğretim Okulu |
162 | MUSTAFA AYHAN(N) | Sınıf Öğretmenliği | 98 | (376131) Yahşiler İlköğretim Okulu |
163 | MUSTAFA BORA(N) | Sınıf Öğretmenliği | 340 | (966781) Abalıoğlu Yem Sanayi İlköğretim Okulu |
164 | MUSTAFA İNCEBACAK(N) | Sınıf Öğretmenliği | 286 | (376167) Güngör Cerit Cumhuriyet İlköğretim Okulu |
165 | MUSTAFA KILIÇELLİ(N) | Sınıf Öğretmenliği | 346 | (953498) Nermin-Osman Akça İlköğretim Okulu |
166 | MUSTAFA GÜRLER KARAKAYA(N) | Sınıf Öğretmenliği | 200 | (355885) Güzelköy Mehmet Tunç İlköğretim Okulu |
167 | MUZAFFER KARAGÖNLÜ(N) | Sınıf Öğretmenliği | 303 | (462358) Hacı Hasan Ali Kömürcüoğlu İlköğretim Okulu |
168 | MÜNEVVER ERGÜL(N) | Sınıf Öğretmenliği | 147 | (732256) Bozkurt Cumhuriyet İlköğretim Okulu |
169 | MÜRŞİDE BOZDEVECİ(A) | Matematik | 154 | (970428) Servergazi İMKB Kız Teknik ve Meslek Lisesi |
170 | NADİR ÇETİNKAYA(N) | Sınıf Öğretmenliği | 194 | (885266) Akhan Ahmet Gökşin İlköğretim Okulu |
171 | NALAN AKBIYIK(N) | Sınıf Öğretmenliği | 344 | (383860) Lütfi Ege İlköğretim Okulu |
172 | NAYMAN SAKARYA(N) | Teknoloji ve Tasarım | 185 | (970960) Yeşilköy İbrahim Cengiz İlköğretim Okulu |
173 | NAZAN TERCAN DİNÇ(N) | Sınıf Öğretmenliği | 169 | (459979) Mimar Sinan İlköğretim Okulu |
174 | NAZİFE AYDOĞMUŞ(N) | Sınıf Öğretmenliği | 291 | (310582) Kameroğlu Kardeşler Cumhuriyet İlköğretim Okulu |
175 | NAZMİ KARAKAYA(N) | Sınıf Öğretmenliği | 378 | (865510) Yenişehir Mimar Sinan İlköğretim Okulu |
176 | NESRİN İNANÇ(N) | Sınıf Öğretmenliği | 113 | (867665) Kıralan İlköğretim Okulu |
177 | NEŞE ATALAY(N) | Coğrafya | 306 | (970428) Servergazi İMKB Kız Teknik ve Meslek Lisesi |
178 | NEZİHE ŞEN(N) | Sınıf Öğretmenliği | 219 | (462574) Dentaş İlköğretim Okulu |
179 | NEZİHE TAY(N) | Sınıf Öğretmenliği | 208 | (970845) TOKİ İlköğretim Okulu |
180 | NİLGÜN KARABAY(N) | Teknoloji ve Tasarım | 159 | (332492) Zaferiye Abalıoğlu İlköğretim Okulu |
181 | NİMET ERTÖRÜN(N) | Sınıf Öğretmenliği | 309 | (462358) Hacı Hasan Ali Kömürcüoğlu İlköğretim Okulu |
182 | NURCAN DORUK(N) | Sınıf Öğretmenliği | 255 | (459249) Adil Demireren Mustafa Musoğlu İlköğretim Okulu |
183 | NURCAN ERSOY(N) | Sosyal Bilgiler | 88 | (459130) Atalar Sadettin Kıbrıslıoğlu İlköğretim Okulu |
184 | NURETTİN ÇOBAN(N) | Sınıf Öğretmenliği | 209 | (970465) Hacıeyüplü İlköğretim Okulu |
185 | NURİ DİNÇEL(N) | İngilizce | 130 | (970428) Servergazi İMKB Kız Teknik ve Meslek Lisesi |
186 | NURTEN TALAN(A) | Matematik | 264 | (967409) Hasan Tekin Ada Anadolu Lisesi |
187 | NURULLAH ARICI(N) | Sınıf Öğretmenliği | 109 | (229083) Uzunpınar İlköğretim Okulu |
188 | ORHAN GÜNEY(N) | Sosyal Bilgiler | 266 | (463340) 19 Mayıs İlköğretim Okulu |
189 | ORHAN KURAN(N) | Sınıf Öğretmenliği | 449 | (463340) 19 Mayıs İlköğretim Okulu |
190 | OSMAN ÇOPUR(N) | Sınıf Öğretmenliği | 397 | (966483) Vali Recep Yazıcıoğlu İlköğretim Okulu |
191 | OSMAN KARADENİZ(N) | Sınıf Öğretmenliği | 117 | (732256) Bozkurt Cumhuriyet İlköğretim Okulu |
192 | OSMAN KILIÇ(N) | Sınıf Öğretmenliği | 308 | (401201) Atatürk İlköğretim Okulu |
193 | OSMAN ÖSELMİŞ(N) | Sınıf Öğretmenliği | 320 | (457562) Atatürk İlköğretim Okulu |
194 | OSMAN TEKİN(N) | Türkçe | 186 | (462143) Kayhan Zehra-Nihat Moralıoğlu İlköğretim Okulu |
195 | OYLUM KURT(A) | Türk Dili ve Edebiyatı | 137 | (972822) Yaşar Saniye Gemici Anadolu Lisesi |
196 | ÖMER ÜNAL(N) | Sınıf Öğretmenliği | 413 | (966483) Vali Recep Yazıcıoğlu İlköğretim Okulu |
197 | ÖZCAN AYDOĞMUŞ(N) | Sınıf Öğretmenliği | 339 | (462633) Hacı İbrahim Demireren Cumhuriyet İlköğretim Okulu |
198 | ÖZLEM PEKEL MACUNLUOĞLU(N) | Güzellik ve Saç Bakım Hizmetler | 99 | (970428) Servergazi İMKB Kız Teknik ve Meslek Lisesi |
199 | PELİN DÖNGEL(N) | Sınıf Öğretmenliği | 124 | (229083) Uzunpınar İlköğretim Okulu |
200 | PERİHAN GENİŞOL(N) | Sınıf Öğretmenliği | 275 | (363625) Sait Kalaycıoğlu İlköğretim Okulu |
201 | RAMAZAN ARGUN(N) | Sınıf Öğretmenliği | 372 | (463293) 100.yıl Mehmetcik İlköğretim Okulu |
202 | RAMAZAN AYDIN(A) | Beden Eğitimi | 118 | (970428) Servergazi İMKB Kız Teknik ve Meslek Lisesi |
203 | RAMAZAN GÜRCAN(N) | Sosyal Bilgiler | 361 | (332492) Zaferiye Abalıoğlu İlköğretim Okulu |
204 | RAMAZAN KARÇKAY(N) | Matematik | 110 | (964461) Denizli Anadolu İmam Hatip Lisesi |
205 | RAMAZAN KEYİK(N) | Sınıf Öğretmenliği | 214 | (310604) Yeşilyaka İlköğretim Okulu |
206 | RASİM BAYAR(N) | Biyoloji | 348 | (264379) Denizli Türk Eğitim Vakfı Anadolu Lisesi |
207 | REMZİ EMRE DUMAN(N) | Türkçe | 106 | (877046) Üçler İlköğretim Okulu |
208 | RESUL ADAY(N) | İngilizce | 136 | (967561) Durmuş Ali Çoban Anadolu Lisesi |
209 | REŞAT UYSAL(N) | Sınıf Öğretmenliği | 200 | (361459) Necati-Fikriye Dalaman İlköğretim Okulu |
210 | SADIK KART(N) | Sınıf Öğretmenliği | 346 | (384517) Denizli Ticaret Borsası İlköğretim Okulu |
211 | SALİH KOCABAŞ(N) | Sınıf Öğretmenliği | 345 | (966483) Vali Recep Yazıcıoğlu İlköğretim Okulu |
212 | SAMİ DORUK(N) | Sınıf Öğretmenliği | 338 | (458758) Merkez İlköğretim Okulu |
213 | SELAHİ BAKIRTAŞ(N) | Türk Dili ve Edebiyatı | 151 | (970428) Servergazi İMKB Kız Teknik ve Meslek Lisesi |
214 | SELCEN DAĞLI(N) | Okul Öncesi Öğrt | 44 | (973202) Ahmet Çalışkan Anaokulu |
215 | SELİM PAŞA(N) | Sınıf Öğretmenliği | 225 | (462574) Dentaş İlköğretim Okulu |
216 | SEMİHA ATMACA(N) | Teknoloji ve Tasarım | 197 | (462251) Hürriyet İlköğretim Okulu |
217 | SERPİL GÜNDOĞDU(N) | Sınıf Öğretmenliği | 264 | (753817) Gültepe Reşat Vural İlköğretim Okulu |
218 | SEVİM GÜLEÇ(N) | Türk Dili ve Edebiyatı | 167 | (972822) Yaşar Saniye Gemici Anadolu Lisesi |
219 | SEVİM KILINÇ(N) | Sınıf Öğretmenliği | 338 | (457621) Cumhuriyet İlköğretim Okulu |
220 | SEVİNÇ DİNÇ(N) | Okul Öncesi Öğrt | 177 | (383860) Lütfi Ege İlköğretim Okulu |
221 | SEYHAN AKŞİT(N) | Fen ve Teknoloji | 212 | (885291) Hacı İbrahim Cin İlköğretim Okulu |
222 | SİBEL KAPLAN(N) | Kimya/Kimya Teknolojisi | 174 | (300314) Çivril Emine Özcan Anadolu Lisesi |
223 | SONER AKBAŞ(N) | Sınıf Öğretmenliği | 283 | (967725) Necip Fazıl Kısakürek İlköğretim Okulu |
224 | SONGÜL BEBEK(N) | Sınıf Öğretmenliği | 224 | (458949) Gazi İlköğretim Okulu |
225 | SULTAN AKINCI(N) | Sınıf Öğretmenliği | 368 | (375951) Çivril Nevişet Kameroğlu İlköğretim Okulu |
226 | SÜLEYMAN ÖZCAN(N) | Fen ve Teknoloji | 235 | (970960) Yeşilköy İbrahim Cengiz İlköğretim Okulu |
227 | ŞENGÜL KUNAÇ(N) | Okul Öncesi Öğrt | 145 | (970428) Servergazi İMKB Kız Teknik ve Meslek Lisesi |
228 | ŞÜKRAN AKKAN(N) | Sınıf Öğretmenliği | 273 | (458817) Kayhan Mehmet Atmaca İlköğretim Okulu |
229 | TOLGA ODAKAN(N) | Elektrik-Elektronik Tek./Elektrik | 133 | (973320) Orhan Abalıoğlu Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi |
230 | TUNÇAY ŞAFAK(N) | Sınıf Öğretmenliği | 437 | (966483) Vali Recep Yazıcıoğlu İlköğretim Okulu |
231 | TÜLAY IRĞAR(N) | Sınıf Öğretmenliği | 178 | (287043) Baklan Atatürk İlköğretim Okulu |
232 | UMMUHAN KILINÇ(N) | Sınıf Öğretmenliği | 371 | (877046) Üçler İlköğretim Okulu |
233 | UMUT BİRCAN(N) | Sınıf Öğretmenliği | 133 | (965686) Ahmet Tuncay YİBO |
234 | ÜMİT ÇETİN(N) | Beden Eğitimi | 142 | (332467) Doğan Demircioğlu Emsan İlköğretim Okulu |
235 | ÜMİT KALAYCI(N) | Sınıf Öğretmenliği | 219 | (360753) Cumhuriyet İlköğretim Okulu |
236 | ÜMRAN AKYOL(N) | Türkçe | 152 | (970960) Yeşilköy İbrahim Cengiz İlköğretim Okulu |
237 | ÜMRAN TURA(N) | Sınıf Öğretmenliği | 267 | (336058) İsmail Uslu İlköğretim Okulu |
238 | VELİ TURAN İNANIR(N) | Matematik | 153 | (140087) Atatürk Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi |
239 | VELİTTİN CENGİZ(N) | Sınıf Öğretmenliği | 427 | (332467) Doğan Demircioğlu Emsan İlköğretim Okulu |
240 | YAKUP AKSOY(N) | Sosyal Bilgiler | 141 | (877046) Üçler İlköğretim Okulu |
241 | YASEMİN ÇARALAN(N) | Sınıf Öğretmenliği | 198 | (458925) Cafer Sadık Abalıoğlu İlköğretim Okulu |
242 | YASEMİN KOPTUR(N) | Sınıf Öğretmenliği | 267 | (967725) Necip Fazıl Kısakürek İlköğretim Okulu |
243 | YAŞAR ÖNERİ(N) | Sınıf Öğretmenliği | 320 | (811377) Milli Eğitim Koruma Derneği İlköğretim Okulu |
244 | YEŞİM ÖNER(N) | Sınıf Öğretmenliği | 196 | (462478) Gazi İlköğretim Okulu |
245 | YILDIRAY YÜREKTEN(N) | İngilizce | 108 | (966483) Vali Recep Yazıcıoğlu İlköğretim Okulu |
246 | YILDIRIM YILMAZ(N) | Sınıf Öğretmenliği | 175 | (459441) Yeşildere İlköğretim Okulu |
247 | YUSUF SÖNMEZ(A) | Matematik | 232 | (964247) Nevzat Karalp Anadolu Lisesi |
248 | YÜKSEL UĞURLUOĞLU(N) | Sınıf Öğretmenliği | 357 | (310594) Kızılcasöğüt İlköğretim Okulu |
249 | ZAHİDE ÇEKİÇ(N) | Sınıf Öğretmenliği | 243 | (462143) Kayhan Zehra-Nihat Moralıoğlu İlköğretim Okulu |
250 | ZERRİN YENİAY ATAR(N) | İlköğretim Matematik Öğr. | 139 | (332492) Zaferiye Abalıoğlu İlköğretim Okulu |
251 | ZEYNEP GİDER(N) | Sınıf Öğretmenliği | 263 | (463626) Şemikler Amiroğlu İlköğretim Okulu |
252 | ZEYNEP IŞIK(N) | Sınıf Öğretmenliği | 398 | (376167) Güngör Cerit Cumhuriyet İlköğretim Okulu |
253 | ZUHAL HAVVA KIRLI(N) | Sınıf Öğretmenliği | 188 | (223958) Pınarkent İlköğretim Okulu |
0 Yorum -
Yorum Yaz
Bırakın Bu Gece Onu Anayım..
Gorunur Bir Kervan Kızgın Çollerde
Resulu Ararlar
Gonca Güllerde
Aşkı Ateş Olmuş Tüm Gönüllerde
EFENDİMİN AŞKI YAKIYOR
BENİ..
Bırakın Bu Gece Onu Anayım
Bende Mevlayayım Hemde
Onayım
O Fahri Alemdir O Benim Canım
Resulun Aşkıyla Bende
Yanayım
Resulu Arzular Divane Gönlüm
Ondan Ayrı Geçen Her
Günüm Ölüm
O Benim Cananım O Benim Gülüm
EFENDİMİN AŞKI YAKIYOR
BENİ
Bırakın Bu Gece Onu Anayım
Bende Mevlayayım Hemde Onayım
O
Fahri Alemdir O Benim Canım
Resulun Aşkıyla Bende Yanayım..
Öyle
Bir Sevdaki Yakar Kavurur
Aşkının Sancısı Kalbime Vurur
Bu Gönül Yıllardır
Özleyip Durur
EFENDİMİN AŞKI YAKIYOR BENİ...
EN SEVDİGİM
İLAHİDİR...MUSTAFA DURSUN ONU ANAYIM.....
1 Yorum -
Yorum Yaz
Bölüm
Sayı
Konu
:::
Yön . Ata. Böl.
DENİZLİ VALİLİĞİ
T.C.
Milli Eğitim Müdürlüğü
Sıra
No Adı ve Soyadı Branşı
Görevli Bulunduğu
Okul
Yer Değiştirme
Atandığı Okul Adı Nedeni
Okul
Tipi
Okul
Tipi
14
Atandığı Görev
1 REFİK UZ ACIPAYAM - Yeşilyuva A ACIPAYAM - Kelekci Lisesi B İsteğe Bağlı
Osman Çemen Çok Programlı
Lise
Biyoloji Müdür Yardımcısı
2 BAYRAM AYHAN A SERİNHİSAR - Serinhisar A İsteğe Bağlı
Hakkı Gökçetin Çok Programlı
Lise
SERİNHİSAR - Serinhisar
Hakkı Gökçetin Çok Programlı
Lise
Müdür
Başyardımcısı
Din Kült. ve
Ahl.Bil.
3 İBRAHİM ARÇAY A MERKEZ -Müftü Ahmet A İsteğe Bağlı
Hulusi İlköğretim Okulu
ÇİVRİL - Çivril Anadolu İmam
Hatip Lisesi
Müdür
Başyardımcısı
Din Kült. ve
Ahl.Bil.
4 MEHMET TIKIR A SARAYKÖY - Sarayköy A İsteğe Bağlı
Mesleki ve Teknik Eğitim
Merkezi
SERİNHİSAR - Yatağan
Teknik ve Endüstri Meslek
Lisesi
Müdür
Başyardımcısı
Elektrik-Elektr
onik
5 YÜKSEL MARIM B TAVAS - Kızılcabölük Yaşar B İsteğe Bağlı
Oncan Lisesi
Felsefe TAVAS - Tavas Lisesi Müdür
6 ARMAĞAN ORUÇ B ÇİVRİL - Yeşilyaka İlköğretim B İsteğe Bağlı
Okulu
ÇİVRİL - Yeşilyaka İlköğretim
Okulu
Fen ve Müdür Yardımcısı
Teknoloji
7 ASIM ÖZGÜR A MERKEZ - Yeniköy A İsteğe Bağlı
İlköğretim Okulu
MERKEZ - Arif Yalınkaya
İlköğretim Okulu
Fen ve Müdür Yardımcısı
Teknoloji
MUKADDER
ARSLAN
8 A ÇİVRİL -Mustafa Kemal A İsteğe Bağlı
Atatürk İlköğretim Okulu
ÇİVRİL - Işıklı İlköğretim
Okulu
Fen ve Müdür Yardımcısı
Teknoloji
9 AHMET DEVRAN B SARAYKÖY - İmam Hatip B İsteğe Bağlı
Lisesi
SARAYKÖY - İmam Hatip
Lisesi
İ.H.L. Meslek Müdür
Dersleri
ABDULLAH
BARKA
10 A TAVAS - Sarıabat İlköğretim B İsteğe Bağlı
Okulu
BAKLAN - Ataköy
İlköğretim Okulu
İlköğretim Müdür
Matematik
11 NECATİ ÖZBEK A BABADAĞ - Kelleci A İsteğe Bağlı
İlköğretim Okulu
MERKEZ - 19 Mayıs
İlköğretim Okulu
İlköğretim Müdür
Matematik
12 ÖZKAN TEKİN B BEKİLLİ - Bekilli Atatürk B İsteğe Bağlı
Lisesi
BOZKURT - Bozkurt Güzel
Sanatlar ve Spor Lisesi
Müdür
Başyardımcısı
Kimya/Kimya
Teknolojisi
HÜSEYİN
KORKMAZ
13 A TAVAS - Tavas Ticaret C İsteğe Bağlı
Meslek Lisesi
ACIPAYAM - Acıpayam
Ticaret Meslek Lisesi
Muhasebe ve Müdür Yardımcısı
Finansman
14 MAAZ SALMAN C ACIPAYAM - Acıpayam A İsteğe Bağlı
Ticaret Meslek Lisesi
TAVAS - Tavas Ticaret
Meslek Lisesi
Muhasebe ve Müdür
Finansman
15 DERYA KOYUN A MERKEZ - Okul Yaptırma ve C İsteğe Bağlı
Yaşatma Derneği Anaokulu
MERKEZ -Musa Kazım
Manasır İlköğretim Okulu
Okul Öncesi Müdür
Öğrt
DİDEM GAMZE
ÖZKAN
16 SERİNHİSAR - Serinhisar C MERKEZ - TOKİ Anaokulu C İsteğe Bağlı
Anaokulu
Okul Öncesi Müdür Yardımcısı
Öğrt
17 EZGİ DEMİR A MERKEZ - Ahmet Çalışkan C İsteğe Bağlı
Anaokulu
MERKEZ - Zübeyde Hanım
Anaokulu
Okul Öncesi Müdür Yardımcısı
Öğrt
18 FATMA TOMAŞ B ACIPAYAM - Şehit Şemsi C İsteğe Bağlı
Yılmaz Anaokulu
ACIPAYAM - Kız Teknik ve
Meslek Lisesi
Okul Öncesi Müdür
Öğrt
FERİŞTAH
GÜLBAHÇE
19 C TAVAS - Kızılcabölük Hacı C İsteğe Bağlı
İbrahim Aydın Anaokulu
TAVAS - Kızılcabölük Hacı
İbrahim Aydın Anaokulu
Okul Öncesi Müdür
Öğrt
20 HASAN KAYA A MERKEZ - Ahmet Çalışkan C İsteğe Bağlı
Anaokulu
MERKEZ - Fahri Akçakoca
Anaokulu
Okul Öncesi Müdür Yardımcısı
Öğrt
MEHMET
ÇAĞATAY
21 B MERKEZ - Şenay Öztürk A İsteğe Bağlı
Anaokulu
KALE - Kayabaşı Cumhuriyet
İlköğretim Okulu
Okul Öncesi Müdür Yardımcısı
Öğrt
22 MÜNİRE KİRİŞ A MERKEZ - Ahmet Çalışkan C İsteğe Bağlı
Anaokulu
MERKEZ - Sevgi Bayraktar
Anaokulu
Okul Öncesi Müdür
Öğrt
Bölüm
Sayı
Konu
:::
Yön . Ata. Böl.
DENİZLİ VALİLİĞİ
T.C.
Milli Eğitim Müdürlüğü
Sıra
No Adı ve Soyadı Branşı
Görevli Bulunduğu
Okul
Yer Değiştirme
Atandığı Okul Adı Nedeni
Okul
Tipi
Okul
Tipi
14
Atandığı Görev
SERVER
ÖZDEMİRCİ
23 A SARAYKÖY - Sarayköy A İsteğe Bağlı
Merkez Mükerrem Tokat
Anaokulu
SARAYKÖY - Sarayköy
Merkez Mükerrem Tokat
Anaokulu
Okul Öncesi Müdür Yardımcısı
Öğrt
ABDULLAH
KARABULUT
24 A ÇİVRİL - Özdemirci A İsteğe Bağlı
İlköğretim Okulu
ÇİVRİL - Özdemirci
İlköğretim Okulu
Sınıf Müdür Yardımcısı
Öğretmenliği
25 ADNAN ÇAKAN A GÜNEY - Eziler Mustafa A İsteğe Bağlı
Kaçmaz İlköğretim Okulu
GÜNEY - Eziler Mustafa
Kaçmaz İlköğretim Okulu
Sınıf Müdür
Öğretmenliği
26 ALİ KARLIK A MERKEZ - Pakize ve Suzan A İsteğe Bağlı
Özkardeş İlköğretim Okulu
KALE -Mehmet Oray
İlköğretim Okulu
Sınıf Müdür Yardımcısı
Öğretmenliği
27 ALİ ÖZÜTEMİZ B TAVAS - Derinkuyu B İsteğe Bağlı
İlköğretim Okulu
TAVAS - Ulukent Şehit
Öğretmen Ayşe Konakçı
İlköğretim Okulu
Sınıf Müdür Yardımcısı
Öğretmenliği
28 ASIM AYTEN B KALE - Gölbaşı İlköğretim A İsteğe Bağlı
Okulu
KALE - Kırköy İlköğretim
Okulu
Sınıf Müdür Yardımcısı
Öğretmenliği
29 BAYRAM KÖSEK B TAVAS - Garipköy Mehmet B İsteğe Bağlı
Poran İlköğretim Okulu
BEYAĞAÇ - Uzunoluk
İlköğretim Okulu
Sınıf Müdür Yardımcısı
Öğretmenliği
ERDAL
KARATEKE
30 A BAKLAN - Halk Eğitim B İsteğe Bağlı
Merkezi
BAKLAN - Cumhuriyet
İlköğretim Okulu
Sınıf Müdür
Öğretmenliği
31 ERHAN ÖNEN A BEYAĞAÇ - Kızılcaağaç A İsteğe Bağlı
İlköğretim Okulu
BEYAĞAÇ - Kızılcaağaç
İlköğretim Okulu
Sınıf Müdür
Öğretmenliği
32 ERKAN KÖSECE B TAVAS - Horasanlı İlköğretim B İsteğe Bağlı
Okulu
TAVAS - Avdan İlköğretim
Okulu
Sınıf Müdür
Öğretmenliği
33 EROL SOLMAZ A HONAZ - Kocabaş Atatürk A İsteğe Bağlı
İlköğretim Okulu
Sınıf ÇİVRİL - Halk EğitimMerkezi Müdür
Öğretmenliği
34 ERSİN HARTOKA A GÜNEY - Atatürk İlköğretim A İsteğe Bağlı
Okulu
BULDAN - İlçe Milli Eğitim
Müdürlüğü
Sınıf Müdür Yardımcısı
Öğretmenliği
35 ERSOY TEKİN HONAZ - Karaçay İlköğretim B ÇAL - Sazak İlköğretim Okulu A İsteğe Bağlı
Okulu
Sınıf Müdür Yardımcısı
Öğretmenliği
36 FEYZİ ÖZMEN TAVAS - Garipköy Mehmet B İsteğe Bağlı
Poran İlköğretim Okulu
ÇAL - Bayıralan İlköğretim
Okulu
Sınıf Müdür
Öğretmenliği
GÜNGÖR
BAYRAM
37 B ÇİVRİL - Çıtak İlköğretim A İsteğe Bağlı
Okulu
ÇİVRİL - Yeşilyaka İlköğretim
Okulu
Sınıf Müdür
Öğretmenliği
38 GÜNGÖR GÜNDÜZ A BAKLAN - Dağal İlköğretim A İsteğe Bağlı
Okulu
BAKLAN - Baklan Atatürk
İlköğretim Okulu
Sınıf Müdür
Öğretmenliği
39 GÜRSEL KIZILAY A ÇAL - Denizler İlköğretim B İsteğe Bağlı
Okulu
MERKEZ - Yardım Sevenler
Derneği İlköğretim Okulu
Sınıf Müdür
Öğretmenliği
40 HAKAN ERDEM A TAVAS - Yahşiler İlköğretim A İsteğe Bağlı
Okulu
MERKEZ - İl Milli Eğitim
Müdürlüğü
Sınıf Müdür Yardımcısı
Öğretmenliği
41 HALİL HAZAN A TAVAS - Yahşiler İlköğretim A İsteğe Bağlı
Okulu
TAVAS - Yahşiler İlköğretim
Okulu
Sınıf Müdür
Öğretmenliği
HALİL HÜSEYİN
KIZIL
42 A MERKEZ - Denizli Ticaret A İsteğe Bağlı
Odası Ahi Sinan İlköğretim
Okulu
MERKEZ - Necip Fazıl
Kısakürek İlköğretim Okulu
Sınıf Müdür Yardımcısı
Öğretmenliği
43 HATİCE UYSAL A ÇARDAK - Beylerli İlköğretim A İsteğe Bağlı
Okulu
MERKEZ - İl Milli Eğitim
Müdürlüğü
Sınıf Müdür Yardımcısı
Öğretmenliği
HÜSEYİN KENAN
GÜNAY
44 A TAVAS - Derinkuyu B İsteğe Bağlı
İlköğretim Okulu
TAVAS - Pınarlar İlköğretim
Okulu
Sınıf Müdür
Öğretmenliği
Bölüm
Sayı
Konu
:::
Yön . Ata. Böl.
DENİZLİ VALİLİĞİ
T.C.
Milli Eğitim Müdürlüğü
Sıra
No Adı ve Soyadı Branşı
Görevli Bulunduğu
Okul
Yer Değiştirme
Atandığı Okul Adı Nedeni
Okul
Tipi
Okul
Tipi
14
Atandığı Görev
45 İBRAHİM USLU A BULDAN - Alacaoğlu A İsteğe Bağlı
İlköğretim Okulu
BULDAN - Güngör Cerit
Cumhuriyet İlköğretim Okulu
Sınıf Müdür
Öğretmenliği
46 İSMAİL EKİZ A MERKEZ - Abalıoğlu Yem A İsteğe Bağlı
Sanayi İlköğretim Okulu
BABADAĞ - Atatürk
İlköğretim Okulu
Müdür
Başyardımcısı
Sınıf
Öğretmenliği
KADİR
SAMANCIOĞLU
47 B ÇAL - Bahadınlar İlköğretim B İsteğe Bağlı
Okulu
BAKLAN - Halk Eğitim
Merkezi
Sınıf Müdür
Öğretmenliği
48 MEHMET SİVAS B HONAZ - Akbaş İlköğretim B İsteğe Bağlı
Okulu
HONAZ - Akbaş İlköğretim
Okulu
Sınıf Müdür
Öğretmenliği
MEHMET ALİ
ŞEKER
49 A ÇAMELİ - Kolak Gayret A İsteğe Bağlı
İlköğretim Okulu
MERKEZ - İl Milli Eğitim
Müdürlüğü
Sınıf Müdür Yardımcısı
Öğretmenliği
50 MUHAMMET SAY A ACIPAYAM - Aliveren B İsteğe Bağlı
İlköğretim Okulu
ACIPAYAM - Alcı İlköğretim
Okulu
Sınıf Müdür
Öğretmenliği
MUHAMMET ALİ
ÇETİN
51 A BULDAN - Yenicekent A İsteğe Bağlı
Atatürk İlköğretim Okulu
BULDAN - Yenicekent
Atatürk İlköğretim Okulu
Sınıf Müdür Yardımcısı
Öğretmenliği
52 MURAT SARI A ÇİVRİL - Işıklı İlköğretim A İsteğe Bağlı
Okulu
ÇİVRİL - Işıklı İlköğretim
Okulu
Sınıf Müdür
Öğretmenliği
MUZAFFER
DÜZCE
53 A BEKİLLİ - Halk Eğitim B İsteğe Bağlı
Merkezi
MERKEZ - İl Milli Eğitim
Müdürlüğü
Sınıf Müdür Yardımcısı
Öğretmenliği
MÜCAHİT
BAYRAK
54 A TAVAS - Vakıf İlköğretim B İsteğe Bağlı
Okulu
ACIPAYAM - Gölcük Yatılı
İlköğretim Bölge Okulu
Sınıf Müdür Yardımcısı
Öğretmenliği
55 NAİL AYCAN BAKLAN - Dağal İlköğretim A ÇAL - Belevi İlköğretim Okulu B İsteğe Bağlı
Okulu
Sınıf Müdür
Öğretmenliği
56 NAMIK ÖREN B TAVAS - Altınova İlköğretim B İsteğe Bağlı
Okulu
TAVAS - Altınova İlköğretim
Okulu
Sınıf Müdür
Öğretmenliği
57 NAMİ UZUN A ÇAMELİ - Halk Eğitim B İsteğe Bağlı
Merkezi
ÇAMELİ - Atatürk İlköğretim
Okulu
Sınıf Müdür Yardımcısı
Öğretmenliği
58 NEZİHE TAY A SERİNHİSAR - Kocapınar B İsteğe Bağlı
İlköğretim Okulu
MERKEZ - İl Milli Eğitim
Müdürlüğü
Sınıf Müdür Yardımcısı
Öğretmenliği
RAMAZAN
EROĞLU
59 C ÇİVRİL - Kıralan Fatih A İsteğe Bağlı
İlköğretim Okulu
ÇİVRİL - Öğretmen Evi ve
Akşam Sanat Okulu
Sınıf Müdür
Öğretmenliği
60 REŞAT ÇEVİK ACIPAYAM - Yassıhöyük B İsteğe Bağlı
İlköğretim Okulu
TAVAS - Pınarlık İlköğretim
Okulu
Sınıf Müdür Yardımcısı
Öğretmenliği
61 RIZA İZAN A BAKLAN - Ataköy A İsteğe Bağlı
İlköğretim Okulu
BAKLAN - Ataköy
İlköğretim Okulu
Sınıf Müdür Yardımcısı
Öğretmenliği
SALİH
ÇETİNKAYA
62 B GÜNEY - Kerimler İlköğretim A İsteğe Bağlı
Okulu
GÜNEY - Halk Eğitim
Merkezi
Sınıf Müdür
Öğretmenliği
63 SERKAN EYİOL MERKEZ - İl Milli Eğitim A ÇAL - Belevi İlköğretim Okulu B İsteğe Bağlı
Müdürlüğü
Sınıf Müdür Yardımcısı
Öğretmenliği
64 SERKAN YALÇIN A BAKLAN - Kavaklar Beyelli A İsteğe Bağlı
Mehmet Altaş İlköğretim
Okulu
ÇAMELİ - Kalınkoz
İlköğretim Okulu
Sınıf Müdür Yardımcısı
Öğretmenliği
65 SONER ÇETİN A ACIPAYAM - Hisar A İsteğe Bağlı
İlköğretim Okulu
ACIPAYAM - Alcı İlköğretim
Okulu
Sınıf Müdür Yardımcısı
Öğretmenliği
66 SÜLEYMAN OĞUZ A ÇAL - Hançalar Mehmet Akif B İsteğe Bağlı
Ersoy İlköğretim Okulu
SARAYKÖY - İlçe Milli
Eğitim Müdürlüğü
Sınıf Müdür Yardımcısı
Öğretmenliği
Bölüm
Sayı
Konu
:::
Yön . Ata. Böl.
DENİZLİ VALİLİĞİ
T.C.
Milli Eğitim Müdürlüğü
Sıra
No Adı ve Soyadı Branşı
Görevli Bulunduğu
Okul
Yer Değiştirme
Atandığı Okul Adı Nedeni
Okul
Tipi
Okul
Tipi
14
Atandığı Görev
67 TURGAY KESEN B BOZKURT - İnceler Atatürk A İsteğe Bağlı
İlköğretim Okulu
BABADAĞ - Halk Eğitim
Merkezi
Sınıf Müdür
Öğretmenliği
68 YASİN DOKUYAN TAVAS - Horasanlı İlköğretim B İsteğe Bağlı
Okulu
TAVAS - Aydoğdu İlköğretim
Okulu
Sınıf Müdür Yardımcısı
Öğretmenliği
YILMAZ
YUMUŞAK
69 A TAVAS - Kozlar İlköğretim B İsteğe Bağlı
Okulu
HONAZ -Mimar Sinan
İlköğretim Okulu
Sınıf Müdür Yardımcısı
Öğretmenliği
70 YUSUF ÜNLÜ A ACIPAYAM - Kuyucak B İsteğe Bağlı
İlköğretim Okulu
ACIPAYAM - Akalan Fatih
İlköğretim Okulu
Sınıf Müdür
Öğretmenliği
71 ZEKİ KERİM A ÇARDAK - Beylerli İlköğretim A İsteğe Bağlı
Okulu
MERKEZ - İl Milli Eğitim
Müdürlüğü
Sınıf Müdür
Öğretmenliği
72 AYHAN KESKİN A BAKLAN - Baklan Atatürk A İsteğe Bağlı
İlköğretim Okulu
BAKLAN - Dağal İlköğretim
Okulu
Sosyal Bilgiler Müdür Yardımcısı
73 DİNCER FİDAN A BULDAN - Buldan Ali A İsteğe Bağlı
Tunaboylu Mesleki ve Teknik
Eğitim Merkezi
SARAYKÖY - Beylerbeyi
İlköğretim Okulu
Sosyal Bilgiler Müdür Yardımcısı
OSMAN
ALTUNTAŞ
74 A GÜNEY - Güney Çok A İsteğe Bağlı
Programlı Lisesi
GÜNEY - Güney Çok
Programlı Lisesi
Müdür
Başyardımcısı
Sosyal Bilgiler
RECEP
SÖYLEMEZ
75 A MERKEZ - Uzunpınar 70.Yıl B İsteğe Bağlı
Lisesi
ÇİVRİL - Kıralan İlköğretim
Okulu
Sosyal Bilgiler Müdür
76 RAHMİ TÜZEN A ÇİVRİL - Kızılcasöğüt A İsteğe Bağlı
İlköğretim Okulu
ÇİVRİL - Kızılcasöğüt
İlköğretim Okulu
Türkçe Müdür Yardımcısı
77 KEREM ÇİÇEK A MERKEZ - Polis Amca Eğitim A İsteğe Bağlı
Uygulama Okulu ve İş Eğitim
Merkezi
MERKEZ - Polis Amca Eğitim
Uygulama Okulu ve İş Eğitim
Merkezi
Müdür
Başyardımcısı
Zihin Engelliler
Sınıfı
78 PERVİN ÇİVİT A MERKEZ - Polis Amca Eğitim A İsteğe Bağlı
Uygulama Okulu ve İş Eğitim
Merkezi
MERKEZ - Polis Amca Eğitim
Uygulama Okulu ve İş Eğitim
Merkezi
Zihin Engelliler Müdür Yardımcısı
Sınıfı
Bölüm
Sayı
Konu
:::
Yön . Ata. Böl.
DENİZLİ VALİLİĞİ
T.C.
Milli Eğitim Müdürlüğü
Sıra
No Adı ve Soyadı Branşı
Görevli Bulunduğu
Okul
Yer Değiştirme
Atandığı Okul Adı Nedeni
Okul
Tipi
Okul
Tipi
14
Atandığı Görev
VALİLİK MAKAMINA
DENİZLİ
Yukarıda adı ve soyadı, görev yerleri yazılı yöneticilerin, "Milli Eğitim Bakanlığına Bağlı Eğitim Kurumları
Yöneticilerinin Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliğinin" İlgili Maddeleri gereğince hizalarında belirtilen okullara Okul
Yöneticisi olarak atanmaları Müdürlüğümüzce uygun görülmektedir.
Makamlığınızca da uygun görüldüğü takdirde olurlarınıza arz ederim.
Vali Yardımcısı
Milli EğitimMüdürü
.... / .... / ......
O L U R
.... / .... / ......
Liste 78 ( Yetmiş Sekiz ) Kişiden İbarettir .
| ADI SOYADI | BAŞVURU TÜRÜ | I ATANDIĞI KURUM | TOPLAM PUAN |
1 | SERKAN EYİOL | Müdür Yardımcısı | ÇAL-(459046)Belevi İlköğretim Okulu | 14,58 |
2 | SÜLEYMAN OĞUZ | Müdür Yardımcısı | ÇAL-(361460)Hançalar Mehmet Akif Ersoy İlköğretim Okulu | 14,24 |
3 | ERSİN HARTOKA | Müdür Yardımcısı | GÜNEY-(459250)Atatürk İlköğretim Okulu | 12,44 |
4 | HATİCE UYSAL | Müdür Yardımcısı | ÇARDAK-(248192)Beylerli İlköğretim Okulu | 12,94 |
5 | SERKAN YALÇIN | Müdür Yardımcısı | BAKLAN-(833525)Kavaklar Beyelli Mehmet Altaş İlköğretim Okulu | 12,68 |
6 | ERHAN ÖNEN | Müdür | BEYAĞAÇ-(458614)Kızılcaağaç İlköğretim Okulu | 15,68 |
7 | MÜCAHİT BAYRAK | Müdür Yardımcısı | TAVAS-(462383)Vakıf İlköğretim Okulu | 16,28 |
8 | TURGAY KESEN | Müdür | BOZKURT-(233543)İnceler Atatürk İlköğretim Okulu | 17,41 |
9 | ASIM ÖZGÜR | Müdür Yardımcısı | MERKEZ-(462956)Yeniköy İlköğretim Okulu | 23,49 |
10 | EROL SOLMAZ | Müdür | HONAZ-(459918)Kocabaş Atatürk İlköğretim Okulu | 43,79 |
11 | YUSUF ÜNLÜ | Müdür | ACIPAYAM-(319725)Kuyucak İlköğretim Okulu | 28,22 |
12 | DİDEM GAMZE ÖZKAN | Müdür Yardımcısı | MERKEZ-(973180)TOKİ Anaokulu | 17,32 |
13 | HÜSEYİN KORKMAZ | Müdür Yardımcısı | TAVAS-(141678)Tavas Ticaret Meslek Lisesi | 30,16 |
14 | SERVER ÖZDEMİRCİ | Müdür Yardımcısı | SARAYKÖY-(958308)Sarayköy Merkez Mükerrem Tokat Anaokulu | 14,66 |
15 | HALİL HAZAN | Müdür | TAVAS-(376131)Yahşiler İlköğretim Okulu | 31,66 |
16 | AHMET DEVRAN | Müdür | SARAYKÖY-(269405)İmam Hatip Lisesi | 35,55 |
17 | NECATİ ÖZBEK | Müdür | BABADAĞ-(310616)Kelleci İlköğretim Okulu | 36,70 |
18 | ARMAĞAN ORUÇ | Müdür Yardımcısı | ÇİVRİL-(310604)Yeşilyaka İlköğretim Okulu | 21,59 |
19 | ABDULLAH KARABULUT | Müdür Yardımcısı | ÇİVRİL-(401178)Özdemirci İlköğretim Okulu | 25,88 |
20 | İSMAİL EKİZ | Müdür BaşYardımcısı | MERKEZ-(966781)Abalıoğlu Yem Sanayi İlköğretim Okulu | 43,48 |
21 | REFİK UZ | Müdür Yardımcısı | ACIPAYAM-(242362)Kelekci Lisesi | 17,36 |
22 | GÜNGÖR BAYRAM | Müdür | ÇİVRİL-(141140)Çıtak İlköğretim Okulu | 24,12 |
23 | ASIM AYTEN | Müdür Yardımcısı | KALE-(248275)Gölbaşı İlköğretim Okulu | 13,30 |
24 | MÜNİRE KİRİŞ | Müdür | MERKEZ-(973202)Ahmet Çalışkan Anaokulu | 39,67 |
25 | RECEP SÖYLEMEZ | Müdür | MERKEZ-(348898)Uzunpınar 70.Yıl Lisesi | 36,88 |
26 | ABDULLAH BARKA | Müdür | TAVAS-(462214)Sarıabat İlköğretim Okulu | 42,10 |
27 | ÖZKAN TEKİN | Müdür BaşYardımcısı | BEKİLLİ-(965950)Bekilli Atatürk Lisesi | 14,74 |
28 | NAMIK ÖREN | Müdür | TAVAS-(222127)Altınova İlköğretim Okulu | 29,50 |
29 | DERYA KOYUN | Müdür | MERKEZ-(972597)Okul Yaptırma ve Yaşatma Derneği Anaokulu | 20,20 |
30 | MAAZ SALMAN | Müdür | ACIPAYAM-(140470)Acıpayam Ticaret Meslek Lisesi | 22,92 |
31 | RIZA İZAN | Müdür Yardımcısı | BAKLAN-(314925)Ataköy İlköğretim Okulu | 37,88 |
32 | MEHMET TIKIR | Müdür BaşYardımcısı | SARAYKÖY-(905157)Sarayköy Mesleki ve Teknik Eğitim Merkezi | 43,75 |
33 | İBRAHİM ARÇAY | Müdür BaşYardımcısı | MERKEZ-(389736)Müftü Ahmet Hulusi İlköğretim Okulu | 45,87 |
34 | MURAT SARI | Müdür | ÇİVRİL-(363890)lşıklı İlköğretim Okulu | 34,85 |
35 | OSMAN ALTUNTAŞ | Müdür BaşYardımcısı | GÜNEY-(868850)Güney Çok Programlı Lisesi | 31,38 |
36 | ALİ ÖZÜTEMİZ | Müdür Yardımcısı | TAVAS-(319737)Derinkuyu İlköğretim Okulu | 36,67 |
37 | SONER ÇETİN | Müdür Yardımcısı | ACIPAYAM-(389748)Hisar İlköğretim Okulu | 17,34 |
38 | HÜSEYİN KENAN GÜNAY | Müdür | TAVAS-(319737)Derinkuyu İlköğretim Okulu | 27,29 |
39 | NAMİ UZUN | Müdür Yardımcısı | ÇAMELİ-(140888)Halk Eğitim Merkezi | 28,90 |
40 | GÜNGÖR GÜNDÜZ | Müdür | BAKLAN-(250018)Dağal İlköğretim Okulu | 21,78 |
41 | FATMA TOMAŞ | Müdür | ACIPAYAM-(972546)Şehit Şemsi Yılmaz Anaokulu | 23,82 |
42 | İBRAHİM USLU | Müdür | BULDAN-(401906)Alacaoğlu İlköğretim Okulu | 32,94 |
43 | YÜKSEL MARIM | Müdür | TAVAS-(141642)Kızılcabölük Yaşar Oncan Lisesi | 29,08 |
44 | FERİŞTAH GÜLBAHÇE | Müdür | TAVAS-(971736)Kızılcabölük Hacı İbrahim Aydın Anaokulu | 20,48 |
45 | ERDAL KARATEKE | Müdür | BAKLAN-(270253)Halk Eğitim Merkezi | 39,07 |
46 | BAYRAM AYHAN | Müdür BaşYardımcısı | SERİNHİSAR-(862708)Serinhisar Hakkı Gökçetin Çok Programlı Lise | 39,24 |
47 | HASAN KAYA | Müdür Yardımcısı | MERKEZ-(973202)Ahmet Çalışkan Anaokulu | 30,77 |
48 | RAHMİ TÜZEN | Müdür Yardımcısı | ÇİVRİL-(310594)Kızılcasöğüt İlköğretim Okulu | 23,82 |
49 | KEREM ÇİÇEK | Müdür BaşYardımcısı | MERKEZ-(228710)Polis Amca Eğitim Uygulama Okulu ve İş Eğitim Merkezi | 27,55 |
50 | SALİH ÇETİNKAYA | Müdür | GÜNEY-(363900)Kerimler İlköğretim Okulu | 37,99 |
51 | ADNAN ÇAKAN | Müdür | GÜNEY-(248238)Eziler Mustafa Kaçmaz İlköğretim Okulu | 25,98 |
52 | MUKADDER ARSLAN | Müdür Yardımcısı | ÇİVRİL-(879200)Mustafa Kemal Atatürk İlköğretim Okulu | 24,70 |
53 | MEHMET ÇAĞATAY KİLİMLİOĞLU | Müdür Yardımcısı | MERKEZ-(971925)Şenay Öztürk Anaokulu | 14,18 |
54 | FEYZİ ÖZMEN | Müdür | TAVAS-(463423)Garipköy Mehmet Poran İlköğretim Okulu | 20,62 |
55 | RAMAZAN EROĞLU | Müdür | ÇİVRİL-(964861)Kıralan Fatih İlköğretim Okulu | 17,86 |
56 | HAKAN ERDEM | Müdür Yardımcısı | TAVAS-(376131)Yahşiler İlköğretim Okulu | 14,72 |
57 | MEHMET ALİ ŞEKER | Müdür Yardımcısı | ÇAMELİ-(460097)Kolak Gayret İlköğretim Okulu | 12,16 |
58 | NAİL AYÇAN | Müdür | ÇAL-(459046)Belevi İlköğretim Okulu | 22,17 |
59 | AYHAN KESKİN | Müdür Yardımcısı | BAKLAN-(287043)Baklan Atatürk İlköğretim Okulu | 23,53 |
60 | HALİL HÜSEYİN KIZIL | Müdür Yardımcısı | MERKEZ-(964786)Denizli Ticaret Odası Ahi Sinan İlköğretim Okulu | 43,18 |
61 | ERKAN KÖSECE | Müdür | TAVAS-(261601)Horasanlı İlköğretim Okulu | 19,47 |
62 | REŞAT ÇEVİK | Müdür Yardımcısı | ACIPAYAM-(332610)Yassıhöyük İlköğretim Okulu | 28,02 |
63 | KADİR SAMANCIOĞLU | Müdür | ÇAL-(831168)Bahadınlar İlköğretim Okulu | 21,45 |
64 | ZEKİ KERİM | Müdür | ÇARDAK-(248192)Beylerli İlköğretim Okulu | 17,32 |
65 | PERVİN ÇİVİT | Müdür Yardımcısı | MERKEZ-(228710)Polis Amca Eğitim Uygulama Okulu ve İş Eğitim Merkezi | 21,14 |
66 | EZGİ DEMİR | Müdür Yardımcısı | MERKEZ-(973202)Ahmet Çalışkan Anaokulu | 13,26 |
67 | MEHMET SİVAS | Müdür | HONAZ-(459693)Akbaş İlköğretim Okulu | 20,91 |
68 | ERSOY TEKİN | Müdür Yardımcısı | ÇAL-(248657)Sazak İlköğretim Okulu | 12,84 |
69 | MUHAMMET SAY | Müdür | ACIPAYAM-(457346)Aliveren İlköğretim Okulu | 20,82 |
70 | YILMAZ YUMUŞAK | Müdür Yardımcısı | TAVAS-(332599)Kozlar İlköğretim Okulu | 15,26 |
71 | YASİN DOKUYAN | Müdür Yardımcısı | TAVAS-(261601)Horasanlı İlköğretim Okulu | 14,82 |
72 | MUZAFFER DÜZCE | Müdür Yardımcısı | BEKİLLİ-(231639)Halk Eğitim Merkezi | 12,84 |
73 | MUHAMMET ALİ ÇETİN | Müdür Yardımcısı | BULDAN-(223934)Yenicekent Atatürk İlköğretim Okulu | 19,82 |
74 | ALİ KARLIK | Müdür Yardımcısı | MERKEZ-(383811)Pakize ve Suzan Özkardeş İlköğretim Okulu | 27,17 |
75 | BAYRAM KÖŞEK | Müdür Yardımcısı | TAVAS-(463423)Garipköy Mehmet Poran İlköğretim Okulu | 19,14 |
76 | NEZİHE TAY | Müdür Yardımcısı | SERİNHİSAR-(462753)Kocapınar İlköğretim Okulu | 15,52 |
77 | DİNCER FİDAN | Müdür Yardımcısı | BULDAN-(905133)Buldan Ali Tunaboylu Mesleki ve Teknik Eğitim Merkezi | 10,30 |
78 | GÜRSEL KIZILAY | Müdür | ÇAL-(248550)Denizler İlköğretim Okulu | 25,78 |
Vali
Uygun Görüşle Arz Ederim
0 Yorum -
Yorum Yaz
Bayılmanın belirtileri Bayılma nedenleri Bayılmalarda İlk Yardım
Günlük yaşamda sık sık rastlanan problemlerden birisi de bayılmalıdır. Genellikle ciddi bir problem olmayan bayılmanın birçok nedeni olabilir. Bunun yanında sık sık karşılaşılan ve uzun süren bayılmalar ciddi bazı problemlerin ve hastalıkların habercisi olabilir. Böyle durumda mutlaka bir doktora başvurmakta yarar vardır.
Bayılma, aynı zamanda senkop da denir, bir çok neden bağlı olabilir. Birden fazla neden de bayılmaya neden olabilir. Bazı durumlarda ise bayılma nedeni bulunamayabilir.
Bayılma sıklıkla görülebilir. Genellikle ciddi olmamakla beraber bayılma sırasındaki düşmeden kaynaklanan yaralanmalardan endişelenilir.
Kan aracılığı ile beyine yeterli miktarda oksijen taşınmadığı zaman bayılma görülebilir. Bilinç kaybı veya “iç-geçme” birkaç dakika gibi kısa bir süre devam edebilir.
Kan basıncındaki ani düşüş de bayılmaya neden olabilir. Bazı anlarda kalp hızı ve kan damarları vücudun oksijen gereksinimlerine uygun olarak hızlı cevap veremeyebilir. Bu durum yaşlı insanlarda daha sık görülür.
Bayılma durumu:
Ayağa hızlı kalkıldığında,
Aşırı sıcak havada çalışma veya oyun oynandığında,
Hızlı veya derin nefes alıp verildiğinde (hiperventilasyon),
Üzülme durumunda, kan basıncını kontrol eden sinirler etkilenir,
Yüksek tansiyon için ilaç alınıldığında… görülebilir.
Öksürme, idrar yapma ve gerinme beyine giden oksijen miktarını etkileyebilir ve bayılma nedeni olabilir. Bu durumların herhangi birisinde bayılma görülür ise endişelenecek durum olma olasılığı azdır. Ancak, birden fazla durumda tekrarlanması durumunda hekime danışılması gerekmektedir.
Eğer, baş hareketleri ile birlikte bayılma görülürse boyun kemikleri beyine giden kan damarlarına baskı yapıyor demektir. Bu durumun yaşanmasında hekime danışılmalıdır.
Kan şekeri düzeyindeki düşme de bayılma nedeni olabilir. Bu durum şeker hastalarının uzun dönem yemek yememesi ile gelişebilir. Bazı reçetelenmiş ilaçlar bayılmaya neden olabilir. Eğer, kullandığınız ilaçlardan kaynaklanan bayılmadan şüpheleniliyorsa hekime danışılmalıdır. Alkol ve kokain de bayılmaya neden olabilir.
Bayılmanın ciddi nedenleri arasında sara nöbetleri, kalp sorunları ve beyine giden kan damarları ile ilgili sorunlar sayılabilir.
Bayılma nedeni nasıl araştırılır?
Hekim, bayılma sırasında olanlar hakkında tam bilgi almak isteyecektir. Öncesinde, o anda ve sonrasında neler hissedildiği üzerinde durulacaktır. Hekim, detaylı bir fizik muayene yapmak isteyecektir.
Bayılınılacağı hissedildiğinde ne yapılmalıdır?
Yere yatmak yeterlidir. Eğer, bu yapılamıyorsa, oturup öne eğilmeli ve baş dizlerin arasında alınmalıdır. Böylelikle kanın beyine gitmesine yardımcı olunulacaktır. Ayağa kalkmakta acele edilmemelidir.
Bayılma durumunda hekime danışılmalı mıdır?
Eğer bir kez bayılma görülmüş ve belirgin bir sağlık yakınması yoksa hekime danışmaya gerek görülmeyebilir. Ancak, özellikle kalp ile ilişkili, yüksek kan basıncı ve şeker hastalığı gibi ciddi sağlık durumlarında hekime danışılmalıdır.
Aşağıdaki durumların mevcudiyetinde hekime kesinlikle danışılmalıdır:
Düzensiz kalp atımı,
Göğüs ağrısı,
Nefes darlığı,
Uyarıcı belirti olmadan ani gelişim,
Görme bulanıklığı,
Konuşma güçlüğü,
Düşünce güçlüğü,
Başın çevrilmesi ile bayılma,
Aydan birden fazla bayılma.
Bu bilgi bayılma hakkında genel bilgi vermektedir ve herkes için geçerli olmayabilir. Bu bilginin sizin için geçerliliği konusunda aile hekiminize danışınız ve gerekirse ek bilgi alınız.
0 Yorum -
Yorum Yaz
ÜSKÜDAR İLÇE MİLLÎ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ
ÜSKÜDAR LİSESİ
100 TEMEL ESER KİTAP OKUMA YARIŞMASI
0 Yorum -
Yorum Yaz
KİTAPKURTLARIMIZ YARIŞTI
Mehmet Akif Ersoy Lisesi olarak okumuluzda öğrencilerimiz arasında 100 temel eser içinden seçtiğimiz 30 eserle ilgili 100 soruluk sınav yapıldı.90 öğrencinin katılmak için isim yazdırdığı sınav 75 dk sürdü.
Sorular Türk Dili ev Edebiyat zümresi tarafından hazırlandı.Sınav sonucunda öğrencilerimiz DİZÜSTÜ BİLGİSAYAR VE ALTINLA ÖDÜLLENDİRİLECEKTİR.
SORULAR VE CEVAPLARI İÇİN TIKLAYINIZ
FOTOĞRAFLAR İÇİN TIKLAYINIZ
Sonuçlar için tıklayınız (30 Mayıs 2011 Pazartesi yayınlanacaktır)
Türü | 100 TEMEL ESER SORULARI VE CEVAPLARI | | Adı | 100_temel_eser_kitapcik.pdf | DOSYAYI İNDİR | Yükleme Tarihi | 31/05/2011 | | Bilgi | DENİZLİ MEHMET AKİF ERSOY LİSESİ | |
|
|
Türü | 100 TEMEL ESER SORULARI VE CEVAPLARI | | Adı | 100-temel-eser-sorulari.doc | DOSYAYI İNDİR | Yükleme Tarihi | 31/05/2011 | | Bilgi | ÜSKÜDAR İLÇE MİLLÎ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ |
|
0 Yorum -
Yorum Yaz
Adı Soyadı Başvuru Tipi Alanı Puanı
Anadolu
Durumu Yerleştiği Kurum
SÜLEYMAN
KARAKUZU Müdür Yardımcısı Teknoloji ve Tasarım 70
DENİZLİ/MERKEZ (459298)
MERKEZ EFENDI İLKÖĞRETİM
OKULU
ZEKERİYA TÜRK Müdür Yardımcısı Sosyal Bilgiler 64
DENİZLİ/ÇİVRİL (810335)
75.YIL İLKÖĞRETİM OKULU
AHMET KISA Müdür Yardımcısı Sınıf Öğretmenliği 64
DENİZLİ/MERKEZ (872317)
DR.BEKİR SIDDIK MÜFTÜLER
İLKÖĞRETİM OKULU
CEMİL GEZENER Müdür Yardımcısı Coğrafya 67
DENİZLİ/MERKEZ (970428)
SERVERGAZİ İMKB KIZ TEKNİK
VE MESLEK LİSESİ
KAMİL YİĞİT Müdür Yardımcısı Coğrafya 66
DENİZLİ/MERKEZ (140026)
ANAFARTALAR LİSESİ
AHMET KOÇER Müdür Yardımcısı Din Kült. ve Ahl.Bil. 73
DENİZLİ/MERKEZ (140122)
İMAM HATİP LİSESİ
RİFAT TÜREMEN Müdür Yardımcısı Coğrafya 72
- Anadolu
Lisesi
DENİZLİ/MERKEZ (339803)
DENİZLİ TİCARET MESLEK
LİSESİ
ALİ DURMAZ Müdür Yardımcısı Coğrafya 62,00
DENİZLİ/ÇİVRİL (352486)
ÇİVRİL KERİMAN KAMER
TİCARET MESLEK LİSESİ
HAYRETTİN KARA Müdür Yardımcısı Din Kült. ve Ahl.Bil. 73,00
DENİZLİ/GÜNEY (459585)
ÜÇEYLÜL İLKÖĞRETİM OKULU
SELMA KEÇECİ Müdür Yardımcısı Türkçe 69,00
DENİZLİ/MERKEZ (462358)
HACI HASAN ALİ
KÖMÜRCÜOĞLU İLKÖĞRETİM
ASIM GÜLHAN Müdür Yardımcısı Felsefe 60,00
DENİZLİ/SERİNHİSAR (862708)
SERİNHİSAR HAKKI GÖKÇETİN
ÇOK PROGRAMLI LİSESİ
İLKER YAĞICI Müdür Yardımcısı Sınıf Öğretmenliği 67,00
DENİZLİ/MERKEZ (951318)
HACI SERPİL KABAKLIOĞLU
İLKÖĞRETİM OKULU
KADİR
BOZDEVECİ Müdür Yardımcısı Din Kült. ve Ahl.Bil. 63,00
- Anadolu
Lisesi
DENİZLİ/MERKEZ (140063)
MURAT MEHMET AKİF ERSOY LİSESİ
ABDULLAH
ATMACA Müdür Yardımcısı Tarih 63,00
DENİZLİ/ACIPAYAM (140433)
ACIPAYAM TEKNİK VE
ENDÜSTRİ MESLEK LİSESİ
SELÇUK ÖZBEK Müdür Yardımcısı Türk Dili ve Edebiyatı 62,00
DENİZLİ/ACIPAYAM (140433)
ACIPAYAM TEKNİK VE
ENDÜSTRİ MESLEK LİSESİ
SELDA EBECİM Müdür Yardımcısı
İşitme Engelliler Sınıfı
Öğretmenliği 61,00
DENİZLİ/MERKEZ (228710)
POLİS AMCA EĞİTİM UYGULAMA
OKULU VE İŞ EĞİTİM MERKEZİ
İSMAİL
KOCAYİĞİT Müdür Yardımcısı Türkçe 72,00
DENİZLİ/KALE (387928) YA-TU
OTOMOTİV HÜRRİYET
İLKÖĞRETİM OKULU
SEMRA SABAH Müdür Yardımcısı Teknoloji ve Tasarım 67,00
DENİZLİ/ÇİVRİL (396902)
RASİME KAMEROĞLU
İLKÖĞRETİM OKULU
HAKAN MADEN Müdür Yardımcısı Sınıf Öğretmenliği 68,00
DENİZLİ/MERKEZ (462633)
HACI İBRAHİM DEMİREREN
CUMHURİYET İLKÖĞRETİM
HASAN EFE Müdür Yardımcısı Sosyal Bilgiler 64,00
DENİZLİ/MERKEZ (462682)
KARAKOVA İLKÖĞRETİM OKULU
SEHER AN Müdür Yardımcısı Sınıf Öğretmenliği 60,00
DENİZLİ/BABADAĞ (387894)
BABADAĞ MÜŞERREF YILMAZ
İLKÖĞRETİM OKULU
SENEM ULUYOL Müdür Yardımcısı İngilizce 69,00
DENİZLİ/MERKEZ (951318)
HACI SERPİL KABAKLIOĞLU
İLKÖĞRETİM OKULU
KEMAL YEŞİLTEPE Müdür Yardımcısı Matematik 67,00
DENİZLİ/MERKEZ (970428)
SERVERGAZİ İMKB KIZ TEKNİK
VE MESLEK LİSESİ
HÜSEYİN
KARAGÜL Müdür Yardımcısı Din Kült. ve Ahl.Bil. 73,00
DENİZLİ/SARAYKÖY (269405)
İMAM HATİP LİSESİ
BÜLENT SOLAK Müdür Yardımcısı Sınıf Öğretmenliği 68,00
DENİZLİ/MERKEZ (384517)
DENİZLİ TİCARET BORSASI
İLKÖĞRETİM OKULU
HÜSEYİN ÇETİN Müdür Yardımcısı Sınıf Öğretmenliği 61,00
DENİZLİ/SERİNHİSAR (401201)
ATATÜRK İLKÖĞRETİM OKULU
HAKAN BERBER Müdür Yardımcısı
İlköğretim Matematik
Öğr. 71,00
DENİZLİ/MERKEZ (964786)
DENİZLİ TİCARET ODASI AHİ
SİNAN İLKÖĞRETİM OKULU
Generated by Foxit PDF Creator © Foxit Software
http://www.foxitsoftware.com For evaluation only.
TURGUT
ÖZDEMİR Müdür Yardımcısı Tarih 64,00
DENİZLİ/TAVAS (281764)
HANİFE VE AHMET PARALI
TEKNİK VE ENDÜSTRİ MESLEK
KERİM BULUT Müdür Yardımcısı Beden Eğitimi 60,00
- Anadolu
Lisesi
DENİZLİ/TAVAS (461999)
KIZILCABÖLÜK ATATÜRK
İLKÖĞRETİM OKULU
MUSTAFA VURAL Müdür Yardımcısı Din Kült. ve Ahl.Bil. 79,00
DENİZLİ/MERKEZ (970728)
DENİZLİ ÖZEL EĞİTİM MESLEK
LİSESİ
ALİ BARAN Müdür Yardımcısı
İnşaat Tek./Yapı
Tasarımı 67,00
DENİZLİ/MERKEZ (140087)
ATATÜRK TEKNİK VE ENDÜSTRİ
MESLEK LİSESİ
HİKMET ÇETİNER Müdür Yardımcısı Türk Dili ve Edebiyatı 69,00
- Anadolu
Lisesi
DENİZLİ/MERKEZ (140109)
DENİZLİ İMKB KIZ TEKNİK VE
MESLEK LİSESİ
ÖZKAN UZUN Müdür Yardımcısı Coğrafya 63,00
- Anadolu
Lisesi
DENİZLİ/ÇİVRİL (141176)
CİVRİL LİSESİ
İBRAHİM İÇEN Müdür Yardımcısı Sınıf Öğretmenliği 63,00
DENİZLİ/SARAYKÖY (141499)
HALK EĞİTİM MERKEZİ
DURSEL SOYSAL Müdür Yardımcısı
İşitme Engelliler Sınıfı
Öğretmenliği 66,00
DENİZLİ/MERKEZ (228710)
POLİS AMCA EĞİTİM UYGULAMA
OKULU VE İŞ EĞİTİM MERKEZİ
MUSA AK Müdür Yardımcısı Sosyal Bilgiler 68,00
DENİZLİ/BEYAĞAÇ (233531)
BEYAĞAÇ LİSESİ
SELMA SİVAS Müdür Yardımcısı Sınıf Öğretmenliği 61,00
DENİZLİ/BABADAĞ (310616)
KELLECİ İLKÖĞRETİM OKULU
ALİ CİRİT Müdür Yardımcısı Büro Yön. ve Sekreterlik 71,00
DENİZLİ/ÇİVRİL (352486)
ÇİVRİL KERİMAN KAMER
TİCARET MESLEK LİSESİ
AHMET ÖZKAN Müdür Yardımcısı İngilizce 61,00
DENİZLİ/HONAZ (361459)
NECATİ-FİKRİYE DALAMAN
İLKÖĞRETİM OKULU
OSMAN HAYTA Müdür Yardımcısı Sınıf Öğretmenliği 63,00
DENİZLİ/BEKİLLİ (376059)
KUTLUBEY ŞEHİT ER ATAKAN
CARAN İLKÖĞRETİM OKULU
AHMET ÇETİN Müdür Yardımcısı Din Kült. ve Ahl.Bil. 60,00
DENİZLİ/KALE (458435)
ÖZLÜCE İLKÖĞRETİM OKULU
CÜNEYT YİĞEN Müdür Yardımcısı Fen ve Teknoloji 68,00
DENİZLİ/MERKEZ (462192)
HACI LEMAN OTO İLKÖĞRETİM
OKULU
GÖKHAN TURAN Müdür Yardımcısı Sınıf Öğretmenliği 63,00
DENİZLİ/SARAYKÖY (462537)
TOSUNLAR İLKÖĞRETİM OKULU
0 Yorum -
Yorum Yaz
ÇÖKERTME
Çökertme türküsünün kahramanı olan Halıl babası tarafından Van ili , Erciş ilçesi, Bozüyük köyündedir. Ailenin büyükleri önce Van’dan İstanköy’ e gelir ve daha sonra da Bodrum Karabağ’da Bekiroğlu tepesine yerleşirler. Halil’in babası, Demirci Ali usta burada bir çingene kızı ile evlenir ve Halil dünyaya gelir. Halil bir namus meselesinden dolayı kız kardeşini öldürdükten sonra kaçak gezmeye başlar. Sık sık İstanköy’e gitmektedir. Bu gidişlerden birinde düğüne davet edilir. Düğünde iken Halil’i Rumlar ihbar ederler. Yakalatırlar. Sonuçta Halil yedi yıl hapis yatar. Bu olay üzerine Halil Rumlara diş bilemektedir. Hapisten çıkınca da onlara haşin davranır. Böylece Rumlarla Halil arasında bir husumet doğar. Halil bu arada türküde ‘Çakır Gülsüm’ olarak adlandırılan Hafize adlı kadına ilgi duymaya başlar ve Halil ilk olarak Gülsüm’ ü Kara kaya’ da ki bir düğünden zorla kaçırır Gülsüm ve annesi ise o dönemde Bodrum’un yönetiminden sorumlu Çerkes Kaymakam olarak bilinen Ömer Lütfi Bey’in evinde hizmetkarlık yapmaktadır. Türküde adı geçen İbrahim Çavuş, kolculardandır ve Çakır Gülsüm’ ün ilk kocasıdır. Arkadaş olmaları sebebiyle Halil’i devamlı kollamaktadır. Halil ikinci olarak Gülsüm’ ü , Dertlinin Ali’nin Karabağdaki evinden alarak dağa kaldırır. Yalıkavak karşısındaki Güdürde bir in bulur ve Gülsüm’ le burada yaşamaya başlar. Bu olaylara kızan kaymakam Ömer Lütfi Bey , Halil’in üzerine Selam oğlu adlı bir kişiyi gönderir. Selam oğlu Halil’i bulur fakat önceden tanıştıkları için kaymakam konusunda Halil’i uyarır. Halil uyarıları dinleyerek buradan kaçar ve Gülsüm’ le birlikte Yalıkavak yakınındaki Çökertmeye gelir. Amacı bir kayıkla adalara kaçmakdır. Rum gemicilerden ‘Kosta Paho’ ( Kos’lu İstanköylü Paho) ile anlaşır. Rumlarla aralarındaki husumetten dolayı Paho, tayfa Andon vasıtasıyla Halil’i Çerkes kaymakam’a ihbar eder. Kaymakamın emriyle denizden kol kayığı ile kolcubaşı Barka’nın Ali harekete geçer. Ayrıca Paho’ nun demir atacağı karaya yakın yerde de jandarma komutanı Ömer Çavuş önceden pusuya yatırılır. Halil’i adalara götürecek kayık yola çıkar. Paho, Halil’i yakalatabilmek için dalgaları bahane ederek Aspata gitmeyi teklif eder ve deniz durulunca adalara rahat geçebileceklerini söyler. Halil bu teklife inanır. Tekne ; Aspat ‘tan Bitez koyuna gelerek Hırsız Yatağı denen yere yakın olarak açıkta demir atar. Akşam olduğunda teknede içki faslı başlar. Paho, Halil ve Gülsüm’ ün içkilerine ‘Balık Ağısı’ denilen bir bitkinin sersemletici zehrini koyar. Bu zehrin etkisi ile Halil ve gülsün uykuya dalarlar. Ömer Çavuş kara pusudadır. Paho, Halil ve Gülsüm’ ü uyuttuktan sonra demir alır ve teknesini yavaş yavaş kıyıya yanaştırmaya başlar .
Ömer Çavuş tam kıyıya yanaşmadan tekneye ateş edilmesi emrini verir. Kurşunların kendisine isabet edeceğinden korkan Paho tekneyi açığa bırakır. Tam bu sırada Kolcu başı Barka’nın Ali de kol kayığı ile Paho’ nun teknesini sarar. Paho Halil’den çekindiği için onu uyandırır. Geçen süre içerisinde Barka’nın Ali tekneye girmiştir. Halil ve Gülsüm sersemlemiş bir vaziyette güverteye çıkartılırlar. Güvertede Halil’in ayağı kayar , Barka’nın Ali Halil’i bacağından yaralar. Halil yaralı bir vaziyette Bodrum’a getirilir ve kaymakamlık binası önünden karaya çıkartılır. Halk kaymakamlık binası önünde toplanmıştır. O sırada ‘Kel Mülazım’ adı verilen jandarma komutanı ‘Hükümete karşı gelenlerin sonu budur’ gibilerden konuşma yapar Halil yaralı bir vaziyette kaymakamlık binası önünde bulunan bir mahsene atılır. Yaraları tımar edilmez. Burada bir süre acı içinde inler. Daha sonra Ömer Çavuş tarafından boğazına çökülerek öldürülür ve sırtındaki elbiseleriyle birlikte alel acele gömülür. Bu olay üzerine Bodrum’dan ‘Üçlü Saçayağı’ olarak adlandırılan türkülerin ikincisi olan ‘Çökertme’ yakılır.
TÜRKÜ
Çökertmeden çıktım da Halil’ im aman başım selamet
Bitez de yalısına varmadan Halil’im aman koptu kıyamet
Arkideşim İbram Çavuş Allah’ına emanet
Burası da Aspat değil Halil’im aman Bitez yalısı
Ciğerimi ateş sardı aman kurşun yarası
Gidelim gidelim Halil’im çökertmeye varalım
Kolcular gelirse Halil’im nerelere kaçalım
Teslim olmayalım Halil’im aman kurşun saçalım
Burası da Aspat değil Halil’im aman Bitez yalısı
Ciğerime ateş sardı aman kurşun yarası
Güvertede gezer iken aman kunduram kaydı
İpeklide mandilimi aman örüzger aldı
Çakırda gözlü Gülsüm’ümü Çerkes kaymakam aldı
Burası da Aspat değil Halil’im aman Bitez yalısı
Ciğerime ateş sardı aman kurşun yarası
ABDULSETAR UNAL
12 TM/B 678
0 Yorum -
Yorum Yaz
Hüseynik'ten Çıktım Şeher Yoluna
Hüseynik'ten çıktım şeher yoluna
Can ağrısı tesir etti canıma
Yaradanım merhamet et kuluna
Yazık oldu yazık şu genç ömrüme
Bilmem şu feleğin bana kastı ne
Telgrafın direkleri sayılmaz
Ati hanım baygın düşmüş ayılmaz
Böyle canlar teneşire koyulmaz
Lütfü gelsintelgırafın başına
Bir tel versin musul'dakardaşıma
Bu gençlikte neler geldi başıma
HİKAYESİ:
1892'de Harput Posta Müdürü olan yakışıklı, merd ve herkes tarafından sevilen sayılan Akif, Hüseynik'te oturur, sabahları Saray Yolu ile Harput'a çıkardı.
Akif bir rivayete göre uçarı, gece gündüz eğlence alemlerinde gezer tozar cinsten. Bir sürü de sevdalısı var. Kızkardeşi Ati Hanım bir kardeşi de Musul'da olduğundan abisine aşırı düşkün. Telgrafçı Lütfü'de Akif'in Müdürlüğü döneminde PTT'de göreve başlamış, Akif'in çok sevdiği bir şahsiyettir.
Akif hiç beklenmedik bir zamanda Hüseynik'ten Şehre (Harput) çıkarken yolda kalp krizi geçirir ve ölür. Ölüm olayı duyulunca bütün bir şehir halkı hele, sevdalıları arkasından günlerce gözyaşı dökerler.
İşte tam bu sırada Saçlızade Hacı Vehbi Efendi yukarıdaki bu güzel ve hazin şarkıyı güftesiyle ve bestesiyle meydana getirmiştir.
0 Yorum -
Yorum Yaz
Karakaş Gözlerin Elmas
Güfte ve bestesi tamamen bana ait bulunan yukarıda başlığı taşıyan bu türküm bazı asılsız dedikodulara da vesile olmuştur. Ben bu durumu hiçbir zaman üzülmedim. Bilhassa sevindim.Çünkü, yurdum Niğde’deki müzik sever insanlar ruhunda çöreklenen bir şüpheyi, öğrenmekle yetinecekler kanısındayım. Gerek sözle, gerekse gazete ve mektupla, bu türkünün hakiki sahibini öğrenmek isteyen ve yakın alaka gösteren vatandaşlarıma burada ayrı ayrı teşekkür ederim. 1948 yılında İstanbul da çalıştığım bir pavyonda, Emel adımla kara kaşlı, kara gözlü, hafif esmere kaçan tenli bir kıza tutulmuştum. Bu her bekar insanda olagelen, tabiat ananın sevki tabii dedikleri bir kanundu. Aradan yıllar geçmesine rağmen Emel’i hiçbir zaman unutamıyorum. 1959 yılında Gaziantep öğretmen okulu müzik öğretmeni Nezihi Babacaner’in daveti üzerine Gaziantep’e. Öğretmen Okulunda yapılacak folklor topluluğuna iştirak etmek üzere gitmiştim. Bu sırada bir pavyonla anlaştım ve çalışmaya başladım. Aksam sahneye çıktığımda Emel’i de o pavyonda gördüm. Aradan onbir yıl gibi bir zaman geçmesine rağmen tesadüfler yine birbirimizi bir araya getirmişti. Yattığım yatakhanenin karşısındaki odada Emel’in de yatak odası vardı. İlk aşkın verdiği hazzın tesirinden kendimi kurtaramamış olmalıyım ki o gece sabaha kadar uyuyamadım. Şafak sökerken kapım vuruldu ve yaşlı bir hanım yanıma geldi. Evladım niçin uyumuyorsun dedi. Bende kalbimdeki duyguları yaşlı hanıma anlattım. Meğer yaşlı hanım Emel’in annesi imiş. Biraz sonra Emel de yanımıza geldi. Artık dedi, aramızdaki dağlar burada sona ermeli. Nede olsa kalp ferman dinlemez derler. Fakat Emel’in annesinin yaşlı ve gittikçe çirkinleşen hali bana bir acayip görünmüş olacak ki, o anda, mısralarını aşağıda okuyacağınız KARAKAŞ GÖZLERİN ELMAS türküsünün beste ve güfteleri bende bir şimşek hızıyla uyanıverdi. Onlar gittikten sonra kaleme ve kağıda sarılarak türküyü yazdı ve akşama pavyonda okumak üzere de kendi kendime sazımla talimini yaptım. Bu suretle bu türkü o anda ve o saniyede orada bestelendi ve güftelendi. Niğde’ye konser vermek üzere gelen Aliye Akkılıç’a da aynı türkümün bestelerini verdim. Emin Aldemir ile birlikle Niğde’de 1960 yılında söylediler ve çaldılar. İşte bu tarihten den sonra türküm yurdun dört bucağına yayık vermekle günümüzün meşhuruoldu. Karakaş Gözlerin Elmas Karakaş Gözlerin Elmas Bu Güzellik Sen De Kalmaz Pişman Olun Kimseler Almaz Annene Bak Gör Halini Gel Güzelim Beni Yakma Seni Seven Kalbi Yıkma Allah Dahi Kalbi Yıkmaz Öldürücü Gözle Bakma İnsanların Kalbi Belli Canlıları Yaşatan Odur Bir Saniye Gönlünü Kır Da Gel De Benim Kalbime Gir Gel Güzelim Beni Yakma Seni Seven Kalbi Yıkma Allah Dahi Kalbi Yıkmaz Öldürücü Gözle Bakma Ne Gecem Ne Gündüzüm Belli Yaşım Oldu Kırkdokuz Elli Bağrım Yanık Gözlerim Nemli Yalan Dünya Yaktın Beni Gel Güzelim Beni Yakma Seni Seven Kalbi Yıkma Allah Dahi Kalbi Yıkmaz Öldürücü Gözle Bakma Ercan Söyler Hakiki Sözü Geçti Bahar Getirdik Yazı Bir Gün Ölür O Zalımın Kızı Annene Bak Gör Halini Gel Güzelim Beni Yakma Seni Seven Kalbi Yıkma Allah Dahi Kalbi Yıkmaz Öldürücü Gözle Bakma Kaynak: Ali Ercan Karakaş Gözlerin Elmas ve Niğde Türküleri Niğde, 1965 Sepetçioğlu Sepetçioğlu bir ananın kuzusu, Hiç gitmiyor kollarımın sızısı, Böyleyimiş alnımızın yazısı Yassıl dağlar yassıl aman, Osman Efem geliyor vay vay! Osman Efe de, Osman Efe ha!.. Halkın gönlünde umut, yüreğinde sevgi. Zalimler, halk düşmanları derseniz, köşe bucak peşinde Osman Efe’nin. Yüreklerinde bir korku ki, uykuları bölünüyor geceleri. Derebeyi’nin dilinde Osman Efe’nin adı “Şu Sepetçioğlu denen eşkiyayı yakalayanı altınlara boğarım. Ölüsünü, ya da dirisini getirene bağlar, bahçeler vereceğim” diyor. Neden ki derseniz, diyelim. Sepetçioğlu Osman Efe mert. Bileğine güçlü, yüreğine sağlam. Kastamonu’nun Araç ilçesinin Yukarı Avşar köyünden. Babasının bir karış toprağı yok. Köylük yerde topraksızlık kötü. El eline muhtaç eder topraksızlık. Muhtaç eder ki, gündelik işler karın doyurmaz. Eli görür, cebi görmez insanın. Osman’ın babası da öyle. N’apsın? Ek bir gelir gerek. Sepet yapıp satıyor. Hani çok bir şey kazanmıyor ama, geçinip gidiyorlar. Babasının ölümünden sonra Osman güç durumlara düşüyor. Geçim sıkıntısı çekiyor. Köyü terketmek zorunda kalıyor sonunda. Varıp Kastamonu’ya yerleşiyor. Baba mesleği sepetçiliği de iş ediniyor kendisine. Zaten bir anası, bir kendi. Geçinip gidiyorlar. Kollu sepet, ekmek selesi, küfe, çeşit çeşit. Küçüklü büyüklü. Günde birkaç tane yapıp satıyor. Bir de şu var ki, devir çok eski. Anadolu beylerin elinde. Her beylik kendi bölgesinde yaşayanlardan sorumlu. Yani ki, onların kazancını beylikler vergiliyor. Beyin emrinde sipahiler. Köy köy; kent kent dolaşıp kazançlarının bir kısmını topluyor. Ama öyle bir toplayış ki, düşman başına. Sipahilerin dediği dedik, çaldığı düdük. Varıyorlar harmanın başına “Bu harmandan elli gülek buğday ayırın aşar olarak” diyorlar. O kadar. çiftçinin eli kolu bağlı. Harmandan elli gülek buğday çıkar mı, çıkmaz mı. Belli değil. Çıkarsa geriye ne kalır. Kışın çoluk çocuk ne yer. Soran yok. Ya gelecek yılın tohumluğu? Sipahiler zalim! Gaddar! Şundan ki, sırtları kalın sipahilerin. İlk güvenceleri “Bey” sipahilerin. Sonra “Beylerbeyi”. Sonra da “Padişah”. Padişah açıyor ağzını “Şunca buğday, şunca arpa. Şunca deve gerekli bana” diyor. O kadar! Emri beylerbeyi alıyor, bey’e iletiyor. Bey de sipahilere. Ha, bir de “mültezim” denilen gelir toplayıcılar var. Filan köyün tüm gelirini kabala alıyor. Yani, bey istediği öşrü bildiriyor. Diyelim ki bey köyden yüz çuval pirinç istiyor. Bunu mültezim köylüden topluyor. Ayrıca kendisi için de ek yapıyor buna. Artık insafına kalmış. Ne kadar pay isterse onu da ekleyip varıp köylüye bildiriyor. “Ürününüzden şuncasını öşür olarak istiyorum. Filan yere getirip teslim edeceksiniz.” O kadar! Kim ki istenileni vermedi, ferman padişahtan. İnsaf sipahiden. İşte Sepetçioğlu’nun yaşadığı devir, bu devir. Sepetçioğlu’nun yaşadığı beylik de İsfendiyaroğulları Beyliği. İsfendiyaroğlu Hamza Bey’de din-iman kıt! İnsaf vicdan hak getire! Öşrü artırdıkça artırıyor. Köylü bir deri bir kemik. Umurunda değil beyin. Durmadan daha çok vergi alınması için emir yağdırıyor. Sepetçioğlu o zamanlar daha “efe” değil. Osman diyor herkes! “Sepetçioğlu Osman”. Günlerden bir gün, dükkanında sepet örüyor Osman. Kapı tekmeyle açılıyor. “Hamza Bey’in emridir. Hafta sonuna kadar yüz tane sepet vereceksin öşür olarak. Ellisi sele, ellisi kulplu olsun”. Tak kapı sipahiler dışarda. Sepetçioğlu almış başını ellerinin arasına. Başlamış hesaplamaya. Günde iki sepet örse, hafta sonuna kadar oniki sepet yapar. Eldekileri de eklese, elli sepeti geçmez. Bunların tümünü verirse neyle geçinecek. Üstelik düğün hazırlığı var. Üçbeş kuruş bir kenara atmak gerek. Varıp anasına açmış durumu. Anası tasalı. “Oğlum sana kötülük yaparlar. Ne yapıp yap, istediklerini yerine getir. Baban rahmetli de çok çektiydi. Sepetleri yetiremeyince yollarda çalıştırdılar. Ev yapımında iş verdiler. Sen sen ol, çekin Osmanlı’dan. İstediklerini yetir. Yoksa iyi olmaz”. Olmazı belli. Ya çaresi? Ne yapsın Osman. Varıp komşu sepetçilerden ödünç sepet istese kim verir. Hepsi aynı durumda. Çaresiz Osman. Gözlerinde uykular kaçık. Hafta sonunu iple çekiyor. “Gelsinler. Durumu anlatırım. Nişanlıyım. Yakında düğünüm olacak. Biraz anlayış gösterin bana derim. Bunlar da insan. Canımı alacak değiller ya! Olanı alır giderler” diyor. İyi. Hoş! Ama evdeki Pazar çarşıya uymuyor. Hafta sonu gelip de sipahiler kapıya dayanınca işler karışıyor. “Vay efendim vay! Nişanlıymış da para gerekliymiş. Öküzün yamacına koşul da aklın başına gelsin. Gör bakalım, yol yapmak mı kolay yoksa sepet mi?” Osman’ın cevap vermesine kalmadan iki kişi yakalamış kollarından. Sürüye sürüye atın terkisine bağlamışlar. Sürmüşler atları doğru Bey’in huzuruna. Daha bir dolu adam bekliyor kapıda. Kiminin üstü başı lime lime, kiminin gözü yaşlı. Osman da girmiş aralarına. Girmiş ya, alıp veriyor, alıp veriyor. Çok geçmeden Bey görünmüş. Elinde nar çubuğu. Sıradan girmiş. “Demek emirlere karşı durursunuz. Canınız ucuz sizin. Keyfiniz bilir. Alın bunları yol yapımına koşun.” O kadar! Bey buyurur, beycik vurur. Adamlar sıra sıra dizilir yollara. Osman’ın içi içine sığmıyor. Osman tetikte. Osman yolun kuytusunu kolluyor. Sonra süzülüveriyor karanlıklara. Ver elini Kastamonu. İlkin anasına varıyor. Durumu sergiliyor. “Böyleyken böyle. Canımı zor kurtardım. Bu işin oluru yok. Sizi size bırakıyorum. Ben bu işi Bey’in yanına koymayacağım. Onca zavallı adamın ahını alacağım Bey’den”. Anası ürkek, “Oğul beyle yarışa çıkılmaz. Kolu uzundur Bey’in. Sağ komaz seni. Kapısında kulu çok. Baş edemezsin” diyorsa da Osman kararlı. “Görsünler el mi yaman Bey mi! Dinsizin hakkından imansız gelir. Yanına koymam bunu. Sen benim baba yadigarı tüfeğimi ver. Nişanlıma da gözkulak ol” deyip atlamış atına. Doğruca nişanlısının evine. Nişanlısı da yürekli kız. Üstelemiyor hiç. Osman düşüyor yollara. Varıp Bey’in konağına ulaşıyor. Pusu kuruyor. İsfendiyaroğlu Hamza Bey de at sırtında gezintiye çıkıyor çok geçmeden. Sözün kısası, Sepetçioğlu Osman, hakkından geliyor Bey’in. Sonda da atını mahmuzlayıp Gülpü Dağına sığınıyor. Gaddar Bey’in ölümünü duyan halk sevinç içinde. Dilden dile anlatıyorlar Sepetçioğlu’nu. Bundan böyle de adını, “Sepetçioğlu Osman Efe”yapıyorlar. çokluk da Sepetçioğlu deyip kısadan kesiyor. Bey öldü diye, beylik dağılmıyor elbet. Hamza Bey’in oğlu Rüstem Bey alıyor beylik sırasını. Babasından daha gaddar Rüstem Bey. Halkı daha çok eziyor. Bir tek Sepetçioğlu karşı duruyor Rüstem Bey’in buyruklarına. Buyruğa buyrukla karşı koyuyor üstelik. Rüstem Bey, öşrün oranını artırınca o da buyrukluyor : “Filan gün, filan saatte, falan yere şu kadar baş koyun getirin.” O kadar! Koyunlar gelirse gelir; yoksa Bey’in adamlarından bir kaçı gider. Gidecek adamları da iyi seçiyor Sepetçioğlu. En gaddarlarını, halka en çok eziyet edenini seçiyor sipahilerin. Bey’de bir telaş. Atlılar çıkarıyor Gülpü Dağına. Boş. Halk seviniyor. Sepetçioğlu’nun adı dillerde. Herkes elinden gelen yardımı geri komuyor. Aç-susuz bırakmıyor Sepetçioğlu’nu. Bey bakıyor bu işin oluru yok. İşi kurnazlığa döküyor. Sepetçioğlu’nun anasıyla nişanlısını yakalatıp getirtiyor konağına. Sonra da haber salıyor Sepetçioğlu’na : “Ya gelir teslim olur, ya da anasıyla nişanlısını boğdururum.” Sepetçioğlu durumu öğrenince bir gece baskın yapıyor Rüstem Bey’in konağına. Anasıyla nişanlısını alıp kaçıyor. Kimi, “Beyin adamlarının arasında Sepetçioğlu’nu tutanlar vardı, onlar yardım etti” diyor; kimi, “Sepetçioğlu çatal yürekli. Bir nara atmış ki yerler yerinden oynamış. Kimsenin kılı kıpırdamamış” diyor. Sözün özü, Sepetçioğlu, anasıyla nişanlısını da alıp Gülpü Dağına çıkmış yeniden. Adı daha da büyümüş. Halk daha tutar olmuş. Beyin yüreği korkulu. Öşürü, eziyeti bırakıp bir tek Sepetçioğlu’nun peşine takmış adamlarını. Sepetçioğlu derseniz üç can. Anasıyla nişanlısı da yardımdan çok yük oluyarlar ona. Sipahilerin yaklaşma haberini duyunca yer değiştiriyorlar. Gün oluyor aç-susuz, saatlerce yürüyorlar. Anası derseniz yaşlı. Yola dayanamıyor. Teslim olmayı da istemiyor. Biliyor ki Rüstem Bey sağ komaz bu kez. Derken sipahilerin tuzağına düşüyorlar birgün. Sepetçioğlu, aslanlar gibi döğüşüyor. Nişanlısı da öyle. Ama anası; anası yürüyemiyor gayrı. Vuruşa vuruşa geri çekiliyorlar. Ama, uzun sürmüyor bu. Sipahiler dağın tepesini dolanıp arkadan sarıyorlar. Daha çok dayanamıyor Sepetçioğlu. Üçünün ölüsünü şenlikle şehire getiriyor sipahiler. Günlerce yiyip içip keyfediyorlar. Halk geriden geriden izliyor bu şenlikleri. Bir de türkü yakıyorlar Sepetçioğlu için. Alıp Sepetçioğlu’nun tüm yiğitliğini koyuyorlar bu türküye... SEPETÇİOĞLU Sepetçioğlu bin ananın kuzusu, Hiç gitmiyor kollarımın sızısı, Böyle imiş alnımızın yazısı, Yassıl dağlar Osman Efem geliyor. Yaslan Sepetçioğlu yaslan, Laleli çimenli dağlara yaslan, Analar doğurmaz sen gibi aslan, Yassıl dağlar, Osman Efem geliyor aman! Kalk gidelim kışla önü aşağı, Salıvermiş ince belden kuşağı, Yaman olur Kastamonu uşağı, Yassıl dağlar, Osman Efem geliyor aman! KAYNAKLAR 1. Sadi Yaver ATAMAN: Doğcıl Saz Şairlerinin Hür Fikirleri Yaymadaki Rolleri (1944) ve Sepetçioğlu Osman Efe Zeybeği ve Türküsü TFA Dergisi s.165/1963 2. M. ÖZBEK Folklar ve Türkülerimiz 1975, s.359 3. F. ARSUNAR: Batı Anadolu’da Zeybekler (MİFAD Arşivi No.145) Kaynak: Yaşar Özürküt Öyküleriyle Türküler -3 İstanbul-2002
0 Yorum -
Yorum Yaz
KUTLU DOĞUM HAFTASI===
Alemlerin efendisini, günlümüzün sultanı, insanlığın kurtarıcısı, peygamber efendimiz (S.A.V)’i hangi yazıyla, methiyeyle, şiirle, cümleyle, kelimeyle anlatırsak anlatalım yetersiz ve aciz kalır… Ona ne yazılsa az, ne anlatılsa eksik kalır… Üstat Necip Fazıl şöyle diyor:
_Bu eserimde anlatılan bütün eksiklikler benim, bütün iyilikler sizin eseriniz YA RESÜLALLAH…
O usta kalem ki, aciz kalırken ALLAH RESÜLÜNÜ anlatmaktan biz bir hiçiz… Hani sevgiliye anlatamasın ya sevgini, kalbin atar kelimeler düğümlenir seçilen bütün kelimeler yetersiz kalır ya, bu sevgi, bu muhabbet, bu ask ondanda ileri… Kâinatta hiçbir insan onun kadar sevilmedi… Müminlerin çarpan kalbi, gözündeki yaş, yüreğindeki sevdadır onun sevgisi… Kurtuluşun anahtarı, Rabbine yakın olmanın rehberi, huzur ve mutluluğun kaynağıdır onun sevgisi….
Peygamber efendimiz MUHAMMET MUSTAFA(S.A.V)’in sevgisi yaşamımızın ayrılmaz parçası olmalıdır. Peygamber efendimizin(S.A.V) ahlakının esindeyiz kendimizi sorgulamalıyız. Hayatımızı peygamber efendimizin(S..A.V)’in hayatına endekslediğimizde, huzur ve mutluluğu yakalayacağımızdan kimsenin endişesi olmamalı….
O hayat ki, sabrın kalesi…
O hayat ki, sevginin anahtarı…
O hayat ki, adaletin timsali…
O hayat ki, ilmin rehberi…
O hayat ki, karanlığın aydınlığı…
……Ve biz bu hayatın neresindeyiz? Onun muhasebesini yapmamız lazım… Her şeyin muhasebesini yapan biz, hayat muhasebemizin çıkmazındayız… Kendimize gelme vaktimiz gelmedi m? Çıkmaz sokakları bırakma vaktimiz çoktan geçti… Kaldı ki, öyle bir vakitte yok zaten…Peygamber efendimiz(S.A.V) çocukluğunda bile örnek bir insandı. Ona insanlar MUHAMMEDÜN EMİN(En güvenilir insan) diyorlardı… Kardeşin kardeşi dolandırdığı çağımızda biz bu hayatın neresindeyiz? Bu kutlu doğum haftasında peygamber efendimizi(S.A.V)’i tanımaya ve onun sevgisiyle yanmaya ve kendimizi bulmaya çalışalım…
Fatma FİDAN Kompozisyon Yarışması 1. Eser (2)
Dikenli Dallar Gülüne Hasret
Varlığın sebebini, içimdeki boşluğun nedenini arıyorum, sıcak kumlara ayağım batıp çıkarken. Gece ayın ışığına, dalgaların hışırtısına, ateşin kızıllığına, gece karanlığına soruyorum onu. Bembeyaz bir gülün teni üzerinde ışıldayan bir damla yağmur suyu, o sevgilinin varlığını fısıldıyor bana. İbrahim'in ateşini söndürme çabasıyla, ümitle, cesaretle su taşıyan karıncanın mecnun yüreğinde o sevgiliyi görmenin sevdasını buluyorum. Akvaryumda kıvrıla kıvrıla yüzen bir balığın yüreğindeki ateşte, o sevgilinin sevdasını hissediyorum.
Düşünüyorum da acaba beyaz güller o sevgiliyi gördükten sonra utancından mı allara boyandı. Bulutlar onu görünce mi ağlamaya başladı. Hayal edemiyorum o sevgilinin çehresini.
Bulutlar ağlıyor şimdi benim halime. Rüzgârların çığlıkları yetmiyor. Verilen ümitler, anlatılan azapların korkusu yetmiyor, dağların yüceliği az geliyor beni yolumdan döndürmeye. Küfrün karanlık ormanında sarmaşıklar sarmış yüreğimi, yerinden kıpırdayamıyor. Öyle bir bataklığa adım atmışım ki hiçbir kahraman el uzatmıyor. Ben de bataklığın içinde yaşamaya çalışıyorum. Ben yetiştiğim bataklığın mahsulüyüm orada gül bitmez. Özgürlük diye kendini yırtan bir zavallıyım ben. Sessiz çığlıkların koptuğu bir köle pazarının kölelerinden biriyim. Kendi nefsime satılıyorum çocuk yaşlarda. Çekmediğim çile, girmediğim pislik kalmıyor. En rezil hayatların sefasını sürdüğümü sanıyorum, nefsimin elinde. Belki de beni alıp azat edecek bir yiğit bekliyor yüreğim. Kirpiklerimin uçları o yiğidin ışığına hasret. Her yeni gelen bahara onun kokusunu soruyor yüreğim gizliden gizliye. Kararmış günlümün katranları altında bir kalp atıyor, onun geleceğini heyecanla bekliyor sessiz barakasında ağlıyor şimdi hıçkıra hıçkıra.
Hani bir zamanlar pazarlarda satılan, kafaları hiçbir şeye çalışmadığı söylenen kadınlar vardı ya işte o kadınlardan birinin torunuyum ben. Ben de düştüğüm kuyuda yusuf gibi yalnızlığı çekiyorum içime. Beni bu rezil yaşantıdan alıp götürecek bir kervan bekliyorum.
Hani bir zamanlar anası, babası ölünce bütün hakları, bütün varlığı elinden alınan yetim bir çocuk vardı ya. İşte ben, o çocuğun kardeşiyim. Şimdi sokaklarda sevgiye aç, şefkate susuz bir halde dolaşıyorum. Günlerdir rüyalarımda gördüğüm bir parça ekmek, alındı elimden. Başımı okşayan, sırtımı sıvazlayan iki çift el vardı ya, işte onlardı bağlanan. Daha sonrada tek lüksüm, yalnızlığımın, çaresiz bekleyişlerimin tek şahidi gözyaşlarım alındı elimden. Gece olduğunda dalgalarla sallanan bir sandala uzanıyorum. Kim bilir belki de yaşayamadığım bebekliğimin, zalim eller tarafından kırılan beşiği yerine koyuyorumdur her an alabora olacak bu sandalı. Her şeye rağmen gökyüzünden bana uzanacak bir el arıyor gözlerim. Bütün gece gökyüzünün en parlak yıldızına beni yanına alacak bir sevgili gibi bakıyorum. Dalgaların hışırtısını annemin ninnisi yerine koyup, rüzgârın koynunda, denizin kokusuyla uyuyorum her gece.
Anlayacağınız bir zamanlar kardeşimin hakkını savunan delikanlıyı, gecenin karanlığında, yağmur suyuyla ıslanmış, kimsesiz kaldırımlarda oluşan girdaplarda arıyorum.
Onun varlığını hissetmezse yüreğim, renkte yok hayatımda karanlıkta. Onun hasreti yoksa yüreğimin en ücra köşelerinde bile, aşk da yok nefret de şu divane gönlümde. O yoksa ne gül var ne diken, ne boşluk var ne içi dolu bir hayat. O yoksa eğer, yoklukta yok. Köşe başında beklenen bir sevgili misali onun aşkı saplandı bir kanca gibi yüreğime, bir ucu da ona bağlı. O uzakları gittikçe kanlar akıyor yüreğimden, acılara boğuluyorum benden uzaklaştığı her adımda. Şairin dediği gibi "yıldızları alınmış geceler gibi ışık değmemiş yüreğim" yüzünü görmeden yüreğine âşık olduğum sevgiliyi bekler oldu.
Karanlık odamın en sessiz köşesinde ağlarken, hayaliyle konuşuyorum. "sen olsaydın hayat bu denli zor olur muydu? " diye kızıyorum, sitemli sözler savuruyorum. Kimi zaman da boynuna dolayıp ellerimi, başımı yaslayarak omzuna ağlıyorum kim bilir.
