10.Sınıf Dil ve Anlatım Kitabı YARDIMCI
10.Sınıf Dil ve Anlatım Kitabı Etkinlik Cevapları Sayfa 15-30 Arası
S.15 **çme ve Değerlendirme Soruları
1.panel,saygı nezaket
2.y,d,y,d,y
3.b
4.C
5.D
6.TARTIŞMADA KURALLAR VARDIR MÜNAKAŞA DA YOKTUR....
7.KONU DIŞINA ÇIKMAMAYA...
8.TARAFSIZLIĞI
Sayfa 23
1.*güncel konular
*göndergesel
2.d,d,y
3.c
4.e
ünite sonu ölçme ve değerlendirme
1.d
2.a
3.c
4.d
5.e
6.b
7.a
8.e
9.d
10.e
11.e
Anlatıma Hazırlık
Sayfa 27
Hazırlık
1.Yarışmalara hazırlık yapmadan katılan bir sporcunun başarılı olup olmayacağını sebepleriyle açıklayınız.
Cevap:Başarılı olma ihtimali düşüktür;çünkü alt yapı olmalı zemin sağlam olmalı.
2.Duygu ve düşüncelerinizi sözlü olarak mı yoksa yazılı olarak mı daha rahat ifade edersiniz?
Cevap:Yazılı kişinin yüzüne söyleyemediğim şeyleri yazarak söyleyebilirim.
3.Duygu ve düşüncelerinizi ifade etmede okuduğunuz kitapların nasıl bir katkısı vardır?
Cevap:Kelime dağarcığımızı geliştirir.
4.’’Bakar kör’’ deyiminden hareketle, bakmak ile görmenin farkını açıklayınız.
Cevap:Bakmak =anlamak , görmek = aydınlatmak.
5.’’Kitap istikbale yollanan mektuptur.’’ Cemil Meriç’e ait bu sözden
anladıklarınızı birkaç paragraf halinde yazıp sınıfta okuyunuz.
Cevap: kitap okumak ilk başta faydasız görülür.anlık faydası olmasına
rağmen çok belirgin değildir.zaman geçtikçe, insan hayata atladıkça
okuduğunun faydasını görmeye başlar.bunu kendiside fark eder.istikbale
yol alan mektup derken bu kastedilir.
6.Hangi şair ve yazarların üslubunu beğendiğinizi nedenleriyle söyleyiniz.
Cevap:Reşat Nuri Gün tekin türkçeyi yalın halinde sade şekilde kullanması.
Sayfa 27
1.Etkinlik
’lirik şiir’’ hakkında hazırlık yapmadan bir metin yazınız.
Cevap: Lirik şiir: Toplumun hemen her kesimini ilgilendiren sevinç,coşku
veya acı gibi ortak duyguların veya aşk, ayrılık, özlem gibi bireysel
duyguların coşkulu bir tarzda işlendiği şiirlere lirik şiir denir.
Bu konunun anlatımında kendinizi başarılı görüp görmediğinizi nedenleriyle söyleyiniz.
Cevap:Evet başarılı gördüm.
Sayfa 28
Sorular
1.’’Hüzünlü dönüş’’ adlı metinde yazar neyi, niçin, nasıl anlatmıştır?
Cevap:Peyami Safa hakkında anlatmıştır
2.Neyi, niçin ve nasıl anlatmak gerektiği üzerinde düşünmeden konuşmanın
ve yazmanın tutarlı olup olmayacağını nedenleriyle belirtiniz.
Cevap:Anlatımın kanıtlayıcı yönü olması.
3.Yazar, metni hazırlarken hangi kaynaklara başvurmuştur?
Cevap:Peyami Safa hakkında bilgi bulunan kitaplardan ansiklopedilerden faydalanmıştır.
4.Kaynak gösterilmesi metni hangi yönlerden etkilemiştir?
Cevap:Kanıtlayıcı yönüyle.
5.Alıntı yapılan kaynakların ne şekilde verildiğini çeşitli kapıları inceleyerek söyleyiniz.
Cevapipnot şeklinde.
Sayfa 29
Sorular
1.metinde hangi konu üzerinde durulmuştur?
Cevap:istanbulun güzelliklerinden bahsedilmiştir.
2.yazarların konuya bakış açılarının aynı olup olmadığını açıklayınız.
Cevap:her yazarın bakış açısı farklıdır. Örneğin bir yazar bir konuya ön
yargılı yaklaşır farklı bir yazar ise o konuya farklı yaklaşır.
3.kültür birikiminin,deneyimin ve çevrenin anlatıma nasıl bir etkisi olduğunu açıklayınız.
Cevap:çok etkisi vardır.
Sayfa 30
2.etkinlik
“gece ve “beş şehir” metinlerinde bütünlüğü sağlayan öğeleri bulunuz.
Bu öğelerin anlamlı bir birlik sağlayacak şekilde bir araya getirilip
getirilmediğini açıklayınız.
Cevap:anlamlı bir birlik sağlamazlar her yazının kendi teması ve ifade biçimi vardır.
Sayfa30
Sorular
1.”gençliğe hitabe”metninin hedef kitlesini ve yazılış amacını belirleyiniz
cevap:Türk gençlerine yazılmıştır.vatana sahip çıkmaları için
2.hedef kitlesinin ve yazılış amacının metnin anlatımını nasıl etkilediğini açıklayınız
cevap:hedef kitlesinin belli olması o kişiye karşı hitapta bulunması açısından önemlidir.
3.metinden Atatürk’ün tecrübelerini gösteren cümleleri bulunuz.
Cevap:seni,bu hazineden ,mahrum etmek isteyecek,dahi ve harici,bedhahların olacak.
4.bu metin sizde nasıl bir duygu uyandırdı?
Cevap:Atatürk’ün bize çalışmamız gerektiğini ve çalışmamı istediğini uyandırdı.
Sayfa 35
Sorular
1.hikayenin konusu nedir?
Cevap:hayattan bezmiş bir postacının işini yapmasıdır.
2.”Ömer-i tehi” hikayesinde hakim olan duygu nedir?
Cevap:yalnızlık
3. ”Ömer-i tehi” hikayesinde verilmek istenen duygu ve düşünceler hangi
kişi,yer,zaman ve bağlamla sınırlandırılıp somutlaştırılmıştır?
Cevap:yer=sokaktır.zaman=sabah vakitleridir.kişi=ömerdir.bağlam=ömerin isyanı
Sayfa36
1.etkinlik
1.şiirlerin temasını bulunuz.
Cevap:yalnızlık
2. ”Ömer-i tehi” hikayesi ile bu şiirleri tema bakımından karşılaştırınız
cevap: . ”Ömer-i tehi” hikayesinde de yalnızlıktan söz ediliyor fakat o düz yazı şeklinde yazılmıştır.
3.özgürlük,yaşama sevinci,ölüm,hoşgörü vb duygular tüm insanlarda ortak
olmasına rağmen bunların ifade ediliş biçimleri farklıdır.buna göre
metinlerdeki duyguların dile getiriliş yönünden karşılaştırınız.
Cevap:herkezin düşünceleri farklıdır. Her birinin yaşadıkları dönem farklıdır.
5.şiirde hangi duyulardan yararlanılmıştır.
Cevap:dokunma,işitme görme gibi duyulardan yararlanmıştır.
Sayfa 37
4.etkinlik
BAKIŞLAR
Yine benden yüksek bir not almıştı sınavda.Ne kadar çalışırsam çalışıyım
bir türlü geçemiyordum onu.Artık bu durumdan iyice sıkılmaya
başlamıştım.Ve bir karar aldım diğer sınavda onu kesinlikle geçecektim.
Sınav oldukça zordu.Yaptığım cevapları toplasak beş puan etmezdi ama ben
yine de geçecektim onu.Sınav sonrası öğretmenle beraber öğretmenler
odasına gittim.Biri sorarsa niye geldiğimi tebeşir almaya geldim
diyecektim.Ama hiçbir şey olmadı sınav kağıtlarının nereye konulduğunu
gördüm ve birkaç tebeşir alıp çıktım.Öğlen öğretmenler odası boşalınca
hemen içeri girdim ve sınav kağıtlarını çıkardım.Ve planım isimlerimizi
değiştirmekti... Öyle de yaptım ve çıktım odadan.Şimdi sıra sınav
sonuçları okunduğu gün onun suratını görmekti.
Ama öyle olmadı...O gün arka sıramı terk edip en öne oturdum öğretmenin
'aferin!' diyişini daha yakından duyabilmek için.Ve yazılılar
okunuyordu.'ali dört ! aferin!' , 'Aslı beş , aferin Aslı! '....' Ezgi
sıfır ! umarım bir dahakine çalışma sitilini değiştirirsin' . Dünya
başıma yıkıldı öyle utandım ki ama öğretmenin durumu anladığından değil
bakışlarından utandım.Bir daha da kıskanmadım kimseyi,ne zaman aklımdan
öle bir şey geçse hemen öğretmenin bakışları geldi gözümün önüne...
Anlatımda sınırlandırma
1.”sanat,psikolojik roman,eylül,edebiyat,roman”kavramlarını genelden özele doğru sıralayınız.
Cevap:Eylül-psikolojik roman-roman-edebiyat-sanat
2.televizyonlarımıza ulaşan görüntülerin kalitesinde ileti,verici ve alıcının özellikleri ne kadar önemlidir?
Cevap:anlamak ve anlatmakla biter her şey
3.konu ve tür serbest bırakıldığında öğrencilerin çoğunun yazı yazarken zorlanmasının sebebi ne olabilir?
Cevap:öğrenciler zorlanır çünkü konu geneldir.örneğin sanat dense
öğrenci sanatı hangi konudan ele alsın mimari mi? Edebiyat mı? Müzik mi?
4.yazılara başlık konulmasının sebebi nedir?
Cevap: başlık yazının özetidir.
5.bir denizi bardağa döksen denizin alacağı yine bardak kadardır. Sözünden ne anlıyorsunuz.
Cevap: kapasite ne ise odur.
6.futbol sahasında çizgiler olmasaydı ne olurdu?
Cevap:belli kurallar olmazdı.
sayfa 39'daki 2.metinin soruları
1. Soru: İyilik, uygun bir başlık olur.
2. Soru: İyilik teması başlık dışında yaşlı kadının genç doktoru misafir
etmesi ve trenden inecek yolcuları beklemesiyle somutlaştırılmıştır.
3. Soru: Soyut olan temayı olay, kişiler, zaman ve anlatılan konu ile somutlaştırırız.
SAYFA 40 ÖLÇME DEĞERLENDİRME:
1).........davranışlar ve sözler.........
2)D-Y
3)E
SAYFA 41 **çme değerlendirme
1)etkili bir iletişim için dil gerekir.
2)en önemli öge dildir.cünkü dil olmassa ileişim sağlanmaz.
SAYFA 41
Hazırlık
1.etkili bir iletişimin gerçekleşmesi için neler gereklidir?
Cevap: dil,dilin doğru kullanılması
2.sizce iletişimde en önemli öğe hangisidir?
Cevap: en önemli öğe dildir.çünkü dil olmadan iletişim olmaz
3.anlatımda üslubunuzu amacınıza ve muhatabınıza göre değiştirir misiniz?
Cevap: Alıcının durumuna göre değiştirilir.Bunun nedeni ise anlatımı
daha etkili kılmak ve karsınızdakilerin sizi daha iyi anlamasıdır.
41.sayfa hazırlık soruları
1.dil,dilin doğru kullanılması
2.en önemli öge dildir.çünkü dil olmadan iletişim olmaz
3.alıcının durumuna göre iletişim değiştirilebilir
SAYFA 43 2.etkinlik
gönderici.....yazar....şair....yok
ileti......?...........her şey sennde gizli diyor.....ruh ve beden arasındaki ilişki
kanal...yazı ile.....şair.....yazı
alıcı.....biz(okuyucular).....okuyucular....okuyuc ular
sayfa 43 ölçme değerlendirme
1)Gönderici,alıcı,kanal,ileti ve şifre gibi iletişim ögeleri rol ve işleve göre şekillenir.
