Sayın Valim
Sayın Belediye Başkanım
Değerli Misafirimiz, Konuşmacımız Doç.Dr. Muhit MERT Bey,
Sayın İl Müftüm,
Sayın Daire Amirlerim
Teşkilatımızın Değerli Mensupları
Çok Kıymetli Hanımefendi ve Beyefendiler
Basınımızın Değerli Temsilcileri
Kütahya Müftülüğümüz ve T.D.V. Kütahya Şubemizin işbirliği ile hazırlanan “Kutlu Doğum Haftası” konferansına hoş geldiniz.
Programa teşrifinizden dolayı teşkilatımız adına teşekkür ediyor, hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum.
Şimdi programın akışını arz ediyorum:
Şimdi sizleri cumhuriyetimizin kurucusu, Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK, aziz şehitlerimiz ve din büyüklerimiz için saygı duruşuna ve İstiklal Marşına davet ediyorum.
Teşekkür ederim.
Yâ Rasûlallah, eğer Sen, gelmeseydin âleme,
Güller açmaz, bülbül ötmez, mechûl esmâ Âdem’e
Varlığın mânâsı kalmak, garkolurda mâteme!....
Değerli Misafirler
Şimdi vereceğim tarihe dikkat edin lütfen!
Rasülullah (SAV), fil yılında, Rebiulevvel ayının on ikinci Pazartesi gecesi dünyaya gelmiştir.
Bu tarih, miladi takvime göre, 571 yılının Nisan ayının yirmisi olarak hesaplanmıştır. Evet, bu yılki mevlid kandili, Rebiulevvel ayının, yani miladi nisan ayının tam 20’sine tevafuk etmektedir.
1434 yıl öncekiyle aynı gün. Kaç yüz yılda böyle bir tevafuk söz konusu olur, doğrusu bilmiyorum. Ama bu tarih, beni olağanüstü denecek derecede heyacanlandırıyor. Heyecanımı anlayanlara “müjdeler olsun” demek, hatta, bunu burada yüksek sesle haykırmak geliyor içimden.
Düşünsenize, tam 1434 yıl öncekiyle aynı gün.
O gece, Efendimiz (SAV)’, sanki yeniden teşrif etmiş gibi hazırlanmak, bizlere emanet olarak bıraktığı “Kitap ve Sünnet’e bilenmiş bir şekilde yeniden sarılmak için bu geceyi bir vesile addetmek, az bir kazanç mı sahi!
Her şey için bir kez daha yeniden Bismillah demek için bulunmaz bir fırsat.
Ey Muhammed (SAV)! Hoş geldin, başımızın gözümüzün üstüne geldin. Safalar getirdin, Şerefler verdin, Aziz Efendim.
Peygamberimizin dünyayı teşrifleri olan Mevlid-i Nebevi (Hicri Rebiülevvel ayının 12. gecesi), asırlardır milletimiz tarafından “Mevlid Kandili” olarak kutlanmaktadır. Diyanet İşleri Başkanlığı ve Türkiye Diyanet Vakfı, yüzyıllar önce bir ilim ve kültür bayramı şeklinde kutlanan mevlid geleneğini canlandırmayı amaçlamış, bu düşünce ile de Peygamberimizin doğum gününü içine alan haftayı, “Kutlu Doğum Haftası” olarak ilan etmiştir.
Diyanet İşleri Başkanlığı ve Türkiye Diyanet Vakfı tarafından 1989 yılından itibaren Peygamber Efendimizin doğum yıldönümleri, her yıl “Kutlu Doğum Haftası” adıyla ilmi ve kültürel etkinliklerle kutlanmaktadır.
Kutlamaların 16. cısı bu yıl 20-27 Nisan tarihleri arasında Türkiye genelinde konferans, panel ve diğer sosyal-kültürel faaliyetlerle icra edilecektir.
Şimdi Kur’an-ı Kerim okumak üzere Kütahya Merkez Nuruosmaniye Camii Müezzin-Kayyımı Hayati ATALAY’ı kürsüye davet ediyorum.
-Hocamıza vermiş olduğu bu Kur’an-ı Kerim ziyafeti için teşekkür ediyorum.
Okunan Tevbe Suresi 126-129. ayetlerinin mealini veriyorum:
Esirgeyen ve Bağışlayan Allah’ın Adıyla
126. Onlar, her yıl bir veya iki kez (çeşitli belâlarla) imtihan edildiklerini görmüyorlar mı? Sonra da ne tevbe ediyorlar ne de ibret alıyorlar.