Şimdi, pencere kenarında o sevgiliyi bekliyorum. Yüreğimin hırçın dalgalarıyla boğuşan sahipsiz bir sahil kenarında yürüyorum. Yazdığım mektubu bir şişeye koyup, fırlatıyorum denizin bir köşesine ama cevap gelmiyor. Gönlümün limanlarında ona asla layık olamayacağım sevgiliyi bekliyorum, her nefeste.
Düşlerde sevdiğim sevgiliyi bekliyorum. Adına şarkılar yazdığım, bana ateşin koynunda serinlik aratan sevgiliyi. Gönlümün gül bahçesinin en nadide köşesini ayırdığım sevgiliyi bekliyorum. Gözyaşlarımı can suyu yapacağıma yemin ediyorum. Yağmurlu bir akşamda, sokak lambasının loş ışıkları altında, bağdaş kurup oturduğum bank üzerinde, yüzümü titrek avuçlarımın içine alıp aşkına ağladığım sevgiliyi bekliyorum.
Onun yüceliğini, kendi acizliğimi düşünürken ona kavuşma ümidim külleniyor. "sen kim, o kim?" diyorum, hayallerimi kurutan bir hazan mevsiminde, etrafa feryatlar, figanlar savuran düşünce rüzgârının içinde.
Diyorum ki, ona onda olmayan bir şeyi, titrek yüreğimdeki, cesur aşkını sunsam. Âlemlerden kıymetli yüzünü görebilir miyim, birkaç dakikalığına da olsa?
Peygamber Sevgisini Anlatan Güzel Bir Makale
Medine’de bir şirkette elektrik teknisyeni olarak çalışan Allah dostu ve peygamber aşığı bir kardeşimiz işin son günü sabah mesaisinde kendisine verilen teknik görevi tamamlayıp ayrılmak üzere iken Resulullah’ın Ravzasında elektrik çarpması sonucu vefat etti ve Cennetul Bakiye defnedildi. Tabii ailesi mecburi istikamet Türkiyeye döndü. O zaman 7 yaşında olan oğlu Muhammed Nebi Doğanay bugün ortaokul ögrencisi. Kompozisyon dersi ödevi olarak bir makale yazmış ve birincilik almış. İşte o peygamber aşkını en derinden yaşayan bir yüreğin yansımaları..
Biliriz ki dil kalpten geçen her şeyi ifade edemez. Allah bize de bu kardeşimiz gibi Resulullah sevgisi nasip etsin. Amin.
..................................................
Bir seni güneşim, bir babamı, bir de terliklerimi bırakmıştım geldiğim yerde…
Bir ilkbahar gününde güller gibi kokan Medine'de dünyaya gözlerimi açmıştım. Doğduğum hastane senin Ravzanın hemen yanıbaşında olduğu için, duyduğum ilk koku senin bahçenin gül kokuları olmuş. Babam gelip te daha kulağıma ezan okumadan, kulaklarım senin mescidinin ezan sesleriyle şereflenmiş. 40 günlük olduğumda ilk ziyaretimi de senin Hane-i Saadetine yapmışım. İlk adımlarımı senin Ravzandaki mermerlerinde atmış ve Rabbimle ilk buluşmamı, ilk secdemi senin mescidinde yapmışım. Hemen hemen yaptığım her ilkte sen varsın. Daha konuşmasını öğrenmeden seni sevmeyi öğrendim ben. Belki seni çok tanımazdım ama sanki bana çok çok yakınmışsın gibi severdim seni.
Senin evini her ziyarete gelişimizde seni görmesek bile senin varlığını hisseder, evinden her ayrılışımızda hüzünlenirdik. Çocuklar evde sıkılınca babaları parka, eğlence yerlerine götürsün isterler. Biz Medine’de yaşadığımız sürece hiç babamızdan parka götürmesini istemedik. Bizim canımız sıkılmaz mıydı acaba hiç? Sanırım Medine’deki hiçbir çocuğun canı sıkılmazdı. Çünkü orada hiçbir yerde olmayan gül bahçesi ve bahçenin biricik efendisi vardı. Bizim vaktimizin çoğu o bahçede geçerdi.
Senin bahçenin mermerlerine ayakkabı ile basamazdık. Yalınayak dolaşırdık mermerlerin üstünde. Kimbilir, korkardık belki de bahçenin güllerine basıvermekten. Yazın mermerler ayaklarımı yakardı. Olsun bu da bizim hoşumuza giderdi. Babama sormuştum bir seferinde
- Babacığım neden Medine bu kadar sıcak diye. Babam da:
- Evladım Medine’de iki tane güneş varda ondan, derdi.
- Nasıl olur babacığım, güneş bir tane değil mi? derdim. Babam gülerek:
- Bak yavrum doğru, bütün dünyayı ısıtan bir güneş var ama bir de alemleri ısıtan ve aydınlatan güneş var. O güneş de Medine’de olunca sıcaklık iki kat oluyor.
Babamın bu cevabı hoşuma giderdi ve ısınırdım. Gerçekten de ayaklarımızı mermerler ısıtıyordu ama senin güneşinde, sıcaklığında içimizi ısıtıyordu. Medine’den ayrıldığımızdan beri belki ayaklarımız ısınıyor ama içimiz bir türlü ısınamıyor. Çünkü güneşimizin en büyüğünü orada bırakmıştık. Ben güneşimi kaybetmiştim. Onun evine, bahçesine gidemiyordum artık. Gerçi ışığı ta buralarda bizi aydınlatıyordu ama içimi ısıtması için onun Ravzasında yalınayak koşmam lazımdı. Evet, bahçende yürürken ezanlar okunurdu. Öyle güzel okur ki Medine müezzini ezanı, sanki Bilali Habeşi okuyor sanırsınız. Namaz kılmak için Mescide koştururduk, bilir bilmez. Babamın yanında namaz kılardık.
Büyük sütünların altından gelen soğuk havadan saçlarımızı savurturduk. Zemzem bardaklarından güller yapardık. Namaz kılarken yanımıza usulca bir kedi sokulurdu. Babam 'incitmeyin sakın, onlar Ebu Hüreyre’nin kedileri' derdi, biz de inanırdık. Senin Mescidine kediler de girebilirdi. Sen çok iyi bir ev sahibiydin çünkü.
Çarşamba günleri hep Uhud'a giderdik. Senin çok sevdiğin amcanı ziyaret etmeye, o bizim de amcamızdı. Kardeşlerimle Ayneyn tepesine çıkar oradan Uhudda yatan 70 şehide selam verirdik. Uhud dağına her baktığımızda sanki orada seni görür gibi olurduk. Uhud da senin Ravzanın kokusu gibi gül kokardı. Orası da ayrı bir gül bahçesi idi sanki.
İşte benim yedi senem ki en değerli en güzel yıllarım senin köyünde, senin gül bahçende, senin savaştığın yerlerde sanki yanımda sen varmışsın gibi seninle dopdolu geçti. Seni görmesem de seninle yaşamaya o kadar alışmıştım ki senin yanından ayrılırken sanki bir yanım, bir canım, bir parçam orada kalmıştı.
Buraları bana gurbet oluverdi. Elimde olsa hemen yanına koşar gelirim ama hep büyüyünce gidersin diyorlar. Ben sırf senin yanına gelebilmek için büyümek istiyorum. Senin yanına geldiğim zaman büyümüş bile olsam bahçendeki mermerlerde yalınayak dolaşacağım. Ta ki güneşin içimi ısıtana kadar.
Senin hasretinden içim üşüyor. Belki hasretin herkesi yakar, beni de üşütüyor işte. Çünkü benim ruhum doğduğumdan beri senin sevginle ısınmaya alışkın.
Senin sıcaklığına o kadar muhtacım ki. Ne olur ben sana gelemesem bile sen beni hiç bırakma. Işığınla gecelerimize nur ol. Sıcaklığınla bütün zerrelerimizi ısıtıver. Hani sana Medineyken komşuyduk ya, evlerimiz birbirine çok yakındı. Senin varlığın bize güven verirdi hep. Yine öyle ol, arasıra da olsa evimizi şereflendiriver.
Hem benim adım Nebi, aynen seninki gibi. Bu ismi bana seni çok seven bir dostun koymuş. Diğer adım da Muhammed, yine senin gibi. Bu ismi de
canım babacığım koymuş. Buraya gelirken senin köyünde bıraktığımız babacığım.
Sana benzeyen bir yanım daha var. Ben de senin gibi babasız büyüyorum. Ben çok şanslıyım, sen bize asla yetimliğimizi hissettirmedin. Medine’den ayrıldığımızdan beri sanki sen hep yanıbaşımızdaymışsın gibi hissediyorum.
Geceleri korkmadan güvenle uyuyorum hep. Seni tanıdığım ve seni sevdiğim için Rabbime binlerce kez teşekkür ederim.
Babam senin köyünde kalmıştı. Biz babamın cenazesini gömerken abimin terlikleri babamın kabrine düştü ve orada kaldı. Ben o terlikleri çok kıskandım. Çünkü abimin terlikleri hep babamla kalacaktı. Babamı son
ziyaret edişimizde ben de kimse görmeden terliğimi babamın kabri üstüne gömüverdim. İşte şimdi benim terliğim de hep babamla kalacaktı.
Evet demiştim ya bir güneşimi, bir babamı, bir de terliklerimi bırakmıştım geride. Babam ve terliklerim hep oradaydı, gelemezlerdi. Ama güneşim hep yanımızdaydı. Yetimlerin efendisi, yetimlerini hiç ışıksız bırakır mı? Dünyanın bir ucuna gitmiş olsaydık bizi bırakmayacağını biliyordum.
Gözümüz gönlümüz seninle aydınlanır efendim. Ruhumuz, içimiz sıcaklığınla ısınır. Birgün sana gelişim geç bile olsa bana, Gül bahçesinin mermerlerinde yalın ayak koşmak nasip et. Taki aşkınla, sevginle bütün bedenim yanıp kavrulsun. Terliklerimi bıraktığım o güzel mabed son durağım olsun.
Münibe Hatun EROL -Kompozisyon Yarışması 2. Eser
Bir Dilim Sevgi
yazmak hissetmekle başlar. Yazarken hissedersin sevgiliye duyduğun aşkı. Ben yazmadan başladım efendime beslediğim aşkı yüreğimde hissetmeye.
okuma yazma bilmiyordum o zamanlar küçüktüm. 5-6 yaşlarında daha hayatın farkında olmayan bi kız çocuğu. Dünya bana göre kocaman çikolatalı bi pastaydı. Ona kavuştuğumda bitecekti hasretim.
Hasret diyorum da aslında hasret duyduğum sadece o çikolatalı pasta değildi. Henüz daha kokusuna doyamadan kaybettiğim, unutmaya çalışıp ta bir türlü unutamadığım annemdi. Hatırlamıyorum nasıl öldüğünü bi de anlam veremiyordum nasıl bir anne yavrusunu yapayalnız bırakıp ta gidebilir başka yerlere? O zamanlar ölümü bir ülkeden başka bir ülkeye gitmek gibi birşey olarak düşünürdüm. Düşünürdüm ama kimseye soramazdım. Sessizliğine boğulmuş sadece hayallerle yaşayan bir kız çocuğu..
o sene babaannemle babam mekke'ye gideceklerdi.beni bırakacakları bir yakınımız da yoktu. Mecburen beni de götüreceklerdi. İçim kıpır kıpırdı. Belki annem de o ülkeye gitmiştir, oralardadır diye düşündüm bir an. Düşünmek bile bir başka güzeldi. Babaannemle babam bütün hazırlıkları yapmıştı. Sabak erkenden gidecektik. Annemin yüzünü unutmamak için defallarca bakmıştım fotoğrafına. Zaten bu fotoğraflar da olmasa nasıl kurabilirdim onun saçlarımı okşayıp yanaklarımdan öptüğü hayallerimi? Hayallerle dolu bir gecenin ardından yine sabah olmuştu. Ama bu sabah diğerleri gibi gece hayalini kurduğum, sabah kalktığımda yanımda bulamayıp kimse duymasın diye yastığa sarılıp hıçkıra hıçkıra ağladığım sabahlardan değildi. Belki yetim kaldığım son sabahımdı.
sanki uçak uçmuyor havada ben uçuyordum. Uçaktaki herkesin yüzüne dikkatlice bakmıştım. Belki annem de buralarda bir yerdedir diye. Bişey dikkatimi çekmişti. Herkes niye bembeyaz giyinmişti? Nedendi herkesin yüzündeki bu hüzün? Yoksa onlar damı kaybetmişti annelerini? Yine düşündüm sadece soramadım kimseye.
neyse dedim yine annemli hayallere döndüm yine. Yolculuğumuz sona ermişti. Gelmiştik mekke'ye. Uçaktan inerken faltaşı gibi açmıştım gözlerimi, her yere bakıyordum. Nerdeydin anne? Yoksa unutmuş muydun beni? Hatırlamıyor muydun? Amam ben seni hiç unutmamıştım anne. Orası çok kalabalıktı bi de çok hızlı gidiyorduk. Ne kadar da çok insan vardı burda. Kesin diye düşündüm, kesin annem de burda. Biliyorum o da beni arıyor. Ama daha burdayız çok kalacağız diyor babaannem. Nasıl olsa bulacağım onu. Kaldığımız otel çok güzel. Sabahları babaannemle babam bi yere gidiyor ben de otelde kalıyorum. Bazen balkona çıkıp etrafa bakıyorum. Buralar ne kadar değişik yerler, hiç bizim oralara benzemiyor. İlk başlarda ürpertici geliyordu beyaz giysiler, siyah insanlar. Ama artık alıştım onlara. Bi gün buralardan gidecekmişiz. Keşke hep burda kalsak.en azından annemle aynı ülkede olurdum. Bi gün babaannem elimden tuttu ve beni bi yere götürdü. Bizim oralardaki camiler gibiydi içerisi. Ordayken de giderdik camiye. En sevdiğim şeydi. Namaz kılmıştık yine. Sonra dua ettik. Ben içimden ' ne olur allah'ım annemi bulayım.ne olur allah'ım annemi bulayım.' diye dua etmiştim. Akşam olduğunda kaldığımız otele doğru yola çıktık. Ben yine etrafa annemi arar gözlerle bakıyordum. Ama nedendi onu bulamamam? Günlerdir burdaydık ama hala bulamamıştım annemi. Gece yatarken ellerimi açtım rabbime ve gözyaşları içinde istedim annemi. Ağlarken uyuyakalmışım..
Derken birden kapı açıldı. Kalbim o kadar hızlı çarpıyordu ki sonunda dedim sonunda rabbim dualarımı kabul etti. Biliyorum bu gelen annemdi. Kapı açıldı ve içeri giren annem değildi. Ama kimdi bu? Hayatımda bu kadar güzel, bu kadar sevgi dolu birini görmemiştim. Yanıma geldi, elimi tuttu ve başımı okşadı. Kalbim titriyordu ve birden akşamdan açık bıraktığım pencerenin çarpmasıyla uyandım. Bu bir rüya mıydı yoksa gerçek mi? Elinin yumuşaklığını , sevgi dolu bakışlarını hala unutamıyorum. Birden unutmuştum annemi , herşeyi. Neydi bu, nedendi? Sabah olduğunda ilk olarak babaanneme sordum aklımda sakladığım soruları. Gözyaşları içinde anlattı bana o gelenin kim olduğunu. Meğer dün gece yanıma gelip, saçlarımı okşayan peygamber efendimiz (s.a.v)'miş o da benim gibi annesiz büyümüş. Peki dedim babaanneme o da buraya annesini mi aramaya gelmiş? Gülümsedi babaannem; 'hayır ' dedi. O buralara rabbini kaybetmiş insanlara onu anlatmaya gelmişti. Nasıl yani ölüm benim düşündüğüm şey değil miydi? Neydi ölüm anlayabiliyordum artık.
Bugün buradaki son günüm. Buralara kaybettiğim annemi bulmak için gelmiştim. Onu bulamamıştım ama daha güzel bir şeyi peygamber efendimizi bulmuştum. Onun o güzel yüzünü hiçbir zaman çıkarmadım aklımdan. Çıkarmayacağımda.
İlk önce çikolatalı bir pastaya verdiğim, daha sonra anne hasretinde bulduğum sevgiyi artık o'nunla paylaşıyorum.
Kutlu Doğum: GÜL PEYGAMBER
http://www.habertaraf.com/yazarlar/1059.html
Ali SEDAT
alisedat@hotmail.com
Ey Kararan Dünyamızı Aydınlatan Işık İnsan!
Ey Bütün Elçilerin ve Habercilerin Sonuncusu!
Ey İki Cihanın Efendisi!
Yeryüzü hasretle bekledi o günü. Sıcaktan kavrulan toprağın suyu beklediği gibi biz de seni bekledik Ey Gül Çocuk. Çoraklaşan gönüllerimizi güldürmeni bekledik… Bir geldin, pir geldin… Bizlere şereflerin en yücesini getirdin. Sevgiliden gelen armağanların en kıymetlisiydin. İnsanlık seninle yeniden dirildi ve anlam kazandı. Gülü de bülbülü de senden öğrendik Gül Peygamberim!
Sen aklın, ilmin, imanın, ahlakın, sabır ve vefanın, güçlü iken müşfik olmanın, haklı iken özveride bulunmanın, haksızlığa karşı gür sedanın adı oldun. Sen okunacak ve yaşanacak “Kitap” oldun bizlere. Sen kolaylaştırdın, zorlaştırmadın; müjdeledin, nefret ettirmedin. Elimizi ve dilimizi emin kılmayı seninle bildik. Sevgiliyle, insanla, tabiatla nasıl dost olunduğunu sen de gördük. Sevgiliyi seninle sevdik. Kendimizi bilmenin ve bulmanın sevincini bizlere tattırdın. Hayat iksiri ilahi mesajları senin dilinden dinledik.
Yetimliğimizi hatırlattın yetim kalarak. Yetim kaldık, sen bu âlemden göçtükten sonra… Manevi rehberliğini o kadar çok özlüyoruz ki şimdi… İnsanlığın başına gelen her türlü şiddet ve felaketin ardından, senin yokluğun kendini o kadar çok hissettiriyor ki…
Yunus Emre’nin dilindeki aşk peygamberini, Mevlana’nın dilindeki rahmet peygamberini, Ahmet Yesevi’nin dilindeki hikmet peygamberini, Hacı Bektaş-ı Veli’nin dilindeki sevgi ve şefkat peygamberini gönüllerimizde duyamaz olduk. Seni yeniden keşfetmeye ne kadar çok ihtiyacımız var. Tabiatı hoyratça kullanıyoruz. Senin tabiat sevgine ve tasavvuruna ihtiyacımız var. Toplumsal dokularımız çözülmeye başladı. Senin toplumu gergef gergef ören sevgi ve rahmet eline ihtiyacımız var. Aile yapımız sarsılmaya başladı. Senin Ehl-i Beytine gösterdiğin sevgi, ilgi ve bilgine ihtiyacımız var. İnsan ilişkilerimiz bozulmaya başladı. Senin komşu, dost ve arkadaş ilişkilerini satır satır okumaya ihtiyacımız var. Çocuklarımız ve gençlerimiz bataklığa sürüklenmeye başladı. Senin kılavuzluğuna ihtiyacımız var. İş yerlerimizde çalıştırdıklarımıza yediğimizden yedirmez, giydiğimizden giydirmez olduk. Çalışanlarımızın alın terleri üzerinden sırça saraylar inşa ettik. Kan, terör, intihar ve savaşlarla dolu bir dünyadayız. Senin Medine’ne ve medeniyetine ihtiyacımız var. Her biri bir yıldız olan sahabeni tanımaya ihtiyacımız var. Hz. Ebu Bekir’in dostluğunu ve sadakatini; Hz. Ömer’in hikmet ve adaletini; Hz. Osman’ın iffet ve hayâsını; Hz. Ali’nin ilim ve cesaretini günümüze taşımaya ihtiyacımız var. Yolunu şaşıran bütün yüreklerin senin kılavuzluğuna ihtiyacı var Ey Gül Peygamber!
Ey Allah’ın Sevilisi! Biz seni çok sevdik. Sevgililerin sevgilisi kıldık. Sende gönlümüz gerçek sevgiyi ve sevgiliyi buldu. İlk günden beri özlenen ve her daim özlenen Hz. Muhammed (s.a.v)! Dudaklarımızda ismin; duvarlarımızda Mescid-i Nebi resmin var; ama sen yoksun hayatımızda. İsmin levhalarla duvarlarımızı süsler oldu; ama hanelerimizde seni misafir edemez olduk.
Seni sevmek, anmak, hatırlamak, daha önemlisi anlamak; temsil ettiğin aşkın değerleri hayatımıza yansıtabilmek için bize basiret, cesaret, feraset vermesi için Rabbimize bizim için dua et! Ümmetin olmaktan utanır olduk. Zillet içinde bir hayat kurduk. Biz de seni davet etsek şehrimize ensar kardeşlerin gibi… Çağlar ötesinden gelsen şehrimize ve seslensen yine rabbinden aldığın ilahi terbiye ile. Ümmetin olarak toplansak ve bir olsak manevi huzurunda.
Manen şöyle mi derdin bize:
Ey Şehrimin İnsanları!
Büyük bir “ÇAĞRI” ile geldim size,
Dönmenizi istiyorum, sizi “Yaratan Rab”binize.
O cennet vaat ediyor, yapacağınız iyiliklerinize,
Dönün artık, yitirdiğiniz “Öz Benlik”lerinize.
Kıskanarak baksın düşmanlarınız, “Kardeşlik”lerinize.
Aksın yüreğinizden sevginiz, iliklerinize…
Dikkat edin, başkalarına ait söylediklerinize.
Ey Şehrimin İnsanları!
Büyük bir “DAVET” ile geldim size,
Vermenizi istiyorum, yüreğinizdekini sahibinize.
Bir bakın önce, haksızca elde ettiklerinize.
Vermemişken mallarınızdan bir kısmını fakirlerinize.
Utanın artık, insanlıktan çıkan fikirlerinize.
Dönün ve bir bakın önce, özgürlük isteyen esirlerinize.
Sevinebilir misiniz bilmem, çocuklarınıza miras kalan eserlerinize?
Ey Şehrimin İnsanları!
Büyük bir “UYARI” ile geldim size,
Sığınmanızı istiyorum Ona, azap gelmeden şehrinize.
Bir bakın! Kirletip delikler açtığınız göklerinize.
Bir bakın! Atık ve pisliklerinizi saldığınız denizlerinize.
Bir bakın! Bir dağ gibi patlamaya hazır çöplüklerinize.
Bir bakın! İçinde mikropların barındığı içeceklerinize.
Bir bakın! Hormonlaşan ve sunileşen yiyeceklerinize.
Ey Şehrimin İnsanları!
Büyük bir “MÜJDE” ile geldim size,
Girmenizi istiyorum, size hazırlanan cennetinize.
Şükredin artık, Ondan gelen nimetlerinize.
Değer verin, akıl ve kalp gibi kıymetlerinize.
Uyun Ondan size rahmet olarak seçilen Elçilerinize.
Okuyup anlayarak bakın, size sunulan ayetlerinize.
Kavuşmuş olacaksınız böylece, bütün dilediklerinize.
Ey Şehrimin İnsanları!
Büyük bir “ÖĞÜT” ile geldim size,
Yaklaşmanızı istiyorum, öğüt dolu Kitabınıza.
Çok fazla güvenmeyin, size ait olmayan bilgilerinize.
Gururla yaslanıp durmayın, elektronik aletlerinize.
Bir makinenin gözyaşı döküp dökmediğini, sorun yüreklerinize.
Bir girin bakalım, robotlarla doldurduğunuz evlerinize.
Ulaşabilir misiniz artık, Ona ait hayallerinize?
Ey Şehrimin İnsanları!
Büyük bir “AŞK” ile geldim size,
İçirmenizi istiyorum, Aşk Şarabını kalbinize.
Dönün artık, duygu dolu derin hislerinize.
Ona olan aşkınızı, yazın ölümsüz şiirlerinize.
Ona ait nameleri götürün, gül bahçelerinize.
Ona olan hasretinizi, söyletin bülbüllerinize.
Dönün artık kalp bahçesindeki güllerinize.
Ey Şehrimin İnsanları!
Büyük bir “BİLGİ” ile geldim size,
Kazımanızı istiyorum, çalışan beyninize.
Düşünün ve dönün, Ona ait hakikatlerinize.
Bakacak olursanız eğer, ilahi niteliklerinize.
Giriniz sizde, bilgi ve hikmetle dolu denizlerinize.
Kavuşunuz, sizi ebedi kılacak özlerinize.
Bu son sözlerim olsun, düşünen idraklerinize…
Ey şehrimin insanları!
Duyun size ait feryatları.
Bırakın bayatlaşan hayatları.
Ey Şehrimin İnsanları!...
Ne mutlu son ve kutlu ize uyanlara…
Ne mutlu hayatımızı aydınlatacak ışığı O’nda bulanlara…
Bu şehrin insanından… |
Leyla YOLDAŞ- Kompozisyon Yarışması 3. Eser
Hakka Giden Yol
İnsanların kendilerine örnek aldıkları kişiler ahlak, kişilik ve tavır yönünden pek çok zaaf sahibi olabilirler. Bu nedenle bir insanın kendine örnek alacağı kişiyi çok büyük bir titizlikle seçmesi gerekmektedir. Eğer insan kendine ideal bir örnek seçerse, geçen her gün lehine sonuçlanacak. Kendisine ahlak, kişilik, görünüm, kültür gibi pek çok açıdan süratle geliştirebilme imkânı elde edecektir. Bu imkân ancak ve ancak kusursuz bir insanda var olmuştur. Sevgili peygamber hz. Muhammed (s.a.v) kusursuz, güzel ahlakı sayesinde insanları islam diniyle şereflendiren insani vasıfları, değerleri aşılayan bir peygamber olarak çok güze ve tek örnektir.
efendimiz hz. Muhammed (s.a.v) bir zamanlar azınlık durumunda yaşarken zülüm altında şiddetli saldırılara maruz kalmıştır. Fakat her şeye rağmen sabır ve tevekkül göstermiş, insanlar arasında islam dinini yaymaya çalışıp bunu ihlâs ve azmi sayesinde başarmıştır.
Hayırda da, şerde de hayrı aramayı, gerçek sevginin lezzetini, sonsuzluğu ve sonsuzlukta varılacak en güzel yeri ve o yere varmanın nasıl bir imanla olduğunu ifade ediyor. Bana bende olması gerekeni ve benim ruhumun mukaddes güzelliğini benliğime kazandırdığı ilahi güzelliği ifade ediyor. Kelimelerin bitiği yerde sükûta dalmayı, sükûta daldığım her anda yanımda birinin olmasının mutluluğunu veriyor.
Gerçek dostu ''ey kul kendin gibi aciz kuldan değil, benden; kâinatın gerçek sahibinden iste'' diyeni hatırlatan bir resul. Bütün ilahi düğümleri çözmenin sırrını veren bir peygamber, gerçekten ve sonsuz güzellikten başka neyi ifade edebilir.
güzel ahlak sahibi mübarek bir insandı bizim hiç umursamadıklarımızı bile ince ince akıl süzgecinden geçirirdi. Öyle bir nur ki öyle bir şefkat ötesi şefkat ki aklıma geldiği her anda zere miktarı kötülük kalmıyor bedenimde, ruhumda, nefsimde ve kalbimde.
İblis ve insanların içindeki nefisle savaşan bir peygamberdi. Nur üstüne nurdu. Küfürlü sözler duyarken mübarek kulakları, karşısındakilere ses çıkarmayan bir peygamberdi. Sükutun edepten geldiğini benliğime her yönüyle aşılayan bir peygamberdi. Ümmetini kendine tercih eden ''ümmetim ümmetim ''diye ağlayan bir peygamberdi. O, Bana en güzel davayı, İslam davasını ifade ediyor.
''hırsızlık yapan kızım fatıma bile olsa elini keserim '' diyen bir peygamber, adaleti simgeleyen en güzel örnektir.''sana zulüm edeni sen affet. Sana küsene sen git. Sana kötülük yapana sen iyilik yap. Aleyhinde de olsa doğruyu söyle ''diyen bir peygamber, insanlara cennete giden yolu gösteren, insanlara en güzel davranışı öğretmekten başka daha neyi ifade etmeli.
Her şeyde ümitsizliği aklımıza getirmemeye çalışmamıza rağmen, tahammülsüzlük sınırını aşmamak için çaba sarf etmemize rağmen, öfkemize yenik düşmemeye çalışıp, husumeti içimizde beslememeye çalışmamıza rağmen yine de hepimizin kalbimde şeytana ait bir kara leke var; fakat o öyle bir peygamber ki içinde, yüreğinde, nefsinde iblise ait tek bir kara leke yok. İşte böyle tertemiz bir resul, cennetin kabul göreceği en güzel insan örneğinden başka daha neyi ifade edebilir.
sevenlerin kendine en derin hislerle teveccüh etiği peygamberimiz manevi bir mevkide olmasına rağmen bir çocukla dahi sohbet edebilecek kadar mütevazi idi ve yine son derece cömertti.
İyiliği emreden, en değerli varlığın insan olduğunu izah eden, gerçek insani duyguları, islam nuruyla hayatımızı aydınlatan bir peygamber. Sevmenin cennetten bir nefes almak olduğunu bana hissettiren bir peygamber, daha hangi güzelliği ifade etmelidir.
baştan aşağı şefkat ..
baştan aşağı merhamet ..
baştan aşağı sonsuz nur ..
Nuruyla faniyi verip bakiyi kazanmam gerektiğini hatırlatan bir peygamber.
ey insanlar açın kalp gözünüzü! Sizler aklınızı; savaşlarla, kinlerle, nefretlerle, düşmanlıklarla, insan öldürmekle değil gerçek var edeni bulmakla ve hak yoluna varmakla yorun. Hakikati mükemmel varlığı ile ifade eden peygamber efendimizin üstün şahsiyetini bulmakla yorun. Peygamberimiz din adına da olsa zulme karşıdır. Kardeşin kardeş kanı dökmesine karşıdır. Allah rızası için yaptığı her savaştan önce her zaman üstün ahlakıyla, hoşgörüsüyle insanları İslam dinine davet etmiştir. Gerçek dost allah' tır ve gerçek dostun yolunu gösteren gerçek rehberde hz. Muhammed (s.a.v)'dir.
Mehmet Ali DOĞRAMACI - Mektup Yarışması 2. Eser
Güller Gülü Peygamberim
Sana selam olsun gül peygamberim
Gül peygamberim, biliyor musun senin ümmetinden olduğum için çok mutluyum. Çünkü gül peygamberim sen evrendeki en şerefli, en dürüst, en merhametli kısaca en iyi insansın. Gül peygamberim, benim ismim de muhammed. Bu ismi bana babam vermiş, seni çok sevdiği için. Annem bu isme birde ali eklemiş. Evliya'nın şahı imiş hz ali. Senin evladın gibi, senin hanende, senin kucağında büyüyen ali. Akşamları bende kendimi senin kucağında hissederim uykuya dalarken. Hicret ettiğinde yatağına yatmayı göze almış ali. Senin kucağına, senin yatağına alışan başka nerede rahat edebilir ki gül peygamberim?
Kardeşlerimin adı da senin sevginle konmuş. Ortancamız abdullah furkan. Abdullah senin baban hani? Sen onu hiç görmemişsin. Sen doğmadan ölmüş. Kim bilir babanın yokluğunu nasıl hissettin yüreğinde? Furkan, senin en büyük mucizen olan kur'an-ı kerim. Onun bize ebedi hayat rehberi olarak armağan ettin. Ona tutundukça, onu okudukça hem dünyamız hem de ahretimiz mutlu olacak diye bildirdin. İnandık, iman ettik gül peygamberim.
En küçük kardeşimin adı ahmet burak. Ahmetsin sen, çok övülen, çok sevilensin. Adını meleklerden cinlere, bitkilerden hayvanlara, atomlardan gezegenlere, bilmeyen mi var gül peygamberim? Burak miraca çıkarken bindiğin binekmiş. Füze mi desek yoksa kanatlı at mı? Miraca onunla çıkmışsın. Bize hediyeler getirmişsin ötelerden. "ben mirac ettim siz de namaza devam ederseniz, namazlarınız mirac olur" demişsin. Ben hep namazda bu dediklerini düşünür, kuş gibi hafifler, göklere çıktığımı hissederim.
Annem ve babam bizim isimlerimizi seni çok sevdikleri için koymuşlar. Gül peygamberim biz seni ailece çok seviyoruz. Gül peygamberin keşke senin komşun olan müslümanlardan olabilseydim. Keşke okulum senin yakınında olabilseydi.
Allah sana ilk olarak "ikra" ayetini yani "oku" ayetini indirmişti. Ben anladım ki ilim çok önemli. Okulumdan sonra diğer müslümanlar gibi mescid-i nebevi'nin yapımına az da olsa yardım ederdim. Sen ki en iyi imamsın. O yüzden senin imam olduğun o mübarek cemaate katılır, namazımı kılardım. Gül peygamberim, sen benim için en büyük öğretmensin. Ben diğer müslüman arkadaşlarım gibi senden islam hakkında bilgiler alırdım. Büyüdüğümde senin komutanlık yaptığın savaşlarda tıpkı hz. Hamza gibi seni korumak için kendimi siper ederdim. Ve her gün senin o gül kokunu çekerdim içime.
Gül peygamberim ben seni çok seviyorum. Peygamberim, sana neden gül peygamberim diyorum biliyor musun? Senin terin gül kokarmış ve bana göre gül çiçeklerin en güzeli. Sen de insanların en güzelisin gül peygamberim. İnşallah cennette senin komşularından olurum. Ben seni çok özledim biliyor musun? Hemen cennete girmek istiyorum bunun için. Sen bize o kadar çok yakınsın ki; bir salavat ile hemen seninle konuşuyoruz. Ama yine de medine'yi, ravzanı, o kutlu toprakları özlüyorum.
Senin mescidinde ben 3,5 yaşımda namaza durdum hatırlıyorsun değil mi? Yeşil kubbeden yansıyan ışıkta, senin gülümseyen gözlerini gördüm. Annem babamla umre yaparken ramazan ayında geldik sana. Tıpkı senin ensarın gibi medineliler ramazan günü iftar verdiler bize mescidinde. Sofralar açtılar. Senin gönlün gibi genişti o sofralar. Adım muhammed deyince arap-türk-ingiliz-pakistanlı amcalar öptüler beni. Hurma verdiler, zemzem içirdiler.
Babama sordum; "bu yemeği kim veriyor?" babam; "peygamberimiz veriyor oğlum, o bize iftar veriyor" demişti. Babamı ağlarken gördüm bunu derken. Seni sevenler adın geçince hep duygulanıp ağlıyor gül peygamberim. Seni çok seviyorlar. Gül peygamberim, senin aşkınla yanıp tutuşanlar inşallah cennette senin komşun olurlar.
Sen çocukları çok severmişsin. Bir gün çocuklardan birinin kuşu ölmüş medine'de. Sen kalkıp ona baş sağlığına gitmişsin. "kuşun ölmüş, ben de çok üzüldüm" demişsin o çocuğa. Sen geldin diye sevinmiş çocuk. Sen öylesine zengin bir yüreğin sahibi imişsin. Şimdi hangi büyük, bir çocuğun kuşu ölse ziyaret eder ki? Bunu sen düşünmüşsün. Seni görmeyi arzu edenlerin rüyasına da gelirmişsin. Ben de çok istedim ama henüz gelmedin. Bir gün benim de rüyama misafir olur, başımı okşar mısın? Beni de hasan ve hüseyin gibi dizine alır mısın? Biz seni çok seviyoruz.
Selam sana güller gülü peygamberim.
Hande ÜNVER- Mektup Yarışması 3. Eser
İçimde Yaşayan Gerçek
Sevgili peygamberim; şimdi tenin gibi bembeyaz bu kağıdın üzerine resmini çizeceğim. Resmin için inan sahip olduğum en iyi malzemeleri kullanacağım. Kelimelerimi gözyaşlarımla sulayıp seni bu kuru kağıtta yeşerteceğim. Aslında kelimeler seni anlatmaya yetmez biliyorum. Ne desem yaşatamam senin yaşadıklarını,canlandıramam o muhteşem anılarını, geçen o büyülü zamanlarını...
Ne zorluklar yaşadın bizim için, yanlışların olduğu bir yerde, doğruları söyledin. Çünkü sen cesaretliydin. Doğruları söylemenin ne kadar zor olduğunu kendimden biliyorum, bazen ben de arkadaşlarımı uyarıyorum. Karşılaştıklarım, senin yaşadıkların karşısında bir hiç kalsa da senin cesaretin ve çalışkanlığın hakkında bana fikir veriyor. Çünkü benim karşımda bir sınıf senin karşında bir dünya vardı... Kazandığın başarılara hazır konmadın. Ortaya tek başına çıkmana rağmen tarihte benzeri görülmemiş başarılar kazandın; çünkü sen iyi bir önderdin. Kendini diğer insanlardan üstün görmezdin, çünkü sen alçakgönüllüydün. Çocukları sever onlarla ilgilenirdin, çünkü sen merhametliydin. Elindekileri herkesle paylaşırdın, çünkü sen cömerttin. İnsanların hatalarıyla dalga geçmez aksine onları düzeltmeye çalışırdın, çünkü sen hoşgörülüydün. Kısacası sen ahlakın her çeşidinin zirvesindeydin.
Sen övülesi ahlakınla herkese örnek olacak bir kişiydin. Çünkü sen hiç batmayacak bir güneştin, sen allah'ın elçisi, müslümanların efendisiydin. Herkes gibi ben de seni tanımak isterdim. Senin o merhametini tatmak isterdim. Gözlerim ismini ancak kitaplarda görebiliyor. Halbuki seni karşımda görmeyi çok isterdim. Dilim, "sevgili peygamberim" diye seslenmek ve kulaklarım sesinin huzuruyla dünyadaki bütün güzellikleri somutlaştırmak isterdi. Ama ne yazık ki ne yaparsam yapayım o somutluğu yaşayamam. Ama yine de seni içimde canlandırıyorum: işte bir yüz var karşımda: şimdi üzerine kaşlarını yerleştirdim, ama öyle kaşlar ki hiçbir zaman "v" şeklini almıyorlar. Ardından gözler geldi. Baktığımda içinde gerçeğin, gerçekle gelen tüm güzelliklerin ve umudun dans ettiği gözler... Burnun ve ağzın ise güzelliğini tamamlıyorlar. Gülümseyen dudaklar aydınlık yüzüne ne kadar yakışıyor. Görenleri serinleten bir ışıltı yayıyor çehren. Ama en önemlisi de dilin diyorum, o tatlı mı tatlı dilin. İnsanlara tüm gerçekleri anlatan, öğüt veren, cahillikleri düzelten, karanlıklara onunla ışık tuttuğun dilin. Ağzından çıkan her kelime aslında tarihe yazılacak bir destandır. Senin dilinden çıkanlar taa gönlüme ulaşıyor, içime siniyor. Sözlerin bana yabancı gelmiyor. Çünkü kendimi dinlediğimde vicdanım da aynı şeyleri söylüyor. Sanki, masum vicdanımın dili olmuş konuşuyorsun. Seni dinlemeyenlerin ya vicdanları dilsiz, veya kulakları sağırdır.
Seni böyle düşündüm ve "işte oldu" dedim içimden. "o muhteşem insanı oluşturdum." "kendi içimde onu ortaya çıkardım." şimdi ise yapmam gereken tek şey senin yaşamanı, hayatta kalmanı sağlamak. Ama nasıl? Yemek versem, su versem yiyemez içemezsin ki. Ama biliyorum senin nasıl hayatta kalacağını; senin gibi yaşayarak yaşatacağım seni! Bende yaşayacaksın. Ben seni hayalimde değil hayatımda yaşatacağım. Çünkü sen hayalde kalırsan ne bana ne başkasına bir şey veremezsin. Ama hayatıma girersen, hem bana hem beni gören herkese hayat verirsin. İnsanlar senin hatıralarını anlatmak yerine ahlakını yaşatsalardı dünya bu günkünden çok daha farklı olurdu. Ama ben seni yaşatacağım. En azından kendi dünyamı seninle güzelleştireceğim. Ve sanırım bunu, senin bize hediye ettiğin kitabına uyarak yapacağım. Ayrıca senin yaptığın gibi, bu güzellikleri insanlara anlatacağım. Çünkü insanlar fark etmeli seni, fark ettirmeliyim seni herkese...
Ey allah'ın son hediyesi! Sanki bir kitapsın; her satırın erdem dolu. Dokunduğu her yeri, her zamanı, herkesi nakışlarla süsleyen bir kalem gibisin. Adeta hem kitapsın, hem kalemsin, hem öğretmen... Her güzelliği öğreten, en güzeli (allah'ı) öğreten bir öğretmen... Seni nasıl anlatsam bilemiyorum ki? Sahi seni övmek bana mı kalmış, seni allah övmüş. Benim seni övmem ve sevmem mahrum olmamam içindir. Çünkü seni sevmek her kalbe nasip olmaz. Ben de sevginle nasiplenmek istiyorum.
Ey muhammed! Sana "gül" diyorlar. Ama sana "gül" demeye benim dilim varmıyor. Çünkü sen insanların halini görsen sanırım gülmez ağlardın. Ama sana "gül yüzlü" demekten kendimi alamıyorum. Ben seni çok seviyorum. İnsanların seni niye sevmediklerini ise bir türlü anlayamıyorum. Belki çok tuhafına gidecek ama bugün seni sevenleri bile sevmiyorlar. Sevgiden bahsediyorlar ama, sevginin kaynağından habersiz yaşıyorlar. Ama ben seni çok seviyorum.
Uzun zamandır sana bu mektubu yazmakla meşgulüm. Daha da fazla yazmak isterdim. Beni dinlemekten bıkmayacağını da biliyorum. Fakat senin daha okuyacak çok mektubun vardır. Dilerim hiçbir zaman mektupsuz kalmazsın. Şimdilik hoşça kal. Sana, bize hediye ettiğin her şey için ve beni dinlediğin için çok teşekkür ederim.
Bilge GEDİK- Mektup Yarışması Birincisi
Cennetin zirvesinde en güzel kokan gül: "sevgili peygamberim"
O gül yüzünü hiç göremedim. Gördüm ama bir perdenin arkasından. Sisli bir odada yüzün ay gibi parlıyordu. Yanındakilerin kim olduğunu anlayamadım. Ama nurdan olduklarına göre herhalde meleklerdi. Sabahleyin bir güle düşen çiğ damlası gibi seni tutup gönlüme misafir edecekken akıp gittin düşümden. Ama şuna karar verdim; senin için, senin istediğin için, her çiçeğe usanmadan konup bal toplayan arı gibi çalışacağım. Senin gönlüne giden yolun bu olduğunu kavradım.
Yerin göğün nuru, Allah'ın kulu; insanlar uçuşurken rüzgarın önündeki yaprak misali hayat yolunda, sen hayata ve en sıkı dala allah'a tutundun. O rüzgarın seni alıp götürmesine izin vermedin. Seninle beraber sana inananları da korudun.
Sevgili peygamberim senin için en yüksekte uçan bir kuşu yakalayıp sana hediye edeyim isterdim. Çünkü en yüksekler sana layık, en yüksektesin hep. Ama sen kesin o kuşu alıp gökyüzüne salıverirdin. Anlarlardı o zaman hürriyeti insanlar, anlarlardı o zaman merhameti.
Bir yağmurla gelsen efendim. Çorak dünyaya yağsan yeniden. Yağmur rahmet sen rahmetsin. Yeryüzünde muhammed, gökyüzünde ahmet'sin. Sen gelmeyeceksen eğer, zaman sel olsa. Beni alıp sana aksa. Keşke ben de senin döneminde yaşasam, dinini yaymana yardım etseydim. Sıcak günde alnından damlayan ter olmaya da razıyım. Yeter ki sana dokunabileyim. Yeter ki yüzünü görebileyim. Yeter ki berrak billur sesinden öğüt dinleyebileyim.
Hani yalnız kalıyor insan, hani bilmeden bir şeye özlem duyuyor ya; işte öyleyim. Sesimi bir ben, bir akıp giden zaman, bir de Allah duyuyor. Ama sonra anlıyorum ki özlem duyduğum şey sensin efendim.
Alnın ıssız gecede parlardı gökteki kandil gibi. Göz görmedi senden daha güzelini. Dolunay sana benzer, sen ondan aksın. Enes bin malik efendimiz der ki: "o'nun cildine dokunur, sonra ellerimi günlerce koklar, koklardım." işte o zümrüt tenine dokunmayı öyle çok istiyorum ki!
Beni en çok üzen bu mektubumun, benim yazımla yazılanın sana ulaşamayacak olması. Ama inşallah melekler mektubumun sözlerini sana fısıldarlar. Senin için öten bülbüller mektubumu sana şakırlar.
Gece kayan yıldıza binip yanına gelmeyi diliyorum efendim.
Peygamberimizin (sav) Doğumunun 1433. yıldönümü anısına Ayancık'ta düzenlenen
kompozisyon yarışmasında birinci olan yazı;
RESÛLULLAH’A MEKTUP
Muhammed’e mektup yazdım dostlarım
Salat meleğiyle elden yolladım
Kalemim gözyaşı, kağıdım hicran
Gönüldeki gizli yoldan yolladım
Herkesin dünyada var ya yari
Ben de sana meftun ezelden beri
Diyorlar Muhammed Resûl’ün teri
Yürekteki kızıl gülden yolladım
Ayşe ÇAKIR (Emek. Edb. Öğr.)
Allah’ın selamı üzerine olsun YA RESÛLULLAH. Sana aşık olanların, sana aşkla yananların sevdası var yüreğimde. Her birinin gözlerinde Mekke, her birinin yüreğinde SEN…
Yoksun kaldık Ya Resûlallah, senden ve senin gül yüzlü cemâlinden. Sen gelince aklıma, tüm güzellikler yığılıverir önüme. Unuturum yanlışları hemen. Yağmur serinliği dolar içime, dertlerime merhem olur sevgin…
Gelişinle başladı kardeşlik, gelişinle bitti huzursuzluklar. Sen " EMİNSİN " Ya Resûlallah! İsmin "Muhammed’ül Emin"; yani güvenilir insan, dosdoğru insan… Senden öğrendim dostluğu, kardeşliği, kulluğu, senden öğrendim duayı, merhameti, senden öğrendim öğrenmeyi ve yine senden öğrendim, şu evrenin, muhteşem kainatın basit bir tesadüften oluşmadığını. "Komşusu açken tok yatan bizden değildir" sözün, seni anlatmaya yeter, değil mi Efendim! Merhamet sahibiydin sen, mütevaziydin. Yolda yürürken üzerine kasten dökülen külün, hesabını bile sormayandın. Aksine dökülmediği bir gün; "Bu gün üzerime kül dökmediniz, bir rahatsızlığınız mı var! Yardımcı olabilir miyim!" diyecek kadar incelik gösterdin.
Ne çekmiştin Ebu Leheb’den, Ebu Cehil’den; ama sendin onlara sabreden, tatlı dilini onlara karşı bile kullanandın. Ne işkenceler çekmiştin bizim için, ümmetin için… Dikenler üstünde yürüyen, aç kalıp karnına taş bağlayandın… Rabbin sormuştu sana "Melek bir peygamber mi, yoksa kul bir peygamber mi olmak istersin diye. Sen Melek bir peygamber olmayı kabul edebilirdin; ama etmedin Ya Resûlallah, bizi kabul ettin, hep göz yaşı döktün bizim için… bizlere olan sevgin uğruna katlandın işkencelere…!
Ve sen gittin… Öyle bir gidişle gittin ki, ardında göz yaşlarıyla dolu gözler bıraktın, günler aya, aylar senelere dönüştü yokluğunda! ama sen bırakmazsın bizleri, sen sadıksın Ya RESÛLALLAH !
Utanıyorum! Adını koruyamadığım, seni savunamadığım için! Utanıyorum! Ama bende ne Ebu Bekir’in dostluğu, sadakati, ne Bilal’in sabrı, ne de Nesibe’nin cesareti var. Ömer kadar adilde olamıyorum… Senin yolunda taş taşımak isterdim ben de. Ama şimdi gül dikmek istiyorum gönüllere…
Milyonlarca Salat-ü Selam feda olsun sana, kalemim sana feda olsun Ya Resûlallah! Efendim duyar mısın sesimizi! Sevgili, sen aşk ikliminde sultan, mehtapta dolunay, biz ise senin bir bakışına dilenci! Boş geçmezsin değil mi Efendim! Sana muhtacız, senin bir bakışına muhtacız!
Rukiye ARSLAN
Ayancık Anadolu Lisesi
(11.Mayıs.2004)
0 Yorum -
Yorum Yaz
ILI | SECIM CEVRESİ | IL SIRASI | ADI | SOYADI |
ADANA | | 1 | YAKUP | BUDAK |
ADANA | | 2 | TUNCAY | ÖZGÜNEN |
ADANA | | 3 | MUHAMMET ÇELEBİ | KEYHIDIR |
ADANA | | 4 | HASAN | ŞAYBAK |
ADANA | | 5 | SÜLEYMAN | ŞENOGUL |
ADANA | | 6 | MEHMET | IŞIK |
ADANA | | 7 | ALAATTİN | TEKİN |
ADANA | | 8 | İSMAİL | AKTAŞ |
ADANA | | 9 | AYŞE | TOPAL |
ADANA | | 10 | HACI VELİ | TOPATAN |
ADANA | | 11 | ZEKİ | KAYAK |
ADANA | | 12 | ŞULE | TIRAŞ |
ADANA | | 13 | MEHMET | DEMİR |
ADANA | | 14 | CENGİZ | KAYADAN |
ADIYAMAN | | 1 | MEHMET FATİH | ÇİÇEK |
ADIYAMAN | | 2 | CEMAL | KILAVUZ |
ADIYAMAN | | 3 | MEVLÜT MAHİR | DÜRÜST |
ADIYAMAN | | 4 | AYŞE | ÖTELEŞ |
ADIYAMAN | | 5 | YUNUS | ÇAKILKAYA |
AFYON | | 1 | İSMAİL | YALÇINKAYA |
AFYON | | 2 | ALİ | AYGÜN |
AFYON | | 3 | ÖMER | DEMİRSOY |
AFYON | | 4 | DOĞAN | BULDUK |
AFYON | | 5 | AHMET | ÖZTÜRKAVCI |
AĞRI | | 1 | ABDULAZİZ | YILDIZ |
AĞRI | | 2 | TURAN | ÖĞÜRTAY |
AĞRI | | 3 | SÜLEYMAN | ERİM |
AĞRI | | 4 | MİTHAT | YILDIZ |
AKSARAY | | 1 | LEVENT SERDAR | ŞAHİN |
AKSARAY | | 2 | KAZIM SERKAN | ŞİMŞEK |
AKSARAY | | 3 | İSMAİL | YILMAZ |
AMASYA | | 1 | MAHMUT | YÜCEL |
AMASYA | | 2 | MUSTAFA | ÜSTÜN |
AMASYA | | 3 | MURAT | DANIŞKAN |
ANKARA | 1 | 1 | OYA | AKGÖNENÇ MUĞİSUDDİN |
ANKARA | 1 | 2 | MUSA | OKÇU |
ANKARA | 1 | 3 | MEHMET EMİN | EROL |
ANKARA | 1 | 4 | HAMDİ | KONUK |
ANKARA | 1 | 5 | ERHAN | ALBAYRAK |
ANKARA | 1 | 6 | ORHAN | TATLI |
ANKARA | 1 | 7 | İSRAFİL | BAYRAKÇI |
ANKARA | 1 | 8 | ALİ | GÜLHAN |
ANKARA | 1 | 9 | ŞÜKRÜ | OKUR |
ANKARA | 1 | 10 | HÜSEYİN | ERDEM |
ANKARA | 1 | 11 | FATİH | KIRAÇ |
ANKARA | 1 | 12 | SABRİ | BAYRAKTAR |
ANKARA | 1 | 13 | BÜLENT HÜSEYİN | ÖZÇELİK |
ANKARA | 1 | 14 | AHMET | GENÇYİĞİT |
ANKARA | 1 | 15 | MUSTAFA | ERKALAN |
ANKARA | 1 | 16 | BURHAN | KIRMAN |
ANKARA | 2 | 1 | İSMAİL İLHAN | SUNGUR |
ANKARA | 2 | 2 | İLYAS | TONGÜÇ |
ANKARA | 2 | 3 | ÖMER | GÜNAYDIN |
ANKARA | 2 | 4 | NAGİHAN | ÇITAK |
ANKARA | 2 | 5 | MUSTAFA | GÜNGÖR |
ANKARA | 2 | 6 | EROL | ÖZTÜRK |
ANKARA | 2 | 7 | REVİYYE ŞAHİDE | AYGÜL |
ANKARA | 2 | 8 | MUSTAFA ERKUT | AŞAR |
ANKARA | 2 | 9 | AYHAN | ÇELİK |
ANKARA | 2 | 10 | BURHAN | GÜMRÜKÇÜ |
ANKARA | 2 | 11 | İBRAHİM | KARAYILAN |
ANKARA | 2 | 12 | VEYSEL | ÜZMEZ |
ANKARA | 2 | 13 | NUREDDİN | KAYA |
ANKARA | 2 | 14 | ABDULLAH | BAYRAKTAR |
ANKARA | 2 | 15 | MEHMET | SÜRER |
ANTALYA | | 1 | GALİP | AKIN |
ANTALYA | | 2 | ABBAS | ÇAĞLAR |
ANTALYA | | 3 | ZİYA | ÇİMEN |
ANTALYA | | 4 | HASAN | BURGAN |
ANTALYA | | 5 | FATMA | ÖZKAYNAK |
ANTALYA | | 6 | OSMAN NURİ | AÇIKGÖZ |
ANTALYA | | 7 | TUNCAY | ÇAKIR |
ANTALYA | | 8 | NURİ | KAPLAN |
ANTALYA | | 9 | MUHARREM | KOÇAK |
ANTALYA | | 10 | SELAHATTİN | BIÇAKCI |
ANTALYA | | 11 | MEHMET ALİ | CAN |
ANTALYA | | 12 | ABDURRAHMAN | TURAL |
ANTALYA | | 13 | FATİME | ÜRAZ |
ANTALYA | | 14 | ERDAL | GÜMÜŞ |
ARDAHAN | | 1 | MEVLÜT | ÇALIŞKAN |
ARDAHAN | | 2 | | |
ARTVİN | | 1 | GÜLTEKİN | SOYDAN |
ARTVİN | | 2 | GÜRKAN | BAĞDATLI |
AYDIN | | 1 | FÜSUN | VAPUR KARASOY |
AYDIN | | 2 | MUSA | MUÇA |
AYDIN | | 3 | ŞERAFETTİN | AKYÜZ |
AYDIN | | 4 | HARUN | BAYRAM |
AYDIN | | 5 | ŞÜKRÜ | YOLCU |
AYDIN | | 6 | MEHMET | PEÇEN |
AYDIN | | 7 | AYŞE | DİNDAR |
BALIKESİR | | 1 | BAYRAM ALİ | AYYILDIZ |
BALIKESİR | | 2 | MURAT | SALİ |
BALIKESİR | | 3 | ÖMER | TAŞKIN |
BALIKESİR | | 4 | ABDULLAH | ÖZLEN |
BALIKESİR | | 5 | İSMAİL | GÜGEN |
BALIKESİR | | 6 | MEHMET | FİLİZ |
BALIKESİR | | 7 | ZÜLFER | EROL |
BALIKESİR | | 8 | AHMET | PINAR |
BARTIN | | 1 | MÜCAHİT ABDULLAH | MEKEÇ |
BARTIN | | 2 | ÖMER | KELEŞ |
BATMAN | | 1 | SALİH | SEVİM |
BATMAN | | 2 | AHMET | ÇİFTÇİ |
BATMAN | | 3 | MUSTAFA | YILDIZ |
BATMAN | | 4 | İBRAHİM | GÜNEŞ |
BAYBURT | | 1 | HACI MURAT | KUMBASAR |
BİLECİK | | 1 | İBRAHİM | MERAL |
BİLECİK | | 2 | TUGAY | ORDU |
BİNGÖL | | 1 | MAHMUT | AKÇABEY |
BİNGÖL | | 2 | SÜLEYMAN | AYTUNÇ |
BİNGÖL | | 3 | NURETTİN | ÇİFTÇİ |
BİTLİS | | 1 | ZİYA | KALMACİ |
BİTLİS | | 2 | CAHİT | ULUĞ |
BİTLİS | | 3 | BİLAL | KAÇAR |
BOLU | | 1 | HAYRETTİN | AYTAR |
BOLU | | 2 | İSMAİL | YILDIRIM |
BOLU | | 3 | MUHAMMED | YEKREK |
BURDUR | | 1 | MUSTAFA | DÜZGÜN |
BURDUR | | 2 | RAMAZAN | KAYABAŞ |
BURDUR | | 3 | HATİCE | KAYA |
BURSA | | 1 | ŞEVKET | KAZAN |
BURSA | | 2 | GÖKHAN | GERÇEK |
BURSA | | 3 | SALİH | BERBER |
BURSA | | 4 | RECEP | AYGÜN |
BURSA | | 5 | HANDAN | DEMİRTAŞ |
BURSA | | 6 | BURAK | ÇELİK |
BURSA | | 7 | NEBİ | YURTSEVER |
BURSA | | 8 | İBRAHİM | AKBIYIK |
BURSA | | 9 | MEVLÜDE | KURTULUŞ |
BURSA | | 10 | ERTAN | SÜTÇÜ |
BURSA | | 11 | KADRİYE | SAYIN |
BURSA | | 12 | NECMETTİN | ÇAMLIDERE |
BURSA | | 13 | ERDOĞAN | AYDIN |
BURSA | | 14 | NEŞE | YILDIRIM |
BURSA | | 15 | ERHAN | ŞEŞEN |
BURSA | | 16 | EBRU | YETER |
BURSA | | 17 | RAMAZAN | TEKİN |
BURSA | | 18 | SERKAN | DEMİR |
ÇANAKKALE | | 1 | ŞABAN | SARI |
ÇANAKKALE | | 2 | MUHARREM | HOŞGÖR |
ÇANAKKALE | | 3 | YUSUF | HURŞİTOĞLULLARI |
ÇANAKKALE | | 4 | MUSTAFA | ALGÜL |
ÇANKIRI | | 1 | MEHMET | ÜNVER |
ÇANKIRI | | 2 | VEHBİ | AYDOĞAN |
ÇORUM | | 1 | ARİF | ERSOY |
ÇORUM | | 2 | ADNAN | CIDIK |
ÇORUM | | 3 | ALİ | YAZICI |
ÇORUM | | 4 | İSMAİL | SARIOĞLU |
DENİZLİ | | 1 | ALİ RIZA | ALNIAK |
DENİZLİ | | 2 | BAYRAM | ÜNNÜ |
DENİZLİ | | 3 | AHMET | ERGUNT |
DENİZLİ | | 4 | CAĞFER | AKINLI |
DENİZLİ | | 5 | SEBATİ | ÖZER |
DENİZLİ | | 6 | SAİT | ARI |
DENİZLİ | | 7 | KAMİL | SELÇUK |
DİYARBAKIR | | 1 | | |
DİYARBAKIR | | 2 | | |
DİYARBAKIR | | 3 | | |
DİYARBAKIR | | 4 | | |
DİYARBAKIR | | 5 | | |
DİYARBAKIR | | 6 | | |
DİYARBAKIR | | 7 | MEHMET EMİN | ALBAYRAK |
DİYARBAKIR | | 8 | | |
DİYARBAKIR | | 9 | | |
DİYARBAKIR | | 10 | | |
DİYARBAKIR | | 11 | | |
DÜZCE | | 1 | | |
DÜZCE | | 2 | | |
DÜZCE | | 3 | MURAT | AŞIK |
EDİRNE | | 1 | ALİ ERHAN | DEMİRKIRAN |
EDİRNE | | 2 | MUSTAFA | KABAKÇILI |
EDİRNE | | 3 | SİNAN | TEKİN |
ELAZIĞ | | 1 | LATİF | ÖZTEK |
ELAZIĞ | | 2 | İBRAHİM | ÖCAL |
ELAZIĞ | | 3 | İBRAHİM | HACIBEKİROĞLU |
ELAZIĞ | | 4 | FİKRET | UYMAZ |
ELAZIĞ | | 5 | MİNE | KAYA |
ERZİNCAN | | 1 | DURSUN | ŞİMŞEK |
ERZİNCAN | | 2 | FİKRET | YILDIRIM |
ERZURUM | | 1 | ATİK | AĞDAĞ |
ERZURUM | | 2 | | |
ERZURUM | | 3 | | |
ERZURUM | | 4 | | |
ERZURUM | | 5 | | |
ERZURUM | | 6 | | |
ESKİŞEHİR | | 1 | FESİH | BİNGÖL |
ESKİŞEHİR | | 2 | HAMDİ | ÖZAYVAZ |
ESKİŞEHİR | | 3 | FEHİME | SARAN |
ESKİŞEHİR | | 4 | MUHAMMET | GÜNEY |
ESKİŞEHİR | | 5 | HALİT | ÖZ |
ESKİŞEHİR | | 6 | ENSAR | TUNA |
GAZİANTEP | | 1 | MEHMET | KARALAR |
GAZİANTEP | | 2 | ŞÜKRÜ | KOÇAK |
GAZİANTEP | | 3 | AHMET NECATİ | SARI |
GAZİANTEP | | 4 | SERAP | ERKAL |
GAZİANTEP | | 5 | ÖMER | BALCI |
GAZİANTEP | | 6 | ALİ | MULLAOĞLU |
GAZİANTEP | | 7 | ENVER | POLAT |
GAZİANTEP | | 8 | MUSTAFA | AKAR |
GAZİANTEP | | 9 | YAVUZ | BATMAZ |
GAZİANTEP | | 10 | ABDULLAH | ÖZTÜRK |
GAZİANTEP | | 11 | ÖMER | KARABACAK |
GAZİANTEP | | 12 | İSRAFİL | KILIÇ |
GİRESUN | | 1 | SÜLEYMAN | TEKBAŞ |
GİRESUN | | 2 | ÖMER | ÖZTÜRK |
GİRESUN | | 3 | DAVUT | TEPEYURT |
GİRESUN | | 4 | MUSA | ÇAKI |
GÜMÜŞHANE | | 1 | AKIN | DEMİR |
GÜMÜŞHANE | | 2 | YALÇIN | SEVİNÇ |
HAKKARİ | | 1 | HABİP | ÇİFTÇİ |
HAKKARİ | | 2 | CUMA | ÇİFTÇİ |
HAKKARİ | | 3 | MURAT | ÇİFTÇİ |
HATAY | | 1 | NECMETTİN | ÇALIŞKAN |
HATAY | | 2 | MEHMET | AYAZ |
HATAY | | 3 | | |
HATAY | | 4 | ATİLA | EROL |
HATAY | | 5 | RAMAZAN | ÖKSÜZ |
HATAY | | 6 | AHMET NEBİH | YÖNEY |
HATAY | | 7 | NİHAT | YAZICI |
HATAY | | 8 | NECATİ | BÖRKLÜ |
HATAY | | 9 | SELAMİ | ÇEKİÇ |
HATAY | | 10 | FAHRİ SERDAR | ÖZAL |
IĞDIR | | 1 | NADİR | AKAR |
IĞDIR | | 2 | SABRİ | DOĞRU |
ISPARTA | | 1 | ABDULBAKİ | ÖZYURT |
ISPARTA | | 2 | DİNÇER | DEMİREZEN |
ISPARTA | | 3 | HÜSEYİN | YILDIZHAN |
ISPARTA | | 4 | ADEM | OFLAZ |
İSTANBUL | 1 | 1 | İSMAİL | MÜFTÜOĞLU |
İSTANBUL | 1 | 2 | SELMAN | ESMERER |
İSTANBUL | 1 | 3 | ABDULLAH | SEVİM |
İSTANBUL | 1 | 4 | YILMAZ | BAYAT |
İSTANBUL | 1 | 5 | FATMA NEVİN | GÖKÇE |
İSTANBUL | 1 | 6 | HALİL İBRAHİM | ARIKAN |
İSTANBUL | 1 | 7 | ZEKAYİ | DOĞAN |
İSTANBUL | 1 | 8 | ERDAL | UÇAR |
İSTANBUL | 1 | 9 | YUSUF | YÜKSEL |
İSTANBUL | 1 | 10 | ALİ HAYDAR | HAKSAL |
İSTANBUL | 1 | 11 | ABDULKADİR | ARSLAN |
İSTANBUL | 1 | 12 | HAMİ | AYDOGAN |
İSTANBUL | 1 | 13 | AHMET | KÖKLER |
İSTANBUL | 1 | 14 | KADİR İBRAHİM | SARAÇBAŞI |
İSTANBUL | 1 | 15 | MEHMET | BELEN |
İSTANBUL | 1 | 16 | EFRAİL | OZAN |
İSTANBUL | 1 | 17 | TUFAN | EMİRÇUPANİ |
İSTANBUL | 1 | 18 | RECAİ | DEMİRYÜREK |
İSTANBUL | 1 | 19 | HASAN | KAHVECİ |
İSTANBUL | 1 | 20 | FATMA | ALKAN |
İSTANBUL | 1 | 21 | ZAFER | ÖZBEK |
İSTANBUL | 1 | 22 | MUSTAFA | ÖNÜGÖREN |
İSTANBUL | 1 | 23 | MURAT KUTLU | SEZEN |
İSTANBUL | 1 | 24 | MEHMET ALİ | ÖZGÜR |
İSTANBUL | 1 | 25 | NEŞE | SARAÇBAŞI |
İSTANBUL | 1 | 26 | MAHMUT | KILIÇ |
İSTANBUL | 1 | 27 | AHMET | KADIOĞLU |
İSTANBUL | 1 | 28 | HAYRİ | AYYILDIZ |
İSTANBUL | 1 | 29 | DİCLE | ŞİT |
İSTANBUL | 1 | 30 | FAHRETTİN | COŞKUN |
İSTANBUL | 2 | 1 | MUSTAFA | KAMALAK |
İSTANBUL | 2 | 2 | TEMEL | KARAMOLLAOĞLU |
İSTANBUL | 2 | 3 | LÜTFİ | KİBİROĞLU |
İSTANBUL | 2 | 4 | DURSUN ALİ | DÜZENLİ |
İSTANBUL | 2 | 5 | MUSTAFA | KAYA |
İSTANBUL | 2 | 6 | YAŞAR | KANGEL |
İSTANBUL | 2 | 7 | PAKİZE | YÜZBAŞIOĞLU |
İSTANBUL | 2 | 8 | HASAN | AKPINAR |
İSTANBUL | 2 | 9 | ABDULLAH | DENİZ |
İSTANBUL | 2 | 10 | EROL | URHAN |
İSTANBUL | 2 | 11 | HÜSEYİN | BUNDAR |
İSTANBUL | 2 | 12 | CENGİZ | ERTEKİN |
İSTANBUL | 2 | 13 | NECATİ | ERMİŞ |
İSTANBUL | 2 | 14 | MUSTAFA | YAMAN |
İSTANBUL | 2 | 15 | ZEYNEP ŞULE | RIDVANOĞLU |
İSTANBUL | 2 | 16 | EMRE | USTAOSMANOĞLU |
İSTANBUL | 2 | 17 | MAHMUT CELAL | TERZİ |
İSTANBUL | 2 | 18 | MUZAFFER | ERCANLI |
İSTANBUL | 2 | 19 | MUHAMMET HANEFİ | ÇOLAK |
İSTANBUL | 2 | 20 | NİHAT | ŞADOĞLU |
İSTANBUL | 2 | 21 | BURHAN | SATIR |
İSTANBUL | 2 | 22 | BİLAL | AY |
İSTANBUL | 2 | 23 | BURHAN | AKAR |
İSTANBUL | 2 | 24 | ÖZBAY | YAĞMURKAYA |
İSTANBUL | 2 | 25 | AHMET | BALCI |
İSTANBUL | 2 | 26 | ALİ | CANDIR |
İSTANBUL | 2 | 27 | İSLAM | İNCE |
İSTANBUL | 3 | 1 | HASAN | BİTMEZ |
İSTANBUL | 3 | 2 | ALİ İHSAN | GÜNDOĞDU |
İSTANBUL | 3 | 3 | ABDULKADİR | ÇELEBİ |
İSTANBUL | 3 | 4 | EBRAR | BEZCİ |
İSTANBUL | 3 | 5 | AHMET | KÜÇÜKAĞA |
İSTANBUL | 3 | 6 | CELAL | USTACAN |
İSTANBUL | 3 | 7 | OSMAN | BAŞ |
İSTANBUL | 3 | 8 | HÜSEYİN | KAVLU |
İSTANBUL | 3 | 9 | VELİ | TUNÇ |
İSTANBUL | 3 | 10 | BEŞİR | İSTEMİ |
İSTANBUL | 3 | 11 | RAMAZAN | BOYALIK |
İSTANBUL | 3 | 12 | SEBAHATTİN | UÇAR |
İSTANBUL | 3 | 13 | YUNUS | AKSOY |
İSTANBUL | 3 | 14 | HAYATİ | GÜL |
İSTANBUL | 3 | 15 | EMİNE | ÖZTÜRK |
İSTANBUL | 3 | 16 | ENDER | ESİNER |
İSTANBUL | 3 | 17 | ALİ | KÜÇÜK |
İSTANBUL | 3 | 18 | METİN | ÖZTÜRK |
İSTANBUL | 3 | 19 | ERDAL | YILMAZ |
İSTANBUL | 3 | 20 | ADEM | ÇALIŞ |
İSTANBUL | 3 | 21 | ERDİNÇ | ADANIR |
İSTANBUL | 3 | 22 | EBUBEKİR | ERDURAN |
İSTANBUL | 3 | 23 | ABDULLAH | İLKADLI |
İSTANBUL | 3 | 24 | MUHAMMET | RESULOĞLU |
İSTANBUL | 3 | 25 | TURGAY | AKAR |
İSTANBUL | 3 | 26 | MÜRSEL | BAŞER |
İSTANBUL | 3 | 27 | ADEM | OKUTAN |
İSTANBUL | 3 | 28 | EROL | KARABULUT |
İZMİR | 1 | 1 | ŞERAFETTİN | KILIÇ |
İZMİR | 1 | 2 | TURHAN | TUTUMLU |
İZMİR | 1 | 3 | BAYRAM | AKGÜN |
İZMİR | 1 | 4 | CEMAL | ARIKAN |
İZMİR | 1 | 5 | MUSTAFA | ERDURAN |
İZMİR | 1 | 6 | SELÇUK | KAVUŞAN |
İZMİR | 1 | 7 | ZEKERİYE | HAZIRBULAN |
İZMİR | 1 | 8 | RUMEYSA MERYEM | ASLAN |
İZMİR | 1 | 9 | MÜMİN | BAŞTÜRK |
İZMİR | 1 | 10 | MEHMET | İNTAŞ |
İZMİR | 1 | 11 | ATİLLA | KORKMAZ |
İZMİR | 1 | 12 | MUKADDER | TEMUR |
İZMİR | 1 | 13 | MUMİN | GÜZEL |
İZMİR | 2 | 1 | BAYRAM | SAKARTEPE |
İZMİR | 2 | 2 | MESUT | DAĞ |
İZMİR | 2 | 3 | VEDAT | KOLUKISA |
İZMİR | 2 | 4 | SUNA | CANİTEZ |
İZMİR | 2 | 5 | CENK | KILIÇ |
İZMİR | 2 | 6 | NACETTİN | YOLCU |
İZMİR | 2 | 7 | ORHAN | HALICI |
İZMİR | 2 | 8 | MUSTAFA | ÖZÜDOĞRU |
İZMİR | 2 | 9 | İBRAHİM | ORAKCI |
İZMİR | 2 | 10 | AHMET | KORKMAZ |
İZMİR | 2 | 11 | ORHAN | YILDIRIM |
İZMİR | 2 | 12 | CENGİZ | UTKULU |
İZMİR | 2 | 13 | AHYAN | BİLGİ |
KAHRAMANMARAŞ | | 1 | CUMA | TAHİROĞLU |
KAHRAMANMARAŞ | | 2 | ÖMER | POLAT |
KAHRAMANMARAŞ | | 3 | MEHMET TAHİR | GÖREN |
KAHRAMANMARAŞ | | 4 | EMİN | ODABAŞI |
KAHRAMANMARAŞ | | 5 | SAMİ | POLAT |
KAHRAMANMARAŞ | | 6 | VELİ | KABAAĞAÇ |
KAHRAMANMARAŞ | | 7 | ALİ | DORUK |
KAHRAMANMARAŞ | | 8 | TALİP | GÜLBAY |
KARABÜK | | 1 | AZİZ | GÜNDOĞDU |
KARABÜK | | 2 | FATMA | GÜNEY |
KARAMAN | | 1 | ŞABAN | ŞAHİN |
KARAMAN | | 2 | HÜSEYİN | UĞUZ |
KARS | | 1 | YAŞAR | CİMŞİT |
KARS | | 2 | MEVLÜT | AYÇİÇEK |
KARS | | 3 | SÜLEYMAN | TURAN |
KASTAMONU | | 1 | HALİM | BALCI |
KASTAMONU | | 2 | HAMİT SERDAR | YILMAZ |
KASTAMONU | | 3 | NİHAT | YAZICIOĞLU |
KAYSERİ | | 1 | HAŞİM | ÖZÇELİK |
KAYSERİ | | 2 | AHMET RECAİ | TEKİN |
KAYSERİ | | 3 | DURAN | SOYUĞUR |
KAYSERİ | | 4 | GÜZÜN | YİĞİT |
KAYSERİ | | 5 | GÜNER | ŞAHİN |
KAYSERİ | | 6 | İLLAS | YILDIZ |
KAYSERİ | | 7 | MEHMET YAŞAR | PAKÖZ |
KAYSERİ | | 8 | AHMET | ULUSOY |
KAYSERİ | | 9 | AHMET FATİH | KARAMAN |
KIRIKKALE | | 1 | FARUK | VURGUN |
KIRIKKALE | | 2 | SELAMİ | ÇAKIR |
KIRIKKALE | | 3 | RAMAZAN | GÖZALAN |
KIRKLARELİ | | 1 | ÖZAY | DİLBER |
KIRKLARELİ | | 2 | DİLEK | GÜNDÜZ |
KIRKLARELİ | | 3 | FERİDUN | MERCAN |
KIRŞEHİR | | 1 | NECİP | YAVUZ |
KIRŞEHİR | | 2 | TURGAY | TURGUT |
KİLİS | | 1 | FATİH | KARAKURT |
KİLİS | | 2 | MEHMET YAŞAR | CANBAL |
KOCAELİ | | 1 | BİROL | AYDIN |
KOCAELİ | | 2 | AHMET | KUL |
KOCAELİ | | 3 | SİNAN | EJDEROĞLU |
KOCAELİ | | 4 | RUZİYE | TAN |
KOCAELİ | | 5 | AHMET | ÖZEN |
KOCAELİ | | 6 | MEHMET | KAYMAK |
KOCAELİ | | 7 | ZAFER | MUTLU |
KOCAELİ | | 8 | MUSTAFA | SEZGİN |
KOCAELİ | | 9 | ORHAN | GÖKMEN |
KOCAELİ | | 10 | İBRAHİM | ALTAY |
KOCAELİ | | 11 | FATİH | YILDIZ |
KONYA | | 1 | MUSTAFA | ÖZKAFA |
KONYA | | 2 | TACETTİN | ÇETİNKAYA |
KONYA | | 3 | MUSTAFA | DERBENTLİ |
KONYA | | 4 | NECATİ | EROĞLU |
KONYA | | 5 | ALİ | MÜCEVHER |
KONYA | | 6 | ŞUAYİP | KOÇAK |
KONYA | | 7 | İSMAİL | AYDİLEK |
KONYA | | 8 | MAHMUT SAMİ | BÜYÜKYILMAZ |
KONYA | | 9 | HÜSEYİN | AKKAYA |
KONYA | | 10 | AHMET | GÖNÇ |
KONYA | | 11 | HATİCE | GERÇEKER |
KONYA | | 12 | HASAN HÜSEYİN | UYAR |
KONYA | | 13 | | |
KONYA | | 14 | RAUF | BÜYÜKTERMİYECİ |
KÜTAHYA | | 1 | ALİ İHSAN | OTURAK |
KÜTAHYA | | 2 | ALİ KEMAL | DERİN |
KÜTAHYA | | 3 | HALİL | HAMZAOĞLU |
KÜTAHYA | | 4 | MEHMET | ÖZDEMİR |
KÜTAHYA | | 5 | ŞERİF AHMET | GÜNEL |
MALATYA | | 1 | MEHMET KAYA | ASİLTÜRK |
MALATYA | | 2 | MUSTAFA | SERTKAYA |
MALATYA | | 3 | AHMET | ŞAHİN |
MALATYA | | 4 | CUMALİ | AKÇA |
MALATYA | | 5 | BAYRAM | ORAL |
MALATYA | | 6 | BEHSAT | KARAKAYA |
MANİSA | | 1 | | |
MANİSA | | 2 | | |
MANİSA | | 3 | MUSTAFA | TOSUN |
MANİSA | | 4 | ADNAN | YÜKALAN |
MANİSA | | 5 | SAMİ | ÇELEN |
MANİSA | | 6 | MUHAMMED VEYSEL | ÇİÇEK |
MANİSA | | 7 | HÜSEYİN | ÖZTÜRK |
MANİSA | | 8 | ALİ | BÜYÜKADALI |
MANİSA | | 9 | AHMET | ÇAKIL |
MANİSA | | 10 | MURAT YAŞAR | GÜNER |
MARDİN | | 1 | | |
MARDİN | | 2 | | |
MARDİN | | 3 | | |
MARDİN | | 4 | | |
MARDİN | | 5 | | |
MARDİN | | 6 | AHMET | İLETMİŞ |
MERSİN | | 1 | SONER | ÇONTAR |
MERSİN | | 2 | SEZAİ | İNCESU |
MERSİN | | 3 | HACİ | GENÇ |
MERSİN | | 4 | FERHAN | BEYAZ |
MERSİN | | 5 | METİN | KIZILOK |
MERSİN | | 6 | FAİK | AYTEN |
MERSİN | | 7 | HÜSAMETTİN | ALINMIŞ |
MERSİN | | 8 | MÜNEVVER | BEKAR |
MERSİN | | 9 | MEHMET | YILMAZ |
MERSİN | | 10 | MEVLÜT | KOÇ |
MERSİN | | 11 | MURAT | SESKİN |
MUĞLA | | 1 | MUHAMMET LEVENT | CENGİZ |
MUĞLA | | 2 | ÖMER | ULUDAĞ |
MUĞLA | | 3 | CEBRAİL | TÜMENCİ |
MUĞLA | | 4 | SALİHA | GÜZEL |
MUĞLA | | 5 | AHMET | ERGİN |
MUĞLA | | 6 | KEMAL | TOSUN |
MUŞ | | 1 | MUHİTTİN | AYTUNÇ |
MUŞ | | 2 | BAHATTİN | DOST |
MUŞ | | 3 | MEHMET EMİN | ŞENER |
MUŞ | | 4 | SADIK | AYDIN |
NEVŞEHİR | | 1 | KENAN | TETİK |
NEVŞEHİR | | 2 | OSMAN | ARIKAN |
NEVŞEHİR | | 3 | CEMALETTİN | ÖZDEMİR |
NİĞDE | | 1 | NİHAT | ALTIPARMAK |
NİĞDE | | 2 | MAHMUT | KARACA |
NİĞDE | | 3 | ABDÜLNAFİ | YILMAZ |
ORDU | | 1 | ADEM | SEVGİ |
ORDU | | 2 | VEYSEL | İLHAN |
ORDU | | 3 | ADEM | AKBULUT |
ORDU | | 4 | BELGİN | TOK |
ORDU | | 5 | BİROL | OCAK |
ORDU | | 6 | AHMET | FİDAN |
OSMANİYE | | 1 | YÜKSEL | ORMAN |
OSMANİYE | | 2 | ÖMER | ÇİÇEK |
OSMANİYE | | 3 | OSMAN | ONUR |
OSMANİYE | | 4 | HARUN | KARABURÇ |
RİZE | | 1 | CEMİL | ÇOLAK |
RİZE | | 2 | SAİT | EKSİLMEZ |
RİZE | | 3 | BİLAL | ÖZTÜRK |
SAKARYA | | 1 | İSMET | AKSOY |
SAKARYA | | 2 | EYÜP | YILDIRIM |
SAKARYA | | 3 | CEVAT | SOY |
SAKARYA | | 4 | MURAT | KOSOVA |
SAKARYA | | 5 | MUSTAFA | BALKAYA |
SAKARYA | | 6 | ABİDİN | BİRİNCİ |
SAKARYA | | 7 | ABDULLAH | SATIR |
SAMSUN | | 1 | HASAN BAYRAM | VAR |
SAMSUN | | 2 | ALİ | OKUTAN |
SAMSUN | | 3 | SALİH | ŞEN |
SAMSUN | | 4 | FAİK | DÜNDAR |
SAMSUN | | 5 | SÜLEYMAN | KARAGÖZ |
SAMSUN | | 6 | AYDIN | HACIHÜSEYİNOĞLU |
SAMSUN | | 7 | NECATİ | YUSUFOĞLU |
SAMSUN | | 8 | MUHARREM | KAYAER |
SAMSUN | | 9 | DURSUN | AĞCA |
SİİRT | | 1 | İDRİS | YILDIZ |
SİİRT | | 2 | | |
SİİRT | | 3 | | |
SİNOP | | 1 | HÜSEYİN CAVİT | ÜÇÜNCÜOĞLU |
SİNOP | | 2 | İSMAİL | TEZİÇ |
SİVAS | | 1 | CEMİL | LAÇİNER |
SİVAS | | 2 | SAMET SAMİ | TEMEL |
SİVAS | | 3 | DURSUN | COŞAR |
SİVAS | | 4 | OSMAN | GÖNAY |
SİVAS | | 5 | İSMAİL | YEŞİLDAĞ |
ŞANLIURFA | | 1 | HALİL | ÇİFTÇİ |
ŞANLIURFA | | 2 | MEHMET EMİN | ERDİMEZ |
ŞANLIURFA | | 3 | ALİ | KAÇAN |
ŞANLIURFA | | 4 | HACI | KARADAŞ |
ŞANLIURFA | | 5 | RAMAZAN | ZEYDOĞLU |
ŞANLIURFA | | 6 | MEHMET HANİFİ | ÇELİK |
ŞANLIURFA | | 7 | MEHMET | TAŞÇI |
ŞANLIURFA | | 8 | MEHMET | CENGİZ |
ŞANLIURFA | | 9 | FARUK | ŞEYHANLI |
ŞANLIURFA | | 10 | SALİH | ŞİPAK |
ŞANLIURFA | | 11 | HASAN | ÇAVANA |
ŞANLIURFA | | 12 | MAHMUT | APAYDIN |
ŞIRNAK | | 1 | RAZİ | TATAR |
ŞIRNAK | | 2 | SAİT | BİLİK |
ŞIRNAK | | 3 | AHMET | ATAK |
ŞIRNAK | | 4 | AGİT | ÖZDEN |
TEKİRDAĞ | | 1 | MUHAMMET | YALÇIN |
TEKİRDAĞ | | 2 | BÜLENT | ŞAHİN |
TEKİRDAĞ | | 3 | İBRAHİM | GÜNDÜZ |
TEKİRDAĞ | | 4 | TANER | DÜZYURT |
TEKİRDAĞ | | 5 | | |
TEKİRDAĞ | | 6 | MUKADDER | SEİS |
TOKAT | | 1 | MESUT | DOĞAN |
TOKAT | | 2 | BİLAL METEHAN | AYDIN |
TOKAT | | 3 | CEMAL | GÜNGÖR |
TOKAT | | 4 | MUSTAFA | ÖZDEMİR |
TOKAT | | 5 | GÖKHAN | AYDIN |
TRABZON | | 1 | MUHİTTİN HAMDİ | YILDIRIM |
TRABZON | | 2 | ÜMİT | İSMAİLÇEBİOĞLU |
TRABZON | | 3 | NECATİ | ERAYDIN |
TRABZON | | 4 | MUSTAFA | YILMAZ |
TRABZON | | 5 | MEHMET | UZ |
TRABZON | | 6 | MUSTAFA | GÜNEY |
TUNCELİ | | 1 | SÜLEYMAN | YILDIRIM |
TUNCELİ | | 2 | AZİME | UZUN |
UŞAK | | 1 | YUNUZ | ACAR |
UŞAK | | 2 | RAMAZAN | ERYILMAZ |
UŞAK | | 3 | UĞUR | TUNABOYLU |
VAN | | 1 | FETHULLAH | ERBAŞ |
VAN | | 2 | FESİH | MARAL |
VAN | | 3 | MEVLÜT | GÜNDÜZ |
VAN | | 4 | MUHAMMET FEVZİ | ARVAS |
VAN | | 5 | SİNAN | YILDIRIM |
VAN | | 6 | MEMET SALİH | AYTEN |
VAN | | 7 | ALİ | DEMİR |
VAN | | 8 | MUSTAFA | TERİM |
YALOVA | | 1 | MUSTAFA | BALTA |
YALOVA | | 2 | DURSUN | GÜLEÇ |
YOZGAT | | 1 | RAMAZAN | YILDIZ |
YOZGAT | | 2 | ZÜLGARİ | ATPINAR |
YOZGAT | | 3 | MEHMET | DEMİREL |
YOZGAT | | 4 | HÜSNÜ | ZEKİ |
ZONGULDAK | | 1 | ŞAHİN | KALÇA |
ZONGULDAK | | 2 | UĞUR | ÖZMEKİK |
ZONGULDAK | | 3 | BURAK | EROL |
ZONGULDAK | | 4 | SALİH | DÖNMEZ |
ZONGULDAK | | 5 | HANİFE | AYDIN |
0 Yorum -
Yorum Yaz
Adalet ve Kalkınma Partisi Milletvekili Adayları Listesi |
---|
AK Parti'nin 81 ilde gösterdiği vekil adaylarının listesi belli oldu.
İstanbul 2. Bölgede Milli Eğitim bakanı Nimet Çubukçu ikinci sırada ise Ayşenur Bahçekapılı aday gösterildi.
İstanbul 3.Bölge’den ilk sırada Ömer Dinçer, ikinci sırada Abdulkadir Aksu aday gösterilirken aday olup olmayacağı tartışma yaratan eski futbolcu Hakan Şükür 4. sıradan aday oldu.
İzmir’de ise Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay ilk sıradan aday gösterilirken Eski Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım da İzmir 2. Bölge’den aday gösterildi.
Gazeteci Mehmet Metiner ise Adıyaman’dan aday oldu.
İşte Ak Parti'nin milletvekili aday listesi:
ADANA 1 ÖMER ÇELİK 15.06.1968 SİYASET BİLİMCİ 2 MEHMET NECATİ ÇETİNKAYA 07.02.1943 VALİ 3 NECDET ÜNÜVAR 06.06.1960 TIP DOKTORU 4 FATOŞ GÜRKAN 01.01.1966 AVUKAT 5 ALİ KÜÇÜKAYDIN 12.10.1948 MÜLKİ İDARE AMİRİ 6 MEHMET ŞÜKRÜ ERDİNÇ 04.01.1976 AVUKAT 7 FATMA GÜLDEMET SARI 25.06.1970 YÜKSEK MİMAR 8 ALİ ÇALDIR 20.03.1975 AVUKAT 9 TALAT ULUSSEVER 25.04.1970 EKONOMİST 10 TAMER DAĞLI 05.06.1970 BANKACI 11 ALİ YÜZÜKCÜ 19.03.1960 İŞADAMI 12 NESLİHAN İPEK KOBANER 17.05.1962 SINIF ÖĞRETMENİ 13 MUSTAFA ÖZKOZANOĞLU 03.06.1975 AVUKAT 14 EBUBEKİR AKDENİZ 03.01.1982 ZİRAAT MÜH
ADIYAMAN 1 AHMET AYDIN 01.03.1971 AVUKAT 2 MEHMET METİNER 05.03.1960 GAZETECİ-YAZAR-ÖĞR. GÖR. 3 MUHAMMED MURTAZA YETİŞ 30.11.1972 DOKTOR 4 MEHMET ERDOĞAN 07.04.1966 VETERİNER HEKİM 5 ŞEVKET GÜRSOY 01.06.1953 İŞLETMECİ AFYONKARAHİS 1 VEYSEL EROĞLU 18.08.1948 ÖĞRETİM ÜYESİ 2 SAİT AÇBA 10.07.1950 ÖĞRETİM ÜYESİ DOÇ. DR 3 HALİL ÜRÜN 30.07.1968 SERBEST AVUKAT 4 ALİ ÖZKAYA 20.04.1970 AVUKAT 5 AHMET KOCA 20.05.1963 EĞİTİMCİ İŞADAMI
AĞRI 1 MEHMET KERİM YILDIZ 01.01.1965 GÖZ HASTALIKLARI UZMANI 2 EKREM ÇELEBİ 17.09.1965 ADALET BAKANLIĞI BAKANLIK MÜŞAVİRİ 3 FATMA SALMAN KOTAN 10.10.1970 SANAYİCİ MALİ MÜŞAVİR 4 MEHMET ŞERİF KÖSEN 05.01.1949 MADEM MUHENDİSİ OPERESYON YÖNETİMİ
AKSARAY 1 ALİ RIZA ALABOYUN 08.03.1957 MADEN YÜKSEK MÜHENDİSİ 2 RUHİ AÇIKGÖZ 01.11.1963 MAKİNE MÜHENDİSİ -PLANLAMA UZMANI EKONOMİST 3 İLKNUR İNCEÖZ 16.10.1973 AVUKAT
AMASYA 1 MEHMET NACİ BOSTANCI 02.08.1957 ÖĞRETİM ÜYESİ 2 AVNİ ERDEMİR 20.02.1964 ÖGRETİM ÜYESİ 3 HASAN ALİ CESUR 13.02.1965 ELEKTRONİK MÜHENDİS
ANKARA-1 1 Ali Babacan 04.04.1967 ENDÜSTRİ MÜHENDİSİ-İŞLETMECİ 2 BÜLENT GEDİKLİ 27.07.1964 EKONOMİST, MALİYE ESKİ BAŞ MÜFT., YEMİNLİ MALİ MÜŞ 3 REHA DENEMEÇ 20.05.1961 EKONOMİST 4 TÜLAY SELAMOĞLU 15.08.1966 MİMAR 5 NAZMİ HALUK ÖZDALGA 10.01.1948 İNŞAAT YÜKSEK MÜHENDİSİ 6 YALÇIN AKDOĞAN 22.09.1969 SİYASET BİLİMİ DOÇ.DR. 7 FATİH ŞAHİN 20.04.1979 AVUKAT 8 ÜLKER GÜZEL 07.02.1944 EKONOMİST 9 ERCAN KINACI 17.04.1965 AVUKAT 10 ALAADDİN VAROL 05.03.1973 AVUKAT 11 NİHAN TURNA SAKALTAŞ 15.07.1981 AVUKAT 12 AHMET SİNAN POYRAZ 03.06.1968 İNŞAAT YATIRIM 13 RIZA GEZER 01.12.1970 İŞ ADAMI 14 FAİK GÜNGÖR 01.01.1952 SANAYİCİ 15 ÜMİT ALTUNTAŞ 13.07.1976 ULUSLARARASI İLİŞKİLER UZAMNAI 16 YASİN BÖLÜKBAŞI 22.08.1983 EKONOMİST
ANKARA-2 1 Cemil Çiçek 15.11.1946 AVUKAT 2 HALUK İPEK 02.02.1963 AVUKAT 3 SALİH KAPUSUZ 23.10.1954 İŞLETMECİ 4 NURDAN ŞANLI 10.09.1954 İŞLETME, MARKA PATENT VE KALİTE YÖN.SİST.DANIŞMANI 5 AHMET İYİMAYA 22.11.1950 ARASTIRMACI HUKUKCU 6 CEVDET ERDÖL 16.02.1958 TIP DOKTORALI ÖĞRETİM ÜYESİ 7 ZELKİF KAZDAL 24.09.1975 AVUKAT 8 EMRULLAH İŞLER 07.01.1960 ÖĞRETİM ÜYESİ 9 SEYİT SERTÇELİK 15.11.1964 ÖGRETİM ÜYESİ--PROFESÖR 10 ORHAN YEGİN 01.08.1978 İKTİSATÇI 11 NAZLI ERGÜL 06.08.1968 AVUKAT-HUKUK MÜŞAVİRİ 12 CİHAN ANKARA 27.12.1970 İŞ ADAMI 13 HÜSEYİN AYDİN 01.05.1973 AVUKAT 14 ÇİĞDEM ORHAN SARIKAYA 26.11.1973 AVUKAT 15 MURAT ARAÇ 08.10.1975 AVUKAT
ANTALYA 1 MEHMET VECDİ GÖNÜL 29.11.1939 MÜLKİ İDARE AMİRİ 2 MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU 05.02.1968 AVRUPA KONSEYİ PARLEMENTER MECLİSİ BAŞKANI 3 MENDERES MEHMET TEVFİK TÜREL 11.07.1964 GAZETECİ 4 SADIK BADAK 10.02.1955 YÖNETİCİ-İŞADAMI 5 HÜSEYİN SAMANİ 01.04.1964 ZİRAAT MÜHENDİSİ 6 GÖKCEN ÖZDOĞAN ENÇ 16.03.1976 HALKLA İLİŞKİLER UZMANI 7 ABDURRAHMAN ARICI 02.05.1951 RADYOLOJİ UZMANI 8 VEYSEL DALMAZ 02.04.1958 MÜLKİ İDARE AMİRİ 9 OSMAN AKMAN 01.01.1958 DOKTOR İÇ HASTALIKLARI UZMANI 10 ABDULLAH CENGİZ 14.02.1971 ELEKTRİK ELETRONİK MÜHENDİSİ 11 AHMET ŞAHİN 19.06.1968 İNŞAAT YÜKSEK MÜHENDİSİ DOKTOR 12 İBRAHİM TÜRKİŞ 20.08.1968 YEMINLI MALI MUSAVİR 13 GÜLDEREN GÜLTEKİN 08.05.1974 ÖGRETMEN 14 HAKKI BEŞKAZALI 05.01.1973 AVUKAT
ARDAHAN 1 ORHAN ATALAY 01.12.1965 PROF.DR. 2 ORHAN GÖKDEMİR 04.04.1969 İŞ ADAMI
ARTVİN 1 İSRAFİL KIŞLA 10.03.1959 YÖNETİCİ 2 MEHMET KOCATEPE 01.01.1966 ÜST DÜZEY YÖNETİCİ
AYDIN 1 MEHMET ERDEM 05.09.1966 ELEKTRİK MÜHENDİSİ 2 SEMİHA ÖYÜŞ 01.01.1960 AVUKAT 3 ALİ GÜLTEKİN KILINÇ 22.09.1959 SMMM- EKONOMİST- SANAYİCİ 4 MUSTAFA SAVAŞ 15.02.1965 BANKACILIK 5 SEBAHATTİN AKKIN 29.03.1962 SERBEST 6 ABDURRAHMAN ÖZ 26.04.1971 AVUKAT 7 UFUK KEÇECİ 20.08.1978 AVUKAT
BALIKESİR 1 AHMET EDİP UĞUR 07.04.1950 KİMYA MÜHENDİSİ 2 MEHMET CEMAL ÖZTAYLAN 25.11.1954 İKTİSATÇI 3 TÜLAY BABUŞCU 26.01.1976 ECZACI 4 ALİ AYDINLIOĞLU 17.08.1958 ÖĞRETMEN 5 MEHMET AKİF OKUR 23.08.1954 EMEKLİ EĞİTİMCİ 6 EMİN MEHMET KARATAN 01.07.1955 ÖZEL SEKTÖR - SANAYİ MÜTEAHHİTLİĞİ 7 EKREM YAVAŞ 05.06.1970 ÖĞRETMEN 8 HİLAL DEMİRÖZER 06.12.1980 ELEMENTER SİGORTA ACENTELİĞİ
BARTIN 1 YILMAZ TUNÇ 01.02.1971 AVUKAT 2 SEYFETTİN KALAY 10.08.1968 UZMAN DOKTOR BAŞHEKİM
BATMAN 1 Mehmet Şimşek 01.01.1967 EKONOMİST 2 ZİVER ÖZDEMİR 05.04.1965 ELEKTİRİK MUHENDİSLİĞİ 3 AYHAN İSEN 01.01.1966 İNŞAAT MÜHENDİSİ 4 MUSTAFA DEMİR 22.01.1958 İKTİSATÇI
BAYBURT 1 BÜNYAMİN ÖZBEK 01.10.1973 ZİRAAT MÜHENDİSİ BİLECİK 1 FAHRETTİN POYRAZ 03.07.1968 DENETÇİ 2 HALİL ELDEMİR 20.06.1973 İNŞAAT MÜHENDİSİ BİNGÖL 1 CEVDET YILMAZ 01.04.1967 BÜROKRAT 2 EŞREF TAŞ 01.01.1965 ÖĞRETİM ÜYESİ, KİMYAGER 3 ŞAHİN BİNGÖL 02.01.1968 KAMU YÖNETİCİSİ
BİTLİS 1 VEDAT DEMİRÖZ 01.03.1956 YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİR 2 VAHİT KİLER 24.12.1966 İŞ ADAMI 3 MEHMET ZEKİ PEKER 05.07.1964 İNŞAAT MÜTEAHHİT
BOLU 1 ALİ ERCOŞKUN 19.06.1971 BİLGİSAYAR PROGRAMCILIĞI 2 FEHMİ KÜPÇÜ 22.06.1974 AVUKAT 3 FATİH METİN 14.10.1973 AVUKAT
BURDUR 1 BAYRAM ÖZÇELİK 01.10.1966 DİŞ HEKİMİ 2 HASAN HAMİ YILDIRIM 17.08.1963 DR. ŞEHİR PLANCISI 3 MEHMET TUĞRUL 18.02.1953 SANAYİCİ
BURSA 1 BÜLENT ARINÇ 25.05.1948 AVUKAT 2 MUSTAFA ÖZTÜRK 01.07.1965 ELEKTRONİK VE HABERLEŞME MÜHENDİSİ 3 HÜSEYİN ŞAHİN 12.01.1968 İŞ ADAMI 4 CANAN CANDEMİR ÇELİK 01.01.1974 AVUKAT 5 İSMET SU 14.08.1959 AVUKAT 6 MUSTAFA KEMAL ŞERBETÇİOĞLU 29.10.1969 AVUKAT 7 HAKAN ÇAVUŞOĞLU 26.02.1972 AVUKAT 8 İSMAİL AYDIN 17.05.1971 AVUKAT 9 TÜLİN ERKAL KARA 04.08.1969 FİLOLOG ÇEVİRMEN DİL BİLİMCİ 10 BEDRETTİN YILDIRIM 19.08.1951 EGITIMCI-YONETIMCI 11 ÖNDER MATLI 28.05.1972 SANAYİCİ İŞADAMI 12 CAFER YILDIZ 03.02.1963 PLASTİK SEKTÖRÜ 13 CEMİLE YİĞİT 31.10.1973 REKLAM 14 SADETTİN CANGÜL 01.09.1953 METALURJİ MÜHENDİSLİĞİ 15 ALİ ÖMEROĞLU 09.10.1966 ECZACI 16 FAHRETTİN KESKİN 20.01.1959 ECZACI 17 AYŞE HACIOĞLU 08.04.1984 İNGİLİZ DİLİ VE EDEBİYATI 18 MAHMUT TURUNÇ 13.08.1976 BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR ÖĞRETMENİ
ÇANAKKALE 1 MEHMET DANİŞ 02.08.1971 AVUKAT 2 İSMAİL KAŞDEMİR 15.09.1978 AVUKAT 3 SEBAHATTİN GÜNER 16.12.1966 HUKUKÇU 4 YEŞİM KARADAĞ 25.12.1980 YÖNETİCİ ÇANKIRI 1 İDRİS ŞAHİN 18.03.1974 AVUKAT 2 HÜSEYİN FİLİZ 02.02.1958 İŞADAMI
ÇORUM 1 SALİM USLU 14.11.1955 SENDİKACI 2 CAHİT BAĞCI 25.06.1964 SOSYOLOG 3 MURAT YILDIRIM 27.06.1958 EGİTİMCİ- İŞ ADAMI 4 LÜTFİYE İLKSEN CERİTOĞLU KURT 06.02.1970 UZMAN ECZ.