2)D--Y--Y
3)Doğrudan etkiler.Örn:bilgi vermek isteniyorsa önceden araştırma yapılır.Duygu vermek istiyorsa şiir yazar.
SAYFA 47. 6.etkinlik
1.METİN(HİKAYE)......ÖZNEL...DOĞRUDAN...SOMUT
2.METİN(ŞİİR)..........NESNEL....DOĞRUDAN....SOMUT
3.METİN.............ÖZNEL.........DOLAYLI......... .SOMUT
4.METİN.........ÖZNEL......DOĞRUDAN............... SOMUT
Sayfa 44
Hazırlık
1. Dili geçmiş zaman eki:Eğer bir olay geçmişte yaşanmış ise ve bizde bu
olayı bizzat görmüşsek o olay anlatılırken hikaye geçmiş zamanı
kullanırız.
-Miş li geçmiş zaman:Olay yine geçmişte yaşanmışsa ama biz bunu görmemiş
başkasından duymuşsak o zaman rivayet geçmiş zaman eki kullanılır.
2.-dönemin zihniyeti
-bireysel zevk ve anlayışlar
-dil ve uslup teknikleri
-anlatıcının bakış açısı
-anlatıcının tavrı
3.Trafikteki şöför için sıkıntı,sokak çocuğu için yalnızlık,çiftçi için sevinç,şair için bir ilham kaynağıdır.
1.etkinlik
İki ifadede doğrudur.İstanbul hem güzel hem de kalabalıktır.
2.etkinlik
Farklılığa dayanan ifadeler vardır.Tartışılabilir.
Biz birde bu metine başlık koyduk.''Hayata bakış açısı''
Sayfa 45
1.1.metin tartışılır.2.metin tartışılmaz.
2.1.metin sanat yapmak amacıyla 2.metin bilgi vermek amacıyla yazılmıştır.
3.Anlatılır.Her yazar kendine doğrularına ve baakış açısına göre metin yazar.
3.etkinlik
Çay konulu öznel anlatım:Senin çayla ilgili düşüncelerin sevip sevmemen gibi..
Çay konulu nesnel anlatım:Çayın tarihçesini yazabilirsin.
4.etkinlikte aynı şekilde öznel analatımda kendi düşüncelerin nesnel anlatımda bilgi vermek (Kapadokya'nın tarihi)
Sayfa 46
1.soru
Senelerden beri leylek görmüyorum.
Geçen gün sokakta gölgeleri mor ve ........................ takırtısıyla durdum.
Senelerden beri hasret kaldığı......................gülümsemesiyle gerilmişti.
Leylek yaz mevsimini kuşu değil bizzat yazdır.
Kırmızı gagasının takırtısı ,sese dönüşmüş bir sıcak temmuzdur.
2.soru
Sonradan öğrendik ki mısırlılar......................öldürüyorlarmış.
Sayfa 47
6.etkinlik
1.metin :öznel,doğrudan ,soyut
2.metin:nesnel,dolaylı,somut
3.metin:nesnel,dolaylı,somut
4.metin:nesnel,dolaylı,somut
3.etkinlik
Susuz yaşam mümkün değildir.İnsan gıda almadan haftalarca
yaşayabilir.,fakat su içmeden birkaç gün yaşamını
sürdürebilir.Biyologlar "susuz hayat olmaz" derler. Bu insanın biyolojik
yapısının tartışmasız gerçeğidir.Antik çağda doktorlar hastalarını
suyla tedavi ederdi. Su en eski güzellik malzemesi ve en iyi doğal
ilaçtır. Temizler, canlandırır, zindeleştirir, güzelleştirir. Yani su
hayat iksiridir.
İnsan vücudunun %70’i sudan oluşmuştur.İnsan vücudu susuzluğa en fazla 3
gün dayanabilir.Su bize aynı zamanda doğal güzellik verir. Vücudu
temizler ve önemli besin maddelerini organlara taşır. Suyun içerdiği
mineraller ve eser miktardaki elementler dokular ve kemikler için hayati
önemi olan yapı taşlarıdır.
SU İLAÇTIR
• Su, vücudu içten temizler.Saç ,deri,tırnaklar bunların hepsinin sağlıklı ve temiz olması için suya ihtiyacımız vardır.
• Su,çok içildiğinde vücudun atıklardan temizlenmesini sağlar.
• Su, fazla içildiğinde sindirim sistemi ve metabolizma,böbrekler,kalp
ve dolaşım görevlerini daha iyi yaparlar.Bu da organlar ve özellikle
deri için iyidir.
• Su bize hayati önemi olan maddeleri sağlar.Taşıma aracı olan kan
olmasa vücudumuzda hücreler metabolizma işlemini devam ettiremezler. Kan
büyüme hücreleri ve organları hayati önemi olan maddelerle besler.Ne
kadar fazla su içersek ,kan daha iyi akar ve vücut fonksiyonları daha
iyi çalışır.
• Su, doyurur ve diyetlerde çok içilmelidir.
Bu yüzden içme ve kullanma suyu sürekli ve güvenilir bir şekilde temin
edilebilmelidir.İnsanların içme,kullanma endüstri ve tarımsal sulama
gibi ihtiyaçlarını karşıladıktan sonra su çeşitli nitelik değişimlerine
yani kirlenmeye uğramaktadır.Ayrıca kullanılan su tekrar doğaya geri
verilmektedir.Bu nedenle içerik ve miktar açısından son derece kısıtlı
olan su kaynakları da kirlenmektedir.Kullanılma özellikleri yok olmakta
ve olumsuz sonuçlar açığa çıkmaktadır.
Bütün bunların sonucu olarak çevre temizliğine dikkat etmeliyiz.İçme
suyu kaynaklarımızın korunması daha uzun süre temiz ve sağlıklı su
içmemizi sağlar.Ayrıca depolarda sağlıklı şekilde toplanan sular
binalarda hidrofor depolarında bekletilmeden kullanılmalıdır.Hidrofor
depoları en az yılda bir defa temizlenip bakımı yapılmalıdır.Şebekede
basınç yeterli olduğu için hidrofor depoları kullanılmayıp içinde su
bekletilmektedir.Bu bekleyen su şebeke kesintilerinde bina içine
verilmektedir. Bu durum sakıncalıdır.Depoda bekleyen suyun belli
aralıklarla kullanılması ve suya devirdaim yaptırılması gereklidir.Aksi
takdirde hidrofor deposunda uzun süre bekleyen suyun özellikleri
değişebilir.Şebekeden sağlıklı bir şekilde gelen suyu temiz ve bakımlı
hidrofor depolarında toplayarak kullanmalıyız. Hidrofor depolarının
bakımı ve temizliğini KASKİ Genel Müdürlüğüne müracaat edildiği zaman
yapılmaktadır.
S.47
1)''bu nednle kuramsal olarak güney yarı küre,kuzzey yarım küreden daha
kısa ve daha sıcak yazlar,daha uzun ve daha soğuk kışlar geçirir''
''kuzey yarı küre güneşe yöneldiğinde kuzey yazları ortaya çıkar;kuzey kışlarındaysa güney yarı küre güneşe döner''
2)bütün cümleler olabilir.çünkü yazar öznel bir anlatım yapmış
3)1.metinde soyut kelimeler ve cümleler vardır.
2.metinde somut kelimeler vardır.
4)anlatımı güçlendirir.hayat etmemizi kafamızda o düşünceyi tasarlamamızı sağlar.
5)bence olay metinlerinde kullanılır.
6)metnin konusuna göre kişi anlatımını ona göre hazırlar ona göre düşünceler üretir
S.48 **çme ve Değerlendirme
1.soru : (sırayla).somut,nesnel anlarım,öznel anlatım,dolaylı anlatım ,doğrudan anlatım.
2.soru : (sırayla) y,y
3.soru : E
4.soru : B
5.soru : B
6. Anlatımın öznel veya nesnel dolaylı doğrudan somut veya soyut olması bakımından etkiler
7.soru : Somut Anlatımda,görülen,işitilen duyularla algılanan warlıklardır.
Soyut Anlatımda,5 duyu ile işitilmeyen anlatımlardır..
sayfa 50
1)dilimiz metni daha sadedir çünkü fazla bilmediğimiz kelimeler yoktur
2)dilimiz metni sadedir lisansımız metni ise değildir
3)uzun cümleler onlamı olumsuz etkiler anlam bozukluklarına neden olur okuyucuyu sıkar
4)sanatsal ifadelerde anlatımı zorlaştırmaktadır
2. etkinlik
1)mütünasip-orantılı,uygun-aynı anlamda
2)meftun-gönül vermiş,tutkun-aynı anlamda kullanılmiştır
Sayfa.51
4.etkinlik
1: d
2:A-D
3:C
5:E
6:B
7:A
8:E
9: D
10 : D
11: E
5.etkinlik
1)a.telafusu kolay olan kelimeler
b.anlamı bilinen kelimeler
c.gereksiz sözcükler
d.yanlış anlamda kelimeler kullanılmaz
e.belirtisiz cümle olması
f.uzun dolanbaçlı cümle
2)Kapalı anlatım olarak
6.etkinlik
Dünyada kulağa en ziyad lisan İtalyanca veya Rumcadır.Fakat tecrübe
edenler dünyada kulağa en hoş gelen ve anlamayanları bile hayran eden
bir lisan varsa İstanbul'da ve devletin büyük şehirlerinde konuşulan
Türkçedir.
7.etkinlik
DENİZ YILDIZININ HİKAYESİ
'Bir adam, okyanus sahilinde yürüyüş yaparken, denize telaşla bir şeyler
atan birine rastlar. Biraz daha yaklaşınca, bu kişinin, sahile vurmuş
denizyıldızlarını denize attığını fark eder ve 'Niçin bu
denizyıldızlarını denize atıyorsunuz?' diye sorar. Topladıklarını denize
atmaya devam eden kişi, 'Yaşamaları için,' yanıtını verince, adam
şaşkınlıkla, 'İyi ama burada binlerce denizyıldızı var. Hepsini atmanıza
imkân yok. Sizin bunları denize atmanız neyi değiştirecek ki?' der.
Yerden bir denizyıldızı daha alıp denize atan kişi, 'Bak, onun için çok
şey değişti,' karşılığını verir' (alıntı)
S.54 ÇALIKUŞU İNCELEME SORULARI
1.CÜMLELER,PARAGRAFLAR,KELİMELER VS...DUVARDAKİ TAŞ VE HARÇLARIN YERİNİ TUTAR...
2.ANLAMLI CÜMLE OLMAYIŞININ NEDENİ EKLERİN KALDIRILMASIDIR.....
AKŞAM YAKLAŞIYOR,TEWPELERİN ARKASINDAKİ BOĞAZLARA KARANLIK ÇÖKMEYE BAŞLIYORDU..
*CÜMLENİN OLŞUMUNDA EKLERİN BÜYÜK ÖNEMİ VARDIR.EKSİZ CÜMLENİN ANLAŞILMASI GÜÇTÜR...
sayfa 55 :3.etkinlik
kelimler arsında bir anlam ilişkisi olmadığı için.
5.etkinlik:
1-tek başına birşey ifade etmediği için belirsizlik ortaya çıkıyor.
2-bu cümlenin geçtiği paragrafa ihtiyaç duyarız.
6.etkinlik:
yolların ıssızlığının verdiği endişedir.
7.etkinlik:
bozulmuş dal,çıplak ayak,sel çukurları,seyrek fasılalar,uzun bıyıklı....
sayfa 56:8.etkinlik:
gri bulutlar-ağlayan bulut
siyah bulutlar-hüzünlü bulut
Sayfa 56
alışılmış
yanık sesli çıngırak
karanlığın çökmesi
sel çukurları
korku uyanması
alışılmamış
kırların yalnızlığı
inler gibi ses çıkaran kağnılar
sönük akisler
8.etkinlik
Alışılmış:Yanık sesli çıngırak, karanlığn çökmesi, sel çukurları, korku uyanması, ince sesli bir kadın.
Alışılmamış:Kırların yalnızlığı, inler gibi ses çıkaran kağnılar, sönük akisler.
