• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/halilakpinar
  • https://api.whatsapp.com/send?phone=05056611119
  • https://www.twitter.com/halilakpinar
  • https://www.instagram.com/halilakpinar1453
  • https://www.youtube.com/channel/UCz-evvQhDvbJLw5bg_A8P1Q
Üyelik Girişi
MUHTEVA
Site Haritası

Custom Search

Necmettin Erbakan Efsanesi

Necmettin Erbakan hakka yürüdü. Darbe yıldönümünden bir gün önce!
 
O sıradan bir parti lideri değildi. O’nun fikir ve kadroları zannedildiğinin aksine uzun yıllar siyaseti etkileyecek.
 
Necmettin Erbakan, siyaset sahnesine çıktığı günden beri, kendilerini sistemin bekçileri sananların gazabını üzerine çekti. Son partisi hariç kurduğu bütün partiler kapatıldı. O hiç yılmadı. Sabırla yoluna devam etti.
 
70’lerdeki iktidar yürüyüşü CHP ile kurduğu koalisyon nedeniyle 96’ya kadar gecikti. CHP ile kurduğu koalisyon uzun ömürlü olsaydı, belki 12 Eylül yaşanmayacaktı.
 
Kim bilir?
 
Kıbrıs harekatında da O’nun katkılarını görüyoruz.
 
Sistemin sinir uçlarına dokunmaktan çekinmemesi ayrı bir özelliğiydi. Sistem harekete geçtiğinde ise sadece sabrediyordu.
 
Sistem O’nu hep sakıncalı gördü. Sistemin bekçileri AK Parti iktidarıyla birlikte Sayın Erbakan’ı yeniden keşfettiler. Utanmasalar Saadet Partisine intisap edeceklerdi.
Urfa – Konya gibi şehirlerde, hocanın öğrencileri müthiş belediyecilikleriyle dikkat çektiler. Dürüst yönetim, modern şehircilik, çevreye önem verme ve ahalinin adam yerine konması belediyecilikte müthiş bir değişim yaşattı. Birçok kişi, artık ülke, neden Milli Görüşçü belediyeler gibi yönetilmiyor sorusunu sormaya başladı. Ankara İstanbul gibi büyük kentlerin de Milli Görüş kadrolarınca yönetilmeye başlanması iktidar kapısını araladı. Kronik sorunların çok kısa sürede çözülmesinin şaşkınlığı yeni bir sayfanın açılmasına neden oldu.
 
1996 yılındaki başbakanlık, sistemin dayanabileceği bir şey değildi.
 
Ekonomi çok kısa sürede toparlanmaya başlamıştı. Sayın Erbakan içerideki başarısını Lozan’ın ruhuna aykırı olarak dışarıya taşımaya başlamıştı. Bu kabul edilemezdi. Çünkü birileri hala Lozan antlaşmasının geçerli olduğunu zannediyordu.
 
Neyse o başka bir konu…
 
Necmettin Erbakan aktif siyasetten çekilmeye zorlandı. Bu mümkün olmayacaktı. Sistemin bekçileri, O’nun ektiği tohumlardan kurtulmanın imkansız olduğunu fark ettiklerinde iş işten geçmişti.
 
Darbe sürecinde kendisini terk eden öğrencilerine yine babacan ( çok nadir olarak ta sert) bir tavırla “yaramaz çocuklar” diyecekti.
 
Bölünmeler Türk siyasi hayatının kaderi. Ana bünyeden ayrılanlar bir çatı altında siyaset hayatlarını devam ettirirler. Ayrılanlar birden fazla çatıda yaşayamazlar.
Milli Görüş ise bu gün ( Abdüllatif  Şener’in partisini de sayarsak) 4 parti olarak karşımızda.
 
İlginç değil mi?
 
Milli Görüş ekibinin yetişmiş kadroları sitemin artık her tarafında varlar.
Sayın Erbakan’ın gözde öğrencilerinden biri Cumhurbaşkanı, diğeri başbakan.
Türkiye bugün İslam aleminin parlayan yıldızı. Öğrencisi hocasından aldığı ilhamla bölge değil dünya liderliğine oynuyor.
 
Düşmanlık politikaları yerini işbirliğine bıraktı. Vizesiz gidebildiğimiz ülkelerin sayısı her gün artıyor.
 
Bu gelişmelerin fikir babası Merhum Erbakan’dır.
 
Özetle bugünü anlamak için Merhum Erbakan’ı iyi tanımamız lazımdır.
 
Merhum Erbakan, kendine özgü politikalarıyla, maddi ve manevi kalkınmanın öncülüğünü yapıyordu.
 
Ağır Sanayi ve İslam ülkeleriyle sağlanacak işbirliğinin hemen bütün sorunları çözeceğini ileri sürüyordu. Bundan dolayı da batı düşmanlığını siyasetinin merkezine koyuyordu. Son dönem Kemalistlerin de fark ettikleri gibi, mevcut düzenle çok az ayrışıyordu. Ekonomide devletçi, siyasette milliyetçiydi. O’nun milliyetçilik anlayışı, batı düşmanlığı noktasında Kemalistlerle ortaklaşırken, İslam kardeşliği yönüyle ayrılıyordu. Merhum Erbakan’ın İslam kardeşliği elbette önemli ama “milleti hakime”yi merkeze aldığından biraz sorunludur.
 
Netice olarak, düzenin korkmaması gereken bir liderdi Merhum Erbakan. Onu anladılar ama biraz geç anladılar.
 
Merhum Erbakan resmi ideolojiyle halkı barıştırmaya uğraştı durdu. Çünkü devletçiydi. Ama onun devletçiliğiyle Kemalistlerin devletçiliğini aynı kabul etmek, haksızlık olur. Sonuçta Merhum Erbakan’da devletçi bir politikayı savunuyordu. Özgürlüklerle ilgili sorunlarımızın dünyaya rağmen çözülebileceği öngörüsüne de bizim katılmamız mümkün değildir.
 
Merhum Erbakan’ı Erbakan yapan şey en katı sorunların çözümünde bile çok esnek yollar önerebilmesidir.
 
Kimseyi azarlamaması ve rakiplerine ağır ifadeler kullanmaması örnek alınması gereken davranışlarıdır.
 
Katılmadığımız fikirleri olsa da O’na her zaman saygı duyacak ve özleyeceğiz.
 
Allah rahmet eylesin.
 
Ahmet Hamdi Ayan-Habervakti http://www.habervakti.com/?page=articles&id=5697

Yorumlar - Yorum Yaz
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi45
Bugün Toplam380
Toplam Ziyaret3773745
VİDEOLAR
Hava Durumu
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar34.413134.5510
Euro36.357136.5028
Takvim