DENİZLİ 1 NİHAT ZEYBEKCİ 01.01.1961 İŞADAMI 2 MEHMET YÜKSEL 25.01.1955 TİCARET GIDA SEKTÖRÜ 3 BİLAL UÇAR 06.01.1969 AVUKAT 4 NURCAN DALBUDAK 07.03.1979 TEKSTİL TEKNİKERİ 5 CAHİT ÖZKAN 25.12.1976 AVUKAT 6 HALİL PEKDEMİR 01.11.1961 İŞ ADAMI 7 AYHAN SOYFİDAN 20.11.1979 EKONOMİST - İKTİSATÇI
DİYARBAKIR 1 MEHMET MEHDİ EKER 01.01.1956 VETERİNER HEKİM 2 MEHMET GALİP ENSARİOĞLU 01.10.1966 İNŞAAT MÜTEAHHİT 3 MİNE LÖK BEYAZ 19.08.1973 MİMAR 4 MEHMET SÜLEYMAN HAMZAOĞULLAR 24.09.1975 DOKTOR 5 CUMA İÇTEN 01.01.1973 TİCARET 6 OYA ERONAT 19.01.1962 İNŞAAT MÜH 7 MEHMET AKIN 01.01.1965 ÖĞRETİM ÜYESİ 8 MUHARREM KURT 10.01.1981 EĞİTMEN 9 FATMA ÖNCÜ 19.02.1976 İNSAN KAYNAKLARI YÖN. 10 MUSTAFA ELGÖRMÜŞ 01.01.1957 İKTİSAT 11 EYÜP KÜÇÜKÇAKMAK 22.01.1976 BİLGİSAYAR MÜHENDİSİ
DÜZCE 1 İBRAHİM KORKMAZ 01.01.1960 MAKİNE MÜHENDİSİ 2 FEVAİ ARSLAN 12.07.1966 TÜCCAR 3 OSMAN ÇAKIR 01.09.1964 EĞİTİMCİ YÖNETİCİ
EDİRNE 1 MEHMET MÜEZZİNOĞLU 09.01.1955 DOKTOR 2 TUNA BEKLEVİÇ 23.01.1977 EKONOMIST 3 FATMA AKSAL 03.01.1965 EKONOMIST
ELAZIĞ 1 ZÜLFÜ DEMİRBAĞ 13.02.1956 İNŞ.MÜH. 2 ŞUAY ALPAY 20.10.1960 AVUKAT 3 FARUK SEPTİOĞLU 02.02.1961 TİCARET 4 SERMİN BALIK 07.02.1972 İŞLETMECİ 5 METİN BULUT 03.01.1971 İŞ ADAMI
ERZİNCAN 1 SEBAHATTİN KARAKELLE 05.02.1950 ÖĞRETMEN 2 BURHAN ÇAKIR 03.05.1969 SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİR
ERZURUM 1 RECEP AKDAĞ 08.05.1960 ÇOCUK SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI UZMANI-ÖĞRT.ÜYESİ 2 ADNAN YILMAZ 29.10.1953 BÜROKRAT 3 FAZİLET DAĞCI ÇIĞLIK 01.11.1973 BİLGİSAYAR MÜHENDİSİ 4 CENGİZ YAVİLİOĞLU 20.08.1970 EKONOMİ FİNANSMAN 5 MUHYETTİN AKSAK 10.07.1957 İNŞAAT MÜHENDİSİ 6 İBRAHİM AYDEMİR 26.02.1962 MALİ MÜŞAVİR
ESKİŞEHİR 1 NABİ AVCI 08.10.1953 ÖĞRETİM ÜYESİ 2 SALİH KOCA 07.03.1972 İNŞAAT YÜKSEK MÜHENDISI 3 ÜLKER CAN 16.12.1963 ECZACI 4 CEMAL ÇAVDARLI 15.03.1966 EĞİTİMCİ 5 ETHEM KALIN 08.11.1973 VETERİNER HEKİM 6 AYTEN KIZILSU 15.08.1959 MATEMATİK ÖĞRETMENİ
GAZİANTEP 1 Hüseyin Çelik 05.03.1959 ÖĞRETİM ÜYESİ 2 FATMA ŞAHİN 20.06.1966 KİMYA MÜHENDİSİ 3 ŞAMİL TAYYAR 01.03.1965 GAZETECİLİK 4 ABDULLAH NEJAT KOÇER 20.08.1963 SANAYİCİ 5 MEHMET SARI 10.05.1968 SANAYİCİ VE İŞ ADAMI 6 MEHMET ERDOĞAN 30.10.1956 İŞADAMI 7 DERYA BAKBAK 16.08.1972 Y. MİMAR 8 İBRAHİM HALİL MAZICIOĞLU 04.11.1960 MAKİNE YÜKSEK MÜHENDİSİ 9 ALİ ŞAHİN 02.01.1970 ULUSLARARASI İLİŞKİLER UZMANI 10 FİKRET MURAT TURAL 02.02.1974 SINIF ÖĞRETMENİ 11 ABDULLAH TOMBUL 02.02.1956 JEOMORFOLOG 12 ADEM YÜCEL 10.06.1979 İŞLETMECİ
GİRESUN 1 NURETTİN CANİKLİ 15.05.1960 İKTİSATÇI GAZETECİ MALİYE BAŞ MÜFETTİŞİ 2 MEHMET GELDİ 10.03.1960 HARİTA MÜHENDİSİ MÜTEAHHİT 3 ADEM TATLI 04.02.1968 VETERİNER HEKİM 4 ŞENGÜL ŞAHİN 05.05.1959 İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİCİSİ
GÜMÜŞHANE 1 KEMALETTİN AYDIN 10.05.1962 DOÇENT DOKTOR 2 FERAMUZ ÜSTÜN 10.12.1970 MALİ MÜŞAVİR, BANAKACI
HAKKARİ 1 MEHMET NECİP ZEYDAN 27.10.1955 İNŞAAT MÜHENDİSİ 2 KASIM DEMİR 07.07.1954 BELEDİYE BAŞKANLIĞINDAN EMEKLİ 3 ABDULMUTTALİP ÖZBEK 08.05.1963 İNŞAAT TEKNİKERİ,FEN MÜDÜRÜ
HATAY 1 Sadullah Ergin 06.07.1964 AVUKAT 2 ORHAN KARASAYAR 29.03.1965 ZİRAAT MÜHENDİSİ 3 MEHMET ÖNTÜRK 18.03.1970 İŞLETMECİ 4 ADEM YEŞİLDAL 07.02.1976 AVUKAT 5 HACI BAYRAM TÜRKOĞLU 01.12.1954 ECZACI 6 FİLİZ ÖZÇÖREKÇİ 26.03.1964 İŞKADINI ESNAF 7 FEVZİ ŞANVERDİ 10.05.1963 MÜTERRİM TERCUMAN 8 MEHMET SARUHAN 28.03.1962 ÖĞRETMEN AVUKAT 9 ABDÜLKERİM GÜVEN 20.10.1974 AVUKAT 10 HÜR EMRE ÖNAL 24.06.1978 ULUSLARARASI İLİŞKİLER UZMANI
IĞDIR 1 YAŞAR AKKUŞ 18.04.1954 SANAYİCİ 2 NURETTİN ARAS 06.03.1954 SERBEST MESLEK
ISPARTA 1 SÜREYYA SADİ BİLGİÇ 16.07.1961 EKONOMİST 2 RECEP ÖZEL 07.01.1969 AVUKAT 3 SUAT KOLUKIRIK 16.05.1970 SOSYOLOG 4 PINAR TANER TOPSAKAL 03.09.1978 PRATİSYEN HEKİM
İSTANBUL-1 1 RECEP Tayyip Erdoğan 26.02.1954 İKTİSATÇI 2 EGEMEN BAĞIŞ 23.04.1970 ÜST DÜZEY YÖNETİCİ 3 İDRİS GÜLLÜCE 11.02.1950 YÜKSEK İNŞAAT MÜHENDİSİ 4 EROL KAYA 01.10.1959 SERBEST 5 MİHRİMAH BELMA SATIR 20.02.1961 AVUKAT 6 MUSTAFA ATAŞ 20.05.1957 YÖNETİCİ 7 MUHAMMED ÇETİN 16.11.1963 ÖĞRETİM GÖREVLİSİ 8 İSMET UÇMA 01.01.1955 YAZAR 9 GÜRSOY EROL 12.10.1956 ELEKTRİK MÜH. 10 ALEV DEDEGİL 21.02.1958 YÖNETİCİ 11 MEHMET DOMAÇ 08.04.1950 ECZACI 12 OSMAN BOYRAZ 23.01.1974 HARİTA YÜKSEK MÜHENDİSİ 13 OKTAY SARAL 18.03.1967 İNŞAAT MÜHENDİSİ 14 METİN KÜLÜNK 16.11.1960 İNŞAAT MÜHENDİSİ 15 AHMET BERAT ÇONKAR 13.08.1976 ISLETMECI-YONETICI-ULUSLARARASI EKONOMI-SIYASET 16 MUHAMMET BİLAL MACİT 11.09.1984 SİYASET BİLİMİ 17 MELTEM GÜRLER GÖKSEL 06.10.1966 PSİKOLOG - REKLAMCI OLARAK ÇALIŞIYOR 18 NUMAN GÜZEY 15.05.1948 AVUKAT 19 ALİCAN TAŞCI 06.06.1957 BANKACI-EKONOMİST 20 SERKAN BAYRAM 01.04.1974 AVUKAT 21 FAHRİ YASİN ŞENER 20.06.1975 TARİHÇİ 22 BİLAL TOPÇU 22.02.1981 İKTİSAT 23 HAKKI ŞANLI 08.03.1954 MAKİNA MÜHENDİSİ 24 DERVİŞ YÜCEL 28.07.1960 DİL BİLİMCİ EĞİTİMCİ 25 AYŞEGÜL ESRA ATİK 01.01.1975 TASARIM 26 FARUK BİLAL ŞENER 13.10.1981 KUYUMCULUK YAPI VE İNŞAAT 27 MEHMET FATİH BULAÇ 07.04.1975 BANKACI 28 ERKAN HACISALİHOĞLU 17.07.1971 İNŞAAT MÜHENDİSİ 29 ESRA HATİPOĞLU 25.06.1982 AVUKAT 30 HAYRİ KÖSE 27.06.1977 YÖNETİCİ
İSTANBUL-2 1 NİMET ÇUBUKÇU 02.03.1965 SERBEST AVUKAT 2 AYŞE NUR BAHÇEKAPILI 26.11.1954 AVUKAT 3 BURHAN KUZU 01.01.1955 ANAYASA HUKUKU PROFESÖRÜ 4 EKREM ERDEM 01.01.1948 EMEKLİ ÖĞRETMEN 5 VOLKAN BOZKIR 22.11.1950 DİPLOMAT - BÜYÜKELÇİ 6 İBRAHİM YİĞİT 08.12.1947 ZİRAAT YÜKSEK MÜHENDİSİ 7 AHMET KUTALMIŞ TÜRKEŞ 16.10.1978 EKONOMİST 8 İSMAİL SAFİ 20.01.1968 SİYASET BİLİMCİSİ 9 TÜRKAN DAĞOĞLU 10.09.1945 DOKTOR 10 ŞİRİN ÜNAL 11.08.1954 EMEKLİ HAVA PİLOT TÜMGENERAL 11 SEVİM SAVAŞER 27.04.1953 ÖĞRETİM ÜYESİ 12 HÜSEYİN BÜRGE 10.08.1955 EMEKLİ ÖĞRETMEN 13 OSMAN AŞKIN BAK 11.10.1966 MAKİNA MÜHENDİSİ İŞLETMECİ 14 AHMET HALDUN ERTÜRK 15.06.1955 DOKTOR 15 AHMET BAHA ÖĞÜTKEN 01.11.1961 MALİ MÜŞAVİR 16 AHMET HAMDİ ÇAMLI 15.02.1965 TİCARET 17 OSMAN KÖKSAL 01.02.1970 AVUKAT 18 ADEM ALİ YILMAZ 24.11.1984 BİLGİSAYAR MÜHENDİSİ 19 ÜZEYİR İLBAK 01.02.1958 YÖNETİCİ ŞİRKET ORTAĞI 20 EMİN HABERDAR 05.04.1958 KİMYA MÜHENDİSİ 21 AHMET ÖZEL 01.07.1972 AVUKAT 22 HÜSEYİN EROĞLU 05.02.1968 SM.MALİ MÜŞAVİR 23 AHMET YILDIZ 27.07.1985 İŞLETME YÖNETİCİLİĞİ 24 SEÇİL SAYIN ELMAS 31.01.1979 AVUKAT 25 NADİR UZUN 02.09.1982 TURİZM 26 EROL GÜNAY 05.11.1979 İSTAİSTİKÇİ 27 ALİ RIZA ABDİK 01.03.1984 MİMARLIK FAKÜLTESİ İÇ MİMAR
İSTANBUL-3 1 ÖMER DİNÇER 10.09.1956 AKADEMİSYEN 2 ABDÜLKADİR AKSU 12.10.1944 IDARECI 3 ÜNAL KACIR 13.01.1953 MAKINA MUHENDISI 4 HAKAN ŞÜKÜR 01.09.1971 SPORCU 5 HALİDE İNCEKARA 18.09.1959 YONETICI 6 MUSTAFA ŞENTOP 06.08.1968 ÖĞRETİM ÜYESİ 7 FEYZULLAH KIYIKLIK 15.03.1949 EĞİTİMCİ-AVUKAT 8 TÜLAY KAYNARCA 13.10.1969 GAZETECİ 9 NUREDDİN NEBATİ 01.01.1964 İŞ ADAMI 10 MEHMET DOĞAN KUBAT 21.11.1969 AVUKAT 11 BÜLENT TURAN 17.01.1975 HUKUKÇU 12 MEHMET MUŞ 01.05.1982 EKONOMİST 13 GÜLAY DALYAN 01.06.1962 MATEMATİK MÜHENDİSLİĞİ 14 ENVER YILMAZ 20.03.1970 HAKİM AVUKAT 15 HARUN KARACA 17.02.1962 SERBEST MUHASEBECİ 16 CEMAL ÖZDEMİR 01.11.1950 İKTİSATÇI 17 ALPAY TARHAN 09.07.1979 EĞİTİMCİ 18 BEHİYE EKER ALBAYRAK 29.10.1979 AVUKAT 19 SADIK DANIŞMAN 04.01.1955 DOKTOR 20 EMRAH KULAKLI 25.07.1980 AVUKAT 21 ESRA DENİZ 28.11.1970 AVUKAT 22 MÜZEMMİL HEVADPAL 05.05.1977 PROFESYONEL YÖNETİCİ 23 ABDULLAH BAŞCI 01.01.1960 YÖNETİCİ 24 HAYATİ GÜLLÜK 01.05.1959 ELEKTRİK MÜHENDİSİ 25 NECATİ KARAGÖZ 04.04.1973 İŞLETME 26 İSA GÜMÜŞ 20.03.1970 SEBET MUHASEBECİ VE MALİ MÜŞAVİR 27 YUSUF İŞLER 14.01.1980 AVUKAT 28 SALİH ÇAĞDAŞ 24.05.1980 AVUKAT
İZMİR-1 1 Ertuğrul Günay 01.03.1947 HUKUKÇU 2 MEHMET SAYIM TEKELİOĞLU 22.10.1950 MAKİNE MÜHENDİSİ ÖĞRETİM ÜYESİ 3 İLHAN İŞBİLEN 01.04.1946 SANAYİCİ 4 İLKNUR DENİZLİ 12.10.1964 GIDA MÜHENDİSİ 5 ALİ AŞLIK 10.01.1964 AVUKAT 6 RIFAT SAİT 06.06.1966 İKTİSATÇI 7 BİLAL DOĞAN 10.11.1958 ESKİ VERGİ DENETMENİ 8 CEMAL BEKLE 02.04.1978 TURİZM 9 TÜLİN BOZKURT HAZAR 27.04.1971 İŞLETMECİ-DİLBİLİMCİ 10 HARUN ÖZDEMİR 01.03.1964 EĞİTİMCİ, SİYASİ ANALİST, DANIŞMAN, TV YAPIMCISI, 11 OSMAN SAKMAN 16.01.1977 İŞLETMECİ,TÜCCAR 12 MAKSUT KARAOSMAN 12.10.1975 AVUKAT 13 DOĞAN BAYRAM 14.02.1982 KOORDİNATÖR
İZMİR-2 1 BİNALİ YILDIRIM 20.12.1955 YÜKSEK MÜH 2 AYDIN ŞENGÜL 15.10.1968 ŞEHİR VE BÖLGE PLANLAMA 3 ERDAL KALKAN 20.01.1946 AVUKAT 4 NESRİN ULEMA 20.12.1971 ECZACI 5 HAMZA DAĞ 01.03.1980 AVUKAT 6 BEKİR PAKDEMİRLİ 10.11.1973 YÖNETİCİ 7 HASAN ŞAHİN 17.10.1965 ÇİFTÇİ 8 MÜJDE ÖZKUMOVA 19.06.1971 KUAFÖR 9 TOLGA MURAT BALIKÇI 05.10.1981 MİLLİ SPORCU 10 UĞUR TÜRKAN 01.12.1975 İNŞAAT MÜHENDİSİ 11 ABDULLAH TEKBAŞ 01.09.1974 PEYZAJ MİMARI 12 YEŞİM DEMİRALİ 20.09.1971 AVUKAT 13 MEHMET KAVUK 30.08.1984 İŞLETME
KAHRAMANMA 1 MEHMET SAĞLAM 15.03.1938 ÖĞRETİM ÜYESİ, PROFESÖR 2 NEVZAT PAKDİL 12.01.1950 KAMU YÖNETİCİSİ 3 MAHİR ÜNAL 01.07.1966 AKADEMİSYEN 4 YILDIRIM MEHMET RAMAZANOĞLU 15.01.1956 İKİ BRANŞTA UZMAN TIP DOKTORU 5 SEVDE BAYAZIT KAÇAR 02.03.1974 YAPIMCI 6 SITKI GÜVENÇ 01.11.1961 DİŞ HEKİMİ 7 HAMİT BÜLENT EKEN 23.05.1977 ECZACI 8 İDRİS TEZCAN 22.01.1962 İNŞAAT YÜKSEK MÜHENDİSİ
KARABÜK 1 MEHMET ALİ ŞAHİN 16.09.1950 AVUKAT 2 OSMAN KAHVECİ 10.10.1950 ORMAN YÜKSEK MÜHENDİSİ
KARAMAN 1 LÜTFİ ELVAN 12.03.1962 EKONOMİST 2 MEVLÜT AKGÜN 10.10.1966 AVUKAT
KARS 1 AHMET ARSLAN 02.06.1962 GEMİ İNŞA VE MAKİNE MÜH. 2 YUNUS KILIÇ 01.01.1965 ÖĞRETİM ÜYESİ 3 SUAT DOĞAN 12.03.1974 AVUKAT
KASTAMONU 1 HAKKI KÖYLÜ 01.07.1948 EMN.SAVCI - AVUKAT 2 MUSTAFA GÖKHAN GÜLŞEN 18.08.1970 ECZACI 3 ZAFER NALBANTOĞLU 23.08.1980 ENDÜSTRİ MÜHENDİSİ
KAYSERİ 1 TANER YILDIZ 03.04.1962 ELEKTRİK ELEKTRONİK MÜHENDİSİ 2 SADIK YAKUT 03.02.1956 CUMHURİYET SAVCISI 3 MUSTAFA ELİTAŞ 05.02.1957 SANAYİCİ 4 YAŞAR KARAYEL 01.03.1950 YÖNETİCİ 5 PELİN GÜNDEŞ BAKIR 13.03.1972 DEPREM MÜHENDİSLİĞİ 6 AHMET ÖKSÜZKAYA 25.07.1960 SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİR 7 İSMAİL TAMER 10.08.1956 DOKTOR 8 MURAT CAHİD CINGI 21.07.1971 AVRUPA BİRLİĞİ SİYASET UZMANI 9 MEHMET ADIGÜZEL 27.03.1978 SANAYİCİ
KIRIKKALE 1 BEŞİR ATALAY 01.04.1947 AVUKAT 2 OĞUZ KAĞAN KÖKSAL 04.09.1948 VALİ-EMNİYET GENEL MÜDÜRÜ 3 RAMAZAN CAN 20.04.1970 AVUKAT - HUKUKÇU
KIRKLARELİ 1 ŞENOL GÜRŞAN 17.10.1964 AVUKAT 2 ŞABAN ERDEN 14.01.1949 İNŞAAT YÜKSEK MÜHENDİSİ 3 VOLKAN GÖÇ 12.04.1981 ORMAN MÜHENDİSİ
KIRŞEHİR 1 ABDULLAH ÇALIŞKAN 16.03.1974 İŞLETME 2 MUZAFFER ASLAN 18.08.1968 AVUKAT
KİLİS 1 FUAT KARAKUŞ 03.02.1973 UZMAN DOKTOR 2 AHMET SALİH DAL 02.03.1971 İLAHİYATÇI
KOCAELİ 1 NİHAT ERGÜN 14.09.1962 IKTISATCI 2 FİKRİ IŞIK 13.09.1965 EĞİTİMCİ 3 AZİZE SİBEL GÖNÜL 12.08.1966 MİMAR 4 MUZAFFER BAŞTOPÇU 20.06.1948 YUKSEK KIMYAGER 5 ZEKİ AYGÜN 22.07.1953 ELEKTRİK MÜHENDİSİ 6 İLYAS ŞEKER 30.05.1960 HARİTA KADASTRO YÜKSEK MÜHENDİSİ 7 MEHMET ALİ OKUR 04.08.1973 İŞ ADAMI 8 SAMİ ÇAKIR 15.10.1958 BANKACI 9 AYŞE MÜGE OLŞEN 03.01.1969 ECZACI 10 SERKAN SEYHAN 29.12.1979 ÖĞRETMEN - KALİTE YÖNETİM UZMANI 11 YALÇIN COŞTUR 30.05.1975 SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİR
KONYA 1 AHMET DAVUTOĞLU 26.02.1959 BÜYÜKELÇİ, ÖĞRETİM GÖREVLİSİ 2 KERİM ÖZKUL 18.05.1959 AVUKAT, SANAYİCİ 3 İLHAN YERLİKAYA 20.12.1960 ÖĞRETİM ÜYESİ 4 AYŞE TÜRKMENOĞLU 20.03.1965 AVUKAT 5 CEM ZORLU 09.07.1963 ÖĞRETİM ÜYESİ 6 HÜSEYİN ÜZÜLMEZ 05.03.1957 İŞ ADAMI 7 MUSTAFA BALOĞLU 01.01.1967 GENEL CERRAHİ UZMANI 8 MUSTAFA KABAKCI 05.04.1954 İŞ ADAMI 9 GÜLAY SAMANCI 25.02.1977 AVUKAT 10 MUSTAFA AKIŞ 10.08.1981 AVUKAT 11 HARUN TÜFEKCİ 30.01.1971 AVUKAT 12 ABDULLAH AĞRALI 10.11.1969 DOKTOR 13 HALİL ETYEMEZ 03.05.1965 EĞİTİM MÜFETTİŞİ 14 RAHİM TÜRK 24.12.1985 İKTİSATÇI-TÜCCAR
KÜTAHYA 1 SONER AKSOY 27.07.1941 Dİ.Y. MAKİNE MÜHENDİSİ 2 HASAN FEHMİ KİNAY 03.10.1964 İKTİSATÇI İŞADAMI 3 İDRİS BAL 25.04.1968 ÖĞRETİM ÜYESİ PROFÖSÖR DOKTOR 4 VURAL KAVUNCU 08.03.1966 DOKTOR 5 BEDİHA TÜRKYILMAZ 29.09.1971 ENFEKSİYON HASTALIKLARI UZMANI
MALATYA 1 MAHMUT MÜCAHİT FINDIKLI 15.08.1957 ELEKTRİK MÜHENDİSİ 2 MUSTAFA ŞAHİN 03.02.1956 ÖZEL ÖĞRETİM KURUMU İŞLETMECİLİĞİ 3 ÖZNUR ÇALIK 01.01.1965 ECZACI 4 HÜSEYİN CEMAL AKIN 11.02.1949 AVUKAT 5 ÖMER FARUK ÖZ 05.10.1966 MİLLETVEKİLİ 6 ŞANAL TOSUN 05.05.1958 TIP DOKTORU
MANİSA 1 HÜSEYİN TANRIVERDİ 04.09.1956 EĞİTİMCİ, SENDİKACI 2 RECAİ BERBER 20.06.1959 HESAP UZMANI 3 UĞUR AYDEMİR 08.12.1967 MALİ MÜŞAVİR 4 MUZAFFER YURTTAŞ 28.02.1967 GENEL CERRAHİ UZMANI 5 SELÇUK ÖZDAĞ 07.08.1958 ÖĞRETİM ÜYESİ YRD.DOÇ.DR. 6 SAİT HAN BAKŞİ 20.05.1973 MAKİNE MÜHENDİSİ 7 ABDURRAHİM ARSLAN 06.03.1967 MAKİNE MÜHENDİSİ 8 MEHMET UÇAK 21.07.1970 ÖĞRETMEN 9 MURAT ERBİL 10.03.1974 EKONOMİ FİNANSMAN--ULUSLAR ARASI TİCARET 10 MUSTAFA IRMAK 15.01.1981 TÜRKÇE ÖĞRETMENLİĞİ
MARDİN 1 Muammer Güler 21.03.1949 VALİ 2 GÖNÜL BEKİN ŞAHKULUBEY 18.06.1970 ECZACLILIK 3 ABDURRAHİM AKDAĞ 01.09.1960 İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİCİSİ 4 HİKMET BÜLENT GÖZÜ 06.06.1953 İŞLETME-YÖNETİCİ 5 EDİP DEMİRDAĞ 21.10.1965 MÜTAHİT 6 ABDULLAH DÜZGÜN 03.03.1976 AVUKAT
MERSİN 1 MEHMET Zafer Çağlayan 15.11.1957 MAK.MÜH SANAYİCİ 2 AHMET TEVFİK UZUN 15.06.1968 ECZACI 3 NEBİ BOZKURT 10.01.1950 ÖĞRETİM ÜYESİ 4 ÇİĞDEM MÜNEVVER ÖKTEN 08.06.1961 İNGİLİZCE ÖĞRETMENİ 5 MUSTAFA SAMİ CÜCELOĞLU 01.01.1966 VETERİNER HEKİM 6 MUSTAFA TURAN 01.01.1966 SERBEST MUHASEBECİ VE MALİ MÜŞAVİR 7 FATMA TANSEL GÜREL 04.09.1964 DİŞ HEKİMİ 8 ATİLLA OLÇUM 25.03.1978 SINIF ÖĞRETMENİ 9 MUSTAFA SEVER 15.10.1968 ZİRAAT MÜHENDİSİ 10 ABDULLAH KUZ 01.01.1979 TARİH ÖĞRETMENİ 11 İLHAN KAHRAMAN 20.06.1976 SİGORTACI
MUĞLA 1 ALİ BOĞA 04.01.1949 SİYASET BİLİMCİ 2 YÜKSEL ÖZDEN 05.09.1963 ÖĞRETİM ÜYESİ 3 HAYATİ NİZAMOĞLU 28.10.1960 ORMAN MÜHENDİSİ 4 YEŞİM AVCI 11.05.1970 DOKTOR 5 GÜLTEKİN AKÇA 31.01.1971 AVUKAT 6 MEHMET YAVUZ DEMİR 28.01.1953 EMEKLİ BAKANLIK MÜFETTİŞİ
MUŞ 1 FARUK IŞIK 01.01.1963 MÜLKİ İDARE AMİRİ-KAYMAKAM,VALİ YRD. 2 MUZAFFER ÇAKAR 23.03.1965 KİMYAGER 3 MEHMET EMİN ŞİMŞEK 05.05.1964 İNŞAAT MUHENDİSİ 4 MELİK EMRE 12.10.1975 AVUKAT
NEVŞEHİR 1 AHMET ERDAL FERALAN 20.12.1962 YÜKSEK MAKİNE MÜH. 2 MURAT GÖKTÜRK 28.01.1970 AVUKAT 3 EBU BEKİR GİZLİGİDER 25.02.1979 SERBEST AVUKAT
NİĞDE 1 ALPASLAN KAVAKLIOĞLU 10.03.1962 MÜLKİ İDARE-GENEL İDARE YÖNETİCİLİK 2 ÖMER SELVİ 16.01.1976 ENDÜSTRİ MÜHENDİSİ 3 ERDOĞAN ÖZEGEN 29.11.1965 22.DÖNEM MİLLETVEKİLİ
ORDU 1 İDRİS NAİM ŞAHİN 01.06.1956 KAMU YÖNETİCİSİ 2 MUSTAFA HAMARAT 21.07.1972 AVUKAT 3 FATİH HAN ÜNAL 20.03.1968 İNŞAAT YÜKSEK MÜHENDİSİ 4 İHSAN ŞENER 01.01.1965 KAMU YÖNETİCİSİ 5 HARUN ÇAKIR 03.02.1954 YÖNETİCİ 6 MUSTAFA ÇAYA 12.05.1970 MALİ MÜŞAVİR
OSMANİYE 1 SUAT ÖNAL 16.12.1961 MAKİNE YÜKSEK MÜHENDİSİ- İKTİSATÇI 2 DURDU MEHMET KASTAL 22.01.1969 EGITIMCI 3 MUSTAFA DAYANGAÇ 20.09.1960 TELEKOMİNİKASYON-ELEKTRİK 4 ABDULKADİR ŞAHİN 01.09.1956 MİLLİ EĞİTİM MÜDÜR YARDIMCISI
RİZE 1 HAYATİ YAZICI 23.05.1952 AVUKAT 2 HASAN KARAL 03.01.1973 EĞİTİMCİ 3 NUSRET BAYRAKTAR 01.01.1951 MAKİNA MÜHENDİSİ
SAKARYA 1 HASAN ALİ ÇELİK 02.05.1959 ÖĞRETİM ÜYESİ 2 AYHAN SEFER ÜSTÜN 21.08.1970 AVUKAT 3 ŞABAN DİŞLİ 22.02.1958 EKONOMİ, İKTİSAT, BANKA 4 AYŞENUR İSLAM 16.01.1958 ÖĞRETİM ÜYESİ 5 ALİ İHSAN YAVUZ 07.07.1969 AVUKAT 6 ZİYA CEVHERLİ 12.12.1960 ÖĞRETMEN 7 ENDER SERBES 01.01.1977 ALTIN DÖVİZ VE PIRLANTA TİCARETİ
SAMSUN 1 MUSTAFA DEMİR 18.01.1961 MİMAR-SANAYİCİ-SER.TİC.İNŞ.TAAH. 2 SUAT KILIÇ 23.07.1972 AVUKAT 3 CEMAL YILMAZ DEMİR 12.08.1960 EGİTİMCİ 4 TÜLAY BAKIR 02.05.1947 FİZYOLOG İÇ HASTALIKLARI GASTROENTEROLOJI PROF.DR. 5 AKİF ÇAĞATAY KILIÇ 15.06.1976 SIYASET BILIMCI 6 AHMET YENİ 10.08.1955 BANKACI 7 KAMURAN ÖZDEN 10.05.1962 MÜSTAKİL DAİRE BAŞKANI 8 ASLAN KARANFİL 10.01.1970 MÜLKİ İDARE AMİRİ 9 MEHMET TAŞAN 15.02.1957 ZİRAAT YÜKSEK MÜHENDİSİ
SİİRT 1 AFİF DEMİRKIRAN 01.01.1952 MADEN YÜKSEK MÜH. 2 OSMAN ÖREN 13.04.1966 ÖĞRETMEN 3 BAYRAM KIZILAY 05.07.1955 ÖĞRETMEN
SİNOP 1 MEHMET ERSOY 26.04.1964 MEMUR-VALİ 2 İBRAHİM FELEK 01.02.1957 İŞLETMECİ
SİVAS 1 İSMET YILMAZ 10.12.1961 HUKUKÇU 2 MESUDE NURSUNA MEMECAN 23.07.1957 YAYINCI 3 HİLMİ BİLGİN 26.05.1972 AVUKAT 4 ALİ TURAN 15.10.1959 DIŞ TİCARET 5 ADEM YILDIRIM 05.01.1973 HUKUK FAKULTESİ
ŞANLIURFA 1 FARUK ÇELİK 17.01.1956 EĞİTİMCİ 2 SEYİT EYYÜPOĞLU 10.04.1942 ÇİFTÇİ 3 MEHMET KASIM GÜLPINAR 20.09.1969 KAMU GÖRVL. 4 MEHMET AKYÜREK 20.11.1950 İŞADAMI 5 ZEYNEP ARMAĞAN USLU 11.07.1969 ÖĞRETİM ÜYESİ 6 HALİL ÖZCAN 01.10.1964 ÖĞRETİM ÜYESİ YARD.DOÇ.DR 7 MAHMUT KAÇAR 10.10.1975 ÇEVRE MÜH. 8 ABDULKADİR EMİN ÖNEN 15.03.1976 ÜST DÜZEY YÖNETİCİ 9 YAHYA AKMAN 07.05.1966 AVUKAT 10 ABDULKERİM GÖK 01.03.1970 ÖĞRETİM ÜYESİ 11 BEKİR EREN 23.04.1977 AVUKAT 12 ZEYNEP MÜJDE SAKAR 21.06.1982 İŞLETMECİ
ŞIRNAK 1 MEHMET EMİN DİNDAR 01.01.1959 DOKTOR 2 MEHMET TATAR 01.02.1945 İŞ ADAMI 3 NAZAN BİRLİK 01.07.1974 AVUKAT 4 İBRAHİM BAYKAL 04.05.1968 TÜCCAR, ÇİFTÇİ
TEKİRDAĞ 1 TEVFİK ZİYAEDDİN AKBULUT 12.04.1949 EMEKLI VALI 2 ÖZLEM YEMİŞÇİ 30.08.1971 SİGORTA ACENTELİĞİ 3 SAİT YAZI 25.03.1959 MAKİNA MÜHENDİSİ 4 MESTAN ÖZCAN 03.01.1973 ZİRAAT MÜHENDİSİ- İŞLETMECİ 5 MUSTAFA YEL 21.07.1968 VALİ YARDIMCISI-MÜLKİ İDARE AMİRİ 6 HAKAN ŞIK 10.09.1968 KAMU YÖNETİMİ
TOKAT 1 ZEYİD ASLAN 06.08.1965 AVUKAT 2 ŞÜKRÜ AYALAN 01.07.1963 PSİKİYATR 3 DİLEK YÜKSEL 26.05.1977 İKTİSATÇI 4 CELİL GÖÇER 05.04.1970 TIP DOKTORU 5 CÜNEYT ALDEMİR 30.10.1973 DİŞ HEKİMİ
TRABZON 1 FARUK NAFIZ ÖZAK 19.04.1946 İNŞAAT YÜK. MÜH. 2 ERDOĞAN BAYRAKTAR 10.10.1948 İNŞAAT YÜKSEK MÜH. 3 AYDIN BIYIKLIOĞLU 01.01.1954 MAKİNE YÜKSEK MÜHENDİSİ 4 SAFİYE SEYMENOĞLU 03.03.1964 MİMAR 5 YUNUS KARABELA 15.10.1969 UZMAN DOKTOR 6 SALİH CORA 09.07.1981 AVUKAT
TUNCELİ 1 CİHAN AÇIKGÖZ 02.03.1969 İKTİSATÇI 2 BEDRİ AŞAM 05.01.1966 İŞLETME FAKÜLTESİ UŞAK 1 İSMAİL GÜNEŞ 04.03.1967 KULAK BURUN BOĞAZ UZMANI 2 MEHMET ALTAY 12.10.1972 AVUKAT 3 HAZİM SESLİ 15.04.1966 İŞADAMI
VAN 1 BURHAN KAYATÜRK 23.08.1970 ELEKTİRİK MÜH. 2 FATİH ÇİFTCİ 06.07.1971 CUMHURİYET SAVCISI 3 MUSTAFA BİLİCİ 01.01.1969 SERBEST MUHASEBECİ 4 GÜLŞEN ORHAN 12.12.1970 ARKEOLOG 5 ZAHİR SOĞANDA 26.02.1968 AVUKAT 6 ABDULAHAT ARVAS 27.10.1969 SANAYİCİ İŞ ADAMI 7 NECAT GÖRENTAŞ 01.07.1964 ÖĞRETİM ÜYESİ 8 HASAN KARADAŞ 25.06.1982 TÜRK DİLİ VE EDEBİYAT ÖĞRETMENLİĞİ
YALOVA 1 TEMEL COŞKUN 21.08.1956 EMEKLİ BÜROKRAT 2 MUSTAFA PEHLİVAN 01.10.1961 SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİR
YOZGAT 1 BEKİR BOZDAĞ 01.04.1965 SERBEST AVUKAT 2 ERTUĞRUL SOYSAL 03.05.1963 UZMAN HEKİM 3 YUSUF BAŞER 10.04.1965 AVUKAT 4 ABDULKADİR AKGÜL 03.04.1959 TİCARET
ZONGULDAK 1 KÖKSAL TOPTAN 03.01.1943 HUKUKÇU 2 ERCAN CANDAN 06.03.1967 ÖĞRETİM ÜYESİ 3 ÖZCAN ULUPINAR 02.06.1970 DEVREK BELEDİYE BAŞKANI 4 HÜSEYİN YILMAZ 18.12.1966 ÖĞRETİM GÖREVLİSİ 5 POLAT TÜRKMEN 01.01.1957 MADEN MÜHENDİSİ |
0 Yorum -
Yorum Yaz
telgrafın tellerine kuşlar mı konar ,
herkes sevdiğine yavrum böyle mi yanar.
gel yanıma , yanıma da , yanı yanı yanıbaşıma ,
şu gençlikte neler geldi garip ( cahil ) başıma..
telgrafın tellerini arşınlamalı ,
yar üstüne yar seveni kurşunlamalı.!
gel yanıma , yanıma da , yanı yanı yanıbaşıma ,
şu gençlikte neler geldi garip ( cahil ) başıma..
telgrafın direkleri semaya bakar ,
o senin güzel gözlerin çok canlar yakar..
gel yanıma , yanıma da , yanı yanı yanıbaşıma ,
şu gençlikte neler geldi garip ( cahil ) başıma..
0 Yorum -
Yorum Yaz
Kesik Çayır Biçilir Mi?
Meram bağları, Meram çayırları tanıktır, böylesi yiğit her anaya kısmet olmaz. İnadına mertti, inadına yiğit, inadına yağızdı.
Konya'nın valisi o yıl Meram'da otururdu hep. Meram o zamanlar da en saygıdeğer yeriydi şehrin, Mevlevi dedeleri Meram'daydı, çelebiler hepten Meram'daydı. Ve Vali paşanın yâveri, genç yâveri Meram'dan çok az inerdi Konya'ya. Bütün oralar bu genç adamı, o da bütün oraları tanırdı, iyi tanırdı.
Yâver, fesini sola doğru devirdi. Güz demiydi. Serindi ama o yanıyordu. Korkmuyordu. Oysa Kocamış bir gece yollara düşmüştü "Dutlu"dan Meram'a doğru, akşam namazından sonra. Korkmuyordu.
"Sırtıma sepken yağıyor."
"Yanuben yorgun gelirim."
demiş elin oğlu zamanında. Yâver işte bu hâl idi. Konya severdi bu delikanlıyı; O da Konya'yı. Ama Konya'dan daha çok sevdiği bir şey bir kişi, bir hatun kişi vardı. Meram'a ilk zamanlar sık gelirdi. Aslı Konaya'lı değildi.
Sevdiceği bir Mevlevî çelebisinin kızıydı. Düşünün, Allah etmesin dile düşerlerse ötesi yoktu bu işin. Allah etmesin dile düşerlerse, Musalla mezarlığında selviler hüzzam makamından bir şarkıyla başlayıverirlerdi. Allah etmesin, gençti. Konya'nın delikanlısı zaten pek hayır okumuyordu adının üstüne. Allah etmesin. Ama yine de kotkmuyordu işte.
Sevdiceği bir Mevlevî çelebisinin kızıydı. Gelirken- giderken bir şeyler olmuştu. Bir şeyler olmuştu çünkü. Loraslarından kalkan ebabil kuşları, kanatlarında "Günaydınlar" getirdilerdi bir gün. Ebabil kuşlarının gözleri kahverengiydi, sol ellerinin üstünde bir "Ben" vardı ebabil kuşlarının.
Bu gece onunla buluşacaktı. İlk buluşmaları değildi bu şüphesiz. Ama Meram'ın o ördekbaşı ve şili çayırları o "incecik" çayırları tanık olsun ki en mutlusuna gidiyordu buluşmalarının.
Yâver fesini sol yana devirdi ve bıyıklarını burdu. Eli-ayağı yanıyor gibiydi. Kerpiç duvarı aşmıya çalıştı. Ceketi tozlandı, aldırmadı, hemen şöyle silkiverdi eliyle, ince çayırlar ayağına dolaştılar aldırmadı.
Çelebi kızı, Zerdalinin altına vardı. Gözleri apaydınlıktı, kahverengiydi.
Yâver yanına gelince, oturuverirdi çayırların üstüne. Yâver o cesaretsiz elleriyle çelebi kızın elini tutacak oldu, edemedi. Oturdu.
Konya pul pul dirildi gözbebeklerine. Yalnız Konya değil dünyalar onundu. Anasını hatırladı, bir zaman sonra, memleketini hatırladı, sonra kalkıp gitmek istedi, niye istedi bilmem, gidemedi.Oturdu.
Derken efendim sekiz iklimden ipil ipil bir batı rüzgarının seranadı başladı. Kız konuşuyordu. Çelebi kızı. Derken efendim, Dere tarafından bir bülbülü vurdular, ne hacetti, kız konuşuyordu, yâver öldü öldü dirildi.
Konuştular. Kızın elleri yâverin ellerinde serindi. Uzun uzun konuştular. Aşktı bu dost. Sevgiydi. Ne Konya vardı önlerinde, ne zerdali ağaçları, Ne Meram, ne paşa, ne çayırlar ve ne de sekiz taraflarından sekiz kara binayla onları gözetleyen sekiz Konya uşağı.
Derken efendim, yâver "Haydi hoşçakalasız" diyecekti, diyemedi. Derken efendim sekiz karabina sekiz kurşun kuştu yâverin suratına. Derken efendim, yâver "gidem" dedi, gidemedi. Önce sallandı sağ ayağının üzerinde üç kez. Sonra sa yanına devrildi. Kıpırdayamadı bile. Sekiz Konya delikanlısı için sanki bir şey olmamıştı. Dere yöresine doğru "Konyalı" yı çağıraraktan yürüdüler.
Sabah yakındı. Çelebi kızı ölü sevgilinin üstüne eğildi. Öylece kaldı.
Gün ışığında ölü yâveri ve çelebi kızını "incecik" çayırların üstünde buldular.
Paşa, vali paşa, yâverin anasına yanık künyesini gönderdi yarıntesi günü.
"İnce çayır biçilir mi
Sular ayaz içilir mi
Bana yardan vaz geç derleR
Yâr tat'lolur geçilir mi"
Sonra arkasından, mezar taşı olsun garibin diye bu türküyü yakıverdiler. "İnce çayır biçilir mi?" Biçtiler bile.
"Aman ben yandım, paşam ben yandım,
Ellerin köyünde vuruldum kaldım."
Kaynak:
Kamil UĞURLU
Bir Konya Türküsünün Doğuş Hikayesi
Türk Folklor Araştırmaları-Kasım 1963
0 Yorum -
Yorum Yaz
Sepetçioğlu
Sepetçioğlu bir ananın kuzusu,
Hiç gitmiyor kollarımın sızısı,
Böyleyimiş alnımızın yazısı
Yassıl dağlar yassıl aman,
Osman Efem geliyor vay vay!
Osman Efe de, Osman Efe ha!.. Halkın gönlünde umut, yüreğinde sevgi. Zalimler, halk düşmanları derseniz, köşe bucak peşinde Osman Efe’nin. Yüreklerinde bir korku ki, uykuları bölünüyor geceleri. Derebeyi’nin dilinde Osman Efe’nin adı “Şu Sepetçioğlu denen eşkiyayı yakalayanı altınlara boğarım. Ölüsünü, ya da dirisini getirene bağlar, bahçeler vereceğim” diyor. Neden ki derseniz, diyelim. Sepetçioğlu Osman Efe mert. Bileğine güçlü, yüreğine sağlam.
Kastamonu’nun Araç ilçesinin Yukarı Avşar köyünden. Babasının bir karış toprağı yok. Köylük yerde topraksızlık kötü. El eline muhtaç eder topraksızlık. Muhtaç eder ki, gündelik işler karın doyurmaz. Eli görür, cebi görmez insanın. Osman’ın babası da öyle. N’apsın? Ek bir gelir gerek. Sepet yapıp satıyor. Hani çok bir şey kazanmıyor ama, geçinip gidiyorlar. Babasının ölümünden sonra Osman güç durumlara düşüyor. Geçim sıkıntısı çekiyor. Köyü terketmek zorunda kalıyor sonunda. Varıp Kastamonu’ya yerleşiyor. Baba mesleği sepetçiliği de iş ediniyor kendisine. Zaten bir anası, bir kendi. Geçinip gidiyorlar. Kollu sepet, ekmek selesi, küfe, çeşit çeşit. Küçüklü büyüklü. Günde birkaç tane yapıp satıyor. Bir de şu var ki, devir çok eski. Anadolu beylerin elinde. Her beylik kendi bölgesinde yaşayanlardan sorumlu. Yani ki, onların kazancını beylikler vergiliyor. Beyin emrinde sipahiler. Köy köy; kent kent dolaşıp kazançlarının bir kısmını topluyor. Ama öyle bir toplayış ki, düşman başına. Sipahilerin dediği dedik, çaldığı düdük. Varıyorlar harmanın başına “Bu harmandan elli gülek buğday ayırın aşar olarak” diyorlar. O kadar. çiftçinin eli kolu bağlı. Harmandan elli gülek buğday çıkar mı, çıkmaz mı. Belli değil. Çıkarsa geriye ne kalır. Kışın çoluk çocuk ne yer. Soran yok. Ya gelecek yılın tohumluğu? Sipahiler zalim! Gaddar! Şundan ki, sırtları kalın sipahilerin. İlk güvenceleri “Bey” sipahilerin. Sonra “Beylerbeyi”. Sonra da “Padişah”. Padişah açıyor ağzını “Şunca buğday, şunca arpa. Şunca deve gerekli bana” diyor. O kadar! Emri beylerbeyi alıyor, bey’e iletiyor. Bey de sipahilere. Ha, bir de “mültezim” denilen gelir toplayıcılar var. Filan köyün tüm gelirini kabala alıyor. Yani, bey istediği öşrü bildiriyor. Diyelim ki bey köyden yüz çuval pirinç istiyor. Bunu mültezim köylüden topluyor. Ayrıca kendisi için de ek yapıyor buna. Artık insafına kalmış. Ne kadar pay isterse onu da ekleyip varıp köylüye bildiriyor. “Ürününüzden şuncasını öşür olarak istiyorum. Filan yere getirip teslim edeceksiniz.” O kadar! Kim ki istenileni vermedi, ferman padişahtan. İnsaf sipahiden.
İşte Sepetçioğlu’nun yaşadığı devir, bu devir. Sepetçioğlu’nun yaşadığı beylik de İsfendiyaroğulları Beyliği. İsfendiyaroğlu Hamza Bey’de din-iman kıt! İnsaf vicdan hak getire! Öşrü artırdıkça artırıyor. Köylü bir deri bir kemik. Umurunda değil beyin. Durmadan daha çok vergi alınması için emir yağdırıyor. Sepetçioğlu o zamanlar daha “efe” değil. Osman diyor herkes! “Sepetçioğlu Osman”.
Günlerden bir gün, dükkanında sepet örüyor Osman. Kapı tekmeyle açılıyor. “Hamza Bey’in emridir. Hafta sonuna kadar yüz tane sepet vereceksin öşür olarak. Ellisi sele, ellisi kulplu olsun”. Tak kapı sipahiler dışarda. Sepetçioğlu almış başını ellerinin arasına. Başlamış hesaplamaya. Günde iki sepet örse, hafta sonuna kadar oniki sepet yapar. Eldekileri de eklese, elli sepeti geçmez. Bunların tümünü verirse neyle geçinecek. Üstelik düğün hazırlığı var. Üçbeş kuruş bir kenara atmak gerek. Varıp anasına açmış durumu. Anası tasalı. “Oğlum sana kötülük yaparlar. Ne yapıp yap, istediklerini yerine getir. Baban rahmetli de çok çektiydi. Sepetleri yetiremeyince yollarda çalıştırdılar. Ev yapımında iş verdiler. Sen sen ol, çekin Osmanlı’dan. İstediklerini yetir. Yoksa iyi olmaz”. Olmazı belli. Ya çaresi? Ne yapsın Osman. Varıp komşu sepetçilerden ödünç sepet istese kim verir. Hepsi aynı durumda. Çaresiz Osman. Gözlerinde uykular kaçık. Hafta sonunu iple çekiyor. “Gelsinler. Durumu anlatırım. Nişanlıyım. Yakında düğünüm olacak. Biraz anlayış gösterin bana derim. Bunlar da insan. Canımı alacak değiller ya! Olanı alır giderler” diyor. İyi. Hoş! Ama evdeki Pazar çarşıya uymuyor. Hafta sonu gelip de sipahiler kapıya dayanınca işler karışıyor. “Vay efendim vay! Nişanlıymış da para gerekliymiş. Öküzün yamacına koşul da aklın başına gelsin. Gör bakalım, yol yapmak mı kolay yoksa sepet mi?” Osman’ın cevap vermesine kalmadan iki kişi yakalamış kollarından. Sürüye sürüye atın terkisine bağlamışlar. Sürmüşler atları doğru Bey’in huzuruna. Daha bir dolu adam bekliyor kapıda. Kiminin üstü başı lime lime, kiminin gözü yaşlı. Osman da girmiş aralarına. Girmiş ya, alıp veriyor, alıp veriyor. Çok geçmeden Bey görünmüş. Elinde nar çubuğu. Sıradan girmiş. “Demek emirlere karşı durursunuz. Canınız ucuz sizin. Keyfiniz bilir. Alın bunları yol yapımına koşun.” O kadar! Bey buyurur, beycik vurur. Adamlar sıra sıra dizilir yollara. Osman’ın içi içine sığmıyor. Osman tetikte. Osman yolun kuytusunu kolluyor. Sonra süzülüveriyor karanlıklara. Ver elini Kastamonu. İlkin anasına varıyor. Durumu sergiliyor. “Böyleyken böyle. Canımı zor kurtardım. Bu işin oluru yok. Sizi size bırakıyorum. Ben bu işi Bey’in yanına koymayacağım. Onca zavallı adamın ahını alacağım Bey’den”. Anası ürkek, “Oğul beyle yarışa çıkılmaz. Kolu uzundur Bey’in. Sağ komaz seni. Kapısında kulu çok. Baş edemezsin” diyorsa da Osman kararlı. “Görsünler el mi yaman Bey mi! Dinsizin hakkından imansız gelir. Yanına koymam bunu. Sen benim baba yadigarı tüfeğimi ver. Nişanlıma da gözkulak ol” deyip atlamış atına. Doğruca nişanlısının evine. Nişanlısı da yürekli kız. Üstelemiyor hiç.
Osman düşüyor yollara. Varıp Bey’in konağına ulaşıyor. Pusu kuruyor. İsfendiyaroğlu Hamza Bey de at sırtında gezintiye çıkıyor çok geçmeden. Sözün kısası, Sepetçioğlu Osman, hakkından geliyor Bey’in. Sonda da atını mahmuzlayıp Gülpü Dağına sığınıyor. Gaddar Bey’in ölümünü duyan halk sevinç içinde. Dilden dile anlatıyorlar Sepetçioğlu’nu. Bundan böyle de adını, “Sepetçioğlu Osman Efe”yapıyorlar. çokluk da Sepetçioğlu deyip kısadan kesiyor.
Bey öldü diye, beylik dağılmıyor elbet. Hamza Bey’in oğlu Rüstem Bey alıyor beylik sırasını. Babasından daha gaddar Rüstem Bey. Halkı daha çok eziyor. Bir tek Sepetçioğlu karşı duruyor Rüstem Bey’in buyruklarına. Buyruğa buyrukla karşı koyuyor üstelik. Rüstem Bey, öşrün oranını artırınca o da buyrukluyor : “Filan gün, filan saatte, falan yere şu kadar baş koyun getirin.” O kadar! Koyunlar gelirse gelir; yoksa Bey’in adamlarından bir kaçı gider. Gidecek adamları da iyi seçiyor Sepetçioğlu. En gaddarlarını, halka en çok eziyet edenini seçiyor sipahilerin.
Bey’de bir telaş. Atlılar çıkarıyor Gülpü Dağına. Boş. Halk seviniyor. Sepetçioğlu’nun adı dillerde. Herkes elinden gelen yardımı geri komuyor. Aç-susuz bırakmıyor Sepetçioğlu’nu. Bey bakıyor bu işin oluru yok. İşi kurnazlığa döküyor. Sepetçioğlu’nun anasıyla nişanlısını yakalatıp getirtiyor konağına. Sonra da haber salıyor Sepetçioğlu’na : “Ya gelir teslim olur, ya da anasıyla nişanlısını boğdururum.” Sepetçioğlu durumu öğrenince bir gece baskın yapıyor Rüstem Bey’in konağına. Anasıyla nişanlısını alıp kaçıyor. Kimi, “Beyin adamlarının arasında Sepetçioğlu’nu tutanlar vardı, onlar yardım etti” diyor; kimi, “Sepetçioğlu çatal yürekli. Bir nara atmış ki yerler yerinden oynamış. Kimsenin kılı kıpırdamamış” diyor.
Sözün özü, Sepetçioğlu, anasıyla nişanlısını da alıp Gülpü Dağına çıkmış yeniden. Adı daha da büyümüş. Halk daha tutar olmuş. Beyin yüreği korkulu. Öşürü, eziyeti bırakıp bir tek Sepetçioğlu’nun peşine takmış adamlarını. Sepetçioğlu derseniz üç can. Anasıyla nişanlısı da yardımdan çok yük oluyarlar ona. Sipahilerin yaklaşma haberini duyunca yer değiştiriyorlar. Gün oluyor aç-susuz, saatlerce yürüyorlar. Anası derseniz yaşlı. Yola dayanamıyor. Teslim olmayı da istemiyor. Biliyor ki Rüstem Bey sağ komaz bu kez. Derken sipahilerin tuzağına düşüyorlar birgün. Sepetçioğlu, aslanlar gibi döğüşüyor. Nişanlısı da öyle. Ama anası; anası yürüyemiyor gayrı. Vuruşa vuruşa geri çekiliyorlar. Ama, uzun sürmüyor bu. Sipahiler dağın tepesini dolanıp arkadan sarıyorlar. Daha çok dayanamıyor Sepetçioğlu.
Üçünün ölüsünü şenlikle şehire getiriyor sipahiler. Günlerce yiyip içip keyfediyorlar. Halk geriden geriden izliyor bu şenlikleri. Bir de türkü yakıyorlar Sepetçioğlu için. Alıp Sepetçioğlu’nun tüm yiğitliğini koyuyorlar bu türküye...
Yaslan Sepetçioğlu yaslan,
Laleli çimenli dağlara yaslan,
Analar doğurmaz sen gibi aslan,
Yassıl dağlar yassıl, Osman Efem geliyor aman!
Yassılsın dağlar ya! Yassılsın ki Osman Efe geçsin. Osman Efe’yi asırlar ötesinden bugüne getirmek olanaksız elbette. Ama türküsü var ya!
SEPETÇİOĞLU
Sepetçioğlu bin ananın kuzusu,
Hiç gitmiyor kollarımın sızısı,
Böyle imiş alnımızın yazısı,
Yassıl dağlar Osman Efem geliyor.
Yaslan Sepetçioğlu yaslan,
Laleli çimenli dağlara yaslan,
Analar doğurmaz sen gibi aslan,
Yassıl dağlar, Osman Efem geliyor aman!
Kalk gidelim kışla önü aşağı,
Salıvermiş ince belden kuşağı,
Yaman olur Kastamonu uşağı,
Yassıl dağlar, Osman Efem geliyor aman!
KAYNAKLAR
1. Sadi Yaver ATAMAN: Doğcıl Saz Şairlerinin Hür Fikirleri Yaymadaki Rolleri (1944) ve Sepetçioğlu Osman Efe Zeybeği ve Türküsü TFA Dergisi s.165/1963
2. M. ÖZBEK Folklar ve Türkülerimiz 1975, s.359
3. F. ARSUNAR: Batı Anadolu’da Zeybekler (MİFAD Arşivi No.145)
0 Yorum -
Yorum Yaz
Bilgisayar Oyunlarının Yararları da Var |
|
|
|
Prof. Dr. Nevzat Tarhan | .. |
|
NASA’da görevli bilim adamları bilgisayar oyunları ile çocuk, genç ve erişkinlerde dikkat ve konsantrasyonun artırdığını belirtiyorlar. Özellikle hiperaktif çocuklarda tedavi edici değere sahip. Bilgisayar oyunlarının en önemli riski şiddet kullanımını teşvik etmesi. Özellikle çocuklarda yanlış değer yargıları ve tutumlar oluşturmasına ve saldırganlığa neden olabilmektedir. Ancak bilgisayar oyunları da televizyon gibi bir araçtır. İyi yönde kullanılırsa teknolojinin olumlu bir kazanımı olur. Dikkat eksikliği çeken, hiperaktif çocuklar aceleci ve sabırsızdırlar, kıpır kıpırdırlar. Kafa yoran işlerden sıkılır ve kaçarlar. Kitap başında oturamadıkları için dersi izleyemedikleri için zekalarını kullanamazlar. Dikkatini toplamakta zorluk çeken küçük büyük herkes için bilgisayar oyunları tedavi amacıyla kullanılabilir. Beyin dalgalarının ölçümü ile ilgili yapılan tekniklerde çocuk joysttick’le oynarken beyin dalgaları ölçülüyor. Oyun esnasında dikkat arttığını gösteren yüksek frekanslı dalgalar beyi tarafından daha çok üretiliyor. Bunun da tedavi edici etkisi var. Çocuk dikkatini toparladığını hissettiğin de konsantrasyonu öğreniyor. Güzel bir kontrol ve üstünlük duygusuna sahip oluyor. Beyin yüksek frekanslı dalga üretmeyi yani dikkatli olmayı öğreniyor. Hiperaktif çocuklarda ve stresli erişkinlerde sakinlik kazandırıyor. En önemlisi de stresli oyun esnasında “gergin anlarda soğukkanlı kalma becerisi kazanılıyor. Bu beceriyi öğrenmek ve güçlendirmek aceleci, sabırsız olan hiperaktifler de tedavi edici değere sahiptir. Ayrıca bellek, sıralama, tasnif etme becerilerini problem çözme yeteneğini artırması da önemli kazanımları arasındadır. Anne ve babaların en çok dikkat edecekleri şey yasaklamak yerine yönlendirmek, kısıtlamak yerine seçenekler sunmaktır. Çocuğun tek ilgisinin bilgisayar olması sakıncalıdır. Ama bilgisayarı zihnini geliştirmekte kullanmakta çocuğun akademik başarısında önemlidir. Çocuk şiddeti öğrenmesin ama enerjisini keşfedicilik, yaratıcılık becerisine dönüştürmek büyüklerin sorumluluğundadır. Şu da unutulmamalı; aile içindeki şiddet bilgisayardaki şiddetten daha zararlıdır. |
Bilgisayar oyunları dergisi LEVEL'in 7 ay önceki sayısında, bilgisayar oyunlarının bizleri nasıl etkilediğine dair bir yazı vardı. Çeşitli bilimsel araştırmalardan örnekler verilmişti. Araştırmaların büyük çoğunluğunda varılan sonuç; el göz koordinasyonu gerektiren oyunlar sayesinde, bu oyunu oynayanların, oynamayanlara göre bu tür beceri isteyen işlerde daha başarılı oldukları kanıtlanmış. Bu testler sadece sıradan insanlara değil, cerrahlara ve pilotlara da yapılmış.
Bilgisayar oyunlarının insan zekâsı ve psikolojisi üzerine etkilerini konu alan bir yazı da, bu ay ki Bilim ve Teknik dergisinde yer alıyor. İlgimi çeken bir araştırma sonucunu paylaşacağım. New York'daki Beth-Israil Tıp Merkezi İleri Tıp Teknolojileri Enstitüsü başkanı James Rosser'ın yaptığı bir araştırmaya göre, haftada 3 saatten fazla bilgisayar oyunu oynayan cerrahların, oynamayanlara göre %37 daha az hata yaptıkları ortaya çıkmış. Bu gerçekten de ciddi bir oran.
Sandra Aamodt ve Sam Wang'in "Welcome to Your Brain (Beyninize Hoşgeldiniz)" isimli kitaplarında, bilgisayar oyunlarının aynı anda birden fazla işi yapabilmenize yardımcı olabilmesi ile ilgili yazısına bakalım:
"Dikkatinizi aynı anda birden fazla şeye yöneltebilme yeteneği pratik yaparak artırılabilmektedir. Bu konuda yapabileceğiniz pratik ise, pek çok hedefe ateş etmek zorunda kaldığınız bir video oyunu olabilir. Bu tür oyunlar dikkatinizi ekrandaki her alana yaymanızı gerektireceği için olayları çabuk kavrama ve çabuk reaksiyon verme konusunda egzersiz yerine geçebilir.
Tetris oynamak aynı etkiyi yapmaz çünkü tetris oynarken birden fazla noktaya aynı anda dikkatini yöneltmek yerine sadece bir tek parçaya odaklanmış oluyorsunuz. Ama bu şekilde bir düşünce tarzıyla çocuklara iyi bir örnek olmadığınızı da bilmelisiniz."
Çocukların Bilgisayar Kullanmasının Yararları
Bilgisayar; çocukların yaşadıkları deneyimlerini yönlendirmelerine, hızlarını ayarlamalarına ve kendilerini rahat hissettikleri zorluk derecesini seçmelerine
yardımcı olur.
Çocukların bilgi toplarken çeşitli becerilerini (okuma, yazma, seçme,
sınıflandırma vb.) kullanmalarını sağlar.
Bilgisayar çocuklar için çok etkileyici ve ilgi çekici olduğundan; tüm ilgilerini
toplamalarını ve konsantre olmalarını sağlayabilir.
Çocuklar, bilgisayar konusunda bilgileri arttıkça, teknolojiye karşı daha olumlu bir tutum geliştireceklerdir. Bu da onların gelecek yaşamlarında önemli bir rol oynayacaktır.
İyi eğitim yazılımları; çocukların temel becerilerini -okuma, yazma gibi- geliştirmelerine yardımcı olmanın yanı sıra, daha üst düzeyde neden-sonuç ilişkisini anlamalarında, üst düzey problem çözme, yaratıcı düşünme gibi becerilerini geliştirmelerinde de
etkili olabilir.
Bilgisayarlar özel durumu olan çocuklar için de yararlar sağlamaktadır. Bilgisayarların duyma, konuşma, motor gelişimi konularında sorunları olan çocuklar için oldukça yararlı olduğu gözlenmiştir. Bu tür çocuklar özellikle bilgisayarların; ihtiyaca göre hızının ve fonksiyonlarının ayarlanabilmesi, öğrenmesini bekleme konusunda sabırlı olması özelliklerinden yararlanırlar. Bilgisayarlar, bu tür çocukların kendilerine olan güven ve saygılarını geliştirir ve gerçek dünya ile bütünleşmelerini kolaylaştırır.
PC Oyunlarının Yararları
Bilgisayar, ailelerimiz tarafından çoğunlukla zarar veren bir alet olarak gösterilmiştir. Devamlı radyasyon yayan bir monitörün önünde, hareketsiz öylece oturmamıza neden olan, gözlere olduğu kadar, bel ve sırt ağrılarına da neden olan bir cihaz.
Tabii ailelerimiz bu konularda tamamen haksız sayılmaz. Özellikle bilgisayar karşısında çok fazla duran kişilerde, bel ve sırt ağrıları hastanelere kadar ulaşan bir sorun halini aldı. Unutulmaması gereken bir diğer sorun ise göz. Şahsen benim de tanıdığım gözleri bilgisayar nedeniyle bozulmuş bir çok insan var...
Ama bütün bunlar kişisel hatalardan kaynaklanıyor ve çözümleri de biraz araştırmayla kolayca elde ediliyor. Bilgisayar başında yapılacak birkaç hareket verilecek molalar bu gibi sorunları kolayca ortadan kaldırabilir.
Peki bütün bunları geçtik, gel gelelim bilgisayarın pek bahsedilmeyen yararlarına. Biz burada bilgisayarın teknolojik yararlarından bahsetmeyeceğiz. Biz bilgisayar oyunlarının kişiler üzerindeki olumlu etkileriyle biraz da olsa moral bulmaya çalışacağız ve biraz da kültürel özelliklere değineceğiz...
Video-Game pazarı
Günümüzde, bir çok kişi sinema filmlerinin devasa çekim fiyatlarını duymuştur. Fakat cirolarına bakınca sinema, dünya pazarında en sonda yer alan bir sektör. Bilgisayar oyunları ise sinemanın hemen önünde yer alıyor. İleride ne olur bilinmez ama oyun sektörünün geleceği parlak gözüküyor...
Bilgisayar ve Zeka
Türkiye'de yapılan araştırmalar, bilgisayar oyunlarının özellikle lise çağında çok önemli bir hal aldığına işaret ediyor. Yapılan bir ankette öğrencilere sorulan "Bilgisayardan hangi alanlarda yararlanıyorsunuz?" soruna verilen cevap yüzde 90 gibi büyük bir oranda "eğlenmek ve hoşça vakit geçirmek" için olduğunu gösteriyor.
Gazi Üniversitesi Endüstriyel Sanatlar Eğitim Fakültesi Aile ve Tüketici Bilimleri Eğitimi Bölümü'nde öğrenim gören ve bilgisayar eğitimi almış 107 üniversite öğrencisinde yapılan bir araştırmada, üniversite dışında erkek öğrencilerin %73'nün bilgisayar ile uğraşırken, kız öğrencilerin ise %64'nün bilgisayar ile uğraştıkları görülmüştür. Bunlara ilave olarak ankete katılan öğrencilerin %53'nün ayda en az bir kere internet cafe'ye gittikleri, evde kişisel kullanım için bilgisayarı olanların ise %58'nin ayda en az bir kere internet
cafe'ye gittiği hesaplanmıştır.
Tabii bu yüzdelerin kesin bir sonuç veremeyeceğini siz de takdir edersiniz. Peki bu kadar çok kullanılan bilgisayarın yararları nelerdir?
Bu yararları; ileriye dönük, bilgisayar oyunları ve internet olarak basitçe üç gruba ayırabiliriz. Bu üç başlıktan da bir makale çıkabileceğini için ben şimdilik sadece bilgisayar oyunları kategorisine değineceğim.
Araştırmalar ve oyunlar
Dünya çapında bir çok fakültede bu konuda araştırmalar yapılmış ve sonuç olarak
aşırıya kaçılmadığı takdirde bilgisayar oyunlarının özellikle zeka konusunda çok
yararlı olduğu keşfedilmiştir.
Bu araştırmaların en önemlilerinden biri Norwich'teki City College'dan Profesör Jack Sanger'ın, 100 ilkokul çocuğu üzerinde yaptığı deneydir. Sagner'in bu araştırma ile amaçladığı, bilgisayar oyunlarının çocuklar üzerinde etkisidir. Bu çocuklara, gerek strateji, gerek kanlı FPS, gerekse Adventure türünde bir çok oyunlar oynatılmış ve daha sonra hareketlerindeki değişimler gözlenmiştir.
En belirgin özelliklerden biri çocukların bu oyunlar hakkında aileleri ile iletişim kuramaması olmuştur.
Kaliforniya Üniversitesi'nden Patricia Greenfield'ın yaptığı deneyler ise bilgisayar oyunlarının, çocuğun sembolik kodları çözme yeteneğini ve analitik düşünmesini geliştirdiğini ortaya koymuştur. Ayrıca bunun gibi Washington Üniversitesi ve bir çok
özel kuruluş tarafından yapılan deneylerde, bilgisayar oyunları oynayan çocukların
teoriyi pratiğe dönüştürmekte çok daha başarılı olduklarını bazı sorunlarda da diğer yaşıtlarından daha zeki oldukları saptanmıştır.
Sosyal etkinliklerde ise oyunların bir sohbet konusu olduğunu ve arkadaş bulmakta bir araç olarak kullanıldığı, bu sayede sosyal bir çevre edinildiği, zira oyunların bazı
sosyal çevrelere adapte olmakta kişiye zorluklar çıkardığı ve kimi kişiliklerde
içedönüklük yarattığı saptanmıştır.
Kültürel özelliklerine gelince, bilgisayar oyunlarının büyük bir çoğunluğunun İngilizce olması kuşkusuz kişinin bu dile merakını arttırır, pratiği ve telaffuzu geliştirir.
Sonuç olarak...
Bilgisayarın zararı kadar yararı da vardır. Zira bu yarar aşırıya kaçmadıkta
etkili olabilmektedir.
Bilgisayar Oyunları Ve Zararları
Modern hayatın olmazsa olmazları” listesinin başında bilgisayar geliyor. Bilgisayarlar pek çok alanda işleri kolaylaştırmanın yanısıra oyunlarla eğlence aracı olarak da kullanılıyor. Ancak uzmanlar, bilgisayar oyunlarının, çocukları daha saldırgan, daha saygısız ve hantal hale getirdiği konusunda aileleri uyarıyor. Amerika Birleşik Devletleri’nin başkenti Washington’da bulunan “Ulusal Medya ve Aile Enstitüsü”, bilgisayar oyunlarının çocuklar üzerindeki olumsuz etkileriyle ilgili çarpıcı bir rapor hazırladı.
Oyunlar, çocukları saldırgan hantal ve saygısız hale getiriyor
Rapora göre başta ABD olmak üzere aileler, bilgisayar oyunlarındaki şiddet konusunda ne kadar endişelenseler de, meselenin ciddiyetini kavramaktan çok uzak.
Enstitünün her yıl düzenli olarak yayınladığı rapor, bilgisayar oyunlarının çocukları daha saldırgan, saygısız ve hantal hale getirdiğini ortaya koyuyor.
Çocukları saatlerce bilgisayar başında tutan şiddet içerikli oyunlara dikkat çeken uzmanlar, bu oyunların çocukları şiddete sevk ettiğini ve sosyalleşmelerine engel olduğunu ifade ederek ebeveynleri dikkatli olmaya çağırıyor.
Bilgisayarla birlikte hayatımıza giren oyunlar, akıl sağlığını tehdit eder hale geldi. Önceleri birkaç saatte biten bilgisayar oyunları artık 8-10 saati buluyor. Yeni nesil oyunlarda adeta sanal bir dünya kuruluyor. Kişi oyunlarda çok iyi korunan bir bankayı soymaya çalışıyor, bir dizi olumsuz koşul altında şirket kuruyor, bir şehri yapılandırıyor ya da saatler süren stratejik savaşlara giriyor. Üstelik bağımlılık yaratan bu oyunların art arda yeni sürümleri piyasaya çıkıyor. İnternet üzerinden binlerce kişinin aynı anda oynadıkları oyunlar bile var. Sektörün cirosu, Hollwyood gibi devi barındıran sinema sektörünü ve aynı büyüklükteki müzik endüstrisini geçmiş durumda. Türkiye’de 3 oyun dergisinin tirajı 30 bini buldu. Uzmanlar, bu oyunların kontrollü oynanmasını istiyor. Aksi takdirde psikolojik sorunların ortaya çıkacağına dikkat çekiyor. Psikiyatrist Ayhan Akçan, son 5 yılda bu tür vakalarda artış olduğunu söylüyor. Akçan, kendisine gelen hastaların toplumla bağlarının koparak depresyona girdiklerini vurguluyor.
Oyun sektörü dünyada 25 milyar dolarlık bir ciroya ulaştı. Bir oyun için milyon dolarlar harcanıyor. Türkiye’de legal olarak senede yaklaşık 40 bin adet oyun satılıyor. Birçok yabancı oyun şirketinin Türkiye distribütörü Aral İthalat’ın Genel Müdürü Ömer Faruk Demir, bu rakamın gerçeği yansıtmadığını, oyunların yüzde 90’ından fazlasının korsan olarak satıldığını belirtiyor.
Oyunlar bilgisayarla gelişti. Birkaç dakika süren atari türü oyunlar zamanla yerini daha kapsamlı oyunlara bıraktı. Şimdi saatler alan, haftalar süren oyunlar revaçta. İmparatorluklar kurduğunuz, kentler inşa ettiğiniz veya futbol takımı yönettiğiniz oyunlar olduğu gibi mafya üyesi olduğunuz, cinayet işleyip banka soyduğunuz oyunlar da mevcut. Bu oyunlar şiddet içerikli olmakla beraber bir insanın günlük hayatta yaptığı hemen hemen bütün aktiviteleri içeriyor. Sözgelimi GTA San Andreas adlı oyunda polis katili bir karakter oyuncu tarafından yönlendiriliyor. Karakter sadece çatışmalara girmekle kalmıyor bunun dışında arkadaş ediniyor. Yemek yiyor ve hatta yediği yemeğe göre kilo alıp veriyor. Spor yapıyor. Bu aktiviteler oyunda karakterin fiziksel hareketlerini de etkiliyor. Mafia adlı bir diğer oyunda ise adından anlaşılacağı gibi bir mafya üyesisiniz. Polisle çatışmaya girdiğiniz, diğer yasadışı örgütler ile mücadele ettiğiniz oyunda size verilen görevleri yerine getirmeye çalışıyorsunuz. Silent Hill adlı oyunda ise korku dolu bir macera geçiriyorsunuz. Bilim-kurgu ürünü yaratıklardan kaçmaya çalışıyorsunuz. GTA San Andreas adlı oyun minimum 150 saatte bitiyor. Psikiyatrist Doktor Ayhan Akçan, bu tarz oyunlar ile bağımlılık derecesinde meşgul olan kişilerin toplumdan uzaklaşma, eve kapanma ve depresyon gibi problemler yaşadığını söyledi. Aşırı derecede bilgisayar oynamanın insanı gerçeklikten kopartacağını söyleyen Akçan, gerçek dünyadan kopmanın akıl hastalıklarının başlangıcı olduğunu belirterek, “Eğlence için bilgisayar başında 1 saatten fazla geçirilmemeli.” dedi.
Yetişkinlerin de sanal oyunlar ile ilgili problem yaşadıkğını ifade eden Bakırköy Psikiyatri Tedavi ve Araştırma Merkezi (BAPAM) psikiyatristi Dr. Akçan, şöyle konuştu: “Şirketlerin yönetim kademelerinde, entelektüel, eğitimli yeni evli çiftlerde bu sorun var. Eşlerin birbirleri arasındaki ilişki bitiyor. Evdeki yabancı olunuyor. Ortak noktaları kalmıyor.” 10 yaş civarı çocukların da merkezlerine uğradığını aktaran Akçan, ebeveynlerin çocuklarını kontrol edebilmeleri için bilgisayar kullanmayı bilmesi gerektiğini savunuyor. Çocuk gelişimine katkısı olan oyunların da bulunduğuna dikkat çeken Akçan, bu tip oyunların oynanmasına itiraz etmiyor.s İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sedat Özkan ise oyunların okulöncesi çocukları olumsuz etkileyebileceğini söylerken kişinin iyi- kötü ayrımı yapacak seviyeye geldiğinde bir zararı olmayacağını öne sürüyor.
Sobee Oyun Yazılım Şirketi’nin Genel Müdürü Mevlüt Dinç, her şeyin aşırısının zararlı olduğunu söyleyerek, “Otokontrol ailede olmalı. ‘Çocuklar bizi rahatsız etmesin’ diye bütün gün bilgisayarda kalmalarına izin vermek yanlış.” ifadelerini kullanıyor.
Oyunlar, 5 liradan 140 liraya kadar değişen fiyatları ile her kesimden alıcı bulabiliyor. Öte yandan 140 milyonluk oyunların korsanları 10 liraya satılabiliyor. Orijinal oyun bir DVD halinde satılırken korsancılar bunu 4 ya da 5 CD’ye sıkıştırıp tanesi 2,5 liradan satabiliyor. Orijinali ve kopyası arasındaki bu büyük fiyat farkı da alıcıların korsana yönelmesine yol açıyor. Bu noktada Aral Genel Müdürü Demir, oyunlardan alınan yüksek vergi oranını eleştiriyor. ÖTV’ye KDV’nin de eklenmesiyle vergi oranının yüzde 26’ya ulaştığını ve oyun fiyatlarının inmediğini aktaran Demir, bunun korsanı körüklediğini vurguluyor. Korsan üretimin vergisiz kazanç olduğuna da dikkat çeken Demir, “Türkiye’nin oyun sektöründen en az 20 milyon dolarlık vergi kaybı var.” diyor. Korsanı engellemek için yeni kanun çıkarmaya gerek olmadığına vurgu yapan Demir, var olan kanunların yeterli olduğunu, ama uygulamanın yetersiz ve hantal kaldığını sözlerine ekliyor.
Amerika Birleşik Devletleri’nin başkenti Washington’da bulunan “Ulusal Medya ve Aile Enstitüsü”, bilgisayar oyunlarının çocuklar üzerindeki olumsuz etkileriyle ilgili çarpıcı bir rapor hazırladı.
Oyunlar, çocukları saldırgan hantal ve saygısız hale getiriyor
Rapora göre başta ABD olmak üzere aileler, bilgisayar oyunlarındaki şiddet konusunda ne kadar endişelenseler de, meselenin ciddiyetini kavramaktan çok uzak.
Enstitünün her yıl düzenli olarak yayınladığı rapor, bilgisayar oyunlarının çocukları daha saldırgan, saygısız ve hantal hale getirdiğini ortaya koyuyor.
Aileler, meselenin ciddiyetini kavramaktan uzak
Rapor, içerdikleri şiddet ve cinsellik nedeniyle 10 oyun konusunda aileleri ayrıca uyarıyor. Uzmanlar, oyunların üzerinde alıcıları uyaran yazılar bulunduğunu ancak ailelerin bunları çok fazla önemsemediğine dikkat çekiyor.
Satıcılar, satılması yasak ürünleri satıyor
Fakat satıcıların da, çocukların almaları yasaklanmış oyunları satmak konusunda özensiz davrandığı belirtiliyor.
2 Yorum -
Yorum Yaz
- İlk bakışta yukardaki listede bulunan, Sumo dışındaki bütün spor dalları, vurdulu kırdılı, çokca yeğinliği olan, sakatlanmaya yol açabilecek teknikleri içeriyor gibi görünmektedir.
- Ancak gerçek durum böyle değildir. Başka bir deyişle bu spor dalları tek başına yeğinlik içeren tekniklerden oluşmuş değildir.
- Bunların eğitimi için küçük yaşta çocuklar, belli bir elemeden geçirilerek alınırlar. Çünkü adayların zihin yapıları (zeka) ile karakterlerinin yüksek düzeyde olması istenir. Böylece bu çocuklar doğru ile yanlışı, iyi ile kötüyü birbirinden ayırabilmeye, kendilerine anlatılanı doğru olarak algılamaya daha baştan yatkın durumdadırlar.
- Başlangıçta aday’ a dövüş teknikleri değil, vücudun çevikliğini sağlayabilecek jimnastik egzersizleri yaptırılır. Ama bundan da önce bu spor dallarının birer öğreti (doctrine) niteliğinde olan felsefesi aşılanmaya başlanır. Bunun özü, ana öğesi özgüvenin geliştirilmesi ile ruhsal dinginliğin sağlanmasıdır. Bu öğrenimin uzun bir bölümünü oluşturur.
- Uzak Doğu Sporları öğretilen okullarda, öğrencinin heyecanlarına eğemen olması, bu bağlamda her konuda heyecanlarının değil zekasının ön planda tutması öğretilir. Kin tutmaması, nezakete nezaketle, yeğinliğe yeğinlikle yanıt vermesi istenir. Büyük bir ruhsal dinginliğin sağlanması koşulları öğretilir. Öğrenciye sürekli tetikte, uyanık bulunması da öğretilmektedir. Bu okullarda yukarda adı geçen durumların bir yaşam biçimi haline gelmesi sağlanır.
- Yaman birer yeğinlik uygulayıcısı, giyim-kuşamlarıyla bile korkutucu Ninja’ ların ruhsal arınma içinde olup, mutlu kişilikleri olması, bunun yanında kendisi, çevresi ile tüm insanlar için barış getirmek istemesi bunların aldığı felsefi eğitime bağlıdır.
- Sonradan gittikçe karmaşıklaşan bir yol izleyen dövüş tekniklerini öğretilmesi, öz güveni sağlayacak yollardan biri olup, bütün öğreti içinde sanki bir ayrıntı gibidir. Ama biz en önde bu dövüş özelliğini görürüz.
- Bu yetişme biçimine bakarak, gençlerimizi eğer bireysel sporlara yönlendirmeyi düşünüyorsak [*], Uzak-Doğu Dövüş Sporlarını öğrenmeleri yeğlenmelidir. Böylece düzgün bir ruh yapısı gelişeceği gibi, özgüven ile saldırganlıktan uzak bir kişilik de elde edilecektir.
- Bu da günümüzde bile büyük kazanç sayılır.
0 Yorum -
Yorum Yaz
Adın Batsın İbrahim Sadri
yüreğime bir gül çizdim kanlı yaş ile
yaktın beni küle döndüm dumana döndüm
nasıl edem nere gidem dertli baş ile
bilemedim teli kırık Kemana döndüm
canım aldın, can evimden vurdun ya sende
küstüm sana, faydası yok, geri dönsen de
sende vefasız çıktın, sende hayırsız çıktın
sen de vicdansız çıktın adın batsın
zaman ola devran döne sen de çekesin
yitiresin umudunu heder olasın
aşka düşe kahrolasın candan bıkasın
ömrün boyu bir kez olsun gülmeyesin
sen ki beni rezil ettin yedi cihanda
yalan oldum talan oldum senin sayende
sende vefasız çıktın, sende hayırsız çıktın
sen de vicdansız çıktın adın batsın
beni özleyince bir nehir yatağını bulsun
kor düşsün dağlarına, ceylanlar suya insin
sesime bakıpta ağlıyorum sanma
seni özleyince böyle olsun birazda
ayrılıversin yaprak dalından
insan sevdiğinden ayrılıversin
kan damarımdan can pazarından
adam baharından ayrılıversin
dağda dört mevsim erimeyen Kar varya
yokluğum öyle erimesin
sende vefasız çıktın, sende hayırsız çıktın
sen de vicdansız çıktın adın batsın
Adın Batsın İbrahim Sadri
SİYAH GÖZLERİNE BENİ DE GÖTÜR
siyah gözlerine beni de götür
daha dokunmadan kurudu irem
çöllere bir türlü yağamıyorum
yeni bir koşuşun başlangıcında
biraz deprem sonrası
biraz şehir hülyası
bir kalp yangınından geriye kalan
siyah gözlerine beni de götür
artık bu yerlere sığamıyorum
pembe uçurtmalar yollandığından beri
sarardı tiryaki menekşeleri
sonbaharın tozlu kafeslerinde
sevgi turnaları yakalıyorum
turnalar gidiyor; ben kalıyorum
avareyim, asûdeyim, yorgunum
bilmiyorum neden sana vurgunum
erzurum garında banklar üstünde
uyku tutmuyor karanlıkları
yitik düşlerimi kovalıyorum
gölgeler gidiyor; ben kalıyorum
binbir türlü kokuyorsa yaylalar
siyah gözlerine beni de götür
baharın koynundan koparıp sana
ipek bir mendile sardığım yüreğimle
şehzade gülleri gönderiyorum
umutlar kalıyor; ben gidiyorum
bütün yelkenlileri, deniz fenerlerini
kaptanları sorgulayan
yanından geçen küheylanların
korku tûfanına yakalandığı
siyah gözlerine beni de götür
güneş ülkesinden gelen yiğitler
benzeri olmayan bir dünya kursun
cellat, ayrılığın boynunu vursun
usul usul intizârı çürüten
bu hercai diken, bu çılgın arzu
sürüklüyor imkânsız muştuların
eşiğine gönül vâdilerini
bir ağaçtan düşen yapraklar gibi
düşüyorum tanyerine
ya topla yaralı kırlangıçları
ya da bu vefâsız şarkıyı bitir
özgürlüğe giden tutsaklar gibi
siyah gözlerine beni de götür
Nurullah Genç
0 Yorum -
Yorum Yaz
Ben aşkı bir üveyikten satın aldım, yaşım onaltı
O zamanlar bakır rengiydi dağlar
Daha şıvan düşmemişti böğrüme
Daha deli deli esmemişti rüzigar
Kalbim acıya düşmemişti
Sanırdım bütün ırmaklardan koşacaktım
Halayda delikanlı başı olacaktım
Bıyıklarım yeni terlemişti
Gurbeti
İsmail dayımın gönderdiği
Kuru üzüm ve fıstıknan
Bir de İstanbul fotoğraflarından
Tanımıştım
Hey deli yanım
Türkülerim ince gül dalım
Gönül közüm
Verdiğim sözüm
Ne zaman duman olsa
Munzur'un doruklarında kalırdı gözüm
Arada bir durup Fırat'a bakışım
Ve yanımdan ayırmadığım
Bir üveyikten satın aldığım aşkım
Yani ahretlik gülüyordum
İstanbulu fotoğraflardan
Vurgunu üveyikten biliyordum
O zemheri akşamında
Oturup tandırın karşısına babam
Oğul yürü, dedi
Yürüdüm
Topak oldu babam, acıdan yumdu gözlerini
Yalnız bir "ah" etti anam
Sessizce ırmağa düştü sözleri
Yürüdüm
Terleyen bıyıklarım
Şahin bakışım
Ve yıldızlı gecelerimde birinde canım
Bir üveyikten satın aldığım halis aşkım
Geride kaldı
Ormanlar gördüm
Ağaçlar gördüm
Dallarında adamlar asılıydı
İpince fidanlar
İpil ipil kan sızardı dudaklardan
Bakışlar
Gecenin koyukatmer albasması karanlığına karşı
Nasıl da gülüyordu
Nasıl da gülüyorlardı
Hani benim yıldızım
Hani şehla bakışım
Hani sazım
Ve halis aşkım
Dağlardan geliyorum ben
Fırat'ın doğduğu yerden
Gönle aktığı yerden
Serin göze başından
Soğuk bulgur aşından
Dağlardan geliyorum ben
Aşkın doğduğu yerden hey!
Yusuf'un kuyusundan
Eyyub'un sabrından geliyorum
Etmeyin eylemeyin
Ben İstanbulu fotoğraftan
Vurgunu üveyikten biliyorum
Hani benim yıldızım
Hani şehla bakışım
Hani sazım
Ve bir üveyikten satın aldığım
Halis aşkım
Hey anam
Ne aynam ne tarağım ne sedef çakım
Ne tesbihim ne mintanım
Bir han odasında
Akşam alacası değip geçerken böğrüme
Yavaşça önüme düştü alınyazım
Kim tutar kaldırır başımı yerden
Kim dinler türkülerimi, bozlağımı, sazımı
Bir duan olaydı ah, yanıbaşımda
Bir çift lafın
Bir tas ayranın
Bir dağ soluğun
Entarine yapışmış kalmış bir yayla çimenin
Bir tesbih böceğin
Bir avuç toprağın
Bir küçük taşın
Bir tel taçın alyazmanın altından
Hey anam
Akşam indi kırıldı sazım
İstanbul'da
Haramiler sokağında
Bir han odasında
Yavaşça önüme düştü alınyazım
Hani benim yıldızım
Hani şehla bakışım
Hani dağlara verdiğim aşkım
Akşam dediğim ana
İstanbul'da aykaranlık yürek pustur
Bir de hikayesi var
Kanadı kırık martıdan dinlediğim:
Çok önceden
Zebaniler yakıp geçerken şehri
üç damla baldıran zehri
Üç damla hıyanet dökmüşler mavi denize
Üç martıyı boğmuşlar
Herşeyi gördüler diye
Akşam dediğim
Dam aralıklarından
Han bacalarından kaçıp giden güneşin
Vurması değil mi taa dağlara, dağlarıma
Değil mi ana
Yani akşam dediğim
İsli han odasında
Bir ben
Bir viranşehirli Yakup
Bir de çaykaralı Musa
Üç bardak çay hatırına
Üç gurbet türküsü değil mi uçurduğumuz
Üç damla baldıran zehri değil mi ana
Akşam dediğim
Buradan
Bu halis aşkımı
Bir han kirasına sattığım hovarda İstanbul'dan
Aranan bütün overlokçular sıraütücüler adına
Budur havadisim
Hatırladığım
Ne bulgur tadı
Ne bir çiçek
Ne bir isim
Ben gündüzleri Müslüm Gürses dinlemeye
Geceleri han odasında
Alın yazımı görmeye hüküm giymişim
Yine de ana
Ana yine de
Öperim gözlerinden
Dağlarımın
Çimenimin
Ve kanayan gençliğimin
Öperim hepsinin tekmil gözlerinden
Bıyıkları yeni terlemiş gençliğim adına
Ana
Can ana
Yaran ana
Oyy ana
Hani benim yıldızım
Hani şehla bakışım
Hani sazım
Bir üveyikten satın aldığım halis aşkım
Ben aşkı bir üveyikte satın aldım, yaşım onaltı
O zamanlar bakır rengiydi dağlar
Daha şıvan düşmemişti böğrüme
Daha deli deli esmemişti rüzigar
Kalbim acıya düşmemişti
Sanırdım bütün ırmaklardan koşacaktım
Halayda delikanlı başı olacaktım
Bıyıklarım yeni terlemişti
İbrahim SADRİ
İLİMİZ İL GENELİNDE 06/04/2011 TARİHİNDE YÖNETİCİ ATAMA YÖNETMELİĞİNİN 18.MADDESİ GEREĞİNCE MÜDÜR YARDIMCILIĞI AÇIK LİSTESİ Sıra No Yer Okul/Kurum Adı 2010 Kurum Tipi Görev Adı Norm Mevcut İhtiyaç Fazla Yönetmeliğin 18.mad.nin 5.fıkrasına göre Bayan Md.Yrd. 1 MERKEZ 100.yıl Mehmetcik İlköğretim Okulu A Müdür Yardımcısı 1 0 1 2 MERKEZ Ahmet Çalışkan Anaokulu C Müdür Yardımcısı 1 0 1 3 MERKEZ Anafartalar Lisesi A Müdür Yardımcısı 3 2 1 4 MERKEZ Atatürk Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi A Müdür Yardımcısı 7 6 1 5 MERKEZ Çamlık İlköğretim Okulu ve İş Okulu A Müdür Yardımcısı 4 1 3 6 MERKEZ Denizli Erken Çocukluk Eğitim Merkezi A Müdür Yardımcısı 1 0 1 7 MERKEZ Denizli İMKB Kız Teknik ve Meslek Lisesi A Müdür Yardımcısı 7 6 1 8 MERKEZ Denizli Özel Eğitim Meslek Lisesi A Müdür Yardımcısı 3 2 1 9 MERKEZ Denizli Ticaret Borsası İlköğretim Okulu A Müdür Yardımcısı 3 2 1 10 MERKEZ Denizli Ticaret Meslek Lisesi A Müdür Yardımcısı 6 5 1 11 MERKEZ Denizli Ticaret Odası Ahi Sinan İlköğretim Okulu A Müdür Yardımcısı 2 1 1 12 MERKEZ Dr.Bekir Sıddık Müftüler İlköğretim Okulu A Müdür Yardımcısı 1 0 1 13 MERKEZ Güzelyurt Eğitim-Uygulama Ok.ve İş Eğt.Mrk A Müdür Yardımcısı 3 0 3 14 MERKEZ Hacı Hasan Ali Kömürcüoğlu İlköğretim Okulu A Müdür Yardımcısı 2 1 1 15 MERKEZ Hacı İbrahim Demireren Cumhuriyet İlköğretim Okulu A Müdür Yardımcısı 2 1 1 16 MERKEZ Hacı Serpil Kabaklıoğlu İlköğretim Okulu A Müdür Yardımcısı 2 0 2 17 MERKEZ İmam Hatip Lisesi A Müdür Yardımcısı 3 2 1 18 MERKEZ İsmail Tosunoğlu iş Eğitim Merkezi A Müdür Yardımcısı 4 3 1 19 MERKEZ Karakova İlköğretim Okulu A Müdür Yardımcısı 1 0 1 20 MERKEZ Servergazi İMKB Kız Teknik ve Meslek Lisesi A Müdür Yardımcısı 4 2 2 21 MERKEZ Merkezefendi İlköğretim Okulu A Müdür Yardımcısı 3 2 1 22 MERKEZ Hacı Leman Oto İlköğretim Okulu A Müdür Yardımcısı 1 0 1 23 MERKEZ Mehmet Akif Ersoy Lisesi A Müdür Yardımcısı 2 1 1 24 MERKEZ Şenay Öztürk Anaokulu A Müdür Yardımcısı 2 1 1 25 ACIPAYAM Acıpayam Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi A Müdür Yardımcısı 5 3 2 26 ACIPAYAM Hisar İlköğretim Okulu A Müdür Yardımcısı 1 0 1 27 ACIPAYAM Yeşilyuva Osman Çemen Çok Programlı Lisesi A Müdür Yardımcısı 1 0 1 28 ACIPAYAM Yassıhöyük İlköğretim Okulu B Müdür Yardımcısı 1 0 1 29 ACIPAYAM Kelekci Lisesi B Müdür Yardımcısı 1 0 1 30 AKKÖY Sema Abdurrahman Karamanlıoğlu Otelcilik ve Turizm Meslek Lisesi A Müdür Yardımcısı 3 1 2 31 BABADAĞ Babadağ Müşerref Yılmaz İlköğretim Okulu A Müdür Yardımcısı 1 0 1 32 BABADAĞ Kelleci İlköğretim Okulu A Müdür Yardımcısı 1 0 1 33 BAKLAN Ataköy İlköğretim Okulu A Müdür Yardımcısı 1 0 1 34 BAKLAN Baklan Atatürk İlköğretim Okulu A Müdür Yardımcısı 1 0 1 35 BAKLAN Kavaklar Beyelli Mehmet Altaş İlköğretim Okulu A Müdür Yardımcısı 1 0 1 36 BAKLAN Baklan Limak Hüsamettin Tuyji Çok Programlı Lise A Müdür Yardımcısı 1 0 1 37 BEKİLLİ Kutlubey Şehit Er Atakan Caran İlköğretim Okulu A Müdür Yardımcısı 1 0 1 38 BEKİLLİ Bekilli Atatürk Lisesi B Müdür Yardımcısı 2 1 1 39 BEYAĞAÇ Kapuz Halil İbrahim Arılık İlköğretim Okulu A Müdür Yardımcısı 1 0 1 40 BEYAĞAÇ Kızılcaağaç İlköğretim Okulu A Müdür Yardımcısı 1 0 1 41 BEYAĞAÇ Beyağaç Lisesi B Müdür Yardımcısı 1 0 1 42 BOZKURT Bozkurt Güzel Sanatlar ve Spor Lisesi B Müdür Yardımcısı 2 1 1 BAYAN olacak 43 BOZKURT Bozkurt Çok Programlı Lise A Müdür Yardımcısı 1 0 1 44 BULDAN Yenicekent Atatürk İlköğretim Okulu A Müdür Yardımcısı 1 0 1 45 BULDAN Buldan Ali Tunaboylu Mesleki ve Teknik Eğitim Merkezi A Müdür Yardımcısı 6 4 1 46 BULDAN Salih Gökçe Anaokulu C Müdür Yardımcısı 1 0 1 47 BULDAN Yenicekent Meliha Aktan Lisesi B Müdür Yardımcısı 1 0 1 48 ÇAL Çal İmam Hatip Lisesi B Müdür Yardımcısı 2 0 2 49 ÇAL Çal Meslekî ve Teknik Eğitim Merkezi, Mesleki Eğitim Merkezi A Müdür Yardımcısı 3 2 1 50 ÇAL Akkent Cumhuriyet İlköğretim Okulu A Müdür Yardımcısı 1 0 1 51 ÇAL Bahadınlar İlköğretim Okulu B Müdür Yardımcısı 1 0 1 52 ÇAL Belevi İlköğretim Okulu B Müdür Yardımcısı 1 0 1 53 ÇAL Hançalar Mehmet Akif Ersoy İlköğretim Okulu B Müdür Yardımcısı 1 0 1 54 ÇAL Sazak İlköğretim Okulu A Müdür Yardımcısı 1 0 1 55 ÇAL Çal Lisesi B Müdür Yardımcısı 1 0 1 56 ÇAMELİ Halk Eğitim Merkezi B Müdür Yardımcısı 2 1 1 57 ÇAMELİ Çameli Arıkaya İlköğretim Okulu B Müdür Yardımcısı 1 0 1 58 ÇAMELİ Gökçeyaka 75.Yıl Cumhuriyet İlköğretim Okulu B Müdür Yardımcısı 1 0 1 59 ÇAMELİ Kirazlıyayla İlköğretim Okulu B Müdür Yardımcısı 1 0 1 60 ÇAMELİ Kolak Gayret İlköğretim Okulu A Müdür Yardımcısı 1 0 1 61 ÇAMELİ Sarıkavak İlköğretim Okulu B Müdür Yardımcısı 1 0 1 62 ÇAMELİ Çameli Çok Programlı Lisesi A Müdür Yardımcısı 2 1 1 BAYAN olacak 63 ÇARDAK Beylerli İlköğretim Okulu A Müdür Yardımcısı 1 0 1 64 ÇİVRİL Kıralan Fatih İlköğretim Okulu A Müdür Yardımcısı 1 0 1 65 ÇİVRİL Kıralan İlköğretim Okulu A Müdür Yardımcısı 1 0 1 66 ÇİVRİL Kızılcasöğüt İlköğretim Okulu A Müdür Yardımcısı 1 0 1 67 ÇİVRİL Mustafa Kemal Atatürk İlköğretim Okulu A Müdür Yardımcısı 1 0 1 68 ÇİVRİL Özdemirci İlköğretim Okulu A Müdür Yardımcısı 1 0 1 69 ÇİVRİL Rasime Kameroğlu İlköğretim Okulu A Müdür Yardımcısı 1 0 1 70 ÇİVRİL Yeşilyaka İlköğretim Okulu B Müdür Yardımcısı 1 0 1 71 ÇİVRİL 75.Yıl İlköğretim Okulu A Müdür Yardımcısı 1 0 1 72 ÇİVRİL Civril Lisesi B Müdür Yardımcısı 1 0 1 73 ÇİVRİL Çivril Keriman Kamer Ticaret Meslek Lisesi A Müdür Yardımcısı 3 1 2 74 GÜNEY Atatürk İlköğretim Okulu A Müdür Yardımcısı 1 0 1 75 GÜNEY Üçeylül İlköğretim Okulu A Müdür Yardımcısı 1 0 1 76 HONAZ Necati-Fikriye Dalaman İlköğretim Okulu A Müdür Yardımcısı 1 0 1 77 KALE Gölbaşı İlköğretim Okulu A Müdür Yardımcısı 1 0 1 78 KALE Özlüce İlköğretim Okulu A Müdür Yardımcısı 1 0 1 79 KALE Ya-Tu Otomotiv Hürriyet İlköğretim Okulu A Müdür Yardımcısı 2 1 1 80 SARAYKÖY Halk Eğitim Merkezi B Müdür Yardımcısı 2 1 1 81 SARAYKÖY İmam Hatip Lisesi B Müdür Yardımcısı 2 1 1 82 SARAYKÖY Tosunlar İlköğretim Okulu A Müdür Yardımcısı 1 0 1 83 SARAYKÖY Sarayköy Merkez Mükerrem Tokat Anaokulu A Müdür Yardımcısı 1 0 1 84 SERİNHİSAR Kocapınar İlköğretim Okulu B Müdür Yardımcısı 1 0 1 85 SERİNHİSAR Serinhisar Hakkı Gökçetin Çok Programlı Lisesi A Müdür Yardımcısı 2 1 1 86 SERİNHİSAR Atatürk İlköğretim Okulu A Müdür Yardımcısı 1 0 1 87 SERİNHİSAR Serinhisar Anaokulu C Müdür Yardımcısı 1 0 1 88 SERİNHİSAR Yatağan Müftü Arif Aksit Ticaret Meslek Lisesi B Müdür Yardımcısı 1 0 1 89 TAVAS Hanife ve Ahmet Paralı Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi A Müdür Yardımcısı 5 4 1 90 TAVAS Derinkuyu İlköğretim Okulu B Müdür Yardımcısı 1 0 1 91 TAVAS Garipköy Mehmet Poran İlköğretim Okulu B Müdür Yardımcısı 1 0 1 92 TAVAS Horasanlı İlköğretim Okulu B Müdür Yardımcısı 1 0 1 93 TAVAS Kızılcabölük Atatürk İlköğretim Okulu A Müdür Yardımcısı 1 0 1 94 TAVAS Kozlar İlköğretim Okulu B Müdür Yardımcısı 1 0 1 95 TAVAS Vakıf İlköğretim Okulu B Müdür Yardımcısı 1 0 1 96 TAVAS Yahşiler İlköğretim Okulu A Müdür Yardımcısı 1 0 1 97 TAVAS Yorga Hacı Fatma Topalan İlköğretim Okulu B Müdür Yardımcısı 1 0 1 98 TAVAS Tavas Ticaret Meslek Lisesi C Müdür Yardımcısı 1 0 1 TOPLAM 170 61 108
Zindandan Mehmed'e Mektup
Zindan iki hece, Mehmed'im lâfta!