S:59 ÖLÇME ve DEĞERLENDİRME
Boşluklar
1. Bağlaşıklık
2.Bağdaşıklık
3.Bağdaştırma
2.Soru Döktürmek Dökmek işini yamak İşlemek
Sallayan Hareket ettirmek Anımsatan, hatırlatan
Kansız Kanı olmayan cansız, soluk
İhtiyar Yaşlı Yorgun ve yavaş
3.Soru:Hafız Osman kelimesiyle başlayan cümleyle bağlaşıklık kurmuştur.
4.Soru:Yolumu kesen hangi yüzyıldı, kansız renkler, acele adımlar.
5.Soru:Etmezdi. Kimin İstanbul'un ilk şairri olduğunu anlayamıyoruz.
6.Soru D
Sayfa 60 daki hazırlık soruları
1.Paragrafların oluşturulması metni daha kolay anlamamızı sağlar.
2.Cümlelerin biririyle uyumlu olmasıyla oluşturulur.
3.Bir insan herşeyden önce düşünmesini bilmeklidir. Düşünmeyen insan hiç
bişey yapamaz yazıda böyledir işte yazı yazabilmek için her şeyden önce
düşünmek gerekir.
sayfa 62-63 teki soruların cevapları
1.tema:doğa sevgisi
konu:**** davut'un gülen adaya duyduğu sevgi
2.gönderici (yazar)--------ileti(doğa sevgisi)--------kanal(gülen ada)-------alıcı (okuyucu)
bağlam(metin)
3.doğa sevgisi temasını okuyucuya iletmek amacıyla yazılmış ve okuyucuda bu temanın etkisi uyandırılmaya çalışılmıştır.
4.anlatıcı doğa sevgisi temasını **** davut'un gülen adaya olan
sevgisini konu edinerek vermeye çalışmış ve metni oluştururken okuyucuda
bu etkiyi uyandıracak bir anlatım şekli ve tutum sergilemiştir.
5.**** davut'un gülen adaya duyduğu sevgiyi anlatmak amacıyla,bu anafikir etrafında oluşturulmuştur.
1.etkinlik
bir paragraf çıkarıdığı zaman metnin anlam bütünlüğünün bozulduğu fark
edilir.çünkü metni oluşturan paragraflar gerek yargı gerek anlam
bakımından metnin anlam bütünlüğünüde oluşturur.
2.etkinlik
paragrafta cümleler bir birimdir.belli bir bağlamda iletişime katılan
kelimeler,kelime grupları ve cümleler çeşitli yönlerden birbirlerinin
anlamını tamamlayarak bir anlatım birimi oluşturur.
3.etkinlik
iletişime katılan öğeler /gönderici,alıcı,ileti,kanal,bağlam),alıcıda
uyandırılmak istenen etki (tema,konu) ve anlatıcının konu veya nesne
karşısındaki tavrı (üslup,anlatım)anlatım türünü belirler.
4.etkinlik
Sanatsal Betimleme:
1.İzlenim kazandırmak amacıyla yazılır.
2.Değişik duyulara seslenen özel ayrıntılar üzerinde durulur.
3.Ayrıntılar sübjektif olarak verilir.
4.Amaç sanat yapmaktır.
Örnek metinler:s.91-92”İnce Memed” ve “Çarşı”
Açıklayıcı Betimleme:
1.Bilgi vermek amacıyla yazılır.
2.Genel ayrıntılar üzerinde durulur.
3. Ayrıntılar objektif (olduğu gibi)olarak verilir.
4.Amaç sanat yapmak için değil, bir konu hakkında bilgi vermektir.
5. Değişik duyulara seslenen özel ayrıntılar üzerinde durulmaz.
6.Betimlenecek varlığa kişisel duygu ve düşünceler katılmaz.
Örnek metinler: s.92”Akdeniz Bölgesi”
5.etkinlik
gülen ada hikayesinde kişiler tanıtılırken açıklama ve tanımlamaya
,gülen adanın özelliklerini verilirken betimlemeye ve hikayedeki olaylar
anlatılırken öykülemeye başvurularak metnin anlatım türünün hikaye
olması sağlanmıştır.metnin türünün oluşmasında anlatım türleri önemli
rol oynar.
6.etkinlik
yaşamın değişmez olduğunu sanmak açık bir yanılgıdır.
sayfa 64 ve 65 ölçme ve değerlendirme soruları
1-a
2-d
3-d
4-c
5-c
6-a
7-a
8-b
9-b
10-b
S.67
1.A
2.C
3.E
4.C
5.B
6.E
7.B
8.A
9.B
10.A
11.C
12.B
13.E
14.E
15.E
16.E
17.A
18.D
19.E
20.B
Sayfa 73
1.doğada gördüğümüz her varlığın ismi olduğu gibi her insanında bir ismi
vardır.isim insanı tanıtan ,diğer insanlardan ayıran bir unsurdur.
2.bilinmeyen varlıkların ismi ,zihinde bir çağrışım uyandırmaz.zihinde
çağrışımın uyanabilmesi için ,söylenen varlığın bilinmesi,daha önce
görülmüş yada biri tarafından anlatılmış olması gerekir.çağrışım ancak
bu şekilde gerçekleşir.
4.bir tiyatro eserinde kişiler ,mekan ve zaman ''olay''etrafında birleşir
5.tarihçi kaybedilmiş bir savaşı,kazanılmış gibi anlatamaz;çünkü
tarihçinin görevi gerçekleri tüm çıplaklığıyla ,değiştirmeden
aktarmaktır.roman yazarı ise ,hayal gücüne bağlı olarak olaylkarı
farklılaştırarak anlatabilir.
1 etkinlik
ÖRNEK:Ağır adamlarla kahveye girdi Hasan.Olanları düşündü bir
süre.Otursam mı oturmasam mı diye bir tereddüt geçirdi.Sonra oturdu bir
köşeye isteksiz.Babadan kalma tütün tabakasını çıkardı,kalınca bir
sigara sardı.Öyle dalmıştı ki masasına konan çay bardağının sesi bile
dikkatini çekmemişti.
Örnek :
Hamdi amcamı en son 1960-1961 yıllarında gördüm. Bir iş nedeniyle
Ankara'ya gelmişti. Beni görmeden gitmeyi içine sindirememiş, telefon
edip geleceğini söylemişti. Tıpkı çocukluğumda babamı beklediğim gibi,
camdan cama koşup gelişini bekledim. Uzun yıllar sonra birbirimizi görüp
konuşacaktık. Amca yeğen birbirimize sarıldık. Hem sevinçten hem de
annemi babamı anımsayıp ağladık. Çocuklarımı kucağına aldı. Onları öpüp
öpüp sevdi. Kardeşim Leman Hanım, bunları görseydi, dedi. O gün onu son
görüşüm oldu. **düğünü duyduğum zaman ne yapacağımı şaşırdım..
Sayfa 79
biz insanlar metni ; ÖYKÜLEYİCİ SANAT METNİDİR.
İLAHİ BAKIŞ ANLATIMI VARDIR.
METİNLERDE ÖYKÜLEYCİ ANLATIMIN ORTAK ÖGELERİ
OLAN OLAY KİŞİ Z**AN VE MEKAN VARDIR.
on ikiye bir var metni;ÖYKÜLEYİCİ SANAT METNİDİR.
1. ŞAHIS ANLATIM
METİNLERDE ÖYKÜLEYCİ ANLATIMIN ORTAK ÖGELERİ
OLAN OLAY KİŞİ Z**AN VE MEKAN VARDIR.
kefil metni; 3.ŞAHIS ANLATIM
METİNLERDE ÖYKÜLEYCİ ANLATIMIN ORTAK ÖGELERİ
OLAN OLAY KİŞİ Z**AN VE MEKAN VARDIR
sayfa 80
somut isim:yatak,yorgan,soba,oda
soyut isim:hüzün,z**an,sıcak
12.etkinlik
*-cik,-cağız ekleri sözcüğe küçültme,svgi,acıma anl**ları katar.
*bu anl** -cak,-cek ekleriyle de sağlanabilir.büyü(k)-cek,yavru-cak
*anneciğimin sesini kaç gündür duymuyorum(sevgi anl**ındadır)
çocukcağızın halini gördün mü?(acıma anl**ındadır)
buraya gelirken daracık bir yoldan geçtik.(küçültme anl**ındadır)
96.sayfa
1- Yazar, kahr**anın psikolojik durumunun betimlemesini yapıyor .
2- kötü ve olumsuz....
3- Bir insanın ruh çözümlmesine tahlil denir.Aynı z**anda bu betimlemedir..
15.ETKİNLİK
BASİT SIFATLAR : küçük , hassas , kalın , bu ...
TÜREMİŞ SIFATLAR : endişeli , keskin , korkunç , binlerce...
97.sayfa
1- Nasıl davrandığını hareket , durumunu göstermek **acıyla anlatılmıştır..
2- Tiyatroda ki kişilerin durumunu ,hal ve hareketlerını anlatıyor diğer betimlemelerde ise ruh halini betimlemektedir..
sayfa 97
1.hürrem sultan metnindeki betimlemeler tiyatro eserlerinde konuşanın
hareketlerini,durumun açıkl**ak ve göstermek için kullanılmıştır.ayrıca
olayın sahnesi ve aksesuarlaı yansıtılmıştır.
2.bu metindeki betimlemeler ,eserde konuşanın hareketlerini,durumunu
açıkl**aya yöneliktir.diğer betimleme örneklerinde kahr**anların ruh
hali ve mizacını yansıtan betimlemeler yapılmıştır.
16.etkinlik
*-adalardan ve boğaziçinden mektuplar__insandan doğaya
-bu dağlık alan,şimdikinden canlıydı.__insandan doğaya
-tuz keskindir__duyular arası aktarma
*İSTİARE
aralarında benzerlik bulunan iki nesneden birini söyleyerek diğerini
kastetmeye denir.istiarede ya kendine benzetilen yada benzeyen
bulunur.ikiye ayrılır.
açık istiare
sadece kendisine benzetilenin bulunduğu istiaredir.
arslanlarımız,hollandayı perişan etti.(arslanlarımız)
şakaklarıma kar mı yağdı ne?(kar)
kapalı istiare
sadece benzeyenin bulunduğu istiaredir.
can,kafeste durmaz uçar.(can)
tekerlekler yola birşeyler anlatıyor.(tekerlekler)
Sayfa 98
17.etkinlik
-ev ve aile hakkında__parça bütün ilişkisi
*mecaz-ı mürsel
bir sözcüğü benzetme **acı gütmeden gerçek anl**ının dışında
kullanmaktır.bir başka deyişle :bir şeyin parçasını verip bütününü
kastetme ;bütününü verip parçasını kastetmedir.
dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilal(hilal)
olaya Konya büyük tepki gösterdi(konya)
18.etkinlik
*betimleme öğeleri çıkarılmış metin ile normal metin
karşılaştırıldığında betimleme öğeleri çıkarılmış metnin anlatımının
daha düz,daha kuru bir anlatım olduğu gözlenir.betimlemelerde
yapılan mecazlar ve benzetmelerle anlatıma kazandırılan ahenk,estetik
duyguların uyanmasında önemli rol oynar ayrıca yapılan betimlemelerle
anlatılan durum veya olayın zihinde canlandırılması sağlanarak anlatıma
gerçeklik katılır.
sayfa 99
görme:sallanıyor,geçiyor,sürü sürü,çekiliyor,loş,düşüyor,doğuyor,cıvıl cıvıl,değiyor.
işitme:çığlık çığlık ,çekiç sesleri,çıngırak,laf atmalar,uğultu
dokunma:esiyor,serin serin,sıcak,ıslak
kokl**a:ter kokuları
tatma:yok
sayfa 100
*sıfatların çoğu çıkarılmış metinde bazı görsel öğelerin öne çıkarılması
gereken özellikleri verilmediği için metnin anlatım gücü etkilenmiştir.
*bir,yayvan,ufacık,uzun,dağınık,bir,bir,patlak,sök ük,parça,bu,dört,yanı,duvarlı,tek,kat,basık
toprak,kalın,keskin,incecik,,avuç,pis,bu,
*metindeki görsel öğelerin özellikleri öne çıkarıldığı için anlatım daha ahenkli,daha etkili ve daha gerçekçi bir hal almıştır.
