Müslümanlar
İçin Zafer Yolu Bu
yazı Müslümanlar için yazılmıştır. Müslüman olmayan da okuyabilir ama lütfen
karışmasın. Çünkü anlamaz, algılayamaz. Müslümanların
istedikleri nelerdir: 1.
Kurtulmak... 2. Ebedî saadete (mutluluğa) nail olmak... 3. Zafer bulmak... 4.
Esaretten dinî-şer\'î hürriyete kavuşmak... 5. Zilletten izzete... 6. İnandığı
gibi yaşama serbestliğine sahip olmak... 7. Din, iman, can, mal, ırz, namus,
nesep güvenliğine sahip olmak... Yedi
maddede saydığım bu isteklere, temennilere, ümitlere nasıl kavuşabiliriz? Bu
konudaki çare ve çözümleri de madde madde yazacağım. 1.
Allah ile olan bütün işlerimizde ihlâslı, yani katışıksız
olmalıyız. 2.
Yaratıklarla olan bütün işlerimizde adaletli ve insaflı olmalıyız. Mü\'minlere
karşı mürüvvetli olmalıyız. Fitne ve fesat çıkmaması için müdaralı
olmalıyız. 3.
Kur\'ân\'ı imam, düstur, Kanun-i Esasî olarak kabul etmeliyiz. Kaos, anarşi, fitne
fesat ve tefrika olmaması için onun yorumunda, kendi heva ve re\'yimize göre
değil, Peygamberin (Salat ve selâm olsun O\'na) vekilleri ve varisleri durumunda
olan icazetli ulemâya, fukahaya, müfessirlere tâbi
olmalıyız. 4.
Resulullah efendimizi ve O\'nun bu devirdeki halifelerine itaat
etmeliyiz. 5.
Ümmet\'in başına bir İmam-ı kebir seçmeli ve ona biat
etmeliyiz. 6.
İtikadımızı tashih etmeliyiz. 7.
Namazı ikame etmeliyiz. 8.Hür
ve mukim erkek Müslümanlar farz namazları, ardında namaz kılınabilecek imamlara
uyarak cemaatle eda etmelidir. 9.
Çok sağlam, çok kuvvetli bir ümmet şuuruna sahip
olmalıyız. 10.Zekâtı,
fıkha ve Şeriata uygun şekilde dosdoğru vermeliyiz. 11.
Bize yetecek ve kendimizi kurtaracak miktarda ilmihalimizi (öğrenilmesi farz
olan din bilgilerini) iyice öğrenmeliyiz. Hattâ bunları
ezberlemeliyiz. 12.
Ahlâk konusunda fesad içinde olan bir Müslüman toplumu rezil ve zelil olmaya
mahkûmdur. Ahlakımızı mutlaka iyileştirmeli, güzelleştirmeli, Allah\'ın ve
Resulullah\'ın beğeneceği hale getirmeliyiz. 13.
Her ne şekilde olursa olsun haram yemekten, ateşten kaçar gibi
kaçmalıyız. 14.
Riba ve faizin her türlüsünden uzak durmalıyız. Kur\'ân\'da "Ribacılar Allah\'a ve
Resulüne savaş ilan etmişlerdir" buyuruluyor. Böyle kimseler elbette iflâh
olmaz. Hem ribaya batmış olacak, hem de Allah ona necat, zafer, izzet verecek.
Böyle şey olur mu? 15.
Muhadderat-ı islâmiyeyi (Müslüman kadın ve kızları) Kur\'ân\'a, Sünnete, Şeriata,
fıkha, İslâm ahlâkına uygun şekilde hicablı, hayâlı, iffetli yaşatmalıyız. Hem
İslâmcı, hem feminist...İki zıt bir arada olmaz!.. 16.
(Bu madde çok önemlidir!..) Kültür ve zihniyet bakımından mutlaka medenî
Müslümanlar olacağız. Bedevîlikle necat, izzet, zafer
olmaz. 17.
Parayı ana değer kabul etmek sapıklığından (tekrar ediyorum sapıklığından) berî
(uzak) olacağız. Dini imanı para, mal zenginlik olan sözde Müslüman bir toplum
kesinlikle iflah olmaz, necat bulmaz. 18.
İman ve İslâm kardeşliğini edebiyat olmaktan çıkartıp hayata
geçireceğiz. 19.