Baba katiliyle baban bir safta!
Bir de, geri adam, boynunda yafta...
Halimi düşünüp yanma Mehmed'im!
Kavuşmak mı? .. Belki... Daha ölmedim!
Avlu... Bir uzun yol... Tuğla döşeli,
Kırmızı tuğlalar altı köşeli.
Bu yol da tutuktur hapse düşeli...
Git ve gel... Yüz adım... Bin yıllık konak.
Ne ayak dayanır buna, ne tırnak!
Bir âlem ki, gökler boru içinde!
Akıl, olmazların zoru içinde.
Üstüste sorular soru içinde:
Düşün mü, konuş mu, sus mu, unut mu?
Buradan insan mı çıkar, tabut mu?
Bir idamlık Ali vardı, asıldı;
Kaydını düştüler, mühür basıldı.
Geçti gitti, birkaç günlük fasıldı.
Ondan kalan, boynu bükük ve sefil;
Bahçeye diktiği üç beş karanfil...
Müdür bey dert dinler, bugün 'maruzât'!
Çatık kaş.. Hükûmet dedikleri zat...
Beni Allah tutmuş, kim eder azat?
Anlamaz; yazısız, pulsuz, dilekçem...
Anlamaz; ruhuma geçti bilekçem!
Saat beş dedi mi, bir yırtıcı zil;
Sayım var, maltada hizaya dizil!
Tek yekûn içinde yazıl ve çizil!
İnsanlar zindanda birer kemmiyet;
Urbalarla kemik, mintanlarla et.
Somurtuş ki bıçak, nâra ki tokat;
Zift dolu gözlerde karanlık kat kat...
Yalnız seccâdemin yününde şefkat;
Beni kimsecikler okşamaz mâdem;
Öp beni alnımdan, sen öp seccâdem!
Çaycı, getir, ilâç kokulu çaydan!
Dakika düşelim, senelik paydan!
Zindanda dakika farksızdır aydan.
Karıştır çayını zaman erisin;
Köpük köpük, duman duman erisin!
Peykeler, duvara mıhlı peykeler;
Duvarda, başlardan, yağlı lekeler,
Gömülmüş duvara, baş baş gölgeler...
Duvar, katil duvar, yolumu biçtin!
Kanla dolu sünger... Beynimi içtin!
Sükût... Kıvrım kıvrım uzaklık uzar;
Tek nokta seçemez dünyadan nazar.
Yerinde mi acep, ölü ve mezar?
Yeryüzü boşaldı, habersiz miyiz?
Güneşe göç var da, kalan biz miyiz?
Ses demir, su demir ve ekmek demir...
İstersen demirde muhali kemir,
Ne gelir ki elden, kader bu, emir...
Garip pencerecik, küçük, daracık;
Dünyaya kapalı, Allaha açık.
Dua, dua, eller karıncalanmış;
Yıldızlar avuçta, gök parçalanmış.
Gözyaşı bir tarla, hep yoncalanmış...
Bir soluk, bir tütsü, bir uçan buğu;
İplik ki, incecik, örer boşluğu.
Ana rahmi zâhir, şu bizim koğuş;
Karanlığında nur, yeniden doğuş...
Sesler duymaktayım: Davran ve boğuş!
Sen bir devsin, yükü ağırdır devin!
Kalk ayağa, dimdik doğrul ve sevin!
Mehmed'im, sevinin, başlar yüksekte!
Ölsek de sevinin, eve dönsek de!
Sanma bu tekerlek kalır tümsekte!
Yarın, elbet bizim, elbet bizimdir!
Gün doğmuş, gün batmış, ebed bizimdir!
(1961) Necip Fazıl Kısakürek
SAKARYA TÜRKÜSÜ
İnsan bu, su misali, kıvrım kıvrım akar ya;
Bir yanda akan benim, öbür yanda Sakarya.
Su iner yokuşlardan, hep basamak basamak;
Benimse alın yazım, yokuşlarda susamak.
Her şey akar, su, tarih, yıldız, insan ve fikir;
Oluklar çift; birinden nur akar; birinden kir.
Akışta demetlenmiş, büyük, küçük, kâinat;
Şu çıkan buluta bak, bu inen suya inat?
Fakat Sakarya başka, yokuş mu çıkıyor ne,
Kurşundan bir yük binmiş, köpükten gövdesine;
Çatlıyor, yırtınıyor yokuşu sökmek için.
Hey Sakarya, kim demiş suya vurulmaz perçin?
Rabbim isterse, sular büklüm büklüm burulur,
Sırtına Sakaryanın, Türk tarihi vurulur.
Eyvah, eyvah, Sakaryam, sana mı düştü bu yük?
Bu dâva hor, bu dâva öksüz, bu dâva büyük!..
Ne ağır imtihandır, başındaki, Sakarya!
Binbir başlı kartalı nasıl taşır kanarya?
İnsandır sanıyordum mukaddes yüke hamal.
Hamallık ki, sonunda, ne rütbe var, ne de mal,
Yalnız acı bir lokma, zehirle pişmiş aştan;
Ve ayrılık, anneden, vatandan, arkadaştan.
Şimdi dövün Sakarya, dövünmek vakti bu ân;
Kehkeşanlara kaçmış eski güneşleri an!
Hani Yunus Emre ki, kıyında geziyordu;
Hani ardına çil çil kubbeler serpen ordu?
Nerede kardeşlerin, cömert Nil, yeşil Tuna;
Giden şanlı akıncı, ne gün döner yurduna?
Mermerlerin nabzında hâlâ çarpar mı tekbir?
Bulur mu deli rüzgâr o sedayı: Allah bir!
Bütün bunlar sendedir, bu girift bilmeceler;
Sakarya, kandillere katran döktü geceler.
HAYDİ GÜLE GÜLE GÜLÜM
Haydi güle gülü gülüm
haydi güle güle
Hani ağlamak yoktu?
Ağlama kızım,
gözüne batacak sürmelerin.
Taksiye bindin işte,
işte hapishanesinde yattığım şehrin
geçiyorsun içinden.
Şöför belki ben yaşta bir adam
dikiz aynasından bakıyor sana
anlıyor bu güzel kadının ağlamasını.
Belki onunda içerde yatanı vardır,
belki tanır beni, belki kendiside bizdendir.
Biliyorum:
Demirlerden seyrettiğim bu şehir
kaplıcalar
türbeler
ipek fabrikaları ve kocaman bir çınardır.
Ve sahici insanları
benim insanlarım
nasılda perişan...
Fakat yüzlerine güneş vurmuş gibi olmuştur
sen gözyaşları arasından
onlara baktığın zaman.
Sen bu şehre bundan öncede geldin demek?
Sen bu şehre gelesinde beni aramayasın!
Öylemi? AĞLA GÜLÜM!
Hemde hüngür hüngür ağlamalısın.
Hayır ağlama, Allah belamı versin benim ağlama!
Etrafına bak:
Ben ve şehir çoktan arkada kaldık
Nazım Hikmet
HASRET -01
Yüz yıl oldu yüzünü görmeyeli,
belini sarmayalı,
gözünün içinde durmayalı,
aklının aydınlığına sorular sormayalı,
dokunmayalı sıcaklığına karnının.
Yüz yıldır bekliyor beni
bir şehirde bir kadın.
Aynı daldaydık, aynı daldaydık.
Aynı daldan düşüp ayrıldık.
Aramızda yüz yıllık zaman,
yol yüz yıllık.
Nazım Hikmet
KARA GÖZLÜM EFKARLANMA GÜL GAYRİ
Kara gözlüm, efkarlanma gül gayri!
İbibikler, öter ötmez ordayım.
Mektubunda diyorsun ki: 'Gel Gayri! '
Sütler kaymak tutar tutmaz ordayım.
Ah çekerim resmine her bakışta!
Bir mahzunluk var o boyun büküşte.
Emin ol ki, her sigara yakışta,
Sanki, duman tüter tütmez ordayım...
Mor dağlara, karargahlar kurulur;
Eteğinde bölük bölük durulur...
On dakika istirahat verilir;
Tüfekleri çatar çatmaz ordayım! ..
Dağlar taşlar bu hasretlik derdinde;
Sabır, sebat etmez gönül yurdunda!
Akşam olur, tepelerin ardında,
Daha güneş batar batmaz ordayım...
Aramıza dağlar girmiş koskoca!
Meraklanma, gönlüm dağlardan yüce...
Bir gün değil, beş gün değil, her gece,
Yatağıma yatar yatmaz ordayım...
Bahar geldi; koyun, kuzu koklaştı,
İki aşık, senelerdir bekleşti...
Kara gözlüm, düğün dernek yaklaştı;
Vatan borcu biter bitmez ordayım! Yazar :
BEKİR SITKI ERDOĞAN
YAĞMURDA UNUTULAN ŞARKI
Önce bir yağmur bir yağmur iki gözüm
Önce ıpıslak iki kuş
Sonra yıkılmış evrenler geçti vitrinlerden
Sonra insanlar iki gözüm
İnsanlar
Kahrolmuş
Islak senaryolar üstüne ta iç boşluktan
Boyut boyut yalnızlıklar ağıyordu
Öksüz anılar üstüne iki gözüm
Kırık ikindiler üstüne
Kuşkulu bir yağmur yağıyordu
İkişer üçer yitiriyordum seni kavşaklarda
Yollar ayak bileklerime dolanıyordu hep
Taş taş çöküyordu en kutsal yapılar
Yüzler karanlıktı iki gözüm
Düşünceler dar
Bir geçit bulamıyordum sana
Ellerim yordamlarını yitirmişti üstelik
Hep yabancıydı çaldığım kapılar
Oysaki, son çağrımdı bu ta can köşemden
Oysa yürek yürek son yeşermemdi
Çağ çağ, kanat kanat, sevgi, ışık, nur
Ah sonra o yağmur iki gözüm
Ah sonra o
Yağmur
Şimdi,
En kırık vaktidir uzak imbatların
Öykümüzün en yaralı yerinden
Damlar yüreğime ılık bir sızı
Sonra birden duyar gibi olurum
Hoyrat yağmurlar altında
Martı çığlıklarına karışıp giden
Çocuksu şarkımızı...
BEKİR SITKI ERDOĞAN
Serenad
Yeşil pencerenden bir gül at bana,
Işıklarla dolsun kalbimin içi.
Geldim işte mevsim gibi kapına
Gözlerimde bulut, saçlarımda çiğ.
Açılan bir gülsün sen yaprak yaprak,
Ben aşkımla bahar getirdim sana;
Tozlu yollarından geçtiğim uzak
İklimden şarkılar getirdim sana.
Şeffaf damlalarla titreyen, ağır
Koncanın altında bükülmüş her sak.
Seninçin dallardan süzülen ıtır,
Seninçin karanfil, yasemin zambak...
Bir kuş sesi gelir dudaklarından;
Gözlerin, gönlümde açan nergisler.
Düşen öpüşlerdir dudaklarından
Mor akasyalarda ürperen seher.
Pencerenden bir gül attığın zaman
Işıkla dolacak kalbimin içi.
Geçiyorum mevsim gibi kapından
Gözlerimde bulut, saçlarımda çiğ.
Ahmet Muhip DIRANAS
Yağmur, Gül ve Eller
Yel yapraklarımı savurur,
Dört yanım yağmurla örtülü;
Güz vaktim gerçek ya, ne yağmur!
Kafamda hep bir uykusuzluk
Ve masamda bir düşler gülü,
Gecenin içinde, soyunuk.
Ve bir düşünce arasında
Ellerim; beyaz, boş ve bencil,
Bu gül’le gece arasında,
Kopmuş gidiyor dallarımdan...
Hayır, başımdan yana değil
Uykusuzluğum, ellerimden.!
Ahmet Muhip Dranas
0 Yorum -
Yorum Yaz
Portre Cemaleddin Efgani (1838-1897) Cemaleddin Efganî, Kasım 1838'de Kabil yakınlarındaki Esadabad'da doğdu. Efgani, ilk eğitimini önemli bir bilgiye ve ilme sahip olan babası Safder'den almıştır. Kabil'de; medrese tahsilini tamamladıktan sonra Hindistan'a gitmiş ve oradan da hac farizasını yerine getirmek üzere kutsal beldelere gitmiştir. Bu arada Necef ve Kerbala'da bir süre kalarak ders almış ve daha sonra da Kabil'e dönmüştür. Daha sonra Hindistan'a geçmiştir. Burada sömürgeci İngilizlere karşı halkı uyandırmak maksadıyla; "Ey Müslümanlar! Siz insan değil de sinek olsaydınız vızıltınız İngilizlerin kulaklarını sağır ederdi! Ey Hintliler! Sizler su kaplumbağası olsaydınız İngiltere adasını yerindan söker denize batırırdınız!.." demek suretiyle onları cesaretlendirmeye çalışmıştır. Hindistan'dan Mısır'a geçmiş ve orada yaklaşık kırk gün kaldıktan sonra İstanbul'a gelmiştir (1870). İstanbul'a gelir gelmez önceden hakkında bilgi sahibi olunmuş olmalı ki, kısa bir süre içinde önemli görevlere getirilmek suretiyle özel alaka görmüştür. Başta sadrazam Ali Paşa olmak üzere, o zaman yönetimde olan Tanzimatçıların ileri gelenlerinden olan Fuat Paşa, Saffet Paşa, Münif Efendi ve Hoca Tahsin Efendi ile görüşerek yakın münasebet kurma imkanını bulmuştur. Aynı zamanda Meclis-i Maarif ve Encümen-i Daniş azalıklarına getirilmiştir. Efgani, İstanbul'da aldığı resmi görevlerin dışında halka açık konferanslar vermeye başlamış, bir konfesansında peygamberlerle filozoflar arasında benzerlik kurması tepkilere yol açtığı gibi, şahsına karşı olanların da kışkırtmalarıyla tepkiler artmış ve konferanslarına son vermek zorunda kalmıştır. Dönemin Adliye nazırı olan Cevdet Paşa, Efganiyle görüştüğü gibi konuşma metnini de incelemiş ve daha sonraları Sultan Abdülhamid'e sunduğu raporunda yanlış anlaşılmanın sözkonusu olduğunu belirterek Efgani'den yana tavır koymuştur. Bu yanlış anlaşılmada Efgani'nin yeterli olmayan Türkçesinin de etkisi olmuştur. Efgani, kısa bir süre için 1871 yılında Mısır'a gittiyse de, Başvezir Riyad Paşa'nın girişimleriyle yakın alaka, maaş tahsisi ve talebelerinin çoğalmasının etkisiyle Kahire'de sekiz yıl kaldı. Mısır'da mason localarıyla girdiği ilişki ve bazı mason localarına üye olması tepkilere yol açmıştır. Diğer yandan devlet idarecilerini yanlış hareketlerinden dolayı eleştirmesi, İngilizlerin Mısır'daki faaliyetlerinden rahatsız olmaları ve bu rahatsızlıklarını yeni hidiv olan Tevfik Paşa'ya iletmelerinden sonra Mısır'dan ayrılmak zorunda kalmıştır (1879). Buradan ayrılırken büyük bir iz ve geride çok sayıda talebe bırakmıştır. Efgani, Mısır'dan sonra sırasıyla Hindistan,Amerika ve İngiltere'yi dolaştıktan sonra 1883 yılında Paris'e geçerek Muhammed Abduh ile birlikte Urvetü'l-Vüska adlı Arapça bir gazete yayınlamaya başlamıştır. Müsümanların uyanmasını sağlamak, doğunun sömürgecilikten kurtarılmasını gaye edinen bu ikili, fikirlerini gazete yoluyla yaymaya çalışmışlardır. Efgani, gazetesinin kapanmasından sonra bir süre daha Paris'te kalmış ve İran Şahı Nasrüddin'in daveti üzerine bu ülkeye gitmiştir. Başlangıçta, İran yönetimiyle iyi ilişkiler kurmuş, halktan da yakın ilgi görerek etrafında talebeler biriktiyse de özel sohbetlerinde Şah'a, halkın yönetime daha fazla katılmasını tavsiye etmesi aralarının bozulmasına sebep olmuş, ardından kendini tehlikede hissedince buradan da ayrılmıştır. Bir süre sonra Şah'a suikast düzenlenip öldürülmesinden Efgani de sorumlu tutulmuştur. Bu sebeple İran, İstanbul'da bulunan Efgani'nin kendilerine teslim edilmesini isteyecek ancak, Sultan Abdülhamid onu iade etmeyecektir. Efgani, İstanbul'da yerleşmek üzere Sultan Abdülhamid tarafından davet edilmiştir. İstanbul'a geldikten (1892) sonra iyi karşılanarak kendisine; Teşvikiye'de bir ev, araba ve maaş tahsis edilmiştir. Vefatına kadar İstanbul'da kalmış ve1897'de burada vefat etmiştir. Maçka'daki şeyhler mezarlığına defnedilen Efgani'nin naaşı daha sonraları Afganistan Hükümetinin isteği üzerine bu ülkeye taşınmıştır (1944). Fikirleri Yaşamış bulunduğu asrın en önemli özelliği; İslamiyetin ve Müslümanların bir bakıma topyekün bir hücuma uğraması, topraklarının bir bir istilaya uğrayıp Müslümanların da sömürge durumuna düşmeleridir. Bu itibarla Müslümanların bu işgallere karşı koyup sömürge olmaktan kurtulma fikrinin savunucuları arasında Efgani önemli bir yer almıştır. İttihad-ı İslam fikrinin yayılmasını sömürge politikasına aykırı bulan İngiltere, karşı tedbirlere başvurmuş, bu arada Efgani'yi de yakın takibe alarak faaliyet alanını daraltmaya çalışmıştır. Efgani'nin Şi i olduğunu ileri sürenler daha çok doğduğu yere dayanarak bu fikri ileri sürmüşler ancak, bu tezlerini Efgani'nin fikirleriyle teyid etmemişler veya edememişlerdir. Diğer yandan, en meşhur takipçisi olan Muhammed Abduh'tan istifade ederek yola çıkanlar O'nun samimi ve Sünni akideye sahip olduğu hükmüne varmışlardır. Bunların dışında Efgani'yi dinsizlik ve sapıklıkla itham edenler olmuş ama, bu iddialarının mesnedini gösterememişlerdir. Çünkü, yazdığı eserlerin önemli bir kısmını materyalist felsefenin reddi ve insanlığa verdiği zararı ortaya çıkarmaya çalışmıştır. Efgani'ye göre insanlığın ilim, ahlak ve medeniyette yücelmesiyle beraber dünya ve ahiretteki saadetini kazanabilmesi şu esaslara bağlıdır: 1-Doğru düşünme, gerçeği bulmada mani teşkil eden hurafelerden arınıp, İslamın tevhid ve tenzih ilkeleriyle hareket etmek. 2-Fert ve toplum farkını gözetmeden, birilerine üstünlük vermeyip diğerlerinin de mükemmelliği (peygamberlik hariç her şeyi) yakalayabileceğine inanmak, ırk ve sınıf üstünlüğü yerine akıl, ruh ve fazilet gibi erdemleri yerleştirmek. 3-İslamı diğer dinlerden ayıran en önemli özelliğinden olan ve çok değer verdiği bir esas olan; bilgileri sağlam delillere dayandırıp zan ve vehimlere meydan vermemek. 4-İstisnasız her toplumda eğitime özel önem vermek, bunu sağlamak için de her toplumun kendi alim ve mürşidini yetiştirebilmesine imkan sağlamak. Bu konuda, İslamiyetin farz kıldığı ilim öğrenme konusuna dikkat çeker. (Hayreddin Karaman; Cemaleddin Efgani, TDV. İA. 10. C. s. 461). Efgani'ye göre içtihat kapısı açıktır. Siret, hadis, icma-kıyas hakkında bilgisi olup Arapça'yı bilenler içtihad yapabilirler. Ona göre Kur'an-ı Kerim'de, devlet yönetiminden, yöneticilerin görev ve sorumluluklarına, insani meselelerin yanında uzaydaki gök cisimlerinin arasındaki ilişkilere kadar pek çok şey hakkında açık veya kapalı bilgiler mevcuttur. Bunları doğru olarak anlayabilmek, aklın ve ilmin verilerine uymakla mümkündür. Efgani'ye göre, Batılılar Şarklılardan daha zeki, daha kabiliyetli değiller. Güç ve hakimiyetin sırlarını keşfeden Batılılar, Doğuluları esaretleri altına almışlardır. Batılılar, ülkelerinde okuyup ilerlemenin ve gücün sırlarını öğrenememiş Doğululardan, dejenere olmuşlardan istifade etmektedirler. Müslümanların gerileme sebeplerini de şu şekilde tesbit etmiştir: 1-Hilafetin saltanata dönüşmesi, dirayetsiz kişilerin halife olması. 2-Din ve milliyetin zayıflamasıyla birlikte halifelerin yabancıları devlet hizmetinde istihdam etmeleri. 3-9. ve 10. yüzyıllarda yayılan batıni ve zındıkların safsataları. 4-Müslümanların heyecanlarını kıran ve hamlelerini durduran cebir inancının yayılması. 5-Hainler tarafından uydurma hadis ve israiliyatın dini kitaplara sokulması, temiz inançların kirletilmesi. 6-Eğitim ve öğretime gereken önemin verilmeyerek, hurafelere karşı koyacak seviyeye yükseltilememesi. 7-Doğuda Moğolların, Batıda ise Haçlıların saldırılarının sonucu meydana gelen yıkım ve tahribatlar. 8-Müslümanlar arasındaki birliğin zedelenmesi ve meydana gelen bölünmeler. İttihad-ı İslam konusunda, halifelik, hac ve din bağı üzerinde önemle durur. Din bağı İslam birliği için gerekli olduğu gibi milli kimliklerini muhafaza etmek isteyenler için de gereklidir. Din bağı kurulamadığı takdirde ırki manadaki birliği kurmak da imkansızlaşır. Müslümanlar din bağına sımsıkı sarılıp birbirlerini gözetirken, başka din ve inanca sahip olanlara da saygılı olmalıdırlar. İnananların manevi merkezi Mekke ve Medine'dir. Cemaleddin Efgani ve Bediüzzaman Bediüzzaman Hazretleri, Mardin'de Cemaleddin Efgani'nin "siyasette muktesit meslek"i ondan öğrendim (Beyanat ve Tenvirler, s. 105) dediği talebesiyle görüşüp fikirleri hakkında bilgi sahibi olmuş, İttihad-ı İslam'da seleflerini sayarken, Efgani'nin ismini de zikretmiştir. (Tarihçe-i Hayat, s. 39, 59) Efgani'nin önemle üzerinde durduğu milliyet konusuna Bediüzzaman Hazretleri de değinerek, milli kimliklerin korunmasında dinlerin rolüne değinmiştir. Hilafet konusunda da benzer fikirleri taşırlar. Efgani, gerçek halifeliğin dört halife döneminde uygulandığını, halifelerin, akıl ve fazilet sahibi olup idari ehliyete sahip olmaları gerektiğini söyler. Bu makama en uygun olan şahsın getirilebilmesi için ümmetin katılımının sağlanması gerekir. Bediüzzaman Hazretleri, Hz. Hasan'ın (ra) altı aylık halifeliğini de hesaba katarak, bundan sonra halifeliğin mecrasının değiştiğini ifade eder. Bu ilk halifelerin bir bakıma reis-i cumhur olduklarına dikkat çeker. "Hulefa-i Raşidîn hem halife, hem reis-i cumhur idiler. Sıdkîk-ı Ekber (r.a.) Aşere-i Mübeşşereye ve Sahabe-i Kirama elbette reis-i cumhur hükmünde idi. Fakat manasız isim ve resim değil, belki hakikat-ı adaleti ve hürriyet-i şer'iyeyi taşıyan mana-yı dindar cumhuriyetin reisleri idiler." (Beyanat ve Tenvirler. s. 275) Ellidokuz yıllık bir ömür boyanca bir çok faaliyetin içinde bulunup dünya çapında bir şöhrete ulaşan Efgani'nin görüşlerinden ve eserlerinden çok, yaşantısı tartışma konusu olmuş ve çok sert eleştirilere maruz kalmıştır. Kişiliği de önemli olmakla beraber hala fikirleri net olarak anlaşılmayı beklemektedir. Ama, İttihad-ı İslam konusunda fikir ve eylemlerinde samimi olduğu aşikardır. ALEYHİNE YAZILANLAR VE REDDİYELER http://www.google.com.tr/url?sa=t&source=web&cd=4&ved=0CDEQFjAD&url=http%3A%2F%2Fmustafaislamoglunareddiye.wordpress.com%2F2009%2F12%2F30%2Fmustafa-islamoglu-efganiyi-karalayanlar-onun-tuvalet-bezi-olamazlar%2F&ei=kzyQTbfvKs3Nsgb-79iSCg&usg=AFQjCNEF0fpALeA3lsdmDCdCug0w77Vm0w http://www.google.com.tr/url?sa=t&source=web&cd=1&ved=0CBYQtwIwAA&url=http%3A%2F%2Fvideo.google.com%2Fvideoplay%3Fdocid%3D-7128610292711726316&ei=kzyQTbfvKs3Nsgb-79iSCg&usg=AFQjCNHMQhRNsmaaaNr52B2IXdAxCHDf7g |  | Cemaleddin Efgani (1838-1897) Mukabele
- Tüm Başlıklar - Portreler - Mana-i Harfi
|  |
 | |  |
 |
0 Yorum -
Yorum Yaz
em am
BEN YÜRÜRÜM YANE YANE
f
AŞK BOYADI BENİ KANE
em am
NE AKİLEM NE DİVANE
f g
GELGÖR BENİ AŞK NEYLEDİ
em am
GAH ESERİM YELLER GİBİ
f g
GAH TOZARIM YOLLAR GİBİ
em am
GAH COŞARIM SELLER GİBİ
f g
GEL GÖR BENİ AŞK NEYLEDİ
em am
BEN YUNUS-İ Bİ-ÇAREYİM
f g
DOST ELİNDEN AVAREYİM
em am
BAŞTAN AŞAĞA YAREYİM
f g
GEL GÖR BENİ AŞK NEYLEDİ

0 Yorum -
Yorum Yaz
SuYun HaYatıMızDaki YeRi ve öNeMi
Susuz yaşam mümkün değildir.İnsan gıda almadan haftalarca yaşayabilir.,fakat su içmeden birkaç gün yaşamını sürdürebilir.Biyologlar "susuz hayat olmaz" derler. Bu insanın biyolojik yapısının tartışmasız gerçeğidir.Antik çağda doktorlar hastalarını suyla tedavi ederdi. Su en eski güzellik malzemesi ve en iyi doğal ilaçtır. Temizler, canlandırır, zindeleştirir, güzelleştirir. Yani su hayat iksiridir.
İnsan vücudunun %70’i sudan oluşmuştur.İnsan vücudu susuzluğa en fazla 3 gün dayanabilir.Su bize aynı zamanda doğal güzellik verir. Vücudu temizler ve önemli besin maddelerini organlara taşır. Suyun içerdiği mineraller ve eser miktardaki elementler dokular ve kemikler için hayati önemi olan yapı taşlarıdır.
SU İLAÇTIR
* Su, vücudu içten temizler.Saç ,deri,tırnaklar bunların hepsinin sağlıklı ve temiz olması için suya ihtiyacımız vardır.
* Su,çok içildiğinde vücudun atıklardan temizlenmesini sağlar.
* Su, fazla içildiğinde sindirim sistemi ve metabolizma,böbrekler,kalp ve dolaşım görevlerini daha iyi yaparlar.Bu da organlar ve özellikle deri için iyidir.
* Su bize hayati önemi olan maddeleri sağlar.Taşıma aracı olan kan olmasa vücudumuzda hücreler metabolizma işlemini devam ettiremezler. Kan büyüme hücreleri ve organları hayati önemi olan maddelerle besler.Ne kadar fazla su içersek ,kan daha iyi akar ve vücut fonksiyonları daha iyi çalışır.
* Su, doyurur ve diyetlerde çok içilmelidir.
Bu yüzden içme ve kullanma suyu sürekli ve güvenilir bir şekilde temin edilebilmelidir.İnsanların içme,kullanma endüstri ve tarımsal sulama gibi ihtiyaçlarını karşıladıktan sonra su çeşitli nitelik değişimlerine yani kirlenmeye uğramaktadır.Ayrıca kullanılan su tekrar doğaya geri verilmektedir.Bu nedenle içerik ve miktar açısından son derece kısıtlı olan su kaynakları da kirlenmektedir.Kullanılma özellikleri yok olmakta ve olumsuz sonuçlar açığa çıkmaktadır.
Bütün bunların sonucu olarak çevre temizliğine dikkat etmeliyiz.İçme suyu kaynaklarımızın korunması daha uzun süre temiz ve sağlıklı su içmemizi sağlar.Ayrıca depolarda sağlıklı şekilde toplanan sular binalarda hidrofor depolarında bekletilmeden kullanılmalıdır.Hidrofor depoları en az yılda bir defa temizlenip bakımı yapılmalıdır.Şebekede basınç yeterli olduğu için hidrofor depoları kullanılmayıp içinde su bekletilmektedir.Bu bekleyen su şebeke kesintilerinde bina içine verilmektedir. Bu durum sakıncalıdır.Depoda bekleyen suyun belli aralıklarla kullanılması ve suya devirdaim yaptırılması gereklidir.Aksi takdirde hidrofor deposunda uzun süre bekleyen suyun özellikleri değişebilir.Şebekeden sağlıklı bir şekilde gelen suyu temiz ve bakımlı hidrofor depolarında toplayarak kullanmalıyız. Hidrofor depolarının bakımı ve temizliğini KASKİ Genel Müdürlüğüne müracaat edildiği zaman yapılmaktadır.
SuYun HaYatıMızDaki YeRi ve öNeMi
*Sağlığımızı ve zindeliğimizi korur.
*Vücudumuzun %75’i suyla kaplıdır.
*Hücrelere O2 taşır.(Oksijen)
*Cildi besler.
*Susuz kalmak, önce ciltteki bozulma ve kırışıklıklardan belli olur.
*Hücre, doku ve organların düzgün çalışması suya bağlıdır.
*Gerekli olan protein, mineral ve B-C gibi vitaminleri vücudumuzda su taşır.
*Su eklemlerin rahat çalışmasını sağlar.
*Böbrekleri çalıştırır, toksinleri vücuttan atılmasını sağlar.
*Burun kanallarımızı , gözlerimizi ve ağzımızı nemli tutar.
*Kan miktarını dengeler enerjimizi korur.
*Yakılan kaloriyi arttırır.(Zayıflamak için bol bol su önerilir)
*Dışarıdan gelen ve strese bağlı zararlar karşısında iç organları korur.(Şok emici özelliği vardır)
SUYUN HAYATIMIZDAKİ ÖNEMİ VE YERİ
Su hayattır.
Bedenimizin ortalama %70’i sudan oluşur. Su yaşamımızın sürdürülmesi için gereken temel besinlerdendir. Bedenimizin ısı dengesi, hücre içi yaşamın devamı, besinlerin yakılması, sindirilmesi suya bağlıdır. Suyun az alınması halinde ciddi sağlık sorunlarına kapı açılmış olur.
…………………………………………………………………………………………………..
SUYUN İNSAN HAYATINDAKİ ÖNEMİ
* Bir insanın her gün ortalama 1,5–2 lt. su tüketmesi gerekir.
* Bir yetişkin günde yaklaşık 10 bardak su kaybeder.
* Vücudumuzun %70’i sudur.
* Yaşamak için ve beslenmek için su içmek zorundayız.
* İnsan vücudu makinaya benzer
* Su içme kültürünü geliştirmeliyiz.
* Bir yetişkin günde ortalama 10 bardak su içmelidir.
……………………………………………………………………………………………….
SPORCU NE KADAR SU İÇMELİDİR?
Su ihtiyacı yaşa, cinsiyete, yağ oranına, hareket oranına, kıyafet ve ortam ısısına göre değişiklik gösterir. Sporcular daha çok su kaybeder. Ilık havada 2 lt. Egzersiz sonrası 4–4 lt su kaybedilebilir. Bunu için özellikle egzersiz sırasında sık sık ancak az su içilmelidir. Vücut 1 saatte 1lt. suyu apsorbe eder. Vücut susuz kalırsa dehitrasyona girer.
DEHİTRASYON NEDİR?
Vücudun ihtiyacı olan su miktarını alamadığı, susuz kalma durumuna dehitrasyon denir. Böyle bir durumda vücut zarar görmeye başlar ileri safhaları ise tehlike oluşturur. Su belirli aralıklarla ve gerektiği kadar alınmalıdır.
DEHİTRASYON
( % )
SIVI KAYBI
( lt. )
ZAMAN
( saat)
ETKİLER
Dehitrasyon Başlangıcı.
2
1,5
1
—Düşük performans
—Düşük adaptasyon
Kramplar
4–6
3–4
2–3
—Yorgunluk
—Koordinasyon bozukluğu
Isı Tükenmesi
6–8
4,5–5
3–4
—Baş ağrısı
—Baş dönmesi
Isı Çarpması
7–8
5- +
4- +
—Yüksek Ateş
—Bilinç kaybı
…………………………………………………………………………………………………...
SUYUN ÖNEMİ
Bir yetişkin günde 10 bardak su kaybeder. Bu sebeple kaybedilen suyun yerine yenisinin konulması gerekir. Her ne kadar diğer içeceklerden su ihtiyacımızı karşıladığımızı düşünsek de kahve, çay ya da meşrubat gibi içecekler idrar söktürücüdür ve bedenimizin ihtiyacı olan suyu kaybetmemize yol açar.
Su vücudumuz için çok önemlidir. Su kalori içermez, Bu nedenle de diyet yaparken de su ön plana çıkar. Yağ yakımında ve toksinlerin vücuttan atılmasında önemli rol oynayan su diyet ve egzersizlerde fazla abartıya kaçılmadan tüketilmelidir. Zira aşırı su tüketimi halinde bedenimiz ihtiyaç duyduğu vitaminleri de kaybeder.
Su yaşamımızda vazgeçilmez olmasına karşın temel problem su içme kültürümüzü geliştirmeyişimizdir. İnsan vücudundaki,
Karbonhidratlarının tümünü,
Yağlarının tümünü,
Proteinlerinin yarısını,
Suyunun %10’unu
Yitirise Yaşam Tehlikeye Girer.
%20’lik su kaybı maalesef ölümle sonuçlanır.
Susuz yaşam mümkün değildir.İnsan gıda almadan haftalarca yaşayabilir.,fakat su içmeden birkaç gün yaşamını sürdürebilir.Biyologlar "susuz hayat olmaz" derler. Bu insanın biyolojik yapısının tartışmasız gerçeğidir. Antik çağda doktorlar hastalarını suyla tedavi ederdi. Su en eski güzellik malzemesi ve en iyi doğal ilaçtır. Temizler, canlandırır, zindeleştirir, güzelleştirir. Yani su hayat iksiridir.
İnsan vücudunun %70’i sudan oluşmuştur. İnsan vücudu susuzluğa en fazla 3 gün dayanabilir.Su bize aynı zamanda doğal güzellik verir. Vücudu temizler ve önemli besin maddelerini organlara taşır. Suyun içerdiği mineraller ve eser miktardaki elementler dokular ve kemikler için hayati önemi olan yapı taşlarıdır.
SU İLAÇTIR
• Su, vücudu içten temizler. Saç ,deri,tırnaklar bunların hepsinin sağlıklı ve temiz olması için suya ihtiyacımız vardır.
• Su, çok içildiğinde vücudun atıklardan temizlenmesini sağlar.
• Su, fazla içildiğinde sindirim sistemi ve metabolizma, böbrekler,kalp ve dolaşım görevlerini daha iyi yaparlar.Bu da organlar ve özellikle deri için iyidir.
• Su bize hayati önemi olan maddeleri sağlar. Taşıma aracı olan kan olmasa vücudumuzda hücreler metabolizma işlemini devam ettiremezler. Kan büyüme hücreleri ve organları hayati önemi olan maddelerle besler. Ne kadar fazla su içersek ,kan daha iyi akar ve vücut fonksiyonları daha iyi çalışır.
• Su, doyurur ve diyetlerde çok içilmelidir.
Bu yüzden içme ve kullanma suyu sürekli ve güvenilir bir şekilde temin edilebilmelidir. İnsanların içme,kullanma endüstri ve tarımsal sulama gibi ihtiyaçlarını karşıladıktan sonra su çeşitli nitelik değişimlerine yani kirlenmeye uğramaktadır.Ayrıca kullanılan su tekrar doğaya geri verilmektedir.Bu nedenle içerik ve miktar açısından son derece kısıtlı olan su kaynakları da kirlenmektedir.Kullanılma özellikleri yok olmakta ve olumsuz sonuçlar açığa çıkmaktadır.
…………………………………………………………………………………………………...
SUYLA İLGİLİ BUNLARI BİLİYOR MUYDUNUZ?
Su içmenin bizim için iyi olduğunu hepimiz biliyoruz ancak şunları biliyor muydunuz?
Kanın %92’si su, BEYNİN %75’i su ve kasların %75’i sudur. Su ayrıca;
- Vücudumuzdaki bütün hücrelerin çoğunluğunu oluşturmaktadır.
- Hücrelere besin ve oksijen taşıyarak ve atıkları uzaklaştırarak kan lenf sistemimizin en büyük yardımcısıdır.
- Böbreklerimizin toksit maddelerden temizlenmesine yardımcı olur.
- Göz, ağız ve burun kanallarımızın nemlenmesine yardımcı olur.
- Sıcak havalarda vücudumuzu serin tutar ve soğuk havalarda vücut izolasyonu sağlar.
- Eklemlerin yağlanmasına yardımcı olur ve kan, ter, gözyaşı ve tükürüğün bir parçasıdır.
0 Yorum -
Yorum Yaz
Türkiye’deki Depremler ve Korunma Yolları
DEPREMLER
Yerkabuğu içindeki kırılmalar nedeniyle ani olarak ortaya çıkan titreşimlerin dalgalar halinde yayılarak geçtikleri ortamları ve yer yüzeyini sarsması olayına “DEPREM” denir
İnceleyen bilim sismoloji, ölçen alet sismoğraftır. Şiddeti Richter ölçeğine göre belirlenir.
Depremin kaynağını aldığı yere İç merkez (Hiposantr), yeryüzünde buna en yakın noktaya da dış merkez (Episantr) denir.
OLUŞUMLARINA GÖRE DEPREMLER
Çöküntü Depremleri: Yer altındaki boşlukların (mağara, maden ocakları) çökmesi ile oluşurlar. Hissedilme alanları yerel olup enerjileri azdır. Fazla zarar meydana getirmezler. Bu tür depremlerin görülme olasılığının en fazla olduğu bölgemiz Akdeniz’dir.
Volkanik Depremler : Volkanizma olayı sonucunda etkili olan depremlerdir. Bunlar da yanardağlarla ilgili olduklarından yereldirler ve önemli zarara neden olmazlar. Japonya ve İtalya’da oluşan depremlerin bir kısmı bu gruba girmektedir. Türkiye’de aktif yanardağ olmadığı için bu tip depremler olmamaktadır.
Tektonik Depremler: Kıta ve dağ oluşumu hareketleri sırasında yer kabuğunda meydana gelen sıkışma ve kırılmalar sırasında olur. En fazla görülen deprem çeşididir. Etki alanı çok geniştir.
Not: Dünya üzerindeki volkanik alanlarla; deprem bölgeleri, fay hatları, genç kıvrım dağları ve sıcak su kaynakları arasında bir paralellik vardır. Sebebi bu alanlarda yer kabuğunun hareket halinde olmasıdır.
Depremlerin Meydana Getireceği Zarar Derecesinde;
İç ve dış merkezlere olan uzaklık,
Depremin süresi ve şiddeti,
Zeminin özelliği,
Depremlerden Korunma Yolları
Fay hatları üzerinde büyük yerleşim merkezleri kurulmamalı ve yüksek katlı binalar yapılmamalı.
Binalardaki yapı malzemesi ve yapı tekniği sarsıntılara dayanıklı olmalıdır.
Deprem konusunda halk eğitilmelidir.
Binaların yapıldığı zemin sağlam olmalı. Yer altı suyu bakımında zengin olan alüvyal alanlara çok katlı bina yapılmamalıdır.
Deprem sırasında merdiven ve tavan boşluklarında durulmamalı.
Bina içinde üzerimize düşüp altında kalabileceğimiz mobilya ve eşyalardan uzak durulmalıdır.
Bina dışında ise ağaç, duvar ve elektrik telleri gibi devrilebilecek şeylerden uzak durmalıyız.
Deprem sırasında mümkünse, yanan sobalar söndürülmeli, elektrik ve su kapatılmalıdır
TÜRKİYE’DE DEPREM BÖLGELERİ
Deprem Bölgeleri Haritası’na göre, yurdumuzun %92′sinin deprem bölgeleri içerisinde olduğu, nüfusumuzun %95′inin deprem tehlikesi altında yaşadığı ve ayrıca büyük sanayi merkezlerinin %98′i ve barajlarımızın %93′ünün deprem bölgesinde bulunduğu bilinmektedir.
Kuzey Anadolu Deprem Kuşağı:Saros Körfezinden başlar, Marmara denizinden geçtikten sonra Kuzey Anadolu Dağlarının güneyini takip ederek Van Gölünün kuzeyine doğru uzanır.
Batı Anadolu Deprem Kuşağı:Güney Marmara’dan başlar Ege Bölgesindeki çöküntü ovalarını takip eder.
Güney Anadolu Deprem Kuşağı:Hatay’dan başlar, Güney Anadolu Toroslar’ını takip ederek Van gölünün güneyine doğru devam eder.
DEPREM TEHLİKESİNİN AZ OLDUĞU YERLER
Konya, Karaman, Taşeli Platosu ve İçel çevresi.
Mardin-Şırnak çevresi.
Trakya’da Ergene havzası
DÜNYA ÜZERİNDEKİ DEPREM BÖLGELERİ
Atlas Okyanusunun orta kesimi,
Alp-Himalaya kıvrım dağları çevresi
Büyük Okyanus çevresi (En fazla bu bölgede görülmektedir. Sebebi katı haldeki yerkabuğunun (Sial) ince ve kırıklı olmasıdır.)
DEPREM TEHLİKESİ AZ OLAN YERLER
K.Batı Avrupa-Grönland adası
Asya’nın kuzeyi (Sibirya)
A.B.D ve Kanada’nın K.Doğusu
Güney Afrika
Okyanusya’nın (Avustralya) batısı
TÜRKİYE’DEKİ DEPREM ALANLARI
Türkiye nüfusunun % 60'a yakını, faal olan ve zarar verebilen deprem alanları üzerinde yerleşmiştir.
Daha önce görülen Erzurum, Erzincan, Van, Bolu, Çankırı, Tokat, Adapazarı, Kütahya, Burdur, Lice, Bingöl, Dinar, Ceyhan, Gölcük ve Düzce depremlerinin büyük oranda can ve mal kaybına neden olmasında, bu kentlerin fay hatları üzerinde yer almalarının önemli rolü olmuştur.
Konya Ovası, Karaman, Mersin (Taşeli Plâtosu çevresi), Ergene Havzası ve Mardin Eşiği deprem bakımından tehlikesi az olan yerlerdir.
DEPREMLERDEN KORUNMAK VE DEPREMİN ETKİSİNİ AZALTMAK İÇİN,
Kırık (fay) hatlarından uzak, sağlam zeminlere yerleşmek,
Mümkün olduğunca ovalarda yerleşmemek,
Depreme dayanıklı binalar inşa etmek,
Halkı, depremde alınacak sivil savunma önlemleri konusunda eğitmek, vb. önlemler gereklidir.
3 Yorum -
Yorum Yaz
Orhan Veli Kanık ( 1914)- (1950)
1914 yılında İstanbul’da doğdu.Ankara Gazi Lisesi’ni bitirdi (1932). İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü’ndeki öğrenimini yarıda bıraktı (1935), Ankara’ya giderek PTT Umum Müdürlüğü’nde çalıştı (1936-1942), Milli Eğitim Bakanlığı Tercüme Bürosu’na memur oldu (1945), oradan ayrılınca (1947) Yaprak dergisini çıkardı ( 1 Ocak 1949’dan 15 Haziran 1950’ye kadar 28 sayı çıktı, Son Yaprak adlı özel bir sayı ölümü üzerine arkadaşları tarafından çıkarıldı). 14 Kasım 1950 tarihinde beyin kanamasından öldü. Rumelihisarı mezarlığına gömüldü.
Kişiliğini belli eden ilk şiirlerini arkadaşları Oktay Rıfat ve Melih Cevdet’le birlikte Varlık dergisinde yayımlamaya başladı, büyük bir ilgi gördü, sağlığında kendinden çok bahsettiren şair oldu. Şiiri bir takım kalıp ve klişelerden, şairanelikten, yıpranmış benzetmelerden kurtararak, daha kısa daha basit bir şekle soktu; yalın bir halk dili kullandı, gündelik sözlerle zaman zaman (Aralık 1936-15 Nisan 1940,38 şiir), çok kısa zamanda büyük yergi ve espriden faydalanarak, gündelik yaşantılar üzerine yazdı.
ESERLERİ
Şiir kitapları: Garip (Oktay Rıfat ve Melih Cevdet’le beraber, 1941), Garip (yalnız kendi şiirleriyle, genişletilmiş 2. baskı,1945), Vazgeçemediğim (1945), Destan Gibi (1946), Yenisi (1947), Karşı (1949).
Sağlığında bu altı kitaba aldığı şiirleriyle, bu kitaplara girmemiş başka şiirleri, ölümünden sonra tek kitap halinde basıldı: Orhan veli, Bütün Şiirleri (1951).
Düzyazıları, eleştiri ve hikayeleri: Orhan Veli, Nesir Yazıları (1953, 2. b. Denize Doğru adıyla, 1970) adlı kitapta toplandı. La Fontaine’nin 49 fable’ini nazımla Türkçe’ye çeviren şair (La Fontaine Masalları, 2 kitap, 1943), aynı şekilde Nasrettin Hoca Hikayeleri (1949) adlı kitabında da Hoca’nın 72 fıkrasını nazma çevirdi. Çeviri kitaplarının sayısı 12’dir.
Asım Bezirci’nin derlediği çeviri şiirleri ise Çeviri Şiirler (1982) adıyla; düzyazıları da, yenide Bütün Yazılar I, II (1982) adıyla yayımlandı.
Orhan Veli/Bütün Eserleri dizisinin ilk kitabı Edebiyat Dünyamız (1975)’da şairin düzyazıları, konuşma ve röportajları (haz. Asım bezirci), ikinci kitapta Bütün Şiirleri (1975) derlendi.
HAKKINDA YAZILANLAR
Adnan Veli Kanık, ağabeyinin biyografisi ile basında çıkmış yazılarından seçme parçaları şu kitapta derledi: Orhan Veli İçin (1953).
Şair üzerine bir inceleme Asım Bezirci’nin, zengin bir bibliyografya da veren Orhan Veli Kanık adlı eseridir (1967).
ANLATAMIYORUM
Ağlasam sesimi duyar mısınız,
Mısralarımda;
Dokunabilir misiniz
Gözyaşlarıma, ellerinizle?
Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel,
Kelimelerin kifayetsiz olduğunu
Bu derde düşmeden önce.
Bir yer var, biliyorum;
Her şeyi söylemek mümkün;
Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum;
Anlatamıyorum.
www.halilakpinar.net Eğitim sitesi
YUNUS EMRE HAYATI (1238 - 1320) |
Yaşamı konusunda yeterli bilgi olmadığı gibi onunla ilgili kaynaklarda anlatılanlar da birbirini tutmaz. Nerede, hangi yılda doğduğu kesinlikle bilinmiyor. Kimi kaynaklarda Anadolu'ya Doğu'dan gelen Türk oymaklarından birine bağlı olup, 1238 dolaylarında doğduğu söylenirse de kesin değildir.
1320 dolaylarında Eskişehir'de öldüğü söylenir. Batı Anadolu'nun birkaç yöresinde 'Yunus Emre' adını taşıyan ve onunla ilgili görüldüğünden 'makam' adı verilen yer vardır. Yapılan araştırmalara göre şiirlerinin toplandığı Divan ölümünden yetmiş yıl sonra düzenlenmiştir. Anadolu'da 'Yunus Emre' adını taşıyan ve Yunus Emre'den çok sonraları yaşamış başka şairlerin yapıtlarıyla karışan şiirlerinin bir bölümü dil incelemeleri sonunda ayıklanmış, böylece 357 şiirin onun olduğu konusunda görüş birliğine varılmıştır. Gene Yunus Emre adını taşıyan ve başka şairlerin elinden çıktığı ileri sürülen 310 şiir daha derlenmiştir. Onun dil, şiir ve düşünce bakımından özgünlüğü ve etkisi, ilk düzenlenen Divan'daki şiirleri nedeniyledir.
Yunus Emre'nin şiirinde, edebiyat tarihi bakımından, dil, düşünce, duygu ve yaratıcılık gibi dört önemli sorun sergilenir. Bu sorunlar bir görüş ve inanış bütünlüğü içinde ele alınır, insan konusunda odaklaştırılır. Şiirde işlenen konular ise insan, Tanrı, Varlık Birliği, sevgi, yaşama sevinci, barış, evren, ölüm, yetkinlik, olgunluk, alçakgönüllülük, erdem, eliaçıklık gibi genellikle gerçek yaşamı ilgilendiren kavramlardır. O, bu kavramları, şiirinin bütünlüğü içinde temel öğe olarak sergilemiştir.
İnsan bir 'sevgi varlığı'dır, tin ile gövde gibi iki ayrı tözden kurulmuştur. Tin tanrısaldır, ölümsüzdür, gövdede kaldığı sürece geldiği özün ve yüce kaynağa, tanrısal evrene dönme özlemi içindedir. Gövde dağılır, kendini kuran öğelere ayrılır. İçinde insanın da bulunduğu tüm varlık evreni toprak, su, ateş ve yel gibi dört ilkeden kurulmuştur. Bu dört ilke yaratılmıştır, yaratıcı da Tanrı'dır. Tanrı, bu dört ilkeyi yarattıktan sonra, ayrı ayrı oranlarda birleştirerek varlık türlerinin oluşmasını sağlamıştır. İnsan sevgi yoluyla Tanrı'ya ulaşır, çünkü insanla Tanrı arasında özdeşlik vardır. Ancak, insanın bu madde evreninde bulunması, tinin tanrısal kaynaktan uzak kalması bir ayrılıktır. Bu ayrılık insanı, yaşamı boyunca Tanrı'yı düşünme, ona özlem duyma olaylarıyla karşı karşıya getirmiştir.
Sevgi insanda birleştirici, bütünleştirici bir eğilim niteliğindedir. Yunus Emre, sevgiyi Tanrı ve onun yarattığı tüm varlıklara karşı duyulan bir yakınlık, bir eğilim diye anlar. Sevginin ereği yüce Tanrı'ya ölümsüz olana kavuşmak, onun varlığında bütünlüğe ulaşmaktır. Tanrı insanla özdeş olduğundan kendini seven Tanrı'yı, Tanrı'yı seven kendini sever. Çünkü sevgi kendini başkasında, başkasını kendinde bulmaktır. Sevginin olmadığı yerde, öfke, kırgınlık, çözülme ve birbirinden kopukluk gibi olumsuz durumlar ortaya çıkar.
Sevginin değerini yalnız seven bilir, sevmek de bir bilgelik, bir olgunluk işidir. Yeterince aydınlanmamış, Tanrı ışığından yoksun kalmış bir gönülde sevginin yeri yoktur. Bütün varlık türlerini birbirine bağlayan, onları tanrısal evrene yönelten sevgidir. Sevgi bir çıkar aracı olmadığından seven karşılık beklemez. Dost kişi gerçek seven kimsedir (âşık) . Dost başka bir anlamda da Tanrı'dır, kişinin gönlünde ışıyan tözdür.
Yunus Emre'de yaşamak tanrısal tözün bir yansıması olan evrende sevinç duymaktır. Çünkü, bütün varlık türlerinde Tanrı görünmektedir, bu nedenle severek, düşünerek yaşamayı bilen kimse her yerde Tanrı ile karşı karşıyadır. Yaşamak belli nesnelere bağlanmak, yalnız gelip geçici varlıkları edinmek için çırpınmak değildir. Böyle bir yaşama biçimi kişiyi tanrısal tözden uzaklaştırdığı gibi yetkinlikten, bilgelikten de yoksun kılar. Yunus Emre'nin dilinde bilge kişinin adı 'eren'dir. Eren barış içinde yaşamayı, bütün insanları kardeş görmeyi, kendini sevmeyeni bile sevmeyi bilen kişidir. Onun gönlü yalnız sevgiyle, dostluk duygularıyla doludur.
Ölüm tinin gövdeden ayrılıp tanrısal kaynağa dönmesiyle gerçekleşir. Bu nedenle ölüm tinle gövde arasında bir ayrılıktır. Gerçekte ölüm yoktur, tinin ölümsüzlüğe ulaşması, yüce kaynağa dönüşü vardır. Çünkü, bütün varlık türleri tanrısal tözün yansıması olduğundan, salt ölüm de söz konusu değildir. Ölümün bir başka anlamı da bilgiden, erdemden, yetkinlikten, sevgiden yoksun kalmaktır.
Yunus Emre'nin edebiyat tarihi bakımından, önemli bir yanı da Anadolu'da, Türkçe şiir dilinin öncüsü olması ve tasavvuf sorunlarını yalın, kolay anlaşılır bir dille söyleyişi nedeniyledir. Şiirlerinin ölçüsü, Türkçe'nin ses yapısına uymayan 'aruz' olmakla birlikte söyleyişi akıcı, sürükleyici bir nitelik taşır. Tasavvufun en güç anlaşılır kavramlarını, Türkçe'nin ses yapısına uygun biçimde dile getirir, şiirinde duygu ve düşünce birliğinden oluşan bir derinlik görülür.
Yer yer yalın halk söyleyişine yaklaşan dilinde anlam-uyum bağlantısı bütüncül bir içerik taşır. Ona göre önemli olan bir sözü etkili biçimde söylemektir. Bu nedenle sözün boş bir kavram olmaması, bir varlık sorununu, bir düşünceyi dile getirmesi gerekir. İnsan ancak söz söyleme yetisiyle insandır, konuşan Tanrı durumundadır. Yunus Emre'de Türkçe, şiir dili olma yanında, düşünceyi içeren, açıklayan bir odak özelliği kazanmıştır. |
|
ESERLERİ |
Divan, (ö.s) , 1943; Risaletü'n-Nushiye, (ö.s) , 1965, ('Öğüt Kitapçığı') . |
Necip Fazıl Kısakürek ( 1904)- (25.05.1983)
şair, yazar, düşünür
1904 yılında İstanbul’da doğdu. Çeşitli okullarda, bu arada Amerikan Koleji'nde okudu. Orta öğrenimini Bahriye Mektebi'nde yaptı(1922). Bu askeri okulda, din derslerini, Aksekili Ahmed Hamdi, tarih derslerini Yahya Kemal'den gördü. Ama asıl anlamda onu etkileyen öğetmen İbrahim Aşkî oldu. İbrahim Aşkî verdiği kitaplarla, onun tasavvufla ilk temasını sağladı.
Bahriye Mektebi'nin namzet ve harp sınıflarını bitirdi. Darülfünun Felsefe Bölümü'nden mezun oldu (1921-1924). Milli Eğitim Bakanlığı bursu ile Paris'te gitti (1924-1925). Yurda döndükten sonra Hollanda, Osmanlı ve İş Bankalarında memurluk ve müfettişlik gibi görevlerde bulundu (1926-1939). Ankara'da Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi, Devlet Konservatuvarı ile İstanbul'da Güzel Sanatlar Akademisi'nde dersler verdi (1939-1942). Gençlik yıllarında basınla ilişkiye geçti. Memurlukla ilişkisini kesti. Hayatını yazarlık ve dergicilikten kazanmaya başladı. 25 Mayıs 1983 tarihinde Erenköy'deki evinde vefat etti. Naaşı, Eyüp sırtlarındaki kabristana defnedildi.
Ödülleri
Necip Fazıl Sabır Taşı adlı oyunuyla 1947 yılında C.H.P. Piyes Yarışmacı Birincilik Ödülü'nü almıştır. Kısakürek'e doğumunun 75. yıldönümü dolayısıyla Kültür Bakanlığı'nca "Büyük Kültür Armağanı" (25 Mayıs 1980) ve Türk Edebiyatı Vakfı'nca "Türkçenin Yaşayan En Büyük Şairi" ünvanını vermiştir.
Yazı Hayatı
Necip Fazıl'ın yayınlanan ilk şiiri Örümcek Ağı adlı kitabına "Bir Mezar Taşı" başlığıyla alacağı "Kitabe" şiiridir ve 1 Temmuz 1923 tarihli Yeni Mecmua'da çıkmıştır. Necip Fazıl hatıralarında "benim de yerim bu el oldu yâhu/ Gençlik bahçesinde sel oldu yâhu" dizeleriyle başlayan bu şiir dolayısıyla Ahmet Haşim'in "Çocuk Bu Sesi nerden buldun sen?" dediğini yazmaktadır. Kısakürek bu tarihten itibaren 1939 yılına kadar Yeni Mecmua, Milli Mecmua, Anadolu, Hayat, Varlık gibi dergilerle Cumhuriyet gazetesinde yayımlanan şiir ve yazılarıyla ününü genişletmiştir.Necip Fazıl 1925 yılında Paris'ten yurda döndükten sonra, aralıklı şekilde ama uzun sürelerle Ankara'da kalmış, üçüncü gelişinde, bazı bankaların da desteğini sağlayarak 14 Mart 1936 tarihinde Ağaç adlı bir dergi çıkarmıştır. Yazarları arasında Ahmet Hamdi Tanpınar, Ahmet Kutsi Tecer, Mustafa Şekip Tunç'un da bulunduğu Ağaç, yeni kapanmış olan Yakup Kadri'nin sahipliğindeki Kadro dergisinin Burhan Belge, Vedat Nedim Tör, Şevket Süreyya Aydemir ve İsmail Husrev Tökin gibi yazarlarının savunduğu ve dönemin etellektüellerini hayli etkilemiş bulunan materyalist ve marksizan düşüncelerine karşı spiritüalist ve idealist bir çizgi izlemeyi öngörmüştür. Ankara'da altı sayı çıkan Ağaç dergisini Kısakürek daha sonra İstanbul'a nakletmiş, ancak dergi 17'nci sayıda kapanmıştır.Ve Büyük Doğu Necip Fazıl, 1943 yılında bu defa, dini ve siyasi kimliği de olan Büyük Doğu dergisini çıkarmış, 1978 yılına kadar aralıklarla haftalık, günlük ve aylık olarak çıkardığı Büyük Doğu'da iktidarlara cephe almış, yazı ve yayınları yüzünden mahkemelere düşmüş, dergi birçok kez kapatılmıştır. Özellikle İslam medeniyetini ve tarihini savunan Necip Fazıl giderek milletimizin sevdiği bir insan olmuştur. Necip Fazıl 1947 yılında Büyük Doğu'nun toplatılması üzerine ayrıca Borazan diye bir siyasi mizah dergisi de çıkarmıştır.
ESERLERİ
Şiir: Örümcek Ağı, Kaldırımlar, Ben ve Ötesi, Sonsuzluk Kervanı, Çile, Şiirlerim, Esselâm, Çile Oyun: Tohum, Bir Adam Yaratmak ,Künye, Sabır Taşı, Para, Nami Diğer Parmaksız Salih, Reis Bey, Ahşap Konak, Siyah Pelerinli Adam, Ulu Hakan Abdülhamit, Yunus Emre.
Roman: Aynadaki Yalan, Kafa Kağıdı
Hikaye: Birkaç Hikâye Birkaç Tahlil, Ruh Burkuntularından Hikâyeler, HikâyelerimHatırat: Cinnet Mustatili, Hac, O ve Ben, Bâbıâli.
Yahya Kemal Beyatlı ( 1884)- (1958)
şair, yazar, milletvekili, büyükelçi
1884 yılında Üsküp'te doğdu. Asıl adı Ahmed Agâh'tır. İlköğrenimini Üsküp'te gördü. İstanbul Vefa Lisesi mezunu. Başlangıçta Sultan II.Abdülhamit yönetimine karşı muhaliflerin safında yer alarak Paris'e kaçtı. Fransa'da Siyasal Bilgiler okurken hocası Albert Sorrel'in etkisinde kalarak düşüncelerinde değişmeler oldu. Fransa'da dokuz yıl kaldı. Fransız edebiyatını ve edebiyatçılarını yakından tanıma imkânı buldu. Onlardan etkilendi. Bir ara Nev-Yunanî bir şiirin peşine düştü. Doğu Dilleri Okulu'na devam ederek Arapça ve Farsça'sını geliştirdi. Divan şiiri üzerinde yoğunlaştı. 1913 yılında İstanbul'a döndü. Darüşşafaka, Medresetü'l-Vâizin ve Darülfünûn'da Tarih ve Edebiyat dersleri okuttu. Gazete ve dergilerde yazılar yazdı. Lozan Konferansı'na katıldı.
1923'te Urfa milletvekili seçildi. Çeşitli ülkelerde diplomatik görevler alarak Türkiye'yi temsil etti. Yozgat, Tekirdağ ve İstanbul milletvekilliği yaptı. Pakistan büyükelçiliği görevinde iken emekli oldu (1949) ve yurda döndü. Tedavi için Paris'e gitti. Bir yıl sonra da öldü.
Cumhuriyet dönemi Türk şiirinin en büyük temsilcilerinden biridir. Aruzla yazdı. Klasik şiirimizin temel özelliklerine bağlı kalarak, kendine özgü bir şair oldu. Sanatta ve edebiyatta millî ve manevî değerlere bağlı kaldı.
ESERLERİ
Şiirleri Kendi Gök Kubbemiz, Eski Şiirin Rüzgârıyla, Rubailer ve Hayyam Rubailerini Türkçe Söyleyiş, Bitmemiş Şiirler.
Fikir ve Hatıra Kitapları:Aziz İstanbul, Eğil Dağlar, Siyasi Hikayeler, Siyasi ve Edebi Portreler, Edebiyata Dair, Çocukluğum Gençliğim Siyasi ve Edebi Hatıralarım, Tarih Muhasebeleri, Mektuplar-Makaleler
Yahya Kemal Ahmet Hamdi Tanpınar YAPI KREDİ YAYINLARI
"Yahya Kemal Beyatlı
Şiire Adanmış Bir Yaşam Sermet Sami Uysal YAHYA KEMAL'İ SEVENLER DERNEĞİ
"
Yahya Kemal'in Dünyası Süheyl Ünver ŞEHİR YAYINLARI
Yahya Kemal (Eve Dönen Adam) Beşir Ayvazoğlu ÖTÜKEN NEŞRİYAT
Yahya Kemal Beyatlı Heyet TOKER YAYINLARI
Yahya Kemal Ahmet Hamdi Tanpınar DERGAH YAYINLARI
Yahya Kemal Beyatlı Yaşamı ve Yapıtlarını Okuma Kılavuzu Kemal Bek ÖZNE YAYINLARI
Aşık Veysel Şatıroğlu ( 1894)- (1973)
(1894-1973)
Sivas'ın Şarkışla ilçesine bağlı Sivrialan Köyü'nde doğdu. Yedi yaşında iken çiçek hastalığına yakalanarak gözlerini kaybetti. Babasının telkiniyle saz çalıp şiir söylemeye başladı. Ahmet Kutsi Tecer'in yardımıyla yurt çapında tanındı. Köy Enstitülerinde halk türküsü öğretmenliği yaptı. TBBM tarafından özel bir kanunla kendisine maaş bağlandı. Halk şiirinin başarılı örneklerini verdi. Şiirlerinde dünyanın geçiciliği, ölüm, kardeşlik, birlik-beraberlik ve sevgi gibi temaları işledi. Şiirleri, Dostlar Beni Hatırlasın adı altında bir kitapta toplandı.
Şiirlerinden örnekler;
GÖNÜL BİR GÜZELİ SEVMİŞ
Gönül bir güzeli sevmiş ayrılmaz
Dolanır peşinde çoban misâli
Hiç kimse bu derdin dermânın bilmez
Azmış yaraları perişan hali
Lokman çâre bulmaz yoktur Eflâtun
Yârdan ayrılması ölümden çetin
Elde endaz ettim bu aşkın atın
Terkettim sılayı vatanı ili
Ferhat Şirin için kestiği taşlar
Benim senin için döktüğüm yaşlar
Seni yaksın beni yakan ateşler
Yaktı bu sinemi savruldu külü
Arılar bal için bekler petekler
Alır her çiçekten verir emekler
Mecnun Leylâ için pınarı bekler
Ben de bir yâr için olmuşum deli
Evvelden var idi bu sevda bende
İlikte damarda cesette canda
Ölünce hû çeksin kemiğim sinde
Dünyâda durunca Veysel'in dili
-----------------------------------------------------------
www.halilakpinar.net Eğitim sitesi
0 Yorum -
Yorum Yaz
Tarihçe
F klavye düzeni 1943 yılından başlayarak yapılan çalışmaların sonucunda ve 20 Ekim 1955 tarihinde Türkçe yazmada çok daha kolaylık sağlamak için oluşturdu. (1)
Hürriyet gazetisinden Hüseyin Gönüllü'nün F klavyenin babası İhsan Yener'le yaptığı söyleşiyi aynen aktarıyorum. (2)
H.G.: -F klavye nasıl ortaya çıktı?
İ.Y.: -"1946'dan itibaren Türk dilinin özelliklerine uygun,
standart bir klavye geliştirilmesi için resmi makamlara yazılar yazdım…
'Bilimsel bir klavye yapın, sizin yaptığınızı kabul edelim' dediler.
Yabancı uzmanların da bulunduğu bir komisyon kuruldu. Türkçe'de
kullanılmakta olan tüm kelimelerin istatistiğini TDK'nın kılavuzundan
yararlanarak çıkardık. 29934 kelime içinde hangi harften kaçar adet
bulunduğunu tespit ettikten sonra, parmakların fiziksel güçleri ve
hareket özelliklerini de esas alarak harfleri yerleştirdik. Ellerin
kullanım yüzdesini de hesaba katarak yaptığımız klavyede sol el yaklaşık
yüzde 49, sağ el de yüzde 51 oranında kullanılacak şekilde harfler
yerleştirilmiştir. türkçe'nin fonetik özelliğine uygunluk açısından
sesli harfleri sol elde topladık… Gümrük kanunlarına 'bundan sonraki
ithalat standart Türk klavyesine uygun olacak' diye bir madde kondu."
H.G: —Direnen olmadı mı? Maliyeti nasıl karşıladık?
İ.Y.: T-ürkiye'de o zaman
40 bin kadar yazı makinesi vardı. Biz, 40 bin yazı makinesini bırakalım
dedik. Biz, geleceği kurtaralım dedik, tıpkı Atatürk'ün yaptığı gibi.
F Klavyenin Üstünlükleri
Türkçeye en uygun klavye olan F klavye (pek çoğunun dediği gibi Ef
klâvye değil, harflerin Türkçe okunuş biçimine göre Fe klavye) uzun
çalışmalardan sonra daktilolarda en kolay, en hızlı ve hatasız yazmak amacıyla üretilmişti.
Türkçe’de çok sık kullanılan seslerin karşılığı olan harflerin “F klavye”de kolay
ulaşılabilecek yerlere yerleştirildiğini, Türkçe’deki harflerin
kullanılma oranları, ünlü-ünsüz ses ilişkileri, hece ve söz yapısı,
parmakların kuvvet, yetenek ve işleklikleri göz önünde bulundurularak
üretilen ‘F klavye’ bu özellikleri bakımından Türkçe’ye uyduruk ‘Q
klavye’den çok uygundur.
Türkçe sözlerde çok sık kullanılan
seslerin karşılığı olan harfler bu klavyede en kolay ulaşılabilecek
yerlere serpiştirilmişti. Yaklaşık 30.000 Türkçe sözün ölçü alındığı bir
değerlendirmede a harfi 26.323, e harfi 16.308, k harfi 13–542, i harfi
13.384, m harfi 11.263, l harfi 10.496, t harfi 9–669, r harfi 8.698
kez geçmekteydi. (Bunlar Türkçede en çok kullanılan harflerdir). Bu
oran göz önünde bulundurularak söz konusu harfler, F klavyede en uygun
yerlere yerleştirilmişti.
Q klavyede ise en çok kullanılan
harfler tabir caizse klavyenin en ücra köşelerine dağıtılmış durumdadır.
Buna karşılık, Türkçede 30.000 sözde sadece 125 defa geçen ve en az
kullanılan harf olan j harfi, Q klavyede en uygun yere konulmuştur. F
klavyede bu harfin yerinde Türkçede en fazla kullanılan ünsüz olan k
harfi bulunmaktadır. (3)
F klavye nasıl yararlar sağladı? Sorusuna İhsan Yener' şöyle cevap vermiştir:
"1955'ten itibaren uluslararası daktilografi ve steno yarışmaları
başlamıştı. Hemen biz de başvurduk ve 1956'da dâhil olduk. Öğrencilerim
bu şampiyonalarda 28 defa dünya birincisi oldular. Bu birinciliklerin
14'ünde dünya rekoru kırıldı. Hatta fransızlar itiraz etmişlerdi
ilkinde, 'Türkler yarışma için özel olarak tertip edilmiş bir klavye
kullanıyorlar' diye. 6 saat süren tartışmalardan sonra, fransızlar'a
'siz de yapın o halde özel bir klavye' dediler." (4)
2003 Dünya Bilgisayar ve Stenografi Şampiyonası’na “F klavye” ile katılan Türk yarışmacıları takım halinde dünya 2’ncisi olmuşlardır. (5)
Türkçede genel olarak sessiz harfler ve sesli harfler sözcük / tümce
içinde hemen hemen eşit sayıda bulunduğu için, klavye bu harfleri her
iki ele de eşit miktarda dağıtır. Bu iş bölümü sayesinde yorulmak nedir
bilmeden saatlerce tıkır tıkır yazı yazılabilir. (6)
Her iki
elimizin en çok çalışan 6 parmağı ile yazmış olduğumuz tuşlara denk
gelen harfleri yüzde 45 oranında kullanmak varken, neden bizim için daha
zor ve yavaş yazmayı sağlayan İngilizlerin Q klavyesini kullanalım? "Q
klayveye alıştım, F klavyede zorlanıyorum" diyorsanız, denemesi bir kaç
dolara! (Klavye fiyatı) Yabancı bir klavyeye ne kadar sürede
alışmışsanız, kendi konuşma dilimize göre dizilmiş olan klavyeye onun
yarısı kadar sürede alışabilirsiniz. (7)
Q KLAVYE
Q klavyenin tarihçesi
Dünyada Q klavye olarak bildiğimiz tuş dizilimi aslında daktilonun
icat edildiği ilk günden beri değişmedi. Neden tuşların bu şekilde
dizildiği konusunda da çeşitli rivayetler olmasına rağmen şimdilik en
yaygın kabul gören hikâye şu: Yazı makinesinin mucidi olan Christopher
Latham Sholes, 1867'de cihazın patentini alarak ilk çalışan örnekleri
ortaya koyduğunda cihazın tasarımından kaynaklanan mekanik bir sorunla
karşılaşır. İcat ettiği yazı makinesinin harfleri kâğıda basmak üzere
kullandığı mekanik harf kolları, kapalı bir kutunun içinde yer
almaktadır ve iki kol birden kâğıda doğru havalandığında içerde
sıkışmaya neden olmaktadır. Sholes bu problemin çözümü için,
kullanıcının yazım hızını yavaşlatmak üzere harflerin yerlerini
alabildiğine karıştırarak en çok kullanılan harfleri elin en zor
ulaşabileceği yerlere yerleştirmeyi uygun görür ve Q klavye adını
verdiğimiz harf dizilimi ortaya çıkar.
Yani Q klavye 1873'te
mühendisliğe aykırılık abidesi olarak tasarımlanmıştı. Daktiloların
hızlı yazma nedeniyle sık sık bozulmasına çare olarak geliştirilmişti.
Daktilo kullananları olabildiğince ağır yazmaya zorlamak için olmadık
hilelere başvurulmuş, en çok kullanılan harfler klavyenin her sırasına
dağıtılmış, (sağ elini kullanan insanları zayıf ellerini kullanmak
zorunda bırakacak şekilde) harfler solda toplanmış.
Daha sonra
bilgisayarlar çıkıp tuşların hızlı yazma nedeniyle bozulma sorunu
ortadan kalktığında bile Q klavye yaygınlaştığından bu standart
korunmuştur. (8)
Türkçede genel olarak sessiz harfler ve sesli
harfler sözcük / tümce içinde hemen hemen eşit sayıda bulunduğu için, F
klavye bu harfleri her iki ele de eşit miktarda dağıtır. Bu iş bölümü
sayesinde yorulmak nedir bilmeden saatlerce tıkır tıkır yazı
yazılabilir.
Q klavye yavaş yazmak için tasarlandığından bu
avantajların hiçbirine sahip değildir. Bu yüzden el, Türkçe
karakterlerde hem F klavye hızına yetişemez, hem de herhangi bir ele
fazla yüklenme olduğu için çabuk yorulur.
Serce ve yüzük parmakları
elimizin en "afonksiyonel" parmakları olmasına karşın Türkçede en fazla
kullanılan harflerden biri olan " a " q klavye´ de sol serce parmağına
denk gelir. Yine q klavye için; Türkçe´de en az kullanılan harflerden
biri olan " j " elin en aktif parmağı olan sağ işaret parmağına denk
gelmektedir.
Bunun gibi bin bir dezavantaj sayılabilir. Türkçede
birçok sözcük q klavye için en pasif parmaklara dağılır. Bu yüzden q
klavyede 10 parmak Türkçe karakter girmek deveye hendek atlatmaya
benzer." (9)
Q klavye ingilizce için de uygun değildir.
Q klavyenin daha iyi alternatifleri olabileceğini düşünenler de
olmamış değil. Örneğin Washington State Üniversitesinden Prof. Dr.
August Dvorak, 1932 yılında İngilizce'de çok kullanılan harflerin
klavyenin en kolay ulaşılabilir yeri olan orta sırasına toplandığı bir
klavye dizilimi önerir. Dvorak'ın araştırmalarına göre, sekreterlerin
parmakları gündelik yazı işleri sırasında Q klavyede 16 mil yol alırken Dvorak klavyesinde sadece 1 mil yol almaktadır.
Ancak daktilo ustalarının, Q klavyeye olan mevcut alışkanlıkları,
üreticilerin itirazı ve piyasanın Q klavye tarafından çoktan istila
edilmiş olması ve 40 milyon daktilonun değiştirilme maliyeti ortaya
çıkınca Dvorak'ın klavyesi yayılamaz ve kaybolup gider. (10)
Yazar Emre Aköz şöyle diyor. “-Gençler bana mail atıyor: "16 yaşındayım,
6 yaşından beri Q kullanıyorum, çok da hızlı yazıyorum." Yanlış.
Farkında değiller. Kesin veri var elimizde: F klavyeyi 10 parmak yazan
bir Türk'le, Q klavyeyi 10 parmak yazan Amerikalılara aynı İngilizce
metin veriliyor. Amerikalılar dakikada 32–35 kelime; Türk 72 kelime
yazıyor!” (11)
F VE Q KLAVYELERE YÖNELİK ELEŞTİRİLER
— Q Klavye Evrenseldir.
Bu fikire yazar Yurtsan Atakan şu güzel cevabı veriyor:
Hıncal Uluç'un ''Q'' savunusunda kullandığı temel argümanlardan biri
de aynı yanılgıya dayanıyor. Dünya ''Q'' klavye kullanıyor, diyor
Sevgili Hıncal Uluç, o yüzden yurtdışına gittiğinizde deli danalar gibi
''F'' klavye arayıp bulamayacağınız, hâlbuki eğer ''Q'' klavye
kullanıyor olsaydınız sürü sebil klavyeyi emrinize amade bulacağınız
için ''F''yi atın, baştan ''Q'' kullanın.
Aynı mantıkla iyisi mi
biz Türkçe’yi toptan başımızdan atalım. Öyle değil mi ya, yurtdışına
çıktığımızda derdimizi anlatacak Türkçe bilen biri arayıp
bulamayacağımıza -eğer İngilizce bilseydik sürü sebil kişiyle iletişim kurabileceğimize- göre Türkçe’yi atalım, resmi dil olarak baştan İngilizce’yi kabul edelim. (12)
Benim bu konuda eklemek istediğim bir husus şudur: F klavye
kullananlar genellikle bakmadan yazabilirler. Bu durumda sadece
windowsta klavyeyi f yapmak yeterli olur.
—F Klavye Kullanmak Bizi Küresel Dünyadan Uzaklaştırır
Bu gibi bazı gerekçeler ise çok gülünçtür. Japonlar, Çinliler, Kiril
alfabesi kullananlar bugün sırf kendi alfabelerini kullandıkları içi
dünyadan kopmakta mıdırlar? (13)
—F Klavye Özgüven, Q Klavye Teslimiyet Sembolüdür.
HP Türkiye Genel Müdürü Şahin Tulga, SAP Teknoloji Günleri 2003'te
Amerika'da aldığı eğitim sürecinden bahsederek düşünme eyleminin daima
anadilde yapıldığını, bunun yaratıcılık ve özgüveni tetikleyeceğini,
Türkçe için özel olarak geliştirilmiş F klavyenin de bu ana çıkış
noktası nedeniyle özellikle kullanılması gerektiğini savunmuştur. (14)
—Bilgisayar Kullanımındaki Verimsizliğin En Büyük Etkeni İhsan Yener’e Göre Q Klavye
"Türk dilinin özelliklerine göre on parmakla-bakmadan klâvye kullanma
yöntemi için çok verimli bir Standart Türk Klâvyesi 1955 yılından beri
resmen varolduğu halde, İngiliz dili için 130 yıl önce (on parmak
yönteminin bilinmediği çağlarda) belirlenen (ve Türkçe'deki binlerce
sözcüğün yazılmasına olanak vermeyen) American Standard Code for
Information Interchange (ASCII) klâvyeyi Dünya standardı zanneden ve
buna eklenen, Türkçe'ye has 7 harfin, en kullanışsız yerlere bilinçsizce
yerleştirilmesiyle oluşturulmuş klâvyeyi de Q Türkçe standardı olarak
kabullenen kullanıcıların bu hususta bilinçsiz oluşları, bilgisayar
kullanımındaki verimsizliğin en büyük etkeni olmaktadır." (15)
SONUÇ
Bu yazıyı ülkemiz bilgisayar kullanıcılarının zaman ve kaynak israfını
önlemek amacıyla hazırladım. Verdiğim linklerde çok daha detaylı
bilgiler bulabilirsiniz
Bilimsel araştırmaların sonuçlarından
anlaşıldığı gibi Q klavye ingilizcede dâhil hiçbir dil için faydalı
değildir. Bir klavyenin işlevselliği kullanıcının dilinde en çok
kullanılar harfleri parmakların en rahat ulaşabildikleri yere
yerleştirilmiş olmasına bağlıdır. Her dile göre ayrı klavye tasarlanması
daha doğaldır. Türkçe için en uygun klavye Fe klavyedir.
Q klavye
ile hızlı yazdığını iddia edenler F ile daha hızlı ve daha az yorularak
yazacaklardır. Eğer denemek isterlerse 2-3 hafta 10 parmak f klavye
programı ile günde 15 dakika çalışsınlar.
Üretici firmalar, talep
edildiğinde dil ayrıcalıklarını gözönüne alarak, istenen her türde
klâvye ile donanım ve yazılımlar üretip satmaktadırlar; yeter ki
ithalâtçı, yerli üretici ve kullanıcı, klâvye konusunda bilinçli olsun
satıcı tarafından dayatılan Q klavye karşı çıksın ve kendi dilinin
klâvyesini istesin. (16)
F klavye uyduruk Q Türkçe klavyesinden,
Dvorak klavyesi de Q klavyeden kat kat hızlı ve zahmetsiz yazmaya
yugundurlar. Bırakın türkçeyi, isterseniz ABDli olun F klavye ile daha
hızlı ve kolay ingilizce yazabilirsiniz. Bu durumun bilimsel olarak
açıklaması yukarıda anlatılmıştır.
1990 ların ortalarına
değin de herkes F klavyeye alışmıştı. Macintoshlar da F klavye ile
gelirdi. Ama PC piyasası F klavyenin önemini kavrayamadı. Yüzlerce
dolarlık bilgisayarları satanlar F klavyeyinin önemini düşünmediler.
Bugün bilgisayar kullanıcılarının büyük çoğunluğu Amerikanın bile
bırakmak isteyipte bırakamadığı Q Klavye kullanıcısı. Vakit geç olmadan
F klavyenin yaygınlaştırılmasın sağlamalıyız. Zararın neresinden
dönülse kârdır. Kaybedilen zaman asla telafi edilemez.
Kaynaklar.
1 http://www.turkdilidergisi.com/96/ievren.htm
2 http://dosya.hurriyetim.com.tr/harflerimiz/fklavyebabasi.asp
3 http://turkoloji.cu.edu.tr/DIL%20SORUNLARI/01.php
4 http://dosya.hurriyetim.com.tr/harflerimiz/fklavyebabasi.asp
5 http://www.gelisimplatformu.org/uye/uye_aktivite_print.asp?akt_id=1493
6 http://www.turkdilidergisi.com/96/ievren.htm
6 http://www.yenisafak.com.tr/arsiv/2001/temmuz/05/bilisim.html
7 http://dosya.hurriyetim.com.tr/harflerimiz/dhizlan2.asp
8 http://www.turkdilidergisi.com/96/ievren.htm
9 http://www.biltek.tubitak.gov.tr/merak_ettikleriniz/yazici_dostu.php?kategori_id=19&soru_id=1304
10 http://dosya.hurriyetim.com.tr/harflerimiz/zbolukbasi2.asp
11 http://www.medyatava.net/fklavyeyazilar.asp?yazar=yurtsan+atakan
12 http://www.yenisafak.com.tr/arsiv/2004/nisan/27/bilisim.html
13 http://www.yenisafak.com.tr/arsiv/2004/mayis/04/bilisim.html
14 http://www.kongar.org/medyanotu/251_F_Klavye_Firtinasi.php
15 http://www.medyatava.net/fklavyeyazilar.asp?yazar=yurtsan+atakan
16 http://www.turkdilidergisi.com/96/ievren.htm
Bu ingilizce için hazırlanmış dvorak klavyesi.
Ufaltılmış ön izleme resmi
Bu da F klavyemiz
--------------------
NOT: Bu yazıyı, kaynak gösteren herkes kullanabilir, tamamen veya kısmen alıntı yapabilir.
0 Yorum -
Yorum Yaz
Öncelikle powerpoint’e müzik eklemek ile müzik gömmek arasındaki farkı söylemekte fayda var. Sunuma müzik eklemek aslında fazla bir şey ifade etmez çünkü hazırladığınız sunumu başkasına gönderirken müzik dosyasını da ayrıca göndermeniz gerekir. Yani 2 dosya gönderirsiniz (powerpoint dosyası ve ses dosyası). Fakat müziği içine gömerseniz ses dosyasını göndermenize gerek kalmaz, sadece powerpoint sunumunu gönderirsiniz ve sesli olarak sunumu izlerler. Powerpoint programının içine müzik gömmek için bilinmesi gereken en önemli şey ses dosyasının WAV uzantılı olmasıdır. Yani çok kullandığımız MP3’ler powerpoint sunumunun içine gömülmez (yanlış anlaşılmasın eklemekten bahsetmiyorum). Gömmek için “wav” uzantılı ses dosyası olması gerekmektedir ya da MP3’ler bir dönüştürücü ile wav’a dönüştürülüp gömülmesi gerekir. Şimdi sesi gömme işlemine başlayalım; Boş bir power point dosyası açalım.
1. Öncelikle “araçlar(tools)” girerek aşağı doğru açılan menüden “seçenekler(options)” seçelim.
2. Açılan pencereden “Genel(general)” girerek “KB” önündeki sayıyı yükseltelim. Örneğin aşağıdaki resimde 5000KB yani 5MB’lik bir değer var. Bu değer içine gömeceğimiz ses dosyasının (wav) limitini gösteriyor. Ekleyeceğimiz ses dosyasını örneğin 10MB ise buraya 10.000KB yazmamız gerekli. (Mp3’ü Wav’a dönüştüren program olan “Arial Audio Converter” da dönüştürülen wav dosyası fasla boyutlu olmayacağından 5000 yazmak yeterli olacaktır). İşlem bittikten sonra “tamam(ok)” ile kapatın pencereyi.
3. Şimdi “Ekle(insert)” , "sesler ve klipler(movies and Sounds)" takip ederek "dosyadan ses (sound from file…)" seçin.
4. Ses dosyasını seçin, unutmayın WAV olmalı… Wav dosyası seçmek için resimde de görüldüğü gibi kırmızı işaretli Dosya Türü (Files of type…) kısmındaki oku tıklayarak açılan listeden Windows ses dosyası (wav)’ı seçin. 5. Dosya eklendikten sonra karşınıza böyle bir pencere gelir, “otomatik olarak (Automatically)” seçin.
6. Ses dosyasını ekledik ve slaytın ortasında bir sarı çan şeki çıktı. Üzerine gelin ve sağ tıklayın. Açılan menüden “Özel Animasyon (custom animation)” girin.
7. Ekranın sağ tarafında açılan animasyon penceresinden eklediğimiz ses dosyasının üzerine gelip sağ tıklayın ve efekt seçenekleri (effect options)’ne girin.
8. Burası önemli bir nokta aşağıdaki resimde kırmızı kare içine aldığım yerdeki “slayt sonra(after)” yazan yere tık koyun ve oradaki boşluğa sunumunuzun toplam slayt numarasını yazın. Yani sunumunuz 35 slayt ise toplam oraya 35, 525 slayt ise 525 yazın. Böylece gömülen ses dosyası hiç durmayacak ve toplam slayt sayısı sonuna kadar çalmaya devam edecektir.
9. Son olarak sarı çan işaretini de saklamak için şunu yapın. Yukardaki “ses ayarları (sound settings)” sekmesine girdikten sonra aşağıdaki resimde kırmızı karede işaretlediğim, “Slayt gösterisi boyunca ses simgesini gizle (hide sound icon)” yazan cümlenin başındaki yere bir tık koyun (resimdeki gibi olsun) ve tamam diyerek kapatın. Sonuç: Aslında ses dosyasını gömmekten biraz fazlasını yaptık. Ama hepsi birbirine bağlı şeyler zaten. Ses dosyasını gömme ile gömdükten sonra sesin hiç kesilmemesi için toplam slayt numarasını yazdık ve böylece müziğimiz sunumun sonuna kadar çalmaya devam etti. Ayrıca görüntüyü bozmaması açısından sarı renkli çanı sakladık. Hepsi bu kadar.
0 Yorum -
Yorum Yaz
http://secim2011.pau.edu.tr/SecimSonuclari.aspx
0 Yorum -
Yorum Yaz
Damlalar
سْــــــــــــــــــمِ اﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم.
" 'Ya Rabbi! Sen bana (Hz Yusuf) iktidar ve hakimiyet verdin.
Kutsal metinleri ve rüyaları yorumlama ilmini öğrettin.
Ey gökleri ve yeri yaratan! Dünya da da ahirette de Mevlam yardımcım Sensin!
Sana tam itaat içinde bir kul olarak canımı al ve beni hayırlı ve dürüst insanlar arasına dahil eyle.' "
Yusuf Suresi 101. Ayet
--------------------------------------
Karanlığın en koyu anı,
Aydınlığa en yakın olduğu zamandır.
Selam ve Dua İle.
Mustafa ATEŞ
0 Yorum -
Yorum Yaz
Yayınlanan reklamlar ve tüketici şikayetlerinizi T.C. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'nın aşağıdaki
sayfalarından yapabilirsiniz.
