• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/halilakpinar
  • https://api.whatsapp.com/send?phone=05056611119
  • https://www.twitter.com/halilakpinar
  • https://www.instagram.com/halilakpinar1453
  • https://www.youtube.com/channel/UCz-evvQhDvbJLw5bg_A8P1Q
Üyelik Girişi
MUHTEVA
Site Haritası

Custom Search

Samim KOCAGÖZ-KALPAKLILAR

Samim KOCAGÖZ-KALPAKLILAR

Eser Hakkında:

“Türkiye’yi yağmaya gelen 1919 yılının sömürgecilerine karşı kabaran öfke, o yılların öfkesidir; o yılların hiddetidir. Ama bugün de sömürgeciliğe karşı duyulabilecek öfkenin aynıdır elbette.”-Samim Kocagöz

 

Samim Kocagöz Hayatı ve Edebi Yönü

 

Yazar, bu eseri bizzat yaşamış insanlardan derleyip dinleyerek oluşturmuştur.  Eser, Atatürk’e ve İstiklal Ordusu’nun şehit ve gazilerine armağan edilmiştir. Kalpaklılar, ön söz, yedi ana bölüm ile otuz üç ara bölümden oluşan ” Belgesel ” ve bir dönem romanıdır.  Eserin her bölümün başına Nutuk’dan sözler yerleştirilmiştir.

Eser, Batı Cephesi, Kuva-yı Milliye’nin kuruluşu, Ankara ve Kastamonu’nun durumlarını ve Düzce Ayaklanması’nı konu edinmektedir.  Eser “ Duygulu ve epik bir tutumla yazılan kitap canlı portreler, karakterlerle doludur.”[1]

Eser MEB Yüz Temel  Eser listesinde  ve öğrenci ve öğretmenlere tavsiye edilmiş eserler arasındadır.

 Eser, 1959 yılında filme de alınmış, Yönetmenliğini ve senaryosunu Nejat Saydam’ın yaptığı filmde Sadri Alışık ,  Nubar Terziyan ,  Çolpan İlhan ,  Kemal Ergüvenç ,  Zeki Alpan baş rolleri paylaşmıştır. 

KONUSU

Kalpaklılar, Samim Kocagöz’ün belgelere dayanarak işlediği bir epik bir tarihi romandır.  Roman İşgal altındaki topraklardan Kuvayı Milliye’nin doğuşunu, cephelerdeki çarpışmaları Düzce isyanı gibi muhalif hareketleri ve isyanları, padişah yanlıları ile milli mücadele taraftarlarının verdikleri mücadeleyi anlatan belgesel nitelikli tarihi bir dönem romanıdır.

Eser Kurtuluş Savaşı’nın başlangıç yılarlını her yönden ele alarak bir ulusun bağımsızlık için verdiği mücadeleyi her yönden işleyen bir romandır.

 

 

ROMANIN KARAKATERLERİ

Hasan Tahsin Bey: Hasan Tahsin, İzmir’in işgalinde düşmana kurşun sıkan gazetecimizdir.

Kuva-yı Milliyeci Yusuf: alçak gönüllü, cesur ve milletine inanan Çanakkale gazisi kültürlü bir avukattır. İstiklal Savaşında sol kolundan yaralanır ve dirseğinden kesilir. Buna rağmen cephelerde mücadeleye devam eder.

Talip:  vatansever, cesur ve faziletli bir kahramandır.

Müjgan: Bir paşa kızı ve Sadrazamın serkâtibidir. Kolejde okuyan, birkaç dil bilen, dönemine göre çok kültürlü ve sosyal bir genç kızdır. Millî Mücadeleye yürekten inanır ve tüm tehlikeleri göze alarak halka yardım eder.

