Tut O’nun (sallallahu aleyhi ve sellem) Elinden
Tut O’nun (sallallahu aleyhi ve sellem)
Elinden
Ahmet Taşgetiren
2010 - Nisan, Sayı: 290, Sayfa:
003
O’na doğru yürü.
O’nunla yürü.
O’na koş.
O’nun elinden
tut.
O’nunla yaşa.
O’na tutun.
O’na tutunarak yaşa.
O’nu hayatında
çoğalt.
O’nunla ol.
O’nu özle. Hasretle dol...
O’nun sesini duy.
O’nu duy içinde...
O’nun çağrısını yüreğinde sakla.
O’na sarıl.
O’nu yanında, önünde, özünde hisset.
O’dur ışığın.
O’nun güzelliğiyle
donan.
O’nun ahlakını kuşan.
O’nun dünyasında soluklan.
O’nun boyasına
boyan.
O’nu bil.
O’nu bul.
O’nu öğren.
O’nu hecele.
O’na
benze.
O’nu kılavuz edin.
O’nun izine bas.
O’nun ışığı ile
aydınlan.
O’nun gibi dua et.
O’nun gibi dur Allah’ın huzuruna.
Onun
gibi olsun, kıyamın, kıraatin, rükun ve secden O’nun gibi olsun.
O’nun
yüreği gibi kaynasın yüreğin Rabbin huzuruna durduğunda...
O’nun gibi
yaşa.
O’nun gibi sığın Allah’a.
O’nun gibi ıslatsın göz yaşların
toprağı...
O’nun yüreğine aç yüreğini.
O’nun dünyasına eklemle dünyanı.
O’nunla arana mesafe koyma, kapat yılları, yolları... Aş engelleri.
O’nun
kardeşi olmaya çalış.
O’nun “kardeşim” diyeceği yürek kıvamına
kavuş.
O’nunla Kevser Havuzu’nun başında buluşmak olsun gayen.
O’nun
avucundan su içmek için yürü hayat yolunu...
O’nun dostları arasına
sokul.
O’nun yıldızlarından bir yıldızla dost ol... Gönlünde sakla o
yıldızların şavkını.
O’nun Ebubekir’i ol, Ömer’i, Osman’ı Ali’si, Bilal’i,
Mus’ab’ı, Muaz’ı ol. O’nun Fatıma’sı ol, Hatice’si ol, Ayşe’si ol O’nun.
O’nu unutma.
O’nu sev, sev O’nu.
O’nun sevgisiyle yoğur
kalbini...
O ısıtsın kalbini derin muhabbetiyle...
O’nunla buluş her
kararsız kaldığın anda.
O’na danış aklın karıştığında, yolunu
şaşırdığında.
O’nunla ol Hicret’te... Sevr’de...
O’nun refakatinde kur
Medine’ni... O’nunla birlikte taş taşı mescidlerine...
O’nunla birlikte
rüya gör bir kayanın çıngısında... İstanbul’u gör, İstanbul’u al, gülzar yap.
O’nunla ol Bedir’de, Uhud’da, Hendek’te, Huneyn’de, hele
Tebük’te...
O’nun cehdini paylaş...
O’nun cihadından yürek taşı
çağlarına...
O’nsuz olmaktan,
O’nsuz kalmaktan...
O’nun azalmasından
kork hayatında... .
O’ndan ayrı düşmekten sakın Bedir’de, Uhut’ta, hele
Tebük’te...
O’nun için yığ varını yoğunu meydana...
“O var” de, evde ne
bıraktın diye sorulduğunda... O’nun gözlerine bakarak sevgi
tomurcuklarıyla...
O’nun yolculuğuna geç kalmaktan kork, kork helak
olmaktan...
O’nun yüzünü çevirmesinden kork.
O’nun darılmasından kork.
O’nun bir bakışına hasret kalmaktan kork.
Onunla ahdi bozmaktan kork.
Yüreğinde araya mesafe girmesinden kork.
O’ndan ayrı düşmekten sakın,
Livaü’l- Hamdin açıldığı zor günde...
O’na uzak kalmaktan sakın.
O’ndan
uzak geçen günlerine yan, kavrul.
O’nun sevgisiyle donat
yuvanı...
O’nunla dost eyle çocuklarını...
O’nu konuk eyle
evine...
O’nun gibi rahmet ol âlemlere...
O’nun yoluna can koy. Can koy,
can koy, can koy!
O’nunla var ol, olacaksan. O’nsuz tüm varoluşlardan
kurtul.
Tut O’nun elinden.
O’nun elinden tut nefes alıp verdikçe...
<
“(Ey Rasulüm) Sen onların içinde bulunduğun sürece Allah, onlara azab
edecek değildir.” (Enfal, 33) “Andolsun ki Rasulullah’ta
sizin için; Allah’a ve Ahiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah’ı çok
zikredenler için bir üsve-i hasene vardır. “ (Ahzab, 21)
“(Ey Rasulüm) De ki: Allah’ı seviyorsanız bana uyun ki, Allah da sizi sevsin
ve günahlarınızı bağışlasın.” (Al-i İmran, 31) “Peygamber,
mü’minler nazarında kendi canlarından daha önce gelir...” (Ahzab,
6) “Rasul size ne verdiyse onu alın! Size neyi yasakladıysa ondan
da kaçının ve Allah’tan korkun! Çünkü Allah’ın azabı şiddetlidir.” (Haşr,
7) “Ey iman edenler! Allah’a itaat edin ve Peygamber’e itaat edin
de amellerinizi boşa çıkarmayın.” (Muhammed, 33)
“(Rasulüm), Biz seni ancak alemlere rahmet olarak gönderdik.” (Enbiya,
107) “Andolsun ki, size kendinizden öyle bir Peygamber gelmiştir
ki, sizin sıkıntıya uğramanız O’na çok ağır gelir. O, size çok düşkün,
mü’minlere karşı çok şefkatlidir, merhametlidir.” (Tevbe,
128) http://dergi.altinoluk.com/index2.php#sayfa=yillar&MakaleNo=d290s003m1
Yorumlar -
Yorum Yaz