Reklam şikayetleri ;
Tüketici şikayetleri ;
0 Yorum -
Yorum Yaz
KÜÇÜK SÖZLER
İŞÂRÂT'ÜL-İ'CAZ BAKARA SURESİ 21. VE 22.ÂYET TEFSİRİ MUKADDEMESİ
( يَاۤ اَيُّهَا النَّاسُ اعْبُدُوا رَبَّكُمُ الَّذِى خَلَقَكُمْ وَالَّذِينَ مِنْ قَبْلِكُمْ لَعَلَّكُمْ تَتَّقُونَ - اَلَّذِى جَعَلَ لَكُمُ اْلأَرْضَ فِرَاشًا وَالسَّمَاۤءَ بِنَاۤءً وَاَنْزَلَ مِنَ السَّمَاۤءِ مَاۤءً فَاَخْرَجَ بِهِ مِنَ الثَّمَرَاتِ رِزْقاً لَكُمْ فَلاَ تَجْعَلُوا ِاللهِ اَنْدَادًا وَاَنْتُمْ تَعْلَمُونَ ) 1 Yani, “Ey insanlar! Sizi ve sizden evvelkileri yaratan Rabbinize ibadet ediniz ki, takvâ mertebesine vâsıl olasınız. Ve yine Rabbinize ibadet ediniz ki, arzı size döşek, semayı binanıza dam yapmış ve semâdan suları indirmiş ki, sizlere rızık olmak üzere yerden meyve ve sair gıdaları çıkartsın. Öyleyse, Allah’a misil ve şerik yapmayınız. Bilirsiniz ki, Allah’tan başka mâbud ve hâlıkınız yoktur.” MUKADDEME Akaidî ve imanî hükümleri kavî ve sabit kılmakla meleke haline getiren, ancak ibadettir. Evet, Allah’ın emirlerini yapmaktan ve nehiylerinden sakınmaktan ibaret olan ibadetle, vicdanî ve aklî olan imanî hükümler terbiye ve takviye edilmezse, eserleri ve tesirleri zayıf kalır. Bu hale, âlem-i İslâmın hâl-i hazırdaki vaziyeti şahittir. Ve keza, ibadet, dünya ve âhiret saadetlerine vesile olduğu gibi, maaş ve maâde, yani dünya ve âhiret işlerini tanzime sebeptir ve şahsî ve nev’î kemâlâta vasıtadır ve Hâlık ile abd arasında pek yüksek bir nisbet ve şerefli bir rabıtadır. İbadetin dünya saadetine vesile olduğunu izah eden cihetler: Birisi: İnsan, bütün hayvanlardan mümtaz ve müstesna olarak, acip ve lâtif bir mizaç ile yaratılmıştır. O mizaç yüzünden, insanda çeşit çeşit meyiller, arzular meydana gelmiştir. Meselâ, insan, en müntehap şeyleri ister, en güzel şeylere meyleder, ziynetli şeyleri arzu eder, insaniyete lâyık bir maişet ve bir şerefle yaşamak ister. Şu meyillerin iktizası üzerine, yiyecek, giyecek ve sair hacetlerini istediği gibi, güzel bir şekilde tedarikinde çok san’atlara ihtiyacı vardır. O san’atlara vukufu olmadığından, ebnâ-yı cinsiyle teşrik-i mesai etmeye mecbur olur ki, herbirisi, semere-i sa’yiyle arkadaşına mübadele suretiyle yardımda bulunsun ve bu sayede ihtiyaçlarını tesviye edebilsinler. Fakat insandaki kuvve-i şeheviye, kuvve-i gadabiye, kuvve-i akliye Sâni tarafından tahdit edilmediğinden ve insanın cüz-ü ihtiyarîsiyle terakkîsini temin etmek için bu kuvvetler başıboş bırakıldığından, muamelâtta zulüm ve tecavüzler vukua gelir. Bu tecavüzleri önlemek için, cemaat-i insaniye, çalışmalarının semerelerini mübadele etmekte adalete muhtaçtır. Lâkin her ferdin aklı, adaleti idrakten âciz olduğundan, küllî bir akla ihtiyaç vardır ki, fertler, o küllî akıldan istifade etsinler. Öyle küllî bir akıl da ancak kanun şeklinde olur. Öyle bir kanun, ancak şeriattır. Sonra, o şeriatın tesirini, icrasını, tatbikini temin edecek bir merci, bir sahip lâzımdır. O merci ve o sahip de ancak peygamberdir. Peygamber olan zâtın da, zahiren ve bâtınen halka olan hâkimiyetini devam ettirmek için, maddî ve manevî bir ulviyete ve bir imtiyaza ihtiyacı olduğu gibi, Hâlık ile olan derece-i münasebet ve alâkasını göstermek için de bir delile ihtiyacı vardır. Böyle bir delil de ancak mu’cizelerdir. Sonra, Cenâb-ı Hakkın emirlerine ve nehiylerine itaat ve inkıyadı tesis ve temin etmek için, Sâniin azametini zihinlerde tesbit etmeye ihtiyaç vardır. Bu tesbit de, ancak akaid ile, yani ahkâm-ı imaniyenin tecellîsiyle olur. İmanî hükümlerin takviye ve inkişaf ettirilmesi, ancak tekrar ile teceddüd eden ibadetle olur. İkincisi: İbadet, fikirleri Sâni-i Hakîme çevirttirmek içindir. Abdin Sâni-i Hakîme olan teveccühü, itaat ve inkıyadını intaç eder. İtaat ve inkıyad ise, abdi intizam-ı ekmel altına idhal eder. Abdin intizam altına girmesiyle ve nizama ittibâ etmesiyle, hikmetin sırrı tahakkuk eder. Hikmet ise, kâinat sahifelerinde parlayan san’at nakışlarıyla tebarüz eder. Üçüncüsü: İnsan, santral gibi, bütün hilkatın nizamlarına ve fıtratın kanunlarına ve kâinattaki nevâmis-i İlâhiyenin şualarına bir merkezdir. Binaenaleyh, insanın, o kanunlara intisap ve irtibat etmesi ve o namusların eteklerine yapışıp temessük etmesi lâzımdır ki, umumî cereyanı temin etsin. Ve tabakat-ı âlemde deveran eden dolapların hareketlerine muhalefetle o dolapların çarkları altında ezilmesin. Bu da, ancak o emir ve nevâhîden ibaret olan ibadetle olur. Dördüncüsü: Emirleri imtisal, nehiylerden içtinap etmek sayesinde, bir fert, heyet-i içtimaiyede çok mertebelerle nisbet peyda eder ve alâkadar olur. Bilhassa ahkâm-ı diniye ve mesalih-i umumiye hususunda, bir fert, bir nevi hükmüne geçer. Yani, pek çok hukuklar, haysiyetler, irşadlar, tâlimler, ıslahlar gibi vazifeler, bir şahsa yüklenir. Eğer o emri imtisal, nevâhîden içtinap eden o şahıs olmasa, o vazifeler tamamen pâyimâl olur. Beşincisi: İnsan, İslâmiyet sayesinde, ibadet saikasıyla bütün Müslümanlara karşı sabit bir münasebet peyda eder ve kavî bir irtibat ve bağlılık elde eder. Bunlar ise, sarsılmaz bir uhuvvete, hakikî bir muhabbete sebep olur. Zaten heyet-i içtimaiyenin kemâline ve terakkisine ilk ve en birinci basamaklar, uhuvvet ile muhabbettir. İbadetin şahsî kemâlâta sebep olduğunun izahı: İnsan, cismen küçük, zayıf ve âciz olmakla beraber, hayvanattan addedildiği halde, pek yüksek bir ruhu taşıyor. Ve pek büyük bir istidada mâliktir. Ve hasredilmeyecek derecede meyilleri vardır. Ve gayr-ı mütenahi emeller sahibidir ve addedilemez fikirleri vardır. Ve gayr-ı mahdud şeheviye ve gadabiye gibi kuvveleri vardır. Ve öyle acaip bir yaratılışı vardır ki, sanki bütün envâ ve âlemlere fihriste olarak yaratılmıştır. İşte, böyle bir insanın o yüksek ruhunu inbisat ettiren, ibadettir. İstidatlarını inkişaf ettiren, ibadettir. Meyillerini temyiz ve tenzih ettiren, ibadettir. Emellerini tahakkuk ettiren, ibadettir. Fikirlerini tevsi’ ve intizam altına alan, ibadettir. Şeheviye ve gadabiye kuvvelerini had altına alan, ibadettir. Zahirî ve bâtınî uzuvlarını ve duygularını kirleten tabiat paslarını izale eden, ibadettir. İnsanı, mukadder olan kemâlâtına yetiştiren, ibadettir. Abd ile Mâbud arasında en yüksek ve en lâtif olan nisbet, ancak ibadettir. Evet kemâlât-ı beşeriyenin en yükseği, şu nisbet ve münasebettir. İhtar: İbadetin ruhu, ihlâstır. İhlâs ise, yapılan ibadetin yalnız emredildiği için yapılmasıdır. Eğer başka bir hikmet ve bir faide ibadete illet gösterilse, o ibadet bâtıldır. Faideler, hikmetler yalnız müreccih olabilirler, illet olamazlar. Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler :1 : Bakara Sûresi, 2:21-22. | Lügatler : abd : köle, kul âciz : güçsüz, elinden bir şey gelmeyen adalet : hak sahibine hakkını verme, haksızı terbiye etme ve cezalandırma addetmek : saymak âhiret : öteki dünya, öldükten sonraki ebedî hayat ahkâm-ı diniye : dinin hükümleri, esasları ahkâm-ı imaniye : iman esasları akaid : inanç; iman esasları akaidî : inançla ilgili, iman esaslarıyla ilgili alâkadar : alâkalı, ilgili âlem-i İslâm : İslâm âlemi, dünyası arz : dünya azamet : büyüklük, yücelik bâtıl : boş, faydasız bâtınen : içte (kalplerde ve gönüllerde) bâtınî : görünmeyen, iç binaenaleyh : bundan dolayı burhan : sarsılmaz, mantıkî delil cemaat-i insaniye : insan toplulukları Cenâb-ı Hak : Hakkın ta kendisi olan sonsuz şeref ve yücelik sahibi Allah cereyan : akım, gidişat cihet : taraf, yön cüz-ü ihtiyarî : insandaki seçim gücü, irade delil : işaret, alâmet; kendisine, doğru bir bakış açısıyla bakıldığında istenilen gayeye ulaştıran şey derece-i münasebet ve alâka : ilgi ve irtibat derecesi deveran etme : dönme ebna-yı cins : aynı cinsten olanlar, insanlar emel : arzu, istek envâ : çeşitler, türler fıtrat : yaratılış fihriste : özet, öz gadabiye : öfkeye ait gayr-ı mahdud : sınırsız gayr-ı mütenahi : sonu olmayan, nihayetsiz hacet : ihtiyaç had altına alma : sınırlama, sınır içine alma hakikî : gerçek hâkimiyet : yöneticilik, hükümranlık Hâlık : her şeyi yaratan Allah hâl-i hazır : şimdiki hal hasretmek : sınırlandırmak, ait kılmak; bir hükmü yalnızca bir şeye, veya bir şahsa vermek haysiyet : itibar, özellik hayvânât : hayvanlar heyet-i içtimâiye : toplumsal yapı, sosyal toplum hikmet : fayda, gaye; herşeyin belirli gayelere yönelik olarak, mânâlı, faydalı ve tam yerli yerinde olması ve san’atlı yaratılması hilkat : yaratılış ıslah : düzeltme, iyileştirme icra : yürütme, yerine getirme içtinap etmek : kaçınmak idrak : anlamak, bilmek ihlâs : içtenlik, samimiyet; ibadet ve davranışlarda sadece Allah’ın rızasını gözetme ihtar : hatırlatma, ikaz iktiza : gerektirme illet : asıl sebep, maksat imtisal : emre uyma, boyun eğme imtiyaz : üstünlük, farklılık, ayrıcalık inbisat : genişleme, yayılma inkıyad : boyun eğme, itaat etme inkişaf ettirme : geliştirme intaç etmek : sonuç vermek intisap : bağlanma, mensup olma intizam : düzen, tertip intizam-ı ekmel : çok mükemmel düzen, disiplin irşad : doğru yolu gösterme irtibat etme : bağlı olma, bağlanma istidad : kabiliyet, yetenek istifade : faydalanma, yararlanma ithal etme : içine dahil etme, katma, sokma ittiba etmek : tabi olmak, uymak izah etmek : açıklamak izale etmek : gidermek, ortadan kaldırmak kavî : güçlü, kuvvetli kemâl : mükemmellik, olgunluk kemâlât : mükemellikler, faziletler, iyilikler kemâlât-ı beşeriye : insana ait mükemmellikler, faziletler, iyilikler keza : bunun gibi kuvve : duygu kuvve-i akliye : akıl duygusu; zararlı ve yararlı şeyleri ayırt etme duygusu kuvve-i gadabiye : öfke duygusu; zararlı şeyleri defetme, uzaklaştırma duygusu kuvve-i şeheviye : şehvet duygusu; yararlı şeyleri elde etme duygusu küllî : büyük, kapsamlı, fertleri içine alan lâkin : fakat, ama lâtif : ince, hoş, güzel lisan-ı hal : hâl dili maâd : dönüş, varış yeri, âhiret maaş : kazanma yeri ve zamanı; dünya hayatı mâbud : kendisine kulluk edilen maişet : geçim, yaşayış mâlik : sahip meleke : alışkanlık, kabiliyet merci : başvurulacak yetkili makam mesalih-i umumiye : genele ait menfaatlar, yararlar meyil : eğilim, istek, arzu misil : eş, benzer mizaç : huy, tabiat, yaratılış mu’cize : Allah’ın izniyle peygamberler tarafından ortaya konulup bir benzerini yapmakta başkalarını aciz ve hayrette bırakan olağanüstü şey muamelât : karşılıklı davranışlar, ilişkiler muhabbet : sevgi muhalefet : aykırılık, zıtlık mukaddeme : başlangıç, giriş mukadder : takdir olunmuş; belirlenmiş mübadele : karşılıklı değiştirme, değişim mümtaz : seçkin, üstün münasebet : bağlantı, ilişki müntehap : seçilmiş, seçkin müreccih : tercih ettiren sebep müstesnâ : seçkin, benzeri olmayan nehiy : yasaklama nevâhî : yasaklar nevâmis-i İlâhiye : Allah’ın kanunları nevi : çeşit, tür nev'î kemâlât : mükemelliklerin, faziletlerin türü, çeşiti nisbet : bağ nizam : düzen, kanun pâyimâl : çiğnenmiş, ayak altına alınmış peyda etmek : meydana gelmek. oluşmak Rab : her bir varlığa yaratılış gayelerine ulaşmaları için muhtaç olduğu şeyleri veren, onları terbiye edip idaresi ve egemenliği altında bulunduran Allah rabıta : bağ saadet : mutluluk saika : sebep, sevk etme sair : diğer, başka Sâni : herşeyi san’atlı ve mükemmel bir şekilde yaratan Allah Sâni-i Hakîm : her şeyi hikmetle ve san’atlı bir şekilde yaratan Allah sema : gök semere : meyve; netice, sonuç semere-i sa’y : çalışmanın meyvesi, emek ürünü, neticesi şeheviye : şehvete ait şeriat : Allah tarafından bildirilen İlâhî hükümlerin hepsi, İslâmiyet şerîk : ortak şua : ışık, parıltı tabakat-ı âlem : âlem tabakaları tahakkuk : gerçekleşme tahdit : sınırlama takvâ : Allah’tan korkup emir ve yasaklarına titizlikle uyma takviye : güçlendirme talim : öğretme, eğitme tanzim : düzenleme tatbik : uygulama tebarüz etmek : ortaya çıkmak, görünmek teceddüd : yenilenme, tazelenme tecellî : görünme, yansıma tedarik : elde etme temessük etmek : tutunmak, yapışmak temin etmek : sağlamak temyiz : ayırıp üstün kılma tenzih etmek : temizlemek, arındırmak terakki : ilerleme, yükselme terbiye : belli bir amaca erişecek şekilde geliştirme, olgunlaştırma tesviye etme : ihtiyacı giderme, düzenleme, halletme teşrik-i mesai : ortak çalışma, işbirliği teveccüh : yönelme tevsi’ : genişletme, yayma uhuvvet : kardeşlik ulviyet : yücelik umumî : genel uzuv : organ, cihaz vakta ki : ne vakit ki…, ne zaman ki vâsıl olmak : ulaşmak vasıta : araç, sebep vuku : meydana gelme, olma vukuf : birşeyi etraflıca bilme, öğrenme vücud-u vahdet : Allah’ın varlığı ve birliği zahiren : dışta (insanlar üzerinde) zahirî : dış görünüşe ait ziynetli : süslü |
0 Yorum -
Yorum Yaz
Azerice Türkçe Sözlük Азербайджанско-турецкий словарь
ABANMAK – söykenmek, dirseklenmek
ABARTMAK – mübaliğe etmek, şişirtmek
ABLA – 1) böyük bacı; 2) bacı (xitab)
ABLUKA – mühasire, blokada; abluka ikticadi – iqtisadi blokada
ABONE – 1) abune; 2) abuneçi; abonman – abuneçi; abone bedeli (fiatı) – abune qiymeti; ABONE olmak – abune yazılmaq
ABSTRE – abstrakt, mücerred
ACELE – tecili, telesik
ACEMİ – tecrübesiz, naşı, xam, teze işçi; ben bu sanatın acemisiyim – men bu işde tezeyem.
ACENTA, ACENTE – agentlik, agent, büro; seyahet acentesi – seyahet bürosu
ACI – acı, ağrı, ezab, eziyyet, derd, keder; diş acısı – diş ağrısı; acısını paylaşmak – halına yanmaq, kederine şerik olmaq
ACIKLI – qemli, qüsseli, kederli, hüznlü, yaslı; acıklı haber – qemli xeber
ACIKMAK – acmaq, acımaq
ACIMA – merhemet, insaf
ACİL – tez, telesik, tecili, texire salınmaz; acil tedbirler almak – tecili tedbirler görmek
ACİR – icareye veren, kiraye veren, borc veren
AÇI – bucaq; on derece açı ile – on derece bucaq altında
AÇIKÇI – birja, dellalı
AÇIKLAMA – izah, şerh
AÇIKLAMAK – izah etmek, aydınlaşdırmaq
AÇMALIK(-ğı) – yuyucu madde, açmalıq
ADAK(-ğı) – ved, ehd
ADAMAK – hesr etmek
ADALE – ezele
ADAMAKİLLİ – esl, möhkem, layiqli, nece lazımdır; adamakilli bir yağmur – möhkem yağış
ADAY – namized; aday göstermek – namized göstermek
ADDETMEK – 1) hesab etmek, qebul etmek, qiymetlendirmek; 2) saymaq, hesablamaq
ADESE – 1) linza, edese 2) göz bülluru
ADET(-di) – eded
ADET(-ti) – adet
ADLI – hüquq, hüquqi; adlı tababet – tibbi ekspertiza
AF(affı, afvı) – 1) üzr, efv; affınızı rica ederim! – üzr isteyirem!; 2) amnistiya; genel af – ümumi amnistiya
AFET(-ti) – felaket; tabii afet – tebbi felaket
AFFEDERSİNİZ – bağışlayın, efv edin
AFFETMEK – efv etmek, bağışlamaq, günahından keçmek
AFİYET(-ti) – sağlamlıq; afiyet olsun – 1) nuş olsun 2) sağlıqla; afiyetteyim – men sağlamam
AFYON – tiryek
AĞ(ağı) – tor, şebeke
AĞABEY(-i, -si) – 1) böyük qardaş; 2) qardaş (xitab)
AĞAÇÇİLEĞİ(-ni) – qoruq
AĞIL(-lı) – 1) ağıl, arxac; 2) hale, şefeq, parıltı
AĞIM – ayağın üst terefi
AĞIRBAŞLI – temkinli, ciddi, ağır
AĞIRLAMAK – semimi qarşılamaq, yaxşı qarşılamaq
AĞRANDİSMAN –böyütme, böyütmek
AĞRANDİSÖR – böyüdücü
AĞUSTOS – avqust
AHBAP(-bı) – dost-tanış; ahbaplik – dostluq
AHDI – müqavileli; ahdı tarife – konvension tarif; ahdı vecibeler – müqavile öhdelikleri
AHENGER – demirçi
AHİTNAME – müqavile, konvensiya, pakt
AHŞA – daxili orqanlar, içalat
AHŞAP(-bı) – 1) taxta, taxtadan hazırlanmış; ahşap körpü – taxta körpü; 2) ağac (material)
AHTAPOT(-tu) – sekkizayaqlı ilbiz
AHUDUDU(-nu) – moruq
AİDAT(-tı) 1) – üzvülük haqqı; aidat almak – üzvülük haqqı yığmaq; 2) gelir, medaxil
AJAN – 1) agent, nümayende, müvekkil; 2) casus, agent
AJANS – agentlik, nümayendelik; anadolu ajansı – anadolu xeber agentliyi; ticaret ajansı – ticaret agentliyi
AKAMET(-ti) – 1) sonsuzluq, qısırlıq; 2) müveffeqiyyetsizlik, uğursuzluq; akamete uğramak – müveffeqiyyetsizliye uğramaq
AKARYAKIT(-tı) – duru yanacaq; akaryakıt borusu – yanacaq borusu
AKÇAAĞAÇ(-cı) – ağcaqayın
AKÇE – sikke, pul
AKDETMEK – bağlamaq, imzalamaq (müqavile, saziş ve s.)
AKIM kalmak – puça çıxmaq
AKIT taraflar – saziş bağlayan terefler, müqavile bağlayan terefler
AKİDE(şekeri) – nabat (şirni)
AKLISELİM – sağlam düşünce, aydın fikir, ağıl, kamal
AKORTÇU – kökleyici
AKRAN – yaşıdlar, hamaşlar
AKTARMAK – 1) bir şeyin yerini deyişdirmek; 2) bir şeyin yolunu, yönünü deyişdirmek; 3) iqtibas etmek; 4) tercüme etmek
AKTÜALİTE – 1) aktuallıq; 2) kinoxronika
ALA – el-elvan, rengbereng; 2) xallı, zolaqlı; ala sığın – xallı maral; 3) açıq-qehveyi
ALABALIK(-ğı) – qızıl, balıq
ALABİLDİĞİNE – çox, hedsiz; fırtına alabildiğine kudurmuştu – fırtına çox güclenmişdi
ALABÜMİN – zülal
ALACA – al-elvan
ALACAKLI – kreditor, borc veren
ALAFRANGA – avropasayağı; alafranga müzik – qerb musiqisi; alafranga yemekler – avropa metbexi
ALAKA – 1) elaqe, maraq, menafe; alaka çekmek – maraq oyatmaq; 2) münasibet, aidiyyet, iştirak
ALAN – 1) sahe, erazi, meydan; savaş alanı – herb meydanı; 2) sahe, bölme; ilim alanında – elm sahesinde
ALARM – heyecan siqnalı
ALAŞIM – xelite, erinti
ALAY I – 1) izdiham, yığnaq, deste, güruh; mitingciler alayı – mitinq
iştirakçılarının izdihamı; 2) nümayiş, merasim; cenaze alayı – matem
merasimi; 3) alay
ALAY II – zarafat, istehza
ALAYCI – istehza eden, rişxend eden, masqaraçı
ALBAY – polkovnik
ALÇAKGÖNÜLLÜ – tevazökar, sade adam, iddiasız
ALÇI – gips
ALÇILAMAK – gips qoymaq
ALDATI – hiyle, saxta
ALDIRMAMAK(-gı) – ehemiyyet vermemek, ferqine varmamaq, qulaq ardına vurmaq, fikir vermemek; aldırma! – fikir verme, özünü üzme!
ALDIRMAZ – laqeyd, etinasız
ALDIRMAZLIK(-ğı) – laqeydlik, etinasızlıq
ALENİ – açıq, aşkar; aleni mahkeme – açıq mehkeme
ALFABE – elifba
ALFABESİZ – savadsız
ALIKO(Y)MAK – 1) saxlamaq; yemeğe alıkoymak – nahara saxlamaq; 2) tutub
saxlamaq, qoymamaq, mane olmaq; işinden alıkoymak – işinden ayırmaq
ALINGAN, ALINGAÇ – küseyen
ALIŞIK – adet etmiş
ALIŞTIRMA – meşq, telim
ALIŞTIRMAK – öyretmek, alışdırmaq
ALLAHAISMARLADIK – xudafiz
ALLAK BULLAK: kafam allak bullak oldu – başım herlenir
ALTYAPI – bazis
AMAÇ(-cı) – 1) meqsed, niyyet, meram; benil amaçlar – qerezli meqsedler;
bu amaçla – bu niyyetle; 2) hedef, nişan; askerı amaç – herbi obyekt
AMATÖR – heveskar; amatör ressam – heveskar ressam; amatör fotoğraf – heveskar fotoqraf
AMBALAJ – qab, tara
AMBALAJ YAPMAK – qablaşdırmaq
AMBERBALIĞI(-nı) – kaşalot
AMBULANS – 1) poliklinika, ambulatoriya; 2) tecili yarım maşını
AMCA – emi; amca kızı – emi qızı; amca oğlu – emi oğlu
AMELE – fehle
AMELİ – tecrübi; ameli usul – tecrübi üsul
AMPUL(-lü) – 1) elektrik lampası; 2) ampula
ANAHTAR – açar; şifre anahtarı – şifreli açar; ingiliz anahtarı – qayka açarı; anahtarını bulmak – çare qılmaq
ANARŞİ – anarxiya
ANASON – cire
ANAYASA – konstitusiya, esas qanun; anayasa türesi – konstitusiya
hüquqları; Birleşmiş Milletler Anayasası – Birleşmiş Milletler
teşkilatının esas qanunu
ANDAÇ(-cı) – yadigar, xatire
ANGARYA – mecburi iş
ANI – xatire; anılar – memuar
ANIT(-tı) – abide, monument
ANITSAL – monumental, möhteşem, ezemetli
ANLAM – mena
ANLAMDAŞ – sinonim, eyni menalı
ANLAMSIZ – menasız
ANSIZIN – gözlenilmeden, birden-bire, qefleten
ANTLAŞMA – müqavile, saziş, pakt, konvensiya; barış antlaşması – sülh müqavilesi
ANTRENMAN – meşq, telim; antrenman uçağı – telim teyyaresi
ANTRENÖR – meşqçi, telimçi; baş antrenör – baş meşqçi
APARTMAN – ev
APTAL(-lı) – abdal, sefeh, axmaq
APTES – destemaz; aptes almak – destemaz almaq
ARABULUCU(-ğu) – vasiteçi, münsif; arabuluculuk – vasiteçilik, münsiflik
ARAÇ(-cı) – vasite, alet
ARALIK(-ğı) – dekabr
ARAMAK – axtarmaq
ARAPSAÇI – qıvrım saçlar
ARAPSAÇINA dönmek – dolaşmaq, dolaşıb qalmaq (işler ve s.)
ARAŞİT(-ti) – araxis, yer fındığı
ARAŞTIRMA – tedqiqat; bilimsel araştırma enstitüsü – elmi tedqiqat institutu
ARIZA – xarab yer, nöqsan, nasazlıq, zede, qeza; arıza lanıp durmak – dayanmaq, işlememek; arızaya uğramak – qezaya uğramaq
ARKADAŞ – yoldaş, dost
ARMA – gerb; devlet arması – dövlet gerbi
ARNAVUT(-du) – alban; arnavut dili – alban dili
ARSA – tikinti üçün ayrılmış torpaq sahesi
ART(-dı) – 1) kürek; 2) arxa, arxa teref, arxa hisse; aralık kapı – arxa qapı; biribiri artından – bir-birinin ardınca
ARTI – üstegel; iki artı üç – iki üstegel üç
ARTIKYIL – uzun il (365 gün)
ARTIRMA – 1) çoxaltma, artırma; 2) auksion, müzaide, herrac; artırma ile satmak – auksiondan satmaq; açık artırma – açıq satış
ARZ ETMEK – 1) bildirmek, erz etmek, nezerine çatdırmaq; 2) doğurmaq, yaratmaq; tehlike arz etmek – tehlüke yaratmaq
ASALAK(-gı) – 1) parazit; asalak bilimi – parazitologiya; 2) tüfeyli, müftexor
ASALET(-ti) – alicenablıq
ASANSÖR – lift
ASGARI – 1) minimum, en kiçik; asgarı ücret – minimum emek haqqı; 2) minimum
ASILSIZ – esassız, esaslanmamış
ASİ – qiyamçı, üsyançı
ASİT(-di) – turşu
ASSUBAY – unter zabit
ASTEĞMEN – kiçik leytenant
ASTRAGAN – qaragül derisi; astragan kalpağı – qaragül papaq
ASTROPİKAL – subtropik; astropikal iklim – subtropik iqlim
AŞAMA – dövr, merhele
AŞÇI – aşpaz
AŞI – 1) peyvend, aşı; 2) aşı, aşı masası, vaksin
AŞIRI – 1) hedsiz, çox, olduqca çox; aşırı yoksulluk – hedsiz yoxsulluq;
2) ifrat, qatı; aşırı sağcı – ifrat sağçı; 3) aşırı, sonra; gün aşırı –
gün aşırı; bizden bir ev aşırı oturuyor – bizden bir ev sonra yaşayır
AŞIRMA – plagiat, edebi oğurluq
AŞIRMACI – plagiator, edebi oğru
AŞIRMAK – oğurlamaq, çırpışdırmaq
AŞIRTI – israf
ATAMAK – vezifeye teyin etmek
ATEŞÇİ – ocaqçı, ocaq qalayan; ateşçi yeri – ocaqxana
ATKI – 1) arxac; 2) örpek, şal, şerf, kaşne; 3) balaca qayış, toqqacıq
ATLIKARINCA – karusel
ATMACA – qırğı
AVANTAJ – xeyir, menfeet, semere, fayda, qazanc; maddi ve manevi avantajlar – maddi ve menevi xeyir
AVİZE – çilçıraq, lüstr
AVLI, AVLU – heyet
AVUKAT(-tı) – vekil
AYAKLANMA – qiyam üsyan
AYAKLANMAK – üsyan etmek, qiyam etmek
AYAR – 1) vaxt; 2) eyar 3) yoxlayın düzeltme, nizama salma, tenzim etme
AYARLAMAK – 1) tenzimlemek; 2) standartlaşdırmaq, kalibrlemek
AYÇA – aypara, hilal
AYÇİÇEĞİ(-ni) – günebaxan
AYGIT(-tı) – aparat; telefon aygıtı – telefon aparatı; sindirim aygıtı – hezm orqanı; solunum aygıtı – teneffüs orqanı
AYIKLAMAK – bir-bir seçmek, bir-bir seçib ayırmaq, çeşidlemek
AYIRICILIK(-ğı) – separatizm
AYIRIM – ayrı-seçkilik
AYIRTMAN – ekspert, yaxşı bilen, mütexessis
AYIRTMANLIK(-ğı) – ekspertiza
AYKIRI – zidd
AYLAK(-ğı) – tenbel, avara
AYRAÇ(-cı) – möterize
AYRICALIK(-ğı) – müstesna hüquq, imtiyaz
AYRIM – ferq
AYRINTI – tefsilat, teferrüat
AZAMI – 1) en böyük, en hündür, en yüksek; 2) maksimum
AZARLAMAK – danlamaq, mezemmet etmek
AZGELİŞMİŞ – zeif inkişaf etmiş
AZIK(-ğı) – erzaq ehtiyatı, azuqe
AZIMSAMAK – az hesab etmek, kafi hesab etmemek
AZMAYİŞ – tecrübe sınaq
BABA – ata
BACAK(-ğı) – ayaq
BADANA – eheng
BAĞDAŞMAK – razılığa gelmek, uyğun gelmek; bu teklif tüzük ile bağdaşmiyor – bu teklif nizamnameye uyğun gelmir
BAĞIL – nisbi; bağılık – nisbilik
BAĞIMLI – asılı, tabe
BAĞIMLILIK(-ğı) – asılılıq, tabeçilik
BAĞIMSIZ – müsteqil, serbest, azad
BAĞIMSIZLIK(-ğı) – müsteqillik, serbestlik, istiqlaliyyet;
bağımsızlıkına kavuşmak – müsteqilliye nail olmaq; ekonomik bağımsızlık –
iqtisadi müsteqillik
BAĞIŞ – iane; bağış toplama – iane toplama
BAĞIŞIK – azad edilmiş (vergiden ve s.)
BAĞIŞIKLAMA – immunizasiya
BAĞIŞIKLIK(-ğı) – immunitet
BAHARAT(-tı) – edviyyat
BAHÇIVAN, BAHÇESİ – bağban
BAHİS – 1) danışıq, söhbet; 2) mövzu, tema; 3) merc, behs
BAKAN – nazir; bakanlar kurulu – Nazirler Soveti; devlet bakanı – dövlet
naziri; baş bakan – baş nazir; diş işleri bakanı – xarici işler naziri
BAKANLIK(-gı) – nazirlik; adalet bakanlığı – edliyye nazirliyi; milli
savunma bakanlığı – milli müdafie nazirliyi; ulaştırma bakanlığı –
neqliyyat ve rabite nazirliyi
BAKIR – mis
BAKLA – paxla
BALTALAMA – texribat, sabotaj
BAMTELİne basmak – yaralı yerine toxunmaq
BAND – lent (maqnitofon üçün)
BANDO – orkestr (nefesli)
BANMAK – batırmaq, salmaq
BANYO – 1) vanna; 2) vanna otağı; banyo almak – vanna qebul etmek
BARAJ – 1) sedd; 2) su hövzesi
BARDAK(-gı) – stekan
BARINAK(-ğı) – sığınacaq, sığınaq
BARINMAK – 1) daldalanmaq, sığınacaq tapmaq; 2) yola getmek, dil tapmaq
BARIŞ – sülh
BASAMAK(-gı) – pille
BASIM – çap, çap etme
BASIMEVİ(-ni) – metbee
BASIN – metbuat, dövri metbuat
BASINÇ(-cı) – tezyiq
BASİRET(-ti) – besiret, feraset, ağıl
BASKI – 1) tezyiq, sıxıntı; 2) ekonomik baskı – iqtisadi tezyiq; 2) tiraj; 3) neşr, çap, cap etme
BASMAKALIP – şablon, standart, basmaqelib, çeynenmiş; basmakalıp sözler – şablon ifadeler
BASTON – el ağacı, esa
BAŞARI – uğur, müveffeqiyyet
BAŞARILI – uğurlu, müveffeqiyyetli; başarılılı bir deneme – uğurlu tecrübe
BAŞBAKAN – baş nazir
BAŞDELEGE – daimi nümayende (BMT-de)
BAŞKAN – sedr, rehber, prezident; başkanlık – sedrlik, reyaset heyeti
BAŞKENT(-ti) – paytaxt
BAŞKOMUTAN – baş komandan
BAŞVURU – müraciet
BATI – qerb; batı memleketleri – Qerb ölkeleri
BATTANİYE – edyal (yun)
BAVUL(-lu) – çamadan
BAYAĞI – 1) sade, adi, her günkü; bayağı gün – adi gün; 2) vulqar, bayağı
BAYAN – xanım
BAYINDIR – abad
BAYLAÇ(-cı) – gömrük rüsumu
BEBE, BEBEK(-ği) – 1) südemer, körpe; 2) kukla
BEDAVA – pulsuz, havayı
BEDDUA – lenet
BEDEL – deyer, qiymet; malın bedeli – malın qiymeti
BEKAR – subay
BEKÇİ – gözetçi, keşikçi, qarovulçu
BEKLEME – gözleme; bekleme odası – gözleme zalı
BEKLEMEK – 1) gözlemek; biraz bekle işin sonu iyi olacak – bir az gözle işin axırı yaxşı olacaq; 2) qorumaq, keşiyini çekmek
BEKTAŞİÜZÜMÜ(-nü) – qarağat
BELGE – sened; belge filmi – senedli film
BELİRLEMEK – teyin etmek, müeyyen etmek
BELİRLİ – müeyyen, aşkar, belli; belirli belirsiz – gücle seçilen, nezere çarpmayan
BELİRMEK – 1) görünmek, görsenmek; 2) müeyyen olmaq, aydın olmaq
BELİRSİZ – qeyri-müeyyen, namelum
BELİRTİ – elamet, nişane, tezahür
BELİRTMEK – bildirmek, müeyyen etmek
BELİT(-ti) – aksioma
BELKEMİĞİ(-ni) – 1) onurğa sütunu, onurğa; 2) esas, dayaq
BELLEK(-ği) – yaddaş, hafize
BEN I – men
BEN II – xal
BEN III – tele yemi
BENCİL – xudbin, eqoist
BENCİLİK(-ği) – xudbinlik, eqoistlik
BERE – beret
BERELEMEK – 1) zedelemek, ezmek 2) cırmaqlamaq, sıyırmaq
BERRAK – şeffaf, temiz
BERZAH – boyun, berzek
BESBELLİ – 1) tam belli, tamamile aydın; 2) aydındır, bellidir,
melumdur; besbelli artık gelmiyecek – temamile aydındır ki, o daha
gelmeyecek
BESİN – qida, erzaq
BESTE – musiqi
BETİM – tesvir
BETONARME – demir-beton
BEYEFENDİ – cenab, ağa (xitab)
BEYGİR – at, axta at
BEZ – vezi; kalkan bezi – qalxanvari vezi
BEZELYE – noxud, göy noxud
BIKMAK – tenge gelmek, bezikmek, usanmaq; biktim! – cana geldim!
BİBLO – bezek-düzek
BİÇERDÖĞER – kombayn
BİLAKİS – eksine, tersine
BİLANÇO – balans; bilanço yapmak – balans tutmaq
BİLDİRİ – melumat, xeber, beyanat, kommunike, birge resmi melumat, meruze; bildiri özetleri – meruzenin tezisleri
BİLDİRİK(-ği) – beyanat, deklarasiya, elan; insan hakları bildiriği – insan hüquqları haqqında deklarasiya
BİLEMEK – itilemek
BİLEŞİK – mürekkeb, qarışıq
BİLGE – müdrik
BİLGELİK(-ği) – müdriklik
BİLGİ – bilik, melumat; bilgiler elde etmek – melumat elde etmek
BİLGİLİ – bilikli, melumatlı, tehsilli
BİLGİN – alim, mütexessis; tiyatro bilgini – teatrşünas
BİLGİSİZ – savadsız, cahil
BİLİM – elm
BİLİMSEL – elmi
BİLİNÇ(-ci) – şüur, düşünce, ağıl, derrake
BİLİNÇLİ – şüurlu, düşünceli, ağıllı, derrakeli; bilinçli şekilde – bile-bile
BİLİRKİŞİ – ekspert, ixtisasçı, mütexessis
BİLİRKİŞİLİK(-ği) – ekspertiza
BİLİT(-ti) – afişa, reklam, elan
BİNBAŞI(-yı ) – mayor; deniz binbaşısı – 3-cü dereceli kapitan
BİNİCİ – atlı, atsüren
BİNİCİLİK – at çapmaq, minicilik
BİRA – pive
BİREY – ferd, şexs, nefer
BİRİKMEK – toplanmaq, yığılmaq; borç birikti – borc yığıldı
BİRİKTİRMEK – yığmaq, toplamaq; para biriktirmek – pul yığmaq
BİRKAÇ(-cı) – bir neçe, bir qeder, qismen; birkaç kelime ile – bir neçe sözle
BİRTAKIM – bir qeder, bir az, bir sıra, bir qrup, bezi
BİSİKLET(-ti) – velosiped
BİSKÜVİ, BİSKÜVİT(-ti) – biskvit, peçenye
BİTEK – münbit
BİTEVİ(ye) – aramsız, ara vermeden, durmadan
BİTEY – flora
BİTPAZARI(-nı) – şeytanbazar, alver meydanı, köhne şey satılan meydan
BİZZAT – özü, şexsen, şexsen özü
BODRUM – zirzemi
BODUR – alçaqboy
BONBON – konfet
BONCUK(-ğu) – muncuq
BONO – bon, qebz, talon, adi veksel
BONSERVİS – zemanet, rey
BORAZAN – 1) şeypur, truba ;2) şeypurçu, trubaçı
BORDRO – 1) bordero, cedvel; maaş bordrosu – maaş cedveli; 2) reyestr, siyahı; senelik bordro – illik hesabat
BORNOZ, BORNUZ – hamam xalatı
BORSA – birja; iş borsası – emek birjası
BOT(-tu) – kater, qayıq; hücum botu – hücum kateri
BOYLAM – uzunluq
BOYUNBAĞI(-nı) – qalstuk
BOYUT(-tu) – ölçü
BOZDURMAK – 1) pozdurmaq, dağıtdırmaq; 2) pulu xırdalamaq
BOZGUN – meğlubiyyet, darmadağın edilme, darmadağın etme
BOZKIR – 1) çöl, düz; 2) açıq boz (at haqda); bozkır antilopu – sayqak
BOZMAK – 1) pozmaq, riayet etmemek; elhapı bozmak – oyunun qaydasını pozmaq, sükutu pozmaq; 2) xırdalamaq (pulu)
BOZUK(-ğu) – 1) xarab, nasaz, yarasız, pis; 2) xırda (pul)
BÖBREK(-ği) – böyrek
BÖĞÜRTLEN – böyürtken
BÖLGE – 1) rayon, zona, bölge 2) nahiye; bel bölgesi – bel nahiyesi
BÖN – axmaq, ağılsız, sarsaq
BÖREK(-ği) – piroq, pirojok
BRANŞ – sahe, bölme; spor branşları – idman növleri
BRONŞ – bronx (tibb)
BUÇUK(-ğu) – yarım; dört buçuk – dörd yarım; saat iki buçuk – saat üçün yarısı
BUDALA – axmaq, sefeh, gic; budala yerine koymak – axmaq yerine qoymaq
BUDUNBİLİM – etnologiya
BUFA – ilanbalıq
BUJİ – şam
BUKLE – zülf, tel
BULAŞIK(-ğı) – 1) yolxucu; bulaşık hastalik –yolxucu xestelik; 2) çirkli, bulaşıq; bulaşık makinesi – qabyuyan maşın
BULGU – keşf, ixtira
BULMACA – krossvord, bilmece
BULUNMAK – 1) tapılmaq; 2) olmaq, yerleşmek; siz akşamları nerede bulunursunuz? Siz axşamlar harada olunursunuz?
BULUNTU – tapıntı
BULUŞ – keşf, ixtira
BULUŞMA – görüş
BULUŞMAK – görüşmek
BUNALIM – böhran; riyasada bunalım baş gösterdi – bazarda böhran başladı; para bunalımı – valyuta böhranı
BUNALMAK – tengnefes olmaq, tövşümek
BURS – teqaüd
BUZDOLABI(-nı) – soyuducu
BÜNYE – 1) struktura, quruluş; sosyal bünye – ictimai-sosial quruluş; 2) qamet
BÜYÜ – cadu, sehr, tilsim, efsun; büyücü – caduger, sehrkar
BÜYÜLEMEK – ovsunlamaq, sehrlemek, meftun etmek
BÜYÜLEYİCİ – meftunedici, ovsunlayıcı
BÜYÜTEÇ(-ci) – böyüdücü
CADDE – prospekt
CAM – şüşe
CAMBAZ – akrobat, canbaz, kendirbaz
CAMEKAN – vitrin; dükkan camekanı – mağaza vitrini
CAMİ(-ii, -si) – mescid, cüme mescidi
CAMLI – şüşeli;camlı dolap – servant; camlı kapı – şüşeli qapı
CANKURTARAN ARABASI – tecili yarım maşını
CAYMAK – boyun qaçırmaq, imtina etmek; sözünden caydı – sözünden imtina etdi
CEKET(-ti) – jaket, pencek, gödekce
CELPNAME – çağırış vereqesi
CELSE – iclas; açık celse – açıq iclas
CENGEL – cengellik
CERAHAT(-tı) – yara, irin
CETVEL – 1) xetkeş; 2) cedvel
CEVHER – 1) meden; bakır cevheri – mis medeni; 2) cavahirat, daş-qaş
CEZVE – qehvedan
CIMBIZ – maqqaş, pinset
CIVIK(-ğı) – sulu, sıyıq; cıvık kar – sulu qar
CİLA – lak; tırnak cilası – dırnaq lakı
CİLDİYECİ – dermatoloq
CİMRİ – xesis; cimrilik – xesislik
CİRİT(-di) – mızraq, cıda
CİVAR – etraf, şeher kenarı, civar
CİVCİV – etcebala, quş balası
CİVCİVLİ – sesli-küylü, hay küylü
COP(-pu) – deyenek, kötek
CUDA – dzyudo (idman növü)
CUMARTESİ(-yi) – şenbe
CUMHURBAŞKANI(-nı) – prezident; cumhurbaşkanı yardımcısı – vitse prezident;
CUMHURİYET(-ti) – respublika
CURNAL – çuğul, danos
CÜCE – cırtdan, liliput (çox kiçik adam); cüce çam – cırtdan şam
CÜPPE – mantiya (hakimin ve s. üst geyimi)
CÜRÜM(-rmü) – cinayet; cürüm delili – maddi sübut; cürüm işlemek – cinayet töretmek
CÜZDAN – 1) pulqabı, portmanet; 2) qovluq, papka; 3) vesiqe,
şehadetname, kitabça; askerlik cüzdanı – herbi vesiqe; hesap cüzdanı –
emanet kitabçası
Ç
ÇABA – sey, cehd; çaba harcamak – cehd göstermek
ÇABALAMAK – cehd etmek, çalşmaq, sey etmek; nafile çabalama! – boş yere sey etme!
ÇABUK – tez, yeyin, celd, iti, çevik
ÇAĞANOZ – krab
ÇAĞDAŞ – müasir
ÇAĞIRMAK – 1) çağırmaq, devet etmek; düğüne çağırmak – toya çağırmaq;
hastaya doktor çağırmak – xesteye hekim çağırmaq; 2) oxumaq; türkü
çağırmak – mahnı oxumaq
ÇAĞLAR, ÇAĞLAYAN – şelale
ÇAĞRI – 1) devet; çağrılı – devet olunmuş; 2) çağırış, müraciet; çağrıda bulunmak – müraciet etmek
ÇAĞRILIK(-ğı) – devetname
ÇAKAR – balıq toru
ÇAKI – cib bıçağı, qatlama bıçaq
ÇAKIL – çınqıl, xırda çay daşı
ÇAKIM, ÇAKIN – ildırım
ÇAKMAK – 1) çaxmaq, vurmaq; 2) anlamaq, başa düşmek, sezmek, duymaq; işi
çakmak – işi anlamaq; 3) sırımaq, ötürmek; kalp parayı çakmak – saxta
pul sırımaq
ÇALAR – zengli; çalar saat – zengli saat
ÇALCENE – boşboğaz, çerençi
ÇALDIRMAK: saatını caldırdı – saatını oğurlatdı
ÇALI – kol, kolluq
ÇALIKUŞU – torağay
ÇALIM: çalım satmak – özünü çekmek, lovğalanmaq
ÇALIMLAMAK – fend işletmek
ÇALIŞMA EMNİYETİ – emek tehlükesizliyi texnikası
ÇALIŞMA RANDIMANI – emek mehsuldarlığı
ÇALIŞMA SÜRESİ – emek stajı
ÇAM – şam ağacı
ÇAMUR – 1) çirkab; çamura basmak – çirkaba düşmek; 2) palçıq; çamur banyosu – palçıq vannası
ÇAMURLU – çirkli, kirli, çamurlu, palçıqlı; yollar cok çamurlu – yollar çox çirklidir
ÇAMURLUK – krılo (avto)
ÇAN – zeng
ÇANÇİÇEĞİ(-ni) – zengçiçeyi
ÇAP(-pı) – 1) diametr; 2) kalibr; 3) ölçü, miqyas; dünya çapında – dünya miqyasında
ÇAPA – 1) toxa, kerki, çapacaq, qiymekeş; 2) lövber
ÇAPKIN – 1) qadın düşkünü, arvadbaz; 2) decel, nadinc, şuluq
ÇAPUL – çapovul, talan, qaret; çapulcu – talançı, çapavolçu
ÇARPI: üç çarpı iki – üç vurulsun iki
ÇARPIK – eyri; çarpık bacaklı – eyri ayaqlı
ÇARPMAK – 1) toqquşmaq, çarpmaq, çırpmaq, vurmaq, çalmaq; kapıyı çarpmak
– qapını çırpmaq; kanat çarpmak – qanad çalmaq; onu guneş çarptı – onu
gün vurdu; 2) oğurlamaq, çırpışdırmaq; 3) vurmaq (riyazi anlamda)
ÇARŞAF – melefe
ÇARŞI – bazar, ticaret cergeleri, pasaj
ÇATAL – 1) çengel; 2) haça, ikili
ÇATALLANMAK – ikileşmek, haçalanmaq; orada yol çatallanıyor – yol orada haçalanır
ÇATI – dam, dam örtüyü, taxtapuş; çatı altı – çardaq
ÇATIŞMA – 1) toqquşma; 2) ziddiyyet, ixtilaf, münaqişe; devletler arasında çatışmalar – dövletler arasında ziddiyyet
ÇATIŞMAK – 1) toqquşmaq; 2) zidd olmaq, eksine getmek
ÇATMAK – 1) üstüne düşmek, ilişmek, hirsini tökmek; 2) kök atmaq, sırımaq
ÇAVUŞ – serjant
ÇAVUŞKUŞU(-nu) – şanapipik, çovuşquşu
ÇAYLAK(-ğı) – çalağan
ÇEKECEK(-ği) – çekecek, dabançeken, dabangeyindiren
ÇEKİCİ – celbedici, aldadıcı
ÇEKİDÜZEN – qayda, seliqe, sahman; işlere çekidüzen vermek – işleri qaydaya salmaq
ÇEKİLİR – dözüle bilen, yol verile bilen; çekilir gibi değil – bu dözülmezdir
ÇEKİLİŞ – tiraj, oyun
ÇEKİLME – 1) istefa; 2) geri çekilme – çekilme, geri çekilme
ÇEKİLMEZ – dözülmez
ÇEKİM – 1) cazibe; 2) kino çekiliş
ÇEKİMSER – biteref qalan
ÇEKİNGEN – 1) utanaq, çekingen; 2) sirr vermeyen, qapalı, ehtiyatlı
ÇEKMECE – 1) siyirtme, siyirme; 2) buxta
ÇELENÇ(-ci) – keçici kubok
ÇELİK(-ği) – polad; çelik kesilmek – polad kimi berkimek
ÇELİŞKİ – ziddiyyet, tezad
ÇELME – badalaq; çelme atmak – badalaq vurmaq
ÇENĞEL – 1) qarmaqcıq, qarmaq; kapı çenğeli – qapı ceftesi; 2) paraqraf işaresi (§)
ÇEŞNİ – dad; çeşnisine bakmak – dadına baxmaq
ÇETE – 1) partizan destesi, silahlı deste, çete; 2) quldur destesi, banda
ÇETECİ – partizan, qiyamçı, çeteçi
ÇETREFİL – dolaşıq, qarışıq, çetin
ÇEVİRİ – tercüme; çevirici – tercümeçi
ÇEVİRİM – çekiliş; çevirim takımı – çekiliş qrupu
ÇEVİRME – şişde qızartma; 2) tercüme; türkçeden çevirme bir eser – türk dilinden tercüme olunmuş eser
ÇEYREK(-ği) – çerek, dördde bir
ÇIĞ – çığ, uçqun; taş çığı – daş uçqunu
ÇIĞABALIĞI – çoke (balıq)
ÇIĞLIK(-gı) – çığırtı, qışqırıq, feryad
ÇIKAGELMEK – görünmek, zahir olmaq, çıxmaq, peyda olmaq
ÇIKAR – maraq, menafe; devlet çıkarları – dövlet menafeleri
ÇIKMAZ – 1) dalan; 2) çıxılmaz veziyyet
ÇILDIRMAK – ağlını itirmek, deli olmaq
ÇIRAK(ğı) – karger, usta şagirdi; marangoz çırakı – xarrat şagirdi
ÇITA – ensiz taxta, tamasa, planka
ÇİFT(-ti) – qoşa, cüt; çift kürek çekme – qoşa avar çekme; çift adet – cüt eded
ÇİFTÇİ – ekinçi, cütcü
ÇİFTLİK(-ği) – ekin yeri, mülk
ÇİKLET(-ti) – saqqız
ÇİKOLATA – şokolad
ÇİL – qarabağır
ÇİLE I – qem, ezab; çile çekmek – qem çekmek
ÇİLE II – kelef, yumaq
ÇİLEK(ği) – çiyelek
ÇİNGENE – qaraçı
ÇİT(-ti) – çeper, hasar
ÇİTKUŞU – gicitken kepeneyi
ÇİVİ – mismar
ÇİVİLEMEK – 1) mismarlamaq; 2) sancmaq, batırmaq, soxmaq (silahı)
ÇİY – şey, şebnem, jale
ÇİZME – çekme; çizme kalıbı – çekme qelibi
ÇOCUK(-ğu) – uşaq, bala, övlad; çocuka ad koymak – körpeye ad qoymaq; üç çocuku var – onun üç uşağı var
ÇOĞULCULUK – plüralizm
ÇOLUK(-ğu): çoluk çocuk – aile, arvad-uşaq, oğul-uşaq; çoluk çocuk sahibi – aile sahibi
ÇÖZME – 1) hell; meseleyi konuşmalar yoluyle çözme – meselenin danışıqlar yolu ile helli; 2) evde toxunan ketan
ÇÖZMEK – açmaq, çözmek; atları arabadan çözmek – atları arabadan açmaq; 2) aydınlaşdırmaq; 3) hell etmek
ÇÖZÜMLEME – tehlil
ÇUHA – mahud
ÇUHAÇİÇEĞİ(-ni) – primula
D
DADI – daye
DAĞ BOĞAZI – dere
DAĞCI – alpinist
DAĞILIM – paylanma, bölüşdürme; milli gelir dağılımı – milli gelirin bölünmesi
DAHİLİYECİ – daxili xestelikler üzre mütexessis, terapevt
DAHILİYE KOĞUŞU – daxili xestelikler şöbesi
DAKTİLO – 1) makinaçı; 2) maşında yazma; 3) yazı makinası
DAL – 1) budaq, şax; 2) sahe, bölme; sanayi dalı – senaye sahesi
DALYA – georgin
DALKAVUK(-ğu) – yaltaq
AMAT(-dı) – küreken
DAMITIK: damıtık su – distille olunmuş su
DAMLALIK(-ğı) – pipet, damcıtöken
DAMPERLİ: damperli kamyon – yükünü özüboşaldan maşın
DANİŞMAK – meslehet almaq, meslehetleşmek, müzakire etmek, müşavire etmek
DANİŞMAN – meslehetçi, müşavir; cumhurbaşkanının ulusal güvenlik danişmanı – prezidentin milli tehlükesizlik üzre müşaviri
DANIŞTAY – dövlet şurası
DANTEL, DANTELA – krujeva, şebeke, tor
DARBE – 1) zerbe (müxtelif menalarda); 2) çevriliş
DARGIN – incimiş, küsmüş; kendisine dargınım – incimişem
DAVACI – iddiaçı, telebkar, şikayetçi
DAVALI – 1) mehkemede olan iş, iddialı; 2) işi mehkemede olan; cavabdeh
DAVUL – tebil, böyük baraban
DAYANIŞIK – hemrey, hemfikir
DAYANIŞMA – yekdillik, hemreylik
DAZLAK – daz, dazbaş
DEBRAYAJ – qoşqu (avtomobil)
DEFANS – müdafie; defans hattı – müdafie xetti
DEFİLE – modaların nümayişi
DEFOL – redd ol!, çekil get!, çıx get!
DEĞİNMEK – toxunmaq, deymek
DEKOVİL – dar raylı demiryolu, dar demiryolu
DELEGE – nümayende
DEMEÇ(-ci) – melumat, beyanat, müsahibe; demeçte bulunmak – beyanat vermek
DEMET(-ti) – deste, buket, derz, naçka; ot demeti – ot derzi; çiçek demeti – gül destesi; bir demet onluk – bir parça onluq
DEMİN – bu deqiqe, bu dem, indice
DEMİRBAŞ – dövlet emlakı, inventar fond, inventar; dairenin demirbaşı – idarenin inventarı
DEMODE – debden düşmüş, moddan düşmüş
DENEME – sınaq, yoxlama; deneme pilotu – sınaqçı-teyyareçi
DENETİM, DENETLEME – nezaret etmek
DENETLEMEK – nezaret etmek
DENEY – terübe; deneysel – tecrübi
DENGE – tarazlıq, müvazinet; dengesini kaybetmek – müvazinetini itirmek
DENİZANASI(-nı) – meduza
DENİZBİLİM – okeanoqrafiya
DEPAR – start
DEPAR YAPMAK – yarışa başlamaq
DEPARTMAN – idare, müessise
DEPO – anbar, çen; silah deposu – silah anbarı; benzin deposu – benzin çeni
DEPREM – zelzele, yeraltı tekan; deprem bilimi – seysmologiya
DEREOTU(-nu) – şüyüd (terevez)
DERGİ – jurnal, mecmue
DERLEMEK – yığmaq, toplamaq
DERLİ TOPLU – seliqeli; derli toplu oda – seliqeli otaq
DERPİŞ(-ı): derpiş etmek – nezerde tutmaq, nezere almaq
DERSHANE – sinif otağı, auditoriya
DESEN – naxış, ornament (parçada)
DESTEKLEMEK – arxa olmaq, dayaq durmaq
DESTROYER – esmines (eskadra mina gemisi)
DEVELOPE: develope etmek – aydınlaşdırmaq (foto)
DEVİNİM – hereket; devinmek – hereket etmek
DEVRİK – çevrilmiş, dönderilmiş
DEVRİMCİ – 1) inqilabçı; 2) inqilabi
DEVRİYE – patrul
DEVŞİRMEK – 1) yığmaq, toplamaq (meyve ve s.); 2) qatlamaq (xalça ve s.)
DEYİM – ifade; başka bir deyimle – başqa sözle
DEYİRGİ – 1) biçin, yığım; 2) biçin mövsümü, yığım mövsümü
DİŞ – 1) zahiri, xarici görünüşü; 2) xarici; diş pazar – xarici bazar; diş siyaset – xarici siyaset
DİKEY – şaquli
DİLBİLGİSİ – qrammatika
DİLBİLİMCİ – dilçi, dilşünas
DİLEKÇE – erize
DİNÇ – sağlam, möhkem, gümrah, canıberk, qıvraq
DİNDİRMEK – dayandırmaq, saxlamaq, kesmek, sakitleşdirmek (hirsi, ağrını
ve s.) ; ilaç diş ağrısını dindirdi – derman diş ağrısını kesdi
DİNGİL – ox
DİNLENME – istirahet
DİPNOT(-tu) – haşiye, sehifenin aşağısında, xett altında yazılan metn, qeyd, izahat
DİRENİŞ – terslik etmek, inadkarlıq etmek, qarşı durmaq, müqavimet göstermek
DİNMEK – dayanmaq, dinmek, sakitleşmek, kesilmek; yağmur dindi – yağış kesildi; ağrı diniyor – ağrı sakitleşir
DİREKSİYON – sükan; direksiyon başında – sükan arxasında
DİREY – heyvanlar alemi, fauna
DİYANET(-ti) – dindarlıq, möminlik; diyanet sahibi bir adamdır – mömin bir adamdır
DİZİ: dizi film – çoxseriyalı film
DİZGE – sistem; güneş dizgesi – güneş sistemi
DİZGİN – cilov, yedek
DİZİCİ – yığıcı
DOĞA – tebiet; doğa bilimleri – tebiet elmleri
DOĞAÇ(-cı) – improvizasiya, ekspromt, hazırlıqsız, bedaheten; – doğaçtan şiir söylemek – bedaheten şer söylemek
DOĞAL – tebii; doğal ayıklanma – tebii seçme; doğal gaz – tebii qaz
DOĞAN – şahin
DOĞAY – fauna
DÖGAÜSTÜ – fövqeltebii, qeyri tebii, xariqülade
DOĞRAMACI – dülger
DOĞU – şerq, şerqi; orta doğu – orta şerq; doğu anadolu – şerqi anadolu
DOKU – toxuma (biologiya)
DOKUMA – 1) parça, qumaş; 2) toxuma, toxunma; dokuma sanayii – toxuculuq senayesi
DOKUMACI – toxucu
DOKUBİLİM(-i) – histologiya
DOKUNAKLI – 1) tesirli, heyecanlandırıcı; dokunaklı sesle – tesirli
sesle; 2) güclü, tünd, çox tesirli; dokunaklı rüzgar – güclü külek;
dokunaklı şarap – tünd şerab
DOKUNUM – lamise, toxunma hissi
DOLANDIRICI – fırıldaqçı
DOLAY – etraf, etraf yerler; Ankara dolaylarında – Ankara etrafında
DOLAYI – buna göre, bu sebebden, bununla elaqedar
DOLGU – plomb
DOLMAKALEM – avtoqelem
DOLMUŞ – marşrut, taksi
DOMATES – tomat, pomidor
DONANMAK – bezenmek, bezedilmek; gelin pek güzel donanmış – gelin çox gözel bezenmişdir
DONATIM – techizat, levazimat, avadanlıq; teknik donatım – texniki avadanlıq
DONATMAK – 1) bezemek; 2) techiz etmek; hazırlamaq
DONUK – tutqun, donuq; donukbir işıltı – tutqun işıq
DORUK(-ğu) – zirve
DOSA – pilleken, nerdivan, trap
DÖKME DEMİR – çuqun
DÖMİFİNAL – yarımfinal
DÖMİŞEK – kemşirin (şerab)
DÖNEM – dövr, müddet, merhele; hazırlık dönemi – hazırlıq dövrü
DÖNEMEÇ(-ci) – dönge
DÖRTGEN – dördbucaqlı
DÖVİZ – 1) valyuta; serbest döviz – serbest valyuta; döviz rayici – valyuta kursu; 2) deviza, veksel; 3) şüar, çağırış
DURAÇ(-cı) – turac
DURAK(-ğı) – dayanacaq; son durak – son dayanacaq
DURAKLAMA – araverme, ayaq saxlama; 2) durğunluq; duraklama devri –
durğunluq dövrü; 3) sakitlik, atışmanın dayanması; cephede duraklama –
cebhede sakitlikdir
DURUM – veziyyet, şerait, hal; buhranlı durum – böhran veziyyeti; coğrafi durum – coğrafi şerait; hava durumu – hava şeraiti
DURUŞMA – işe baxma, mehkeme, mehkeme tehqiqatı
DUYARKAT – emulsiya
DÜĞÜN – toy, toy-düyün
DÜMEN – sükan
DÜRÜŞT(-tü) – sert, qaba, kobud; dürüşt söz – kobud söz; dürüşt muamele – qaba reftar
DÜŞ – 1) yuxu, röya, yuxu görme; düş yormak – yuxu yozmaq; 2) xeyal, tesevvür
DÜŞEY – şaquli; düşey izdüşüm – şaquli kesik
DÜŞÜK(-ğü) – 1) kiçik, aşağı (qiymet, temperatur ve s.); düşük faiz –
kiçik faiz; düşük fiyat – aşağı qiymet; 2) devrilmiş; 3) düşkün
DÜŞÜNÜR – mütefekkir
DÜZEN –1) qayda, qanun, nizam, intizam; 2) rejim, quruluş; sosyal düzen – ictimai quruluş; 3) akkord
DÜZEY – seviyye (müxtelif menalarda)
DÜZME – saxta, qelp
DÜZYAZI – nesr
E
ECZACI – aptekçi, eczaçı
ECZANE – aptek, eczaxana
EDİNMEK – elde etmek, sahib olmaq; dost edinmek – dost qazanmaq; meslek edinmek – senet sahibi olmaq
EFENDİ – 1) ağa, sahib; 2) alicenab, namuslu; efendiden bir adam – alicenab adam; 3) cenab (xitab)
EFKAR – fikir, rey
EGEMEN – 1) suveren; 2) hökmran, hegemon
EGEMENLİK(-ği) – 1) suverenlik, müsteqillik; milli egemenliği savunmak –
milli suverenliyi qorumaq; 2) hökmranlıq, hegemonluq, ağalıq;
egemenliği altına almak – öz hökmranlığı altına almaq
EĞE – qabırğa (anatomiya)
EĞİLİM – 1) eniş, maillik; 2) temayül, meyl
EĞİTİM – terbiye, telim, tehsil; eğitim gormek – tehsil almaq; eğitim
sistemi – tehsil sistemi; milli eğitim bakanlığı – milli tehsil
nazirliyi
EĞİTMEK – terbiye etmek, tehsil vermek
EĞRETİ – 1) düzeltme, süni qoyma; eğreti diş – qoyma diş; 2) saxta,
qelp, süni (daş-qaş haqda); eğreti taş – süni daş; 3) müveqqeti; eğreti
körpü – müveqqeti körpü
EHLİYET(-ti) – 1) bacarıq, serişte; 2) selahiyyet; şoför ehliyeti – sürücülük hüququ
EK(EKİ) – elave, üstelik; eki sıgorta – elave sığorta; ekili – elave edilmiş, artırılmış
EKİM – oktyabr
EKİP(-bi, -pi) – 1) komanda, briqada; imdat ekipi – xilas etme briqadası; 2) truppa; 3) deste
EKLEM – oynaq, bend, buğum
EKMEK(-ği) – çörek
EKMEK FIRINI – çörekxana
EKSELANS – zati aileleri (xitab)
EKSEN – ox (müxtelif menalarda)
EKSİ – minus, menfi; eksi işareti – çıxma; beş eksi üç – beş çıx üç
EKŞİ – 1) turş; ekşi elma – turş alma; 2) qaşqabaqlı, narazı; ekşi suratlı – narazı sifetle
EKŞİMEK – 1) turşumaq, qıcqırmaq; hamur ekşidi – xemir qıcqırdı; 2) qaşqabaqlı olmaq, narazı olmaq
ELBİSE – libas, geyim, paltar; bayram elbisesi – bayram libası; iş elbisesi – iş paltarı
ELÇİLİK(-ği) – sefirlik
ELDİVEN – elcek; yün eldiven – yun elcek
ELEBAŞI(-nı, -yı) – başçı, destebaşı; çetenin elebaşısı – quldur destesinin başçısı
ELEĞİMSAĞMA – göy qurşağı
ELEMAN – 1) element, ünsür (müxtelif menalarda); 2) kadr, personal; eleman yetiştirmek – kadr yetişdirmek
ELEME – seçme; eleme komisyon – seçki komissiyası
ELEŞTİRİ – 1) resenziya; 2) tenqid
ELEŞTİRME – tenqid
ELEŞTİRMECİ – tenqidçi
ELYAF – lif; suni elyaf – süni lif
EMARE – 1) nişane, elamet; 2) sübut, delil; emare ispatı – maddi sübut
EMEKLİ – teqaüdçü, istefaya çıxmış; emekliye çıkmak – teqaüde çıxmaq, istefaya çıxmaq; emekli aylığı – pensiya
EMEL – arzu, dilek, meqsed; emeline ermek – meqsede çatmaq
EMİN – 1) etibarlı; emin kaynaklardan alınan haberler – etibarlı
menbelerden alınan xeberler; 2) arxayın, emin; ben arkadaşımdan eminim –
men dostumdan arxayınam
EMNİYET – 1) tehlükesizlik; devlet emniyet organları – dövlet
tehlükesizlik orqanları; 2) inam, etibar; emniyet vermek – inandırmaq,
arxayın salmaq
EMPOZE: empoze etmek – zorla boynuna qoymaq
EMPRİME – naxışlı ipek parça
ENAYİ – axmaq, gic
ENDİŞE – narahatlıq, heyecan, endişe; endişe duymak – heyecan keçirmek
ENFİYE – burunotu
ENGİN BİLGİ – erudisiya, herterefli bilik
ENİŞTE – yezne
ENJEKTÖR – şpris (tibb)
ENKAZ – söküntü, uçuqlar, sınıqlar
ENLEM – en dairesi; kuzey enlemi – şimal en dairesi
ENTERESAN – maraqlı, maraq doğuran
EPE – qılınc
EPEY, EPEYCE – olduqca, hedden ziyade, hedden çox; epey bir adam – vacib adam
ER – 1) kişi; 2) sıravi esger
EREK(-ği) – meqsed
ERDEM – leyaqet, meziyyet
ERGEÇ – gec-tez, evvel-axır, haçansa
ERGİN – 1) yaşa dolmuş, buluğa çatmış; aklı ergin – kamil insan; 2) yetişmiş, deymiş; ergin yemiş – yetişmiş meyveler
ERİŞİLMEZ – elçatmaz, ünyetmez
ERİŞMEK – 1) nail olmaq, müveffeq olmaq; yüksek bir mevkiye erişmek –
yüksek mensebe nail olmaq; 2) yetişmek (meyve ve s.); yemişler çabuk
erişti – meyveler tez yetişdi; 3) çatmaq, yetişmek; bahar erişti – bahar
geldi
ERİYİK(-ği) – mehlul
ERMEK – 1) çatmaq, yetişmek, müveffeq olmaq, nail olmaq, elde etmek;
muradına ermek – muradına çatmaq; 2) yetişmek, deymek; ekinler ermeden
bicilmez – taxıl yetişmese biçilmez
ESEN – sağlam; esen kalın – sağlıqla qalın
ESENLİK(-ği) – sağlamlıq, sehhet
ESINLENMEK, ESINMEK – ruhlanmaq, ilhamlanmaq
ESNEK(-ği) – elastik, eyilgen; esnek cisimler – elastik cisimler
ESPRİ – hazır cavab, ağıllı söz, serrast cavab, ince zarafat
EŞ – 1) tay, oxşar; eşiyok – tayı olmayan; 2) heyat yoldaşı
EŞARP(-bı) – şerf
EŞDEĞER – ekvivalent, beraber; eşdeğer ağırlık – eyni çeki
EŞİT – eyni, beraber; eşit haklı – beraber hüquqlu
EŞİTLİK(-ği) – eynilik, beraberlik
EŞİTSİZ – qeyri-beraber
EŞİTSİZLİK(-ği) – berabersizlik
EŞKIYA – quldur, soyğunçu
EŞLİK(-ğı) – 1) oxşarlıq, benzerlik, eynilik; 2) müşayiet; gitara eşliğinde – gitaranın müşayieti ile
EŞSİZ – 1) tayı olmayan, çüt olmayan, tek, tenha; 2) misilsiz, tayı
beraberi olmayan, qeyri-adi; eşsiz bir başarı – qeyri-adi müveffeqiyyet
ETEK, ETEKLİK(-ği) – feallıq, aktivlik
ETKİ – tesir; etki derecesi – tesir derecesi; etki yapmak – tesir etmek
ETKİLİ – tesirli, effektli
ETKİN – aktiv, feal
ETKİNLİK(-ği) – fealiyyet
EVET – beli
EVETLEMEK – tesdiq etmek, dem tutmaq
EVRE – merhele, faza
EVREN – kainat, kosmos alemi
EVRENSEL – 1) dünyevi, beynelxalq, beynelmilel; evrensel savaş – dünya
müharibesi; 2) ümumi, universal; 3) sonsuz, hedsiz, ölçüsüz; evrensel
mutluluk – sonsuz xoşbextlik
EVRİM – tekamül
EYER – yeher
EYLEM – hereket, fealiyyet, iş, emeliyyat
EYLÜL – sentyabr
EZELİ – ebedi, hemişelik
EZGİ I – 1) melodiya, hava; 2) üsul, qayda, terz
EZGİ II – zülm, tezyiq, esaret; sömürge ezgisi – müstemleke esareti
EZME – paştet, püre
F
FALSO – 1) sehv; 2) yanlış
FANİLA – 1) flanel (yun); 2) fufayka, alt köynek; yün fanila – yun fufayka
FARE – siçan, siçovul; fare zeheri – siçan zeheri
FASLI – merakeşli
FASULYE – lobya; kuru fasulye – quru lobya
FATURA – faktura, haqq-hesab; fatura bedeli – faktura deyeri
FAUL(-lü) – kobud oyun, qaydanın pozulması; faul yapmak – oyunun qaydasını pozmaq; faul atışı – cerime zerbesi
FAVORİ – 1) bakenbard; 2) favorit
FAZLA – 1) hedden çox, artıqlaması ile; fazla konuşuyor – o çox danışır; 2) artıq; burada fazladır – o burada artıqdır
FECİ(-ii, -si) – facieli, felaketli, müsibetli, dehşetli; feci akibet – facieli aqibet
FELÇ(-ci) – iflic; ekonomik felç – iqtisadi iflic
FENALAŞMAK – pisleşmek, xarabalaşmaq, fenalaşmaq, ağırlaşmaq
FENALIK(-ğı) – pislik, fenalıq
FENNİ – 1) elmi; 2) texniki
FERAGAT(-ti) – imtina etme; haklarından feragat etmek – hüquqlarından imtina etmek
FERAH – geniş; ferah oda – geniş otaq
FERİBOT(-tu) – sal, bere; tren feribotu – demiryol beresi
FERMUAR – zencirbend
FESHETMEK – 1) leğv etmek, pozmaq (müqavileni ve s.); 2) buraxmaq (parlamenti), fealiyyetini dayandırmaq (cemiyyetin ve s.)
FESİH(-shi) – 1) leğv, leğv etme, pozma, pozulma; nikah fesihi – nigahın
pozulması; 2) buraxılma, bağlanma; parlamentonun fesihi – parlamentin
buraxılması
FIÇI – boçka, çellek
FIKRA – 1) felyeton, letife; 2) paraqraf, parça (metnden), bend, madde (qanun)
FIRIN – 1) peç, soba; elektrik fırını – elektrik peçi; atom fırını – atom (nüve) reaktoru; 2) çörekxana
FIRINCI – çörekbişiren, şatır, çörekçi
FIRLATMAK – 1) atmaq, tullamaq, tolazlamaq; bir kenara fırlatmak –
kenara tullamaq; 2) buraxmaq; 1) bir roket fırlatmak – raket buraxmaq
FISILDAMAK – pıçıldamaq, pıçıltı ile danışmaq; kulağına fısıldamak – qulağına pıçıldamaq
FISILAŞMAK – pıçıldaşmaq
FISILTI – pıçıltı; fısıltıyle – pıçıltı ile
FISKIYE – fevvare
FİDE – şitil; fidelik – şitillik
FİİL – 1) hereket, iş, emel; 2) fel
FİİLEN – heqiqeten, eslinde, faktiki
FİKSTÜR – teqvim (oyunların teqvimi)
FİLE – 1) saç üçün tor; 2) tor zenbil; 3) tor (futbol qapısının)
FİLİKA – avarlı, qayıq
FİLO – donanma, flot, eskadra, flotiliya, eskadrilya; ticaret filosu – ticaret donanması
FİRAR – ferarilik, dezertirlik
FİRAVUNFARESİ(-ni) – manqusta
FİRKATEYN – freqat (keşikçi herbi gemi)
FİRKETE – sancaq (saç üçün)
FİSKE – 1) çırtma, şıqqıltı; fiske ile – şıqqıltı ile; 2) çimdik; bir fiske tuz – bir çimdik duz
FİŞ – 1) payacıq; 2) yarlık, nişan; 3) jeton, talon; 4) kontakt,
ştepsel; dişi fiş – rozetka, ştepsel yuvası; erkek fiş – ştepsel çengeli
FİYAT(-tı) – qiymet, deyer, mezenne; fiyat biçmek – qiymet qoymaq
FİYAT LİSTESİ – preyskurant
FLÖRE – rapira (meşq qılıncı)
FLÜT(-tü) – fleyta; flüt çalmak – fleyta çalmaq
FOK(-ku) – suiti
FON – 1) fon; 2) fond; para fonu – pul fondu
FONT(-tu) – çuqun
FOR – hücumçu; forlar – hücumçular
FORMALİTE: gümrük formaliteleri – gömrük müamileleri
FORVET(-ti) – 1) hücum; forvet hattı – hücum xetti; 2) hücumçu
FREN – eylec, tormoz
FRENGİ – sifilis
FRENKÜZÜMÜ(-nü) – qırmızı qarağat; siyah frenküzümü – qara qarağat
FRENLEMEK – tormozlamaq, eylemek, lengitmek; işi frenlemek – işi lengitmek
FRİGORİFİK(-ği): frigorifik gemi – refrijerator
FRİJİDER – soyuducu qurğu, refrijerator
FRİKİK(-ki) – serbest (zerbe)
FUAR – yarmarka; İzmir fuar – İzmir yarmarkası
FÜME – hise verilmiş, hisde qurudulmuş, füme balık – hise verilmiş balıq
FÜZE – raket, reaktiv mermi
G
GAGA – dimdik; gagasına yem vermek – dimdiyinden yem vermek
GAİLE – qayğı, eziyyet, çetinlik; ev gailesi – ev qayğıları
GALAKSİ – qalaktika
GALİBA – ehtimal ki, güman ki, yeqin ki; galiba yağmur yağacak – yeqin ki yağış yağacaq
GAR – vağzal
GARDENPARTİ – qebul (bağda, temiz havada)
GAYBUBET(-ti) – iştirak etmek
GAYET(-ti) – çox, olduqca çox; gayet elverişli şartlar – olduqca elverişli şertler
GAYRET(-ti) – cehd, sey; gayreti batıla – menasız cehdler
GAYRİREŞİT(-di) – heddi buluğa çatmamış
GAYRİSAFI – 1) ümumi; gayrisafı gelir – ümumi gelir; 2) brutto (malın tara ile birlikde çekisi)
GAYRİSIHHİ – sehiyye teleblerine uyğun olmayan, natemiz, çirkli
GAZOZ – qazlı su (butulkalarda)
GAZYAĞI(-nı) – neft, ağ neft; gazyağı ocağı – pilete, maşınka
GEBE – hamile
GECELİK(-ği) – gece köyneyi
GEÇİCİ – 1) müveqqeti; geçici hükümet – müveqqeti hökumet; 2) yoluxucu, keçici
GEÇİM – 1) yaşayış üçün vesait, güzeran, dolanışıq; 2) heyat, varlıq
GEÇİT PARMAKLIĞI – şlaqbaum
GELENEK(-ği) – enene; geleneke göre – eneneye göre
GELENEKSEL – enenevi; geleneksel düzen – enenevi qayda
GELİNCİK(-ği) – 1) lale; 2) gelincik
GELİŞME – artım, inkişaf; gelişme seviyesi – inkişaf seviyyesi
GELİŞMİŞ – inkişaf etmiş
GELİŞTİRMEK – inkişaf etdirmek, mükemmelleşdirmek, tekmilleşdirmek; etraflıca geliştirmek – herterefli inkişaf etdirmek
GENEL – 1) ümumi; genel eğitim – ümumi tehsil; 2) esas, baş; genel kurmay – baş qerargah
GENELLİKLE – ümumiyyetle
GENSORU – sorğu (parlamentde)
GERDANLIK(-ğı) – boyunbağı, hemail
GEREÇ(-ci) – 1) material; ateşe dayanıklı gereç – odadavamlı material;
yapı gereçleri – inşaat materialları; 2) levazimat, vesait; okul
gereçleri – mekteb levazimatı
GEREKÇE – esas, delil, sübut
GEREKMEK – lazım olmaq, gerek olmaq
GEREKSİNMEK – ehtiyac duymaq
GERİCİ – irticaçı, mürtece
GERİCİLİK(-ği) – irtica, mürtecelik
GERİLLA – partizan herekatı, partizan müharibesi
GERİLLACI – partizan
GERİNMEK – gerneşmek
GEVEZE – çerençi, boşboğaz, naqqal, geveze
GEVŞEK(-ği) – 1) zeif, boş, lax; gevşek dügüm – zeif bend; 2) iradesiz,
mütereddid, zeif; gevşek adam – iradesiz adam; 3) üzgün, süst, halsız
GEVŞEME – zeifleme, boşalma; distiplinin gevşemesi – intizamın zeifledilmesi
GEYİK(-ği) – maral, xallı maral
GEZEGEN – planet
GEZEGENLERARASI – planetlerarası
GİBİ – kimi; aslan gibi – aslan kimi
GİDER – xerc, mexaric, mesref; bütçenin gider kısmı – büdcenin mexarici
GİDERMEK – 1) aradan qaldırmaq, yox etmek, kenar etmek; 2) temizlemek
GİŞE – siyirtme pencere, kassa
GİYSİ – libas, paltar
GÖÇEBE – köçeri
GÖÇMEN – köçkün, qaçqın, mühacir, emiqrant; göçmen kuşlar – köçeri quşlar
GÖGÜS(-ğsü) – 1) döş, döş qefesi, sine; 2) üst deka (musiqi)
GÖKBİLİMİ(-ni) – astronomiya
GÖMLEK(-ği) – 1) köynek; iç gömlek – alt köyneyi; 2) örtük, üzlük
GÖRENEK(-ği) – adet, verdiş; görenekle – verdişle
GÖREV – 1) vezife, xidmeti borc, iş; 2) rol, funksiya; ne ile görevlidir – onun rolu nedir?
GÖEVDEN ALMAK – vezifeden çıxartmaq, işden qovmaq
GÖREVLİ OLMAK – vezife sahibi olmaq
GÖRGÜ – tecrübe, heyat tecrübesi, serişte
GÖRGÜLÜ – tecrübeli, serişteli
GÖRGÜSÜZ – tecrübesiz, seriştesiz
GÖSTERGE – eqreb, gösterici
GÖSTERİ – 1) baxış, nümayiş; 2) proyeksiya (ekrana şekiller salma)
GÖSTERİMCI – kinomexanik
GÖZDE – istekli, eziz, sevimli; gözde plaklar – sevimli vallar; mevsimin gözde rengi – mövsümün debde olan rengi
GÖZETLEMEK – izlemek, güdmek
GÖZLEM – müşahide; bilimsel gözlemler – elmi müşahideler; yabancı gözlemler – xarici müşahideler
GÖZLEMCİ – müşahideçi
GÖZLEMEVİ(-ni) – resedxana
GÖZÜKMEK – görsenmek, görünmek
GÖZÜPEK – cesur, qorxmaz
GREKOROMEN – klassik güleş
GREV – tetil; greve girmek – tetile başlamaq
GREVCİ – tetilçi, tetil eden
GRİ – boz; koyu gri – tünd boz
GUGUK(-ğu) – ququ quşu
GÜCENDİRMEK – incitmek, xetre deymek, küsdürmek, acıqlandırmaq, hirslendirmek, esebileşdirmek
GÜCENMEK – incimek, küsmek, acıqlanmaq, hirslenmek
GÜÇ(-cü) – çetin, ağır; güç bir duruma düşmek – çetin veziyyete düşmek
GÜÇLEŞMEK – çetinleşmek, mürekkebleşmek, ağırlaşmaq, dolaşığa düşmek
GÜÇLÜK(-ğü) – çetinlik, ezab, eziyyet; güçlük cekmek – çetinlik çekmek; binbir güçlükle – min bir eziyyetle
GÜDERİ – zamşa, sığın derisi, maral derisi; güderi eldiven – zamşa elcek
GÜDÜMLÜ – idare oluna bilen, istiqametlene bilen; güdümlü ekonomi – planlı iqtisadiyyat; güdümlü füze – idare olunan raket
GÜL – qızılgül
GÜNCEL – aktual
GÜNDEM – gündelik; gündeme almak – gündeliye daxil etmek
GÜREŞ – güleş; güreş meydanı – güleş meydanı
GÜTMEK – 1) sürmek, sürüb aparmaq, otarmaq; bu çoban hayvanları iyi
guduyor – bu çoban heyvanları yaxşı otarır; 2) güdmek; başka bir gaye
gütmek – başqa meqsed güdmek
GÜVEN – 1) etimad; güvene layık olmak – etimada layiq olmaq; 2) emin, arxayın; güvenle bakmak – arxayınlıqla baxmaq
GÜVENCE – zemanet
GÜVENİLİR – etibarlı, möteber; bir güvenilir müttefik – etibarlı müttefiq
GÜVENLİK(-ği) – 1) tehlükesizlik; güvenlik garantisi – tehlükesizlik zemaneti
GÜVENSİZ – mütereddid, etibarsız, qetiyyetsiz, inamsız
GÜVENSİZLİK(-ği) – inamsızlıq, etimadsızlıq; güvensizlik oyu – etimadsızlıq reyi
GÜVERTE – göyerte
GÜVEY, GÜVEYİ – 1) adaxlı, nişanlı; 2) küreken
GÜZ – payı; güz guneşi – payız güneşi
GÜZERGAH – yol, trassa
GÜZLÜK – payızlıq; güzlük ekim – payız ekini
GÜZÜN – payızda
H
HABBE: habbe yi kubbe yapmak – milçekden fil düzeltmek
HABİS: habis tümör – bedxasseli şiş
HAD – keskin, çetin; had apandisti – keskin apendisit
HAF – yarımmüdafieçi
HAFİF – 1) yüngül; hafif bir bavul – yüngül çamadan; hafif bir baş
ağrısı – yüngül baş ağrısı; 2) yüngülxasiyyet, ciddi olmayan, demdemeki
HAFİF HARAKET – düşünülmemiş hereket
HAFİF SİKLET – yüngül çeki
HAFTAYM – taym (idman)
HAİZ – malik olan, sahib olan; böyle büyük bir kudreti haizdir – bele böyük bir qüdret sahibidir
HAKETMEK – layiq olmaq, qazanmaq; cezayi haketti – o cezaya layiqdir
HAKEM – arbitr, münsif
HALA – bibi
HALAT – kanat, buraz, tros
HALEN I – hal hazırda, indi, bu an, hele ki
HALEN II: halen ve kalen – sözde ve emelde
HALKOYU(-nu) – referendum, ictimai rey
HAMMADDE – xammal
HAMUR – 1) xemir; 2) kütle (taxta, kağız ve s.)
HANEDAN – sülale
HANTAL – 1) biçimsiz, kobud, yöndemsiz; 2) ağır, leng
HARCAMA – xerc, çıxar, mexaric, mesarif
HARCIALEM – 1) ucuz, elverişli; 2) adi, bayağı, çeynenmiş, şablon
HAREKAT(-tı) – emeliyyat (herbi)
HARİCİYECİ – xarici işler nazirliyinin emekdaşı
HARP(-pı), HARPA – arfa
HASAR – zerer, ziyan, itki; hasara uğramak – ziyana düşmek
HASAT(-dı) – biçin, yığım
HASIM(-smı) – reqib, düşmen
HAŞLAMA – sudabişmiş, qaynadılmış, pörtülmüş, buğda bişirilmiş
HAŞLAMAK – qaynatmaq, pörtmek; yumurta haşlamak – yumurta qaynatmaq
HAVADİS – yenilik, teze xeberler, sensasiya; havadis konusu – sensasiya mövzusu
HAVALANMAK – 1) havasını deyişmek; 2) uçmaq, havaya qalxmaq; 3) yellenmek, dalğalanmaq
HAVALE – 1) tapşırma, hevale etme; 2) gönderme, yollama (pul); posta havalesi – poçtla gönderme
HAVAN – 1) hevengdeste; 2) minomyot
HAVLU – desmal, mehreba, xovlu
HAVRA – sinaqoq (yehudi mebedi)
HAVUÇ(-cu) – kök (botanika)
HAVYAR – kürü, ikra; siyah havyar – qara kürü
HAYAL KIRIKLIĞI – ümidi kesilme, ümidi boşa çıxma, xeyalı puç olma
HAYDUT(-du) – quldur, soyğunçu; deniz haydutu – deniz qulduru, pirat
HAYDUTLUK(-ğu) – quldurluq, soyğunçuluq
HAZIRLOP(-pu) – 1) qaynadılmış yumurta; 2) yüngülce, asanca, zehmetsiz, eziyyetsiz
HAZİRAN – iyun
HELA – tualet, ayaqyolu
HELEZON – 1) spiral; 2) ilbiz, balıqqulağı, mercan qulu; 3) qulaq seyvanı
HELİKOPTER – vertolyot
HEP – 1) hamı, bütün, her şey; hepiniz – siz hamınız; hepsini biliyor o –
her şeyi bilir; 2) hemişe; sen hep geç kalırsın! – sen hemişe
gecikirsen
HEZİMET – meğlubiyyet
HIRÇIN – 1) tez özünden çıxan, tündmecaz, tündxasiyyet, esebi, davakar, cencel; 2) coşan (deniz)
HIRS – 1) tamahkarlıq, acgözlük, herislik; fazla kar hırsı – varlanmaq herisliyi; 2) hirs, acıq
HIRSIZ – oğru
HISIM(-smı) – qohum, qohum-eqreba
HISIMLIK(-ğı) – qohumluq; hısımlık bağı – qohumluq elaqesi
HIZ – süret; gelişme hızı – inkişaf süreti; fırtına hızını aldı – fırtına yavaşıdı; 2) güc; hız vermek – güclendirmek
HIZGÖSTERGESİ – spidometr
HIZLANMAK – süret götürmek, süretlenmek, süret artırmaq; rüzgar hızlanmaklandı – külek güclendi
HIZLI – 1) süretli, celd; 2) güclü, möhkem, berk; hızlı konuşmak – berkden danışmaq
HİPERMETROP(-pu) – uzaqgören
HISSE SENEDİ – aksiya; hısse senedi sermayesi – aksiyaya qoyulmuş kapital
HİSSEDAR – payçı, ortaq, şerik, kompanyon, auksioner, sehmdar
HİSSEDARAN MECLİSİ – sehmdarlar meclisi, auksionerler meclisi
HİZA – seviyye; hizaya getirmek – tarazlaşdırmaq
HİZMET(-ti) – xidmet, qulluq; yurda hizmet – vetene xidmet
HİZMETÇİ – xidmetçi, xadime
HOCA – 1) müellim, mürebbi, terbiyeçi; 2) xoca
HOKKA: mürekkep hokkası – mürekkeb qabı; şeker hokkası – qend qabı
HORAPLÖR – sesucaldan, reproduktor
HOSTES – stüardessa, bort baxıcısı
HOŞNUT – razı, memnun, xeşnud
HOŞNUTLULUK(-ğu) – razılıq, memnunluq, xoşnudluq
HOŞNUTSUZLUK(-ğu) – narazılıq; hoşnutsuzluk yaratmak – narazılıq yaratmaq
HUBABAT(-tı) – denli bitkiler, taxıl bitkileri
HUMMA – qızdırma, titreme-qızdırma
HUNHARCA – vehşicesine, vehşilikle
HUSUS – iş, mesele, hadise, veziyyet; bu hususta ne düşünüyorsunuz? – siz bu mesele barede ne düşünürsünüz?
HUY – xasiyyet, xarakter
HUZUR – 1) sakitlik, rahatlıq; 2) iştirak; huzur unuzda – sizin iştirakınızla
HUZURSUZLUK(-ğu) – narahatlıq, heyecan
HÜMAYUN – sultan; sarayı hümayun – sultan sarayı
HÜR(-rrü) – azad, müsteqil
HÜSNÜKABUL(-lü) – mehriban qebul, semimi görüş
HÜRRİYET(-ti) – azadlıq; gerçek hürriyet – esl azadlıq; basın hürriyeti – metbuat azadlığı
HÜVİYET(-ti) – 1) şexsiyyet; 2) şexsi vereqe, pasport
I
IHLAMUR – çöke, çöke ağacı
ILICA – mineral bulaq
IRMAK(-ğı) – çay
IRZ – namus; ırına geçmek – namusuna toxunmaq
ISIRIK(-ği) – dişlek yeri
ISIRGAN – 1) gicitken; 2) dişleyen, qapağan heyvan
ISIRMAK – dişlemek
ISKARTA – brak edilmiş
ISKAT(-tı) – devirme, yıxma, leğv etme, mehrum etme
ISKONTO – 1) güzeşt; 2) diskont (veksellerin uçotu)
ISLIK(-ğı) – fit
ISMARLAMA – 1) sifariş, tapşırıq; 2) sifarişli, buyurtma; ısmarlama ayakkabı – ayaqqabı sifarişi
ISMARLAMAK – 1) sifariş etmek; akşam yemeği ısmarlamak istiyorum – şam
yemeyi sifariş etmek isteyirem; 2) tapşırmaq, hevale etmek, ismarlamaq
ISSIZ – kimse yaşamayan, meskun olmayan, adamsız, ölgün
ISTAKOZ – omar (zoologiya)
ISTOK(-ku) – 1) ehtiyat mal; 2) qalıb xarab olmuş, brak eilmiş
IŞILDAK(-ğı) – projektor
IŞIN – şüa; ışın hastalığı – şüa xesteliyi
IŞINIM – şüalanma, radiasiya
IZGARA – 1) raşper; 2) raşperde qızardılmış (et, balıq)
İ
İADE – qaytarma; iade etmek – qaytarmaq
İBRAZ – teqdim etme, gösterme
İBRE – eqreb (cihazlarda, saatda ve s.)
İCAP(-bı) – lüzum, hacet, zeruret, telebat
İÇGÜDÜ – 1) instinkt; 2) intuisiya, duyğu, duyma qabiliyyeti
İÇERLEMEK – hirslenmek, acıqlanmaq (büruze vermeden)
İÇİŞLERİ(-ni) – daxili işler; içişlerine karışma – daxili işlerine qarışma
İÇLİ – 1) hessas, üreyi yuxa; 2) qüsseli, kederli, qemgin
İÇTEN – semimi, ürekden, qelbden
İÇTENLİK(-ği) – semimiyyet, istiqanlılıq, mehribanlıq
İÇYÜZ – mahiyyet, meğz; meselenin içyüzünü meydana çıkarmak – meselenin mahiyyetini açmaq
İDARELİ – qenaetcil, ehtiyatlı, serhesab
İFRİT: ifrit kesilmek – azğınlaşmaq, özünden çıxmaq
İGFAL: igfal etmek – aldatmaq, yoldan çıxartmaq, tovlamaq
İHANET(-ti) – xeyanet
İHBAR – 1) xeberdarlıq, bildiriş, avizo; 2) xeber
İHBARNAME – 1) bildiriş vereqesi, avizo, çağırış vereqesi; 2) raport, yazılı melumat
İHLAL(-li) – pozma, pozulma; ihlal etmek – qanunu pozmaq
İHMAL – ehtiyatsızlıq, diqqetsizlik, sehlenkarlıq, başı soyuqluq
İHTAR – xeberdarlıq, xatırlatma
İHTİMAM – qayğı; ihtimamla bakmak – qayğı ile ehate etmek
İHTİMAMKAR – qayğıkeş, diqqetli
İHTİVA: ihtiva etmek – ehate etmek, bürümek
İHYA: ihya etmek – canlandırmaq, diriltmek
İKAMET: ikamet etmek – yaşamaq
İKAZ – xeberdarlıq; ikaz işareti – xeberdarlıq siqnalı
İKMAL(-li) – 1) tamamlama, başa çatdırma; 2) techiz etme, temin etme
İKNA(-ai) – inam, eminlik, arxayınlıq; ikna etmek – emin etmek
İKRAM – 1) qonaqlıq; 2) güzeşt
İKRAMİYE – 1) pul mükafatı; 2) uduş; ikramiyeli istikraz – uduşlu istiqraz
İL – il (Türkiye inzibati erazi vahidi); vilayet
İLAÇ(-cı) – 1) dava, derman, çare, elac; 2) kimyevi preparat, insektisid
İLAÇLAMAK – kimyevi emal etmek, dezinfeksiya etmek, dermanlamaq, mumiyalamaq
İLÇE – ilçe (Türkiyede inzibati erazi vahidi); qeza
İLERİCİ – mütereqqi, qabaqcıl, tereqqiperver
İLGİ – 1) elaqe, münasibet; bununla hiç ilgisi yok – bununla heç bir elaqesi yoxdur; 2) maraq, her şeyi bilmek hevesi
İLGİLENDİRMEK – 1) aid olmaq, dexli olmaq; 2) maraq oyatmaq, heves oyatmaq
İLGİLENMEK – maraqlanmaq
İLGİLİ – 1) bağlı, aid olan, elaqedar; 2) marağı olan, maraqlanan
İLGİNÇ – maraqlı; ilginç bir kitap – maraqlı kitab
İLHAK(-kı) – 1) birleşdirme; 2) ilhaq, qesb etme, zebt etme
İLİKLEMEK – düymelemek
İLİŞKİ – münasibet, elaqe; uluslararası ilişkiler – beynelxalq elaqeler
İLKE – esas, prinsip; temel ilkeler – esas müddealar
İLKÖNCE – en evvel, önce
İLTİCA – sığınacaq
İMA – işare, eyham; ince ima – ince eyham; üstü kapalı ima – üstü örtülü işare; ima etmek – eyham vurmaq, işare etmek
İMALAT(-tı) – 1) istehsal; imalat fiyatı – maya deyeri; 2) memulat
İMAR – abadlıq, abadanlıq
İMDAT FRENİ – 1) ehtiyac, eylec; 2) heyecan siqnalı
İMHA – mehv etme
İMRENDİRMEK – qibte oyatmaq
İMRENMEK – qibte etmek
İN – yuva; ayı ini – ayı yuvası
İNANCA – zemanet
İNANÇ(-cı) – inam, etibar
İNCELEMEK – öyrenmek, tedqiq etmek, araşdırmaq
İNÇ – düym
İNDİFA(-aı) – püskürme (vulkan)
İNDİRİM – ucuzlaşdırma, güzeşt; indirim tarife – güzeştli tarif
İNFİLAK(-kı) – partlayış
İNİŞ TAKIMI – şassi
İNME – 1) enme, azalma; 2) iflic, apopleksiya; kendisine inme indi – onu iflic vurdu; işi indi – işi azaldı
İNSANÜSTÜ – fövqelbeşeri, insan qüvvesi xaricinde olan
İNTİKAL(-li) – keçid; intikal devresi – keçid merhelesi
İPTAL(-li) – leğv, leğv etme
İRİYARI – iri, yeke, böyük ölçülü
İRKİLMEK – diksinmek, qorxmaq, seksenmek
İRTİBAT(-tı) – elaqe, ünsiyyet rabite; irtibatla irtibata geçmek – elaqe yaratmaq
İSABET(-ti) –1) hedefe deyme, nişanı vurma; 2) deqiq, düzgün (söz, hereket); sözünde isabet var – siz düz deyirsiniz
İSABETLİ – deqiq, düzgün, uğurlu, münasib; isabetli karar – düzgün qerar
İSFENDAN – ağcaqayın
İSKAMBİL – oyun kartı, qumar kağızı
İSKARPİN – tufli; ökçeli iskarpinler – dabanlı tufli; rugan iskarpin – laklı tufli
İSKELE – 1) körpü (gemilerin yan alması üçün); 2) trap, pilleken, nerdivan
İSKEMLE – ketil, taburet, stul
İSKONTO – 1) güzeşt; iskonto yapmak – güzeşt etmek; 2) diskont; ikinci iskonto – yeniden uçota almaq
İSTAVRİT(-di, -ti) – stavrida
İSTEKA – kiy, bilyard ağacı
İSTEP(-pı) – çöl, düz, bozqır
İSTİKRAR – möhkem, davamlı
İSTİKRARSIZ – mütereddid, qerarsız, dayanıqsız
İSTİNDAM – meşğulluq
İSTİRİDYE – istridye; inci istiridye – mirvari molyusku
İSTİŞARE – müşavire
İSTİVA HATTI – ekvator xetti
İŞBİRLİĞİ(-ni) – emekdaşlıq; iktisadi işbirliği – iqtisadi emekdaşlıq
İŞKEMBE – içalat, bağırsaq
İŞLEK – izdihamlı, gur; işlek cadde – izdihamlı prospekt
İŞLEM – emeliyyat, proses; banka işlemleri – bank emeliyyatları
İŞTE – bax gör, budur; işte bu kadar – bax ele bu qeder
İTFAİYE – yanğınsöndüren deste
İTFAİYECİ – yanğınsöndüren
İTİBARİ – şerti, nominal; itibari kiymet – nominal deyer
İTİDAL(-li) – 1) sakitlik; 2) mötedillik, temkin, toxtaqlıq
İTİMATNAME – vekaletname, zemanet mektubu, etimadname
İTMEK – itelemek; arabayı arkadan itmek – maşını arxadan itelemek
İYİ – 1) yaxşı, ela; 2) sağlam, gümrah
İYİLEŞMEK – 1) yaxşılaşmaq; 2) sağalmaq; hasta biraz iyileşti – xeste bir az yaxşılaşdı
İYİLİK(-ği) – 1) rifah, yaxşı veziyyet, yaxşı xüsusiyyet; 2) yaxşılıq, xeyirxahlıq
İYİMSER – nikbin, optimist
İYİMSERLİK(-ği) – nikbinlik, optimizm
İZCİ – lepirçi, iztanıyan, keşfiyyatçı
İZLENİM – teessürat
İZLENİMCİLİK(-ği) – impressionizm
İZMARİT(-ti, -di) – papiros qırıntısı, papiros kötüyü
J
JAMBON – bud, qaxac edilmiş bud, vetçina
JARTİYER – sarıma
JET(-ti): jet uçağı – reaktiv teyyare
JİLET(-ti) – zerersiz ülgüc, xetersiz ülgüc
K
KABA – kobud, qaba
KABLO – kabel
KAÇ(-ğı) – neçe, ne qeder; kaça – neçeye; saat kaçata – saat neçede; kaç
kişi – neçe nefer; ona kaç defa söyledim – ona neçe defe dedim
KAÇAMAK(-ğı) – behane
KAÇAMAKLI – 1) qeyri-müeyyen, ikimenalı, qeyri-semimi; 2) gizli, gizlice; bir kaçamaklı işi yapmak – işi gizlice görmek
KAÇAR – neçe-neçe, ne qeder; – kaçar ruble aldılar? – heresi ne qeder aldı?
KAÇIK(-ğı) – anormal, ağıldan kem
KAÇINCI – neçenci, hansı; kaçıncı katta – neçenci mertebede
KAÇINILMAZ – labüd, qaçılmaz
KAÇINMAK – qaçınmaq, yayınmaq, çekinmek
KADİFE – mexmer
KADRAN – 1) siferblat, şkala (ölçü cihazlarında); 2) telefon diski
KADRO – kadr, şexsi heyet, ştat
KAFA – 1) baş, kelle; 2) ağıl, derrake
KAFALI – ağıllı, derrakeli
KAFATASI(-nı) – kelle, kelle sümüyü
KAFİLE – 1) qrun, deste (turistlerin, ziyaretçilerin ve s.); 2) partiya; kitapların ilk kafilesi – kitabların ilk partiyası
KAĞIT(-dı) – 1) kağız; kağıt para – kağız pul; 2) oyun kartı, qumar kağızı
KAHROLMAK – qehr olmaq, devrilmek
KAHVALTI(-yı) – seher yemeyi
KAİDE – 1) qayda; ahlak kaideleri – exlaq qaydaları; 2) özül, esas, pyedestal
KAKINÇ(-cı) – mezemmet
KAKMA – zerb olunmuş, naxışla işlenmiş, oyulmuş, hekk edilmiş; kakma gümüş tepsi – naxışla işlenmiş gümüş podnos
KALABALIK(-ğı) – 1) izdiham, güruh; 2) qelebelik, tünlük, basabas
KALÇA – omba, bud
KALDIRIM – 1) döşeme, döşenmiş yol; 2) seki
KALECİ – qapıçı (idman)
KALFA – usta kömekçisi, şagird
KALIT(-tı) – irs
KALITÇI – verese, varis
KALITIM – 1) varislik; 2) irsiyyet
KALITSAL – irs
KALİFYE – ixtisaslaşdırılmış, ixtisaslı, tecrübeli
KALİTE – keyfiyyet, növ
KALİTESİZ – keyfiyyetsiz
KALKINDIRMAK – inkişaf etdirmek, qaldırmaq
KALKINMA – qalxma, yükselme, inkişaf
KALKINMAK – qalxmaq, yükselmek, inkişaf etmek
KALORİFER – merkezi isitme sistemi
KAMARA – 1) kayut; 2) palata (parlamentde); Lordlar kamarası – Lordlar palatası
KAMAROT(-tu) – 1) stüard; 2) nömreye xidmet eden işçi (mehmanxanada)
KAMBİYO – mübadile, deyişme (valyuta); kambiyo muameleleri – valyuta emeliyyatları
KAMBUR – donqar, qozbel
KAMERİYE – köşk, çardaq
KAMP – düşerge (müxtelif menalarda); askeri kamp – herbi düşerge; turizm kampı – turist düşergesi, çen
KAMPANA – zeng
KAMU – 1) bütün, tamam, hamı; 2) cemiyyet; dünya kamuoyu – dünya ictimai reyi
KAMUOYU(-nu) – ictimai rey
KAMYON – yük maşını
KAMYONET(-ti) – pikap, kiçik yük maşını
KANAPE – divan, kanape, taxt
KANCA – qarmaq, çengel
KANDAŞ – qanbir, atabir ana ayrı (övlad)
KANDIRMAK – 1) tovlamaq, aldatmaq, şirnikdirmek; 2) inandırmaq, qane etmek, yola getirmek
KANGAL – kelef, yumaq
KANI – fikir, eqide; kanımca – menim fikrimce; buna kanıyım – men buna eminem
KANIKSAMAK – 1) verdiş etmek, alışmaq; 2) tenge getirmek, usandırmaq, çiyrendirmek; ete kanıksamak – etden çiyrenmek
KANIT(-tı) – delil, sübut, arqument
KANMAK – inanmaq
KANSER – xerçeng (tibb)
KANTAR: kantara çekmek – götür qoy etmek, ölçüb-biçmek
KANTİN – bufet, yemekxana (zavodda ve s.)
KAPAMA – buğda bişirilmiş et
KAPAN – tele; kapana düşmek – teleye düşmek
KAPARO – beh; kaparo vermek – beh vermek
KAPASİTE – tutum, güc, qabiliyyet; imalat kapasitesi – istehsal gücü
KAPATMAK – 1) örtmek, bağlamaq 2) bağlamaq (hesabı)
KAPLAMA – üz, örtük
KAPLAMAK – 1) örtmek, bürümek; 2) üzlemek, üz çekmek; 3) dövreye almaq, mühasireye almaq
KAPLAN – peleng
KAPLICA – örtülü qaynar meden bulağı, kurort
KAPLUMBAĞA – tısbağa
KAPSAMAK – ehate etmek, bürümek; plan bütün endüstri branslarını kapısyor – plan senayenin bütün sahelerini ehate edir
KAPURTA – kapot (avtomobilde)
KAPUSKA – pörtülmüş kelemle etden hazırlanmış yemek
KAPUT(-tu) – şinel
KAR – gelir, qazanc, menfeet, xeyir, fayda; kar getirmek – gelir getirmek; kar hırsı – varlanmaq herisliyi
KARA – quru, torpaq; kara kuvvetleri – quru qoşunları; karaya ayak basmak – sahile (quruya) çıxmaq
KARABET(-ti) – qohumluq; karabet derecesi – qohumluq derecesi
KARABUĞDAY – qarabaşaq
KARAKOL – 1) polis menteqesi; 2) gözetçi, patrul
KARAYOLU(-nu) – şose yolu, şose
KARBON KAĞIDI – kopirka (suret çıxaran kağız)
KARDELEN – xeccegülü, novruzgülü, qargülü
KARE – kvadrat
KARELİ – damalı, dama-dama
KARI – 1) arvad, heyat yoldaşı; 2) qadın
KARINCA – qarışqa
KARİDES – krevet
KARMA – 1) qarışıq (komissiya ve s.); 2) yığma; karma futbol takımı – yığma futbol komandası
KARMAŞIK – çetin, mürekkeb; karmaşık bir sorun – çetin mesele
KARNABAHAR, KARNABIT(-ti) – gül kelem
KARNE – 1) gündelik (mektebli); 2) kitabça (talonların ve s.); ekmek karnesi – çörek kartoçkası
KAROSERİ(i) – kuzov (avtomobil ve s.)
