Eğitimciler Birliği Sendikası (Eğitim Bir Sen) Denizli Şubesi Başkanı Ahmet Sert, bir eğitim-öğretim dönemi yarıyılının tamamlandığını ancak çözüm bekleyen birçok sorunun da varlığını sürdürdüğünü söyledi. Sert, “2012-2013 eğitim-öğretim yılı birinci dönemini geride bıraktık. Eğitim sisteminin tek tipçilikten arındırılması adına önemli adımların atıldığı 2012-2013 eğitim-öğretim yılının birinci döneminde eğitim çalışanlarını mağdur eden sorunlara ise köklü çözümler geliştirilmemiş ve sorunların önümüzdeki döneme devretmesine neden olunmuştur” dedi.
Eğitim Bir Sen Denizli Şubesi Başkanı Ahmet Sert, yaptığı yazılı açıklama ile 2012-2013 Eğitim Öğretim Yılının ilk dönemini değerlendirdi. Eğitim alanında köklü değişiklikler yapılmasına rağmen, eğitimcilerin birçok sorununun çözümünün ertelendiğini belirten Sert, böylelikle sorunların biriktirildiğini ifade etti.
“EK ÖDEME MAĞDURİYETİ ACİLEN ÇÖZÜLMELİDİR”
“Eşit işe eşit ücret” kapsamında 666 sayılı KHK ile farklı kurumlarda aynı unvanda çalışan kamu personelinin ücretlerinde ek ödeme oranları üzerinden eşitleme yapılırken, öğretmen ve öğretim elemanlarının ücretlerinde iyileştirme yapılmadığını belirten Sert, “Öğretmen ve öğretim elemanları KHK mağduru haline getirilmiştir. 2012 yılı toplu sözleşme sürecinin mutabakatsızlıkla sonuçlanması ve devamında bir günlük iş bırakmamıza neden olan “ek ödeme” sorunu hala çözülmemiştir. Anayasa Mahkemesi’nin, 666 sayılı KHK’nın iptali istemiyle açılan davada, bazı maddelere yönelik iptal kararı vermesi bir fırsat olarak görülmeli ve iptal kararı sonrası yapılacak yeni düzenlemede öğretmen ve öğretim elemanlarının ek ödeme mağduriyeti de giderilmelidir” dedi.
“ATILMASI GEREKEN ADIMLAR ÖTELENİP, SORUNLAR BİRİKTİRİLMEMELİDİR”
Milli Eğitim Bakanlığı, 652 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile Milli Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun’da yapılan değişiklik ve 4+4+4 yeni eğitim sistemine ilişkin yasal değişiklikler içeren düzenlemeler sonrası yönetmeliklerin güncellenmediğini belirten Sert, bunun da işleyişte sıkıntı yarattığını ifade etti. Sert, “Eğitim Kurumları Yöneticilerinin Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği, Öğretmenlerin Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği, Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Yönetmeliği gibi yönetmelikler ivedilikle değiştirilmesi gerekirken, değişiklikler ötelenmiş, uygulamada oluşan çelişkiler nedeniyle yaşanan sorunlar daha da birikmiştir. Başta şube müdürlüğü atamaları olmak üzere eğitim kurumu yöneticilikleri atanma süreci belirsizliğini korumaktadır. Genel idare hizmetleri sınıfı çalışanlarından yardımcı hizmetli, memur, şef gibi personelin görev tanımları, atanma ve yer değişiklikleri hususları yönetmelik çıkarılamadığı için hala muallakta durmaktadır. Bakanlık, Ekim 2012 Kurum İdari Kurulu Çalışma Raporu gereği, başta yetkili sendika olmak üzere eğitimin paydaşlarının da görüşlerine başvurarak değişiklikleri bir an önce yapmalı ve devam eden belirsizliği ortadan kaldırmalıdır” diye konuştu.
“NORM FAZLASI ÖĞRETMENLERİN RESEN ATAMA SÜRECİ DURDURULMALIDIR”
Okulların normlarının sağlıklı güncellenmemiş olmasına rağmen, norm fazlası öğretmen olarak görülen öğretmenlerin resen atanmasının yeni mağduriyetlere neden olmaya devam ettiğine dikkat çeken Sert, “Norm fazlası öğretmenler, norm güncellemesi yapılmadığı için okullarında kendi alanlarında ihtiyaç olmasına ve fiilen derse girmelerine rağmen norm fazlası gösterilmeye ve resen atanmaya çalışılmaktadır. Bu uygulama bir an önce durdurulmalı, normlar güncellendikten sonra norm fazlası öğretmen atamaları gündeme alınmalıdır” dedi.