127. Bir sûre indirildiği zaman, (göz kırpıp alay ederek) birbirlerine bakar (ve): (Çevreden) sizi birisi görüyor mu? diye sorarlar, sonra da (sıvışıp) giderler. Anlamayan bir kavim oldukları için Allah onların kalplerini (imandan) çevirmiştir.
128. Andolsun size kendinizden öyle bir Peygamber gelmiştir ki, sizin sıkıntıya uğramanız ona çok ağır gelir. O, size çok düşkün, mü’minlere karşı çok şefkatlidir, merhametlidir.
129. (Ey Muhammed!) Yüz çevirirlerse de ki: Allah bana yeter. O’ndan başka ilâh yoktur. Ben sadece O’na güvenip dayanırım. O yüce Arşı’ın sahibidir.
YAĞMUR
Yağmur, seni bekleyen bir taş da ben olsaydım
Çölde seni özleyen bir kuş da ben olsaydım
Dokunduğun küçük bir nakış da ben olsaydım
Sana sırılsıklam bir bakış da ben olsaydım
Uğrunda koparılan bir baş da ben olsaydım
Bahîra’dan süzülen bir yaş da ben olsaydım
Okşadığın bir parça kumaş da ben olsaydım
Senin için görülen bir düş de ben olsaydım
Yeryüzünde seni bir görmüş de ben olsaydım
Senin visâlinle bir gülmüş de ben olsaydım
Sana hicret eden bir Kureyş de ben olsaydım
Damar damar seninle, hep seninle dolsaydım
Bâtılı yıkmak için kuşandığın kılıcın
Kabzasında bir dirhem gümüş de ben olsaydım.
Nurullah Genç’in bu güzel naatinden sonra Açılış konuşmasını yapmak üzere Kütahya Müftüsü Hüseyin ŞİMŞEK Bey’i davet ediyorum. Buyurun hocam.
-Günümüzün mana ve önemini güzel bir şekilde anlatarak bizleri aydınlatan İl Müftümüz Sayın Hüseyin ŞİMŞEK Bey’e teşekkür ediyorum.
Ay desem nûruna, aydan daha parlaksın Sen.
Su desem, cümle sulardan daha berraksın Sen.
Şaşırıp inci desem, inci de Senden doğuyor.
Sade bir katresi deryâ gibi ırmaksın Sen.
Gül desem, ey yüce mahbûb, terinin damlası o
Neye teşbih edeyim, mahzar-ı levlâksın Sen.
Ey Rauf, anneler evlada dönüp bakmazken,
Bir Rahimsin ki, bütün aleme kundaksın Sen.
Şimdi de, Kütahya Müftülüğü İlahi korosu eşliğinde ilahi ve kasideler dinleyeceksiniz.
Ben, sizlere ilahi korusunu takdim ediyorum.
1. Süleyman CEYHAN (Ulu Cami Müezzin-Kayyımı)
2. Ali PARLAK (Selvi Cami İmam-Hatibi)
3. Hayati ATALAY (Nuruosmaniye Camii Müezzin-Kayyımı)
4. Mehmet Ali SARI (Yeşil Cami İmam-Hatibi)
Şimdi de koroyo eşlik edecek, arkadaşları takdim ediyorum
1. İlhan DÖNMEZ (Kaditler Cami İmam-Hatibi) (Bendir)
2. Kemal BİLEN (Ney)
3. İ. Ethem DÖNMEZ (Ney)
4. Ömer İNAK (Kudüm)
Sizleri koroyla başbaşa bırakıyorum:
Teşekkür ediyorum.
Değerli misafirler!
Allah Rasülü (SAV), İslam’ın ilk ışıklarının doğduğu günlerde, nice vahşi bir simadan yıldızlar parlaklığında şahsiyetler inşa etti. Onlardan birisinin İslam’dan önceki adının “Vahşi” olması bu anlamda sembolik bir değer de taşımıyor mu? Vahşi, vahşi idi, çünkü öldürdüğü adamın ciğerini söküp, ağzında çiğneyebilecek bir yürek ufuneti içine sürüklenmişti. İslam o adamdan, yufka yürekli bir “sahabi-dost” çıkardı. Vahşi, yalnız o değildi oysa, kız çocuklarını diri diri toprağa gömen daha kaç insan vardı ve onlar, İslam’ın potasında yepyeni bir “Rahmet İnsanı” oldular.