KART(tı) – köhne, çox yetişmiş, qart; (terevez ve s.)
KARYOLA – çarpayı
KAS – ezele, müskul; kas ağrısı – ezele ağrısı
KASIM – noyabr
KASKET(-ti) – kepka, furajka
KASTETMEK – 1) nezerde tutmaq, fikrinde olmaq, düşünmek; 2) qesd etmek
KAŞKOL – kaşne, şerf
KAT(-tı) – 1) mertebe; alt kat – aşağı mertebe; 2) qat; 3) dest; 4) defe
KATEDRAL(-li) – kafedral kilse, yepiskop kilsesi
KATLİAM – soyqırımı
KAVAK(-ği) – qovaq ağacı
KAVANOZ – banka (şüşe)
KAVGA – mübahise, dava-dalaş
KAVRAM – anlayış, tesevvür
KAYAK(-ğı) – xizek; kayak sporu – xizek yarışı
KAYAKÇI – xizekçi, xizek süren
KAYBETMEK – 1) itirmek (müxtelif menalarda); gözden kaybetmek – gözden itirmek; 2) uduzmaq
KAYINVALİDE – qaynana
KAYINTAVUĞU – tetra quşu
KAYIN – fıstıq
KAYIP(-ybı) – 1) itki; acı bir kayıp – ağır itki; can kayıpı – insan telefatı; 2) itmiş, itkin düşmüş
KAYIRMAK – himaye etmek, havadarlıq etmek
KAYIT(-ydı) – 1) qeyd, yazı; 2) şert
KAYMAK – 1) sürüşmek; ayağım kaydı – ayağım sürüşdü; 2) sürünmek; 3)
meyl etmek, keçmek; düşmanların tarafına kaymak – düşmenlerin terefine
keçmek
KAZICI – hekkak, oyucu, oymaçı
KAZIK(-gı) – paya
KEÇİYEMİŞİ – qaragile mercanı
KEDİ – pişik
KEL – keçel, daz
KELEBEK(-ği) – 1) kepenek; 2) batterfley (üzme növü)
KELEPÇE – el qandalı
KEMİK(-ği) – sümük; kemike işlemek – sümüyünedek işlemek
KENDİ – özü; kendim – özüm; kendi kitabı – onun öz kitabı
KENDİLİĞİNDEN – öz-özüne, özbaşına, öz arzusuyla; kendiliğinden anlaşılır – öz-özüne aydındır
KENETLENME – birleşme (kosmik gemilerin)
KEPÇE – 1) parç, tayqulp, çömçe; 2) el toru (uçan cücüleri ve balıq tutmaq üçün)
KEPTAL(-li) – kintal, sentner
KERESTE – 1) taxta-şalban; 2) pineçi levazimatı; 3) heyvere, öküz, qanmaz, yonulmamış (söyüş)
KEREVİDES, KEREVİT – xerçeng
KERMEN – qala
KESAFET(-ti) – sıxlıq; nüfus kesafeti – ehalinin sıxlığı
KESİF – qatı; kesif sis – qatı duman
KESİM – rayon, zona, qurşaq
KESİN – 1) qeti, keskin; kesin tedbirler – qatı tedbirler; 2) deqiq, müeyyen; kesin bilgiler – deqiq melumatlar
KESİNLİK(-ği) – 1) qetiyyetlilik; 2) deqiqlik, müeyyenlik
KESTANE – şabalıd; kestane saç – şabalıdı saç
KEZ – defe; bir kez daha sor – bir de soruş
KEZA, KEZALIK – hem, hemçinin, hem de
KİÇ(-çi) – geminin dal terefi
KİL – tük, yun; ölmesine kil kalıyordu – onun heyatı tükden asılı idi
KILAVUZ – 1) beledçi, gid; 2) losman; 3) turistler üçün soraq kitabçası
KILIÇBALIĞI(-nı) – qılınc balığı
KILIF – çexol
KILIK(-ğı) – 1) xarici görünüş, görkem; 2) libas, geyim; kılıkını değiştirmek – libasını deyişdirmek
KIR I – çal, boz
KIR II – çöl, düz
KIR BEKÇİSİ – tarla gözetçisi
KIR ÇİCEĞİ – tarla çiçeyi
KIR LOKANTASI – şeherkenarı restoran
KIR NÜFUSU – kend ehli
KİRGİNLİK(-ğı) – inciklik, küsü, dilxorluq
KIRITMAK – ezilib-büzülmek, qır vermek, naz etmek
KIRLANGİÇ(-ci) – qaranquş
KIRMALI – büzmeli, qırçınlı; kırmalı etek – büzmeli etek
KIRTASİYE – yazı levazimatı, defterxana levazimatı
KISIK – xırıltılı, batıq
KISITLAMAK – mehdudlaşdırmaq
KIŞKIRTI – tehrikçilik, qızışdırıcılıq
KIŞLA – kazarma; kışlaya yerleştirmek – kazarmalara yerleşdirmek
KIVAM – konsistensiya, qatılıq
KIVANÇ(-cı) – iftixar, fexr
KIVANMAK – fexr etmek
KIVIRMA – qıvrımsaç, buruqsaç
KIVRANMAK – 1) qovrulmaq, qıvrılmaq, qıc olmaq; 2) ezab çekmek, eziyyet çekmek
KIYAS – müqayise, tutuşdurmaq; kıyasla – nisbeten
KIYASİYA – amansızcasına, rehmsizcesine, insafsızcasına
KIYASLAMAK(ile) – tutuşdurmaq, müqayise etmek
KIYI – sahil
KIZAMIK(-ğı) – qızılca (tibbi)
KIZAMIÇIK – mexmerek (tibbi)
KIZGIN – 1) hirsli, qeyzli, acıqlı; 2) qızmış, berk qızdırılmış; kızgın yağ – erinmiş yağ
KIZGINLIK – acıq, hirs, qezeb
KIZILAY: kızılay kurumu – Qırmızı Aypara Cemiyyeti
KIZILCIK(-ğı) – zoğal
KIZKARDEŞ – bacı
KIZMAK – 1) qızmaq, közermek; 2) qezeblenmek, hirslenmek, acıqlanmaq
KİBİR(-bri) – qürur, teşexxüs, tekebbür, kibr
KİBİRSİZ – tevazökar, sade
KİLO VERMEK – arıqlamaq
KİMLİK(-ği) – şexsiyyet; kimlik belgesi – şexsi vesiqe
KİRAZ – gilas
KİRLOZ – pinti, natemiz
KİŞİ – adam, nefer, şexs; üç kişi icin – üç nefer üçün
KİŞİLİK(-gı) – neferlik; iki kişilik kamara – iki neferlik kayuta
KLİMA CİHAZI – kondisioner
KOCA I – er, heyat yoldaşı
KOCA II – 1) neheng, böyük, iri; koca memleket – böyük ölke; 2) qoca
KOCASIZ – ersiz qadın, ere getmemiş
KOF – boş; kof ceviz – içi boş qoz; kof kafalı – başıboş
KOFLUK – boşluq
KOĞUŞ – palata (xestexana); kamera (hebsxana)
KOKARCA – skuns (zoologiya)
KOKLAMA(A) – iybilme; koklama siniri – iybilme siniri
KOKMUŞ – iyimiş (et, balıq ve s.)
KOKU – 1) iy, qoxu; 2) etir
KOKULU – etirli, rayiheli
KOLA – 1) kraxmal, nişasta çiriş, yapışqan
KOLALAMAK – nişastalamaq, kraxmallamaq
KOLALI – nişastalı, nişastalanmış, kraxmallanmış; kolalı yaka – kraxmallı yaxa
KOLAY – asan, yüngül; kolay bir iş – asan iş
KOLAYLIK(-ğı) – asanlıq; kolaylıkla – asanlıqla
KOLİ – bağlama (poçt), banderol; değerli koli – qiymetli bağlama
KOLLAMAK – 1) gözlemek; fırsat kollamak – fürset gözlemek; 2) qayğısına qalmaq, qeydine qalmaq
KOLONYA – odekolon
KOLORDU(-nu) – korpus (herbi)
KOLTUK(-ğu) – 1) qoltuq, qoltuqaltı çuxur; 2) kreslo, qoltuqlu kürsü
KOMODİN – tumba, dolabça
KOMPARTIMAN – kupe; radyo kompartımanı – radio-rubka
KOMPLO – suiq-qesd; bir komplo kurmak – sui-qesd teşkil etmek
KOMPLOCU – sui-qesdçi
KOMPOSTO – 1) kompot; 2) kompost (üzvi gübre)
KOMPRİME – heb
KOMUT(-tu) – komanda, emr
KOMUTAN – komandir
KONAK(-ğı) – 1) imaret, ev; 2) qonaq evi; konaklamak – gecelemek; 3) ordugah
KONFEKSİYON – don, tikili paltar
KONFOR – komfort, rahatlıq
KONFORLU – komfortlu, rahat; konforlu bir hayat sürmek – firavan heyat sürmek
KONKURHİPİK(-ği) – cıdır yarışı
KONSEY – şura; Dünya Barış Konseyi – Dünya Sülh Şurası
KONTRPLAK(-kı) – faner
KONU – mövzu, süjet; bir tablonun konusu – resmin mövzusu
KONUK(-ğu) – qonaq
KONUŞMA – 1) danışıq, söhbet; konuşma dili – danışıq dili; 2) meruze
KONUŞMACI – natiq, çıxış eden, mühazireçi
KONUŞMAK – 1) danışmaq, söhbet etmek; 2) müzakire etmek
KONUT(-tu) – mesken, menzil, ev
KOPÇA – qarmaqcıq; dişi kopça – ilgek; erkek kopça – qarmaqcıq
KORDELE – lent (ipek)
KORDİPLOMATİK(-ği) – diplomatik korpus
KORDON – 1) qaytan, bağ, şnur; 2) saat zenciri; 3) haşiye, köbe; 4) kordon, mühasireye alma
KORKULUK(-ğu) – 1) hasar, meheccer, sürahi; 2) müqevva, qorxuluq; bostan korkuluku – bostan müqevvası
KORNER – korner, küncden zerbe
KORO – xor
KORO ŞEFİ – xormeyster
KORSAN – pirat, deniz qulduru
KOŞMAK – 1) yüyürmek, qaçmaq; 2) qoşmaq; atları arabaya koşmak – atları arabaya qoşmaq
KOŞU – qaçma üzre yarış, qaçış; koşu yolu – qaçış yolu; at koşusu – cıdır
KOŞUL – şert; ekonomik koşullar – iqtisadi şertler
KOŞUT – paralel
KOTA – norma, hedd, hisse, faiz, ölçü
KOVA – vedre; bir kova su – bir vedre su
KOVALAMA – teqib, izleme
KOVALAMAK – teqib etmek, izlemek
KOVAN – 1) arı peteyi; 2) giliz
KOVUK(-ğu) – oyuq, koğuş
KOY – buxta, kiçik körfez
KOYU – 1) qatı; koyu bal – qatı bal; 2) tünd; koyu yeşil – tünd yaşıl;
koyu çay – tünd çay; 3) esil, heqiqi, qatı; koyu devrimci – esil
inqilabçı
KOYULMAK – başlamaq, girişmek; işe koyulmak – işe başlamaq
KOZALAK(-ğı) – qoza; çam kozalakı – şam qozası
KÖLELEŞTİRMEK – köleleşdirmek, qul etmek, esaret, esaret altına almaq
KÖRELMEK – 1) sönmek; 2) qurumaq (bulaq); 3) heyat qabiliyyetini itirmek
KÖRLEŞMEK – kütleşmek, korşalmaq; bıçak körleşti – bıçaq kütleşdi
KÖSELE – gön, deri; kösele çanta – deri çanta
KÖSTEK(-ği) – 1) buxov, cidar; köstek olmak – buxov olmaq; 2) zencir; saat köstepi – saat zenciri
KÖŞE – künc, tin; köşe başında – küçenin tininde
KÖŞK(-kü) – villa, yay sarayı
KÖTÜ – axmaq, pis; kötü niyet – pis niyyet; kötü kadın – yüngül exlaqlı qadın
KÖTÜLEŞMEK – pisleşmek, ağırlaşmaq, xarablaşmaq; hasta kötüleşmiş – xestenin veziyyeti ağırlaşmışdır
KÖTÜLÜK(-ğü) – pislik
KÖTÜMSER – bedbin, pessimist
KÖTÜMSERLİK(-ği) – bedbinlik, pessimizm
KÖY – kend; köy okulu – kend mektebi
KÖYDEŞ – hemkendli
KÖYLÜ – kendli
KRAMP(-pı) – qıc, ceng
KRAVAT(-tı) – qalstuk
KREDİ – 1) kredit; 2) nüfuz, avtoritet
KREŞ – körpeler evi, yasli
KRİZ – böhran, krizis
KRUVAZER – ikibortlu (pencek ve s.)
KRUVAZÖR – kreyser
KULAÇ(-cı) – sajın
KULLANILMIŞ – nimdaş, geyilmiş, işlenmiş, köhne; kullanılmış elbise – nişdaş geyim
KULLANIŞLI – rahat, münasib, elverişli; kullanışlı bir ev – rahat ev
KULLANIŞSIZ – narahat, elverişsiz, münasib olmayan
KULLANMAK – 1) istifade etmek, işletmek; güç kullanmak – güc işletmek;
2) idare etmek (maşını); arabanı kullanmak kullanırmısın? – maşını
sürersenmi?
KULUKÇKA – qırt toyuq, kült toyuq
KULÜBE – daxma, koma, deye, budka; bahçıvan kulübesi – bağbanın daxması; bekçi kulübesi – gözetçi butkası
KULVAR – cığır (stadionda, hovuzda)
KUMAŞ – parça, qumaş, arşınmalı
KUNDAKÇI – tehrikçi, qızışdırıcı
KUNDURA – ayaqqabı, başmaq
KUPA – kubok (idman)
KUR I – mezenne; borsa kuru – birja mezennesi
KUR II – eşqbazlıq, mazaqlaşma
KURA – püşk; kura çekmek – püşk çekmek
KURAL(lı) – qayda-qanun, nizam, norma
KURAM – nezeriyye; bilimsel kuramlar – elmi nezeriyyeler
KURAMSAL – nezeri
KURDELA – lent; kurdela kesmek – lenti kesmek (tenteneli açılış zamanı)
KURİYE – diplomatik kuryer
KURMAY – ştab, qerargah; harp kurmayı – sahe qerargahı
KURNAZ – hiyleger
KURNAZLIK(-ğı) – hiylegerlik
KURON – 1) koronka; 2) krona (pul vahidi)
KURŞUN – 1) qurğuşun; kurşun eritme ocağı – qurğuşun eritme peçi; 2) gülle
KURŞUNKALEM – karandaş
KURŞUNLAMAK – plomblamaq, gülleye basmaq, ateşe tutmaq
KURTARICI – xilasedici, xilaskar
KURTMASALI(-nı): kurtmasalı okumak – uydurmaq, nağıl söylemek
KURUL – 1) şura, sovet; bakanlar kurulu – nazirler soveti; 2) komissiya; seçim kurulu – seçki komissiyası
KURUM – liqa, teşkilat, cemiyyet; hayır kurumu – xeyriyye cemiyyeti; öğretim kurumu – tedris müessisesi
KUŞAK(-ğı) – 1) qurşaq (müxtelif menalarda); 2) nesil; genç kuşak – genc nesil
KUŞKİRAZI(-nı) – meşe gilası
KUŞKU – heyecan, telaş, teşviş, qorxu; kuşkuyla – narahatlıqla; kuşkuya düşmek – qorxuya düşmek
KUTLAMAK – 1) tebrik etmek; bayramınızı kutlarım – bayramınızı tebrik edirem; 2) bayram etmek, qeyd etmek
KUTLU – xoşbext, sevincli, şen; kutlu gün – xoşbext gün
KUTSAL – müqeddes
KUTUR(-tru) – diametr
KUVAFÜR – darama, daranma, saç darama forması
KUYRUKLU PİYANO – royal
KUYTU – xelvet, gizli, tenha
KUYUMCU – zerger
KUZGUNKILICI – qarğasoğanı
KÜFÜR(-frü) – söyüş
KÜLAH – 1) papaq; 2) torba
KÜLFETLİ – çetin, ağır
KÜLOT(-tu) – 1) qalife, brici; 2) triko (qadın üçün)
KÜLTÜRFİZİK(-ği) – beden terbiyesi
KÜMES – toyuq hini, quş damı, quşxana
KÜPE – sırğa
KÜR – müalice; kür şehri – kurort şeheri
KÜRDAN – diş qurdalayan
KÜREKÇİ – avarçı
KÜSTAH – kobud, qaba, edebsiz
KÜSTAHÇA – edebsizcesine, kobudcasına, qaba terzde
KÜSUR – 1) artıq, elave; buna yüz küsur lira harcadım – buna yüz lireden
artıq xercledim; 2) pay, hisse; by paranın küsurundan vaz geçtim –
pulların mene düşen payından
L
LACİVERT – tünd göy, laciverd
LAF – 1) söz, söhbet, danışıq; 2) laf, boş danışıq, boşboğazlıq, cefengiyat
LAHANA – bostan kelemi
LAHİT(-hti) – serdabe, meqbere
LAHZA, LAHZE – an, lehze
LAİK – dünyevileşdirilmiş, dünyevi
LAPA – 1) sıyıq; 2) tepitme, melhem
LASTİK(-ği) – 1) rezin, kauçuk; 2) lastik, rezin pozan; 3) şin
LAUBALİ – edebsiz, nezaketsiz, hörmet gözlemeyen, teklifsiz
LAVABO – el-üz yuyan
LENF(A) – limfa
LEVREK(-ği) – xanı balığı
LEYLAK(-ğı) – yasemen
LİKEN – 1) demrov; 2) şibye
LİNYİT(-ti) – liqnit (boz daş kömür)
LİSAN – dil; lisan bilen – xarici dilleri bilen
LİSANS – 1) ali tehsil haqqında diplom; 2) lisenziya; ihracat lisansı – ixracat lisenziyası
LİSE – lisey, orta ixtisas mektebi
LİSTE – siyahı, cedvel; fiyat listesi – preyskurant; yemek listesi – menyu
LOBUT(-tu) – gürz (idman)
LODOS – cenub küleyi
LOKANTA – restoran, yemekxana
LOMBOZ – illüminator
LOP: lop yumurta – qaynanmamış yumurta
LOTA – nalim
LUTR – 1) susamuru; 2) susamuru xezi; 3) susamuru derisinden hazırlanmış
M
MABET(-di) – mebed, ibadetxana, secdegah
MACERA – 1) macera; 2) avantüra, fırıldaq; maceracı – fırıldaqçı
MACUN – 1) pasta; diş macunu – diş pastası; 2) zamazka, sürtgü; kayak macunu – xizek sürtgüsü
MADALYA – medal
MADEN – 1) metal; maden alaşımı – metal erintisi; maden kap – metal qab; 2) filiz, mineral, külçe
MAHCUP(-bu) – utancaq, abırlı, heyalı; mahcup etmek – utandırmaq
MAHFİL – 1) iclas yeri, klub; 2) cemiyyet, daire; hükümet mahfilleri – resmi daireler
MAHREK(-ki) – orbit (astronomiya)
MAHSUS – 1) xas, mexsus; 2) xüsusi olaraq, mexsusen; 3) qesden, bile-bile, bilerekden
MAKARNA – makaron
MAKAS – 1) qayçı; bahçıvan makası – bağ qayçısı; 2) kelbetin, qısqac, maşa
MAKASTAR – biçici
MAKBUZ – 1) alınmış, götürülmüş, qebul edilmiş; yüz lira makbuzum olmuştur – men yüz lire aldım; 2) qebz
MAKTU – müeyyen, qeti, son; maktu fiyat – son qiymet
MAKUL – 1) aydın, başa düşülen, ağıla batan, mentiqe uyğun; 2) ferasetli, bacarıqlı, işgüzar
MALUL(-lü) – elil, şikest
MALZEME – material, levazimat; fotoğraf malzemesi – fotolevazimat; inşaat malzemesi – inşaat materialı
MAMUL(-lü) – memulat, mal, mehsul
MAMUR – abad
MANAV – meyve-terevez satan, göyerti satan, sebzevatçı; manav dükkanı – meyve-terevez dükanı
MANDA I – kel
MANDA II – mandat
MANŞET(-di) böyük serlövhe, başlıq
MANŞON – mufta (qadınlar üçün)
MANTAR – 1) göbelek; 2) probka, mantar; mantar agacı – mantar ağacı
MARANGOZ– xarrat
MARATON – marafon qaçışı
MARİFET(-ti) – ustalıq, çeviklik, bacarıq, meharet
MARŞANDİZ – yük qatarı
MARTI – qağayı
MARUL – kahı
MASAL – nağıl, efsane
MAŞRAPA – krujka, parç, tayqulp
MATİNE – seher tamaşası, seher seansı
MAVUNA – barja
MAYDANOZ – ceferi (botanika)
MAYIN – mina (herbi)
MAYIS – may
MAYO – 1) çimerlik kostyumu, ülgücü tumanı; 2) triko, mayka
MAZERET(-ti) – üzr, üzrlü sebeb; mazeret beyan etmek – üzr ismetem; sağlık mazereti – xestelik haqqında arayış, bülleten
MAZHAR: mazhar olmak – nail olmaq
MAZİ – keçmiş, ötmüş; mazide – keçmişde
MAZUR – 1) bağışlanılmış, günahından keçilmiş; 2) üzrlü, mezur, bağışlana bilen; mazur görmek – üzrlü hesab etmek
MEBUS – deputat, vekil
MELEZ I – 1) metis, melez, mulat; 2) hibrid
MELEZ II – şam ağacı
MEMURİYET(-ti) – xidmeti tapşırıq, ezamiyyet
MENDİL – cib desmalı
MENEKŞE – 1) benövşe; 2) benövşeyi
MENSUP: basın mensupları – metbuat nümayendeleri
MERCEK(-ği) – linza (fizika)
MERAK ETMEK – 1) maraqlanmaq; 2) narahat olmaq, heyecan keçirmek
MERCİ(-ii) – instansiya, pille, merhele
MERHABA – salam, salameleyküm, xoş gördük
MERSİNBALIĞI(-nı) – nere, nere balığı
MESAİ – zehmet, emek, iş; mesai birliği – emekdaşlıq; mesai arkadaşı – iş yoldaşı
MESAJ(-ji) – müracietname, mektub; tebrik mesajı – tebrik mektubu
MESLEK(-ki) – senet, peşe; meslek hastalıkları – peşe xestelikleri
MEŞALE – meşel, işıq, nur; hayat meşalesi – heyat meşeli
MEŞE – 1) palıd ağacı; meşe ormanı – palıd meşesi; 2) palıddan hazırlanmış
MEŞRU – haqlı, düz, qanuni; meşru haklar – qanuni hüquqlar
METABOLİZMA – maddeler mübadilesi
MEVDUAT(-tı) – kapital qoyuluşu, emanet, teminat pulları, depozit; mevduat sahibi – emanet sahibi
MEVKİ(-ii) – 1) derece, sinif; birinci mevki kamara – birinci dereceli kayut; 2) mövqe, yer
MEVKUF – hebs olunmuş, tutulmuş
MEVZİ(-ii) – döyüş meydanı
MEZE – çerez, meze
MIKNATIS – 1) maqnit; 2) maqneto
MINTAKA – 1) rayon, zona; 2) zona, qurşaq
MISIR – qarğıdalı
MİĞFER – debilqe, şlem, taskulah, demir papaq
MİLİS – 1) yığma qoşun; 2) milis
MİNDER – 1) idman döşeyi; 2) nimdar, döşekçe
MİNİBÜS – mikroavtobus
MİNİK – kiçicik, bambalaca
MİNK – su samuru
MİSAFİR – qonaq, müsafir; misafir salonu – qonaq otağı
MİSAFİRPERVER – qonaqperver, qonaqsever
MİSAK(-kı) – xartiya, pakt
MİTOLOJİ – mifologiya
MİYOP – yaxından gören, uzağı görmeyen
MİZAH – yumor, mezheke
MİZAHÇI – yumorist, mezhekeçi
MOBİLYA – mebel; mobilya fabrikası – mebel fabriki
MOLA – teneffüs, fasile, dinclik, eylenme, dayanma, nefesini derme
MOR – benövşeyi
MORARMAK – göyermek; soguktan morarmak – soyuqdan göyermek
MORINA – treska (zoologiya)
MOTORBOT(-tu) – motorlu qayıq
MUAMELE – 1) reftar, münasibet; 2) emeliyyat; 3) qanunileşdirme, resmileşdirme
MUAZZAM – qüvvetli, güclü, ehemiyyetli, mühüm; muazzam silahlı kuvvetler – güclü silahlı qüvveler
MUHABİR – müxbir, reportyor; foto muhabiri – fotomüxbir
MUHAFIZ – keşikçi
MUHAKKAK – 1) etibarlı, möteber, sehih, deqiq; 2) hökmen, şübhesiz, mütleq, yeqin
MUHTEMEL – mümkün olan, ola bilen, ehtimal edilen; kuvvetle muhtemel – çox ehtimal edilen
MUHTEVİYAT(-ti) – mezmun, mahiyyet
MUHTIRA – 1) qeyd, yaddaş; 2) yaddaş deftercesi; 3) memorandum
MUKABELE – 1) cavab; 2) evezini verme, evezini çıxartma, ödeme; 3) qarşıqoyma, müqayise etme, tutuşdurma
MUKAVVA – karton
MUM – şam
MURABAHA – selemçilik, müamileçilik
MUSLUK(-ğu) – kran; su musluku – su kranı
MUTABAKAT(-ti) –1) razılıq, uyğunluq, müvafiqlik, mütabiqlik; maksada
mutabakat – meqsede uyğunluq; 2) eynilik, beraberlik (riyaziyyat)
MUTABIK – razı; mutabık kalmak – razı qalmaq
MUTLU – mesud, xoşbext, bextever
MUVAFAKAT(-ti) – icaze, razılıq; muvafakat etmek – razı olmaq, icaze vermek
MUVAZENE, MUVAZENET(-ti) – 1) müvazinet, tarazlıq, dayanıqlılıq; 2) balans; ödeme muvazenesi – ödeme balansı
MUZ – banan
MÜCADELE – 1) mübarize; mücadelede bulunmak – mübarize aparmaq; 2) qovğa, dava
MÜCEVHER – daş-qaş, cevahirat
MÜDAHALE – müdaxile; müdahaleden masun – toxunulmaz
MÜFREZE – deste (herbi); ihraç müfrezesi – desant destesi
MÜFRİT – qatı, sert, ekstremist
MÜHİMSEMEK – mühüm hesab etmek, ehemiyyet vermek, vacib saymaq
MÜKELLEF – 1) temteraqlı, debdebeli; 2) mükellefiyyetli, borclu
MÜNEVVER – 1) işıqlı, aydın; 2) ziyalı, oxunmuş, medeni, aydın fikirli, elmli, bilikli; münevver bir adam – ziyalı adam
MÜNFERİT(-di) – ayrı, xüsusi. tek; münferit emir – xüsusi emr
MÜPHEM – aydın olmayan, dumanlı, qeyri-müeyyen
MÜSABIK – yarış iştirakçısı
MÜSAİT – 1) elverişli, münasib, yararlı; 2) mümkün olan, yol verilen
MÜSAVAT(-tı) – beraberlik
MÜSAVİ – 1) beraber, eyni; müsavi olmak – beraber olmaq; 2) beraberlik işaresi (riyaziyyat)
MÜSHİL – işletme dermanı
MÜSTACEL – texiresalınmaz, tecili
MÜSTAHZAR – hazır derman
MÜSTAKBEL – gelecek, qarşıda gözlenilen
MÜSTEŞAR – müşavir, meslehetçi, meşveretçi; elçilik müsteşarı – sefirliyin müşaviri
MÜŞTEŞRİK(-ki) – şerqşünas
MÜSVEDDE – 1) qaralama; 2) parodiya
MÜTAREKE – barışıq, sülh; mütareke etmek – sülh bağlamaq; mütareke teklifi – barışıq teklifi
MÜTECAVİZ – 1) tecavüzkar; 2) heddini aşan
MÜTEHARRİK MERDİVEN – eskalator
MÜTEVAZİ – tevazökar, sade
MÜZMİN – xronik, uzunsüren, çox davam eden, kök salmış; müzmin hastalık – xronik xestelik
N
NAFİLE – nahaq, boş, ebes, menasız
NAKIL(-kli) – 1) nağıl etme, neql etme; 2) danışma, aparma, ötürme, verme; 3) köçürme (tibb); 4) tercüme
NALIN – taxta sendel (hamam üçün)
NAMLU – 1) lüle (silahda); 2) tiye (qılıncın ve s.)
NASIL – nece; bu nasıl bir adam? – bu nece adamdır? nasıl geldiniz? – nece geldiniz?
NASIR – qabar, döyenek
NAVLUN – 1) fraxt; mesafe navlunu – uzaq mesafe fraxtı; 2) gemide getme haqqı
NAZİ – nasist
NEBAT(-tı) – bitki, nebatat; nebat bahçesi – nebatat bağı; nebat mahşeri – sıx meşelik, cengellik
NEHIR(-hri) – çay; nehır kolu – çayın qolu
NERE – hara; nereniz ağrıyor? – haranız ağrıyır?; nere bulundunuz? – harada oldunuz?
NEREDE – harada
NERELİ – haralı; siz nerelisiniz – siz haralısınız
NET – aydın, temiz, dürüst, deqiq; ayda net beş yüz lira – ayda beş yüz lire qalır
NEZLE – zökem, tumov
NİCELİK(-ği) – kemiyyet, miqdar; nicelik zarfı – kemiyyet zerfi
NİHAİ – son, qeti
NİSAN – aprel
NİTEKİM – hemçinin, hem de
NİTEL – keyfiyyet; nitel analiz – keyfiyyet analizi
NİTELEMEK – xarakterize etmek, seciyyelendirmek
NİTELİK(-ği) – keyfiyyet, seciyye, xasse, xüsusiyyet
NOEL – milad (bayramı)
NOT(-tu) – 1) qeyd, işare; 2) qiymet, bal, derece; iyi not – yaxşı qiymet; tam not – en yüksek bal
NOTER – notarius
NÖBET(-ti) – 1) növbe; 2) keşik, qarovul (herbi), növbetçilik; 3) tutma (xesteliyin)
NUTUK(-tku) – nitq, çıxış
NÜFUS – 1) ehali, xalq; nüfusun artması – ehali artımı; 2) adam, sakin; burada beş nüfus var – burada beş adam var
NÜKLEER – nüve; nükleer denemeler – nüve sınaqları
O
OCAK – yanvar
ODA – 1) otaq; 2) nömre (mehmanxanada); 3) palata
ODAK(-ğı) – fokus (fizika); odak uzaklığı – fokus mesafesi
OFİS – ofis, idare, müessise, şöbe, departament; ticaret ofisi – ticaret idaresi
OJE – lak (dırnaq üçün)
OKUL – mekteb, tehsil ocağı; özel okul – xüsusi mekteb
OKULÖNCESİ – mektebeqeder; okulöncesi eğitim – mektebeqeder terbiye
OKUNAKLI – aydın, selist (xett)
OKUR – oxucu
OKURYAZAR – savadlı
OKYANUS – okean; okyanus bilgisi – okeanoqrafiya
OLACAK(-gı) – elverişli, yararlı, münasib; olacak bir fiyat söyle – münasib bir qiymet de
OLAĞAN – adi, adet edilmiş
OLAĞANÜSTÜ – qeydi-adi, fövqelade
OLANAK(-ği) – imkan
OLANAKLI – mümkün
OLANAKSIZ – mümkün olmayan
OLANCA – bütün; olanca gücüyle – var gücüyle
OLASILIK(-ğı) – ehtimal
OLAY – hadise, ehvalat
OLGUN – 1) yetişmiş, deymiş (meyve ve s.); 2) yetkin, kamil (insan); 3) tekmilleşmiş, tecrübeli
OLMUŞ – yetişmiş, deymiş; bu karpuz fazla olmuş – bu qarpız çox yetişib
OLTA – tilov
OLUK(-ğu) – növ, novalça
OLUMLU – müsbet; olumlu karşılamak – müsbet qarşılamaq
OLUMSUZ – inkar, menfi; olumsuz cevap – menfi cavabı; olumsuz cümle – inkar cümlesi
OLUŞMAK – yaranmaq, emele gelmek, töremek, düzelmek
OLUŞTURMAK – teşkil etmek, yaratmaq, düzeltmek, tertib etmek
OMUR – onurğa; omur kemiği – onurğa sümüyü
OMUZ – çiyin
OMUZLUK(-ğu) – paqon, epolet
ONAMAK – beyenmek teqdir etmek, tesdiq etmek
ONARIM – temir
ONARMAK – temir etmek, düzeltmek
ONAYLAMAK – tesdiq etmek
ONUR – 1) menlik, qürur; onuruna yedirememek – menliyine sığışdıra
bilmemek; 2) leyaqet, heysiyyet; 3) şeref; onur üyesi – fexri üzv
OPERATÖR – 1) cerrah; 2) operator; telsiz operatörü – radiooperator, radist
ORAN – nisbet, faiz; doğum oranı – doğum faizi; oranla – nisbeten
ORG(-gu) – orqan (musiqi)
ORTAM – mühit, şerait; bu ortamda calışılmaz – bu şeraitde işlemek olmaz
ORTODOKS – pravoslav; ortodoks kilisesi – pravoslav kilsesi
OTOPSI – yarma (tibbi), yarılma (meyiti)
OTORİTE – avtoritet
OTURUM – 1) iclas; 2) daimi yaşayış yeri
OVA – düzenlik, düzengah
OY – 1) rey, fikir, mülahize; 2) ses, ses verme hüququ; oy birliği ile – bir sesle
OYALAMAK – 1) fikrini dağıtmaq, başını qarışdırmaq; 2) başını tovlamaq, aldatmaq, kelek gelmek
OYLAMA – ses verme; açık oylama – açıq sesverme; gizli oylama – gizli sesverme
Ö
ÖBEK(-ği) – qrup, deste, yığın
ÖÇ(ÖCÜ) – intiqam, qisas; öç alma – intiqam alma
ÖDEM – şiş (tibbi)
ÖDENEK(-ği) – ayrılmış mebleğ, texsisat
ÖDEV – borc, vezife; ödevini yapmak – borcunu yerine yetirmek
ÖDLEK(-ği) – qorxaq
ÖDÜL – mükafat, priz
ÖDÜNÇ(-cü) – borc (pul); ödünç almak – borc almaq
ÖFKE – acıq, hirs, qezeb; ofkeden – acığından; öfke ile – hirsle
ÖFKECİ – hirsli, acıqlı, qezebli
ÖFKELENMEK – acıqlanmaq, hirslenmek, qezeblenmek
ÖĞLE – günorta; öğle paydosu – nahar fasilesi
ÖĞRENCİ – şagird, telebe
ÖĞRENİM – tehsil, öyrenme, telim
ÖĞRETİCİ – 1) tedris; öğretici filmi – tedris filmi; 2) ibretamiz, faydalı
ÖĞRETİM – ders, tedris, tehsil
ÖĞRETMEN – müellim
ÖKALİPTÜS – evkalipt
ÖKÇE – daban
ÖKSÜZ – yetim
ÖNAYAK: önayak olmak – teşebbüs göstermek, başçılıq etmek
ÖNCE – evvel, qabaq, her şeyden, evvel
ÖNCEDEN – evvelki, qabaqkı
ÖNCEL – selef
ÖNCELİK – 1) birincilik, qabaqcıllıq; 2) beh, teminat
ÖNCÜ – avanqard
ÖNDER – lider, rehber, başçı
ÖNEM – mena, ehemiyyet
ÖNEMLİ – ehemiyyetli, mühüm, vacib, qiymetli; önemli bir rol oynamak – mühüm rol oynamaq
ÖNERGE – teklif
ÖNERMEK – teklif etmek
ÖNGÖREN – uzaqgören, tedbirli
ÖNGÖRMEK – nezere almaq, qabaqcadan fikirde tutmaq
ÖNGÖRÜ – ehtiyatlılıq, tedbirlilik, uzaqgörenlilik
ÖNGÖRÜLÜ – ehtiyatlı, tedbirli, uzaqgören
ÖNLEMEK – qarşısını almaq, mane olmaq; dünya harbini önlemek – dünya müharibesinin qarşısı almaq
ÖNSEZİ – üreye damma, qabaqcadan hiss etme, duyma
ÖRGÜT(-tü) – teşkilat
ÖRGÜTÇÜ – teşkilatçı
ÖRGÜTLEMEK – teşkil etmek
ÖRNEĞİN – meselen, misal üçün
ÖTE – 1) o biri teref, o teref; dağın ötesi – dağın o terefi; 2) yerde qalan, qalan hisse
ÖTEBERİ – xırda-para, cürbecür; öteberi almağa çıktım – xırda-para almağa çıxdım
ÖTEKİ(-ni) – o, o biri; öteki dünya – o dünya
ÖTÜCÜ – ceh-ceh vuran, oxuyan quşlar
ÖVGÜ – 1) terif, medh; 2) medhiyye, medhname
ÖVMEK – medh etmek, teriflemek
ÖVÜCÜ – medhedici, terifleyici
ÖYKÜ – hekaye, novella; hayat öyküsü – tercümeyi-hal
ÖZDEKÇİLİK(-ği) – materializm
ÖZEL – şexsi, xüsusi, özünün; özel araba – şexsi maşın; derginin özel sayısı – jurnalın xüsusi nömresi
ÖZELLİK(-ği) – xüsusiyyet, özüne mexsusluq
ÖZEN – 1) sey, cehd, çalışqanlılıq; 2) seliqe, diqqet
ÖZENSİZ – sethi, öteri, başdansovma, seliqesiz
ÖZERKLİK, ÖZERKLİLİK(-ği) – muxtariyyet
ÖZET(-ti) qısa, mezmun, rezyume, xülase, netice; haberlerden özet – xeberlerden xülase; özetini çıxarmak – netice çıxarmaq
ÖZETLEMEK – xülase çıxarmaq, netice çıxarmaq, yekunlaşdırmaq
ÖZGÜ – 1) xas olan, xarakterik, seciyyevi; 2) ayrılmış, nezerde
tutulmuş, mexsus; bu bahçe çocuklara özgüdü – bu bağça uşaqlara
mexsusdur
ÖZGÜN – orijinal, xüsusi
ÖZGÜR – serbest, azad, müsteqil
ÖZGÜRLÜK(-ğü) – azadlıq, müsteqillik, istiqlaliyyet; özgürlüke kavuşmak – azadlığa çıxmaq
ÖZLEM – hesret, qüsse, xiffet
ÖZVERİ – fedakarlıq, candan keçme
PAÇA – balaq (şalvarda)
PAKETLEMEK – qablaşdırmaq, yığıb bağlamaq
PALAMUT(-du) – palıd qozası
PALET – 1) tırtıl; paletli traktör – tırtıllı traktor; 2) palitra
PALYAÇO – kloun, mezhekeçi, telxek
PANAYIR – yarmarka
PANCAR – çuğundur, pazı; şeker pancarı – şeker çuğunduru
PANCUR – jalyuzi (nazik taxtadan, metaldan düzeldilen pencere, perde ve s.)
PANKART(-tı) – plakat, transparant
PANSIMAN – sarğı (tibbi)
PAPAĞAN – tutuquşu
PAPATYA – çobanyastığı
PAPAZ – 1) keşiş; 2) korol (kart kağızlarında tuzdan sonra en böyük kart)
PARA – 1) pul; para bozmak – pul xırdalamaq; 2) parça, tike, hisse, bir tike, bir parça, dilim
PARADİ – qalereya (teatr)
PARANTEZ – möterize
PARASIZ – pulsuz, havayı
PARDÖSÜ – nazik palto
PARFÜM – etir
PARS – bebir
PASKALYA – pasxa
PASTA – pirojna, peçenye
PASTA(H)ANE – qennadı mağazası, şirniyyat mağazası
PATATES – kartof
PATEN – 1) konki; 2) rolik, ayaq diyirceyi
PATIRTI – ses-küy, hay-küy
PATİKA – cığır
PATİNAJ – konkide gezme
PATİNAJCI – konki süren
PATLICAN – badımcan
PATRON – sahib, ağa
PAYDOS – 1) teneffüs, fasile; yemek paydosu – nahar fasilesi; 2) besdir!, yeter!, bitdi!, kifayetdir!
PAYLAMAK – danlamaq, mezemmet etmek
PAYTAK(-ği) – 1) piyada (şahmatda); 2) eyriayaq
PEÇETE – salfet, elsilen
PEK – olduqca, çox
PEKALA – 1) gözel, yaraşıqlı, qeşeng; 2) çox gözel, eceb, yaxşı
PEKİ – çox yaxşı, çox gözel, yaxşı, olsun
PEKİŞMEK – berkimek, möhkemlenmek
PEKİŞTİRMEK – berkitmek, möhkemlendirmek
PEKSİMET(-ti) – suxarı, qalet
PELTE – jele, marmelad
PEMBE – çehrayı
PERKİ – xanı balığı
PERŞEMBE – cüme axşamı
PERTAVSIZ – böyüdücü şüşe, lupa, zerrebin
PERUKA – parik, qoyma saç, süni saç
PERVANE – 1) pervane; 2) propeller, per; 3) nazimçarx, yay; saat pervanesi – saat yayı
PEŞİN – 1) evvelden, qabaqcadan, evvelce; peşin cevap – hazır cavab; 2) nağd; peşin para ile satış – nağd pulla satış
PEŞKİR – salfet, el desmalı
PEŞTAMAL – önlük, döşlük, qenşerlik
PETROL(-lü) – benzin, neft
PEYKE – taxta skamya
PİRASA – kever
PIRLANTA – brilyant; pırlanta küpe – brilyant sırğa
PİDE – köke
PİL – batareya, qalvanik element; elektrik pili – elektrik batareyası
PİLAV – plov
PİLİÇ(-ci) – cüce
PİNEKLEMEK – mürgülemek, mürgü döymek
PİPO – tenbeki çubuğu, müştük; pipo içmek – tenbeki çubuğu çekmek
PİRİNÇ(-ci) – düyü, çeltik
PİRZOLA – döyülmüş et, kotlet
PİSKOPES – yepiskop
PİST(-ti) – qaçış zolağı (idman); iniş pisti – enme zolağı (aviasiya); 2) meydança; dans pisti – reqs meydançası
PİŞKİN – 1) bişmiş; 2) yetişmiş, yetkin; 3) edebsiz, nezaketsiz; 4)
tecrübeli, dünyagörmüş; pişkin bir tavırla – dünyagörmüş adam kimi
PİTORESK(-ki) – menzereli, sefalı; pitoresk bir köy – menzereli kend
PİYANGO – lotereya; piyango bileti – lotereya bileti
PİYASA – 1) bazar; piyasa ekonomisi – bazar iqtisadiyyatı; 2) bazar qiymeti
PLAK(-ğı) – 1) val, qramafon valı; 2) fotoplastinka
PLAKA – nömre nişanı (maşının)
POLİÇE – 1) veksel; poliçe farkı – veksel mezennesi; 2) polis (sığorta vesiqesi)
POMPA – nasos
POMPALAMAK – nasosla doldurmaq
PORSELEN – farfor, çini; porselen fincan – çini fincan
PORTMANTO – paltarasan
POST(-tu) – deri, gön; ayı postu – ayı derisi
POSTA – 1) poçta; 2) qrup, komanda; 3) reys; otobus oraya günde üç posta
yapar – avtobus ora günde üç reys edir; 4) növbe; gece postası – gece
növbesi
PRİM – 1) sığorta haqqı; 2) mükafat, priz; prim vermek – mükafat vermek
PRİZ – ştepsel, rozetka (elektrik)
PROJE – layihe
PROPAGANDA – tebliğat
PUL – 1) marka; posta pulu – poçt markası; 2) axça, pul (balıqda)
PULCU – 1) marka satan; 2) marka kolleksioneri; filatelist
PULLUK(-ğu) – kotan
PUNTO – şrift
PURO – siqar
PUSULA I – kompas, bussol
PUSULAII – 1) serencam kağızı, emrname, order, çağırış vereqesi; 2) bülleten (seçki)
PUTREL – tir (demir)
PUVAN – xal (idman); puvan hesabı yle yenmek – xal hesabı ile udmaq
PÜNEZ – knopka, pünez (defterxana)
PÜRÜZ – 1) eyri-üyrü, kele-kötür; 2) çatışmamazlıq, qüsur; 3) manee, çetinlik
PÜRÜZSÜZ – 1) hamar, düz; 2) qüsursuz, nöqsansız; 3) sade, asan
PÜSKÜRTEÇ(-ci), PÜSKÜREN – pulverizator, püskürdücü, tozlandırıcı
PÜSKÜRTMEK – geriye oturtmaq (herbi), def etmek; düşmanı geriye
püskürtmek – düşmeni geriye oturtmaq; 2) çilemek, püskürtmek,
tozlandırmaq
R
RAFADAN: rafadan yumurta – ilıq bişmiş yumurta
RAFİNERİ – neftayırma zavodu
RAĞMEN – baxmayaraq, eksine olaraq; bütün ricalamarıma rağmen – bütün xahişlerime baxmayaraq
RAKI – rakı, araq
RAKIM – deniz seviyyesinden hündürlük
RAMPA – eniş
RANDEVU – görüş; randevu vermek – görüş teyin etmek
RANDIMAN – 1) mehsuldarlıq, semerelik; çalışma randımanı – emeyin semereliyi; 2) faydalı iş emsalı
RANDIMANLI – mehsuldar, semereli
RAPOR – 1) meruze, hesabat, raport; 2) melumat ; hava raporu – hava haqqında melumat; 3) arayış, xestelik vereqesi
RAPTİYE – sancaq, qısqac; raptiye ignesi – defterxana sancağı
RASGELE – 1) tesadüfi; 2) nece geldi, tesadüfen, bextebext
RAY – rels; raydan çıkmak – relsden çıxmaq; rayına girmek – yoluna düşmek (işler)
REÇEL – mürebbe
REÇETE – resept; reçete yazmamak – fikir vermemek
REFAKAT(-tı) – 1) müşayiet (herbi) 2) akkompanement; müşayiet; piano
refakat ile – pianonun müşayieti ile; 3) mühafize destesi, svita,
meiyyet (böyük bir şexsin müşayietçileri); refakat etmek – müşayiet
etmek
REHBER – 1) beledçi, gid; 2) soraq kitabçası
REHİN(-hni) – girov; rehin bırakmak – girov qoymaq
REİS(RESİ) – rehber, başçı, reis, sedr; aile reisi – aile başçısı; mahkeme reisi – mehkemenin sedri
REKOLTA, REKOLTE – mehsul, kend teserrüfatı mehsulları
REKUN – yenot (zoologiya)
REN, RENGEYİĞİ – şimal maralı
RESEPSİON – 1) qebul; 2) qeyd şöbesi; resepsion şefi – növbetçi adminstrator
RESEPTÖR – 1) radioqebuledici, qebuledici aparat; 2) telefon desteyi
RESİTAL(-li) – konsert, solo konserti
RESTORE, RESTORASYON – berpa
REVELATOR – aydınlaşdırıcı preparat (foto); revelator banyosu yapmak – şekli aydınlaşdırmaq
REVİR – tibb menteqesi, lazaret
RIHTIM – sahil, denizkenarı, çay qırağı
RİCAL(-li): devlet ricali – dövlet xadimleri; ricali siyasi – siyasi xadimler
RİCAT(-tı) – geri çekilme (herbi)
RİMEL – kirpik üçün tuş
RİNGA – siyenek (zoologiya)
ROTA – yol, semt, istiqamet; rotasından çıkmak – yolundan çıxmaq
ROZET(-ti) – döş nişanı
RÖMORK(-ku) – qoşqu (neqliyyat vasitesi)
RUGAN – 1) lak, parıltı; 2) lak çekilmiş, laklı; rugan iskarpin – laklı tufli
RUHSAT TEZKERESİ – veqise
RUJ – pomada (dodaq üçün kosmetik yağ)
RULMAN – podşipnik; bilyalı rulman – diyircekli podşipnik
RÜZGAR – külek; rüzgar çıktı – külek qalxdı
RÜZGARLI – külekli
S
SABAHLIK(-ğı) – qadın xalatı
SABAN – kotan; kara saban – xış, cüt
SAÇMA – 1) axmaq, sefeh; 2) boş söz, menasız fikir, cefengiyat
SAÇMALAMAK – boş-boş danışmaq, menasız danışmaq
SAFHA – faza, merhele, dövr, etap; hazırlık safhası – hazırlıq merhelesi
SAFİ – temiz, saf, xalis; safi kar – temiz gelir
SAĞANAK(-ğı) – şiddetli yağış, sel, tufan
SAĞDUYU(-nu) – sağlam fikir, sağlam düşünce
SAĞIR – kar; sağır edici – qulaq batırıcı
SAĞLAMAK – 1) temin etmek, techiz etmek; 2) nail olmaq, müveffeq olmaq; başarı sağlamak – müveffeqiyyete nail olmaq
SAĞLIK MEMURU – feldşer
SAHANDA YUMURTA – qayğanaq
SAKAT(-tı) – 1) zedeli, qüsurlu, xarab; 2) şikest, elil
SAKATLAMAK – 1) şikest etmek, eybecer hala salmaq; 2) zedelemek, xarab etmek, korlamaq
SAKATLIK(-ğı) – 1) şikestlik, elillik; sakatlık emekli aylığı – elilliye göre pensiya; 2) nöqsan, zede, qüsur
SAKIN – ehtiyatlı ol, gözle, bax
SAKINMAK – qorunmaq, yayınmaq, özünü gözlemek; soğuktan sakınmak – soyuqdan özünü gözlemek
SAKLANMAK – 1) gizlenmek, daldalanmaq; 2) qorunmaq, saxlanmaq
SAKLI – 1) saxlanılmış, qorunmuş; 2) gizledilmiş, gizli, gizlin; saklı mevzi – gizli mövqe
SALAM – selyami (berk kolbasa növü)
SALAMURA – 1) duzlu su, şoraba suyu; 2) şoraba; duza qoyulmuş; balık salamurası – duzlu balıq
SALÇA – 1) sous, xörek şiresi; 2) tomat pastası
SALDIRGAN – tecavüzkar
SALDIRI – hücum, basqın, tecavüz; saldırıya uğramak – hücuma meruz qalmaq
SALDIRMAK – cummaq, hücum etmek, tecavüz etmek
SALGIN – 1) epidemiya; 2) hücum, axın, basqın; çekirge salğını – çeyirtke basqını
SALI – çerşenbe axşamı
SALIK: salık vermek – meslehet görmek, tövsiye etmek
SALIVERMEK – azadlığa buraxmaq, azad etmek
SALINCAK(-ğı) – yellencek
SALLAMAK – bulamaq, yellemek; başını sallamak – başını bulamaq
SALLANTI – 1) yellenme, yırğalanma, silkelenme, titreyiş; 2) etinasızlıq, laqeydlik, saymazlıq, diqqetsizlik
SALT(-tı) – tekce, yalnız; bu iş salt kendisini ilgilendirmez – bu iş tekce ona aid deyil
SALTÇILIK(-ğı) – mütleqiyyet
SALVO – yaylım ateşi, salyut
SANATORYUM – verem sanatoriyası
SANCAK(-ğı) – bayraq
SANDAL – qayıq
SANDALYE – 1) stul, kürsü, oturacaq; koltuklu sandalye – qoltuqlu kürsü; 2) vezife, stol; sandalye kavgası – vezife davası
SANIK(-ğı) – müttehim, müqessir; öldürmekten sanık – adam öldürmekde müqessir sayılan
SANSAR – daş delesi
SANTRFOR – merkez hücumçusu
SANTRHAF – merkez yarımmüdafieçisi
SANTRAL(-lı) – 1) merkezi stansiya; elektrik santralı – elektrik stansiyası; 2) kommutator
SAPMAK – 1) çevirmek, döndermek; sokağa sapmak – küçeye döndermek; 2) el
çekmek, uzaqlaşmaq; amacından sapmak – meqsedinden uzaqlaşmaq, yoludan
çıxmaq
SAPTAMAK – 1) berkitmek, möhkemletmek, bend etmek; 2) müeyyen etmek,
teyin etmek; bu olayın sorumlularının saptanmasını istedi – bu hadisenin
günahkarlarının müeyyen olunmasını teleb etdi
SARFİYAT(-ti) – xerc, mesref, mesarif; sarfiyat ve varidat – mexaric ve medaxil
SARKMAK – sallanmaq
SARNIÇ(-cı) – 1) nohur, hovuz; 2) sistern
SARP(-pı) – 1) sıldırım, yalçın, dik; sarp bir dağ – sıldırım dağ; 2) çetin, ağır
SATICI TEZĞAHI – piştaxta
SATRANÇ(-cı) – şahmat; satranç tahtası – şahmat taxtası
SATRANÇCI – şahmatçı
SATRANÇLI – dama-dama, xana-xana, göz-göz
SAVCI – prokuror; baş savcı – baş prokuror
SAVMAK – qovmaq, qovub çıxartmaq
SAVRUK – nizamsız, qeyri-müteşekkil, intizamsız
SAVUNMA – müdafie; savunma hattı – müdafie xetti; milli savunma – mili müdafie
SAVUNMAK –müdafie etmek, qorumaq
SAYDAM – şeffaf; cam saydamdır – şüşe şeffafdır
SAYGI – hörmet, ehtiram
SAYGISIZ – hörmetsiz, ehtiramsız, sayğısız
SAYILI – 1) sayılmış, sayılı; 2) nadir, qeyri-adi
SAYIN – hörmetli, möhterem; sayın beyim – möhterem cenab
SEBATSIZ – qetiyyetsiz, herdemxeyal, mütereddid
SEÇİM – 1) ayırma, seçme, seleksiya; 2) seçki; seçim çevresi – seçki dairesi
SEÇMEN – seçici
SEDİR – sedr ağacı (botanika)
SEDYE – xerek (sanitar)
SEFAHAT, SEFAHET(-ti) – exlaqsızlıq, pozğunluq
SEHPA – 1) ştativ (foto); 2) molbert; 3) dar ağacı
SEK – tünd (spirtli içkiler)
SEMİZ – kökeldilmiş (heyvan, quş)
SENDİKA – hemkarlar ittifaqı
SENE – il; senelerce – illerle; sene başı – yeni il
SENELİK(-ği) – illik, birillik; senelik gelir – illik gelir
SERİ(-i) I – celd, çevik, tez, süretle; makinede seri yazmak – makinada süretle yazmaq
SERİ II – seriya, seriyalı; seri imalat – seriyalı istehsal
SERÜVEN – macera, sergüzeşt
SERVİS – xidmet, qulluq, servis; casus arama servisi – eks keşfiyyat xidmeti
SESBİLİM – fonetika
SEVKETMEK – 1) göndermek, yola salmaq, yollamaq; tekaüde sevketmek –
teqaüde yola salmaq; 2) istiqametlendirmek (herbi), yöneltmek; 3)
toplanmaq, cemlemek, yığmaq (qoşunu); 4) vadar etmek, sövq etmek, tehrik
etmek
SEYİR(-yri) – gediş, inkişaf; hadiselerin seyiri – hadiselerin gedişi
SEYİRCİ – tamaşaçı; beyaz perde seyircisi – kinotamaşaçısı
SEYYARE – planet, seyyare
SEZGİ – duyma, hiss etme, intuisiya
SICAK(ğı) – 1) isti; qaynar; sıcak yemek – isti yemek; 2) istilik; 3) heraretli, coşqun, qızğın; sıcak istek – coşqun heves
SICAKLIK(-ğı) – istilik, heraret, temperatur
SIĞ(-ğı) – dayaz; sığ nehir – dayaz çay
SİĞİRTMAÇ(-cı) – çoban (iri buynuzlu heyvanları otaran)
SİHHİ – 1) sanitar, gigiyenik; 2) cana faydalı, cana xeyirli
SIKI – 1) sıx, dar, ensiz; yaka sıkıdır – yaxası ensizdir; 2) qeti, kesin, ciddi; sıkı tedbirler – ciddi tedbirler
SIKILGAN – utancaq, heyalı, abırlı; sıkılgan bir eda ile – utancaq bir terzde
SİKİYÖNETİM – herbi veziyyet; şehirde sikiyönetim ilan edildi – şeherde herbi veziyyet elan olundu
SIKLET(-ti) – çeki, ağırlıq; sıklet merkezi – ağırlıq merkezi; atom sıkleti –atom çekisi
SINAV – imtahan, sınaq; bitirme sınavı – buraxılış imtahanı; giriş sınavları – qebul imtahanları
SINIR – serhed, hüdud, hedd; sınır direği – serhed direyi; sınır eri –
serhedçi; tahammülün sınırına gelmişlerdi – onların hövselesi son hedde
çatıb
SINIRLAMAK – 1) mehdudlaşdırmaq, serhed qoymaq, hedd qoymaq; 2) çerçiveye salmaq, haşiye çekmek
SINIRLI – mehdud, serheddi olan, mehdud edilmiş
SIRIK(-ğı) – şüvül, uzun ağac
SIRT(-tı) – arxa, kürek
SITMA – malyariya (tibbi), qızdırma, isitme
SİLECEK(-ği) – qetfe
SİLO – anbar; buğday silosu – buğda anbarı, elevator
SİMGE – simvol, nişan
SİMİT(-di) – 1) bublik; 2) avtomobilin sükan çarxı
SİNDİRİM – hezm, hezm prosesi; sindirim aygıtı – hezm orqanı
SİNEK(-ği) – 1) milçek; 2) tref, xaç (xallı qumar kağızları)
SİNİRBİLİM – nevrologiya
SİNİRLİ – esebi
SİNLİK(-ği) – qebristan
SİNMEK – 1) gizlenmek, sinmek; 2) canına hopmaq, canına çekmek
SİNSİ – xain, xeyanetkar, namerd
SİNYAL – işare, siqnal; sinyal vermek – siqnal vermek, işare etmek
SİTE – şehercik; basın sitesi – metbuat merkezi; öğrenci sitesi – telebe şeherciyi
SİVA – mala, suvaq
SİVİL – mülki, sivil; sivil elbise – mülki geyim
SİVİLCE – sızanaq
SİVRİSİNEK(-ği) – hünü, mığmığa
SİYAH – qara; siyah ekmek –qara çörek
SKOR – hesab (idman); skor 3:2 lehimizedir – hesab 3:2 bizim xeyrimizedir
SLOGAN – şüar; Ya özgürlük ya ölüm – Ya azadlıq ya ölüm şüarı
SOKAK(-ğı) – küçe; sokak başı – küçenin başı
SOLUK(-ğu) – nefes; rahat bir soluk almak – rahat nefes almaq
SOLUNMAK – nefes almaq, teneffüs etmek
SOMURTKAN – qaşqabaq, qaraqabaq, tutqun
SOMUT(-tu) – konkret, müeyyen, deqiq; somut sayı – müeyyen eded
SONBAHAR – payız
SONDAJ – 1) qazıma; sondajcı – qazmaçı; 2) zondaj (tibbi)
SONUÇ(-cu) – netice; sonuç çıkarmak – netice çıxarmaq
SONUÇLAMAK – tamamlamaq, qurtarmaq, bitirmek; bu işi iki güne kadar sonuçlıyabiliriz – bu işi iki güne qurtara bilerik
SORGU HAKİMİ – müstentiq
SORU – 1) sual; soru cümlesi – sual cümlesi; 2) sorğu; sözlü soru – şifahi sorğu
SORUM – mesuliyyet, cavabdehlik; bu işin sorumunu üzerime alırım – bu işin mesuliyyetini üzerime götürürem
SORUMLU – mesul, cavabdeh; sorumlular – mesul şexsler; sorumlu tutulmak – cavabdeh olmaq
SORUN – mesele, problem
SORUŞTURMA – istintaq
SOYUT(-tu) – mücerred, abstrakt; soyut isim – mücerred isim
SÖĞÜŞ – soyutma (buğda bişirilib soyudulmuş et)
SÖMÜRGE – müstemleke
SÖMÜRGECİ – müstemlekeçi; sömürgeci devletler – müstemlekeçi dövletler
SÖMÜRGECİLİK(-ği) – müstemlekeleşdirme, müstemlekeçilik
SÖMÜRÜ – istismar
SÖMÜRÜCÜ – istismarçı
SÖYLEV – nitq; söylev vermek – nitq söylemek
SÖZLEŞME – saziş, müqavile, kontrakt, bağlaşma, razılaşma
SÖZLU – şifahi; sözlu sınav – şifahi imtahan
SPİKER – diktor, spiker; spor spikeri – idman şerhçisi
SPOR – idman; spor haberleri – idman xeberleri; sporcu – idmançı
STAJİYER – tecrübe keçen, praktikant; stajiyer öğretmen – tecrübeçi müellim
STİLO – avtoqelem
SUBAY – zabit; subay okulu – zabit mektebi
SUÇ(-çu) – 1) günah, suç; suçtan geçmek – günahından keçmek; 2) cinayet
SUÇLU – 1) teqsirkar, günahkar; 2) cani, cinayetkar; harp suçluları – herbi caniler
SUÇSUZ – günahsız, teqsirsiz
SUDAN – menasız, ehemiyyetsiz, deyersiz, boş; sudan bir bahane – menasız behane
SUİİSTİMAL(-li) – suiistifade; emniyeti suiistimal – inamdan sui istifade
SUNMAK – vermek, teqdim etmek; bildirmek; derin saygılarımı sunarım – size derin ehtiramımı bildirirem
SUR – qala dirvarları; Topkapı surları – Tonqapı divarları
SUSKUN – dinmez, azdanışan, sakit
SUSTALI – qatlama bıçaq
SUTYEN – büsthalter
SUVARE – axşam seansı, axşam tamaşası
SÜLÜK(-ğü) – zeli (zoologiya)
SÜMKÜRMEK – burnunu silmek
SÜRAHİ – qrafin
SÜRDÜRMEK – davam etmek, davam etdirmek; savaşı sürdürmek – mübarizeni davam etdirmek
SÜRE – müddet, vaxt, dövr; askerlik süresi – herbi xidmet müddeti; bir hafta süresince – bir hefte erzinde
SÜREÇ(-ci) – proses; üretim süreçi – istehsal prosesi
SÜREĞEN – xroniki
SÜRELİ: süreli yayınlar – dövri neşriyyat
SÜRMENAJ – hedsiz gerginlik, hedsiz yorğunluq
SÜRÜM – satış; sürüm pazarı – satış bazarı
SÜS – bezek; süs eşyası – bezek-düzek, bijuteriya
SÜSLEMEK – bezemek, yaraşıq vermek
Ş
ŞAKA – zarafat; şaka bir yana – zarafat bir yana
ŞAKACI – zarafatçı, mezeli
ŞAKAK(-ğı) – gicgah; şakak kemiği – gicgah sümüyü
ŞAKAYIK(-kı, -ğı) – pion (bezek bitkisi)
ŞAMAR – sille, şapalaq, qapaz; şamar oğlanı – qapazaltı
ŞAMPU(V)AN – şampun
ŞANSSIZLIK(-ğı) – uğursuzluq, bextsizlik; şanssızlıka uğradım – bextim getirmedi
ŞARKI – mahnı
ŞARKICI – müğenni
ŞARKİYATCI – şerqşünas
ŞAŞI – çep, çaş; şaşı gözlü – çep gözlü
ŞAYAN: şayan dikkate – diqqetelayiq
ŞEMA – sxemi; muhabere hattı şeması – rabite xetlerinin sxemi
ŞEMSİYE – çetir, zontik
ŞERİT(-di) – 1) lent; filim şeriti – kinolent; 2) zolaq
ŞIK(-kkı) I – çıxış yolu, alternativ
ŞIK II – qeşeng, zerif, ince; şık bir elbise – gözel geyim
ŞIMARIK– erköyün, söze baxmayan
ŞIMARTMAK – ezizlemek, erköyün böyütmek
ŞİLEP(-bi) – yük gemisi
ŞİLİN – şillinq
ŞİLTE – kiçik (pambıq), döşek, döşekçe, içilte; eyer şiltesi – yeher döşekcesi; ot şilte – küleş döşek
ŞİMDİ – indi
ŞİMDİLİK – helelik
ŞİMENDİFER – demiryolu; dag şimendiferi – funikulyor
ŞİŞMAN – kök, gonbul
ŞÖLEN – ziyafet
ŞÖMİNE – buxarı, kamin
ŞÖYLE – belelikle, bax bele, bu qayda ile; şöyleki – beleki
ŞU(-nu) – o
ŞURA – ora
ŞUBAT(-tı) fevral
ŞURUP(-bu) – 1) sirop, meyve şiresi; 2) mikstura; kuvvet şurupu – qüvvet eleksiri
ŞÜKRAN – minnetdarlıq, teşekkür; şükranını ifade etmek – minnetdarlığını bildirmek
ŞÜT(-tü) – zerbe; kafa şütü – kelle ile zerbe (idman)
T
TAAHHÜT(-dü) – teehhüd, öhdeçilik; taahhüt senedi – öhdeçilik senedi
TAAHHÜTLÜ: taahhütlü mektup – sifarişli mektub
TAARRUZ – hücum, basqın; taarruza duçar olmak – hücuma meruz qalmaq
TABAK(-ğı) – boşqab, nimçe, nelbeki; çay tabakı – çay nelbekisi
TABAN – 1) daban, pence; 2) esas, özül, bünövre; 3) oturacaq (riyaziyyat)
TABİİYET(-ti) – 1) tabelik, asılılıq; 2) tebeelik, vetendaşlıq
TABİR – ifade; tabiri caizse – eger bele ifade etmek mümkünse
TABLA – 1) taxta tabaq, xırdavatçı qutusu; 2) külqabı
TABUR – batalyon
TABURE – ketil, taburet
TAÇ(-cı) – 1) tac; 2) aut (idman)
TAHAMMÜL – sebr, dözüm, hövsele; tahammüla kabil değil – dözülmezdir; tahammül edemedin – döze bilmedim
TAHDİT(-di) – mehdudiyyet
TAHLİYE – 1) azad etme (hebsden ve s.); 2) texliye, köçürülme (müharibe
zamanı ehalinin senaye müessiselerinin ve s.); 3) boşaltma (yükü,
sernişini); tahliye limanı – yükboşaltma limanı
TAHMİL – yükleme; tahmil ambarı – yükleme anbarı; tahmil kabiliyeti – yükgötürme qabiliyyeti
TAHMİN – ferziyye, güman, texmin, ehtimal
TAHRİP(-bi): tahrip etmek – mehz etmek, dağıtmaq
TAHVİL – istiqraz vereqesi
TAKAS(-ssı) – qarşılıqlı hesablaşma
TAKAT(-tı) – güc (motorun ve s.)
TAKIM – 1) qrup, komanda, deste; çalğı takımı – çalğıçılar destesi; 2) dest, serviz, qarnitur; 3) taqım, vzvod (herbi)
TAKIMADA(lar) – arxipelaq
TAKIM YILDIZ – bürc
TAKINMAK – eynine keçirmek, eynine taxmaq
TAKSALI – markasız mektub
TAKSİM – 1) bölme, ayırma; 2) bölme (riyaziyyat), teqsim
TAKSİT(-ti): taksitle satış – kreditle satış
TAKVİYE – güclenme, qüvvetlenme, güclendirme, qüvvetlendirme
TAMTAKIR – boşboş
TANIK(-ğı) – 1) şahid; tanık getirmek – şahid tutmaq; 2) nişane, elamet, delil
TANIDIK(-ğı) – tanış
TANIMLAMAK – teyin etmek, müeyyen etmek, tesvir etmek, tanımaq
TANSİYON – 1) gerginlik; siyasi tansiyon – siyasi gerginlik; 2) qan tezyiqi; düşük tansiyon – alçaq qan tezyiqi
TAPINAK(-ğı) – pir, meded, ibadetgah
TARAFSIZ – biteref
TARIM – kend teserrüfatı; tarım makineleri – kend teserrüfatı maşınları
TARLA KUŞU – torağay
TARTI – 1) çeki, ağırlıq; tartıya göre – çekiye göre; 2) terezi; 3) Terezi bürcü
TARTIŞMA – müzakire, disput, mübahise
TARTIŞMAK – mübahise etmek, müzakire etmek
TARTMAK – 1) çekmek, ölçmek; 2) ölçüb-biçmek, etraflı düşünmek; sözlerini tartmak – sözlerini ölçüb-biçmek
TASA – derd, keder, qayğı
TASAR – layihe, plan
TASARI – layihe (senedin); kanun tasarısı – qanun layihesi; tasarı geometri – tersimi hendese
TASARLAMAK – layiheleşdirmek, planlaşdırmaq
TASARRUF – qenaetkarlıq, qenaetcillik
TASFİYE – temizleme
TASFİYEHANE – neftayırma zavodu
TASLAK(-ğı) – eskiz, cizgi, maket
TASVİP(-bi) – beyenme, teqdir etme
TAŞIT(-tı) – neqliyyat, neqliyyat vasiteleri; taşıt uçağı – sernişin teyyaresi; uzay taşıtları – kosmik gemiler
TAŞRA – eyalet
TATARSI, TATARIMSI – tam bişmemiş, alaçiy
TATMİN: tatmin etmek – temin etmek, qane etmek
TATMİNKAR – qenaetbexş
TATSIZ – 1) dadsız; 2) pis, xoşagelmez; tatsız bir haber – pis xeber
TAVIR(-vrı) – hal, veziyyet, tövr, terz; tavırını bozmamak – halını pozmamaq
TAVİZ – güzeşt; taviz vermek – güzeşt etmek
TAVLA – nerd
TAYYÖR – qadın kostyumu
TAZMİN – zererin ödenilmesi, kompensasiya
TEATİ – mübadile; fikir teatsi – fikir mübadilesi
TEDAVI – müalice; tedavı görmek – tibbi yardım almaq; tedavı ve dinlenme evi – sanatoriya
TEDİRGİN: tedirgin etmek – narahat etmek
TEFECİ – selemçi, müamileçi
TEFSİR – izah, şerh
TEĞMEN – leytenant
TEHDİT(-di) – tehdid, qorxu, hede; tehdit etmek – hede qorxu gelmek, qorxutmaq
TEKEL – inhisar, monopoliya
TELAFİ: telafi etmek – yerini doldurmaq, evezini vermek; telafisi imkansız – evez edilmez
TELAKKİ: telakki etmek – hesab etmek, qebul etmek, qiymetlendirmek
TELEFERİK(-ği) – kanat yolu
TELİF HAKKI – 1) müelliflik hüququ; 2) qonorar
TELSİZ – 1) radio; telsiz telgraf – radioteleqraf; 2) radioqrama
TELSİZCİ – radist
TEMDİT: temdit etmek – vaxtını uzatmaq, müddetini artırmaq, prolonqasiya etmek (müqavilenin, vekselin ve s. vaxtını uzatmaq)
TEMMUZ – iyul
TEMRİN – temrin, meşq
TENCERE – qazan
TENTÜRDİYOT(-tu) – yod, yod tinkturası
TENZİLAT(-tı) – güzeşt; tenzilatlı satış – ucuzlaşdırılmış satış
TEPKİ – reaksiya; tepkili – reaktiv; tepkili uçak – reaktiv teyyare
TEPMEK – 1) redd etmek, imtina etmek; 2) şıllaq atmaq, tepik atmaq
TEPSİ – mecmeyi; tepsi kurmak – süfre açmaq
TERCİH – üstünlük; tercih etmek – üstün tutmaq
TEREOTU(-nu) – şüyüd
TERİM – termin
TERMİNAL(-lı) – sonuncu stansiya
TERTİBAT(-tı) – 1) ölçü; tertibat almak – ölçü götürmek; 2) qurğu, alet, mexanizm
TESBİT(-ti) – möhkemletme, qurma, berkitme
TESTERE – mişar
TESTERELEMEK – mişarlamaq
TESVİYE – 1) hamarlama, düzeltme; 2) nizama salma, qaydaya salma, hell etme, yoluna qoyma
TESVİYECİ – çilinger, cilalayıcı fehle
TEŞHIR – 1) sergiye qoyma, nümayiş etdirme, gösterme; 2) rüsvay etme, biabır etme
TEŞHIS – 1) tanıma, ayırdetme, müeyyen etme; 2) diaqnoz (tibbi)
TEŞVİK(-ki) – 1) heveslendirme, şirniklendirme, teşviq etme; 2) tehrik etme, sövq etme
TEVDİ: tevdi etmek – teqdim etmek, vermek
TEVKİF – hebs, tutma; tevkif müzekkeresi – hebs haqqında order
TEYİT(-di) – tesdiq
TEYP(-bi) – maqnitofon
TEYZE – xala; teyze kızı – xalaqızı
TEZ I – 1) dissertasiya; tezi müdafaa etmek – dissertasiya müdafie
etmek; 2) fikir, müddea, tezis; tezlere dayanmak – müddealara esaslanmaq
TEZ II – tez, celd
TEZKERE – sened, arayış, vesiqe; av tezkeresi – ovçuluq vesiqesi; hasta tezkeresi – xestelik kağızı, bülleten
TIKNAZ – dolğun ve alçaq boylu
TIMARHANE – delixana
TIPKI – tamamile oxşar, eyni
TIRPAN – deryaz, kerenti
TIRAŞ TAKİMİ – üz qırxan alet
TİKSİNÇ(-ci) – iyrenc, çirkin
TİPİ – boran, tufan, çovğun
TİRBUŞON – probkaaçan, ştopor
TİTREKKAVAK(-ğı) – ağcaqovaq
TİTİZ – 1) vasvası, xırdaçı, öceşken; 2) telebkar, prinsipial, ciddi
TOKAT(-dı) – sille, şapalaq
TOMRUK(-ğu) – tir, şalban
TOPLAM – cem, netice, yekun
TOPLULUK(-ğu) – 1) birlik, cemiyyet, assosiasiya; 2) kollektiv, qrup
TOPLUM – cemiyyet; toplumsal – ictimai
TORUN – neve
TOY – dovdaq (zoologiya)
TÖREN – tentene, şadlıq, şenlik, merasim; açılış töreni – açılış
merasimi; düğün töreni – toy şenliyi; tören yapmak – şadlıq etmek
TÖRENLİ – tenteneli, temteraqlı, debdebeli
TRAFİK(-ği) – yol hereketi
TRAMPET(-ti) – baraban, tebil; trampet çalmak – tebil çalmaq
TREN – qatar
TRENÇKOT(-tu) – plaş, yağmurluq
TROMPET(-ti) – truba (musiqi aleti), kerenay
TUGAY – briqada
TUĞLA – kerpic; tuğla harmanı – kerpic zavodu
TUHAF – 1) qeribe, teeccüblü; tuhaf hikayeler – mezeli ehvalatlar; 2) gülmeli, mezeli
TUHAFİYE – 1) qalantereya; 2) xırdavat dükanı
TULUM – 1) kombinizon; 2) tuluq; 3) tübik
TULUMBA – nasos; yangın tulumbası – yanğın nasosu
TURBA – torf
TURFANDA – novbar (meyve, terevez)
TURİSTİK ÜS – turist bazası
TURNUVA – turnir; satranç turnuvası – şahmat turniri
TURTA – tort
TURUNCU – narıncı
TURUNÇGİLLER – sitrus bitkileri
TUŞ –1) klaviş; 2) tuşe (idman)
TUTAM – 1) deste, çenge, tutam; 2) bir çimdik; bir tutam tuz – bir çimdik duz
TUTANAK(-ği) – 1) protokol; 2) akt
TUTAR – 1) cem, yekun, netice; 2) epilepsiya (tibb)
TUTKAL – yapışqan
TUTUCU – 1) konservator; 2) konservativ
TUTUM – 1) qenaet, qenaetcillik; 2) reftar, davranış; bu adamın tutumunu beğenmiyorum – bu adamın davranışını beyenmirem
TUTUŞMAK – 1) alışmaq, yanmaq, alovlanmaq; 2) qoşulmaq, qarışmaq, girişmek; tartışmaya tutuşmak – münaqişeye qoşulmaq
TUVAL – yağlı boyalarla çekilmiş şekil
TUZAK(-ğı) – tele
TÜKETİCİ – 1) istehlakçı; 2) alıcı, müşteri
TÜKETİM – işletme, istifade, istehlak; özel tüketim – şexsi istifade
TÜKÜRÜK(-ğü) – tüpürcek
TÜMEN – diviziya; tümen komutanı – diviziya komandiri
TÜMÖR – şiş (tibb)
TÜP(-bü) – 1) kolba, şüşe; 2) tübik, ampula
TÜR – növ, çeşid
TÜRKÜ – xalq mahnısı; türkü cağırmak – mahnı oxumaq
TÜRLÜ – 1) növ, çeşid; 2) müxtelif, cürbecür, növbenöv; türlü düşünceler – müxtelif fikirler; türlü yemekler – cürbecür yemekler
TÜY – tük, lelek, perqu; tüy atmak – tük tökmek
TÜZEL: tüzel kişi – hüquqi şexs
TÜZÜK(-ğü) – nizamname, esasname
U
UÇAK(-ğı) – teyyare; yolcu uçakı – sernişin teyyaresi
UFAK – balaca, xırda, kiçik; ufak ev – balaca ev; ufak kardeşim – kiçik qardaşım; ufak para – xırda pul
UĞRAŞMAK – 1) meşğul olmaq, çox işlemek; 2) eleyhine olmaq; bu adam
benimle ne diye uğraşıp durur? – bu adam neye göre menim eleyhime olur?
UĞURLAMAK – ötürmek, yola salmaq
ULAŞIM – rabite, elaqe, kommunikasiya, kontakt; iki şehir arasında ulaşım kesildi – iki şeher arasında elaqe kesildi
ULAŞMAK – 1) çatmaq, yetişmek, gelmek; mektup yerine ulaştı – mektub
yerine çatdı; 2) nail olmaq, müveffeq olmaq; 3) kifayet etmek, çatmaq;
bu ip karşı tarafa ulaşmıyor – bu ip o biri terefe çatmır
ULAŞTIRMA – çatdırma, daşıma
ULAŞTIRMAK – çatdırmaq, vermek, yetirmek; zafere ulaştırmak – qelebeye çatdırmaq
ULUS – millet, ulus
ULUSAL – milli; ulusal bayram – milli bayram; ulusal giysiler – milli geyimler
ULUSLARARASI – beynelxalq, beynelmilel; uluslararası ilişkiler – beynelxalq elaqeler
UNVAN – 1) titul, rütbe, ad; dünya şampiyonu unvanı – dünya çempionu adı; 2) ünvan
US – şüur, derrake, ağıl
USLU – 1) ağıllı, kamallı; 2) dinc, sakit, üzüyola
USTURA – ülgüc
UŞAK(-ğı) – qulluqçu, xidmetçi, nöker; uşak tutmak – nöker tutmaq
UTANÇ(-cı) – xecalet, heya; utanç duydu – xecalet çekdi
UYARI – xeberdar etmek, yada salma
UYARINCA – uyğun olaraq, müvafiq olaraq
UYARMAK – xeberdar etmek, diqqetini celb etmek
UYDU – peyk; yapma uydu – süni peyk
UYGAR – medeni, sivilizasiyalı
UYGARLIK(-ğı) – medeniyyet, sivilizasiya; batı uygarlığı – qerb medeniyyeti
UYGULAMAK – 1) tetbiq etmek, heyata keçirmek; 2) uzaqlaşdırmaq, uyğunlaşdırmaq
UYRUK(-ğu) – vetendaş
UYRUKLUK(-ğu) – vetendaşlıq
UYSAL – itaetkar, üzüyola
UYUKLAMAK – mürgülemek
UYUM – uyğunluq, harmoniya
UYUŞKAN – yumşaqxasiyyet, sözebaxan
UYUŞTURUCU – narkotik
UYUTMAK – 1) yuxuya vermek, yatızdırmaq; 2) azaltmaq, sakitleşdirmek (ağrını derdi ve s.)
UZAKDOĞU – Uzaq şerq
UZAY – kosmos; uzay araştırmaları – kosmik tedqiqatlar
UZGÖRÜR – uzaqgören
UZMAN – mütexessis; tarım uzmanı – aqronom
Ü
ÜCRET(-ti) – emek haqqı, mevacib; asgarı ücret – en aşağı mevacib
ÜCRETLİ – maaşlı, mevacibli; yüksek ücretli – yüksek maaşlı
ÜÇBOYUTLU – üç ölçülü
ÜÇGEN – 1) üçbucaq; 2) üçbucaqlı
ÜLKÜ – ideal
ÜLSER – yara, xora; mide ülseri – mede xorası
ÜN – şan, şöhret; ün almak – şöhret qazanmaq
ÜNLÜ – meşhur, tanınmış, görkemli; ünlü bir sinir doktoru – görkemli nevropatoloq
ÜREM – 1) artım, çoxalma; 2) faiz; düz ürem – adi faiz
ÜRETİCİ – istehsalçı, istehsal eden
ÜRETİM – 1) mehsul, hasilat, hazır memulat; tarım üretimi – kend
teserrüfatı mehsulu; 2) istehsal, istehsal etme, hasil etme; üretim
araçları – istehsal vasiteleri
ÜRETMEK – istehsal etmek, hazırlamaq, hasil etmek
ÜRÜN – mehsul, hasilat; ürün fazlası – mehsul bolluğu
ÜS(üssü) – baza; hava üssü – aviabaza
ÜSLENMEK – yerleşmek, bazaları yerleşdirmek
ÜSTEĞMEN – baş leytenant
ÜŞENMEK – tenbellik etmek
ÜŞÜŞMEK – yürüşüb toplaşmaq, axışıb gelmek
ÜVEZ – üvez, quş armudu
ÜYE – 1) üzv (cemiyyetin, partiyanın, derneyin ve s.); aile üyeleri – aile üzvleri; 2) üzv (anatomiya), eza
ÜYELİK(-ği) – üzvlük; ortak pazar üyeliği – ümumi bazar üzvülüyü
V
VAKA – vaqie, hadise; sıtma vakaları – qızılca ile xestelenme halları
VALİZ – sakvoyaj, kiçik çamadan, yol çantası
VANTUZ: vantuz çekmek – banka qoymaq
VAPUR – paroxod
VARDİYA – növbe, iş növbesi; vardiya subayı – növbetçi zabit
VARIŞ – 1) gelme, gelib çıxma, çatma, finiş; varış hattı – finiş xetti; 2) fehm, feraset
VARIŞLI – ferasetli, fehmli
VARMAK – 1) gelib çıxmaq, varid olmaq, çatmaq, yetişmek; iş buna kadar varmadı – iş o yere çatmadı
VARSAYIM – ferziyye, güman
VARSAYMAK – güman etmek, zenn etmek, ferz etmek
VARYOS – gürz, ağır çekic
VATMAN – vaqonsüren
VAZİSTAS – nefeslik
VECİBE – 1) öhdeçilik; 2) vezife, borc
VEKALET(-ti) – ixtiyar, selahiyyet, vekalet, hüquq
VEKİL – 1) nümayende, vekil, müvekkil; millet vekili – deputat; 2) müavin; komutan vekili – komandirin müavini
VERECEK(-ği) – borc; verecekli – borclu
VERESİYE – kreditle, nisye
VEREV(ine) – çep, çepine
VERİM – mehsuldarlıq
VERİMLİ – mehsuldar, bereketli, münbit; verimli bir tarla – mehsuldar tarla
VERNİ, VERNİK(-ği) – lak çekme, laklama
VERNİKLEME – lak çekme, laklama
VESAYET(-ti) – 1) qeyyumluq, himaye; idari vesayet – dövlet himayesi; 2) vesiyyet
VESİLE – 1) behane; 2) fürset
VESTİYER – qarderob, soyunma yeri
VEZNE – 1) kassa, xezine; 2) terezi, qapan
VİNÇ(-ci) – qaldırıcı kran, bucurqad; elektrik vinçi – elektrik kranı
VİRAJ – viraj, dönge; keskin viraj – sert dönge
VİTES – süret, tezlik; ağır vites – kiçik süret; vitesi değiştirmek – süreti deyişmek
VİYOLON – skripka
VİYOLONİST(-ti) – skripkaçı, skripka çalan
VİZON – 1) su samuru; 2) su samuru xezi
VURDUMDUYMAZ – laqeyd, hissiz, etinasız
VURKUNCU – möhtekir, alverçi
Y
YABAN – 1) yad, özge; 2) yabanı, cır (bitkiler)
YABANGÜLÜ(-nü) – itburnu çiçeyi
YADSİMAK – inkar etmek, danmaq
YAFTA – etiket, yarlık
YAĞMURLUK(-ğu) – plaş, yağmurluq, bürüncek
YAHNİ – yehni (qızardılmış soğanla hazırlanmış et yemeyi)
YAKACAK(-ğı) – yanacaq
YAKINMAK – şikayetlenmek, gileylenmek
YAKIT(-tı) – yanacaq; akar yakıt – duru yanacaq
YAKLAŞIK – texmini; yaklaşık olarak – texmini olaraq
YAKLAŞMAK – yaxınlaşmaq
YAKMAK – yandırmaq, alışdırmaq; ocağı yakmak – ocağı yandırmaq
YALDIZ – 1) qızıl suyu, zer; 2) zahiri bezek
YALI – 1) çimerlik, sahil; 2) yay evi, villa (denizin, çayın sahilinde)
YALPA – yırğalanma, valaylama; gemi yalpa vuruyordu – gemi yırğalanırdı
YAMUK(-ğu) – trapesiya; dik yamuk – düzbucaqlı trapesiya
YAN SOKAK – dönge
YANARDAĞ(-ğı) – yanardağ, vulkan
YANGI – iltihab; boğaz yangısı – boğaz iltihabı
YANKESİCİ – oğru, cibgir
YANKI – eks-seda, reaksiya
YAPI – 1) bina, tikili, qurğu; istihsal yapıları – istehsal binaları; 2)
tikinti, inşaat, qurma; yapı işleri – tikinti işleri; 3) quruluş,
struktur; dilin yapısı – dilin quruluşu
YAPICI – 1) quran, yaradan, inşaatçı; 2) emeli, konstruktiv; yapıcı teklif – emeli teklif
YAPILIŞ – quruluş, konstruksiya
YAPIM – qurma, yaratma, istehsal; yapma boyaların yapımı – süni boyaların istehsalı
YAPIT(-tı) – iş, eser
YAPMA – 1) yaratma, tikme, qurma; 2) temir etme, düzeltme; 3) hazırlama; 4) süni, saxta, qelp
YAPMACIKSIZ – tebii
YAPMAK – 1) etmek, yaratmaq, tikmek, qurmaq, düzeltmek, hazırlamaq; bir seyahat yapmak – seyahet etmek; 2) sebeb olmaq, doğurmaq
YARBAY – podpolkovnik
YARGI – mülahize, mühakime, fikir, rey
YARGIÇ(-cı) – hakim; askeri adliye yargıçı – herbi hakim
YARGILAMAK – mühakime etmek
YARIİLETKENLER – yarımkeçiriciler
YARIÇAP(-pı) – radius
YARIMCA – parabaş, miqren
YARIN – sabahkı gün, sabah; yarından tezi yok – sabahdan tez olmayacaq
YASA – qanun; yasalı – qanuni
YASAK(-ğı) – 1) qadağa, yasaq; yasak koymak – qadağa qoymaq; 2) qadağan edilmiş, yasaq olunmuş
YASALAŞMAK – qanunileşmek, qüvveye minmek
YAŞANTI – heyat; kişisel yaşantı – şexsi heyat
YAŞARLIK(-ğı) – heyat qabiliyyeti
YAT(-tı) – yaxta
YATAK: yatak çarşafı – melefe
YATAY – üfüqi
YATILI: yatılı okul – internat mekteb, pansion
YATIRIM – kapital qoyuluşu, investisiya
YAVRU – uşaq, uşaqcığaz, bala; kedi yavrusu – pişik balası; yavru çıkarmak – cüce çıxartmaq
YAYA – 1) piyada (adam); yaya geçidi – piyadalar üçün keçid; 2) piyada, ayaqla; yaya gitmek – piyada getmek
YAYGARA – qışqırıq
YAYIM – 1) neşr; 2) ötürme, yayma, translyasiya
YAYIN – 1) veriliş; 2) neşr, neşr etme
YAYINLAMAK – 1) neşr etmek; 2) translyasiya etmek, vermek
YAZ – yay
YAZAR – yazıçı, müellif; dram yazarı – dramaturq
YEDEK(-ği) – ehtiyat; yedek anahtar – ehtiyat açar
YEĞEN – qardaş oğlu, bacı oğlu, qardaş qızı, bacı qızı
YELEK(-ği) – jilet; cancurtaran yeleki – xilasedici jilet
YELKOVAN – deqiqe eqrebi (saatda)
YELPAZE – yelpik
YELTENİŞ – teşebbüs
YELTENMEK – cehd etmek, sey etmek, çalışmaq
YEMİN – and; yemini basmak – and içmek
YEMİŞ – meyve, bar-beher, mer-meyve; yemiş tabağı – meyve qabı
YENGEÇ(-ci) – 1) yengec (zoologiya); 2) xerçeng bürcü (astronomiya)
YENİLGİ – meğlubiyyet; yenilgiye uğramak – meğlubiyyete uğramaq
YENİLMEK – meğlub olmaq, uduzmaq
YENİR, YENİLİR – yemeli
YENMEK – 1) meğlub etmek, qalib gelmek, udmaq; 2) aradan qaldırmaq,
qabağını almaq, öhdesinden gelmek; güçlükleri ve mahrumiyetleri yenmek –
çetinlikleri ve mehrumiyyetleri aradan qaldırmaq
YERMEK – töhmet etmek, mezemmet etmek, danlamaq
YERMELİ – alçaldıcı, hörmetden salan; yermeli fıkra – felyeton
YERUCU – qütb
YERYUVARLAĞI(-nı) – Yer küresi
YETENEK(-ği) – qabiliyyet
YETERLİK(-ği) – 1) bacarıq, serişte, qabiliyyet; 2) selahiyyet
YETİNMEK – kifayetlenmek, qane olmaq; bununla yetinmiyerek – bununla kifayetlenmeyerek
YETİŞMEN – stajer
YETKİ – ixtiyar, selahiyyet, hüquq; yetkisini kullanmak – öz selahiyyetinden istifade etmek
YETKİLİ – selahiyyetli, hüquqlu; yetkili bir şahıs – selahiyyetli şexs
YIKAMAK – yumaq
YILDIRMAK – qorxutmaq, hedelemek
YILMAK – qorxmaq, çekinmek
YIPRANMAK – 1) köhnelmek, dağılmaq; 2) taqetden düşmek, elden düşmek
YOĞUN – sıx, qatı
YOĞUNLUK(-ğu) – sıxlıq; nüfus yoğunluku – ehalinin sıxlığı
YORUM – icmal, şerh, izah; yorumdan kaçınmak – şerh elemekden boyun qaçırmaq
YORUMCU – şerhçi, icmalçı; radyo yorumcusu – radio şerhçisi
YORUMLAMAK – kommentari vermek, izah etmek, şerh etmek
YÖNETEM – üsul, metod
YÖNETİM – idare, rehberlik, başçılıq; planlı yönetim – planlı idare
YÖNETMEK – idare etmek, rehberlik etmek
YÖNETMELİK(-ği) – telimat, gösteriş
YÖNETMEN – 1) rehber, başçı, direktor; 2) quruluşçu, tertibatçı
YÖRE – eniş, yamac, etraf, şeher kenarı, civar
YÖRESEL – yerli; yöresel saatle – yeri vaxtla
YÖRÜNGE – orbit
YUFKA – 1) yuxa; yufka acmak – yuxa yaymaq; 2) nazik, zerif, yuxa; yufka yürekli – üreyiyuxa
YUNUSBALIĞI(-nı) – delfin
YÜKÜM – vezife, borc
YÜRÜRLÜK(-gü) – qüvvede olmaq (qanun ve s.); kanun yürürlükte – qanun qüvvededir
YÜZBAŞI(-yı) – kapitan, rotmistr
YÜZDE – faiz; yüzde kırk – qırx faiz
YÜZEY – seth; yüzey gerilimi – sethi gerilme
YÜZEYSEL – sethi; yüzeysel muamele – sethi münasibet
YÜZÖLÇÜMÜ(-nü), YÜZÖLÇE – sahe; ülkenin yüzölçümü nedir? – ölkenin sahesi ne qederdir?
Z
ZAM(mmı) – artım, elave; kıdem zamı – uzun müddete işlediyine göre maaşa edilen elave; fiyatlara zam kondu – qiymetleş bahalaşdı
ZAMİR – evezlik (qrammatika)
ZAMK(-kı) – yapışqan
ZATÜRREE – setelcem (tibb)
ZAYİAT(-tı) – itkiler, telefat; zayiat vermek – itkiler vermek
ZEKİ – ağıllı, şüurlu, zekalı
ZERDEVA – dele
ZIMPARA sumbata; zımpara bezi – sumbata bezi
ZIPLAMAK – hoppanmaq, tullanmaq
ZIVANA: zıvanadan çıkmak – hövseleden çıxmaq, özünden çıxarmaq
ZİFİRİ: zifiri karanlık – zülmet
ZİFOS – palçıq, çirkab; zifos atmak – biabır etmek, şer atmaq
ZİL – 1) zeng; zile basmak – zeng çalmaq; 2) sinc; zili çalmak – sinc çalmaq
ZİRAAT(-ti) – ekinçilik, kend teserrüfatı
ZORBA – zülm eden, eziyyet veren
ZORBALIK(-ğı) – zülm, eziyyet
ZORLUK(-ğu) – çetinlik; bu işin zorluğu var – bu işin çetinliyi var
ZORUNLU – mecburi, zeruri; zorunlu kılmak – mecbur etmek
ZORUNLUK(-ğu) – mecburiyyet, zeruret
ZÜPPE – şıq geyinen, modabaz
0 Yorum -
Yorum Yaz
Semerkand Dergisi
Semerkand Aile
Mostar Dergisi
Radyo Onbeş
Menzil.net
Seymes.com
0 Yorum -
Yorum Yaz
Müzakereli okuma ne demek?
|
|
|
|
Kitap okumak,
ilmin de irfanın da olmazsa olmazı. Okumadan, araştırmadan hiçbir
konuda esaslı bir kanaate ulaşmak mümkün değil. Bilgi sahibi olmadan
fikir sahibi olmak da yanlışlar zincirinin ilk halkası oluyor zaten.
Yüce Yaratıcı iki temel
kitap sunmuş "arayan" gönüllere. Bir tanesi "Kelâm"ın tecellisi Kur'an,
bir diğeri "Kudret ve İrade"nin aynası Kâinat. Bu iki kitabı iyi mütalaa
edip tefekkür ufkunda seyahat edebilenler imanın tadına varıyorlar. Bu
sebeple bütün okumalar bu iki kitabı derinlemesine anlamaya matuf
olmalı.
Kâinat kitabını
derinlemesine okumak, harflerden, kelimelerden ve ayetlerden mana
çıkarmak ona imanın gözlüğüyle bakmaya ve pozitif ilimlerle meşgul
olmaya bağlıdır. Kur'an'ı anlamak için de başta hadis olmak üzere dinî
ilimlere vukufiyet gerekiyor. Kullukta derinleşmek, daha nitelikli bir
kulluk performansı ortaya koymak isteyen bir mü'min bu iki kitabı
anlamaya götürecek okuma ve araştırma gayretinin içinde olmalıdır.
Kur'an meali okumak, Kur'an'ı anlamaya yetmiyor. Bir meali yüzlerce defa
okumak, ya da yüzlerce farklı meali okumak da "anlamak" için kâfi
gelmiyor. Bu yüzden, Kur'an'ı asrın idrakine söyleten, ondaki
hakikatlere tercüman olan eserleri müzakere ederek okumak şart.
Günümüzde Müslümanlar
arasında maalesef kitap okumayan ciddi bir kitle var. Öte yandan,
okuyanların da dengesiz okumaları söz konusu. Ortada bir temel olmadan,
okunan şeylerin Kur'ân ve sünnet çizgisine uygun olup olmadığını test
edecek temel kriterleri bilmeden okuma, dengesiz bir okumadır. Böyle bir
okuma şekli insanın sürekli zihnî ve vicdanî gelgitler yaşamasına, bir
türlü kendisi olamamasına sebep olur. Bu şekilde, okuduğu her yeni
kitabın, ele aldığı her makalenin tesiri altında kalıp dün söylediğini
bugün inkâr eden, fikrî omurgasızlar türer. Onun için önce düşünce
dünyamıza ait temel esasların bilinmesi, dolayısıyla bu bilmeyi
sağlayacak eserlere öncelik verilmesi gerekir. Bunlara metodolojik
bilgiler de diyebiliriz.
Mihenk taşı eserler
Bu bakışı kazandıracak,
mihenk taşı mesabesinde bazı kitaplar vardır; onlar temel ve esastır.
Yol üstündeki işaret taşları misali her türlü inhirafa, kaymaya ve
pörsümeye mani olurlar. Onları elden düşürmeden sürekli okumak gerekir.
Bir kere okumak yetmez onları; bir ömür başucu müracaat eserleri olarak
mütemadiyen müzakere edilmelidir. Her bitirme, yeni başlangıçların
tetikleyicisi olur. İçinde binlerce hakikatin desen desen örgülendiği bu
eserler, okuyucunun o anki seviyesine göre okundukları her ayrı seferde
insana yeni şeyler söylerler. Her okuma, okuyucuya yeni bir seviye
kazandırdığı için, o seviyenin gözüyle bakar okuduklarına. Kur'ân-ı
Kerim'i böyle bir okuma hususunda diğer kitaplarla beraber
değerlendiremeyiz; ama onu ayda bir hatmetmeyene de seleflerimiz
Kur'ân'ı terk eden adam nazarıyla bakıyorlar.
"Kur'an okuma"dan maksat
nedir? Muhterem Fethullah Gülen Hocaefendi bu soruya şöyle cevap
veriyor: "Şahsen ben, ruhsuz Kur'ân okumanın insanımızı duygusuz hale
getireceğine inanıyorum. Kur'ân'ı anlamak, Kur'ân ile dirilmek, onun
özünde derinleşmeye bağlıdır. Kur'ân'ın sadece ibare ve lâfızları ile
ilgilenenler sevap kazansalar bile sevaba açık bir topluluk haline
gelemezler. Bu sebeple, Kur'ân'la münasebetimiz açısından asıl mesele
kalb, şuur, irade, idrak ve hislerimizle ona yönelebilmek ve
benliğimizin bütün buutlarıyla onu duyabilmektir. İşte böyle bir yöneliş
ve duyuş sayesinde Allah'ın (celle celâluhû) bize seslendiğini
hisseder, suya ve ziyaya ulaşmış rüşeymler gibi birdenbire yeşeririz.