 

Kalpaklılar Özeti:

İzmir, düşman işgal edilmek üzeredir. Hasan Tahsin Bey,  ne yapacaklarını düşünmektedir ve insanlar ümitsizdir. İzmir valisi ve tüm yetkililer İstanbul Hükümetinden emir almakta ve işgal karşısında sessiz durmaktadır.  İşgale karşı çıkanlar Redd-İ İlhak cemiyetini kurmuşlar karşı çıkmaya karar almışlardır.  Hasan Tahsin Bey, bu cemiyetin bir şey sağalamayacağını düşünüp üzülmektedir

İzmir limanına Yunan üniformaları ve silahları gelmekte ve İşgal hazırlıkları tamamlanmaktadır. İzmir’deki Rumlar potansiyel tehlikedir.  Yunan işgaline Rumlar çok sevinmektedir. Hasan Tahsin ise sanki bir planı varmış gibi davranmaktadır.

Avukat Yusuf arkadaşı Hasan Tahsin’in evine gider.  Hasan Tahsin, düşmana karşılık vermek niyetindedir.  Tarih 15 Mayıs 1919′dur. Hasan Tahsin, yolda Yusuf’la karşılaşır. Yusuf, düşman donanmasının İzmir’e girdiğini söyler. İzmir sokaklarında Rumlar eğlenmekte, Yunan askerleri şehre doğru geldiğini görmüşlerdir. Hasan Tahsin, Yusuf’a veda ederek ayrılır. Hasan Tahsin, Yunan askerlerine doğru ilerleyip Yunan askerlerinin üzerine bomba fırlatır. Fakat kısa sürede Hasan Tahsin’i öldürüp linç ederler. Yusuf, bu görüntüye dayanamaz, sokaklarda Yunan askerleri ile çatışır ve bir eve sığınır.

Yunanlılar şehirde katliama başlamış, Yusuf, pek çok vatanseverin öldürülmesine şahit olmuştur. Yunan askerleri Türk subaylarının kalpaklarını başlarından alıp yere çalmakta   “Zite Venizelos” diye bağırmayanları öldürmektedir.  Miralay Fethi ile Tabip Kaymakam Şükrü Bey “Kato Venizelos” diye bağırmadıkları için öldürülmüştür. Yusuf, amcasının çalıştığı gümrük bürosuna gitmiş, Yusuf ve yanındakiler Yunan askerlerine esir düşmüştür. Fakat Yusuf şans eseri kurtulur ve kendini Türk Ocağı’na atar. Türk Ocağı’ndakiler ise toplanmış, lk fırsatta Anadolu’ya geçip Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’ne katılma kararı almışlardır. Yusuf da bu amaçla yola çıkar ama Yaralanır. Ateşler içinde amcasının evinde üç gün yatar. Nişanlısı Nemide hep yanındadır.

Yusuf, amcasının yardımıyla Anadolu’ya doğru yola çıkar. Parsalı Rasim, İlyas, Salih ve Yusuf, Salihli’de toplanan Müdafaa-i Hukuk birliklerinin yanına giderler. Salihli’ye varmadan önce Yusuf ailesini görmek için Mansa’ya uğrar. Fakat Manisa sokakları mezar sessizliğindedir, tüm evler talan edilmiş, insanlar toplatılmıştır. Yusuf ile arkadaşı Salih Efe kenar yollardan dolaşıp evine geldiklerinde kapıyı açık bulurlar. Yusuf’un kardeşi Neriman Yunan askerlerinin saldırısına uğramış, kan içindedir. Kız, şerefini korumak İçin kendini asmıştır. Yusuf ağlamaya başlar. Şehit kız kardeşini bahçeye gömer ve oradan uzaklaşırlar.

Yunanlıların İzmir’i işgalinden sonra Aydın da düşmanların elindedir. Türk çeteleri düşmana baskınlar düzenlemektedir. Söke’de Yzb. İbrahim Bey, İtalyanların işgalindeki kasabada Kuva-yı Milliye çalışmalarını yürütmekte ve baskınlar düzenlemektedir. Karıngeçti köyünde İki müfreze toplayıp Germencik istasyonuna baskın yapar. Selim Efendi, Hüseyin Çavuş ve Giritli Cafer Efe’nin seksen kişilik birliği istasyonu kuşatır. Selim Efendi bombayı alıp savururken vurulmuş, bomba yakına düşmüş düşmana az tahribat vermiştir. Yerli Rumlar baskını haber vermiş düşman tertibat almıştır.  Düşmanın ateşiyle birçok gönüllü ve Giritli Cafer Efe de şehit olur. Türk çeteciler geri çekilmişlerdir.

