• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/halilakpinar
  • https://api.whatsapp.com/send?phone=05056611119
  • https://www.twitter.com/halilakpinar
  • https://www.instagram.com/halilakpinar1453
  • https://www.youtube.com/channel/UCz-evvQhDvbJLw5bg_A8P1Q
Üyelik Girişi
MUHTEVA
Site Haritası

Custom Search

Duanın vakti geldiyse

Duanın vakti geldiyse bu ibadeti kaçırmamalıyız

           

Duayla acziyetimizi hissedip Allah'ın (cc) sonsuz kudretine sığınırız. Bizi aşan olaylar karşısında O'nun sonsuz gücüne dayanır, O'ndan yardım ister, O'na râm oluruz. Resulullah "Dua ibadetin kendisidir." der.

Bazı olaylar vardır ki; o vakit geldiğinde duanın zamanı da gelmiştir.

Güneş ve ay tutulduğunda (küsûf ve husuf) namaz kılar, kuraklık hali ortaya çıktığında ise dua ederiz. Bu, güneş ve ay tutulmasından korktuğumuzdan ya da yağmur yağmasını Allah'tan (cc) talep ettiğimizden değildir. Dua ve namazı bu durumlardan kurtulmak için yapmayız. Asıl olan bu durumlar ortaya çıktığında namazın ve duanın vaktinin de gelmiş olmasındandır. Tıpkı öğlen namazını kılmak için vaktin girmesi gibi. Nasıl abdest duaları abdest alınırken okunur. İşte bazı durumların ortaya çıkması da belli duaların vaktinin geldiği anlamını taşır. Yoksa güneş ve ay tutulmasının ne kadar süreceği astronomik hesaplarla önceden bellidir. Kuraklıkta yağmur namazı (istiska)'nın ve duasının vakti de böyledir. Biz hem bu vaktin girmesiyle birlikte ellerimizi açar kulluğun gereğini yapar, hem de cemal ve celal sahibi Allah'tan (cc) bize yardım etmesini isteriz.

Dua bir kulluğun göstergesi ve nişânesidir. Allah (cc) kulunun isteğini isterse dünyada isterse ahirette kabul eder (ya da etmez). Kul kendisine neyin hayırlı olacağını bilemez. Karşılaştığımız olaylar, maruz kaldığımız durumlar bazı ibadetlerin ve duaların vakitleridir. Belaların gelmesi yaşanan tabiat olaylarıyla birlikte musibetlerin kapımızı çalması da bazı duaların vakitlerinin girdiğini gösterir. İnsan yaşadığı deprem, fırtına, sel gibi vakaların ardından bir kez daha acizliğini anlar ve ellerini kaldırdığı Mevla'ya (cc) acizliğini iletip O'ndan başka sığınılacak kapı olmadığını yineler. Böylece bir kez daha Cenab-ı Hakk'ın dergâhına sığınılır. Çok dua edildiği halde belaların kalkmaması, yenilerinin geliyor olması, duaların kabul olmadığı gibi bir anlama da gelmez. Çünkü duanın hem bu dünyaya hem de öbür dünyaya bakan yönü vardır. Mevla'nın ne takdir ettiğini bilemeyiz. Bize düşen hal ve hareketlerimizle, en güzel ifadelerle ızdırabımızı Yaradan'a aktarmak ve tek yardımın O'nun yapabileceğini kalbimizde tasdik etmektir.

Musibet anında

hangi dua yapılabilir?

İnna lillahi ve inna ileyhi râciun. Allahümme ındeke ehtasibu musi'beti fe'curnî fi'ha ve ebdilnî biha' hayren minha ev inna lillahi ve innâ ileyhi ra'ciun. Allahümme curni' fi musi'beti' ve ehlif-li' hayran minha.

Biz Allah'a aitiz ve O'na dönmekteyiz. Allah'ım, bu musibetin sevabını Sen'in katından umuyorum; bundan dolayı beni mükâfatlandır ve bunun yerine bana daha hayırlı olanı ihsan et. (Veya) Biz, Allah'a aitiz ve O'na dönmekteyiz. Allah'ım, bu musibetimde bana ecr, mükâfat lütfeyle, sonra da bundan daha hayırlısını ihsan et.

Dualarımız ile

Rabb'imizle konuşuruz

Mü'min Allah'a yalvarmakla, tazarru ve niyazda bulunmakla aslında O'nunla gizlice konuşmuş olmaktadır. Bu da bütün kendi güç ve kuvvetinden geri durma manasına gelir. Mümin yaptığı dua ile adeta "Sadece ve sadece Senin güç ve kuvvetine sığındım Allah'ım!" demektedir. "Allah'ım! Bütün şer güçlerin şerrinden, hile ve tuzaklarından Sana sığınıyorum" demenin yanı başında, "Nefsimin şerrinden de Sana sığınıyorum." demiş olmaktadır. Böyle bir duada bulunma bu manaları ihtiva ettiği gibi bir de "Allah'ım! Eğer Sen muhafaza buyurmazsan hiç kimse beni koruyamaz." manasını da içerir. Bu da doğrudan doğruya O'ndan O'nu istemek demektir. ZAMAN

11 Eylül 2009, Cuma


Yorumlar - Yorum Yaz
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi36
Bugün Toplam218
Toplam Ziyaret3773583
VİDEOLAR
Hava Durumu
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar34.413134.5510
Euro36.357136.5028
Takvim