21.etkinlik
*yapılan gözlem çalışmaları sonucunda gözlem yöntemleri hakkında şu sonuçlara varılır:
gözlem yöntemleri:
1.doğrudan gözlem(sınıf gözlemi)
2.hatırda kalmış olayları ve varlıkları hatırl**ayla yapılan gözlem
3.hayale dayanarak gerçekleştirilen gözlem
22.etkinlik:
*uzun ve geniş kanatları ,büyük ve geniş pençeleri ,keskin gözleriyle
asaley ve gücün sembolü olan kartallar ,asaletlerine yakışır şekilde
yükseklerde yaşar.usta bir avcı olan bu kuş ,yaşadığı yüksek yerlerden
keskin gözleriyle geniş bir alanı adeta radar gibi tarar ve bulduğu
avının üstüne hedefe kilitlenmiş bir füze gibi süzülür ,güçlü
pençeleriyle avını yakalar
SAYFA 101
23.ETKİNİLİK
ben onları numaralandırdım sırasıyla yazıyorum
1-açıklayıcı betimleme: hastalığın sebebini açıkladığından dolayı
2-tahlil: ruhsal çözümleme olduğu için
3-açıklayıcı betimleme: kendini açıkl**a, akrabalık bildirme
4-açıklayıcı betimleme: neden sonuç ilişkisi olduğu için
5-açıklayıcı betimleme: özelliğini belirttiği için
6-açıklayıcı betimleme: özelliğini belirttiği için
7-sanatsal betimleme: gecenin özelliğinden dolayı
8-açıkşayıcı betimleme: ağız boşluğunun özelliği verildiği için
9-tahlil: ruhsal çözümleme olduğu için
10-sanatsal betimleme: kişinin özelliğini betimlediği için
Sayfa 102
resimlerin betimlemelerini size bırakıyorum...
26.etkinlik:Bir Pazar akş**ı sokağın sessizliğinde ilerlerken,soğuğun
iliklerime kadar sızdığını hissetmek,o karanlık içerisinde geride
bıraktığım yerlerden sanki gelen sesleri duymak beni öyle ürkütüyordu,
öyle korkutuyordu ki bir an hayatın son bulduğu düşüncesine
kapıldım...Sanki bitmez bir kış akş**ıydı...
27.etkinlik:betimlemenin kullanıldığı türler:hikaye,roman,destan,şiir,gezi yazısı,deneme yazısı
28.etkinlik:deyim aktarması sel**lara durmuş.sel**l**a insana özgü birşeydir.aktarmanın türü insandan doğaya yapılmış.
aslan miyav demez kükrer t** tersi olması gerekli.
ay danlıyor gökyüzünden deyiminde gökyüzünden üstümüze yağmur yağar.doğadan doğaya.
aslanlarımız yani askerlerimiz demek gerekir.doğadan insana aktarım
güle naz bülbül eder güle naz insan naz eder bu yüzden insandan doğaya aktarım var...
29.etkinlik:1.si dönen insanı anlatıyor.bütün parça ilişkisini anlatıyor.
tencere derken içindekini kas ediyor...bütün parça ilişkisi.
sayfa 104
31.etkinlik
*korkunç,biricik,soluk,iri,kaskatı,geniş,derince,y eşilimtırak
*küçültme anl**ı taşıyan niteleme sıfatları:biricik,kısacık,derince,ekşimsi,yeşilimt ırak
*-cik,-ce,-msi,-mtırak ekleri sıfatlara küçültme anl**ı katan eklerdir.
sayfa 105 32.etkinlik
eşitlik:ceviz kadar,senin kadar
üstünlük:daha yeşil,daha büyük
en üstünlük:en büyük,en zararlı
aşırılık:çok çalışkan,pek güzel,pek nezih,pek sevimli
sayfa 105 33.etkinlik
her insan:belgisiz sıfat
herkes:belgisiz z**ir
hangi:soru sıfatı
hangileri:soru z**iri
bu:işaret sıfatı
buraya:işaret z**iri
o:işaret sıfatı
orası:işaret z**iri
yaşlı:sıfat
yaşlılara:z**ir
ölçme değerlendirme
1.açıklayıcı betimleme ve sanatsal betimleme
tahlil
simgesel betimleme
2.d
d
3.a
4.d
5.a
6.c
7.c
8.b
9.c
10.e
11.e
12.b
13.b
14.c
15.d
16.a
17.cümlesinde burun sözcüğünde insandan doğaya deyim aktarması
vardır.organ adı olan burun sözcüğü coğrafi bir terim olarak kullanılmış
ve insandan doğaya bir aktarma yapılmıştır.
18.ad aktarması uzun kol sözcükleriyle yapılmıştır.uzun kolla kastedilen
uzun kollu giysidir.cümlede parça -bütün ilişkisine dayalı ad aktarması
vardır.
19.betimlemeler yapılırken tasvir edilen varlığın özellikleri
ayrıntılarıyla verilmek istenir.varlıkların niteliklerini tanıtan
,onları belirten sözcük türleri de sıfatlardır.bu yüzden betimleme
yapılırken sıfatlardan yararlanılır.
Sayfa 110
1-bülbül
şiirinin yazılış sebebini mehmet akif ersoy şöle açııklar:"Bu manzume
yazılırken Yunan istilası altındaki topraklarımıza,hususiye ßursa'ya
dair,elim haberler geliyordu;tetkikine de imkan yoktu."
3-şiirdeki imgler ** özellikleri;
sular zaten kararmıştı--akş**ın olması
ıssız bir karanlık--gece
hilkat kesilmiş lal--bütün varlıkların sessizliği
dönüp meziye tırmandım--geçmişi hatırl**ak
eninler çağlayıp durdu--inleyişler,iniltiler
ağaçlar,taşlar ürpermişti,güya Sür-ı Mehşer'di--kıy**at günü
hazan ağlar baharımda--kötü kader,nasipsizlik
4-metindeki ses benzerlikleri;kelime ** cümle düzeyindeki
tekrarlar,kafiyeler ve yapılan söz sanatları ahenk unsurları olarak
kullanılmıştır.
5-şiirdeki kelime ve cümle seviyesindeki tekrarlar anlatımı güçlendirmek **acıyla ahenk unsuru olarak kullanılmıştır.
6-şiirde İzmir'in işgali üzerinde duyulan üzüntü bülbülün feryatları iLe
dile getirilmeye çalışılmış ve şairi "ben" kelimesiyle "halkın"
duygularını dile getirmeye çalışılmıştır.
2.ETKİNLİK
şiirde geen "o,ne,sen,ben" szöcükleri isimlerin yerini kişi,soru ve
işaret yoluyla tutarak z**ir görevinde kullanılmıştır.ßu z**irler
isimlerin yerini tutarak ve kendilerinden önceki cümlelerle anl**
ilişkileri kurulmasını sağl**ak **acıyla metinde görev almıştır.
3.ETKİNLİK
vadiyi sarmıştı--kapl**ak
taşarken haşrolup beynimde--çok,fazla
zal**ın sinesinden fışkıran--çıkmak(ses)
eninler çağlayıp durdu--dev**lılık
kıy**etler koparmak--bağırmak
bir d**lacık göğsünde--çok küçük
hiç bilmez afakım--hayat
serilmiş gövdeler--insan .....
sayfa 111 2. etkinlik
*şiirde geçen ''o,ne,sen,ben''sözcükleri ismlerin yerini kişi,soru ve
işaret yoluyla tutarak z**ir görevinde kullanılmıştır.bu z**irler
isimlerin yeri tutarak ve kendilerinden önceki cümlelerle anl**
ilişkileri kurulmasını sağl**ak **acıyla metinde görev almıştır.
sayfa 111 3. etkinlik
vadiyi sarmıştı.__kapl**ak
serilmiş gövdeler__insan
bir d**lacık göğsünde__çok küçük
zal**ın sinesinden fışkıran__çıkmak(ses)
hiç bilmez afakım__hayat
sayfa 111 4. etkinlik
*verilen şiirde geçen ilk çağ ırmakları,sedef eller,çağlar,katı bir
yalnızlık,yabancı,gök,ölü sözcük ve sözcük grupları kendi anl**larının
dışında farklı anl**lara gelecek şekilde ,çağrışım yapacak şekilde
kullanılmıştır.
sayfa 111 5. etkinlik
*''bülbül''ve ''yok gibi yaş**ak''şiirleri lirik bir anlatım
kullanılarak oluşturulmuş ve şiirlerde bir mutsuzluk teması
işlenmiştir.''bülbül''şiirlerinde izmir'in işgali üzerine duyulan
mutsuzluk ''yok gibi yaş**ak''şiirlerinde de yalnızlıktan kaynaklanan
bir mutsuzluk dile getirilmeye çalışılmıştır.
sayfa 111 6. etkinlik
*şiirde geçen ''ben ,sen,kendim''z**irleri kişi isimlerinin ;''bu,her
şey,bunlar ''z**irleride varlık isimlerinin yerini tutması için
kullanışmıştır.
sayfa 111 7. etkinlik
-*''kaç defa elime bir sopa alıp bunları önüme katarak kendi ormanlarına doğru sürmek arzusunu duydum.
*onun için değilmidir ki ben araların da dolaşıken kaba kaba
sırıtırlardı ve sağ tarafımda bir boş torba gibi sallanan yenimle
oyn**aya kalkışırlardı.
*zira sağ kolumu,ben onlar için kaybettim.
----metinde kullanılan z**irler,isimlerin yerini tutarak cümleler arasındaki anl** ilişkisinin kurulmasını sağl**ıştır.
sayfa 112 8. etkinlik
şahıs z**irleri
teklik:sen,ben,o,kendi,kendim
çokluk nlar
işaret z**iri
teklik:bu,şu,o,bura
çokluk:bunlar
belgisiz z**ir
teklik:bütün kimse,hiç kimse,herkes
çokluk:yok.
soru z**iri
teklik:ne
çokluk:neler
-isimlerin yerini kişi,işaret,belgisizlik ve soru yoluyla tutan z**irler bu ayrıma göre sınıflandırılır.
-z**irler metin içindeki isimlerin yerini tutarak ,cümleler arasında anl** ilgisi kurulmasında görev alır.
4 ve 5.metin soruları
*sen ben o şiiri üç şahıs arasındaki bağl**da verilmiş ve metni
oluşturan parçalar bu üç şahıs arasındaki ilşikileri verecek şekilde
biraraya getirilmiştir.
*dünyanın bütün çiçekleri şiiri öğretmen -öğrenci bağl**ında verilmiş ve
şiiri oluşturan parçalar öğretmen-öğrenci arasındaki bu sevgi bağını
verecek şekilde birarya getirilmiştir.
sayfa 113. 9.etkinlik
*''sen.ben.o ''şiirindeki şahıs z**irleri:ben,sen,o__tekil
*dünyanın bütün çiçekleri şiirindeki şahıs z**irleri:
ben:tekil
siz,onlar:çoğul
----*kişi z**irleri ,kişi isimlerinin yerine kullanılan
z**irlerdir.dolayısıyla bir isme bağlı olmadan bütün kişileri
karşılayabilirler.kaps**ları isimlerden çok daha geniştir.gerektiğinde
bütün isimleri ifade ederler.
sayfa 114 10.etkinlik
*şiirdeki şahıs z**irler:''ben,bizve kendim''dir.
*kendim dönüşlülük z**iri ,ben z**irini pekiştiren z**irdir.
*kendi dönüşlülük z**irinin şahıs z**iriyle birlikte kullanılması anl**ının pekiştirilmesini sağlar.
*yaşlı ad** kendi kendine gülüyordu.
bunu sen kendin istedin.
*saygı anl**ında ''sen''yerine ''siz''z**iri kullanılabilir.
''siz önden buyurun''
övünme **acıyla ''ben'' yerine''biz''z**iri kullanılabilir.
bizmde bir bildiğimiz var.
Sayfa 115 7.ve 8.metnin soruları
1.beni unutma şiirindeki şair''sevdiği''kişiye, ''bizim memleket''şiirinde ise şair ''memleketinin insanlarına''seslenmektedir.