Şimdi de 2005 yılı Kutlu Doğum haftasının Hazreti Muhammed Mustafa Sav’i anmaktan onu anlamaya çalışmamız gerektiğine dair Diyanet İşleri Başkanlığının hazırlamış olduğu sinevizyon gösterisini sunuyoruz.
Allah hazırlayanlardan razı olsun.
Dedi ki onlara, Kutlu Haber’in taşıyıcısı ve bütün zamanların Rahmet önderi:
- Müslüman elinden ve dilinden başkalarının emniyette olduğu insandır.
Dedi ki:
- Ayıpları araştırmayın. Hased etmeyin. Kin tutmayın. Kimsenin gizli hallerini araştırmayın. Katı kalpli olmayın. Kibri terkedin.
- İnsanların yüreklerini yıkadı, gözlerini, ellerini, ayaklarını, ruhlarını yıkadı…
Dedi ki:
- Merhambetli olun. Sevin birbirinizi. Mütavazi olun. Birbirinizin dertleriyle ilgilenin. Birbirinizin hatasını düzeltin. Hediyeleşin. Selamlaşın birbirinizle.
Onları insanlığın ebedi erdemleri ile yeniden donattı. “Ademoğlunun mükerrem fıtratı” ile yeniden buluşturdu onları…
Bir müslüman şahsiyetinin en temel vasıflarından biri olan “Takva”nın tarifi yapıldı.
- Sen hiç dikenli yolda yürüdün mü? Orada nasıl dikenlere basmamak için sakınır, ayağını çok daha dikkatli atarsın. İşte öyle, hayat seyrinde günaha düşmemek için dikkatli atman gerekir adımlarını… Takva budur.
Böylesine titiz bir süzme ile yaşanan bir hayatın içine kişiliği kirlere bulayan yanlışlıklar girer mi?
Şimdi, “Çağımızda Aile ve Gençliğin Problemleri” konulu konferansı vermek üzere Gazi Üniversitesi Çorum İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç .Dr. Muhit MERT Bey’i davet ediyorum. Hocam hazırlığını yaparken ben de Doç .Dr. Muhit MERT Bey’in özgeçmişini sizlere arz etmek istiyorum.
ÖZGEÇMİŞ
1962 yılında Ankara'da doğdu. 1972'de ilkokuldan, 1975'de Ortaokuldan, 1979'da Ankara İmam Hatip Lisesinden, 1985'de Atatürk Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi'nden mezun oldu.
Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde 6 yıl görev yaptı. 1994'de Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Kelam Anabilim Dalı doktora programından mezun oldu. 1995-1997 yılları arasında Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesinde öğretim üyesi olarak iki yıl çalıştı.
1997'de Gazi Üniversitesi Çorum İlahiyat Fakültesi Kelam Ana Bilim dalında öğretim üyesi olarak göreve başladı. Mayıs 2002'de Doçent oldu. 20.08.2002-20 03.2003 tarihleri arasında Dekan Yardımcılığı görevini yürüttü. Halen aynı fakültede öğretim üyesi olarak çalışmaktadır.
Evli ve üç çocuk babasıdır. İngilizce, Arapça ve Rusça bilmektedir.
Bu değerli konferansı ve sormuş olduğumuz sorulara doyurucu cevaplar veren Çok Değerli Hocamız Doç. Dr. Muhit MERT Bey’e teşekkür ediyoruz.
Değerli Misafirler,
Kütahya Müftülüğümüzün 2005 yılı yürüttüğü hizmetlerde, bizlere maddi ve manevi yönden destek olan değerli dostlarımız oldu. Kutlu Doğum Haftası münasebetiyle, düzenlemiş olduğumuz Kütahya il ve ilçelerinin katılıyla gerçekleşen Kuran Kursları arası bilgi yarışması tertip edildi. Bu yarışmaya katılan ve dereceye giren kuran kurslarımıza çeşitli hediyeler verildi.
Şimdi bu hediyeleri veren kişilere, birer teşekkür belgesi verilecektir. Şimdi müftülüğümüze maddi ve manevi yönden destek olan bu gönül dostlarını sahneye davet edeceğim.
İl Müftülüğümüz ve Türkiye Diyanet Vakfı Kütahya Şubemiz tarafından hazırlanan Kutlu Doğum Haftası programı burada sona ermiştir.
Programa teşriflerinizden dolayı teşkilatımız adına teşekkür ediyor, hayırlı günler diliyorum.