Okuduğumuz âyetin her kelimesinde, her cümlesinde farklı derinliklere
erer; aynı anda bir yandan ruhumuzun atlasını temaşa ederken, diğer
yandan göklerin haritasını müşahede etme ufkuna ulaşırız." Görüldüğü
gibi maksat sadece gırtlak ağalığı yapmak değil, bütün duygu, ihsas ve
latifelerimizle Kur'an'ın engin ufkuna teveccüh etmek ve ilahî füyuzat
sağanağı altında sırılsıklam olmaktır.
Ayrıca, iman
hakikatlerinin muhkem bir kale gibi gönüllere yerleşmesine vesile
Risâleler de sürekli ve çok okunmalıdır. Önce "Külliyât"ın tamamı
okunmalı, daha sonra her kitap kendi bütünlüğü içinde ele alınarak,
bütün bölümleri mütalaa edilmelidir.
Hocaefendi'nin eserlerini nasıl okumalıyız?
Muhterem Fethullah Gülen
Hocaefendi'nin "Pırlanta Serisi" kitapları da ayrı bir müzakere usûlüyle
ele alınmalıdır. Hocae-fendi'nin ilminden, irfanından, ilhama mazhar
vicdanî ve amelî tecrübelerinden süzülen makaleler, kitaplar, bütün
katılımcıların hazırlanarak geldiği müzakere heyetlerinde okunmalıdır.
Bu okumalarda her kelimenin, her cümlenin üzerinde derince durularak
maksat bütün teferruatıyla anlaşılmalıdır. Bir makale üzerine yapılan
müzakereden maksadın hâsıl olup olmadığı, müzakereye katılan insanların,
işlenen konuyu ne kadar öğrendiklerine bakılarak anlaşılabilir. "Bu
müzakerede yeni öğrendiğiniz bilgiler nelerdir?" sorusu bu noktada
belirleyici olmalıdır. Dolayısıyla Hocaefendi'yi ve onun fikirlerini en
iyi ve en doğru anlamaya vesile olacak usûller araştırılmalı,
kalıplaşmış bir kısım metotlarda ısrar edilmemelidir. Yeni formatlar,
yeni tarzlar her zaman desteklenmeli ve müzakerenin daha verimli hale
gelmesi için sürekli bir düşünce sancısı içinde olunmalıdır.
Kitap okumak, ilmin de
irfanın da olmazsa olmazı. Okumadan, araştırmadan hiçbir konuda esaslı
bir kanaate ulaşmak mümkün değil. Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi
olmak da yanlışlar zincirinin ilk halkası oluyor zaten.
İyi ve faydalı bir okuma
için im'an-ı nazar; yani, mevzulara derinlemesine bakma, okunan mesele
üzerine odaklanma ve yoğunlaşma çok önemlidir. O makalede ne ele
alınıyorsa o konuyu anlamaya ve derununa vâkıf olmaya çalışılmalıdır.
Eserlerde ele alınan
hakikatlerin, Kur'an ve sünnet-i sahîha ile iltisak noktaları,
irtibatları araştırılmalıdır. Hocaefendi'nin hemen her fikrinin
temelinde mutlaka bu iki kaynak olduğu unutulmamalıdır. Öyleyse iyi bir
anlama için ehil insanlar tarafından bu irtibatın kurulması şarttır.
Kitapta anlatılan şeyler
üzerinde ısrarla durma; ele alınan konular arasındaki münasebetlere, o
kitaptaki belli bahislerin başka yerlerdeki işleniş tarzına bakma da
meseleyi daha iyi anlama adına göz ardı edilmemesi gereken bir usûldür.
Ancak burada şerh edeyim derken meselenin ana ekseninden uzaklaşmamak ve
teferruatta kaybolmamak esas olmalıdır.
Mukayeseli okumalar da
önemli bir müzakere metodudur. Okuduğumuz meselenin selef-i salihin
efendilerimizden bize intikal eden eserlerde nasıl ele alındığını
görmek, onlarla mutabakat noktaları aramak, varsa farklılıkları,
yenilikleri tespit etmek sıhhatli bir müzakere için zaruridir. İmam
Gazâlî, İmam Rabbânî, Mevlânâ Celâleddin ve Bediüzzaman hazerâtının
konuyla ilgili fikirlerini okumak ve mukayeseler yapmak mutlaka üzerinde
durulması gereken bir usûldür.
"Bu makaleden ne anladım?"
Makalelerdeki ima ve
göndermeleri, seçilen kelimelerdeki incelikleri yakalamaya çalışma da
çok istifadeli bir yoldur. Hocaefendi'nin nev-i şahsına münhasır
ifadelerinin üzerinde ayrıca durulmalı, bilgi ve kelime dağarcığımıza
armağan ettiği yeni literatür bütün nüanslarıyla ele alınmalıdır.
Bir başka husus da özet
çıkarmaktır. Okunan makalenin özetini çıkarmak, paragrafları maddeler
halinde ele almak da okuma adına önemli bir esastır. Okur, bir makalenin
sonunda kendi kendine "Ben bu makaleden ne anladım?" sorusunu
yöneltmeli, cevabın sıhhatine göre yeni tedbirler almalı, yeni metotlar
denemelidir.
Kitapları, okuma
önceliğine göre tasnif etmek ve buna göre bir müfredat hazırlamak da
mutlaka olması gereken bir usûldür. Belki iki-üç adımda bitirilebilecek
hale getirip, her adımda okunacak kitapları ve okuma metotlarını
belirlemek en faydalı yol olacaktır.
Müzakereli dersi,
ailelerimizden başlayarak dar daireli sohbet ve istişare heyetlerine,
oradan daha geniş katılımların olduğu toplantılara ve dahası sempozyum,
panel gibi akademik hüviyetli organizasyonlara taşımalıyız. Hem Kur'an'ı
hem de Kâinat kitabını anlamak için "Pırlantalar"a çok ihtiyacımız var.
Bu kadar usûlü birden uygulamak her zeminde mümkün olmayabilir. Önemli
olan buna inanmak ve azmetmektir.
Biz bir yerden okumaya başlayalım da, görelim Mevlâm neyler!
risalehaber.com |
0 Yorum -
Yorum Yaz
Hasan ÖZTÜRK - Şeyhin Cüppesi ve Şeftali Ağacı

( Sayı: 21 ) Mart 2010
HİKAYE TAHLİLİ:
Dergâh dergisinin 2009 yılı öykülerini değerlendirirken Mustafa Başpınar’ın Şeftali Ağacı(Şubat
2009, S 228) adlı öyküsünü dikkatli bir gözle yeniden okudum. Toplumsal
hayatın özellikle dinî-tasavvufi alanına vurgu yapan öykü, adından çok
ayrı bir konumda duruyor gibi geldi bana. Dergide ilk kez öyküsü
yayımlanan yazarın, can alıcı gözlemlerle yazdığı bu öyküsüne “şeftali
ağacı” başlığını seçmesinin bir hikmeti vardır, dedim kendi kendime;
çünkü şeftali ağacının anlamının arka planıyla ilgili herhangi bir
bilgim yoktu. Öykü önemli bence deyip sıyrıldım işin içinden. Gerçekten
üzerinde durulacak bir öyküyle karşı karşıyayız. Gerek Dergâh dergisinde gerekse başka yerlerde konuyla ilgili pek çok öykü yayımlandı/yayımlanıyor elbette. Yakup Kadri’nin, Nur Baba romanıyla Reşat Nuri’nin Miskinler Tekesi’nin, bir dönem için “dışarıdan bakıp” tartışmaya açtığı “tarikat” meselesini Mustafa Kutlu, “ bundan geri efendisine dua” ederek ayrılan müridin gözlemleriyle Mürit
(Sır, 1990 kitabı içinde) öyküsüyle “içeriden bakma”nın samimiyetiyle
anlatmıştı bize. Mustafa Başpınar, dergâhın bahçesiyle içi arasında
sıkışan tedirgin müridi çıkarı karşımıza bu kez.
Çalıştığı dükkândan bir fırsatını bularak dışarı
çıktığında “çarşının boğucu sıcağından kurtulmak” amacıyla dergâhın
serin bahçesinde oturmayı alışkanlık edinen genç, dergâhın bekçisi
“Ahmet abi”siyle muhabbeti zamanla ilerletir. Ahmet, uzaklardan gelmiş
bir garibandır ve şeyhin oluruyla dergâhın bekçisi olarak
görevlendirilmiştir. Bundan böyle, oradakilerin “nereden geldin, kimsin”
sorularıyla karşılaşmayan “yaban” Ahmet, yaptığı her işi usulüne uygun
ve “şikâyetsiz” yaparak kısa zamanda “herkesin abisi” olur. Bakışları
“mustarip” bekçi Ahmet, dergâhın bahçesinde sıklıkla karşılaştığı gençle
“şükreden” hâliyle konuşur her zaman.
Dergâhta eğitim ve günlük hayat devam etmektedir. Yaz
gecelerinin bunaltıcı havasında bahçedeki havuzun başında devam eden
eğitim, içerdeki içtenliğiyle sürer. Şeyhin anlattıklarından etkilenip
coşanlardan biri “Allah” diye inleyince Şeyh efendi onun sırtını
sıvazlar ve “maşallah” der; bu, takvaya giden gizli yolun kişiye
açıldığını işaretidir. Bunca eğitime devam etmişken hiçbir zaman
haykır(a)mayan genç, kendi durumunu “kendimi yola adayamadığımın
göstergesi” olarak görür. Gidişatının hayra yorulmayacak bir durumda
gelişmesinden rahatsız olan genç, dergâha gidip gelmelerini sıklaştırsa
da aradığı “iç huzur”u bulamadığı kaygısıyla iç sorgulamalara başlar.
İçi karmakarışıkken içindeki bu kuşkuyu, dergâhta kalbinin “tatmin
olmadığını” açıkça söylemekten de çekinir. Bu itirafı başkalarına
söylemekten çok daha zoru Şeyh efendinin karşına geçip “kalbim mutmain
olmadı” diyebilmektir.
Yıllar geçtikçe Şeyhinin “ha gayret”
yüreklendirmelerine karşın genç müridin durumunda olumlu bir gelişme
olmaz. Dergâha gelenlerin pek çoğu hayli yol kat etmiş, bu yolda önemli
mertebeler kazanmışlardır. Şeyhin çevresinde eğitimlerini ve manevî
kazanımlarını sürdürenler “asi ruhlu olmak imanın zayıflığına delalet
eder” dercesine bakarlar kendisine ve o da çoğu kez “halkaya dâhil
olamamak”la suçlar kendini. Çile yolculuğunda bir türlü mesafe alamamış
olmasını, “biliyorum suç bende” itirafıyla kendine bağlayan gencin
bundan sonrası için yapacağı “tamam mı devam mı” sorusuna cevap
verebilmektir. Dergâhın düzenine uymayan eksikliklerini(!) kendince
gözden geçirip “tamam” kararıyla, dergâhın işlerinde “büyük bir iştahla”
çalışan Ahmet abisine içinden bir “Allah’a emanet ol” dileğiyle ayrılır
oradan.
Şeftali Ağacı, dergâha yeni
katılan gencin eğitim süreci bağlamındaki “iman” ve “isyan” ikilemine
tanıklık etmemizi göstermesi bakımından önemlidir. Manevî iklimin
kuşattığı bir eğitim ortamında düşünmenin ve konuşmanın özgürlük
arayışıdır söz konusu olan. Bir yanda kurulu düzenin “itaat” beklentisi,
diğer yanda otoritenin dayatmalarına eleştirel bakışla yaklaşan “birey”
olma çabası. Formel eğitimi toplum katmanlarına yaymayı amaçlayan örgün
eğitimin bilgilendirme biçimine tamı tamına bezemese bile gönüllülük
esasına dayanan dergâh/tasavvuf eğitimi de istendik davranış edinenler
topluluğu yetiştirecektir. Her iki alanda da istediklerimiz değil,
istenilen verilecektir ve eğitime tabi olanlar, sorgulama/eleştirme
haklarını özgürce kullanamayacaklardır. Dergâha katıldığı ilk günlerde
sorgulamaya kalkışan gence, “manen yükselip üst makamlara” çıkan
kardeşlerin söylediği, “içinde putların var, yık onları” uyarısıdır.
Dergâhın düzenine kayıtsız şartsız uyarak “manen yükselip üst makamlara”
çıkanlara “Neden efendiyi taklit ediyorsunuz? Neden kendiniz
olamıyorsunuz? İlla da herkes efendi gibi giyinmek, taranmak ve konuşmak
zorunda mı?” sorularını sormak, pek de kolay değildir. Çükü orada
düşündüğünü “söylemek, közü elle tutmak gibi bir şey”dir. Şeyh efendiyi
“huşu içinde” dinlemenin rahatlığı/avantajı varken “zahiri görünüm ne
kadar Şeyh efendiye benzerse, manevi olarak da o kadar mı yakın
olunuyor” sorusu, “kıymet kazanmak için hangi kutsala kendimi kurban
edeyim diye düşünüp duran”ların arasındakilere sorulacak soru mudur
Allah aşkına? Bunu göze almak, bedeli ağır bir suçtur. Gerçi ceza açık
ve “yasal” değildir; ancak aklanması kolay/mümkün olmayan örtük bir
mahkûmiyettir uygulanan: dışlama, gözden düşürme, geleceği karartma,
çevreden soyutlayıp dar alana hapsetme, ötekileştirme vb.
1984 romanındaki “big
brother” benzeri Orwelyen bir tavırla “herkes, efendi ne anlatırsa demek
ki ihtiyacımız oymuş görünümüne niçin bürünüyor”sa bunun nedenini
sormak, fincancı katırlarını ürkütmek bir yana karşısında “el pençe”
durulanın büyüsünü bozmak, otoritesini sarsmaktır bir bakıma. Bunu göze
almak yürek ister; çünkü “İnsanın yüksek değere sahip olmadığı, üstünde
sallanan birçok kutsalın altında kaldığı bir zihniyette, bireysel
haklar, bireysel düşünce ve ifade etme hakkı ciddiye alınır mı?” (Yasin
Ceylan, Radikal 2, 24.01.2010) sorusu kazınmıştır beyinlere bu tür
ortamlarda. ( Prof. Dr. Yasin Ceylan’ın, “Her çeşit eğitim bir dayatmadır.” cümlesiyle başlayan ve modern eğitimin otoriter yapısına yönelik ciddi eleştiriler içeren “Kutsalcılar, İzindeyizciler ve İdeal Birey”
başlıklı yazısının, bir de “gönül eğitimi” için okunmasını isterdim.)
Bu “çekinme”, dergâhın dört duvarıyla sınırlı kalmayıp eğitimden
siyasete, akademik ortamdan bürokrasiye yayılan geniş bir alanı(mızı)
kuşatmıştır. Dergâhın maneviyatını “gökyüzünden düşenin parçası bulunur ama şeyhin gözünden düşenin parçası bulunmaz”
efsanesi bürümüşken “birey olarak, kendim olarak kalmak istiyorum”
demek mümkün olabilir mi? Onca zaman susup “kös kös” bekleyen genci
“aklı kullanma” sorunu “çileden çıkarıyorsa bu sebepsiz değildir.
“Önemli bir mevzuda Şeyh efendi bir müridine görüşünü soruyor. Mürit siz
bilirsiniz efendim diyor. Şeyh efendi başka bir zaman sıradan bir
mevzuda bir müridine daha görüşünü soruyor. Cevap yine aynı: Siz daha
iyisini bilirsiniz. Ya ortaya çıkıp Allah aşkına Şeyh efendi haşa Allah
mı da her şeyi, hem de en iyisiyle bilsin diyesim geliyor, ama ya başıma
geleceklerden kim kurtaracak beni?” Burada, başım(ız)a gelecekler,
hukuki olanın ötesindeki bir cezalandırmadır. Gazaba uğramak ve parçası
bulunmamaktır söz konusu olan. Filozof Bertrand Russel: “İyi
insan, düşünceleri ve eylemleri iktidar sahiplerine hoş gelen kişidir.”
derken kutsallaştırılmış azizleri de iktidar kapsamına almış olmalıdır.
Şeftali Ağacı öyküsün
yayımlanması kadar yayımladığı dergiyi de önemli gördüğümü açıkça
söylemeliyim. Öykü, “karşı tarafın iftirası” yaftasın kurban gitmemiş
olur en azından. Para ve siyaset batağına bulaşan tarikatların
perişanlığını, Mustafa Kutlu’nun Mürit öyküsündeki
aynada gör(e)meyenler yeni aynaya bakabilirler mi bilemem. Şeyhinin
gözünden düşünce parçası bulunmayacak mümin müridin, seçim zamanlarında
çok özel mekânlarda görüşülen politika cambazları kadar saygıya değer
olup olmadığını merak edenlerle, havarilerini davaya kurban için cepheye
sevk edip merkez hücrede keyif çatan liderlerin örgütleri üzerindeki
etkisini merak edenler de bu öyküyü okumalıdır. Mustafa Başpınar,
tasavvufi dünyanın önemli pek çok kavramının; bugünlerde siyaset,
ticaret, eğitim, medya vb. yeni söylemlerle örtülerek ve süslenerek
karşımıza çıkan biçimi “cemaat” kavramına yakın ve muhalif duranların
denk bir dikkatle okumaları gereken bir öykü yazdığı için zor ve önemli
bir iş başarmıştır.
http://www.edebiyatufku.com/haber.php?haber_id=1017
0 Yorum -
Yorum Yaz
TÜRKÇE BAKIŞ
Prof.Dr.Nurullah ÇETİN
ncetin@humanity.ankara.edu.tr
ŞİİR TAHLİLİ: Yahya KEMAL’in “KOCA MUSTAPAŞA” şiirinin tahlili
Koca Mustâpaşa! Ücrâ ve fakîr İstanbul!
Tâ fetihten beri mü’min, mütevekkil, yoksul,
Hüznü bir zevk edinenler yaşıyorlar burada.
Kaldım onlarla bütün gün bu güzel rü’yâda.
Öyle sinmiş bu vatan semtine milliyetimiz
Ki biziz hem görülen, hem duyulan, yalnız biz.
Mânevî çerçeve beş yüz senedir hep berrak;
Yaşayanlar değil Allah’a gidenlerden uzak.
Bir bahar yağmuru yağmış da açılmış havayı
Hisseden kimse hakikat sanıyor hulyâyı.
Âhiret öyle yakın seyredilen manzarada,
O kadar komşu ki dünyâya duvar yok arada,
Geçer insân bir adım atsa birinden birine,
Kavuşur karşıda kaybettiği bir sevdiğine.
Serviliklerde sükûn, yolda sükûn, evde sükûn.
Bu taraf sanki bu halkıyle ezelden meskûn.
Bir afîf âile sessizliği var evlerde;
Örtüyor fakrı asâletle çekilmiş perde.
Kaldırımsız, daracık, iğri sokak, doğru sokak…
Her geçildikçe basılmış ve düzelmiş toprak.
Kuru ekmekle, bayat peyniri lezzetle yiyen,
Çeşmeden her su içerken: “Şükür Allah’a” diyen
Yaşıyor sâde maişetlerin en sâfında;
Rûh esen kuytu mezarlıkların etrâfında.
Bu vatandaş biraz ahşapla, biraz kerpiçten
Yapabilmiş bu güzellikleri birkaç hiçten.
Türk’ün âsûde mizâciyle Bizans’ın kederi
Karışıp mağrifet iklîmi edinmiş bu yeri.
Şu fetih vak’ası, yâ Rab! Ne büyük mu’cizedir!
Her tecellîsini nakletmek uzundur bir bir;
Bir tecellisi fakat, rûhu saatlerce sarar:
Koca Mustâpaşa var, câmii var, semti de var.
Elli yıl geçtiği günlerde büyük mu’cizeden,
Hak’dan ilham ile bir gün o güzel semte giden,
Rum vezîr, eski manastırda ederken secde,
Kalbi çok dolduran îmân ile gelmiş vecde,
Onu, tek Tanrı’sının mâbedi etmiş de hayâl,
Vakfedip her neye mâlikse, bütün mâl ü menâl,
Bir fetih câmii yapmak dilemiş İslâm’a.
Sebep olmuş bu eser yâd edilir bir nâma.
Dört asırdır inerek câmie nûr üstüne nûr
Yerde bulmuş yaşayanlar da, ölenler de huzûr.
Ona hâlâ gidilirken geçilir bir yoldan,
Göze çarpar ölüm âyetleri sağdan soldan,
Sarmaşıklar, yazılar, taşlar, ağaçlar karışık;
Hafız Osman gibi hattatla gömülmüş bir ışık
Bu mezarlıkta siyah toprağı aydınlatıyor;
Belli, kabrinde, o, bir nura sarılmış yatıyor.
Gece, şi’riyle sararken Koca Mustâpaşa’yı
Seyredenler görür Allah’a yakın dünyâyı.
Yolda tek tük görünenler çekilir evlerine;
Gece sessizliği semtin yayılır her yerine.
Bir ziyâretçi derin zevk alarak manzaradan,
Unutur semtine yollanmayı artık buradan.
Gizli bir his bana, hâtif gibi, ihtâr ediyor;
Çok yavaş, yalnız içimden duyulan sesle, diyor:
“Gitme! Kal! Sen bu taraf halkına dost insansın;
Onların meşrebi, iklîmi ve ırkındansın.
Gece, her yerdeki efsunlu sükûnundan iyi,
Avutur gamlıyı, teskin eder endîşeliyi;
Ne ledünnî gecedir! Tâ ağaran vakte kadar,
Bir mücevher gibi Sünbül Sinan’ın rûhu yanar.
Ne saâdet! Bu taraflarda, her ülfetten uzak,
Vatanın fâtihi cedlerle berâber yaşamak! ...”
Geç vakit semtime döndüm Koca Mustâpaşa’dan
Kalbim ayrılmadı bir ân o güzel rü’yâdan.
Bu muammâyı uzun boylu düşündüm de yine,
Dikkatim hâdisenin vardı derinliklerine;
Bu geniş ülkede, binlerce lâtîf illerde,
Nice yıl, cedlerimiz kökleşerek bir yerde,
Manevî varlığının resmini çizmiş havaya.
Ki bugün karşılaşan benzetiyor rü’yâya.
Kopmuşuz bizler o öz varlık olan manzaradan.
Bahseder gerçi duyanlar bir onulmaz yaradan;
Derler: İnsanda derin bir yaradır köksüzlük;
Budur âlemde hudutsuz ve hazîn öksüzlük.
Sızlatır bazı saatler dayanılmaz bir acı,
Kökü toprakta kalıp kendi kesilmiş ağacı.
Rûh arar başka tesellî her esen rüzgârda.
Ne yazık! Doğmuyoruz şimdi o topraklarda!
(Resimli Hayat, 15 Temmuz 1953, C.2, S.15, s.3)
Konu:
Kocamustapaşa Semti. Şehirlerin, semtlerin şiirini yazma geleneği ciddi
anlamda Yahya Kemal’le başlar. Divan şiirinde İstanbul’un değişik
semtlerine değinildiğini görsek de şehir ya da semt mekanını bir bütün
olarak almak, yani tarihiyle, kültürüyle, mimarisiyle, tabii, coğrafî
özellikleriyle, halkının toplumsal ve ekonomik yaşantısıyla bir bütün
hâlinde değerlendirme geleneği Yahya Kemal’le başlar. Bir mekan şairi
olan Yahya Kemal, İstanbul’u ve tabii değişik semtlerini Türk milletinin
millî ruhuyla nasıl vatanlaştırdığını, bu dünya ve öte dünyaya ait
ürettiği ve kurumsallaştırdığı Türk-İslam kültürüyle nasıl sıcak, manevî
bir yaşama alanına çevirdiğini adeta orayla aynileşerek yansıtır.
İzlek:
Kocamustapaşa semti, Türk milletinin millî ve manevî değerleriyle,
tarihî, coğrafî, toplumsal, kültürel, ekonomik özellikleriyle Türk-İslam
kültür ve medeniyetine bağlı, kendi içinde uyumlu, Türk milletinin iç
huzurunu bulduğu bir Türk vatanı hâline gelmiştir. İstanbul’un pek çok
yeri gibi bu semt de Türk-İslam kültür ve medeniyetinin bir sentezidir.
Düşünce: Yahya
Kemal, bu şiirini tamamiyle denilecek ölçüde hikemî bir şiir olarak
kurgulamış. Şiirde büyük bir bilgelik eseri görülüyor. Şair, tarihe,
insana, kültüre, ahirete, toplumsal ve ekonomik hayata dair bilgece
yaklaşımlar üretiyor. Türk milletini, coğrafyayı vatanlaştırma
becerisini, fakir fukaralığın, kanaatkarlığın, şükrün Müslüman Türkü
mesut eden sırrını, ölüleriyle birlikte yaşama kültürünü, millî ve
manevî değerlere bağlı bir hayatın milletleşme sürecindeki işlevsel
rolünü görmüş geçirmiş bir aksakal, bir hakîm, bir filozof olarak ortaya
koyuyor.
Olay: Şiir,
manzum hikâye değil, saf şiir. Ama barındırdığı olay unsurlarından
hareketle hikâye ya da hikâyeler kurgulanabilir. Kocamustapaşa adlı Rum
vezirin Müslüman ve Türk oluşu hikâyesi ve bundan sonraki hayatı ve
yaptıkları, Türk milletinin İstanbul’un fethinden beri bu semtteki fakir
ama mütevekkil yaşantıları uzun hikâyeler hâlinde canlandırılabilir.
Şair, bütün bunları uzun uzun anlatmıyor; sadece teğet geçen değinmeler
hâlinde hatırlatarak ayrıntıları hayalimize havale ediyor.
Duygu: Şiirde
geçmişe hasret duygusu kuvvetle hissettiriliyor. Ayrıca şairin inanç
birlikteliğine sahip olduğu asil Müslüman Türk milletiyle yaşantı
birlikteliğinden mahrum oluşunun kendi ruhunda bıraktığı acı ve hüzün
duygusu da çok derinlerden hissettiriliyor. Kendisi ve kendisi gibi olan
ve hayat tarzı itibariyle alafrangalılaşmış insanların tarihlerinden,
milletlerinden, milletlerinin millî ve dinî değer ve yaşantılarından
kopuk olmaları yani köksüz olmaları onları öksüz bırakmıştır.
Dolayısıyla şair, millî öksüzlük duygusunu çok bariz biçimde yansıtıyor.
Görüntü:
Şiirde nesnel görüntüler belirleyici konumda. Yani Kocamustafapaşa
semtine ait oldukça gerçekçi, nesnel, canlı görüntüler ve bunların
fotoğrafik tasviri var. Ancak bu nesnel görüntüler, çoğu zaman resimsel
ve hayalî bağlamda öznel görüntülere büründürülmektedir ki metnin
şiiriyyeti de buradan geliyor.
Soyut Görüntü Unsurları:
Simge ve İmgeler:
*Kocamustapaşa semtinde hüznü bir zevk edinenlerin yaşaması: İstanbul’un
fethinden beri bu semtte yaşayan Türk milleti, maddî anlamda yoksuldur,
parası pulu, malı mülkü yoktur, az bir dünyalıkla geçinir gider. Ancak
Allah’a imanı kuvvetlidir, gereken sebeplere teşebbüs ettikten sonra
neticeyi Allah’a bırakarak tamamen O’na teslim olmuştur. Dünyalık
değerler bakımından yoksul olması bu millet için mutsuzluk kaynağı
değil; tam tersine hâline şükrettiği ve elindekine kanaat ettiği için;
İslam imanı ona bu yaklaşımı kazandırdığı için, asıl zenginliğin iman ve
amel zenginliği olduğuna inandığı için mutludur, huzurludur. Maddî
anlamdaki fakirlik hüznü ona manevî anlamda zenginlik sebebi olacağı
için bu hüzün ona keder değil; ancak zevk verir.
Yahya Kemal bu şiirde Türk milletinin
toplumsal ve ekonomik konum itibariyle daha alt tabakalarında yer alan
kesimlerinin toplumsal hayatını konu edinirken; özellikle komünistlerin
istismarcı yaklaşımlarına tepkisel bir tavır geliştirmiştir. Komünist
şair ve yazarlar, fakir halkın edebiyatını yaparken, meseleyi sınıf
çatışması bağlamında değerlendiriyorlar, fakir kesimin fakirliğini
istismar ediyorlar, onları hınça, kine, kızgınlığa, öfkeye sevkediyorlar
ve bu kesimi komünist ihtilal yapmak için araç olarak kullanıyorlar.
Dolayısıyla Komünist edebiyatta fakir halkın fakirliğinden kaynaklanan
hüznü mutsuzluk kaynağı iken; Yahya Kemal’in milliyetçi yaklaşımında bu
hüzün, zevke dönüşüyor. Dolayısıyla komünist edebiyatçılar millet
bütünlüğünü sadece ekonomik ve toplumsal değerlerden yola çıkarak
çatışan sınıflara ayrıştırırken Yahya Kemal, zenginiyle fakiriyle,
padişahıyla halkıyla Türk milletinin tamamını birbiriyle dayanışma,
saygı sevgi içinde, ortak millî ve manevî değerlerde buluşmuş uyumlu,
ahenkli millî bir bütünlük içinde sunuyor. Bir bakıma istismarcı
Komünist edebiyata karşı bütün unsurlarıyla kendi içinde uyumlu bir
millet bütünlüğüne dayalı milliyetçi edebiyatın nasıl yapılacağını
gösteriyor.
*Şairin Kocamustapaşa halkıyla bütün gün bu güzel rü’yâda kalması:
Yahya Kemal, toplumsal konumu, yaşadığı mekan, yaşama biçimi, eğitim
seviyesi ve kültürel yapısıyla Kocamustafapaşa halkından ayrı bir yerde
duruyor. O, zaman zaman İstanbul’un halis Müslüman Türk mahallelerine
ziyaretler yapar ve ora halkını gözlemleyerek kendisinde oluşan
izlenimlerini şiirleştirir. Bu şiir de onlardan biri. Şair, bir gün
geçirdiği Kocamustapaşa semtinin manevî, ruhanî, kültürel, tarihî,
tabii, coğrafî, toplumsal havasından büyük bir haz alır, orada
bulunmaktan mutlu olur ve kendisini bir rüyada gibi hisseder. Çünkü
mensup olduğu Müslüman Türk milletinin bütün değerlerini yaşattığı bir
havayı solumuş ve bundan mutluluk duymuştur. Kendisi onlar gibi yaşamasa
bile hiç olmazsa onlara mensubiyet, bağlılık duygusuyla teselli bulmaya
çalışmaktadır.
*Bu vatan semtine milliyetimizin kuvvetle sinmiş olması:
Türk milleti, İstanbul’un fethinden beri bu semti millî ruhuna göre
yeniden şekillendirerek tam bir Müslüman Türk vatanı hâline getirmiştir.
Yahya Kemal, tarih içinde Türk milliyetinin oluşum ve gelişim seyrini
araştıran ve keşfettikleriyle mest olan bir şair. O, bu tarihsel
yolculukta şunu görüyor: Türk milleti, yerleştiği bir coğrafyayı, dinî
ve millî değerleriyle, millî ruhuna uygun kültür değerleri ve
kurumlarıyla, mimarisiyle, mezarlığıyla, mahallesiyle, ticarî,
toplumsal, dinî hayatıyla, o kuru coğrafyaya kendi milliyetinin ruhunu
sindiriyor ve orayı manevi anlamda huzur ortamına dönüştürerek
vatanlaştırıyor. Kuru coğrafyayı vatanlaştırma konusunda Türk milletinin
uzun bir tarihsel tecrübesi vardır. Büyük kültür ve medeniyet eserleri
üretmek, toplumsal hayatı sağlam, kalıcı, doğru, güzel, faydalı, millî
ve manevî değerlerle düzenlemek, Türk’ün ezelî kabiliyetlerinden
biridir. Kocamustapaşa semti bu anlamda milliyetimizin yani Türk millî
ruhunun, Türk bakış açısının, Türk imarının, Türk inşasının kuvvetle
göründüğü, somutlaştığı bir semttir. Burada artık Türk’ten ve Türk’e
özgü olandan başka bir şey görülmez ve hissedilmez olmuştur. Millî ve
manevî şahsiyet mührümüzü derin bir şekilde buraya vurmuşuz.
*Mânevî çerçevenin burada beş yüz senedir hep berrak olması:
Eski Türk yerleşim alanlarının, şehirlerinin, kasabalarının,
mahallelerinin kendine özgü bir havası vardır. Aile mahremiyetini
yansıtan bir mahalle hayatı vardır. Merkezde cami, etrafında ise
toplumsal, ticarî, kültürel mekanlar ve bunlar etrafında toplaşmış ve
gündelik faaliyetlerini millî ve manevî değerlere bağlı olarak sürdüren bir mahalleli topluluğu vardır. Bu toplumsal hayata rengini veren de İslam maneviyyetidir.
Sabah erkenden bütün mahalleli sabah ezanıyla uyanır, topluca camiye
gider, topluca namaz kılar, alışverişini yapar, fakir fukara gözetilir,
hasta, ölüm ziyaretleri yapılır, ölümler sala ile ilan edilir, kabre
topluca defnedilir, düğünler toplu katılımlarla şenlendirilir, amin
alayları topluca icra edilir vs. Yani bugünlerde başka maksatlarla
üretilen “mahalle baskısı” denilen şey, aslında Türk mahalle hayatına
ruh ve hayatiyet veren manevi bir atmosferdir. İstanbul’un fethinden
beri bu mahalleye, Türk’ün millî ve manevî havası hükmetmektedir ve
berrak bir şekilde sosyal ve metafizik güvenlik şemsiyesi hâlinde
varlığını korumaktadır.
*Yaşayanların Allah’a gidenlerden uzak olmaması:
İslam inancında ölüm bir yok oluş, bir bitiş, bir son değildir. Kısa
bir ayrılık süresidir. Ölen insan sonsuza dek yok olmamıştır. Bir süre
sonra insanlar birbirleriyle sonsuza kadar beraber olacaklardır. Ölen
insan, yaşayan insandan bir süreliğine ayrı kalmıştır, kıyametten ve
haşirden sonra sonsuz bir birliktelik olacaktır. İslam’ın ahiret inancı,
Müslüman Türk’te ölümün ürkünçlüğünü, korkunçluğunu yok etmiştir. Onun
için Müslüman Türk geleneğinde mezarlıklar, şehrin içinde ya da hemen
kenarında yapılır ve yaşayanlar sürekli ölüleriyle beraberdir, Perşembe
günleri, Cuma günleri, arefe günleri ya da başka zamanlarda kabir
ziyaretleri yapılır ve ölülere dualar, ayetler, sureler okunarak onlarla
manevî iletişim kurulur. Yani yaşayan Müslüman Türk, kendisini ölen
Müslüman Türk’ten uzak
görmez. Dünya hakikati ile ahiret hayalini iç içe yaşar, arasında fark
görmez, her iki âlemde birden yaşar. Dünyayla ahiret arasında bir duvar,
uzak bir mesafe görmez. Bunlar birbirine çok yakın komşulardır.
Dolayısıyla Yahya Kemal, başka şiirlerinde ve yazılarında da Türklerdeki
ahiret, mezarlık, ölüm kültürü üzerinde uzun uzun durur. Müslüman Türk,
İslam imanının çerçevesi içinde dünya ve dünya sonrasından oluşan âlem
hayatını bir bütün olarak algılar ve yaşar. Kabir kültürü, Müslüman
milletler arasında en fazla Türklerde yaygındır. Başka Müslüman
milletler, kabre o kadar önem vermezler, ama biz bu konuda pek çok
tören, merasim, edebiyat, kural kaide üretmişiz. Bu biraz da bizim
milliyetimizin bir yansımasıdır. Biz Türkler, atalar kültürüne
cibilliyeten bağlıyızdır. Ata, ecdad saygısı, sevgisi ve bağlılığı bizi
millet yapan ve millet olarak kalmamızı sağlayan millî değerlerimizden
biridir. O yüzden millî bir hususiyetimiz olan atalar kültünü İslam
inancı çerçevesi içinde belli bir geleneğe, kurumsal kültürel yapılara
kavuşturmuşuz. Bunların bir kısmı hurafe bile olsa Yahya Kemal, bunların
millî yapımızın tahkiminde işlevsel olduğu için önemsiyor.
*Sükunet medeniyeti: Yahya Kemal,
“Serviliklerde sükûn, yolda sükûn, evde sükûn.
Bu taraf sanki bu halkıyle ezelden meskûn.”
Mısralarıyla Türk-İslam medeniyetinin
bir sükunet medeniyeti oluşuna vurgu yapıyor. Türk dediğimiz insan,
fıtraten mülayim, yumuşak huylu, sakin tabiatlı, sessiz ve rahat bir
tabiata sahiptir. Başkalarına güven ve rahatlık telkin eder. Türk’le
karşılaşan insanın ilk izlenimi güven, emn ü eman ve sükunettir. Türk,
fıtraten sahip olduğu bu sükunet hâlini kurduğu mahalle, şehir ve evinde
de hâkim kılmıştır. Toplumsal huzurun, gerginlik ve çatışma ortamında
değil; tam tersine sükunet ortamında oluşunun sırrına vakıf olmuş bir
milletizdir biz. Biz, fazla konuşmayı da sevmeyiz, sakin sakin oturup
derin tefekkürlere dalarız, varlığın, kainatın, zamanın ve mekanın
derunî sırlarını keşfetmeye çıkmış gibi durağan bir hâlimiz vardır. Bu
hâlimizle etrafımızdaki insanlara bir güvenlik atmosferi sağlarız. Yahya
Kemal’in dikkatle gözlemlediği ve huzuru iç sükunetinde yakalamış o
eski Müslüman Türk sükunetine günümüzde ne kadar ihtiyacımız var!...
Yahya Kemal, bununla ilgili olarak bir
yerde şöyle der: "Artık sarahatle (açıkça) biliyordum ki vatan nasıl
tecelli etmişse (somut olarak ortaya çıkmışsa), onu öyle anlamalıdır.
Meselâ Kocamustâpaşa
gibi bir semt, Buhara'da, Semerkand'da bulunmaz. O sadece Türkiye'de ve
Türk medeniyetinin muhassalası (özeti, sentezi, bileşkesi, neticesi)
olan İstanbul'da bulunur. (...) Bir iklimin manzarası, mimarîsi ve halkı
arasında halis ve tam bir âhenk varsa, orada, gözlere bir vatan tablosu
görünür. İklimden anlayan gerçek ve hassas bir sanatkâr, İstanbul'un
eski semtlerinden herhangi birini, meselâ Kocamustâpaşa
semtini (...) seyredince kat'î bir hüküm vererek der ki: Bu halk bu
iklimde ezelden beri sâkindir ve bu iklime bu mimarîden ve bu halktan
başka unsurlar yaraşmaz."
*Asaletle taçlanan fukaralık:
“Bir afîf âile sessizliği var evlerde;
Örtüyor fakrı asâletle çekilmiş perde.”
Müslüman Türk’ün harim-i ismeti olan
aile, onun korunağıdır, sığınağıdır, ilticâgâhıdır. Müslüman Türk,
mahremiyetini bütün boyutlarıyla yaşadığı iffetli aile ortamında
fukaralığını, çaresizliğini, kusurlarını, aczlerini gizleyerek asil
duruşuna halel getirmemeye çalışır. Kendi yağıyla kavrulan Müslüman Türk
ailesi, elindekiyle, elde ettiğiyle yetinerek kanaatın, sabrın,
tevekkülün, yetinmenin, sızlanmamanın, şikayet yerine şükretmenin ne
demek olduğunu hâl diliyle âleme gösterir. Sessizce iffetini muhafaza
ederek yaşama mutluluğu, onu anlamlı kılan temel bir hususiyet olarak
karşımızda duruyor. Müslüman Türk fakirliğini, yani sadece dünyevî
anlamdaki yoksunluğunu, parasızlığını, dünyalık şatafattan uzaklığını
asaletiyle, soylu duruşuyla, manevi zenginliğiyle örtmesini bilir.
Fakirliğini âleme ilan etmez, kimseler bilmesin ister. Yüce ahlakıyla,
asil insani duruşuyla, kanaat abidesi olarak arz-ı endam etmesiyle
gizler. Kimselerden bir şey isteyemez. Yüzü kızarır, kötü bir şey
yapıyor hissine kapılır. Bazıları gibi gece gündüz şirretlik, yüzsüzlük
edip habire şikayet etmez, habire devlet bize bakmıyor diye feryad ü
figan etmez. Kimselere yük olmadan, sessizce yaşayıp gitmenin,
fakirliğini insana değil; Allah’a açmanın daha asilce bir tavır
olduğunun bilincindedir. Dilencilikle, yüzsüzlükle, şirretlikle,
cerbezeyle, milletin ve devletin başına püsküllü bela kesilerek insanî
ve medenî değerini asla düşürmez. Müslüman Türk, asilce var olmayı, asil
bir şekilde ölmeyi var oluşunun temel gereği olarak bilir.
*Aza kanaatla mutluluğun sırrını yakalamak:
“Kaldırımsız, daracık, iğri sokak, doğru sokak..
Her geçildikçe basılmış ve düzelmiş toprak.
Kuru ekmekle, bayat peyniri lezzetle yiyen,
Çeşmeden her su içerken: “Şükür Allah’a” diyen
Yaşıyor sâde maişetlerin en sâfında;
Rûh esen kuytu mezarlıkların etrâfında.
Bu vatandaş biraz ahşapla, biraz kerpiçten
Yapabilmiş bu güzellikleri birkaç hiçten. ”
Müslüman Türk, “Allah malı istediğine,
ilmi isteyene verir” hikmetine inanmıştır. Dünyalık bağlamındaki maddi
değerlere hırsla, ihtirasla sarılarak kendini ve çevresindekileri mutsuz
ve huzursuz eden bir yaratık değildir. Elindeki rızka kanaat ederek
onun şükrünü eda edememenin verdiği eziklikle çevresine sükun ve huzur
yayan bir mübarek adamdır. Nasibine düşen azıcık nimetin bile ne büyük
bir değere ve öneme sahip olduğunun idrakiyle, derin bir filozof ve
büyük bir bilge tavrı gösteren Müslüman Türk, beşere insanlık dersi
veren bir yaşantıya sahiptir. Dünyayı ve içindekileri sonuna kadar
yağmalanacak, talan edilecek bir yer olarak gören açgözlülerin,
muhterislerin, insanlıktan çıkmış beşer canavarlarının asil Türkün
kurduğu bu insanlık ve adamlık medeniyetinden alacağı çok ders vardır. O
kadar çok şeyi elde edemedim deyip kendi kendini yeyip bitiren,
huzursuzluk içinde hayatı ve dünyayı çekilmez hâle getirenlerle,
nasibine düşenin zevkini ve lezzetini hissederek mutlu yaşayan Müslüman
Türk arasındaki fark, büyük filozoflar için bereketli bir düşünce alanı
olmalı.
Hemen burada bir alıntı yapalım:
"Benim Kocamustapaşam fakir bir semti
anlatır. İşte görüyorsunuz tam bir fakir semt tasviri. Fakat
komünistlerce bu şiirin bir kıymeti yoktur. Çünkü onların gayelerine
hizmet etmemektedir...", "Cemiyetle şiirlerimin alâkası yok diyorlar.
Kocamustapaşa'yı görmezlikten geliyorlar. Çünkü onda solcu fikirler
yok.", "Kocamustapaşa'da 1480 ile 1512 yılları arasında yaşayan
Kocamustafapaşa adlı bir zatın yaptırdığı cami var... O semt vaktiyle
bir Bizans semti idi. Bayezid-i Veli'nin bir kölesi vardı: Mustafa.
Sonra sancakbeyi ve vezir oldu. Adı da: Musta Paşa. Müslümanlığı ile
halk arasında şöhret kazanıp Kocamustafapaşa oldu. Sonra Yavuz'un ilk
sadrazamı oldu. Yavuz, Kocamustapaşa'yı ağabeyi Sultan Ahmet taraftarı
sanarak öldürttü...
Koca Mustapaşa hakkında eski tarihler
yanlış şeyler yazarlar: Tellakmış, çırakmış, Sultan Cem'i zehirli ustura
ile öldürmüş diye. Bilhassa sonuncusu bir efsanedir. Çünkü Roma'ya,
Bayezid-i Veli tarafından elçi olarak gönderilmiştir. Berber olarak
gitmemiştir. Aleksandr Borjia bu vazifeyi zaten kendisi mükemmel
yapabilirdi. Fakat o da zehirletmez; zira para çekiyordu. Hasılı
Mustabey'in o zamanki elçiliği, şehzadenin oradaki ikametine ait para işlerini halletmekti.
Kaldı ki Sultan Cem zehirlenerek
ölmemiştir. Roma'dan Napoli'ye hasta olarak nakledilmiştir. Ve Napoli'de
kendi eceli ile ölmüştür. Kocamustapaşa, aslen Rum olduğu hâlde,
Müslüman olduktan sonra İslâmiyeti derin bir hararetle benimsemiş ve
ismiyle anılan semtteki Rum manastırını ve kilisesini camie
çevirtmiştir.", "Koca Mustafa Paşa, Rum. Bir kiliseyi cami yapıyor."
"Bu şiir, baştan başa şairin
çocukluğunda Üsküp'te yaşarken yakından tanıdığı, fakat daha sonra
kaybettiği bir âlemin hayâlini canlandırır. Bu âlem, eski Türk
medeniyetine hâkim olan manevî bir hava ile doludur. Eski Türk
medeniyeti bir "öte fikri"ni taşımasındadır ki bunun da kaynağı dindir.
İslâmiyet, birbirine sıkı sıkıya bağlı olan ölüm ve ahiret duyguları,
dua, ibadet, âyin, mâbet, mezarlık vs. gibi manevî unsurlarıyla, "dinî
öte" fikrini yaşanılan günlük hayatın tabiî bir parçası hâline
getirmiştir. Yahya Kemal'e İstanbul'un eski semtlerini sevdiren işte bu
havadır."
*Sükunet medeniyetinin yeni terkibi:
“Türk’ün âsûde mizâciyle Bizans’ın kederi
Karışıp mağrifet iklîmi edinmiş bu yeri. “
330-395 yılları arasında Roma İmparatorluğu’nun
doğusunda kurulup 1453'e kadar hüküm sürmüş devletin adı 'Bizans
İmparatorluğu' ya da 'Doğu Roma İmparatorluğu' idi. O zaman
'Konstantinopolis' denilen İstanbul başkentiydi. Bizanslılar dil ve
kültürel açıdan Hellenist, din bakımından ise Ortodoks Hristiyan idiler.
1453'te Fatih'in İstanbul'u fethetmesiyle bu imparatorluk son
bulmuştur. Ancak Türk’ün rahat, sakin, iç huzura sahip mizacıyla
Bizans’ın kederi belli bir terkibe ulaşarak yeni bir hava oluşturmuştur.
*İstanbul’un fethinin sadece bir şehrin fethi değil, aynı zaman bir ruh fethi olduğu gerçeği:
“Şu fetih vak’ası, yâ Rab! Ne büyük mu’cizedir!
Her tecellîsini nakletmek uzundur bir bir;
Bir tecellisi fakat, rûhu saatlerce sarar:
Koca Mustâpaşa var, câmii var, semti de var.
Elli yıl geçtiği günlerde büyük mu’cizeden,
Hak’dan ilham ile bir gün o güzel semte giden,
Rum vezîr, eski manastırda ederken secde,
Kalbi çok dolduran îmân ile gelmiş vecde,
Onu, tek Tanrı’sının mâbedi etmiş de hayâl,
Vakfedip her neye mâlikse, bütün mâl ü menâl,
Bir fetih câmii yapmak dilemiş İslâm’a.
Sebep olmuş bu eser yâd edilir bir nâma.”
Yahya Kemal, pek çok yazı ve şiirinde
İstanbul’un fethinin manasını aramaya, felsefesini yapmaya çalışır. Bu,
dünya çapında bir hadisedir. Sadece bir devri kapayıp yeni bir devri
açma, sadece bir şehrin ele geçirilmesi, fethedilmesi olarak
algılanamaz. Aynı zamanda gönüller, ruhlar fethedilmiş, dünya
insanlığının İslam’la şereflenmesine sebep olmuş, karanlığa düşen
insanlara aydınlık alanlar açmış bir büyük hadisedir. Kocamustapaşa
adındaki Rum vezirin Rumluktan çıkıp Müslüman ve Türk olması, işte
İstanbul’un fethi mucizelerinden biridir.
"Osmanlı veziri Koca Mustâpaşa,
aslında Rumdur. Fakat hem Müslümanlığı hem Türklüğü benimseyerek, tam
bir Müslüman Türk paşası olmuştur. Mahallesindeki eski Rum manastırını,
büyük para sarfıyla cami hâline koymuş, bu camiin etrafında kurulan Türk
mahallesi ise, İstanbul'da Müslüman Türklüğün kurabileceği en millî ve
sıcak bir mahalle olmuştur."
Bugün İstanbul’da Fatih ilçesine bağlı bir semt adı olup sınırları içinde Sümbül Efendi Camisi ve Hekimoğlu Ali Paşa Camisi yer almaktadır.
"Kocamustafa Camii (Sünbül Efendi
Camii), VI., VII., yüzyıllara ait bir Andreas manastırından bozmadır.
Kocamustafapaşa semtinde yer alan yapı, Basileios I ve Mikhael VIII
zamanlarında onarılarak kilise hâline getirildi. II. Bayezid'in
sadrazamı Koca Mustafa Paşa tarafından camie çevrildi (1489)."
Ayrıca şunu da söyleyelim, müslümanlar fethettikleri yere fethin sembolü olarak bir cami yaparlardı.
*Karanlık maddenin nuranî mana ile aydınlanması:
“Dört asırdır inerek câmie nûr üstüne nûr
Yerde bulmuş yaşayanlar da, ölenler de huzûr.
Ona hâlâ gidilirken geçilir bir yoldan,
Göze çarpar ölüm âyetleri sağdan soldan,
Sarmaşıklar, yazılar, taşlar, ağaçlar karışık;
Hafız Osman gibi hattatla gömülmüş bir ışık
Bu mezarlıkta siyah toprağı aydınlatıyor;
Belli, kabrinde, o, bir nura sarılmış yatıyor.”
Yahya Kemal, şiir ve yazılarında hep
İslam imanının ruhanî yapısı ve güzel sanatlar şeklinde tecelli eden
kültürel unsurlarının ve saf tabiatın birleşerek karanlık, sıkıcı,
bunaltıcı madde dünyasını birden aydınlattığını, huzur veren bir yapıya
büründürdüğünü vurgular. İslam’ın dünyaya, insanlığa yaydığı nur, saf
tabiatın parçaları olan sarmaşıkların güzelliği ile İslam imanının
kültürü olan hat sanatı gibi süsleme sanatlarının güzelliği iç içe
geçerek, bir araya gelerek mezarlığın siyah toprağını, ruha kasvet veren
karanlık ortamını birden aydınlatıyor.
“Hâfız Osman, Osman bin Ali (İstanbul,
1642-1698) adlı Türk hattatıdır. Vezir, Köprülü-zade Mustafa Paşa’nın
himayesinde yetişti. Hafız oldu. Hayatını yazı ile kazandı. 1672’de
Mısır’a, 1676-77’de de hacca gitti. Hacda bile hatla meşgul olmuştur.
Bir süre Edirne ve Bursa’da bulundu. Saray-ı Âmire’de hocalık yaptı.
1694’te Sultan II. Mustafa’ya yazı hocası oldu. Ayrıca III. Ahmed’e de
hocalık yaptı.
Tasavvufa eğiliminden dolayı
Kocamustafa Paşa şeyhi Seyyid Alâeddin Efendi’ye intisab ederek
Sünbüliyye tarikatına girdi. Güreşe merakı vardır. Kocamustafapaşa‘da
mensup olduğu Sünbülefendi tekkesi haziresine gömülmüştür. Önceleri Şeyh
Hamdullah üslûbunda eser vermiş, daha sonra kendi üslûbunu bulmuştur.
Ancak ikisi arasındaki fark azdır. Türk hattatları ikisini de üstat
sayarlar.
Sülüs ve nesih yazı tarzında kendine
has bir ekol meydana getirdi. 'İkinci Şeyh' unvanını aldı. Nesih ve
sülüs hattıyla ilk hilye levhayı o yazdı. Onun üslûbunda aklâm-ı sitte
yazılarında harfler gövde duruş bakımından çok güzel bir şekle
girmiştir. Günümüzde bile Türk ve Arap ülkelerindeki hattatlar Hafız
Osman üslûbuna bağlı kalmaktadırlar. Yahya Kemal, bu mısrada onunla
birlikte bir büyük sanat ışığının, eşşiz bir hat üslûbunun sona erdiğini
söylerken o değerde bir sanatın daha henüz gelmediğini de vurguluyor.
*Manevi atmosferin şiirselliğini hissetmek:
“Gece, şi’riyle sararken Koca Mustâpaşa’yı
Seyredenler görür Allah’a yakın dünyâyı.
Yolda tek tük görünenler çekilir evlerine;
Gece sessizliği semtin yayılır her yerine.
Bir ziyâretçi derin zevk alarak manzaradan,
Unutur semtine yollanmayı artık buradan.”
Yahya Kemal, Müslüman Türk
mahallesinin ürettiği manevi havanın, ruhanî atmosferin şiirsel
nitelikli güzelliklerinin farkına varabilen nadir Türk aydınlarından ve
şairlerinden biridir. O, içinde yaşamasa da hep dışardan bu manevi
havayı koklamaya ve hissettiklerini yazmaya çalışmıştır. İyi bir
gözlemci olarak şair, Müslüman Türk mahallelerinin toplumsal hayatını
ören İslam maneviyyetinin sırrını
keşfetmeye çalışmıştır. Bu mahallenin gecesi bile insana kasvet vermez,
insanı huzurlu, nurlu eden bir havası vardır. İnsanı başka dünyalara
götüren, ruh iklimlerinde dolaştıran, insana insan oluşunu hatırlatan
bir havası vardır. Şiir gibi bir havadır bu. Müslüman Türkün
mahallesindeki gece, oyun oynaş, içme, tepinme, çalgı gürültü gecesi
değildir, şehvetin ve şiddetin cirit attığı karanlık, kötü, boğuntulu
bir gece değildir. Müslüman Türkün gecesi insana Allah’ı düşündürten bir
gecedir. Müslüman Türkün gecesi, insanın cesedini azdıran değil; ruhunu
yücelten ve incelten bir ortamdır.
*Türk aydınının ruhen, kalben halkıyla bütünleşmesi:
“Gizli bir his bana, hâtif gibi, ihtâr ediyor;
Çok yavaş, yalnız içimden duyulan sesle, diyor:
“Gitme! Kal! Sen bu taraf halkına dost insansın;
Onların meşrebi, iklîmi ve ırkındansın.
Gece, her yerdeki efsunlu sükûnundan iyi,
Avutur gamlıyı, teskin eder endîşeliyi;
Ne ledünnî gecedir! Tâ ağaran vakte kadar,
Bir mücevher gibi Sünbül Sinan’ın rûhu yanar.
Ne saâdet! Bu taraflarda, her ülfetten uzak,
Vatanın fâtihi cedlerle berâber yaşamak! ...”
Burada önce bazı kavramlar hakkında bilgi verelim. Hâtif,
kendisi görülmediği hâlde gayipten, belirsiz bir yerden sesi duyulan,
mesaj ileten, çağıran, seslenen, fısıldayan birisi ya da bir melek.
Sünbül Sinan, Halvetiye tarikatının
Cemaliye kolunun Sünbüliye şubesinin kurucusu ve asıl adı Yusuf Sünbül
olan Türk mutasavvıfıdır. Halk arasında Sünbül Sinan Efendi diye
bilinir. 1452'de Merzifon'un Borlu kasabasında doğdu. 1465'te İstanbul'a
geldi. 1489'da Şeyh Cemaleddin Halvetî'nin dergâhına derviş olarak
girdi. Sultan İkinci Bayezid Han'ın hocası Çelebi Efendi'den,
Efdalzade'den ders aldı ve daha sonra onun yerine geçti. 1496'da Şeyhi
onu Mısır'a gönderdi. Burada 1494-1497 arasında 3 yıl kaldı.
Şeyhinin ölümünden sonra
Kocamustafapaşa Dergâhı’nın şeyhi oldu. Şeyhi Çelebi Halife hacda ölünce
onun vasiyeti üzerine İstanbul'a dönüp kızı Safiye Hatun'la evlendi ve
Kocamustafapaşa’daki dergâhta 33 yıl süreyle yüzlerce talebe yetiştirdi.
Ayasofya ve Fatih camilerinde verdiği ders ve vaazlarıyla hasta
kalplere şifa dağıtıp Ehl-i sünnet itikadının yayılmasını sağladı. Uzun
yıllar Mısır'da kalan Sünbül Sinan Efendi, burada Hükümdar Kaçmaz Sultan’ın büyük
hürmetini gördü. 80 yaşında 1529'da İstanbul'da vefat etti. Türbesi,
Kocamustafapaşa'da kendi adını taşıyan caminin avlusunda bulunmaktadır. O
zamandan beri binlerce âşığı ziyaret ederek onun feyz ve bereketinden
nasipleniyor. Mevlevîler gibi sema ederdi. Eserleri: 1. Risâletü'l-Etvâr: Sünbüliye tarikatının inceliklerini anlatır. 2. Risâle-i Tahkîkiyye: Devran ve semaların İslâm’a aykırı olmadığını ispat eder.
Özellikle Tanzimat’tan bu yana bir
kısım Türk aydını batılılaşarak kendi milletinden koptu, ondan
uzaklaştı, halkına yabancılaştı, hatta halkına hakaret etti, onu
dışladı. Bu trajik bir durum olarak çok yaşandı. İşte tam bu noktada
Yahya Kemal, Türk aydınına asil bir duruş sergileyerek gerçek aydının ne
ve nasıl olması gerektiği hususunda bir ders veriyor. Aydın
yaşantısıyla farklı olsa bile mensup olduğu milletine saygı duymalı,
hatta onun kültürünü benimsemeli, onunla birlikte olmaktan, aynı ruhu ve
duyguları paylaşmaktan mutlu olmalıdır. Kendi halkına ve milletine
yakın duran, onunla aynı kumaştan olduğunu hisseden aydın mutlu ve
huzurlu olur. Halkından kopmuş, hatta ona düşman olmuş olan aydın
huzursuzdur. Yahya Kemal, vatanı fetheden Türk atalarının ruhuyla
birlikte yaşamayı, onlarla aynı havayı teneffüs etmiş olmayı, Türk
milletinin mana ve kültür havasını solumayı kendisini memnun ve mutlu
eden bir hadise olarak algılıyor. Yahya Kemal, tarihiyle, kültürüyle,
diniyle, diliyle, atalarıyla, halkıyla tam bir ruhsal bütünleşme içine
girerek aydın olma işlevini yerine getirmeye çalışmıştır. Kocamustapaşa
semtini de Müslüman Türkün bütün değerlerini yaşadığı bir yer olarak
görmüş ve buranın temsilciliğinde milletimizin kültür dünyasını bize
aktarmaya çalışmıştır. Müslüman Türk mahallesi ortamında bulunmayı bir
çeşit kendisini tedavi eden, huzura kavuşturan, vicdan azabını dindiren
bir terapi olarak algılıyor.
*Millî ruhun mekanı şekillendirmesi:
“Bu geniş ülkede, binlerce lâtîf illerde,
Nice yıl, cedlerimiz kökleşerek bir yerde,
Manevî varlığının resmini çizmiş havaya.
Ki bugün karşılaşan benzetiyor rü’yâya.”
İnsan toplulukları çok kuvvetli
inançları ve kültürleri varsa içinde yaşadıkları mekanı kendi ruhları
doğrultusunda çok güzel şekillendirebilirler. Kültürleri, medeniyetleri,
ruh dünyaları, inançları zayıf toplulukların içinde yaşadıkları
mekanlar bomboştur, ruhsuzdur, karanlıktır, kasvet vericidir,
korkunçtur, ürkünçtür. Bu bağlamda çok kuvvetli ve derin bir Türk İslam
kültür ve medeniyetine sahip olan Türk milleti, içinde yaşadığı
mekanları, mahalleleri, şehirleri, köyleri, kasabaları insana huzur
veren bir manevi atmosfere büründürmeyi becerebilmişlerdir. Yahya Kemal,
bu etkileyici, büyüleyici havayı soluyup derinliğini idrak edebilen
nadir aydınlardan biridir. Atalarımız kökleştikleri yerlerde rüyaya
benzer bir maneviyat atmosferi oluşturmuşlardır.
*Aydının milletine ve değerlerine olan yabancılaşmasının onda oluşturduğu huzursuzluk:
“Kopmuşuz bizler o öz varlık olan manzaradan.
Bahseder gerçi duyanlar bir onulmaz yaradan;
Derler: İnsanda derin bir yaradır köksüzlük;
Budur âlemde hudutsuz ve hazîn öksüzlük.
Sızlatır bazı saatler dayanılmaz bir acı,
Kökü toprakta kalıp kendi kesilmiş ağacı.
Rûh arar başka tesellî her esen rüzgârda.
Ne yazık! Doğmuyoruz şimdi o topraklarda!”
Yahya Kemal, Türk-İslam hayat
tarzlarını, gelenek, görenek ve ibadet şekillerini tam olarak yaşamayan,
hatta hiç yaşamayan bir Türk şairidir. Bu yönüyle O,
Tanzimat sonrası süreçte örneği bolca görülen inançlarından, millî
değerlerinden, kültüründen, geleneklerinden kopmuş bazı aydınların
temsilcisi gibidir. Fakat onlardan bir farkı vardır. Yahya Kemal, hiç
olmazsa duygu bakımından, ruh bakımından milletiyle birlikte olmaktan
mutluluk duyar.
O öz varlık olan manzara, Müslüman Türk’ün ortaya
koyduğu İslamî ve millî yaşama biçimidir. Fakat batılılaşmış bazı Türk
aydınları, Müslüman Türk yaşama biçiminden kopmuştur. Köksüzlük yani,
kendi milletinin değerlerinden kopmuş olma hâli, kendi köklerine bağlı
kalmama hâli, atalarının inançlarına ve yaşama biçimine uzak durma hâli,
insanda derin iç yaralar açar, huzursuzluk doğurur, bunalımlara,
buhranlara sebep olur. Bu durum, dünyada insanın başına gelebilecek
sınırsız ve hüzünlü bir öksüzlük hâlidir. Şair, mensup olduğu Türk
milletinden kopmuş, ona yabancılaşmış bu huzursuz aydınların hâlini kökü
toprakta kalıp kendi kesilmiş ağaca benzetiyor. Böyle insanlar,
teselliyi kendi millî değerlerinde değil de yabancı rüzgarlarda, yabancı
inanç, yaşama biçimi ve kültürlerde arar. Yani yabancılaşma hâlidir bu.
Nazım Şekli:
Bu şiir, Yahya Kemal’in birçok şiirinde olduğu gibi kafiyelenişi
bakımından düz kafiyeli nazım şekline sahiptir. Her beyit kendi içinde
kafiyelenmiştir. Mısra kümelenişi bakımından ise bentlerle kurulmuş bir
şiirdir.
Dil ve Üslup:
Şiirde bugün itibariyle anlaşılması sözlük yardımına ihtiyaç
hissettiren Arapça ve Farsça dil unsurlarına rastlanmaktadır. Ancak
şiirin yazıldığı dönem göz önünde bulundurulduğunda bunun normal olduğu
anlaşılacaktır.
Şiirde lirik üslup kuvvetle hissedilmektedir. Ayrıca tasvirî üslup ve yalın üslup da kendi varlığını hissettiriyor.
Ahenk:
Yahya Kemal, şiirini ahenkli kılabilmek için daha çok kafiye ve
vezinden yararlanmıştır. Kafiye uygulamasında pek çok şiirinde olduğu
gibi bunda da başarılıdır. Özellikle tam kafiyelerdeki güzellik çok
belirgin.
Vezin: Şiir, aruzun “Fe’ilâtün / Fe’ilâtün / Fe’ilâtün / Fe’ilün” kalıbına dökülmüş.
[1] Yahya Kemal, Aziz İstanbul, İst, 1985, s. VII, 5
[2] Sermet Sami Uysal, İşte Gerçek Yahya Kemal, Y. Kemal'le Sohbetler, İst. 1972, s. 158, 168, 204, Yahya Kemal, Yahya Kemal'in Dünyası, hzl. Süheyl Ünver, İst., 1980, s.83
[3] Mehmet Kaplan, Doğumunun 100. Yılında Yahya Kemal Beyatlı, İst. 1984, s. 108,
[4] Nihat Sami Banarlı, Bir Dağdan Bir Dağa, İst. 1984, s. 44
[5] Pars Tuğlacı, Osmanlı Şehirleri, İst. 1985, s.164
[6] bk. Ali Alparslan, Ünlü Türk Hattatları, Ankara 1992.
[7] bk. İlhan Ovalıoğlu, "Sünbül Efendi", Hayat Tarih, Haziran 1976, S.6, s.70
0 Yorum -
Yorum Yaz
ŞİİR İNCELEMESİ
A. ŞİİRİN BİÇİM YÖNÜNDEN İNCELENMESİ
1. Nazım biriminin (dörtlük,beyit) belirtilmesi,
2. Kaç dörtlükten veya kaç beyitten oluştuğunun belirtilmesi,
3. Şiirin ölçüsünün ve duraklarının belirtilmesi,
4. Kafiye (kafiye çeşitleri belirtilecek) ve rediflerin gösterilmesi,
5. Kafiye şemasının gösterilmesi.
B. ŞİİRİN İÇERİK YÖNÜNDEN İNCELENMESİ
1. Anlamı bilinmeyen kelime ve deyimlerin açıklanması,
2. Şiirin bölümler halinde açıklanması,
3. Şiirin ana duygusunun belirtilmesi,
4. Şiirin dil ve anlatım özelliklerinin açıklanması,
5. Şiirin türü hakkında bilgiler verilmesi.
C. ŞAİRİN HAYATI, SANATI VE ESERLERİ HAKKINDA BİLGİLER
D. FAYDALANILAN KAYNAKLAR
0 Yorum -
Yorum Yaz
Şiirin normal konuşma dilinin üzerinde bir yapısı olduğu herkesçe
bilinir. Bir üst-dildir şiir dili. Ne var ki bir üst-dil deyince,
herşeyde olduğu gibi bu da abartıldı ve olmadık anlamlara çekildi. Bugün
şiir dili demek; kuş dili gibi birşey demek oldu neredeyse. Sadece kuş
dili bilenlerin anladığı bir dil. Oysa; şiir dili adı üzerinde güzel bir
"dil" dir. Samimidir ve yüreğin dili olması gerekir. Düşüncelerin
yürekte damıtılması ve ifadesini de yüreğin dilinde bulmasıdır esasında.
Yani, sözcüsü yürek olan düşüncedir şiir. Şiir dili de işte budur.
Beyinleri dopdolu, çok yönlü, birikim kazanmış duyarlı insanların,
şiirin yapısını da mutlaka bilmesi koşuluyla; yaşam karşısındaki
duruşlarından ve bakışlarından yola çıkarak edindikleri bilgileri,
yorumları, şair olarak yüreklerine indirip, oradan dışavurmalarıdır.
Yüreğe indirilmeden yapılan ifadeler zaten bilim ve düşün adamlarının
işidir. Yani şiirde de hakikati aramak ve sezmek var bilimde olduğu
gibi. Ama sözcüleri ayrı işte. Biri akıl, diğeri yürek. Yürek olunca da;
daha bir incelik sözkonusu ve melodisi ile heyecanı ile yürekten yüreğe
bir akım başlayarak insanları kendinden geçirebiliyor. Yüreğin
potasında erimeyen hiçbir sözcük şiir olma şerefine erişemez. Bütün
sözcükler şiir olmak için, önce şairin yüreğine gireceklerdir. Önceki
hayatlarını unutup; sıfır derece anlamda yani nötr olarak oraya girecek
ve şiir olmak için o sıcak potada diğer sözcüklerle şairin yüreğinde
birbirleriyle tanışacaklardır. Ve şairin verdiği bütünlüğe doğru yol
alacaklar; bütünün hizmetinde olmak üzere ve sadece o şiire özgü olmak
üzere yepyeni anlamlara kavuşacaklardır. Şiirin bütünüyle bir anlam
kazanacaklardır. Şiirin bütünü ise, parçaların dışında; onu oluşturan
sözcüklerin toplamı değil; onlardan oluşan ama onları epeyce aşan, ilahi
bir niteliğe sahip olan ve şairin hayata bakışını ve duruşunu da içeren
ve vermeye çalıştığı yönü de göstermeye çalışan bir bütündür. Bu
bütünlük çok özel bir durumdur ve onu oluşturan sözcükler bu bütünün bir
anlamlandırması olmaksızın hiçbirşeydirler. Ancak o bütünün vereceği
görevi yaptıkları oranda önem kazanır ve varolurlar.
Şimdi durum böyle olunca; bir şairin neredeyse bütün yaşamını içine
koyduğu ve bir güzellik içinde ürettiği bir şiiri kitlelerle
paylaşmasından doğal ne olabilir? Neden kimseler anlamasın diye kuş
diline çevirsin ki? Ve neden geniş halk kitlelerine değil de, çok küçük
bir elit tabakanın hizmetine sunmak istesin ki? Daha çok insan şiiri
anlasa ve yaşamına anlam katsa, şairin ne kaybı olabilir ki? Ve çok
merak ediyorum: neden bugüne kalmış en büyük şairler hep anlaşılır
olmuşlardır da değerlerinden hiçbirşey kaybetmemişler; tam tersine halen
daha en çok okunan onlar olmuşlardır? Durup düşünmek lazım!..
"Sanat Nedir?" adlı eserinde bakın ne diyor ünlü yazar TOLSTOY:
"Bir eserin, bütün insanlık için yararlı olması için, iyi ve kötüyü
ayırması, güzel ve anlaşılır olması gerekmektedir. Sanat ancak, belli
bir sınıf için değil, büyük kitleler için yarar sağladığı zaman sözü
edilebilir bir değere ulaşır.
...Fırsatçıların her zaman kullandıkları bir yöntem vardır. Halkın
kullanmadığı, dile yerleşmemiş kelimeleri kullanarak, gerektiğinde icat
ederek halkın gözünde kendisini yüceltmek. Bu, ' halk, anlamadığına
inanır' mantığıdır ve çoğu zaman başarılı olur. Kitleler, bilmedikleri
kelimelerin ardından sürüklenirler. Bu arada sanat da tükenmeye yüz
tutar. Ortodoks kilisesinin sapık fikirlerinin, ağır bir dille
düzenlenerek halka benimsetilmesi bu yöntemin en çarpıcı
örneklerindendir."
"Bir eserin ilginçliği , onun gösterişinde değil, ortaya koyduğu yeni
düşüncede olmalıdır. İlginçliği bayağı şiirsellikte, gösterişte,
taklitte aramak sanata bir şey kazandırmaz. Bunlar zengin sınıfın sanat
üzerinde oynadığı bir oyundan başka bir şey değildir."
* SANAT NEDİR? L.N.TOLSTOY, Şule Yayınları İstanbul, Eylül 1992, Çev.Baran Dural, s,7
Şiir dilini doğal dilden ayıran özellikler nelerdir?
• Şiir dilinde kelimeler genellikle gerçek anlamının dışında kullanılır.
• Şiir dilinde imge vardır, günlük dilde imge yoktur.
• Şiir dili, günlük dilin özellikleri barındırır; ancak günlük dili söz sanatları ve imge kullanarak aşar.
• Şiir dilinde az sözle çok şey anlatmak amaçlanır. Böyle bir durum günlük dilde yoktur.
• Şiir dilinde söz sanatları yoğun ve etkili bir şekilde kullanılır.
0 Yorum -
Yorum Yaz
BAYRAMLAR BAYRAM OLA -2
Ana, bu bayram mı? . Aman çok ayıp
Çocukken gördüğüm bayramlar hani?
Mübarek elleri öpüp, koklayıp
Yüzüme sürdüğüm bayramlar hani?
Hani ya o özlem, hani ya o tad?
Ne dışım kaygusuz, ne içim rahat
Haftalar öncesi her gün, her saat
Babamdan sorduğum bayramlar hani?
Nur yağan geceler, gündüzler nerde?
Neşe paylaştığım öksüzler nerde?
Dost yollar, dost evler, dost yüzler nerde?
Huzura erdiğim bayramlar hani?
Kar çiçeğim solmuş kar yatağında
Can verir ırmağın dar yatağında
Arife gecesi yer yatağında
Üstüme serdiğim bayramlar hani?
Bayram demek takvimdeki yazı mı?
Bayram hasret, bayram ağrı, sızı mı?
Açıp yüreğimi, yumup gözümü
Özüne girdiğim bayramlar hani?
Bayram af günüdür, barış günüdür
Bayramlar rahmete giriş günüdür
Bayram, Hak menzile varış günüdür
Gönlümü verdiğim bayramlar hani?
AYRAMLAR BAYRAM OLA -3
Kalkarım her sabah kötü bir günde
Yüreğim zindanda, sevgim sürgünde
Engeller yol vermez, gelemem oğul!
Taşırım başımda başıboşları
Konuşur karşımda mezar taşları
Diriler dil vermez, bilemem oğul!
Tecellim çiledir, çeker giderim
Gözyaşı selinde akar giderim
Dostlarım el vermez, kalamam oğul!
Hasretim göl göldür, hicranım nehir
Toprağım kor ateş, havam som zehir
Arılar bal vermez, alamam oğul!
Ben aşka koşarım, aşk beni vurur
Yaklaştığım deniz içimde kurur
Bahçeler gül vermez, gülemem oğul!
Bayramlar kurşundur, canımda kalır
Yazdığım tebrikler yanımda kalır
Postacı pul vermez, salamam oğul!
BAYRAMLAR BAYRAM OLA -4
Yağma var yukarı katta
Benim canım çıkar altta
Çabalarım, akar terim
Allah kerim.
Zulüm köklendi, dallandı
İşkenceler “yasal”landı
Küfür içer,
zılgıt yerim
Allah kerim.
Yokluk kırıyor dizimi
Zamlar güldürür
yüzümü(!)
Sıkıntıdan kalkmaz serim
Allah kerim.
Bayram gelmiş..
gelir belki
Ben tebrik-mebrik bilmem ki
“Bayram bayram ola” derim
Allah kerim.
BAYRAMLAR BAYRAM OLA -5
Giden Bayramlardan
almadık bir tad
Gardaş bu senenin bayramı nasıl?
Şenay’larda bayram her
gün, her saat
Elif’in, Döne’nin bayramı nasıl?
İçinde boğulduk
derdin, acının
Uykusu bitmedi şeyhin, hacının
Üç gardaşı şehit veren
bacının
Oğulsuz ananın bayramı nasıl?
Neşe topuğumda, elem boyumda
Sen çoğunu anla, ben az deyim de
Kim öldü, kim kaldı garip köyümde
Ya bizim hanenin bayramı nasıl?
Dert deşmek değildir gayem, niyetim
Düşündükçe sızlar kemiğim, etim
Gelini dul kalmış, torunu yetim
Ak
saçlı ninenin bayramı nasıl?
Hangi eller sürer suçluyu suça
Güdümlü
başların destesi kaça
Kimler zorlanıyor gönülsüz göçe
Boş kalan binanın
bayramı nasıl?
İşkence altında ezilir canlar
Masum yiğitlerle dolu
zindanlar
Ses verin mezardan ulu sultanlar
Yusuf-u Kenan’ın bayramı
nasıl?
Bizden sandığımız bize yabancı
Görünen simalar göze yabancı
Kabukta bayram var, öze yabancı
Söyleyin, mânânın bayramı nasıl?
Sabahtan haber yok, ufuklar kara
Semerkant kan ağlar, yanar Buhara
Keşmir, Kâbil, Kerkük hasret bahara
Kudüs’ün, Sina’nın bayramı nasıl?
Ayşe’nin bayramı gözyaşı, firak
Sultan’ı derdiyle baş başa bırak
Sormadan geçemem, etmişim merak
Nükhet’in, Nana’nın bayramı nasıl?
Mücahit, maddeye yapar akını
Devrimci, soygundan tutar yükünü
Biz toprağa verdik Hikmet Tekin’i
Kotil’in, Zana’nın bayramı nasıl?
Doğduğundan beri çamlar deviren
Ekranda iftira, yalan savuran
Salyası, ülkeyi göle çeviren
Boynuzlu dananın bayramı nasıl?
BAYRAMLAR BAYRAM OLA -6
Âlem-i İslâm’a rahmet
su gibi
Aksın, BAYRAM OLSUN BAYRAMLARINIZ.
Evleriniz cennet kokusu gibi
Koksun, BAYRAM OLSUN BAYRAMLARINIZ.
Zindan “medrese”dir, gam yayla
size
Farkı yok bin yılın bir ayla size
Melekler yukardan gıptayla size
Baksın, BAYRAM OLSUN BAYRAMLARINIZ.
Uygur, Kazak, Kırgız,
Azerî’nizden
Gitmesin gardaşlık nazarınızdan
Zalimler, zulmünü
üzerinizden
Çeksin, BAYRAM OLSUN BAYRAMLARINIZ.
Süleyman esir de,
Simon neden hür?
Hiç durma dünyanın yüzüne tükür..
Müslümanın sesi
münafıktan gür
Çıksın, BAYRAM OLSUN BAYRAMLARINIZ.
Serilsin gönüller
döşek misali
Patlasın sevgiler fişek misali
Hakikat, durmadan, şimşek
misali
Çaksın, BAYRAM OLSUN BAYRAMLARINIZ.
Haksızlık almasın Hak’kın
yerini
Aşsın boyunuzdan aşkın derini
Kimi gözyaşını, kimi terini
Döksün, BAYRAM OLSUN BAYRAMLARINIZ.
Kök bir, dallar ayrı ki, İslâm
bir gül
Afganistan bir gül, Türkistan bir gül
Vahdet bahçesine her insan
bir gül
Diksin, BAYRAM OLSUN BAYRAMLARINIZ.
Mağdurlar, mazlumlar
ersin felaha
Vuslata varanlar varsın bir daha
İrfan tohumunu gece,
sabaha
Eksin, BAYRAM OLSUN BAYRAMLARINIZ.
Kandır zalimlerin zulüm
çiçeği
Öldürür cehalet, ölüm çiçeği
Gençler yakasına ilim çiçeği
Taksın, BAYRAM OLSUN BAYRAMLARINIZ.
Şehide toprağın hürmet-i aşkı
Anadan fazladır şefkat-i aşkı
Rab’bim yüreklere ülfeti, aşkı
Soksun,
BAYRAM OLSUN BAYRAMLARINIZ.
Hazreti Resül’ün nurlu katına
Gitmek
isteyenler binsin atına
Küfrün saltanatı yerin altına
Çöksün, BAYRAM
OLSUN BAYRAMLARINIZ.
Ne makam, ne para, ne senet, ne çek...
“Kurtuluş İslâm’da” vallahi gerçek
Bu mübarek sevda bizleri tek tek
Yaksın, BAYRAM OLSUN BAYRAMLARINIZ.
Bayramsa Bayramınız Mübarek Olsun
Hiçe sayılıyor bak dîn-i İslam
Kan gölüne döndü bak Afganistan
Bayram mı olurmuş göz yaşlarından
Bayramsa bayramınız mübarek olsun
Onulmaz yaralar merhem beklerken
Ayasofya mahkum feryad ederken
Kudüs boynu bükük masum bakarken
Bayramsa bayramınız mübarek olsun
Derdim anlatmaya yetmiyor lisan
Esaret altında köle Müslüman
Bak bülbüller sustu bahçe perişan
Bayramsa bayramınız mübarek olsun
Gurbete gelmişiz vatandan ırak
İslam unutulmuş yuvalar harap
Bize gerçek bayram nasip et Ya Râb
Bayramsa bayramınız mübarek olsun
Diriliş Muştuları
0 Yorum -
Yorum Yaz
HASTALAR
RİSALESİ-YİRMİBEŞİNCİ LEM’A
YİRMİDÖRDÜNCÜ DEVÂ
Ey mâsum hasta çocuklara ve mâsum çocuklar hükmünde
olan ihtiyarlara hizmet eden hasta bakıcılar! Sizin önünüzde
mühim bir ticaret-i uhreviye var. Şevk ve gayretle o ticareti
kazanınız.
Mâsum çocukların hastalıklarını, o nazik vücudlara bir idman,
bir riyazet ve ileride dünyanın dağdağalarına mukavemet verdirmek için bir
şırınga ve bir terbiye-i Rabbâniye gibi, çocuğun hayat-ı dünyeviyesine ait çok
hikmetlerle beraber ve hayat-ı ruhiyesine ve tasaffî-i hayatına medar olacak
büyüklerdeki keffâretü’z-zünub yerine, mânevî ve ileride veyahut âhirette
terakkiyât-ı mâneviyesine medar şırıngalar nev’indeki hastalıklardan gelen
sevap, peder ve validelerinin defter-i a’mâline, bilhassa sırr-ı şefkatle
çocuğun sıhhatini kendi sıhhatine tercih eden validesinin sahife-i hasenâtına
girdiği, ehl-i hakikatçe sabittir.
İhtiyarlara bakmak ise, hem azîm sevap
almakla beraber, o ihtiyarların—ve bilhassa peder ve valide ise—dualarını almak
ve kalblerini hoşnut etmek ve vefâkârâne hizmet etmek, hem bu dünyadaki saadete,
hem âhiretin saadetine medar olduğu, rivâyât-ı sahiha ile ve çok vukuat-ı
tarihiye ile sabittir. İhtiyar peder ve validesine tam itaat eden bahtiyar bir
veled, evlâdından aynı vaziyeti gördüğü gibi; bedbaht bir veled, eğer ebeveynini
rencide etse, azâb-ı uhrevîden başka, dünyada çok felâketlerle cezasını gördüğü,
çok vukuatla sabittir.
Evet, ihtiyarlara, mâsumlara, yalnız akrabasına bakmak
değil, belki ehl-i iman—madem sırr-ı imanla uhuvvet-i hakikiye var—onlara rast
gelse, muhterem hasta ihtiyar ona muhtaç olsa, ruh u canla ona hizmet etmek
İslâmiyetin muktezasıdır.
|
Lügatler :
âhiret : öldükten sonra yaşanacak
olan sonsuz hayat azâb-ı uhrevî : âhirette çekilecek
ceza azîm : büyük, yüce bahtiyar : talihli,
mutlu bedbaht : kötü bahtlı, tahlihsiz bedel :
karşılık bilhassa : özellikle celb etmek :
çekmek dağdağa : telaş, sıkıntı defter-i a’mâl : amellerin
yazıldığı mânevî defter devâ : ilâç, çare ebeveyn :
anne-baba ehemmiyet : değer, önem ehl-i hakikat :
varlıkların ve olayların ardındaki gerçeğe ulaşan kişiler
ehl-i iman : Allah’a ve Ondan gelen herşeye inananlar,
mü’minler felâket : belâ, musibet gurbet : gariplik,
yabancılık; yabancı memlekette olma hayat-ı dünyeviye : dünya
hayatı hayat-ı ruhiye : ruhun hayatı hikmet : fayda,
gaye
iman : Allah’a inanma intisap etmek :
bağlanmak itaat etmek : emre uymak keffâretü’z-zünub :
günahların bağışlanmasına vesile lisan-ı acz : acizlik
dili mâsum : zavallı, günahsız medar olmak : sebep olmak,
vesile olmak medar : kaynak
muhterem : hürmete layık mukavemet :
dayanma, karşı koyma
mukteza : bir şeyin gereği mühim :
önemli nazar-ı rahmet : şefkat ve merhametlice bakış nazik :
ince, zarif nev’i : çeşit, tür niyaz : dua,
yalvarma peder : baba
rast gelmek : denk gelmek rencide
etmek : incitmek rivâyât-ı sahiha : Peygamber Efendimize (a.s.m.)
ait olduğu kesin olarak bilinen hadisler riyâzet : idman,
antreman
ruh u can : ruh ve can; büyük bir
istek saadet : mutluluk sahife-i hasenât : iyiliklerin
yazıldığı sayfa sıhhat : sağlık
sırr-ı iman : iman sırrı sırr-ı şefkat
: şefkatin içinde gizli olan sır tasaffî-i hayat : hayatın kirlerden
ve kusurlardan arınması, saflaşması terakkiyât-ı mâneviye : mânevî ve
ruhî açıdan yüksek derecelere yükselmeler terbiye-i Rabbâniye : her
şeyin rabbi olan Allah’ın terbiyesi teslimiyet : bağlılık, kendini
Allah’ın iradesine bırakma ticaret-i uhreviye : ahirete yönelik
ticaret
uhuvvet-i hakikiye : hakikî, gerçek
kardeşlik valide : anne vaziyet : durum,
hâl vefâkârâne : vefalı bir şekilde veled : evlat,
çocuk vukuat : meydana gelen olaylar vukuat-ı tarihiye :
tarihî olaylar |
0 Yorum -
Yorum Yaz
NÜFUS KANUNU
(29/4/2006 GÜNLÜ VE 26153 SAYILI RESMİ GAZETEDE
YAYIMLANARAK YÜRÜRLÜĞE GİREN 5490 SAYILI NÜFUS KANUNUNUN 71 İNCİ MADDESİ İLE
YÜRÜRLÜKTEN KALDIRILMIŞTIR)
Kanun Numarası :1587
Kabul Tarihi :5/5/1972
Yayımlandığı
R. Gazete :16/5/1972 Sayı:
14189
Yayımlandığı
Düstur :Tertip:5
Cilt:11 Sayfa:2272
KISIM-1
Teşkilat
BÖLÜM:1
Merkez
Madde 1- Nüfus İşleri, İçişleri Bakanlığına bağlı bir Genel Müdürlük tarafından
yürütülür. Bu Genel müdürlük bir Genel müdür, bir Müşavir ve iki Genel Müdür
yardımcısı ile aşağıdaki şubelerden teşekkül eder. Ve bu Genel Müdürlüğün
giderleri İçişleri Bakanlığı Bütçesinin ilgili tertiplerinde ayrı olarak
gösterilir.
1.Nüfus Şubesi
Yurt
dışında oturanlar da dahil bütün vatandaşların nüfus hareketlerine ve şahsi
hallerine ilişkin işlemlerle kanun, tüzük, yönetmelikler genel emirlerin
00hazırlanması nüfus yazımı işlerinin yürütülmesi, teftiş, layihalarının
incelenerek sonuçlandırılması ve nüfus artış ve eksikliklerin gösterir
istatistiklerin düzenleme ve özetlemesi ile nüfusa ait taşradan yapılacak
danışmalara cevap vermekle görevlidir.
2. Vatandaşlık Şubesi
Vatandaşlık
Kanununun uygulanması, vatandaşlığa alınma, çıkma, kayıp ve çıkarılma
işlemleriyle, göçmen ve mültecilerin tescil işleri, anlaşma ve protokollere
uygun vatandaşlık tetkik ve tasdiki; vatandaşlık konuları ile ilgili bütün
işleri görür ve anlaşmazlıklarını mevzuat dairesinde çözer.
3.Arşiv şubesi
Aile
kütüklerinin iller itibariyle ikinci nüshaları tutar ve nüfus dairelerinden
gönderilecek şahsi hal tutanaklarını kütüklerine işleyip özel yerlerinde saklar
ve taşrada her hangi bir sebeple kaybolan şahsi hal ve aile kütüklerinin
tasdikli örnekleri isteyen resmi makamlara ve ilgililere verir.
4. Personel ve gereç Şubesi
Genel
Müdürlüğün merkez ve iller teşkilatında çalışan memur ve hizmetlilerin bütün
özlük işleriyle teşkilatın bütçe, ayniyat, levazım ve hesap işlerini yürütür.
5. Evrak ve dosya Şubesi
Genel
Müdürlüğün haberleşme, dosya, evrak işleriyle diğer şubeleri çalışma konuları
dışında kalan ve Genel müdürlükçe verilen işleri yapar.
BÖLÜM II
İller
Madde 2- Her il merkezinde bir nüfus müdürü ile bir başmemur ve yeteri kadar
katip ve nüfus hareketleri çok olan illerde bir müdür muavini bulunur.
Nüfus Müdürleri, il içinde
nüfus işlerini düzgün yürütmek, aile şahsi hal kütük ve olaylarının
istatistikleri zamanında yapmak, valiye ve ilgili dairelere vermek, bütün il
çevresindeki nüfus teşkilatı ve işlerini daimi olarak denetimi altında
bulundurmak ve nüfus dairelerini ilgilendiren diğer kanunlar hükümlerini yerine
getirmekle ödevlidirler. Müdür muavinleri, nüfus müdürlerinin görevlerinde
yardımcılık ve bulunmadığı zamanlar vekillik yaparlar.
Madde 3. Her il merkez ve bağlı ilçelerinde bir nüfus başmemuru ile aşağıdaki
nüfus sayısı hesabına göre memur ve birer kâtip bulunur.
Yirmibine kadar bir,
kırkbine kadar iki, altmışbine kadar üç seksenbine kadar dört, yüzbine kadar 5
memur bulunur. Daha fazla nüfuslu ilçeler için aynı hesap yürütülerek memur
adedi artırılır.
Nüfus başmemur, memur ve kâtiplerini kadro,
yer ve unvanlarına bakılmaksızın lüzum görülen yerlerde görevlendirmeye,
gerekli görülen bölgelerde gezici nüfus memurları çalıştırmaya İçişleri
Bakanlığı yetkilidir.
Nüfus
başmemurları ilçede nüfus işlerinin genel idaresinden ve denetlenmesinden,
haberleşme işlerinden sorumlu olup, ilçe ve gezici nüfus memurların teftişe ve
resmi kurullarda mahkemelerde bulunmaya yetkilidir.
Her
nüfus memuru; doğum, evlenme, boşanma, yer değiştirme, evlat edinme , tanıma,
kayıt ve nesep tashihi gibi nüfus olaylarını yazmak ve kütüklere işlemek ve
yeni doğanlara nüfus cüzdanı vermek, cüzdan değiştirmek, istatistikleri tutmak
ve başmemur tarafından verilen işleri yapmakla görevli ve bu işlerden
sorumludur.
Nüfus
memurlarının her hangi bir sebeple vazife yapmadıkları hallerde bunlara ait
işler başmemur ve kâtipler tarafından yürütülür.
KISIM-2
Ana Hükümler
BÖLÜM-1
Kütüğe Geçirme
(1)
Madde 4- Her Türk Türkiye’de
ikametgahının veya sonradan ikametgah edindiği yerin nüfus memurluğuna
kendisini yazdırmaya ve bir nüfus
cüzdanı almaya mecburdur.
Reşit
olmayanların nüfus olaylarını yazdırıp nüfus cüzdanlarını almakla veli ve
vasileri ödevlidir. (2)
Madde 5- Şahsi halleri bildirmekle
ödevli tutulan kimseler doğum, evlenme, boşanma, ölüm, gaiplik,nesep tashihi,
tanıma, evlat edinme ve evlatlık sözleşmesinin kaldırılması olaylarını nüfus
memurluğuna bildirmeye ve nüfus memurları da bunları aile kütüklerine yazmaya
mecburdurlar. Nüfus Memurlarına yapılan doğum, ölüm ve yer değiştirme
bildirileri bir tutanakla tespit, diğer şahsi hal olayları mahkemeler ve
dairelerin verecekleri ilân ve resmi belgelere dayanmak suretiyle aile
kütüklerine işlenir.
(1) Merkezi Nüfus İdaresi
Sisteminin uygulanmasında geliştirilecek olan numara sistemi için ek 4 üncü
maddeye bakınız.
(2) Bu hükmün uygulanmasında ek
1 ve 2 inci maddelere bakınız.
Madde 6- Nüfus kütükleri ilçe esası
üzerine tutulur. Her nüfus dairesinde tutulan doğum, ölüm, yer değiştirme
tutanakları ile evlenme, boşanma, kayıt ve yaş tashihi belgeleri ayrı ayrı ve
diğer şahsi hal değişikliklerine ait belgelerde birer kütük haline getirilmek
suretiyle saklanır. Her mahalle ve köy için ayrı aile kütükleri tutulur, Bu
kütüklerin tutuluş şekilleri ve bütün belgelerin formülleri yönetmelikte
belirtilir.
Madde 7- (Değişik: 15/11/1984-3080/1 md.)
Doğum ve yer değiştirme olaylarına ilişkin
beyanlar nüfus memurları tarafından tutanaklara geçirilir. Tutanaklar olayı
beyan eden kişi ve tutanağı düzenleyen nüfus memuru ile nüfus şefi tarafından
imza edilir.
Beyanların
bu Kanunda belirtilen süreler içerisinde yapılmamış olması veya beyan edilen
olayla ilgili resmi belge verilmemiş olması halinde, nüfus idareleri beyanın
doğruluğunu araştırabilirler.
Doğumla
ilgili resmi belge veya raporların ilgililerin tam künyeleri ve nüfusta kayıtlı
oldukları yeri gösteren belgelerle birlikte posta ile nüfus idarelerine
gönderilmiş olması halinde de beyan yapılmış sayılır.
Nüfus
idarelerince tutulan tutanaklar veya yetkili resmi kurum ve kuruluşlarca
evlenme, boşanma, kayıt ve yaş tashihi, nesep düzeltmesi gibi şahsi hal
olaylarına ait ilan ve belgeler nüfus memurları tarafından aile kütüklerine
işlenir. Bu belgeler işlemi yapan nüfus memuru tarafından aile kütüğüne
geçirildiğine dair şerh verilerek imzalanır. Bu tutanak ve belgelerin birer
örneği Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğüne gönderilir.
Ölmüş
olduğu halde aile kütüklerinde sağ görülenlere ait ölüm tutanakları ölüm
olayını gösterir belge ile başvurulması halinde nüfus idarelerince tutulur ve
gerekli işlem yapılır. Herhangi bir belge ibraz edilmemesi halinde ölüm
beyanının doğruluğu nüfus idarelerince tahkik ettirildikten sonra tutanak
işleme konulur.
Sağlık
kuruluşları ve tabipler kontrollerindeki doğum ve ölüm olaylarına ilişkin
ilgilinin tam künyesini gösteren bir rapor düzenleyerek sahiplerine vermekle
görevlidirler.
Madde 8- Kendisinin veya babasının aile
kütüğü başka yerde bulunanlara ait tutanaklarla kayıt tashihi gibi şahsi hal
belge ve ilamları üçer, evlenme ve boşanma için verilen bildiri ve ilamlar
dörder nüsha olarak düzenlenir.
İşlem
görülecek daire sayısı kadar nüshası, başvurulan nüfus memuru tarafından bir
hafta içinde aile kütüğünün bulunduğu yer nüfus memurluğuna yollanır. Bunları
alan nüfus memuru bir hafta içinde nüfus kütüğüne işler ve tutanağı gönderen
memura bildirir, kütük işlem ve sayfa numaralarını ve tarihini gösterir
tutanağın veya resmi belgenin bir nüshasını alıkor, diğer nüshasını ay sonunda
7 nci madde uyarınca merkez arşivine gönderir.
Madde 9- Türkiye dışındaki Türk
vatandaşlarının nüfus olayları en yakın Türk konsolosluğuna bir bildiride
bulunmak veya mahalli kanunlar yabancılara ait nüfus olaylarını bulundukları
yerdeki belediye veya nüfus dairelerine bildirerek kaydettirmek ödevliliğini
yüklediği takdirde vatandaşlarımızın bu husus da mahalli makamlara yapacakları
bildiriyi gösterir. Bu makamlardan veya 18 inci maddede yazılı kurumların
sorumlu görevlilerinden kendilerine verilecek belgeleri konsolosluğumuza vermek
suretiyle tespit edilir.
Böyle
bir bildiri veya belgeye dayanılarak konsolosluklar tarafından düzenlenecek
örneğine uygun doğum, ölüm, tutanaklarıyla evlenme tescil belgeleri 7 ve 8 inci
madde hükümlerine göre işlem yapılmak üzere doğruca İçişleri Bakanlığına
gönderilir.
Oturduğu
yerde ve yakınında Türk Konsolosluğu bulunmadığı takdirde o memleketin şahsi
hal işlerini yürüten yetkili makamları veya kurumları tarafından verilip
Dışişleri Bakanlığınca usulüne göre onanmış belgeler üzerine aile kaydını
bulunduğu yer nüfus kütüklerine yazılır.
Türkiye’de
kütüğü bulunmayan ve yabancı memleketlerde oturan vatandaşlar İçişleri
Bakanlığının göstereceği bir nüfus dairesinde açılacak aile kütüğüne
kaydedilir.
Madde 10- Tutanak ve belgelerin
ilgilinin kendisi veya veli, vasi veya resmi vekili tarafından imzalanması
gereklidir. Yazı bilmeyenlerin sağ el işaret parmağı izi konur.
Madde 11- Kesinleşmiş mahkeme hükmü
olmadıkça nüfus kütüklerinin hiçbir kaydı düzeltilemez ve kayıtların anlamı ve
taşıdığı bilgileri değiştirecek ilave şerhler yapılamaz; ancak olayların aile kütüklerine
işlenmesi sırasında nüfus memurlarının yaptıkları maddi hatalar, dayanağı
belgelere uygun olarak düzeltilir. Ve başmemurla nüfus memuru tarafından onama
şerhi verilerek imzalanır.
Madde 12- Yabancı devlet
vatandaşlarının doğum, ölüm, olayları başvurmaları üzerine olayın olduğu yer
nüfus memurluğunca iki nüsha tutanakla tespit edilir. İstemeleri üzerine bir
nüshası kendilerine verilir. Bunlar aile kütüklerine işlenmez özel bir dosyada
saklıdır.
Madde 13- Aile kütükleriyle
dayanakları, resmi belgelerdendir.
Bunlardan
çıkarılan örneklere ve bunlara dayanılarak tespit edilmiş olan olaylar birer
hukuki işlem olup aksi sabit oluncaya kadar itibardadır.¹
Madde 14- Nüfus kütükleriyle
dayanakların basmemur ve sorumlu memurlarla denetleme ve teftişe yetkili
olanlardan başka hiç kimse göremez ve inceleyemez. 61 inci madde hükmü saklı
kalmak şartıyla adli makamlarla resmi dairelere ve ilgilinin kendisi, karı veya
kocası, veli, vasi veya resmi vekili usul ve füruu ile ikinci dereceye kadar
olan civar hısımlarına nüfus kayıtları örnekleri; istenildiğinde verilir.
İlgili bütün nüfus memurları vazifeleri dolayısıyla aileler ve fertler hakkında
öğrenecekleri halleri gizli tutmaya mecburdurlar.
Madde 15- (Değişik : 15/11/1984-3080/2 md.)
Evlendirme işleri nüfus hizmetlerinin
bütünlüğü içerisinde, İçişleri Bakanlığınca düzenlenir.
Evlendirme
memurluğu yetki ve görevi İçişleri Bakanlığınca nüfus idarelerine, belediye
başkanlıklarına köy muhtarları veya gerektiğinde köy ve kasabalarda eğitim ve
öğretim hizmetleri sınıfındaki devlet memurlarına verilebilir.
Birbiriyle
evlenecek erkek ve kadının evlenme akdi için bu Kanuna göre yetkilendirilmiş
evlendirme memuruna yaptıkları başvurular üzerine Medeni Kanunda öngörülen
esaslara göre gerekli işleme başlanır. Ancak evlendirme kararı ilan edilmez.
Evlenme
akdinin yapılacağı güne kadar evlenmeye itiraz edilebilir.