2.bu şiirlerin yazılış **acı duyguları harekete geçirmektir.
3.'bizim memleket''şiirinde
vatan sevgisi iyimser bir şekilde , bülbül şiirnde ise kar**sar bir şekilde ele alınmıştır.
sayfa 115 11.etkinlik
*şairler içinde bulundukları ruh hallerine göre aynı duyguyu farklı yorumlarla dile getirebilirler.
daha çok haber kipleri kullanılmıştır.
sayfa 115 12.etkinlik
*beni unutma ve bizim memleket şiirlerindeki varlıkların yerini işaret
yoluyla tutan veya varlıkları işaret yoluyla belirten sözcükler:
o saatler -işaret sıfatı (varlığı işaret yolula belirtiyor.)
o çılgın rüzgar-işaret sıfatı (varlığı işaret yolula belirtiyor.)
şu yollar-işaret sıfatı (varlığı işaret yolula belirtiyor.)
o iller-işaret sıfatı (varlığı işaret yolula belirtiyor.)
orada -işaret z**iri (varlığın yerini işaret yolula tutuyor.)
sayfa 115 13.etkinlik
-metinde geçen işaret z**irleri ve işaret sıfatları:
işaret sıfatları
bu tükenmez musiki
bu orman
o alev gömleği
bu yağmur
bu kıldan ince yağmur
bu rüzgar
bu has ekmek
işaret z**iri
orada
bunlar göz pınarları
bunlar göz yaylası
bu mu
sayfa 116 14.etkinlik
*bu
işaret z**iri:bu,diğerinden daha güzel.
işaret sıfatı:bu kitap daha güzel.
*şu
işaret z**iri:şu,benim arkadaşım.
işaret sıfatı:şu ad** az önce seni sordu.
*o
işaret z**iri,bizim arab**ız.
işaret sıfatı araba bizim.
*böyle
işaret z**iri:ben de böylesini görmedim.
işaret sıfatı:böyle insanlarla karşılaşınca dikkatli ol.
sayfa 116 15.etkinlik
*bu düşünceler içerisinde gecenin karanlık saatlerinde yalnız başıma
yürüyordum.böyle birşey nasıl olabilirdi?bütün bu olanlar hayata olan
bağlılığımı azaltmıştı.böyle şeyler demek ki herkesin başına bu şekilde
gelebiliyormuş.
sayfa 116 16.etkinlik
*''onlarla ağl**ış ,onlarla gülmüşüm__onlar(türküler)insan dışı varlığın yerini tutmuştur.
*o gitmek istedi.__o(çocuk)insanın yerini tutmuştur.
*bir şey var sanki onu soruyorum.__o (nesne)insan dışı varlığın yerini tutmuştur.
sayfa 117 9.metin soruları
1.yazar içindeki duyguları belirtmek için metni yazmıştır.
2.yazar metinde kişisel duygularını dile getirmiştir.
3.metnin teması ''sevgi''dir.metindeki sevgi temasını işlemek için cümleler bir araya getirilmiştir.
4.metinde geçen ''kimsiniz,neye''sözcükler ismin yerini soru yoluyla tutan sözcüklerdir.
sayfa 117 17.etkinlik
*şiirlerde ,öykü,roman ve tiyatro eserlerindeki içe dönük konuşmalarda coşku ve heyecana bağlı anlatım kullanılır.
*lirik anlatımla oluşturulmuş metinlerde dil heyecana bağlı işlevinde kullanılır.
''nihayet gönlüme baharı getiren sesiniz.
''benim ezeli melikem''gibi
sayfa 125
inceleme
1.çanakkale destanı metnide çanakkale savaşı ve savaşa katılanlar
,savaşın önemi ve büyüklüğü vurgulanacak şekilde destansı bir anlatımla
ele alınmıştır.
2.şair şiirinde çanakkale savaşına ve savaşa katılan kişilerin
özelliklerine (ırkları,renkleri)değinmiş,savaşta yaşanılan olaylara
olağanüstünlükler katarak destansı bir anlatımla konuyu işlemiştir.
3.verilen şiirde çanakkale savaşı destansı bir anlatımla ele alınmış
,adeta savaş sahnesi ,savaşın büyüklüğü ve dehşeti gözler önünde
canlandırılmaya çalışılmıştır.
sayfa 125 5.etkinlik
*şiirde iş,oluş,hareket bildiren kelimelere örnekler;
''yükleniyor-diksem-sarılmış-gelmiş-veriyor-saçıyor-yırtılmasa-kustu-edecek-ettin-dedirir''gibi..
görülen geçmiş z**an:kuştu,döktü,dedi,çiğnetmedi,ettin,parçaladın
öğrenilen geçmiş z**an:sarılmış,uzanmış,gelmiş,durmuş
şimdiki z**an:kaynıyor,duruyor,bakıyorsun,parçalıyor,kaldı rıyor, yükleniyor
gelecek z**an:edecek,taşacaksın,çiğnetmeyecek
geniş z**an:eder,bilmem,ister,boşanır,siner,dedirir
dilek kipleri
istek kipi:gömelim
şart kipi lmasa,duys**,diksem,uzats**,çats**,bekletsem ,etse m,sars**,öpse,baksan
gereklilik kipi:yok
emir kipi:seyret,gel,kazsın,isteme,çiğnetme
sayfa 125 6.etkinlik
metindeki fiiler
verdi:görülen geçmiş z**an,3.tekil kişi
ilettiler:görülen geçmiş z**an,3.çoğul kişi
çöktü:görülen geçmiş z**an,3.tekil kişi
yat:emir kipi,2.tekil kişi
duydu:görülen geçmiş z**an,3.tekil kişi
geliyordu:şimdiki zmanın hikayesi,3.tekil kişi
oyalanmasın:emir kipi,3.tekil kişi
gösterelim:istek kipi,1.çoğul kişi
çıkarmayalım:istek kipi,1.çoğul kişi
*bir cümledeki yargının ,,cümleyi söyleyenin niyeti açısından kazandığı özelliğe göre kip ve kişi ekleri önem kazanır.
*okunan destansı anlatımla oluşturulmuş metinlerde
sayfa 126 7.etkinlik
anl**larına göre fiiller
kılış fiileri(nesne alabilen fiil)
aldı-buyur etti-derim-alır-dersiniz-bas-düşürdün-ver-çevrildi-kurarlar
durum fiileri(nesne almayan fiil)
oturmadı-baktılar-başladı-dedi-döndü-saldıracaklar-konuştu
oluş fiileri(öznedeki değişimin z**anla fark edildiği fiil)
unut-ol-ittifak eyle
sayfa 127 2 ve 3.metin
1.''kanije kalesinin fethi ''metnindeki kanije kalesinin fethi konusu
gerçekçi bir diile ele alınmıştır.''genç osman''metninde de bağdat'ın
fethine katılan genç osman adlı bir asker konu edinilmiştir.
2.''kanije kalesinin fethi''metni tarihi bilgilere dayanılarak gerçekçi
bir dille işlendiği için gerçekçi bir özellik kazanmıştır.''genç osman
''metni ise tarihi bir olayı destansı bir anlatımla ele aldığı için daha
etkileyicidir.
3.''kanije kalesinin fethi''metni tarihi bir olay hakkında bilgi vermek
için yazılmıştır.bu yüzden sade,gerçekçi bir anlatımı vardır.''genç
osman ''metninde de tarihi bir olay anlatılmış fakat bu anlatıma
yiğitçe,destansı bir anlatım katıldığı için anlatım daha etkileyici
olmuştur.
sayfa 127 8.etkinlik
isim -fiiler (-ma,-iş-mak)
olmak,çıkmak,kurmayı
sıfat fiilller( acak,-an-ası-dık-maz-miş)
geçtiği,işlediği,olduğu,bulunduğu,planlayan,buluna n,dediğin,gittiği
zarf fiiler (ıp-ince-arak-ken-madan-dıkça-maksızın-r-maz vb
çıkıp,üzereyken,geçirerek,deyip,gönderip,vazgeçip, sevk edip,ulaşmadan
sayfa 127 9.etkinlik
keskin
kökleri:kes-kin
fiilimsi eklerini almış mıdır?:yok
olumsuzluk şekilleri varmıdır?:yok
fiilimsimidir?:fiilimsi değildir.
fiilimsi ise türü nedir?:yok
uyku
kökleri:uyu-ku
fiilimsi eklerini almış mıdır?:yok
olumsuzluk şekilleri varmıdır?yok
fiilimsi midir:fiilimsi değildir
fiilimsi ise türü nedir?:yok
bilmeyerek
kökleri:bil-me
fiilimsi eklerini almış mıdır?:-erek
olumsuzluk şekilleri varmıdır?:bilme-yerek
fiilimsi midir:filimsidir
fiilimsi ise türü nedir?:zarf-fiil
patl**aya
kökleri atla-t
fiilimsi eklerini almış mıdır?:-ma
olumsuzluk şekilleri varmıdır? atlat-ma-maya
fiilimsi midir:fiilmsidir
fiilimsi ise türü nedir?:isim-fiil
sayfa 128 10.etkinlik
*''çanakkale destanı '' metninde kaynıyor kum gibi ,tufan gibi mahşer
mahşer,öteden saikalar parçalıyor afakı,beriden zelzeleler kaldırıyor
a'makı,ölüm indirmede gökler ölü püskürmede yer ,o ne müthiş
tipidir:savrulur enkaz-ı beşer ....'gibi ifadelelerle savaş sahnesi ve
savaşta Türk askerlerinin yaptıkları ,olağanüstü özellikler katılarak
anlatılmaya çalışılmıştır.
''oğuz kağan destanında ise oğuz kağan'ın özellikleri ve yaptıkları
olağanüstü özellikler (bu oğul anasının göğsünden ilk sütü içip bundan
sonra içmedi.çiğ et,çorba ve şarap istedi.dile gelmeye başladı. kırk gün
sonra büyüdü....vb)katılarak anlatılmıştır.
*bu anlatılan olağanüstü olaylar ve kişiler anlatımın da olağanüstü bir özellik kazanmasını sağl**ıştır.
sayfa 128 11.etkinlik
*destansı anlatımlar,destanlarda yer alan olağanüstü olayların ,yiğitçe
ve meydan okuyan ,kahr**anlıkları anlatan havasını yansıtır.destansı
anlatımlarda ,tarihte yaşanmış önemli olaylar ve kahr**anlıklar destan
havası içinde anlatılır.
sayfa 128 12.etkinlik
DESTANSI ANLATIMLA OLUŞMUŞ METİNLERİN ORTAK ÖZELLİKLERİ
---tarihi konular ve kahr**anlıklar işlenir.
---olağanüstü olaylar ve kişiler anlatılır.
---yapıp ,etmeler yani fiiller ön plandadır.sürekli hareket vardır.
---etkileyici bir özellik taşır.
---destan türünün yiğitçe havası vardır.
sayfa 130 14.etkinlik
ek fiil:bayılmıştı
eklendiği kelimenin türü:fiil
isimlendirme:öğrenilen geçmiş z**anın hikayesi
ek fiil:senedir
eklendiği kelimenin türü:isim
isimlendirme:ek fiilin geniş z**anı
ek fiil lurs**
eklendiği kelimenin türü:fiil
isimlendirme:geniş z**anın şartı
ek fiil:değil midir
eklendiği kelimenin türü:isim
isimlendirme:ek fiilin geniş z**anı
ek fiil:kuvvetlidir
eklendiği kelimenin türü:isim
isimlendirme:ek fiilin geniş z**anı
sayfa 130 15.etkinlik
*yapıyorum----şimdiki z**an,1.tekil kişi
*arıyorum----şimdiki z**an,1.tekil kişi
*bayılıyorum----şimdiki z**an,1.tekil kişi
*yapıyorum---şimdiki z**an,1.tekil kişi
*böler---geniş z**an,3.tekil kişi
*dolar---geniş z**an,3.tekil kişi
*''alıyorum,yapıyorum,bayyılıyorum ve arıyorum ''fiilleri şimdiki z**an
kipinde çekimlendikleri halde ''geniş z**an anl**ı vermektedir.