“ŞUBAT’TA ÖZÜR GRUBU ATAMALARI VE İLK ATAMA YAPILMALIDIR”
Özür durumundan yer değişikliği talepleri karşılanmayan öğretmenler eşinden ve çocuklarından ayrı yaşamaya devam ettiğini ifade eden sert, “Aile içi sorunlara da neden olan bu durum aile bütünlüğünü tehdit etmeye devam etmektedir. Eş durumu, öğrenim durumu ve sağlık durumu özrüne bağlı yer değişiklikleri Şubat ayında yapılmalıdır. 4+4+4 yeni eğitim sistemi ile birlikte öğretmen ihtiyacında artış olmuştur. Mevcut öğretmen sayısı yeterli gelmediği için eksiklik ücretli öğretmen uygulaması ile giderilmeye çalışılmaktadır. 2012-2013 eğitim-öğretim yılı birinci döneminde ücretli çalışmaya razı olan öğretmen adaylarından bazıları ikinci dönemin başlamasını takip eden günlerde 2013 yılı içerisinde yapılması planlanan KPSS’ye hazırlık için ayrılmayı seçecek, kalanlar ise hazırlıkla birlikte görevi de sürdürmeye devam edeceğinden kendisini yeterince sınıfa veremeyecektir. Eğitim en önemli iş, öğretmen ise eğitimin en önemli unsurudur. Nitelikli eğitim için öğretmenden tasarruf yapılamaz. Bakanlık bu durumu gözden kaçırmamalı, Şubat’ta 30 bin, Ağustos’ta 70 olmak üzere 100 bin yeni öğretmen ataması için gerekeni yapmalıdır” dedi.
“BÜTÇE PROBLEMLERİ ARTARAK DEVAM EDEN OKULLARA KAYNAK AYRILMALIDIR”
Bütün kamu kurumlarında giderler tahsis edilen yıllık bütçe ile karşılanırken, okullara bütçe verilmediğini kaydeden Sert, bu tutumla okullara adeta “Başınızın çaresine bakın” denildiğini dile getirdi. Sert, ”Yardımcı hizmetli başta olmak üzere personel ihtiyacı had safhada olan okullar; temizlik, günü birlik tamir ve bakım, rutin giderler gibi konularda Okul Aile Birlikleri kanalıyla velilerin katkısını talep etmektedir. Okullara herhangi bir bütçe göndermeyen devlet, bütçe tahsis ederek yükümlülüğünü yerine getirmesi gerekirken, okulun sorunlarını omuzlayan okul yöneticilerini alandan kopuk talimatlarla yıpratmayı bu dönem de sürdürmüştür. Okullarda yaşanan olumsuzlukların önüne geçilebilmesi ve eğitim yöneticilerinin sorunlardan ziyade eğitime yoğunlaşabilmesi için, okullara ihtiyaçları oranında kaynak ayrılmalıdır” diye konuştu.
“ALAN DEĞİŞİKLİĞİ İPTAL TALEPLERİ KARŞILANMALIDIR”
Milli Eğitim Bakanlığı sınıf öğretmenliği kadrosunda çalışanların mezuniyet alanlarına geçiş süreci olan alan değişikliğini sağlıklı bir şekilde yürütmediği için sorunların devam ettiğini vurgulayan Sert, “Alan değişikliği sürecinde Bakanlığa sunduğumuz önerilerin bir kısmının dikkate alınmamış olması daha sonraki süreçte bazı problemlerin yaşanmasına neden olmuştur. Özellikle öğretmenlerin alan değişikliği sürecinde kararını değiştirmelerinden kaynaklı iptal taleplerinin dikkate alınmaması, alan değişikliğinin kısa bir döneme sıkıştırılması gibi durumlardan kaynaklı sorunlar hala devam etmektedir. Bakanlık alan değişikliği iptal taleplerini eşin mi yoksa işin mi şeklinde değerlendirmiş ve il dışından alan değiştirerek gelenlerin taleplerini eski görev yerine dönmek şartıyla dikkate alacağını duyurmuştur. Bakanlık, öğretmene de, öğrenciye de zulüm yapmayacak çözümler sunmalı ve isteğe bağlı alan değişikliği iptal taleplerini karşılamalıdır” dedi.
“KAMU ÇALIŞANLARINA KILIK-KIYAFET DAYATMASI BİTMELİDİR”
Öğrencilere tek tip kıyafet dayatmasından vazgeçildiğini fakat kamu çalışanlarına kılık ve kıyafet dayatmasının devam ettiğini belirten Sert, “1982 yılından kalma darbe döneminin iklimini yansıtan kılık ve kıyafet yönetmeliği bir an önce çöpe atılmalıdır. Çalışanların saçı, bıyığı, ayakkabı topuk boyu, giyilen pantolonunun kumaşı, kazağının yakası ve başın açık olup olmaması gibi birçok gereksiz ve gülünç dayatma içeren yönetmelik darbecilerle birlikte tarihteki kirli yerini almalıdır” diye konuştu.
FATİH AN