Evlenme
akdi bu işe tahsis edilmiş resmi salonlarda yapılır. Ancak tarafların isteği ve
görevlinin de uygun bulacağı yerlerde de evlenme yapılabilir.
Evlenme
ile ilgili işlem ve diğer hususlara ait esas ve usuller yönetmelikle
düzenlenir.
Nüfus
ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü ile il ve ilçe nüfus müdürlükleri
evlendirme memur ve dairelerini denetlemeye yetkilidir.
(1) Bu hükmün uygulanmasında ek
3 üncü maddeye bakınız.
BÖLÜM : 2
Doğumlar
Madde 16- ( Değişik: 18/7/2003-4928/
5. md. ) Her çocuğun doğum tutanağı;
doğum bildirisi yapılan nüfus dairelerince adlı ve soyadlı olarak tutulur.
Doğumları
baba, yoksa veya kısıtlı, tutuklu, hasta ve her hangi mecburi bir sebeple orada
bulunmazsa ana, veli veya vasisi doğumun
olduğu tarihten başlayarak yurt içinde otuz gün
içinde nüfus memuruna, yurt dışında
altmış gün içinde Başkonsolosluklara sözlü bildiride bulunarak doğum
tutanağına yazdırmakla yükümlüdür.
Bir
aydan sonra yapılan doğum bildirimleriyle genel nüfus yazımında bulunmayarak
yazım dışında kalanlar 17 inci madde uyarınca mahallin en büyük idare amirinin
emriyle yazılır. (1)
Çocuğun
adını ana ve babası kor. Ancak ahlak kurallarına uygun düşmeyen veya kamu oyunu inciten adlar
konulmaz, doğan çocuk babasının, evlilik dışında doğmuş ise anasının soyadını
alır.
Ölü
doğan çocuklar nüfus kütüğüne yazılmaz.
Madde 17- Altı yaşından fazla olanların
tescilinden önce nüfus başmemuru, nüfus memuru, hükümet hekiminden kurulu bir
heyet tarafından, bu teşkilat bulunmayan yerlerde de nüfus memuru o yer muhtarı
ve ihtiyar kurulundan bir üye önünde görülen yaşının takdir edilmesi ve
keyfiyetin tutanağa yazılarak imzalanması gereklidir. (1)
Nüfus
yazımlarında kayıt dışında kalanlar yurdumuzda ise bulunduğu yer nüfus
memurluğuna, yabancı memleketlerde ise, bulunduğu bölgedeki, yoksa o yere en
yakın elçilik veya konsolosluğumuza veyahut doğrudan doğruya İçişleri
Bakanlığına başvurarak kendilerini yazdırırlar.
Madde 18- Doğum evlerinde, hastanelerde
ceza ve tevkif evlerinde, vapur, tren, uçak gibi genel yolcu taşıtlarında olan
doğumların yazdırılması ödevliliği de 16 ncı maddede belirtilen kişilere
aittir.
Genel
taşıtlar yurt dışında gidiyorsa vapur süvarisi veya taşıt amirinin iki tanıkla
beraber imza edecekleri örneğine uygun iki nüsha tutanak yapılır. Baba, ana,
veli veya vasiye verilir. Bunlarda ilk uğrayacakları yer Türkiye Cumhuriyeti
elçilik veya konsolosluklarına göndermek suretiyle bir ay içinde babanın yoksa
ananın kayıtlı olduğu nüfus dairesine tescil ettirirler.
Madde 19- Bir doğumda birden ziyade
doğan çocuklar doğuşları sırasıyla yazılırlar.
Madde 20- Ana ile baba arasında
evliliğin kalkmasından sonra üçyüz gün içinde doğan çocuk babası soyadıyla baba
aile kütüğüne yazılır.
Evlilik
dışında doğan çocukların nesebi ana, babanın birbirleriyle evlenmesiyle
kendiliğinden düzelir.
Ana,
baba evlenmeden önce doğan çocuklarını ikametgahlarının bulunduğu veya
evlendikleri yer nüfus memuruna birlikte haber vermeye mecburdurlar. Bu bildiri
akit ve birlikte veya akidden sonra da yapılabilir. Bildirimin yapılmaması
nesebin sahih olmasına engel teşkil edemez.
Evlilik
dışında doğmuş çocuk, anasının aile kütüğüne ananın soyadı ve onun bildireceği
baba adı yazılır.
Ancak;
bunların nesebi düzeltildiğinde veya tanındıklarına babaları hanesine baba adı
ve soyadı ve analarına izafetle naklen kaydolunurlar.
(1) Bu hükümlerin uygulanmasında
ek 1 ve 2 nci maddelere bakınız.
Madde 21-Yeni doğmuş çocuk bulanlar
köylerde muhtarlara, kasaba ve şehirlerde karakollara bildirmekle ödevlidirler.
Bu
haberi alan muhtar ve karakol amiri çocuğun cinsiyetini ve üzerinde bulunan
eşyayı gösterir etraflı üç nüsha tutanak düzenleyip bir nüshası ile birlikte
çocuğu belediyeye diğer iki nüshasını da nüfus memuruna yollarlar. Bu
tutanakları alan nüfus memuru ana ve baba ismi ve soyadı takarak ve çocuğu da
adlandırmak suretiyle çocuğun bulunduğu yer aile kütüğünün son sayfasına tescil
eder.
Madde 22- Vatandaşlık ve İskan Kanunları gereğince, Türk
vatandaşlığına alınanlar yetkili makam ve kurullar kararı üzerine ve
vatandaşlık bildirgeleri veya tescil belgelerine uygun olarak aile kütüğünde
her aile için açılacak sayfalara yazılır.
Vatandaşlıktan
çıkarılanlarla vatandaşlığı kaybedenlerin bu durumları aile kütüklerine
işlenir.
BÖLÜM : 3
Evlenmeler
Madde 23- ( Değişik : 20/03/2003- 4826/ 2. md. ) Medeni Kanun hükümlerine
göre evlenme akdini yapanlar akdin yapıldığı tarihten başlayarak on gün içinde
örneğe uygun üç nüsha evlenme bildirisini bulunduğu yer nüfus müdürlüğüne,
onlar da erkek ve kadının kayıtlı bulunduğu nüfus müdürlüğüne göndermekle
yükümlüdür.
Evlenme
memurluğu, nüfus memurlarına verilen yerlerde bu görevleri adı geçen memurlar
yaparlar. Bildiriyi alan kocanın kayıtlı bulunduğu yer nüfus memuru, karıyı
kocanın aile kütüğüne geçirir ve evlenme tutanağının bir örneği merkez arşivine
yollar. Karının kayıtlı bulunduğu yer nüfus memuru da karının kaydına şerh
verir. Koca karının aile kütüğüne getirilemez. Evlenen erkek ayrı aile kütüğü
açabilir.
Madde 24- Türk vatandaşı erkekle evlenen yabancı kadın
evlilikle Türk vatandaşlığını kazanırsa kocasının aile kütüğüne geçirilir.
Madde 25- Yurtdışında yapılacak evlenmeler için ilgililerin
kanuni engelleri bulunup bulunmadığının tespiti ve usulen yapılacak ilan
sonucunun alınması hususunda konsolosluklarımızla bu görevi yapmakta olanlar,
evlenen vatandaşın kayıtlı olduğu yer nüfus müdür veya memurluklarıyla İçişleri
Bakanlığının belirteceği esaslar dairesinde re’sen yazışma ve haberleşmede
bulunurlar.
Konsolosluklarımızın
kanuni yetkileri içinde yaptıkları evlenmeler ilgililerin aile kütüklerine
işlenmek üzere bir ay içinde İçişleri Bakanlığına bildirilir ve 23 üncü Maddede
gösterilen işlem uygulanır.
Taraflardan
birisi veya ikisi Türk vatandaşı olan kimselerden evlenmelerine kanuni engel
bulunmayanların yetkili mahalli makamlarca yapılan evlenmeleri konsoloslarımız
tarafından tescil ettirilmek üzere İçişleri Bakanlığına bildirilir.
Konsolosluğumuz
bulunmayan yerlerde mahalli yetkili makamlarca yapılan evlenme akitlerinin
nüfus idarelerine veya en yakın Türk Konsolosluğuna bildirilmesi ile koca, Türk
kadının yabancı uyruklu erkek evlenmesi halinde karı ödevlidir.
Madde 26- Evlenme memuru tarafından evlenmeleri yapılan ve
mutlak butlanı haiz olmayan evlenmelerle, kanuni şekillere riayet edilmeksizin
yapılan ve feshi gerektirmeyen evlenmeler aile kütüklerine tescil edilmekle
beraber olay Cumhuriyet Savcılığına bildirilir.
Madde 27- Medeni Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce eski
hükümlere göre yapılıp da halen nüfus kütüklerine işlenmemiş olan evlenmeler
ilgililerin mahkemeden karar almaları suretiyle aile kütüğüne işlenebilir.
BÖLÜM : 4
Yer Değiştirme
Madde 28- (23/10/2003 tarih ve 4992 sayılı Kanunla yürürlükten
kaldırıldı.)
BÖLÜM : 5
Evlat Edinme
ve Tanıma
Madde 29- Evlat edinme Medeni Kanun
hükümlerine göre yapıldığına dair ilgililer tarafından mahkeme ilamı ve diğer
belgeler verildiği takdirde nüfus memuru evlat edinenle edinenin kütüklerine
işler, evlatlığı evlat edinenin aile kütüğüne nakleder, evlat edinilen evli bir
erkek ise evlat edinenin hanesine karı ve çocukları ile birlikte aktarma
suretiyle yazılır ve evlat edinenin soyadını alırlar. Evlat edinilen evli kadın
ise evlat edinme evlat edinen ile evlatlığın künyelerine işaret edilerek kadın
kocası hanesinde kocası soyadı ile kalır. Evlat edinme bağının kaldırılmasında
da aynı işlem yapılır.
Madde 30- Evlilik dışında doğan çocuk
Medeni Kanun hükümleri gereğince babası veya babasının babası tarafından
tanındığı, tanıyan tanınan veya ana tarafından bildirildiği ve tanımaya ilişkin
resmi senet gösterildiği takdirde nüfus memuru çocuğu tanıyanın aile kütüğüne
geçirir. Böyle bir çocuk vasiyetname ile tanındığı takdirde vasiyetnameyi açan
makam bir hafta içinde onamlı kopyasını babanın veya çocuğun aile kütüklerinin
yazılı bulunduğu yer nüfus memurluğuna göndermeye mecburdur.
BÖLÜM : 6
Boşanmalar
Madde 31- Boşanma kararını veren mahkemenin başkatibi kararın kesinleştiği
tarihten itibaren 30 gün içinde üç nüsha karar örneğini bulunduğu yer nüfus
memurluğuna vermekle, bu memur da kocanın kayıtlı olduğu yer nüfus memurluğuna
göndermekle ödevlidir. Kocanın kayıtlı olduğu yer nüfus memuru tescilden sonra
karar örneğinden bir nüshasını merkez arşivine, bir nüshasını karının
nakledeceği yer nüfus idaresine gönderir.
Madde 32- Boşananların belirli bir
süre içinde evlenmemeleri için mahkemelerce verilmiş olan evlenme yasakları da
aile kütüklerine işlenir.
Medeni Kanun Hükümlerine göre 300 günlük evlenme
yasağı kazai yasak ile birlikte hüküm tarihinden itibaren yürür. Boşanmadan
sonra kadın kocanın aile kütüğünden evvelce yazılı olduğu aile kütüğüne
nakledilir. İsterse ayrı bir aile kütüğü açılır.
BÖLÜM
: 7
Ölümler
Madde 33- Ölüm hangi yerde vuku bulmuş ise o yerin nüfus
memurluğuna bildirilir. Ölüm yeri bilinmezse ceset nerede bulunmuş ise oranın,
ölüm bir taşıt içinde olmuşsa bu taşıttan çıkarıldığı yerin nüfus memurluğuna
bildirilir. Ölenin kaydı yoksa yapılacak soruşturma sonunda Türk vatandaşlığı
ve ailesi tespit edildiği takdirde bir doğum tutanağı düzenlenerek önce doğum
sonra ölüm aile kütüğüne işlenir.
Madde 34- Gaiplik Medeni Kanun ve
Askerlik Kanunun hükümlerine uygun hallerde bu kanunlar uyarınca aile
kütüklerine yazılır.
Madde 35- Ölüm olaylarını köylerde
muhtar; şehir ve kasabalarla sağlık teşkilatı bulunan diğer yerlerde gömme izni
verenler nüfus memurlarına bildirmekle ödevlidirler.
Ölüm
haberini alan köy muhtarı ile diğer ödevliler, örneğine uygun üç nüsha ölüm
tutanağı doldurup bunları bildirenle iki tanığa imzalatır, kendisi de imza
ettikten sonra iki nüshasını on gün içinde nüfus memurluğuna gönderir. Gezici
memur bulunan bölgelerde memur köye geldiğinde verilir.
Madde 36- Ölüm hastanede, ceza ve tevkif
evi (İdamlar dahil), okul, fabrika, işyeri gibi sıhhi ve resmi bir kurumda
olmuşsa örneğine uygun üç nüsha ölüm tutanağı kurumca bu işle
görevlendirilenler tarafından yapılır. Bunlardan bir nüshası kurumda saklanır,
iki nüshası da on gün içinde nüfus memurluğuna yollanır.
Ölüm
vapur, tren, uçak gibi genel bir yolcu taşıtında olmuşsa üç nüsha ölüm tutanağı
bu taşıtın sorumlu amiri tarafından yapılır. Bunlardan bir nüshası alıkonulup
iki nüshası varılacak ilk durak yeri nüfus memurluğuna ve bu durak yabancı bir
memlekette ise oradaki Türk konsolosluğuna on gün içinde yollanır. Ölüm
tutanaklarının ölüyü gören iki tanık, varsa doktor veya sağlık memuru
tarafından imzalanması ve örneğine uygun tutulması gerekir.
Madde 37- Sel, yer sarsıntısı, yer
çöküntüsü, hava, deniz, tren, trafik ve maden kazaları, yangın gibi toplu
ölümler meydana getiren olaylar vali ve kaymakamın görevlendireceği memurlar
tarafından incelenip, iki nüsha tutanak ile tespit olunur. Ondan sonra olay
yerindeki ölülerin kimlikleri belirtilip her şahıs için ayrı ayrı ve örneğine
uygun üçer nüsha tutanak yapılır. Birinci tutanağın bir nüshası, nüfus
başmemurluğunda saklanır. Şahıslar için ayrı ayrı yapılan ölüm tutanakları da
nüfus memurluğuna verilir. Tutanak yapılması mümkün olmayan hallerde yetkili
makamların ölümü bildiren belge veya resmi yazıları ölüm tesciline yeter
görülür.
Madde 38- Kıtasında ölen subay, askeri
memur, astsubay, erbaş ve erler hakkında örneğine uygun üç nüsha ölüm tutanağı
kıtası hekimi veya bu görevi yapanlar tarafından düzenlenip imzalanır.
Bu
tutanakların ölenlerin yazılı bulunduğu askerlik şubelerince de bir nüshası
saklanıp diğer iki nüshası nüfus memurluğuna gönderilir.
Madde 39- Savaş, ayaklanma alanlarıyla,
eşkıya çarpışmasında ölen subay, askeri memur, astsubay, erbaş ve erlerle diğer
askeri şahısların kimlikleri ve ölümleri orduca uygulanan usul dairesinde üçer
nüsha örneğine uygun ölüm tutanakları ile tespit olunur.
Erlere
ait tutanaklar askerlik şubeleri; subay, askeri memur, astsubay ve diğer askeri
şahıslara ait tutanaklar da Milli Savunma Bakanlığı yolu ile aile kütüklerinin
bulunduğu nüfus memurluğuna ve ailesine yollanır.
Madde 40- Bir kimse bir geminin bir
torpil neticesinde batması, fırtına kazası, yanma, patlama, çarpışma ve savaş
gibi ölümüne muhakkak nazarı ile bakılacak haller içinde gaip olup da ölüsü
bulunmamış ise kayıtlı bulunduğu askerlik şubesi veya kıtası komutanlığınca,
sivil ise olayın olduğu yer zabıtasınca durum belgelendirildiği takdirde o
kimse gerçekten ölmüş sayılarak en büyük idare amirinin emri ile künyesine ölüm
kaydı düşürülür. Savaş halinde askere alınarak memleket içinde veya dışında bir
tarafa gönderilip de savaşa katıldığı veya bir çarpışmada bulunduklarına dair
şubelerince bir bilgi bulunmadan herhangi bir suretle gaip olanlarla,
sivillerin ilgilileri Medeni Kanun gereğince mahkemeye müracaatla gaip olan
kimsenin ölü veya sağ olduğuna hakim tarafından hükmedilmesini isteyebilir.
Künyesine ölü işareti verilenlerden sonradan sağ oldukları anlaşılanların
mahkemeye başvurarak ölüm kaydının kaldırılması istenmezse, nüfus idaresince
genel hukuk bakımından Cumhuriyet Savcılığına bildirilerek ölüm kaydı
kaldırılır.
BÖLÜM : 8
Aile Kütükleri
Madde 41- Bir soydan gelen ve aynı
soyadını taşıyan ve evvelce bir hanede bulunan kimseler bu kayıtlarını devam
ettirmek isterlerse tek bir aile gibi kayıtları devam ettirilir.
Bir
soydan oldukları ve bir soyadı taşıdıkları halde yaşamaları ayrı bulunan
ailelerle bir soydan olmayan ve aynı soyadını taşımayan aileler ayrı aile
olarak yazılırlar.
Madde 42- Aile kütüklerinde fertlerin,
ayrı aile kurma; yer değiştirme, evlat edinilme, evlenme, ailelerin ise yer
değiştirme, bütün fertleri ölme, kızların ve kadınların evlenmeleri halinde
kayıtları kapanır.
Evliliğin
zevali halinde kadının isteği ile kapanan aile kaydı yeniden canlanabilir.
Madde 43- (Değişik : 20/03/2003- 4826/
3. md.
) Nüfus kütükleri; ilçe ve aile esasına göre tutulan, kişilerin hak
ve yükümlülüklerinin, doğumuna esas olmak üzere kimliklerinin, aile bağlarının,
vatandaşlık durumlarının ve şahsi hallerinin belirlenmesi amacıyla istatistik
verilerinin işlendiği defter veya bilgisayar ortamında tutulan resmi
belgelerdir. Nüfus kütükleri; defter veya bilgisayar ortamında tutulan nüfus aile
kütükleri ile özel kütükler ve mikrofilmlerden oluşur. Nüfus kütükleri, daimi olarak saklanması gerekli resmi
belgelerdir.
Nüfus
aile kütükleri; ilçelerde şahsi hallere ilişkin işlemlerin yapılıp
yürütülmesinde kullanılmak üzere ilçe, köy, mahalle ve aile esasına göre nüfus
idarelerince tutulan resmi belgelerdir.
Özel
kütükler; defter veya bilgisayar ortamında tutulan nüfus aile kütüklerine
düşürülen kayıtların dayanağı olan tutanak ve resmi belgelerin her yıl kütüğe
geçiriliş sırası ve olay türüne göre tasnif edilip, yıllık olarak
ciltlenmesinden oluşan resmi
belgelerdir.
Dayanak
belgelerinden arşivlenmek üzere çıkarılan mikrofilmler ise, mikrofilmler özel
kütüğünü teşkil eder. Tekniğine uygun hazırlanan ve saklanan mikrofilmler, özel
kütüklerle aynı hukuki değere sahiptir.
Defter
ve bilgisayar ortamında tutulan kütük kayıtları arasında farklılık olduğu
takdirde hangi kaydın doğru kabul edilip esas alınacağı, tescile esas olan
dayanak belgesine göre tespit edilir.
Merkezde,
nüfus müdürlüklerindeki kayıtları kapsayacak bir veri tabanı oluşturulur. Nüfus
olayları da iletişim ağı kullanılarak nüfus idareleri ve merkezdeki veri
tabanlarına işlenir.
İçişleri
Bakanlığı, merkezde bilgisayar ortamında tutulan nüfus kütükleri ile özel
kütüklere ait mikrofilmlerin yedeklerinin, tespit edeceği farklı bir yerde saklanmasını sağlar. İşlemden kaldırılmış
nüfus kütüklerinden saklanmasına ihtiyaç duyulmayanlar, İçişleri Bakanlığınca
imha edilebilir.
Nüfus
aile kütüklerinde kişi ve aileler hakkında aşağıdaki bilgiler bulunur.
a) Şahsi hale ilişkin bilgiler:
Kişinin adı ve soyadı, cinsiyeti,
baba-ana ad ve soyadları, evli
kadınların önceki soyadları,
1- Doğum yeri, doğum tarihi,
kütüğe kayıt tarihi (yıl, ay, gün olarak),
2- Evlenme, boşanma, nesep
düzeltmesi ve reddi, ölüm ve vatandaşlığın kazanılması veya kaybedilmesi gibi
şahsi halde meydana gelen değişiklik veya yetkili makamlarca yapılan
düzeltmeler.
b) Diğer bilgiler:
1- Türkiye Cumhuriyeti Kimlik
Numarası,
2- Dini,
3- Medeni hali.
c) İdari bilgiler : İl, ilçe,
köy veya mahalle adı ile cilt, aile ve birey sıra numarası.
Merkez ve ilçelerde tutulan
nüfus kütüklerinin yetkili makamlarca usulüne göre onaylanmış olması şarttır.
Onaysız nüfus aile kütüğündeki bilgilerin doğruluğu Genel Müdürlükçe teyit
edilmedikçe hukuken geçerli değildir. İlçe nüfus idarelerinde tutulan ve defter
şeklinde olan nüfus kütüklerinin her sayfasına cilt ve sayfa sıra numaraları
konur. Kütüğün sonuna kaç sayfadan ibaret olduğu yazılır. Sayfa birleşim
yerleri Asliye Hukuk Mahkemesince mühürlenerek sonu onaylanır.
Merkezden çıkarılıp gönderilecek defter ve
belgeler Genel Müdürlükçe onaylanır.
Madde 44- Kocanın ölümünde kadın
yeniden evlenmedikçe ölen kocasının aile kütüğünde kalabilir. Dilediğinde
babasının aile kütüğüne döner veya ayrı bir sayfa açtırabilir.
Madde 45- Her aile kütüğü soyadına göre
düzenlenip kapağının iç tarafına kütükte yazılı ailelerin soyadları üzerine
alfabe sırasına göre fihristini yaparak yapıştırmak mecburidir. Ayrıca her
nüfus dairesinde bölgesi aile kütüklerinin soyadlarına ait alfabetik bir
fihrist tutulur.
BÖLÜM : 9
Kayıt
Düzeltmeleri
Madde 46- Yaş,
ad, soyadı ve diğer kayıt düzeltme davaları ilgilinin oturduğu yer asliye hukuk
mahkemesinde Cumhuriyet savcısı ve nüfus başmemuru veya nüfus memuru huzuruyla
görülür ve karara bağlanır.
Bu davalar düzeltmeyi isteyenlerle,
ilgili resmi dairenin göstereceği lüzum üzerine Cumhuriyet Savcıları tarafından
açılabilir ve dinlenecek tanıklar, resmi kayıt örnekleri ve belgelerle ispat
olunur. Şu kadar ki; ilgilinin görünüşü davayı yalanlayıcı olmaması şarttır.
Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu hükümlerine göre ceza mahkemelerinde yapılacak
yaş düzeltmesi işlerinde de nüfus başmemuru veya nüfus memuru taraf olarak
bulunurlar.
Mahkeme kararına karşı taraflar
Yargıtay’a başvurabilirler, yaş, ad, soyadı ve kayıt düzeltmesi hakkındaki
mahkemeden verilen kararlar kesinleştikten sonra ilgilinin aile kütüne
geçirilir. Ad ve soyadının değiştirilmesi, din değiştirme suretiyle de olsa
mahkeme kararıyla yapılır. Adlarını değiştirenlerin aile kütüğünde yazılı
çocukların baba veya ana adları, soyadlarını değiştirenlerin yalnız eşiyle
reşit olmayan çocuklarının soyadları birlikte değiştirilir. Yaş düzeltme davası
ancak bir defa açılabilir.
Yaş, ad, soyadı değiştirenler
askerlik ödevliliği içinde iseler yapılan düzeltmeler nüfus idarelerince on beş
gün içinde askerlik şubelerine de bildirilir.
Madde
47- Meslek, sanat, din ve her hangi bir arıza sebebiyle vücuttaki şekil
değişiklikleri ve bu Kanunun 43'’üncü maddesi gereğince nüfus kütüklerine
yazılması gerektiği halde her nasılsa yazılmamış ve dayanağı belgede kalmış
olan ana baba adı, doğum yeri, cinsiyet ve soyadı gibi haller ilgililerin bağlı
bulunduğu daire, kurum veya işyerinden köy veya mahalle ihtiyar kurulundan
alacakları belge ve ilmühaber üzerine en büyük idare amirinin emri ile nüfus
memurları tarafından aile kütüklerine işlenir.
Madde
48- 47 nci madde gereğince yapılan tamamlamalarla şahsi hallerde vukua
gelen değişmeler, özellikle evlenme dışında doğan bir çocuğun tanınması, hakimin
babalığa hükmetmesi, nesebin düzeltilmesi, evlat edinme, evlatlık bağının
kaldırılması veya bulunmuş bir çocuğun nesebinin belirmesinden ileri gelen
değişikliklerle aile kütüklerine işlenen bir kaydın doğru olmadığının karar
altına alınması veya kimliği belirsiz diye işaret edilen bir kimsenin
kimliğinin tayin olunması gibi zaruri olan aile kütüğü düzeltmeleri ilgilinin
künyesi hizasındaki düşünceler sütununa yazılır.
Kütüğün özel sütunlarına şahsi hal
belgeleri veya dosyaları sıra numaraları konur. Aile kütüklerine şahsi hal
değişikliklerinden başka bir husus kaydedilemez.
KISIM
: 3
İdare
BÖLÜM : I
Yükümlülük
Madde 49- Mahkeme başkatipleri nüfus
kütüklerini ilgilendiren kararları kesinleşmesinden başlayarak otuz gün içinde
bulunduğu yer nüfus idaresine onanlı karar suretlerini göndermek suretiyle
bildirmeye mecburdurlar.
Madde 50- Nüfus memurları, kendi
bölgesindeki köy ve mahalleler üzerine doğum, ölüm, evlenme, boşanma ve yer
değiştirmelere ait bir istatistik defteri tutar. Her üç ayda bir örneği göre
dört nüsha istatistik cetveli düzenleyerek üç nüshasını bağlı olduğu ilçe nüfus
başmemurluğuna, ilçe nüfus başmemuru da bir nüshasını bırakıp diğer iki
nüshasını (ilçe olarak) düzenleyeceği iki nüsha cetvele bağlayarak il nüfus
müdürlüğüne, il nüfus müdürü de birer nüshasını alıkoyup diğer nüshasını il
olarak düzenlenmiş bir cetvel ile birlikte Nüfus İşleri Genel Müdürlüğüne
yollar.
BÖLÜM : 2
Teftiş ve Denetleme
Madde 51- Nüfus başmemurları nüfus
memurlarını, il nüfus müdürleri il içindeki bütün nüfus daire ve memurlarını,
mahallin en büyük idare amirleri veya memur edecekleri kişiler, mülkiye
müfettişleri ve İçişleri Bakanlığının vazifelendireceği kimseler nüfus
teşkilatın sürekli denetim ve teftişleri altında bulundurmaya ve bu Kanun ile
tüzük yönetmelikler hükümlerini yürütmeye ve gerekli tedbirleri almaya
yetkilidirler.
BÖLÜM : 3
Ceza Hükümleri
Madde
52-(Değişik: 20/03/2003- 4826/ 4.
md. ) Bu Kanuna göre;
a) Nüfus ve kişisel hal olaylarını bildirmekle
görevli olup, bu görevlerini Kanunda belirtilen süreler içinde yerine
getirmeyen kamu görevlisine, fiil başka bir suç oluştursa bile, o yer nüfus
müdürlüğünün teklifi üzerine mahalli mülki idare amirinin kararıyla yedi milyon
beş yüz bin lira para cezası verilir.
b) Nüfus ve kişisel hal olaylarını
bildirme yükümlülüğünü kanunda belirtilen süre içinde yerine getirmeyen, 28
inci maddeye aykırı davranan, nüfus ve aile cüzdanlarını kaybedenler ile nüfus
cüzdanının geçerlilik süresinin son bulmasından itibaren 2 ay içinde bu
cüzdanlarını değiştirmeyen kişilere veya bu durumdaki küçüklerin veli veya
vasilerine, yurt içinde nüfus müdürlerinin teklifi ile mülki idare amirlerince,
yurtdışında Türkiye başkonsoloslarınca veya büyük elçilik ile elçilik
bünyesinde konsolosluk şubesini tedvire memurlarca on beş milyon lira para
cezası verilir.
İlgililer, mülki idare amirlerince verilen para
cezalarının yetkili idare mahkemesine, yurt dışında verilen para cezalarına
karşı ise, dış temsilcilikler aracılığı ile nüfusta kayıtlı olan yer idare
mahkemesine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde itiraz edebilirler.
İtiraz, idarece tesis edilen işlemin yerine getirilmesini durdurmaz. İtiraz
halinde mahkemece evrak üzerinde inceleme yapılarak, itirazın mahkeme
kayıtlarına intikal tarihinden itibaren en geç bir ay içinde bir karar verilir.
İtiraz üzerine mahkemece verilen kararlar kesin olup bu kararlara karşı
herhangi bir kanun yoluna başvurulamaz.
Yukarıdaki fıkralarda belirtilen
para cezaları 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun
hükümlerine göre tahsil edilir.
Yurtdışında verilen para cezaları,
işlem sırasında mahalli para karşılığı üzerinden tahsil edilir.
Madde
53- (Değişik: 20/03/2003- 4826/ 5. md. ) Her türlü tabi afet, gasp,
hırsızlık, yangın ve terör nedeniyle; nüfus ve aile cüzdanlarının kaybedilmesi
ve nüfus olaylarının bildirim yükümlülüğünün yerine getirilememesi halleri ile
yetkili kurum ve kuruluşların kimsesiz çocuklarla ilgili nüfus cüzdanı talepleri ve doğum
bildirimlerinde, 52 nci maddede belirtilen para cezaları uygulanmaz.
Madde
54- Şahsi hal belgeleri ve aile kütüklerinin iyi tutulmamasından,
saklanmamasından ve memurun başka yere kaldırılması veya memuriyetten ayrılması
halinde devir ve teslimin usulüne göre yapılmamasından nüfus memurlarıyla bu
işleri yaptırmakla ödevli il nüfus müdürleri ve nüfus başmemurları şahsen
sorumludurlar.
BÖLÜM : 4
Türlü Hükümler
Madde 55- Nüfus memurları her işlem sonunda almış oldukları
şahsi hal belgelerinin aile kütüklerine tamamen işlendiğini ve birer nüshasının
da arşive gönderildiğini, şahsi hal belgelerine şerh vermek suretiyle belirtir
ve imza ederler.
Madde 56- İşinden herhangi bir sebeple ayrılan nüfus memuru
yerine gelen memura henüz gelmemişse geldiğinde devredilmek üzere en büyük
idare amiri tarafından gösterilen kimseye düzgün devir vermeye ve dört nüsha
devir tutanağı yapmaya mecburdur.
Nüfus memurunun ölümü veya devir
yapmasına imkan vermeyecek surette işten ayrılması, izinli ve raporlu bulunması
halinde idare amirince tayin edilecek bir kurul tarafından bu devir aynı
şekilde yapılır. Devir ve teslim işlerinin ne yolda yapılacağı ve nelerin
devredileceği yönetmelikte gösterilir.
Madde 57- ( Değişik :
20/03/2003- 4826/ 6. md. ) Nüfus cüzdanı, kişinin Türk
vatandaşı olduğunu ve nüfus aile kütüklerine kayıtlı bulunduğunu kanıtlayan
resmi bir belgedir.
Nüfus cüzdanının kapsam, şekil, ebat, yürürlük,
değiştirme ve geçerlilik tarihlerini belirlemeye İçişleri Bakanlığı yetkilidir.
Bakanlık taklit, tahrif ve
sahtecilikten korumak amacıyla nüfus cüzdanı üzerine konulacak güvenlik
unsurlarını, basım ve vatandaşa teslimat aşamasında uygulanacak sistem ve
teknolojiyi, nüfus cüzdanının kaybı ve değiştirilmesi halinde yapılacak
işlemleri tespit etmeye yetkilidir. Nüfus cüzdanları, Maliye Bakanlığının
muvafakati üzerine Bakanlıkça uygun görülecek yerlerde bastırılabilir.
Düzenlenen nüfus cüzdanları Bakanlık ve Maliye Bakanlığınca tespit edilecek
esaslar çerçevesinde nüfus idareleri ve başkonsolosluklara dağıtılır. Nüfus
cüzdanları satış bedeli, 210 sayılı Değerli Kağıtlar Kanununa göre Maliye
Bakanlığınca belirlenecek değerli kağıt bedelini de ihtiva edecek şekilde ve
maliyetler göz önünde bulundurulmak suretiyle, Maliye Bakanlığının görüşü
alınarak İçişleri Bakanlığınca tespit edilir. Yurt dışında dağıtımı yapılacak
nüfus ve aile cüzdanlarının satış bedeli ise İçişleri, Dışişleri ve Maliye
Bakanlıklarınca tespit edilir ve cüzdanların satış bedeli, verildiği ülke
parası üzerinden, başkonsolosluklarca tahsil edilir. Nüfus cüzdanlarının satış
bedeli ile Maliye bakanlığınca bu cüzdanlar için belirlenen değerli kağıt
bedeli arasındaki tutar, nüfus cüzdan basımı, cüzdan üretimine yönelik
makine-teçhizat alımı, dağıtımı ile nüfus idaresinin otomasyonu hizmetlerinde
kullanılmak üzere Maliye Bakanlığınca bir yandan bütçeye özel gelir, diğer
yandan İçişleri Bakanlığı bütçesinde açılacak tertibe özel ödenek kaydedilir.
Özel gelir ve özel ödenek kaydolunan tutarlardan yılı içerisinde harcanmayan
kısmı ertesi yıla devredilir. Aile cüzdanları Bakanlıkça tespit edilecek şekil
ve örneklere uygun olarak Maliye Bakanlığınca bastırılıp, maliye
saymanlıklarınca dağıtılır.
Nüfus
ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü merkez ve taşra teşkilatı ile
Başkonsolosluklar, nüfus ve aile cüzdanları bedeli açısından 2.6.1934 tarihli
2489 sayılı Kefalet Kanunu hükümlerine tabi değildir.
Nüfus cüzdanı, yurt içinde ilçe nüfus
müdürlüklerince ve yurt dışında başkonsolosluklarca kişilerin kendilerine,
ergin olmayanların veli, vasi veya resmi vekillerine parmak izi karşılığında
verilir.
Nüfus cüzdanlarına, bu
Kanunda öngörülenler dışında kayıt ve işaret konulamaz, bu cüzdanlar hiçbir
kişi, kurum veya kuruluş tarafından
alıkonulamaz. Ancak, ihtiyaç duyulan hallerde kurum veya kuruluşlar bir
suretini saklayabilir.”
Madde 58- (Değişik : 20/03/2003- 4826/ 7. md. ) Nüfus ve aile cüzdanlarının
verilebilmesi için; İçişleri
Bakanlığınca bastırılan ve ilgililerin imzasını, parmak izini, fotoğrafını,
adresini ihtiva eden ve oturulan yer mahalle veya köy muhtarlığına ya da
görevli olunan kurum veya kuruluş amirine tasdik ettirilen standart bir belgeyi
uygulamaya koymaya ve kaldırmaya, parmak izini kağıt veya bilgisayar ortamında
almaya İçişleri Bakanlığı yetkilidir.
Bu belgenin alınmasından sonra
usulüne ve nüfus kayıtlarına uygun olarak düzenlenen nüfus cüzdanı, 57 nci
maddede belirtilen usullere göre verilir.
Doğum tutanaklarına dayanılarak
nüfus cüzdanı düzenlemesinde standart belge aranmaz.
Madde
59- Doğum tarihlerinde doğum yılı yazılıp doğum ay ve günü yazılmamış
olanların yaşlarının hesaplanmasında doğduğu yılın Temmuz ayının birinci günü,
ayı yazılıp da günü belli olmayanlarda o ayın birinci günü başlangıç tutulur.
Eski kayıtlar için 13 günlük takvim farkı saklıdır.
Madde 60- Nüfus memurları her yıl 20 yaşına basan bölgesindeki
bütün erkeklerin bir defterini çıkarıp Aralık ayı başında askerlik şubesine
vermek ve bildirmesi gereken malumatı vaktinde göndermekle ödevlidirler.
Madde
61- Her nüfus dairesi diğer nüfus dairelerinden askerlik şubesi ve adalet
mercilerinden istenilen bilgiler ve kopyaları onaylı olarak verir. Bunların
dışında mahallin en büyük idare amirinin yazılı emri olmadıkça hiçbir daireye
kopya, özet ve bilgi veremezler.
Madde
62- (Değişik : 15/11/1984-3080/4 md)
Evlenen her çifte evlendirme
memurluğunca bir aile cüzdanı verilir. Aile cüzdanı bulunmayanlara bu cüzdan
istekleri üzerine nüfus idarelerince verilir. Aile reisleri kendilerinin veya
aile fertlerinin kişisel hallerinde meydana gelecek değişiklikleri bu cüzdana
işletmekle, nüfus idareleri de işlemek ve gerekli açıklamaları yapmakla
görevlidirler.
Mahkemeler bir dava dolayısıyla,
kamu ve özel kurum ve kuruluşları yaptıkları bir işlem nedeni ile ihtiyaç
duyacakları nüfus aile kayıt örneği yerine aile cüzdanı örneğini alarak
dosyalarına koyarlar.
İlgili idare gerekli gördüğü
takdirde nüfus idarelerinden aile cüzdanından çıkarılmış örneğin teyidini
isteyebilir.
Madde
63- İl Nüfus müdürleri 1700 sayılı Dahiliye Memurları Kanununun birinci
maddesinin 4 üncü fıkrasına alınmış olup, Siyasal Bilgiler, Hukuk veya İdari
İlimler Fakülteleriyle bunların denkliği Milli Eğitim Bakanlığınca kabul
edilmiş aynı nitelikteki yabancı yüksek öğrenim kurumları mezunlarından tayin
edilir. Bulunmadığı taktirde ise lise mezunu meslek mensupları arasından
seçilir. İl nüfus müdür muavinleriyle , nüfus başmemurun memur ve katipleri,
lise yoksa orta okul mezunları arasından yarışma sınavıyla alınır. Kaligrafisi
düzgün olanlar tercih edilir.
Bu kanunun uygulanması dolayısıyla
halen görevde bulunan nüfus müdür, başkatip memur ve katiplerin kazanılmış hakları
saklıdır.
Madde
64-Bu kanunun hükümleri uygulamaya başladığı tarihten itibaren 14 Ağustos
1330 tarihli Sicilli Nüfus Kanunu ve kanunda değişiklik yapan 30 Ekim 1330 ve 4
Mayıs 1331 ve 28 Kasım 1336 tarihli kanunlar, yabancı memleketlerde oturan Türk
Vatandaşlarının nüfus vak’aları hakkındaki 15 Şubat 1331 tarihli Kanun ve (2
Nisan 1331 tarihli Sicilli Nüfus İdaresini Teşkilatı ile Memurların
Vazifelerini Mübeyyin Nizamname) 2330 sayılı kanunun 16 ıncı maddesinin (F)
fıkrasıyla 2576,4727,5524,6652 sayılı gizli nüfusların yazımı hakkındaki
Kanunların yaşayan hükümleri, diğer kanunların bu kanuna aykırı hükümleri
kaldırılmıştır.
Madde
65-Bu Kanunun gerektirdiği kadrolarla diğer giderler genel nüfus yazımının
bitiminden önceki mali yılı Bütçe Kanunu ile sağlanır.
Ek Madde
1-(15/11/1984-3080/5 md.)
Yetiştirme yurtları, bakım evleri ve benzeri yerlerin sorumluları
buralarda bulunanların, aile reisleri ve kişiler yanlarında çalıştırdıkları
veya barındırdıkları küçük veya büyüklerin nüfus cüzdanlarını kontrol etmek,
nüfus kütüklerine kayıtlı olmayanların tescillerini sağlamak için nüfus
idarelerine beyanda bulunmak ve gerekli işlemleri yaptırmakla;
Güvenlik görevlileri; kimlik
kontrolleri veya herhangi bir işlem nedeniyle kimliğini ispat edemeyenlerle, nüfusta kayıtlı olmadığı tespit ettikleri
kişileri , haklarında gerekli işlemleri yaptıktan sonra düzenleyecekleri
soruşturma evrakı ile birlikte o yer nüfus idaresine göndermekle;
Okul müdürleri; okula kayıt için
başvuran çocuklardan nüfusta kayıtlı olmayanların tam künyeleri ile baba ana ve
vasilerini açık kimlikleri ile adreslerini o yer nüfus idarelerine bildirmekle;
Kamu veya özel kurum veya
kuruluşların sorumluları iş verecekleri kişilerden nüfus cüzdanı istemekle
nüfusta kayıtlı olmadığını anladıkları kişilerin tam kimlik ve açık adreslerini
nüfus idarelerine bildirmekle;
Görevlidirler.
Ek
Madde 2- (15/11/1984-3080/5 md.)
Nüfus idareleri , nüfus kütüklerine tescil edilmemiş bir yaşından büyük
çocukların veya büyüklerin varlığını haber aldıkları takdirde büyüklerin
kendileri, çocukların baba ana ve vasilerini bunların bulunmaması halinde
ikinci dereceye kadar hısımları veya çocukları yanlarında bulunduranları veya
muhtarları beyana davet etmeye yetkilidirler.
İlgililer bu davet üzerine 30 gün
içinde nüfus idarelerine başvurmak ve beyanda bulunmakla görevlidirler
Ek
Madde 3- (15/11/1984- 3080/5 md.)
Merkezde bilgi işlem makineleriyle tutulan kayıtlarla , mikrofilmler ve
bunlardan usulüne göre çıkartılan örnekleri aksi sabit oluncaya kadar hukuken
geçerlidir. Merkez ve İllerde tutulan kayıtlar arasında bir farklılık olması
halinde merkezde tutulan kayıtlar esas alınır.
Ek
Madde 4- (15/11/1984-3080/5 md.)
İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü, Merkezi
Nüfus İdaresi Sisteminin uygulanmasına geçilen yerlerden başlamak üzere Türk
vatandaşları ile Türkiye’de nüfus kaydı tutulan yabancılara nüfus kütüklerine
bilgi alış verişi kolaylaştırmaya ve kamu kuruluşlarında tutulan kayıtlar
arasında bağ oluşturmaya esas olacak bir numara sistemi geliştirilir. Bu numara
bütün kamu kurum ve kuruluşlarını kayıtlarında esas alınır.
Ek Madde 5- (15/11/1984-3080 sayılı kanunun 6 ncı maddesi
hükmü olup, ek maddeye çevrilerek numarası teselsül ettirilmiştir.)
5/5/1972 tarih ve 1587 sayılı Nüfus Kanununun 16,28,35 ve 36 ıncı
maddelerinin, 4/4/1926 tarihli ve 743 sayılı Türk Kanunu Medenisinin evlenme
ilanı ve akdine ilişkin 97-111 inci maddelerinin 5/7/1939 tarihli ve 3686
sayılı Evlenme Kağıtları ve Bunların Nüfus kütüklerine Tescilleri Hakkında
Kanunun 1 inci maddesi ile eki listenin; Bu kanuna aykırı hükümleri yürürlükten
kaldırılmıştır. (1)
(1) Bu hükümdeki “bu Kanuna” ifadesi ile 15/11/1984 tarih ve 3080 sayılı
Kanun kastedilmektedir.
Ek
Madde 6- (20/03/2003- 4826/ 8. md. ) Nüfus aile kütüklerinin bilgisayar
ortamında tutulan kütüklere intikalini sağlamaya ve nüfus işlemlerinin bu
kütükler üzerinden yürütülmesine imkan hazırlamaya, bilgisayar ortamında
tutulan kütüklerin güvenliğini ve gizliliğini sağlayacak tedbirler almaya,
kağıt ortamındaki nüfus aile kütüklerini uygulamadan kaldırmaya, dayanak
belgelerinin düzenlenmesi, tescili ve muhafaza edileceği yetkili nüfus
müdürlüğünü belirlemeye, elektronik ortamda yürütülen her türlü nüfus
işlemlerinde elektronik imza kullanılmasına karar vermeye, kamu kuruluşları ile
kamu hizmeti veren kuruluşların merkezde bilgisayar ortamında tutulan
kayıtlardan bilgi alışverişi taleplerini ve merkez ve taşrada iş akışını nüfus
hizmetlerinin bütünlüğü içerisinde belirlenecek esaslar ve usuller çerçevesinde
karşılamaya İçişleri Bakanlığı yetkilidir.
Madde
66-Bu kanun 1 Eylül 1974 tarihinden itibaren yürürlüğe girer.
Madde
67-Bu kanun hükümlerini Bakanlar kurulu yürütür.
5/5/1972 TARİHLİ VE 1587 SAYILI ANA KANUNA İŞLENMEYEN GEÇİCİ MADDELER:
15/11/1984 Tarihli 3080 sayılı
Kanunun Geçici maddeleri
Geçici Madde
1- 1/9/1979 tarihinden itibaren
belediye başkanlıkları, evlendirme memurlukları ve köy muhtarlıklarınca 5
Temmuz 1984 tarihine kadar yapılan evlenmelere yetki noktasından itiraz edilemez
ve bu evlenmeler bu sebeple iptal edilemez.
Geçici Madde
2- Bu kanunun yürürlüğe girdiği
tarihten itibaren evlenme işleri hakkındaki düzenlemeler yapılıncaya kadar
halen evlendirme görev ve yetkilerini kullanan belediye başkanlıkları ile köy
muhtarlıklarına İçişleri Bakanlığınca evlendirme memurluğu görev ve yetkileri
verilmiş sayılır. Yeni düzenlemeler yapılıncaya kadar evlenme işlemleri mevcut
mevzuat hükümlerine göre yürütülür.
Geçici Madde
3-Nüfus ve
Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü nüfus kayıtlarına göre yaşayan
vatandaşlarımızın hicri veya rumi tarihle yazılmış doğum tarihlerini miladi
yıla çevirerek, aile kütüklerine geçirmeye , doğum tarihlerinin ay ve günü
belli olmayanların da eksikliklerini 5/5/1972 tarih ve 1587 sayılı Nüfus Kanununun
59 uncu maddesindeki esaslar çerçevesinde tamamlamaya yetkilidir.
Geçici Madde
4-2/2/1984
tarih ve 2977 sayılı İdari Usul ve İşlemlerin Yeniden Düzenlenmesi İli İlgili
Yetki Kanunu ile Bakanlar Kuruluna verilen Kanun Hükmünde Kararname çıkarma
yetkisi 5/5/1972 tarihli ve 1587 sayılı Nüfus kanunun için adı geçen Kanunla
verilen süre bitimine kadar geçerlidir.
5/5/1972 TARİHLİ VE 1587 SAYILI ANA KANUNA İŞLENMEYEN GEÇİCİ MADDELER:
20/03/2003 Tarihli ve 4826
sayılı Kanunun Geçici Maddeleri
Geçici Madde 1- Merkezi Nüfus İdaresi Sistemi kapsamında nüfus cüzdanları
bastırılıncaya kadar, nüfus ve aile cüzdanları, İçişleri Bakanlığınca tespit
edilen şekil, ebat ve örneğine uygun olarak Maliye Bakanlığınca bastırılır ve
nüfus idarelerinin ihtiyaçlarını karşılamak üzere mal müdürlüğü
saymanlıklarına, başkonsoloslukların ihtiyaçlarını karşılamak üzere de
Dışişleri Bakanlığına gönderilir.
Mal müdürlüğü saymanlıklarınca nüfus
idarelerinin ihtiyacı göz önünde tutularak, nüfus ve aile cüzdanları
kadın-erkek her biri için en fazla iki biner adetinin bedeli sonradan ödenmek
üzere, müteakiben iki biner adetlik partiler halinde peşin para karşılığında
verilir.
Başkonsoloslukların ihtiyacı olan nüfus cüzdanları
ise, Dışişleri Bakanlığınca tespit edilip bildirilen sayıda verilir. Yurt
dışındaki nüfus cüzdan satış bedelleri İçişleri, Dışişleri ve Maliye
bakanlıklarınca döviz olarak tespit edilir ve verildiği ülke parası üzerinden
başkonsolosluklarca tahsil edilir.
Yeni nüfus cüzdanı verilmesi
uygulaması başlatılıncaya kadar; nüfus cüzdanları, ancak doğum tutanağı aile
kütüğüne işlendikten sonra nüfus memuru tarafından bu kayıtlara uygun olarak
doldurulup kendilerine, ergin olmayanların veli, vasi veya resmi vekillerine
imza karşılığında, okur yazar olmayanların sağ elinin işaret parmağı standart belgeye bastırılmak suretiyle
verilmesine ilişkin mevcut uygulama sürdürülür.
1587 SAYILI KANUNA EK VE DEĞİŞİKLİK GETİREN MEVZUATIN
YÜRÜRLÜĞE GİRİŞ TARİHİNİ GÖSTERİR LİSTE
Kanun Yürürlüğü
No Farklı
tarihte yürürlüğe giren maddeler giriş
tarihi
2101 - 24/8/1977
3080
-
3081
3082
3083
3084
3085
3086
3087
3088
3089
3090
3091
3092
3093
3094
3095
3096
21/11/1984
4826 20/03/2003
4928 18/07/2003
0 Yorum -
Yorum Yaz
Düzenli Spor Yapmanın Kas ve Kemik Gelişimine
Etkileri
Kas gücünüzün artması ve vücudunuzun dayanıklı olması için
düzenli spor yapmalısınız. Bilinçli yapılan egzersizler kaslarınızı geliştirir.
Beden eğitimi dersine yaptığınız egzersizleri diğer zamanlarda, evlerinizde de
yaparsanız kemik ve kas gelişiminize yardımcı olur.
Spor yapanlar daha güçlü
ve sağlıklı olurlar. Sağlıklı olmak isteyen bir insanın düzenli spora ihtiyacı
vardır. Ancak, spora başlarken kaslarınızı ve eklemlerinizi yapacağınız
çalışmaya hazırlamanız gerekir. Beden eğitimi dersine başlarken öğretmeniniz
sizlere ısınma egzersizleri yaptırmasının nedeni budur. Sporu, kaslarınızın ve
kemiklerinizin sağlıklı olması ve düzenli gelişmesi için yapıyorsunuz. Eğer
dikkat etmezseniz, sağlıklı olmak için uğraşırken sağlığınızı tehlikeye atmış
olursunuz.
Yoğun kas gücüne ihtiyaç duyanlar sadece sporcular değildir.
Hamallar, inşaat işçileri, tarlalarda çalışanlar da yoğun kas gücüne ihtiyaç
duyarlar.
Kemiklerimizin ve kaslarımızın sağlıklı olabilmesi ve düzenli
gelişebilmesi için beslenmenize de çok dikkat etmelisiniz. Gelişim çağında oln
bireylerin kemik gelişimi için yeteri kadar süt tüketmeleri gerekir.
Beslenmenin yanında dinlenmeye ve düzenli uykuya da ihtiyacımız olduğunu
unutmayın.
Sürekli hareket hâlinde olmak, yeteri kadar uyumamak kemik ve kas
sağlığımızı olumsuz etkiler.
De kemiklerinizin ve kaslarınızın sağlıklı
olabilmesi için neler yapabileceğinizi anlatan bir poster hazırlayın.
Hazırladığınız posteri sınıfınızda sergiledikten sonra ürün seçki dosyanızda
saklayın.
Öğrendiklerimizi Gözden Geçirelim
1.Vücudumuzda sert bir yapıya
sahip kemiklerden oluşan bir iskelet olduğunu öğrendik.
2.İskeletin temel
kısımlarını model üzerinde gördük.
3.Vücudumuzdaki kemikleri şekillerine göre
gruplandırdık ve bunlara örnekler verdik.
4. Vücudumuzdaki kemikleri
birbirine bağlayan ve harekete yardımcı olan eklemleri
gözlemledik.
5.Hareketi sağlayan kasların iskelete bağlı olduğunu
gözlemledik.
6.Kasların lifli yapısı sayesinde nasıl kasılıp gevşediğini ve
kemikleri nasıl hareket ettirdiğini öğrendik.
7.Egzersiz ile kas gelişimi
arasındaki ilişkiyi öğrendik.
8.İskelet ve kas sağlığını olumsuz etkileyecek
davranışları öğrendik.
• Öğrencilerden egzersiz ve spor yapmanın iskelet
ve kas gelişimine olumsuz etkileri
konusunda düşüncelerini sıralamaları
sağlanır.
• Yoğun kas gücüne ihtiyaç duyan meslekler vurgulanır.
• Dengeli
beslenmenin önemi vurgulanır.
ARDINA BAKMADAN BEN VARIM DİYEBİLMEK
HEPSİNE İCABET ELBETTE MÜMKÜN DEĞİL AMA KEŞKE HER “KİMSE YOK MU” DENDİĞİNDE BEN BURADAYIM DİYEBİLSEK. DAHA ÖNEMLİSİ “KİMSE YOK MU” DİYENLERİN KİMSE ARADIKLARI HER ORTAMDA ADI ANILANLARDAN VE “MUTLAKA O VARDIR” DENİLENLERDEN OLABİLSEK. ALLAH’IN EMANETEN VERDİĞİ İLMİ, MALI, CANI, VESAİTİ, ZAMANI HÂSILI HERŞEYİ İSTENİLDİĞİNDE BARİ OLSUN SUNABİLSEK-VEREBİLSEK-KOŞTURABİLSEK. BUNU DA ÇOK BÜYÜK LÜTUF-ÇOK BÜYÜK İŞ YAPMIŞ ZANNETMESEK. ACABA İSTENİLMEDİĞİ DURUMDA DA HER AN VERMEYE-KOŞMAYA-OLMAYA HATTA CAN FEDA ETMEYE HAZIR MIYIZ ACABA, GİT DENİNCE GİDEBİLİR MİYİZ ACABA, ARDIMIZA BAKMADAN-HESAPLARA TAKILMADAN-“MALLARINIZ, CANLARINIZ, EVLATLARINIZ SİZİN İÇİN BİRER İMTİHAN SEBEBİ, BİRER FİTNEDİR. K.K.” E TAKILMADAN ACABA HÂZIR VE NÂZIR MIYIZ BİR KENDİMİZİ TEST EDEBİLSEK.
KENDİM ADINA HER GEÇEN GÜN ZAAFIM ARTSA DA, ALLAH’IN BİZİ BELKİ ONLARIN VARLIĞI-CEHD Ü GAYRETİ-İHLÂSI HÜRMETİNE CANLI TUTTUĞU KARDEŞLERİMİZ-BACILARIMIZ ŞÜKÜR Kİ VAR. ŞÜKÜR HER ÇAĞRIYA İCABET EDEN, NEREYE-NE KADAR SÜRE-KAÇ PARA ÜCRETE-KİMİNLE GİBİ BENİM KIRK SEFER DÜŞÜNDÜĞÜM SORULARI ASLA SORMAYANLARIMIZ, SORMADAN HEDEFİNE GİDENLERİMİZ VAR. ZATEN “ALLAH BİR KULUNU SEVDİ Mİ, CEBRAİL’İ ÇAĞIRIR, BEN FALAN KULU-KULLARIMI SEVİYORUM, SEN DE SEV, CEBRAİL DE ONU SEVER, SONRA CEBRAİL MELEKLER ÂLEMİNE İNER, ALLAH FALAN KULU-KULLARI SEVİYOR, SİZ DE SEVİN DER, ONLAR DA SEVERLER, DAHA SONRA MELEKLER İNSANLIK ÂLEMİNE İNER, İNSANLARIN KALPLERİNDE ONLARA KARŞI SEVGİ VAZ’ EDİLİR, YERLEŞTİRİLİR.ALLAH O KULUNUN-KULLARININ GÖREN GÖZÜ, TUTAN ELİ, YÜRÜYEN AYAĞI, İŞİTEN KULAĞI OLUR. H.ŞERİF“HAKİKATINCA BUGÜN BU HESAPLARIN HİÇ BİRİSİNİ YAPMADAN-ZERRE DÜŞÜNMEDEN-DÖNEBİLMEK MÜMKÜN OLUR MU HESAP ETMEDEN-AKLINA BİLE GETİRMEDEN DÜNYANIN ŞİMDİLİK 120 ÜLKESİNE YAYILMIŞ-HİCRET ETMİŞ-BİR KISMI ORADAN EVLENMİŞ-HATTA BİR KISMI ORADA VEFAT ETMİŞ HİZMET ERLERİ, BULUNDUKLARI YERLERİN EN SEVİLENLERİ, HAKK TEÂLÂ TARAFINDAN EN ÇOK SEVDİRİLENLERİ OLMUŞLARDIR.
YİNE BİR KASIM AYI SONUNDA “KİMSE YOK MU” DENDİ, NE YALAN SÖYLEYEYİM, ALLAH HER ŞEYİMİZE NİGEHBÂN, YARIM GÜN YAPACAĞIMIZ BU HİZMETE NEFSİMİZ ONAY VERMEDİ, GELEYİM DEDİM AMA AYAKLARIM ZORAKİ GİTTİ. HÂLBUKİ EN HUZURLU ŞEHİRLERDEN BİRİNDE, DİLİ-DİNİ-HERŞEYİ BİZİMLE AYNI OLAN İNSANLARA GİDECEKTİK. HİÇ BİR CAN-MAL-SAĞLIK ENDİŞEMİZ ASLA OLMADIĞI-OLAMAYACAĞI GİBİ ÜSTÜNE BENİM O GÜZEL ANADOLU İNSANIMIN MİSAFİRPERVERLİĞİ, İNSANİYETİ, İKRAMI İLE KARŞILANACAK, KUŞATILACAKTIK.
“KİMSE YOKMU” DERNEĞİ ÖNCÜLÜĞÜNDE HER GÜN BELİRLENEN ADRES VE DÜZEN-PROGRAMLAMA GEREĞİ, GEZİCİ BİR SAĞLIK OTOBÜSÜNDE İKİ KÖYÜMÜZE SAĞLIK TARAMASI İÇİN YOLA ÇIKTIK. TAMAMI MADDİ BEKLENTİLERDEN UZAK, SADECE BİR İŞE YARAYABİLME-BİR GÖREVİ İFA EDEBİLME RUH HALİ İÇİNDEKİ 7-8 MUHTEREM KARDEŞİMİZ VE BÜYÜKLERİMİZLE BERABER YOLA KOYULDUK. İKİ KIZKARDEŞİMİZ BİRİ DR. VE BİRİ DE LABORATUAR TEKNİSYENİ OLARAK GÖNÜLLERİNİ AÇMIŞLARDI. BENSE DEDİM YA, NEFSİMLE –SANKİ ÇOK BÜYÜK İŞ YAPACAKMIŞIM GİBİ- SAVAŞA SAVAŞA KATILMIŞTIM. HANİ DERLER YA “SÖYLEYENE DEĞİL, SÖYLETENE BAK” KABİLİNDEN DAHA SEYAHATİMİZİN İLK KİLOMETRELERİNDE “KENDİNE GEL, UYAN GAFLET UYKUSUNDAN”DEDİRTEN TARZDA İLÂHİ BİR İKAZ LUTFUYLA KENDİME GETİRİLDİM. VE GÜNÜM, HESABIMDA OLMAYAN BİR ANLAM KAZANDI. BELKİ GÜN BOYU GÖZLERİME HÂKİM OLMAKTA ZORLANDIM.
BİZİM YAPTIĞIMIZ KÜÇÜK BİR FEDAKÂRLIKTI BELKİ. SANKİ ALLAH’IN AYRICALIKLI İNSANLARIYMIŞIZ GİBİ KENDİNİ HİSSEDENLERİMİZİN OLDUĞU BİR MESLEĞİN MENSUBUYDUK. HÂLBUKİ BİZE “KÜN INDEN NÂS FERDEN MİNEN NÂS=İNSANLAR ARASINDA İNSANLARDAN BİR İNSAN OLDUĞUNUZU UNUTMAYINIZ” DENMİŞTİ. BİZİM KADER PLANINDA İNSANLIĞIN HİZMETİNE GÖREVLENDİRİLMİŞ OLMAKTAN BAŞKA NE FARKIMIZ OLABİLİRDİ Kİ. AMA HEYHAT… BAZEN BU RUHU KAÇIRDIĞIMIZ-KAÇIRANLARIMIZ AZIMSANMAYACAK SEVİYEDEYDİ. HÂLBUKİ ALLAH’IN NE HAS KULLARI VARDI Kİ, İŞTE ONLARI BİR HATIRLAMA, ONLARA BAKIP “AĞLAMIYORSAN BARİ GÜLMEKTEN UTAN” DENEN BİR FIRSAT DOĞMUŞTU. NASIL MI,ANLATAYIM..
SON BİR YILDIR, “TİKA=TÜRK İŞBİRLİĞİ VE KALKINMA İDARESİ BAŞKANLIĞI”ÖNCÜLÜK VE REHBERLİĞİNDE BAŞTA AFRİKA ÜLKELERİ OLMAK ÜZERE PEK ÇOK ÜLKELERE SAĞLIK SEFERLERİ DÜZENLENMEKTEYDİ. İÇECEK SU BULMAKTA ZORLANAN, KURBAN’DA İKRAM ETTİĞİNİZ ETİN NE OLDUĞUNU-NASIL PİŞİRİLECEĞİNİ SORAN, BULABİLDİĞİ BİRAZ BULGURLA HAYATINI İDÂME ETTİRMEYE ÇALIŞAN, RESMİ KAYITLARA YANSIYAN ŞEKLİYLE HER ÜÇ İNSANINDAN BİRİ ÖLÜMCÜL AİDS HASTASI OLAN AFRİKA ÜLKELERİNE HEPSİ HEPSİ 10-20-30 GÜNLÜK SÜRELER İÇİN ÇAĞRILIYORDUK. BELKİ BİR KATKIMIZ OLUR DİYE GİDİYORDUK BELKİ AMA ASLINDA ORALARDA GÖRDÜKLERİMİZLE İNSANLIĞIMIZI-MÜSLÜMANLIĞIMIZI-VARLIĞIMIZI-TOKLUĞUMUZU-PEŞİNDE KOŞTUKLARIMIZI YENİDEN BİR GÖZDEN GEÇİRME FIRSATI BULACAKTIK. BÜTÜN ZAAF NOKTALARIMIZ DA KARŞILANACAK ŞEKİLDE “MAAŞINIZ ÇALIŞACAK, YOL VE ORADAKİ GİDERLERİNİZ KARŞILANACAK, HATTA HER AY ALDIĞINIZ EK GELİRİNİZ ORTALAMA BİR DÜZEYDE VERİLECEK “DENMİŞTİ. ÖYLE YA MAZERETLERİMİZ(????) VARDI, TAKSİTLERE GİRMİŞTİK. EV SAHİBİ(??), ARAÇ SAHİBİ(??) OLACAKTIK. ÇORABININ DAHİ KONMASINA FIRSAT VERİLMEYEN TABUTA-MEZARA KOYDURTAMAZDIK BELKİ AMA, HAKKIMIZDI(???) CANIM. BU MESLEĞİN ADAMLARINA EN İYİSİ YAKIŞIRDI(???).
YİNE TAM DA BİZİM BU TARAMAYA ÇIKTIĞIMIZ GÜNLERİN HEMEN ARDINA GİDİLECEK BİR AFRİKA TURU VARDI. İKİ AY ÖNCESİNDEN DAVET EDİLMİŞTİK. KENDİMİZİ-BELLİ HESAPLARIMIZI AŞAMAMIŞTIK. BEN DE VARIM DİYEMEMİŞTİM. “GİDİN-CELB Mİ ÇIKARALIM İLLA” DİYE HATIRINI ORTAYA KOYAN BİR BÜYÜĞÜMÜZ VARDI AMA NEREYE KADAR DİNLEDİĞİMİZ ÖNEMLİYDİ. TABİİ BUNLAR BENİM GİBİ USLANMAZLAR İÇİN GEÇERLİYDİ. HÂLBUKİ ANINDA HAZIRIM DİYENLER VARDI VE BAKIN HANGİ DÜŞÜNCELER İÇİNDEYDİLER, GERİSİNİ ANLATACAK VASIFTA OLMADIĞIM İÇİN ANLATANINA BIRAKALIM. SAĞLIK ARACIMIZDA BULUNAN DR. BETÜL HANIM KARDEŞİMİZ ANLATIYOR=
“BU AFRİKA SEYAHATİNE GİDECEĞİMİ DUYAN ARKADAŞLARIM ŞAŞIRMIŞ BİR ŞEKİLDE İKAZ EDİYORLARDI. YA HU BETÜL DİYORLARDI, SEN SAĞLIK MENSUBUSUN, GİDECEĞİN YERDE HER ÜÇ KİŞİDEN BİRİ AİDS HASTASI, BAŞKA BULAŞICI HASTALIKLAR VAR, HAYDİ BİR KAN BULAŞIRSA, HAYDİ BİR İĞNE BATARSA, HAYDİ ŞU OLURSA HAYDİ BU OLURSA… GÖRÜNÜŞTE HAKSIZ DEĞİLLERDİ. ON GÜN İÇİNDE BİR BULAŞICI HASTALIK KAPMAK VE ONUNLA ÖMÜR BOYU -DEYİM YERİNDEYSE -SÜRÜNMEK VARDI. ETKİLENMEDİM DESEM YALAN OLUR.
DÜŞÜNDÜM, ORALARA AİLESİYLE HİCRET ETMİŞ, GİDERKEN NERESİ-KAÇ PARA- NE KADAR SÜRE SORULARINI HİÇ SORMAMIŞ ARKADAŞLARIMIZ VARDI. NE İKLİMLERİNE, NE YEMEKLERİNE, NE DİLLERİNE, NE HALLERİNE ALIŞIK OLMADIĞI BU ÜLKELERDE HEM DE SÜRESİ BELİRSİZ GİTMİŞLERDİ. BENİM ON GÜN İÇİN KIRK KORKU YAŞADIĞIM-KIRK HESAP YAPTIĞIM-KIRK ÇEKİNCE KOYDUĞUM BU YERLERDE, BU İNSANLARLA YAŞIYORLARDI. KENDİLERİ-ÇOCUKLARI-EŞLERİ HASTA OLSA TÜRKİYE’YE Mİ GELECEKLERDİ, MECBUREN ORADA MUAYENE OLACAK VE BELKİ DE KUVVETLE MUHTEMEL O BULAŞICI HASTALIKLARI KAPACAKLARDI. AMA ONLAR BİR DAVAYA İNANMIŞLARDI. KENDİ HESAPLARI BULUNMAYAN, ALLAH’IN HESABINA RAZI OLAN KULLARDI. “MEVLÂ GÖRELİM NEYLER, NEYLERSE GÜZEL EYLER” DİYORLARDI. ÇOCUKLARI MECBUREN O ÇOCUKLARLA OYNAYACAKLAR, KENDİLERİ MECBUREN O SAĞLIKSIZ SİSTEMDE YAŞAYACAKLARDI. AMA ONLAR ASIL MANEVİ SAĞLIKSIZLIĞA SAVAŞ AÇMIŞLARDI. EN BÜYÜK HASTALIK OLAN İMANSIZLIK HASTALIĞINA KARŞI SAVAŞ AÇMIŞLARDI. SAVAŞ OLURDU DA YARALANMA OLMAZ MIYDI, SAVAŞTA RAHATIN, PARANIN, UYKUNUN, DÜNYA MALININ HESABI MI OLURDU… VE ZERRE TEREDDÜT ETMEDEN GELMİŞLER VE DÖNMEYİ DE DÜŞÜNMEMİŞLERDİ. HELE Kİ BU İKLİM ŞARTLARINA UYUMDA ZORLANAN, FAKAT ASLA DÖNMEYEN BAZI ARKADAŞLARIMIZDA KALICI HASTALIKLAR OLUŞMUŞ, HATTA KISIRLAŞANLAR BİLE OLMUŞTU.
BÜTÜN BUNLARI DÜŞÜNÜNCE BİZİMKİ DE FEDÂKÂRLIK MI DEDİM KENDİ KENDİME. VE NE OLURSA OLSUN GİTMEYE KARAR VERDİM.”
BU BETÜL KARDEŞİMİN MUHTEREM KALBİNİN SESİ. YA BENİM GAFLETTEN ÇIKAMAYAN NEFSİMİN HİLESİ. YOLCULUK BOYUNCA RUHUMU SARDI UTANMA HİSSİ. YA DÜZGÜN ÇIKMAZSA ÂHİRET MUHASEBESİ.
GÖZYAŞLARIMA HÂKİM OLAMIYORDUM. SANKİ BİR FEDÂKÂRLIK YAPACAKMIŞIM ZANNEDEREK ÇIKTIĞIM BİR GÜNDE, RABBİM BENİ YİNE GAFLETTEN UYANIŞA DAVET ETMİŞTİ. SÖZDE BEN ERKEKTİM AMA GİDERİM-HAZIRIM-VARIM DİYEMEMİŞTİM. AMA BETÜL KARDEŞİM O KUTSAL HİZMET LİSTESİNE GİRMİŞ VE YAPTIĞINI BÜYÜTMÜYOR, HİCRETİN ERLERİNE SELAM DURUYORDU.
NE ZAMAN OLMAM GEREKTİĞİ GİBİ OLACAĞIM BİLEMİYORUM AMA ARTIK UTANCIMDAN DAHA FAZLA DİRENEBİLECEĞİMİ-HATTA ADINA YAŞAMAK DENİRSE BU ÖLMÜŞLÜKLE YAŞAYABİLECEĞİMİ SANMIYORUM. YAKLAŞIK ON YIL ÖNCE “GELİN BU CAN BU UĞURDA FEDA OLSUN DİYELİM, EVET DİYELİM” ÇAĞRISINA “EVET” CEVABI VERMİŞTİM AMA HEYHAAAAAT…
DUALARINIZLA TEKRAR O GÜNLERİN VE OLUNMASI GEREKEN HALLERİN ADAMI OLMAK DİLEĞİYLE…
“EY KİMSESİZLERİN KİMSESİ, BENİM KİMSEM SEN OL, TUT ELİMDEN TUT Kİ EDEMEM SENSİZ”M. F.G.
0 Yorum -
Yorum Yaz
Damlalar
Hayatta haset etmeden say, kıskanmadan sev. ,
Bazı insanlar başkasındakini istemez.
Öyle olma Gıpta et, fakat haset etme.
Zira Allah'ın huzuruna fesatla çıkılmaz.
Süleyman Hilmi TUNAHAN
0 Yorum -
Yorum Yaz
Önce Hizmet
Sâdık Dânâ
2010 - Nisan, Sayı: 290, Sayfa: 031
Ubeydullah Ahrar hazretlerinin gençlik zamanları. Hace Ubeydullah -kuddise sirruh- buyurur:
– Mirza Şahruh zamanında Heri’de idim. Para adına habbem yokdu. Başımda bir tülbendim var idi ki parça parça idi. Bir parçasını düğümlesem öbürü parçalanır ve sarkardı. Bir gün pazar yerinden geçerken bir dilenci benden bir şey istedi. Param yok idi ki vereyim. Bir ahcının önüne geldim. Tülbendimi başımdan çıkardım ve dedim: Bu tülbend eskidir ama temizdir. Kap kaçak yıkadıkça kurutmaya ve silmeye yarar. Şunu al da şu fakire bir kap yemek ver! ” Aşçı fakiri doyurduktan sonra büyük bir edeble tülbendi önüme koydu. Fakat ben kabul etmedim, çıkıb gittim.
Buyurdular:
– Çok kişiye hizmetler ederdim. Hiç bir şeyim yokdu. Ne atım, ne merkebim... Yılda bir kaftan değiştirirdim ki, pamukları dökülürdü. Her üç yılda bir kürk ve hırka ile yetinirdim. Hoca hazretlerinin kemal yolunda başlangıçlarından nihayetlerine kadar, tanıdıklarına ve tanımadıklarına, dostlarına ve düşmanlarına yardım ve şefkatleri sınır kabul etmez derecede büyükdü. Ayırd etmeden herkese hizmetleri dillere destandı.
Buyururlar idi ki:
– Semerkand’da Mevlâna Kutbuddin Medresesinde yatan iki üç hastanın hizmetini üzerime almışdım. Marazları artdığından yataklarını murdar ederlerdi. Ben onları elimle yıkayıp, çamaşırlarını elimle giydirirdim. Bu hizmetim sık sık olduğu için hastalıkları bana da bulaşdı. Ben de yatağa düşdüm. Bu hâlimle bile desti ile su getirib hastaların kirlerini yine ben yıkamaya devam etdim. (Reşahat’den)
Gene buyururlar:
– Ben bu yolu tasavvuf kitaplarından değil, halka hizmetden elde ettim. Herkesi bir yoldan götürürler. Bizi hizmet yolundan götürdüler. Hayr umduğum herkese hizmet ederim.
Gene buyurdular:
– Hâcegân tarikatinde vaktin icabı ne ise ona göre davranılır. Zikir ve murakabe ancak müslümanlara hizmet edecek bir mevzu olmadığı zaman tatbik edilebilir. Gönül almaya vesile olacak bir hizmet, zikir ve murakabeden önde gelir. Bazıları zan ederler ki nafile ibadetlerle uğraşmak hizmetden üstündür. Halbuki gönül feyzi, hizmet mahsulüdür. Hoca Bahaeddin Nakşıbend ve bağlıları eğer kimsenin hizmetini kabul etmemişler ise bu, hizmet ve tevazuu tercih etmelerindendir. İhsan ediciyi sevmek zarûrîdir. Ve muhabbet miktarınca dahi alâka tabiîdir. Bu yolun bağlıları kendilerini halkın menfaatine vermişler ve mukabilinde hiç bir şey beklememeyi şiar edinmişlerdir.
Rasûl-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- buyurdular:
– Bir kimse din kardeşinin bir işini yapmak için giderse, her adımında bir çok günahları afvedilir ve yetmiş sevab yazılır. Bu, iş bitinceye kadar böyle devam eder. İş yapılınca bütün günahları afvedilir. Bu işi yaparken ölürse hesabsız cennete girer.
Gene buyurdular:
– Bir kimse bir mü’mine bir iyilik yapınca, Allahü Teâlâ bir melek gönderir. Bu melek hep ibadet eder. İbadetinin sevabları bu kimseye verilir. Bu kimse ölünce, kabre konunca, bu melek nurlu ve sevimli olarak bunun kabrine gelir. Ben filanca kimseye yaptığın iyilik ve onun kalbine koyduğun neş’eyim. Allah beni bugün seni sevindirmeye ve kıyamet günü sana şefaat etmeye ve cennetteki yerini sana göstermek için gönderdi, der.”
Muhterem Mahmûd Sâmî -kuddise sirruh- hazretlerinin zevk aldıkları şeyler, Halik teâlâ ve tekaddes hazretlerinin razı olduğu ve -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimizin talim buyurdukları İslâmî, ictimaî, ruhanî neşelerdi. Cenaze teşyiinde ve ölüm taziyesinde bulunur, yetimlerin, dulların, bîkeslerin, darda kalmışların, hastaların ziyaretlerine devam eder, onların gönüllerine sürûr verirlerdi.
Sultanü’l Ârifin eş-Şeyh Mahmûd Sâmi Ramazanoğlu / Sadık Dana sayfa: 74
0 Yorum -
Yorum Yaz
ŞİŞMANLIK HASTALIĞI |
| Şişmanlık çağımızın en önemli sorunudur. Şişmanlıkla ilgili tedavi ve beslenme süreçlerini kapsayan detaylı çalışmalar yapılmaktadır. Şişmanlık birçok hayati rahatsızlıgıda beraberinde getiren bir sağlık sorunudur.YANLIŞ BESLENMEDEN KAYNAKLANIR. TEDAVI EDILEBILIR. | | İnanılacak gibi değil fakat şişman kişilerin çoğu kilolarının çok fazla olmasına rağmen kendilerini çok rahat ve güzel bulmaktadırlar. iddia edildiğine göre şişman kişilerin sadece % 15 i devamla artan yağ tabakalarını kendilerine problem edinip doktora gitmeyi düşünürlermiş, hakikatte de vücut yağlanmasının sadece ender hallerde bir hastalık neticesi olduğu bir hakikattir. Mesela böbreklerin fonksiyonundaki bir eksiklik veya tiroit bezlerinin tam çalışmaması bu hale neden olabilirler. Bu durumda ise sıhhatli bir metabolizma için vücudun gerek duyduğu önemli hormonların eksikliği ortaya çıkar. Ayrıca şunu da belirtmek gerekir ki, fazla kiloya sahip kişilerden sadece pek azı fazla kilolarına sebep olarak hormon düzensizliğini gösterebilirler. Bazı kişilerin ömür boyunca şişman ve bazı talihli kişilerin ise hiç bir gayret göstermeden normal kilolarını muhafaza etmeleri çeşitli ve mühim sebeplere dayanmaktadır. Beslenme uzmanları, dahiliyeciler ve psikologlar vücutta olagelen ne gibi işlevlerin yağ birikimlerine sebep olduğunu tahmin edebilirler. Normal vücut ağırlığının % 15 veya 20 fazlasına sahip olanlarda normal kilolu kişiler gibi uzun bir ömür sürebilirler. fakat, Amerika’da Framingham araştırması olarak isimlendirilen çalışmadan elde edilen neticelere göre bu kişilerin çok sıhhatli olmaları, şişmanlık halinde görülen hastalıklara müptela olmamaları gerekmektedir. Mesela yüksek tansiyon, şeker hastalığı ve kandaki yağ miktarının yüksekliği gibi. Bu bulgulara rağmen doktorların tavsiyelerini şöyle özetleyebiliriz. Vücut yapısına göre normal sayılabilecek kilonun % 15 veya 20 sinin üstündeki herkes doktora başvurmalıdır. Bu durumda en doğru yol ise doktor tavsiyesi ile fazla kilolarını atarak, kalbi ve, metabolizmayı rahata kavuşturmaktır. Bazı zayıflama kürleri sadece tesirsiz olmakla kalmayıp, aynı zamanda tehlikeli de olabilirler. bu durum bilhassa umumiyetle kullanılan bir zayıflama metodu için geçerli sayılabilir. SYY metodu (sadece yarısını ye) gerçi büyük miktarlarda kalori almayı önleyebilir. Fakat kişiyi tek yönlü beslenmeye itmesi bakımından tehlikeli olabilir. Her şeyden önce bilhassa genç kişiler bir iki kilo eksiği veya fazlası ile normal kilolarını muhafaza etmeye dikkat etmeyi öğrenmelidirler. Buna karşın daha yaşlıca kişiler sıhhatlerinden şikâyetçi değiller ve de yuvarlakça görünümlerinden şikâyetçi değil iseler, sevdikleri yemekleri yemeden kendilerini mahrum etmeyebilirler. tabi ki bu davranış o kişilere fazla kilolar getirmiyorsa! İdeal vücut ölçülerine sahip olmak için yapılan açlık kürleri ise hiç bir doktor tarafından akıllıca bir davranış olarak değerlendirilemez. Tartılmak için teraziye çıktığınızda şayet ibreyi korku ile izliyorsanız bazı şişman kişilerin söylediklerini hatırlamak icap eder, kilosu fazla olan herkes şişman değildir der bazı kişiler ve bu sözlerde bir hakikat payı da vardır aslında! Kişinin kemik yapısının vücut ağırlığı ölçümünde önemli bir rol oynadığı kanısı ise pek doğru değildir. Kişinin şişmanlığı, vücudun yuvarlaklıkları ve hissedilebilen yağ tabakaları ile kolayca tespit edilebilir. Arzu ettikleri kilonun üzerinde olan kişilerin ise ille de vücutlarını bazı yerlerinde yağ tabakaları olması icap etmez! Hiç bir şişman kişi yoktur ki yakınları ona, artık az yemeğe gayret etmesini, şayet az yiyecek olursa kilolarının azalacağını söylememiş olsunlar. Halbuki yuvarlacık görünümlerine rağmen pek çok kişi beslenme tarzlarındaki tek yönlülükten dolayı yetersiz gıda almaktadırlar. Şöyle ki; Bu kişiler sırf midelerini doldurmak için, besin değeri ve değişikliğine dikkat etmeden alıştıkları tek beslenme şeklini sürdürürler. Bu durumda vücut için hayati önemi olan (b vitamini, protein) gibi mühim besin maddelerinin yokluğu ortaya çıkar. Bu gıdalara örnek göster icap ederse, mesela, kızarmış patates, sandviç, pasta, kek veya çikolata ve dondurmayı sayabiliriz. Bazı şişman kişiler sırf sevdikleri bu gibi maddeleri yiyebilmek için normal öğünlerden vazgeçebilirler. Bunu yaparken de samimi olarak, artık doğru dürüst yemek yemekten vazgeçtiklerini ve böylelikle kilo vereceklerini zannederler. (bu arada canları istedikçe ve istediği kadar boş kaloriyi gövdeye indirirler) bu tür beslenmeye devam ettikleri sürece ne doğru dürüst karınları doyacak, ne de zayıflayabileceklerdir. Bazı hanımlar, sabahları biraz kepek ekmeği ile yağsız peynir, öğlenleri meyve, akşamları salamla ekmek ve salata yedikleri halde bir gram dahi veremezler. Bunun sebebi, yakacak besin maddesi olmadığı için metabolizma yavaş çalışmaya başlamıştır. Zayıflamaya da yardımcı olamayacak kronik bir az beslenmeye itebilecek bu gibi açlık kürleri yerine bayanlara 1200 kalori karışık besin kürünü tavsiye ederiz. Böyle bir metot tatbik ettiğiniz takdirde hem tek yönlü ve yetersiz beslenmeden korunmuş olursunuz, hem de yeniden yemek yemenin zevkine varırsınız. Ayrıca metabolizmanız yeniden doğru dürüst çalışmaya başlar, çalışan bir metabolizmanın gereği olan hareketlerinize yeniden bir canlılık gelecektir. Vücut hareketlerinizin bu canlılığı devam ettiği sürece de inatçı kilolardan teker teker kurtulmanız mümkün olabilecektir. |
|
|
|
0 Yorum -
Yorum Yaz
Ortak Akıl
Bir metreye, beş kılavuz düşüyor
Ortak akıl ile koşamıyoruz
Sandal sağlam ama çoktur kürekçi
İncecik dereyi geçemiyoruz
Riya astar olmuş, yüzsüzlük mastar
Nedense beklenir, dünyalık poster
Düz yolda şaşırdık, Mevlam yol göster
Sanki bu Küre'de yaşamıyoruz
Sırıtıyor, göze girme sevdası
Fikren yalınayak, yok ayran tası
Bestelenmiş sanki, nefsin havası
Gürleyip gürleyip, esemiyoruz
Çok seslilik, çok başlılık olunca
Beyinlere, "baş" davası dolunca
Öküz öldü, bulamayınca yonca
Toprağı, tarlayı eşemiyoruz
Çoğunluğun iradesi nerede?
Kurbanlık koyunlar bekler sırada
Beslenmiş gibiyiz, kuytu serada
Güneş gölgelendi, pişemiyoruz
Havuza karışan su ayrılamaz
Bagımsız renk, gökkuşağı olamaz
Ortak akıllılar, yolda kalamaz
Neden ayrılığı boşamıyoruz?
Ortak akıl, aynı ırmağa akan
Çoğunluk güzeldir, bir yöne bakan
Haykıralım artık, bitsin hafakan
Susuzluktan öldük, susamıyoruz
Dereden denize, taşamıyoruz...
Ali Rıza Malkoç 01/05/2010 Bursa
Hafakan: Sıkıntı, çarpıntı, üzüntü
Kuytu : Issız, sessiz ve göze çarpmayan,tenha yer
0 Yorum -
Yorum Yaz
FINDIK BÖREĞİ
MALZEMELER:
2 adet tavuk göğüs eti
1 adet orta boy soğan
4 çorba kaşığı tereyağı
3 adet yeşil sivri biber (tatlı)
2 adet domates
Tuz
Karabiber
Yarım çay kaşığı kırmızıbiber
1 su bardağı fındık (kavrulmuş, kalın kıyılmış)
3 adet yufka
1 adet yumurta akı
HAZIRLANIŞI:
Tavuk göğüs etlerini, 2-3 bardak suda yumuşayıncaya kadar haşlayın. Haşlanmış eti lokmalık parçalara bölün. En az iki bardak tavuk suyunu bir kenara ayırın. Soğanı rendeleyin; iki kaşık tereyağı ile karıştırarak, yumuşayıncaya kadar kavurun. Kavrulmuş soğanlara, ince doğranmış biberleri ve rendelenmiş domatesleri ekleyin. Domateslerin saldığı suyu çekene kadar, karıştırarak pişirin. Tavuk eti, tuz, karabiber ve kırmızıbiberi katın. Birkaç kez karıştırdıktan sonra ateşten alıp soğumaya bırakrn. Soğuduktan sonra harca fındıkları ekleyip karıştırın. Yufkaları tek tek sererek, üzerlerine fırça ile oda sıcaklığında yumuşatılmış tereyağını sürün. Önceden 160 derecede kızdırılmış fırında, üzerleri sararıncaya kadar tek tek kızartın. Kızarmış yufkaları bir tepsi içine üst üste koyun ve üzerine iki bardakhk ılık tavuk suyunu dökün. Yufkalar tavuk suyunu çekip yumuşaymca, ortasına yakın kısmına boylamasına harcı yayın. Yanlarını harcın üzerine kapatıp rulo yapın ve üzerine yumurta akı sürün. Ruloyu önceden 160 derecede kızdırılmış fırında, servis zamanından 20 dakika önce ısıtın. Isıtılmış börek rulosunu, porsiyonluk parçalara ayırıp ılık olarak servis yapın.
Biricik Ağabeyimiz Bahattin Yıldız,
Şehadete Uçtu...
Bahaddin Yıldız ağabeyimiz ve İHH Asya Sorumlusu Faruk Aktaş kardeşimiz Afganistan'da düşen bir uçakla şehid oldular.
Hayatını Resulullah (sav.)' in yolunda hizmet için adamış değerli ağabeyimiz Bahattin Yıldız, Afganistan'da düşen uçaktaydı. Bahattin Yıldız ağabeyimiz, İHH'nın bir yetim projesini Afganistan'da hayata geçirmek amacıyla gönüllü olarak gitmişti.
Pamir Havayolları'na ait uçakta altısı yabancı 43 yolcu bulunuyordu. Değerli ağabeyimiz Bahattin Yıldız'ın yanısıra aynı projede görevli, İHH'nın Asya sorumlusu Faruk Aktaş kardeşimiz ve Mustafa Cebil isimli bir Türk vatandaşının daha olduğu haberlerini aldık. Kazada kurtulan olup olmadığı ise bilinmiyor.
Kurtarma ekiplerinin, çok yoğun kar yağışı dolayısıyla kaza mahalline ulaşamadığı da gelen bilgiler arasında. (17 Mayıs 2010 P.tesi saat 23.00.)
30 yıldan bu yana Afganistan sorunuyla yakından ilgilenen Bahattin Yıldız ağabeyimiz, geçtiğimiz günlerde geçici olarak yaşadığı Almanya'dan Türkiye üzerinden Afganistan'a geçmişti ve 17 Mayıs 2010 Pazartesi günü sabah saatlerinde Afganistan'da düşen uçakta bulunuyordu...
1956 Sivas doğumlu olan Bahattin Yıldız ağabeyimiz, 1975 yılında İzmir İmam Hatip lisesinden mezun olmuş, 1987 yılında Erzurum İşletme Fakültesini bitirmişti. Yazıları Mavera, Güldeste, Gurbet dergilerinde ve Milli Gazete'de yayınlanmıştı. Üçü kız ikisi erkek beş çocuğu olan Bahattin Yıldız ağabeyimizin; Savaşan Afganistan, Cihat Günlüğü, Kar Çiçeği, Karda Ayak İzleri, Güllerin Vedası isimli kitapları yayınlanmıştı ve gazetelerde, dergilerde, internet sitelerinde sürekli yazıları yayınlanmaktaydı...
İHH Asya sorumlusu olan Faruk Aktaş Kardeşimiz ise 1974 Iğdır doğumluydu. İlk, orta ve liseyi Iğdır’da okumuştu. Çok küçük yaşlarda babasını kaybeden Faruk kardeşimiz, 2002 yılında Pakistan İslam Üniversitesi Şeriat Fakültesinden mezun olmuştu. Bir çocuğu olan Aktaş, altı aydan bu yana İHH’da çalışıyordu.
0 Yorum -
Yorum Yaz
Şeyh
EDEBALİ'den Osman Gazi'ye Nasihat
|
..... |
“Ey Oğul!
Beysin! Bundan sonra öfke bize; uysallık sana... Güceniklik bize; gönül almak sana..
Suçlamak bize; katlanmak sana.. Acizlik bize, yanılgı bize; hoş görmek sana..
Geçimsizlikler, çatışmalar, uyumsuzluklar, anlaşmazlıklar bize; adalet sana.. Kötü
göz, şom ağız, haksız yorum bize; bağışlama sana... Bundan sonra bölmek bize;
bütünlemek sana.. Üşengeçlik bize; uyarmak, gayretlendirmek, şekillendirmek sana..
Ey Oğul!
Yükün ağır, işin çetin, gücün kıla bağlı, Allah Teala yardımcın olsun.
Beyliğini mübarek kılsın. Hak yoluna yararlı etsin. Işığını parıldatsın.
Uzaklara iletsin. Sana yükünü taşıyacak güç, ayağını sürçtürmeyecek akıl ve
kalp versin. Sen ve arkadaşlarınız kılıçla, bizim gibi dervişler de düşünce,
fikir ve dualarla bize va’dedilenin önünü açmalıyız. Tıkanıklığı
temizlemeliyiz.
Oğul!
Güçlü, kuvvetli, akıllı ve kelamlısın. Ama bunları nerede ve nasıl
kullanacağını bilmezsen sabah rüzgarlarında savrulur gidersin.. Öfken ve nefsin bir
olup aklını mağlup eder. Bunun için daima sabırlı, sebatkar ve iradene sahip
olasın!.. Sabır çok önemlidir. Bir bey sabretmesini bilmelidir. Vaktinden önce
çiçek açmaz. Ham armut yenmez; yense bile bağrında kalır. Bilgisiz kılıç da
tıpkı ham armut gibidir. Milletin, kendi irfanın içinde yaşasın. Ona sırt çevirme.
Her zaman duy varlığını. Toplumu yöneten de, diri tutan da bu irfandır.
İnsanlar vardır, şafak vaktinde doğar, akşam ezanında ölürler. Dünya, senin
gözlerinin gördüğü gibi büyük değildir. Bütün fethedilmemiş gizlilikler,
bilinmeyenler, ancak senin fazilet ve adaletinle gün ışığına çıkacaktır. Ananı
ve atanı say! Bil ki bereket, büyüklerle beraberdir. Bu dünyada inancını
kaybedersen, yeşilken çorak olur, çöllere dönersin. Açık sözlü ol! Her sözü
üstüne alma! Gördün, söyleme; bildin deme! Sevildiğin yere sık gidip gelme;
muhabbet ve itibarın zedelenir...
Şu üç kişiye; yani cahiller arasındaki alime, zengin iken fakir düşene ve hatırlı
iken, itibarını kaybedene acı! Unutma ki, yüksekte yer tutanlar, aşağıdakiler kadar
emniyette değildir.
Haklı olduğun mücadeleden korkma! Bilesin ki atın iyisine doru, yiğidin iyisine deli
(korkusuz, pervasız, kahraman, gözüpek) derler.
En büyük zafer nefsini tanımaktır. Düşman, insanın kendisidir. Dost ise, nefsi
tanıyanın kendisidir. Ülke, idare edenin, oğulları ve kardeşleriyle bölüştüğü
ortak malı değildir. Ülke sadece idare edene aittir. Ölünce, yerine kim geçerse,
ülkenin idaresi onun olur. Vaktiyle yanılan atalarımız, sağlıklarında devletlerini
oğulları ve kardeşleri arasında bölüştüler. Bunun içindir ki, yaşayamadılar..
(Bu nasihat Osmanlı’yı 600 sene yaşatmıştır.) İnsan bir kere oturdu mu, yerinden
kolay kolay kalkmaz. Kişi kıpırdamayınca uyuşur. Uyuşunca laflamaya başlar. Laf
dedikoduya dönüşür. Dedikodu başlayınca da gayri iflah etmez. Dost, düşman olur;
düşman, canavar kesilir!..
Kişinin gücü, günün birinde tükenir, ama bilgi yaşar. Bilginin ışığı, kapalı
gözlerden bile içeri sızar, aydınlığa kavuşturur. Hayvan ölür, semeri kalır;
insan ölür eseri kalır. Gidenin değil, bırakmayanın ardından ağlamalı...
Bırakanın da bıraktığı yerden devam etmeli. Savaşı sevmem. Kan akıtmaktan
hoşlanmam. Yine de, bilirim ki, kılıç kalkıp inmelidir. Fakat bu kalkıp-iniş
yaşatmak için olmalıdır. Hele kişinin kişiye kılıç indirmesi bir cinayettir. Bey
memleketten öte değildir. Bir savaş, yalnızca bey için yapılmaz. Durmaya, dinlenmeye
hakkımız yok. Çünkü, zaman yok, süre az!..
Yalnızlık korkanadır. Toprağın ekim zamanını bilen çiftçi, başkasına
danışmaz. Yalnız başına kalsa da! Yeter ki, toprağın tavda olduğunu bilebilsin.
Sevgi davanın esası olmalıdır. Sevmek ise, sessizliktedir. Bağırarak sevilmez.
Görünerek de sevilmez!.. Geçmişini bilmeyen, geleceğini de bilemez.
Osman! Geçmişini iyi bil ki, geleceğe sağlam basasın.
Nereden geldiğini unutma ki, nereye gideceğini unutmayasın...”
|
1 Yorum -
Yorum Yaz
HTML clipboard
DÜNYA'NIN
ENLERİ
0 Yorum -
Yorum Yaz
HTML clipboard
Erkek Isimleri |
Kiz Isimleri |
Abdussamed
Abdusselam
Abdussetar
Abid
Adem
Adil
Adnan
Affan
Ahsen
Akif
Akil
Alaaddin
Ali
Amir
Ammar
Amr
Arif
Asim
Atif
Attab
Avni
Azer
Aziz
Bahir
Bahtiyar
Battal
Bayezid
Bedreddin
Behlül
Besim
Besir
Bilal
Burhaneddin
Bülend
Bünyamin
Cabir
Cafer
Cemalettin
Cerrah
Cevad
Cevdet
Cüneyd
Davud
Eban
Ebubekir
Edhem
Edib
Eflah
Elyesa
Emin
Enes
Enis
Esedullah
Esved
Esref
Eyyub
Fadale
Fahreddin
Faik
Falih
Faruk
Fatih
Faysal
Fazil
Ferhan
Feyzullah
Firuz
Galib
Gazanfer
Habib
Hafiz
Hakim
Halid
Halil
Halim
Hamdi
Hamdullah
Hamid
Hamza
Hanif
Haris
Harun
Hasan
Hasim
Haydar
Hayrullah
Hikmet
Hilal
Hisam
Huneys
Hüsameddin
Hüseyin
Ibrahim
Idris
Ihsan
Ikbal
Ikrime
Ilyas
Imran
Irfan
Isa
Ishak
Ismail
Izzeddin
Kays
Kayyim
Kâzim
Kemal
Kerem
Kerim
Kiram
Lokman
Lütfullah
Mahir
Mahmud
Mansur
Masduk
Mazhar
Melih
Meliksan
Memduh
Mervan
Mesud
Muaz
Mugrine
Muhsin
Muhtar
Mukaddes
Mukaffi
Murad
Murteza
Musa
Muslih
Mustafa
Muttaki
Mü'min
Mübessir
Mücahid
Mücteba
Müddessir
Müheymin
Mümtaz
Münib
Münir
Müslim
Müseffa
Müstevekkil
Müzemmil
Naci
Nazif
Necat
Necmussakib
Nezih
Nezir
Nimetullah
Nizameddin
Nuaym
Nuh
Numan
Nur
Nureddin
Nuri
Nurullah
Osman
Ömer
Rahim
Rakib
Rasid
Rauf
Recai Refia
Refik
Resid
Ridvan
Sabir
Sacid
Sadik
Sadreddin
Safvan
Said
Saim
Salih
Sedad
Selami
Selim
Semih
Seyfeddin
Seyfullah
Seyyid
Siddik
Sirac
Sultan
Süheyl
Süleyman
Sahid
Sakir
Samil
Sefi
Sehid
Semseddin
Serafeddin
Serif
Suayb
Sükrü
Taha
Tahir
Taib
Tal'at
Talha
Talut
Tarik
Tayyib
Ubeyd
Ubeyde
Ubeydullah
Ukbe
Ulvi
Urve
Utbe
Üsame
Üzeyr
Vail
Vakkas
Varis
Vedad
Yahya
Yakub
Yasin
Yunus
Yusuf
Zahir
Zakir
Zekeriyya
Zeki
Zeyd
Zeyneddin
Zeynelabidin
Ziyad
Zübeyr
Zülkarneyn
Zülkifl |
Abide
Adile
Afra
Aise
Aliye
Amine
Arife
Amine
Arife
Atika
Azize
Bedia
Bedriye
Behice
Behiye
Belkis
Berrev
Betül
Beyza
Cahide
Cemile
Ceyda
Dürdane
Dürriye
Edibe
Elif
Emine
Enise
Erva
Esma
Esman
Fahiye
Faika
Fatima
Fehmiye
Ferhunde
Feride
Fikriye
Firdevs
Habibe
Hacer
Hadice
Hadiye
Hafsa
Hâle
Halide
Halisa
Hamme
Hanife
Havva
Hayriye
Hilal
Hilmiye
Hind
Huriye
Hurrem
Kadriye
Kerime
Kevser
Latife
Leman
Lübabe
Lübeyne
Lütfiye
Macide
Makbule
Mediha
Melek
Meliha
Meryem
Mesude
Meymune
Muazzez
Munise
Mü'mine
Müberra
Mükrime
Müleyke
Münevver
Münire
Müslime
Müserref
Müzeyyen
Naciye
Nadire
Nafia
Naime
Nazife
Nebahat
Nefise
Nesibe
Nevvare
Nezihe
Nuriye
Nüsniye
Rabia
Rebab
Rukiyye
Saadet
Sabahat
Sabire
Sacide
Sadika
Safiyye
Saide
Saima
Saliha
Samiha
Samime
Sehle
Selime
Selma
Sevde
Siddika
Sirye
Sükeyne
Sümeyye
Sündüs
Sakire
Serife
Sükriye
Tahire
Taibe
Tayyibe
Tuba
Ufeyra
Ulviye
Ümame
Ümeyye
Ümmügülsüm
Zahide
Zakire
Zarife
Zehra
Zekiyye
Zerrin
Zeyneb
Zühriye
Zülal
Züleyha |
0 Yorum -
Yorum Yaz