*fiillerdeki bu anal** kayması fiilerin farklı anl** ve z**anlarda kulllanılmasına olanak sağl**ıştır
sayfa 130 anl**a ve yoruml**a 16.etkinlik
---leyla ile mecnun ,kerem ile aslı,ferhat ile şirin gibi halk
hikayelerinin içinde hayal unsuru ve olağanüstü ögelerin yer alması
hikayelerin destansı anlatıma örnek olmasını sağlar.
17.etkinlik
destansı anlatımın kullanıldığı edebi türler
roman
hikaye
tiyatro
şiir
destan
19.etkinlik
*hasta:arkadaşım çok hastaymış.----------ek fiilin öğrenilen geçmişi,3.tekil
lezzetli:yemek çok lezzetliydi.-------ek fiilin görülen geçmişi,3.tekil kişi
okuyan:gerçeği bilen okuyandır.-----ek fiilin geniş z**anı,3.tekil kişi
bahar:ya gelen baharsa.-----ek fiilin şartı,3.tekil kişi
doktor:kardeşim doktordur.----ek fiilin geniş z**anı,3.tekil kişi
20.etkinlik
*bunu ona ulaştıtırsan çok memnun olurum.(geniş z**an -1.tekil şahıs)
*onu uyarmasaydınız ,aşağıya düşmüştü.(öğrenilen geçmiş z**anın hikayesi-3.tekil şahıs)
*lütfen buraya park etmesin(emir kipi-3.tekil şahıs)
*sınavı kazanmak için daha çok çalışmalısın(gereklilik kipi-2.tekil şahıs)
21.etkinlik
*kırmızı kaplı kitap benim.
*bugün hava çok güzel.
*bu öğrenci çok çalışkan.
sayfa 132 ölçme ve değerlendirme
1.*bir fiile -en,-esi,-mez,-er,-dik,-ecek,-miş ekleri getirilerek sıfat-fiiller türetilir.
*bir fiile -iş,-me,-mekekleri getirilerek isim-fiiller türetilir.
*bir fiile -ip,erek,ince,dikçe,eli,ken,meden,diğinde ,meksizin,cesine,e,ir,mez,esiye ekleri getirilerek zarf fiiller türetilir.
2.y,y,,d
3.b
4.b
5.d
6.b
7.b
8.*olağanüstü olaylar ve kişiler anlatılır.
*destan tütünün yiğitçe havası vardır.
*sürekli harket vardır.
*etkileyici bir özellik taşır.
*yapıp etmeler yani fiiler ön plandadır.
9.iki görevi vardır.
1.isimlerin ve isim soylu sözcüklerin sonuna gelerek onları yüklem yapar.
o,çok iyi bir insandı.
bana bunları anlatan sendin.
2.basit z**anlı fiileirn sonuna gelerek bu fiilleri birleşik z**anlı fiile dönüştürür.
yarın bize geliyormuş.
ne z**andır bu kitabı okuyorum.
sayfa 133
1.toplum düzeni belli kurallarla sağlanmıştır.insanlar toplum içerisinde
kanunlarla belirlenmiş kurallara ,örf ve adetlere göre hareket eder.
2.alıcıyı belli bir alana kanalize etmek ,yönlendirmek ve telkin etmek **acıyla emredici ifadeler kullanılır.
3.''dur,sus,kalk''gibi emredici ifadeler söylenen eylemleri gerçekleştirmeye zorlayan ifadeleridir.
4.trafik levhaları ,trafikte uyulması gereken kuralları bildirir.
1.ETKİNLİK
Kanunun hükmü ve **irin emri
Madde 24 - (1) Kanunun hükmünü yerine getiren kimseye ceza verilmez.
(2) Yetkili bir merciden verilip, yerine getirilmesi görev gereği zorunlu olan bir emri uygulayan sorumlu olmaz.
(3) Konusu suç teşkil eden emir hiçbir surette yerine getirilemez. Aksi takdirde yerine getiren ile emri veren sorumlu olur.
(4) Emrin, hukuka uygunluğunun denetlenmesinin kanun tarafından
engellendiği hâllerde, yerine getirilmesinden emri veren sorumlu olur.
Meşru savunma ve zorunluluk hâli
Madde 25 - (1) Gerek kendisine ve gerek başkasına ait bir hakka
yönelmiş, gerçekleşen, gerçekleşmesi veya tekrarı muhakkak olan haksız
bir saldırıyı o anda hâl ve koşullara göre saldırı ile orantılı biçimde
defetmek zorunluluğu ile işlenen fiillerden dolayı faile ceza verilmez.
(2) Gerek kendisine gerek başkasına ait bir hakka yönelik olup, bilerek
neden olmadığı ve başka suretle korunmak olanağı bulunmayan ağır ve
muhakkak bir tehlikeden kurtulmak veya başkasını kurtarmak zorunluluğu
ile ve tehlikenin ağırlığı ile konu ve kullanılan vasıta arasında orantı
bulunmak koşulu ile işlenen fiillerden dolayı faile ceza verilmez.
SAYFA 134
1.’’şeyh
edebali’nin vasiyeti’’nde şeyh Edebali, osman gaziye neleri yapıp neleri
yapm**ası gerektiğinin öğüt niteliğinde söylediği için emredici anlatım
kullanılmıştır.
2.metinde dil ‘’alıcıyı harekete geçirme işlevi’’nde kullanılmıştır.
sabretmesini bil,üç kişiye acı,açık sözlü ol’’gibi ifadeler buna
örnektir.
3.gönderici ......... ileti....... kanal ....... alıcı
(şeyh edebali ) ( öğütleri) ( söz ) (osman gazi)
bağl**
(vasiyet)
*metindeki, ileti değeri taşıyan cümleler :
-artık beysin
-uysallık ,gönül almak ,katlanmak ,hoş görmek ,adalet,bağışl**ak sana...
-sabretmesini bil.
-şunu da unutma:insanı yaşat ki devlet yaşasın.
-***** ,atanı say!
-açık sözlü ol!her sözü üstüne alma!
-gördüğünü görme! bildiğini bilme!
-sevildiğin yere sık gidip gelme!
-cahil arasında alime ,zenginken fakir düşene ve hatırlı iken itibarını kaybedene acı .
-yüksekte yer tutanların ,aşağıdakiler kadar emniyette olmadığını unutma.
-haklıysan mücadeleden korkma!
2.ETKİNLİK
*yukarıda verilen emir,öneri ve telkin mahiyetindeki ifadelerin metinde
kullanılması metnin emredici bir anlatım özelliği kazanmasını
sağl**ıştır.
SAYFA 135
1.emredici anlatımların öğretici ve açıklayıcı yönleri de vardır.verilen metinlerin de öğretici ve açıklayıcı yönleri vardır.
2.metinlerdeki ifadeler geniş z**an bildirecek şekilde verilmiştir.bu
ifadeler kanun ve kuralların her z**an geçerli olacağı anl**ını
vermektedir.
sayfa 136
3.etkinlik
*şeyh edebalinin vasiyeti:şeyh edebalinin osman gaziye verdiği öğütler
bildirilmiştir.osman gazi nezdinde bütün okuyucuların metinde verilen
öğütleri bilmesi ve uygul**ası için yazılmıştır.
1982 anayasası :türkiye cumhuriyetinin kanunlarını bildirmek **acıyla yazılmıştır.
öss kılavuzu:öss'ye giren adayların uymaları gereken kuralları bildirmek **acıyla yazılmıştır.
4.etkinlik
*şeyh edebalinin vasiyeti metninde ikinci tekil şahıs z**iri ve ikinci
tekil şahıs iyelik ,ikinci tekil şahıs bildirme ekleri sıkça
kullanılır.bu eklerin sıkça kullanılması anlatımın emredici bir özellik
kazanmasında etkili olmuştur.
*''1982 anayasası ''metninde üçüncü tekil şahıs z**iri ve geniş z**anı
kipi sıkça kullanılmıştır.bu eklerin sıkça kullanılması anlatıma her
z**an geçerli olan bir emredicilik anl**ı katmıştır.
*öss kılavuzu metnindede ikinci çoğul z**iri ve emir kipi sıkça kullanıldığı için anlatıma emredici bir özellik katmıştır.
5.etkinlik
değiştirilemez-----geniş z**an(olumsuz)------telkin
teklif edilemez -----geniş z**an(olumsuz)------telkin
tanın**az-----geniş z**an(olumsuz)------telkin
ol**az-----geniş z**an(olumsuz)------telkin
yapıl**az-----geniş z**an(olumsuz)------telkin
devredilemez-----geniş z**an(olumsuz)------telkin
dokunul**az-----geniş z**an(olumsuz)------telkin
kullanıl**azlar-----geniş z**an(olumsuz)------telkin
tabi tutul**az-----geniş z**an(olumsuz)------telkin
başlaya bilirsiniz-----geniş z**an--------telkin
unutmayınız-----emir kipi-------emir
kullanmayınız-----emir kipi-------emir
buruşturmayınız-----emir kipi-------emir
koymayınız-----emir kipi-------emir
katl**ayınız-----emir kipi-------emir
taşırmayınız-----emir kipi-------emir
bırakınız-----emir kipi-------emir
sayılacaktır------gelecek z**an------telkin
düşülecek------gelecek z**an------telkin
olacaktır------gelecek z**an------telkin
*cümlelerin emir,öneri veye telkin anl**ı taşıması fiililerin çekimlendiği kiplerle ilgilidir.
6.etkinlik
emredici anlatımın özellikleri
*emredici anlatımda emir,telkin ve öneri anl**ı taşıyan ifadelere yer verilir.
*emredici anlatımın uyulması beklenen bir bir üslubu vardır.
*cümlelerde fiililer hakimdir.
*emredici anlatımın öğretici ve açıklayıcı yönleri vardır.
*emredici anlatımda dil alıcıyı harekete geçirme işlevinde kullanılır.
sayfa 137
7.etkinlik
*kafasına koy-.... .....anl**ca kaynaşmış birleşik fiil
*kaleme al-.........anl**ca kaynaşmış birleşik fiil
*gözüne gir- ....... anl**ca kaynaşmış birleşik fiil
*hareket et -...........yardımcı fiille kurulmuş birleşik fiil
*mutlu ol-............yardımcı fiille kurulmuş birleşik fiil
*memnun ol-.........yardımcı fiille kurulmuş birleşik fiil
*hissetmek-........yardımcı fiille kurulmuş birleşik fiil
*bileme-......kurallı birleşik fiil
*söyleyiver-.....kurallı birleşik fiil
*öleyaz-....... kurallı birleşik fiil
*verebil-.......kurallı birleşik fiil
*yapadur-....kurallı birleşik fiil
*koşuver-.......kurallı birleşik fiil
*bakakal-.......kurallı birleşik fiil
sayfa 138
8.etkinlik
*yazabildi----yeterlilik
*koşuver-----tezlik
*gidedur------süreklilik
*düşeyazdı------yaklaşma
10.etkinlik
*davranmalıdırlar.
bulundurul**az
yapıl**az
bulunul**az
verilemez
yakalan**az
tutuklan**az
sürgün edilemez
suçsuz sayılır
suçlu sayıl**az
yoksun bırakıl**az
olmalıdır
özendirmeli
geliştirmelidir
*metinde geçen bu fiillerle insanların yapması veya yapm**ası gerekenler
bildirilmiştir.altı çizili olan fiiller edilgen çatılı fiillerdir.yani
fiiilin bildirdiği yargıyı yapan belli değildir.
sayfa 139
4.metin
fiil---------------------------fiil çatısı
gerekiyordu(korum**) ------etken
yaptım----------------------etken
gerdim-----------------------etken
yatmıyordum---------------etken
yatıyordum----------------etken
veriyordu------------------etken
5.metin
fiil---------------------------fiil çatısı
gerekiyordu(korunması)-------edilgen
yapıldı-----------------------edilgen
gerildi----------------edilgen
yatılmıyordu-------------edilgen
yatılıyordu---------------edilgen
veriliyordu----------------edilgen
*fiilin bildirdiği iş,oluş veya hareketi yapan kişinin belli olduğu
durumlarda etken çatılı fiiller ,fiilin bildirdiği iş,oluş veya hareketi
yapan kişinin belli olmadığı durumlarda da edilgen çatılı fiiller
kullanılır..
