TANZİMAT EDEBİYATI AKIMLARI
TANİZMAT EDEBİYATI DÖNEMİ İLE İLGİLİ 101 SORU TANZİMAT EDEBİYATI AKIMLARI
Ortak görüşte olan yazarların birlikte belirledikleri kurallar doğrultusunda eserlerini yazmalarıyla ortaya çıkmış edebi anlayışlardır. Edebiyat akımlarının kaynağının oluşmasında toplumların sosyal, bilimsel ve siyasi gelişmeleri etkili olmuştur. Genellikle birbirlerine tepki olarak ortaya çıkmışlardır.
KLASİSİZM
- 17.yy ortalarında ortaya çıkmıştır.
- Fransa'da ortaya çıkan bir edebiyat akımıdır.
- Akla ve sağduyuya önem verilir.
- İnsanların iç dünyasına saygı göstermek esastır.
- Konularını eski Yunan ve Latin edebiyatından alırlar.
- Kahramanları seçkin kişilerdir. Sıradan insanlara eserlerinde yer almaz.
- Konu önemli değildir. Önemli olan konunun işleniş biçimidir.
- Dil ve üslup kusursuzdur. Dil açık, yalın ve soyludur.
- Sanat, sanat içindir görüşünü savunurlardır.
- Sanatçı eserde kişiliğini gizler.
- Bu akımla yazılan tiyatro eserlerinde üç birlik kuralı (olay, zaman, mekan)'na uyulur.
- Bu akımın en önemli temsilcileri: Moliere, Corneille, Racine, La Fontaine, Daniel Defoe, N. Boileau, Fenelon...
- Türk edebiyatında ise Şinasi ve Ahmet Vefik Paşa 'dır. Şinasi'nin La Fontaine'den; Ahmet Vefik Paşa'nın da Moliere den yaptığı çeviriler bu açıdan önmlidir.
-
ROMANTİZM
- 1830 Yıllarında Fransa'da ortaya çıkmıştır.
- Klasizme tepki olarak oluşmuştur.
- Konularını tarihten ve günlük hayattan alınır.
- Tabiat önem kazanmıştır (sadece fon olarak kullanıldı, sembolize edilmedi).Gözlem ve tasvire önem verildi.
- Dil Sanatlı ve süslüdür.
- Akıl yerine duygulara ve hayallere önem verirler.
- Sanatçılar eserlerinin kendilerini gizlemediler.
- Sanat toplum içindir görüşünü benimsemişlerdir.
- Konular işlenirken iyi-kötü, doğru-yanlış, güzel-çirkin gibi zıtlıklardan yararlanırlar.
- Üç birlik kuralı uygulanmaz.
- Temsilcileri: Shakespeare, Lord Byron, Goethe, Schiller, Jean Jacques Rousseau, Lamartine, Victor Hugo, Aleksandre Dumas Pere, Alfred de Musset, Aleksandre Puşkin...
- Türk edebiyatında ise Namık Kemal, Ahmet Mithat Efendi, Abdülhak Hamit Tarhan, Recaizade Mahmut Ekrem (şiirde).
REALİZM
- 19.yy'ın ikinci yarısında ortaya çıkmıtır.
- Fransa'da romantizme tepki olarak doğmuştur.
- Konu gerçekten alınır. Olay ve kişiler gündelik hayattan hemen her yerde karşılaşabileceğimiz sıradan kimselerdir.
- Sanatçı duygular yerine, deneye ve gözleme yer vermiş ve bir bilim adamı gibi olaylara yaklaşmıştır.
- Yazar eserlerinde kişiliğini gizlemiştir.
- Kahraman bakış açısı vardır.(Betimlemeler yazarın gözüyle yapılmaz kahramanın gözüyle yapılır).
- Gözleme yer verilmiştir.
- Olayların oluşmasındaki asıl nedene ulaşılmaya ve açıklanmaya çalışılmıştır.
- İnsanın kişiliğinin oluşmasında çevre önemli bir faktördür görüşü savunulmuş ve çevre bütün ayrıntılrıyla anlatılmıştır.
- Sanat için sanat görüşünü savunurlar.
- Hikâye ve Romanda uygulanır.
- Temsilcileri: Gutstave Flaubert, Stendhal, Honore de Balzac, Daniel Defoe, Charles Dickens, Marc Twain, Maupassan, Gogol, Tolstoy, Dostoyevski...
- Türk edebiyatında ise; Recaizade Mahmut Ekrem (roman ve öyküde), Samipaşazade Sezai, Mehmet Akif Ersoy, Halit Ziya Uşaklıgil, Mehmet Rauf, Ömer Seyfettin, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Refik Halit Karay, Reşat Nuri Güntekin, Halide Edip Adıvar.
NATÜRALİZM
- 19. yy'ın ikinci yarısında Fransa'da ortaya çıkmıştır.
- Realizm'e tepki olaak değil, yetersiz gördükleri için ortaya çıkmış bir akımdır.
- Determinizm anlayışını romana getiren akımdır.
- Determinizm: tabiat olaylarında aynı sebepler aynı sonucu doğurur.
- Natüralistler, Determinizmi topluma uyguladılar.
- Amaç: eserlerdeki olay ve kişileri bir bilim adamı gibi deneysel yöntemlerle incelemek ve incelerken de çirkin, iğrenç olayları bile hiç çekinmeden (her ayrınıtısını) anlatmaktır. Bu yüzden gözlem ve tasvir çok önemlidir.
- Toplum büyük bir laboratuar, insan deney konusu, sanatçı da bilim adamı sayıldı.
- İnsan kişiliğini anlatabilmek için içgüdilerden,soya çekim yasalarından ve toplum biliminden (sosyoloji) yararlandılar.
- Yazar eserde kişiliğini gizler.
- Sanat toplum içindir görüşü vardır. Bu yüzden herkesin anlayabileceği bir dil kullanılmıştır.
- Temsilcileri: Emile Zola, Guy De Maupassant, Alphonse Daudet, John Steinbeck, Concourt Kardeşler...
- Türk edebiyatında ise; Hüseyin Rahmi Gürpınar, Nabizade Nazım, Beşir Fuat
Yorumlar -
Yorum Yaz