Mustafa Kemal, Sivas kongresini toplamış, İstanbul’da Damat Ferit Paşa, düşmanla anlaşma yapmış, Millî Mücadeleyi yok etmeye çalışmaktadır. Bu planların gerçekleştiği yerlerden biri de Bebek’te bir konaktır. Darülfünun talebesi Talip, konaktaki gelişmeleri öğrenmekle görevlidir. Fatih’te bir depoda ‘On dört’ lakaplı birinden emirler almaktadır. On dört, ona Anadolu’daki gelişmelerden ve Millî Mücadeleden haberler getirmektedir. Millî Mücadelenin İstanbul’daki kulağı ve kolu olan Talip ve arkadaşları İstanbul hiç güvenli olmadığı için çok dikkat etmektedirler.  Görevleri Bebek’teki paşa kızı ile ilişkiye girerek İstanbul Hükümetinin planlarını önceden öğrenmektir. Bebek’teki yalının sahibi Sadrazam Damat Ferit’in ser kâtibidir. Talip serkatipin kızı Müjgan’ı kendine âşık edebilirse çok şey öğrenecektir. Kısa sürede Mülgan, Talip’e karşılık vermeye başlar Müjgan çok zeki ve bilgili bir kızdır. Kolejde okumakta ve birkaç dil bilmektedir. Ayrıca Mustafa Kemal yanlısıdır. Talip’in niyetini tahmin etmiş ve onları ele vermeyeceğine söz vermiştir. Müjgan Talip’e her konuda bilgi vermeye başlar.

15 Eylül 1919′da 23 yaşındaki Mülazım Seyfİ kendisine verilen mektubu hiç okumamak şartıyla Çankırı’ya ulaştırmakla görevlidir. İsyan eden Kastamonu valisini tevkif edip Miralay Osman Bey’i kurtarmakla görevlidir. Yusuf ve arkadaşları Kastamonu’ya geldiklerinde Kastamonu Millî Mücadeleye katılmıştır.

Kastamonu’nun Kuva-yı Milliye’ye katılması diğer illeri de cesaretlendirmiştir. Yusuf, İsyancıları götürmek üzere yanındakilerle Ankara’ya gitmeye karar vermiştir.

Mehmet ve Osman hükümet konağındaki kaymakamı korumakla görevlidir.  Yörük Ali Efe, bulundukları şehre, kaymakama gelmiş, Yörük Ali Efe, tehlikeli olmaya ve oradakileri korkutmaya başlamıştır. Uzun zamandır para ve silah yardımı yapılmadığı için nerdeyse yardımdan vazgeçecektir. Söke halkı toplanıp istediği parayı verdikten sonra iş tatlıya bağlanır.

1920′de Müjgan, Talip’e İstanbul Hükümeti ile ilgili öğrendiklerini anlatmakta kaçırdığı evrakları Talip’e vermektedir. Müjgan,  buna karşılık Talip’ten Anadolu’ya giderken onu da götürmesini istemektedir. Talip, bir süre sonra Müjgan’ı evleneceği kız olarak ailesiyle tanıştırır. Bir süre sonra Müjgan’in babası durumu fark eder ve kızını yanına çağırır. Ağlayarak vatan haini bir babanın vatansever kızı olduğu için ona teşekkür eder ve Mustafa Kemal’in yanında olmasını istediğini anlatır. Müjgan çok şaşırır ve babasının tehlikeyi göze alarak yaptığı fedakârlıklar karşısında ağlamaya başlar. Babası, Müjgan’a bütün bildiklerini anlatır, yakında İstanbul’un işgal edileceğini Talip’e bildirmesini söyler. Fakat babasının bu durumunu Talip başta olmak üzere kimseye bildirmeyecektir. O, hep Damat Ferit yanlısı gibi görünmelidir. Müjgan’a Talip’le savaş bitene kadar görüşmemesini tembih eder.