Hazırlık çalışmaları
S.160
1.Sorunların
çözümünde başkalarının fikirlerini almak herzaman iyidir. Çünkü bizim
düşünmediğimiz yada aklımıza gelmeyen birşeyi başkası akıl edebilir yada
düşünebilir..
2.Tartışmada düşünceleri açıklarken, sakin olmak gerekir en
başta.Karşı tarafın tepkisi ne olursa olsun mümkün olduğunca alttan
almalı ve iyi niyetli olmalıyız.
Ve tartışma yaparkende örnek,kaynaklar ve kendimizi iyi ifade etmeliyiz...
3.Agust
Bloni'ye ait bu sözde aslında tartışma yokken, iki insanın bir konuda
zıt görüşlü olması ve bu yüzden bu görüş sayesinde tartışmanın ortaya
çıkmasını anlatıyor..
1.Metin cevapları
1.Bu
metinin yazılış amacı, Geçmiş dönemlerde Türk Tiyatrosunun batıyı
taklit ederek başarısız olduğunu ve sonraki yıllarda kendimize has bir
tarz oluşturarak batı etkisinden uzaklaştığımızı ve daha başarılı
olduğumuzu anlatıyor..
2.Soruyla başlamıştır. Ve örneklendirmeler yaparak konuya devam etmiştir..
3.Gözlemci bakış açısıyla yazılmıştır ve karşılaştırmalar yapılmıştır örnek verilerek..
4.Katkısı olmuştur, konuyu açıklaması hakim olması ve örnekler vermesi bunu gösterir.
5.Göndergesel işlevde kullanılmıştır. Ayrıca örneklendirmeler,yazar isimleri ve kaynaklar gösterilmiştir..
2.Etkinlik
1.* Bu soru yüzyıldır tartışılıyor (zaman zarf)
* En az bir doksan yıl için çizilş oldu (zaman zarfı)
* Çoğu zaman (zaman zarfı)
2.Farklıdır çünkü örnek vericek olursak ;
'' Okula gittim '' cümlesi sadece birşeyi belirtir durumu belirtir. Ama ;
'' Bugün okula gittim '' cümlesinde daha ayrıntılı bir zaman işareti vardır yani burada zaman daha belirgindir..
S.162 / 2.metin
1.Yine soruyla başlamıştır..
2.Burada yazar kişisel bilgileri eklemiştir. Örnek cümleler : -Bence ve
diye söz aldı A.
3.Etkinlik
(tabloyu yapmadık , hoca işaret koymayın hiçbirine dedi, fazlada durmadık üzerinde)
* Bundan hareketle tartışmacı anlatımda kelime ve cümlelerin özelliklerini belirleyin..
- Tartışan kişi konu hakkında belli bir bilgiye sahip olması gerekir,
kendini ifade ederken gereksiz söz tekrarından ve karmaşık kelimelere
yer vermemesi gerekir.Kendi düşüncelerini kısa,kesin ve uygun bir
üslupla kullanması gerekir..
S.163
Anlama ve yorumlama / 7.Etkinlik
*Dil göndergesel işlevde kullanılır.
*Tartışılan konunun tartışılabilir nitelikte olması
*Açık ve kesin ifadelerin olması
*Bir konu hakkında söz söyleyenlerin yani tartışanların o alanda uzman veya bilgili olması gerekir
*Ve 2 zıt düşüncenin konusu ele alınır..
10.Sınıf Dil ve Anlatım Kitabı Etkinlik Cevapları 183
Hazırlık
1-üniversiteyi bitirmiş iyi gelirli bir işe sahip olmak isterdim(tabi bu benim fikrim)
2-gelecek nesillere temiz,barış içinde,savaşın olmadıgı...bir dünya bırakmak isterdim
3-teknolojik gelişmeler olsun ama zararları da ortadan kalksın
1.ETKİNLİK:
*ÜTOPYA:gerçekleşmesi mümkün olmayan hayaller
*ortak özellikler:-hayalidir -gerçekleşmesi mümkün degildir
10.Sınıf Dil ve Anlatım Kitabı Etkinlik Cevapları 184 1. Ütopya
Thomas More, kendisinden sonra gelen bütün “toplum mühendislerini”
etkileyecek bir kavram olan ütopya sözcüğünün isim babası olmasaydı,
belki de yalnızca İngiliz siyasi tarihinde bir madde olarak kalacak ve
onurlu mücadelesi pek bilinmeyecekti. Oysa, 1478 doğumlu Sir Thomas
Moore, Kral’a, hayatı pahasına da olsa HAYIR demesini bilen ve
inançlarını hiç bir baskı altında değiştirmeyen bir kişiydi.
Farklılıkları daha Üniversite eğitimi sırasında belirmeye başlamıştı.
Oxford’da Grekçe ile tanışmış ve Grek düşüncesini yeniden araştıran
İtalyan Rönesanssına sempati duymuştu. Bu eğilimi ailesi ve otoritelerin
tepkisini çekince, dostu Erasmus’un da etkisiyle hukuku seçti. 1504
ise, parlamentoda - VIII.Henry’nin vergi isteğine karşı çıkan- muhalif
bir üyeydi. 1514’de şövalye de oldu.
Kral, pek hoşlanmamakla birlikte, giderek popülerleşen, bilgisi ve
tavırları ile sivrilen More’la ilişkilerini sıcak tutmaya çalıştı. Önce
Adalet Bakanlığına getirildi More. Ancak, mahkemeye işi düşenlerden
hediye almayı reddederek teamülleri çiğnedi! Ardından Kral’ın boşanma
isteğini reddetti. Böylece sarayla arası açıldı ve 1532’de istifa etti
bakanlıktan. Davet edildiği evlilik törenine de katılmadı. 1534’de VIII.
Henry’nin parlamentodan geçirdiği “Üstünlü Yasası”nı da inançlarına ve
hukuka aykırı bulduğu için kabule yanaşmadı ve kralın papadan üstün
olduğuna dair yemin etmeyi reddetti. İpler gerilmiş, kılıçlar çekilmişti
artık. Suçu idamı gerektirmiyordu, ancak yalancı tanıklıklarla “vatana
ihanet ettiği” saptandı..! Tavrından vazgeçerse affa uğrayacağı
söylendiği halde, inançlarını çiğnemedi, vicdanının sesine uydu ve
başını cellada vermekten imtina etmedi (1535). Gerçek bir aydındı Thomas
More...
Kavram olarak Ütopya
Kuzey
ülkelerinde Rönesans, İtalya’dan sonra başladı ve hemen reformla
karışmış bir duruma geldi. Bu nedenle dinsel etkilenmişliği vardı,
anarşist ve ahlakdışı değildi. Tersine sofuluk ve kamu erdemiyle
ilişkiliydi. Bu akımın örnekleri aynı dönemde yaşamış ve arkadaş olan
Erasmus ve Sir Thomas More’dur. İkisi de meslekten filozof değillerdi,
sistematik her şeye karşı hoşnutsuzluğu temsil ediyorlardı ve Skolastiğe
olan tepkiyi belirleyen de bu hoşnutsuzluktu.
Konuya balıklama dalmadan önce, sözcüğün sözlüksel bir tanımını vermek
istiyorum. Ana Britanica’nın Ütopya maddesi şöyle ; “yaşayanlarına
kusursuz bir düzen içinde var olma olanağı sağladığı kabul edilen ideal
ülke”. Kelimenin çağrışımı ise, “olanaksız ölçüde idealist” reformcu
görüşlere temel olmuştur(tabii buradaki idealizmi felsefi idealizmden
ayırmak gerekiyor). Sözcük ilk olarak Sir Thomas More tarafından 1516
yılında telaffuz edildi. Terimi yunanca qu (değil) ve topos(yer)
sözcüklerinden türeten More, olmayan yer anl***** gelen sözcüğü,
bütünüyle akıl yoluyla yönetilen ortak mülkiyete dayalı bir kent devleti
olarak betimledi.
Yani, ütopya üretilmiş bir sözcük, ama kavramsallaşması ile birlikte,
beklenmedik bir etki yaratmış. Onun üstüne herkesin farklı anlamlar
yükleyişi basit bir dilsel olanaksızlıktan değil, toplumsal
tasarımlardaki karşıtlıklardan geliyor. Gün****k konuşmalarımızda
hayalcilik gibi kullanıyoruz bu sözcüğü, ama felsefi, siyasi ve
ideolojik kuruluşları biraz farklı. Oralarda hayal ve gerçek birbirine
karışıveriyor. En büyük ve etkili ütopyalar olarak, çok ya da tek
tanrılı, cennet ve cehennem tasarımlı dinleri, bu hayal ve gerçek
karışımı için örnek olarak göstermek mümkün. Thomas Moore’un bu kavramı
kullanışından önceki tarihsel dönemlerde de -adı din ya da felsefe olsa
da- ütopyacı anlayışları bulup çıkartmak hiç de zor değil. Bu tarih
neredeyse yazının/mağara resimlerinin tarihi kadar gerilere uzanıyor.
More’un Ütopyası
Thomas More’un “Ütopya”sı, roman sanatının henüz ortaya çıkmadığı o
tarihlerde, bir anlatı metni olarak kurgulanmıştır ve Kolomb’un
keşiflerinin etkisiyle yazılmış ilk kurgusal metin olması nedeniyle de
ilginçtir. Ütopya, Güney yarım küresinde bir adadır. Hikaye, bu adada
yaşamış bir gemicinin, ada halkının kurduğu düzeninin mükemmelliğini
Avrupa’ya tanıtması biçiminde sürer. Böylece More, hem İngiltere’deki
iktidarın mutlak olamayacağını belirtir, hem de olması gerekenleri
işaret eder. Siyasi ve ekonomik hayatı yeniden kurgular.
“Ütopya”, devletin ilk mimari tasarım olarak da ilgiye değer; Bu ada
devletinde, hepsi aynı plana sahip 54 kent var ve sadece başkentin
planları değişik. Bütün cadde genişlikleri aynı (10 metre kadar).
Herkesin evi aynı stilde. Evlerde bir sokak bir de bahçe kapısı var ve
kilit yok. Herkes istediği eve girebilir, damlar da düzdür. Sahiplik
duygusu olmasın diye 10 yılda bir ev değiştirilir. Köylerde her biri 40
kişiyi barındıran çiftlikler bulunur ve şimdi More’nun eşitliğinin
sınırına geliyoruz, bu 40 kişiden ikisi köle! Her çiftlik yaşlı ve bilge
olan bir kadın ve bir erkek tarafından yönetiliyor. Evlerin bile bu
denli aynı olduğu adada elbette kılık ve kıyafet de belirlenmiş, herkes
daha doğrusu her kategori yaz kış aynı türde giyiniyor. Bir giysi yedi
yıl dayanacaktır. Çalışma sonunda giyilen yün harmaniyeler(pelerin) de
aynıdır ve doğal yün rengindedir.
Tanıtımı More’un cümleleri ile sürdürürsek;
“Bizim toplumumuzda kadınlar, rahipler, hizmetçiler, dilenciler çoğunluk
yararlı bir iş yapmaz. Zenginlerin varlığı dolayısıyla da gereksiz
lüksler için çok emek harcanır. Ütopya cumhuriyetinde bunların önüne
geçileceğinden çalışma 6 saat olarak belirlenmiştir. Eğer artık değer
ortaya çıkarsa, günlük çalışma saati kısıtlanır. Aile ataerkildir.
Evlenen oğul babasıyla oturur. Eve sığmazsa yeni bir eve aktarılınır.
Kentler büyürse yeni bir kent kurulur. Hayvanların öldürülmesi, özgür
yurttaşlar zalimliği öğrenmesin diye kölelere havale edilir. Yemek
kamuya ait salonlarda yenir ve buradaki ayak işlerini de köleler görür.
Evlenirken hem erkeğin hem kadının bakir olması esastır. Demirin
olmadığı adada bunu sağlamak için dış ticaret yapılır. Savaş zaferleri
ile övünülmez, ancak zorunluluk halinde savaşa girilir ve mümkünse
paralı askerler tutulur. Altın ve gümüş birikimi savaş için yapılır.