Kur\'ân\'a, Sünnete, icmâ-i ümmete aykırı her türlü bid\'ate karşı
olacağız. 20.
Her türlü cemaat, tarikat, fırka, hizib, klik, grup taassubunu
(fanatizmini)reddedeceğiz. 21.
Takvayı ölçü kabul edeceğiz. Türkler daha takvalı Kürtleri üstün bilecek,
Kürtler daha takvalı Türkleri üstün bilecek... Kesinlikle ırkçılık
yapmayacağız. 22.
Lüks, israf, aşırı tüketim, gösteriş, gurur, kibir ve konfor bağımlılığından
uzak duracağız. Kanaatkâr Müslümanlar olacağız. 23.
Kendi çocuklarımızı ve ümmetin zeki, akıllı (zekâ ile akıl arasında nüanslar
vardır), kabiliyetli, cevherli, istidatlı, nesebi ve bio-jenetik yapısı temiz
(saydığım sıfatlara dikkat buyurunuz) çocuklarını İslâmî hizmetlere
yönlendireceğiz. Onları eğitimci, iletişimci, hukukçu vs. mesleklerde
yönlendireceğiz. 24.
Sadaka mahiyetindeki burslarla kaliteli eleman yetiştirme saflığını ve hayalini
bırakacak, bir tek vasıflı ve güçlü Müslüman yetiştirmek için (tekrar ediyorum
bir gence) on sene boyunca (lise, üniversite, yüksek lisans ve doktora, özel ve
paralel eğitim, birkaç yabancı dil vs. için) beş milyon dolar masraf etmeyi göze
alacağız. Söylemeye hacet yok ki, bu masraf, iyi ve geçerli bir plan ve program
dahilinde, ehliyetli elemanlar ve mürebbiler tarafından yapılacaktır. Aksi
takdirde para boşa gider. 25.
Din istismarını (sömürüsünü), mukaddesat bezirganlığını mutlaka izale etmemiz
gerekiyor. Din sömürüsü böyle devam ederse, kurtulmak bir tarafa, büsbütün
batar, mahv ve helâk oluruz. 26.
İslâm ve Ümmet hizmetleri ehliyetli ve liyakatli hizmetkârlara
verilecektir. 27.
Birtakım ruhbanların erbab haline getirilmesini, putlaştırılmasını mutlaka
önlemeliyiz. 28.
İbnSebe zihniyetli münafıkların bizi bölmesine imkân
tanımamalıyız. 29.
İman, İslâm, din hizmetlerini meslek veya hobi olmaktan çıkartmalı ve bunları,
canla başla, deliler gibi (aslında en akıllı onlardır) yapacak âşık ve muktedir
kimselere vermeliyiz. 30.
Bugünkü anarşi ve kaosa son vermeli, üniter bir ümmet yapısı
kurmalıyız. 31.
Sözde din ve iman hizmeti yapar görünen, aslında geçimini temin eden,
zenginleşen, mal sahibi olan, nefs-i emmaresini tatmin eden, riyaset ve ikbal
peşinde koşan bütün münafıkları, bütün arivistleri, bütün haşaratı, bütün
müfsidleri tasfiye etmeliyiz. 32.
Her türlü dinde reform, değişiklik, yenilik, tarihsellik, diyalog cereyanından
uzak durmalı ve bunlarla yasal sınırlar içinde mücadele
etmeliyiz. Bu
saydıklarım yapılmazsa bizim için zafer ve kurtuluş olmaz. Siyonistlerin,
Haçlıların, Evangelistlerin, İsrail\'in, ABD\'nin Müslümanlar için hazırladıkları
BOPgibi reçeteler, çareler, çözümler bizi izzete kavuşturmaz, büsbütün zillete
batırır. Kurtuluş
Kur\'ân\'da, Sünnette, icmâ-i ümmette, cumhur-i ulemâ
yolundadır. Kalpleri
temiz, keşifleri açık, niyetleri halis olan salih kimseler istihare yapsınlar.
Bakalım ne görecekler... EZAN-I
MUHAMMEDÎ Bendenizin
bir prensibi vardı: Bir caminin önünden geçiyorsunuz, Ezan okunmaya başlıyor...
