GASSAN HÜKÜMDARLARININ İSLÂMA DÂVET EDİLMESİ
GASSAN HÜKÜMDARLARININ İSLÂMA DÂVET EDİLMESİ
Gassanîler, Suriye'de oturan en güçlü kabilelerden biri idi.
Hicretin 7. senesi Muharrem ayında, Peygamber Efendimiz, bu kabilenin hükümdarı Hâris bin Ebî Şimr'i de İslâma dâvet etmek üzere Ashabdan Şuca' bin Vehb'i bir mektupla gönderdi.314
Şuca' bin Vehb (r.a.), mektubu alır almaz süratle yola çıktı. Şam'a vardı. Fakat hükümdar Haris'i sarayında bulamadı. Günlerce sarayın kapısında beklemek zorunda kaldı.
Bu arada, Hükümdarın kapıcısı ne için geldiğini sorunca, Resûl-i Ekremin Haris'e gönderilmiş elçisi olduğunu söyledi. Sonra da Peygamber Efendimizin sıfatlarını ona anlattı. Kapıcı Mira anlatılanlar karşısında gözyaşlarını tutamadı. "Ben İncil'i okudum. Bu Peygamberin (a.s.m) sıfatlarını onda aynen yazılı buldum" dedi. Sonra da Resûl-i Ekremin (a.s.m.) peygamberliğini tasdik ederek Müslüman oldu. Ancak Hâris'in kendisini öldürmesinden korktuğu için îmânını gizli tuttu.315
Günlerden sonra Hâris, birgün tahtına oturdu. Elçi Şuca'ı kabul etti. Resûl-i Ekremin mektubunu elçi Şuca' bin Vehb'den alan hükümdar Hâris, açıp bakınca şunların yazılı olduğunu gördü:
"Bismillahirrahmanirrahim! Allah'ın Resûlü Muhammed'den, Hâris bin Ebî Şimr'e!
"Doğru yolda gidenlere, Allah'a iman ve Peygamberini tasdik edenlere selâm olsun! Ben seni, eşi, ortağı olmayan bir Allah'a imana dâvet ediyorum. Dâvetimi kabul edersen, hükümdar olarak yine mülkünde kalacaksın!"316
Bu sözler karşısında Hâris'in tavrı birden değişti. Mübârek mektubu yere atıp hiddetli hiddetli şöyle konuştu:
"Saltanatımı benden kim alacakmış göreyim! O, Yemen'de de olsa, kendisine tâbi olanlarla üzerime gelmeden, ben onun üzerine gideceğim!"317
Sonra da, atlarının nallanmasını adamlarına emretti. Elçi Şuca' Hazretlerine dönerek, "Git, sahibine gördüğünü haber ver" dedi.
Hükümdar Hâris, Medine üzerine yürümeye kararlıydı. Bunu o sırada Kudüs'te bulunan Kaysere yazdığı mektupta da açık açık belirtiyordu. Ancak Kayserden gelen cevap bu kararın hilâfinaydı. Kayser ona, "Sakın, onun üzerine yürüme" tavsiyesinde bulunuyordu.
Kayserin mektubunu aldıktan sonra Hâris bin Ebî Şimr biraz aklını başına toplamış olacak ki, elçi Şuca' Hazretlerini ikinci kere huzuruna çağırdı. Ne zaman gideceğini sorduktan sonra da, adamlarına kendisine yüz miskal altın vermesini de emretti.318
Kapıcı Mira, saraydan ayrılıp Medine'ye gitmeye hazırlanan Şuca'nın (r.a.) yanına vardı. Onun için hazırladığı yol azığı ile elbiseyi verdikten sonra, "Allah Resûlüne benden selâm söyle ve Müslüman olduğumu da ona haber ver" dedi.319
Hâris'e Yapılan Beddua
Şuca' bin Vehb, Medine'ye geldi. Hz. Resûlullahın huzuruna çıkarak görüp duyduklarını bir bir anlattı.
Hâris'in elçisine ve mektubuna karşı takındığı menfi muameleyi öğrenen Resûl-i Kibriyâ, "Saltanatı yok olsun!"320 diyerek ona beddua etti.
Aradan fazla bir zaman geçmeden, Hicretin 8. yılında bu bedduanın tesiriyle Hâris dünyadan kâfir olarak göçüp gitti ve Gassanî saltanatı Cebele bin Eyhem'e geçti. O ise, Gassanî saltanatının son hükümdarı oldu.321
314. Sîre, 4:254; Tabakât, 1:261.
315. Tabakât, 1:261; İnsanü'l-Uyûn, 3:305.
316. Zâdü'l-Mead, 3:72; İnsanü'l-Uyûn, 3:304.
317. Tabakât, 1:261; İnsanü'l-Uyûn, 3:305.
318. İnsanü'l-Uyûn, 3:305.
319. Tabakât, 1:261; İnsanü'l-Uyûn, 3:305.
320. Tabakât, 1:261; İnsanü'l-Uyûn, 3:305.
321. Tabakât, 1:261; İnsanü'l-Uyun, 2:43
Yorumlar -
Yorum Yaz