Gün****k hayatta ise altın ve gümüş oturak ya da hayvan zinciri olarak
kullanılır ki nefret edilsinler. Mutluluğu zevkte bulan bir ahlak ve
çilecilikten uzak bir dinsel tutum söz konusu. Kadınlar da rahip
olabilir, rahipler onurlandırılır ama toplumda güç sahibi de
değillerdir. Tanrıya inanmayanlar yurttaş sayılmaz ve siyasal yaşantıya
katılmazlar ama hiçbir bakımdan rahatsız edilmezler.”
Görülüyor ki More’un ütopyası şaşırtıcı ölçüde liberal ve o ana dek
Hıristiyan dünyasında görülmedik derecede laiktir. Komünizm tasarısı ise
pek önemli değil, çünkü ondan ne anlaşıldığı belirsiz ; üstelik bu tarz
bir komünizm pek çok dinin söyleminde de fark edilir. Mesela,
Müslümanlığın cennet tasarımını bile göz önüne getirirsek, mülkiyet
ilişkilerinden söz edilmeyen eşitlikçi bir yaşantı algılarız. Buradaki
liberal düşünceler; savaş, dinsel hoşgörü, yumuşak cezalar, hayvanların
öldürülmesine karşı duyulan irkilti incelendiğinde ortaya çıkıyor. Sanki
kendi geleceğini okumuşçasına, More, “Ütopya”sına, hırsızlığa ölüm
cezası verilmesini eleştiren bir kanıtla başlar.
Her ütopya, kendi çağının toplumsal koşullarının bir eleştirisi
niteliğini barındırır. Dinsel bir inançla, yaşanan kötülüklerden,
Hıristiyanlığın başlangıcındaki eşitlikçi görüşlerle arınılacağı
öğretisine inanan Thomas More, siyasi iktidarın tek elde toplanmasına ve
sınıfsal imtiyazlara karşı çıkan bir metin yazmıştır. Ne var ki, ilk
bakışta eşitlikçi görünen bu ütopyanın da altını kazıyınca, bir çok
ütopyada olduğu gibi, bireyi yok sayan ve tek tipleştirici bir toplum
mühendisliği ile karşılaşırız. Toplumda farklılığa yer yokmuş gibi
görünür, ama yönetimle ilgili kişiler bilgililer arasından seçilir. Yani
ütopik de olsa, bilginin topluma yayılacağı düşüncesi öne sürülmez.
Buradan, soylu kesimin yoksul halkı ne denli küçümsediği çıkarılabilir.
Toplumun en hümanist ve aydın insanları bile, toplum tasarılarında sınıf
farklılıklarını bir biçimde ortaya koyuyorlar. Ancak, 1518 yılında
yazılmış bu metni kendi dönemindeki düşünceler, yasalar ve inançlar
eşliğinde değerlendirmek gerekir. Buradaki tek tipleştirmedeki abartı,
dönemin soylularının debdebesi ve toplumun büyük yoksulluğuna bir
tepkidir mesela.
Thomas More’dan sonra da bir çok ütopya yazıldı. Hatta, kimilerine göre
Marx’ın komünizmi de bir ütopyaydı. Ütopya yazımının seçkinciliğine
karşı anti-ütopyalar da üretildi. Ama, yapısı ne olursa olsun,
“toplumsal ütopya, yoksul sınıfların ayrıcalıklı sınıflara ya da düşünen
insanın varolan düzene karşı duyduğu hınçla başlar ama onu aşarak yeni
toplum mo****ni çizer; yeni toplumun varlığını geçmişte ya da gelecek
içinde, boşlukta bir yere yerleştirir, zamansa belirsizdir. Bu yeni
toplum varolanın negatifidir. Bu düşünce çağının insanlarını devrimci
eyleme çağırmamakla birlikte, mutluluk arayışı içinde, kurulu düzenin
yıkılması için çalışır ve ara sıra yolunu şaşırmış olsa da her zaman bir
değişiklik gereğini dile getirir”.
a.ömer Türkeş
2. Metinde yazar gerçekleşmesi mümkün olmaya bir düşüncesini,
hayalindeki ülkeyi anlatmış ve bu ülkedeki yaşamı kendi bakış açısında
değerlendirmiştir.
3. Metinde yazarın düşündüğü ülke ve bu ülkede yaşayan insanların
özellikleri anlatılmıştır. Anlatılan ülke ve bu ülkede yaşayan
insanların özellikleri tamamen tasarı boyutunda ve gerçekleşmesi mümkün
olmayan özelliklerdir.
4. Metinden hareketle yazarın, geleceği çok güzel gürmek isteyen, hayal dünyası geniş bir ütopist olduğu söylenebilir.
2.ETKİNLİK,
• Cümlelerde yer alan “ve, oysa, yani” gibi sözcükler tek başlarına
anlamı olmayan ancak cümlede kelime ve kelime gruplarını anlan
bakımından birbirine bağlayan “bağlaç” görevinde olan sözcüklerdir.
Bağlaçlar bağlandıkları sözcükler arasında çeşitli anlam ilişkileri
kurar.
2.Metin:
1. metinde geçen “1.4 C° ile 5.8 C° arasında bir artış alacağını”,
“Sosyal – ekonomik sektörleri ekolojik sistemleri ve insan yaşamını
doğrudan etkileyecek nemli değişikliklerin olacağı”,”oluştura bilir”
ifadeleri ihtimal anlamı vermek ve metinde gelecekle ilgili tahminleri
dile getirmek için kullanılmıştır.
2. Metinde anlatılanların çıkış noktası olarak küresel ısınma ve iklim değişikliği verilmiştir.
3.ETKİNLİK
Metinler Bağlaçlar Bağlama Grupları
Ütopya
ve – de – değil – ama
-ya da – yalnız -
ne… ne – da… da - da yani, ile
Köle çocuklar yada başka memleketlerde köle olanlar, yönetici ve yargıç, savaştan da vuruşmadan da
İklim Değişikliği
ve – de – veya
Ekonomik büyüme ve nüfus artışı, öngörülemeyen veya tahmin edilemeyen
çevresel, sosyal ve ekonomik sonuçlar.
bağlaçlar çıkarıldığında metnin anlatımında bozulma olduğu gibi
• Bağlaçlar tek başlarına anlamı olmayan, görevli sözcüklerdir.
bağlaçlar sözcükler söz gruplarını ve cümleleri birbirine bağlar.
Bağlaçlar başka kelime sınıfların(edat,zarf) geçemez.
Bağlaçlar cümlede öge olamaz.
Basit bağlaçlar
Ve-de-yani-ama-ile
Türemiş bağlaçlar.:yalnız
Birleşik:ya da veya
3.ve 4.metin
1.metinlerde geçen ‘’varmıdır,yoktur,yoksa,öyleyse,değil mi,desem
ki’’ifadeleri ihtimal anlamı taşımaktadır.bu ifadeler metindeki
cümleleri ihtimal anlamıyla birbirine bağlamakla görevlendirilmiştir.
4.ETKİNLİK
----3 metindeki bağlaçlar çıkarıldığında metnin anlamında bozulma olduğu
görülür.çünkü bağlaçlar,cümleleri,kelime ve kelime gruplarını anlam
olarak birbirine bağlamakla görevi sözcükler oldukları için bağlaçlar
çıkarıldığında metindeki bu anlam birliği de bozulacaktır.
---bazı bağlaçlrın yerine başka bir bağlaç kullanılabili.örneğin ve
bağlacının yerine ile bağlacı veya bağlacının yerine ya.. ya bağlacı
bile bağlacının yerine dahi bağlacı kullanılabilir.
----ve ,ile bağlaçlarının yerine virgül,ama,fakat,çünkü,de bağlaçlarının yerine de noktalı virgül kulanılabilir.
5.ETKİNLİK
ZAMAN BİLDİREN KELİMELER
Anda---verip---bir nisan akşamı---günlerden sonra bir gün –sonra-sesimi tekrar duyduğun gün
BİRLEŞİK BAĞLAÇLAR
Doğar---toplarlar----yardımlaşır----arıyorum---düşmüşüm---sürdüm---kopardım---karşılayacak---
---zaman bildiren kelimler ve çekimli fiiller metnin anlamını zaman bakımından etkilemiştir.
sayfa 194
1.mülakatı yapan kişi ile attila ilhan'ın resmi bir hitap ve dinleyiş
tarzları vardır.mülakatta bu resmiyet önemli bir özelliktir.
2.metinde gerçekleşen iletişimde görme ve işitme duyularının etkin olarak kullanılması mülakatı olumlu yönde etkilemiştir.
3.mülakatı gerçekleştiren kişi attila ilhan'a sorularını yöneltirken resmi bir üslup kullanılmıştır.
4.attila ilhan ,sorulara cevap verirken aynı resmiyetin içinde samimi bir üslup kullanmıştır.
5.metnin giriş bölümündeki tanıtımdan anlaşıldığı kadarıyla röportaj bir televizyon veya radyo programında gerçekleştirilmiştir.
6.karşılıklı konuşmalar bağlama ve konuşan kişilere göre değişir.
7.mülakatın uzun yada kısa olması yapılan söyleşinin niteliğine göre değişebilir.
sayfa 195
1.metinde yazar kış aylarını ,günlerinin kısa olması sebebiyle
sevmediğini ancak kışın soğuğundan şikayetçi olmadığını dile
getirmiştir.
2.yazar düşüncelerini sıralarken okuyucuyla sohbet havası içerisinde,samimi bir üslup kullanmıştır.
3.ETKİNLİK
GELDİĞİ GİBİ:
gönderici:yazar
ileti:kış ayı ile ilgili düşünceler
kanal:yazı
alıcı:kuyucu
bağlam:metin
ATTİLA İLHAN 'LA MÜLAKAT
gönderici:mülakatı yapan kişi attila ilhan
ileti:sorular-cevaplar
kanal:öz
alıcı:attila ilhan mülakatı yapan kişi
bağlam:mülakat
*mülakat metninde iletişim soru-cevap şeklinde gerçekleştirildiği için
söyleşmeye bağlı bir anlatımla iletişim gerçekleştirilmiştir.''geldiği
gibi''metninde ise yazar iç konuşmaya (monolog)dayalı bir anlatım
gerçekleştirmiştir.
sayfa 196
4.ETKİNLİK
*metnin anlatımında jest ve mimiklerin kullanılmasının anlatımı daha doğal ,daha etkili bir hale getirdiği vurgulanır.
5.ETKİNLİK
*verilen cümlelerde geçen ''hay hay''ifadesi olur,tamam,peki anlamlarına
gelecek şekilde bir düşünceyi ,''hay Allah!''ifadesi ise bir duyguyu
dile getirecek şekilde kullanılmıştır.
*metinlerde geçen ''keratalar ,vuuu,üşüdüm,hele şimdi ,değilsiniz
ya,ah,hay hay ,ibey,arabacı ,bravo ''gibi sözcükler bir duyguyu ifade
ederek ,seslenme anlamı taşıyarak ünlem görevinde kullanılmıştır.
sayfa 197
1.metinde yapılan bazı söz ve anlam tekrarları anlatımı daha etkili hale
getirmek ve bazı ifadelere dikkat çekmek amcıyla yapılmıştır.
7.ETKİNLİK
YALNIZ ÇOCUĞUN AZABI :ağaçların bile sıhhatine imrenerek yürürdüm. Bende
onların arasındayım ve onların arasında büyüğümde yoktu.. Yalnız bende
meçhul bir hastalık vardı. Sekiz yaşımdan beri çekiyordum.
Bende buradaki pek çok çocuk gibi nice muayene odalarının önünde
yıllarca bekledim. Artık benim yanımda büyüğümde yok, artık ondört
yaşımdayım. Yalnız başıma demir parmaklıklı kapıyı geçip 9.Hariciye
Koğuşu’na doğru ağaçların sağlığını kıskanarak yürür, içimi ürperten bu
dehlize birazda korkarak girerdim
Yorumlar -
Yorum Yaz