Nene Hatun filmi eleştirisi
Anadolu Gençlik Dergisi;
Dergi,
filmde gösterilen Nene Hatun karakterinin ile gerçekte yaşamış olan
Nene Hatun arasında ciddi farklar olduğunun altını çiziyor. İşte
Anadolu Gençliğin Nene Hatun eleştirisi:
"Tam bir
rezalet.Filmi çeken kadronun bu tarihi kişiliğe karşı samimiyetine bir
şey diyeceğimiz yok lakin Anadolu insanına mal olmuş bir karakteri bu
derecede basite indirgeyerek bizim tanıdığımız çarşaflı ve Anadolu'ya
has ya da Erzurum'a has giysisi ile bildiğimiz Nene Hatun'u saçlarının
önü açık ve gayet mankenimsi bir tarzda sunmasını yadırgıyoruz.Tepki
gösteriyoruz."
Dergideki eleştiriler bununla da sınırlı kalmıyor:
"Filmin
fragmanında geçen sahnelerde bile,yöre halkının giysileri ile filmde
ki Nene Hatun'un karakterinin giyim tarzında ki farklılıkları gayet net
bir biçimde görebilirsiniz.Yıllardır Amerikan filmleri ile büyümüş bir
neslin o emperyal kültürün tesviyesinden geçerek günümüzün ABD
sevdalısı nesillerini oluşturduğunu bilmeyenimiz yok.Bizler tavizsiz ve
sımsıkı bağlandığımız İslam ve o'nun bugünlerde gündemi oldukça meşgul
eden bir emri olan Başörtüsü mevzuusunda bazı ılımanlaşmış İslam'ı
savunan tiplerinin savunduğu bir NENE HATUN istemiyoruz..Bu filmlerde
bu amaca hizmet eder görüntülerin neslimize vereceği hiç birşey
olamaz.Anadolu kadınının temiz ve pak duygularının bir yansıması olan
Nene Hatun hiç deilse bu yönü ile benzetilebilseydi.Bu film'e en güzel
eleştirimiz 'bedeni olan ama ruhsuz bir film' olacaktır."
"Gerçekten
bu film ile çizilen NENE HATUN karakterinin realite ile alakası
yok.benzer bir yanı da yok.Peki Ne Yapılmak İsteniyor? Bunu anlamak o
kadar zor olmasa gerek !" diyen bir okuyucu ise sözlerine şöyle devam
ediyor:
"İlk defa ismiyle bu kadar alakasız bir film
izledim. Adı Nene Hatun ama Nene Hatun’u tarihe yazdıran bir tek kare
yok. O da herhangi bir Erzurumlu kadın gibi savaşa koşuyor, çocuklarını
evde yalnız bırakıyor… Ama filmde ona verilen özelliği ve vasfı
affınıza sığınarak anlayamadık inanın. Eğer Nene Hatun’a gereken önem
verilseydi, üç beş askerle yapılan uyduruk savaş sahneleri ve bir tepede
dürbünle sadece olan biteni izleyen Osmanlı paşaları görmezdik… Birde
bize gelen basın bülteninde filmin iki tarafı var… Yani bir günümüzde
geçen ve Nene Hatun azminden
güç alan kayakçı Suna ve arkadaşları
var… Ama sonra filmin tamamen değişmiş olduğunu, sadece adının Nene
Hatun olarak kaldığını görüyoruz. Eğer bu bir azim ve kurtuluş
hikayesiyse hiç etkilenmedik bunu bilesiniz… Tarihi film yapmak sadece
renklerle oynamakla olmuyor. Bütçe yoksa tarihi film çekilmesin, tarihi
karakter yaratılamıyorsa da yine aynı şekilde… Nene Hatun tam bir
hayalkırıklığı, filmin müzikleri için herhangi bir yarışmadan ödül
almazsa çok sevdiğim saçlarımı kestiririm diyen yönetmen Olgun Özdemir’e
tavsiyemiz bu kadar iddialı olmaması… Çünkü filmin iddiası bu kadar
cesur değil! Keşke tarihe yön veren bu tarihi kişilik daha hakkıyla yer
alabilseydi beyazperdede… Ve filmin hamaset yaparken bir damla bile
izleyenleri duygulandırmadığını söyleyelim...
Üstad Necip Fazıl'ın Şu satırları herşeyi aslında özetler nitelikte.
" Utanırdı burnunu göstermekten sütninem,
Kızımın gösterdiği, kefen bezine mahrem."
Gerçek bir Nene Hatun Filminin çekilebilmesi dileği ile.."
Erzurum'un
medar-ı iftiharı Nene Hatun, belli ki bizim laisist Yeşilçamcılar
tarafından günümüzün statüko sevdalısı ulusalcıların beğeneceği şekilde
revize edilmişti.
Yorumlar -
Yorum Yaz