Yolunuza devam etmeyeceksiniz. Çok hayatî, çok zarurî bir işiniz ve mâzeretiniz
yoksa mâbede gireceksiniz ve namazı kılacaksınız. Böyle yapmamayı bir ihanet
olarak görürdüm. Bir
müddetten beri bu konuda bocalıyorum.Caminin önündeyim. Ezan başlıyor. Minarede
10 hoparlör var. Sonuna kadar açmışlar. Ezan okuyan kimse iyi okuyamıyor. Zaten
sesi hiç müsait değil. Ne usûl biliyor, ne erkân. Sadece avaz avaz bağırıyor.
Zamanımızda minareye çıkmak da yok. Bu
zat Ezan okumuyor, "Ezan bağırıyor." Bu
zat, hoparlörleri sonuna kadar açtığı, sesi müsait olmadığı için Ezan okurken
Ezana eza veriyor. Cami
kalabalık bir yerde, öğle vakti kalabalık yoğun. Böyle bağırılan Ezan halkın
üzerinde bir tesir yapmıyor. Bu
anlattığım manzara dolayısıyla şikayetçiyim: Kimlerden? 1.
Diyanet\'ten şikayetçiyim. 2.
Müftülükten şikayetçiyim. 3.
Caminin imamından şikayetçiyim. 4.
Cami derneğinden şikayetçiyim. 5.
(Hangi delikteyseler) okumuş, nüfuzlu, yüksek tabaka Müslümanlardan
şikayetçiyim. Çok
şükür 1950\'den beri Ezan-ı Muhammedî okumak serbest. Okuyoruz, okutuyoruz ama
çok nâdir istisnalar dışında doğru dürüst okuyamıyoruz. Diyanet\'in
küçük bir devlet kadar bütçesi var. 30 Ağustos haftalarında Kemalist hutbeler
okutuyor ama doğru dürüst güzel Ezanlar okutamıyor. Yıllardır
yazarım, hâlâ bir "Ezan Enstitüsü ve Okulu" kurulmadı. Bir
yere solmuş, yırtılmış, delik deşik, dörtte biri kopmuş bir bayrak assalar
üzülüp öfkelenmez misiniz? Ezan,
İslâm\'ın, Tevhid\'in bir tür bayrağıdır, simgesidir. Ezan,
hiç olmazsa büyük yerlerde mutlaka güzel okunmalıdır. Diyanet
mensuplarının; müftülerin, imamların, müezzinlerin hepsinin lojmanları var.
Mesken işlerini halletmişler ama Ezan meselesini
halledemiyorlar. Acaba
görevlilerin ve sorumluların kaçta kaçının iyi ve güzel Ezan okunması konusu
diye bir derdi var? Ezan
okunurken hoparlörleri deliler gibi sonuna kadar açmak geri zekâlılıktır,
bedevîliktir. Bu
işin kuralı şudur: Hoparlörün ne kadar açılması gerekiyorsa o kadar açılmalıdır.
Daha fazla değil. Sesi
bed olanlar, doğru dürüst Ezan okuyamayanlar hoparlörle
okumamalıdır. Sesi
müsait olmayanlar, doğru dürüst Ezan okumasını bilmeyenler nağme yapmaya
yeltenmemelidir. Camilerde
önüne gelen kişi müezzinlik yapmamalıdır. Diyanet
bu konuda üniversitelerdeki akustik uzmanlarıyla işbirliği
yapmalıdır. Birkaç
ay önce büyük bir İstanbul camisinin civarında yürüyordum. Birden çok ama
gerçekten çok yüksek bir sesle Ezan okunmaya başlandı. Kadınlı erkekli bir
İtalyan turist kafilesi içindeki 50 yaşlarında bir zat "straordinario" diye
bağırdı. Sanırım sesin yüksekliğine, hoparlörlerin sonuna kadar açılmış olmasına
şaşmıştı. Güzel,
iyi, doğru dürüst, usûl ve kuralına uygun Ezan-ı Muhammedî okunması konusunda
zaman zaman yazmaya devam edeceğim. Bu
tenkitlerim ve uyarılarım hiç gözönüne alınmayacakmış... Alınmasın. Ben yazayım
da. Bir
Müslüman olarak, Ezan konusunda vazifelerini yapmayanlara hakkımı helâl
etmiyorum. |
Mehmed Şevket Eygi
3 Eylül 2009
http://www.milligazete.com.tr/makale/muslumanlar-icin-zafer-yolu-137651.htm