İstanbul işgal edilmiştir. Düşman askerleri hükümetle iş­birliği yapıp ilk olarak Kuvayı Millîyeci mebusları tevkif etmeye başlamışlardır.

Kalkandelenli Tahsin’in İstanbul Polis Müdürü olması üzerine Karadeniz yoluyla Anadolu’ya geçmeyi planlayan Talip, Müjgan’la birlikte gemiye biner. İngiliz hücum botunun “dur” uyarısı üzerine yavaşlayan gemilerine yaklaşınca bomba fırlatıp hucüm botunu batırırlar. Fakat İngilizlerin açtığı ateşle alnından yaralanan Müjgan şehit olur.

Yedinci bölümde Gerede ve Düzce isyanları ele alınır. Ankara’dan Gerede’ye gelen Heyet-i Nasıha Mebusu ( Öğütleme Kurulu) Hüsrev Bey ile on kişilik kafileyi 31 Mart olayının elebaşlılarından Kör Ali Hoca önderliğindeki kalabalık karşılar, kuşatır. Dört milletvekili tartaklanır. Milletvekillerini jandarmalar halkın elinden kurtarıp Gerede’ye getirirler. Dördüncü günün akşamında elleri kelepçeli, boyunları zincirle birbirine bağlı bir halde olan milletvekilleri Düzce’ye getirilir.

Anadolu’da Kuvayı Millîye hızla ilerlemekte iken Yusuf ve yanındakiler Hürriyet ve İtilaf Fırkası yanlıları olduğunu sandıkları kişiler tarafından hapsedilmiştir. Yusuf’un yanında Millî Mücadele yanlısı olan mebuslar da vardır. Birçoğuna büyük işkenceler yapılmış, mallarına el konulmuştur. Damat Fe­rit Paşa Hükümeti, Atatürk ve yanlılarının idam edilmesi kararı çıkarmıştır. Düzce’de bir hapishanede olan Yusuf’un da içlerinde bulunduğu 9 kişi idam edilmek üzere bir alana götürülür. Tam kurşuna dizileceklerken öldürmekle görevli olanlardan birinin insafa gelmesi ile kurtulurlar. Kurtaran kişi, Millî Mücadele yanlısıdır.

28 Nisan 1920′de bir gazetede çıkan haber İstanbul hü­kümetinin savunmaya geçtiğini bildirmektedir. Ankara Hükümeti de Hıyanet-i Vataniye Kanunu çıkarmış ve isyancıları cezalandırmaya başlamıştır.

 

 

Samim KOCAGÖZ (1916-1993), Roman, hikâye, deneme yazarı.

 Samim Kocagöz Hayatı ve Edebi Yönü : Hakkında Detaylı Bilgi İçin Tıklayın

Ailesinin yaşadığı Söke’de İlkokulu, İzmir’de liseyi, İstanbul’da da İ. Ü. Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nü 1942’de bitirdi. Lozan’da sanat üzerinde çalışmalara katıldı. Ailesinin Söke’deki topraklarında çiftçAilik yaptı. İzmir’e yerleşip yazarlığını sürdürdü. Gözlemci gerçekçilikle toplumcu gerçekçiliğe uyan yazarımız Demokrat İzmir, Yeditepe, Yeni Ufuklar, Varlık, Türk Dili dergilerinde hikâye ve denemeler yazdı.

 

Hikâye: Telli Kavak, Ahmet’in Kuzuları, Yağmurdaki Kız, Bütün Öyküleri (1991). Roman: Onbinlerin Dönüşü, Kalpaklılar, Dolu Dizgin, Bir Çift Öküz, İzmir’in İçinde.Deneme:Roman ve Yazarlık Onuru.

 

Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi44
Bugün Toplam227
Toplam Ziyaret3773592
VİDEOLAR
Hava Durumu
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar34.413134.5510
Euro36.357136.5028
Takvim