BARTIN KÖKSAL TOPTAN LİSESİ 2008 – 2009 ÖĞRETİM YILI 1. KANAAT DÖNEMİ
DİL VE ANLATIM 12 ORTAK SINAV SORULARI
14 OCAK 2009
AD SOYAD :…………………………………… NUMARA :………………………….. SINIF :……………….
AAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAA
1. —; bir yazarın, herhangi bir konu üzerinde, özel görüş ve düşüncelerini hiçbir iddiaya yer vermeden, kesin yargılara varmadan anlattığı yazı türüdür. Batı edebiyatında essai (ese) adı verilen bu türün konuları genellikle edebiyat, sanat, bilim, felsefe vb.dir. Bu türü dünya edebiyatına — yazar, — kazandırmıştır.
Bu parçada boş bırakılan yerlere aşağıdakilerin hangisinde verilenler getirilmelidir?
A) Makale - Türk - Namık Kemal
B) Fıkra - Türk - Ahmet Rasim
C) Gezi yazısı- Türk - Evliya Çelebi
D) Eleştiri - İngiliz – Bacon
E) Deneme - Fransız – Montaigne
2. (I) Söyleşi; makale planıyla, fakat bir karşılıklı konuşma havası içinde yazılan yazılardır. (II) Bu yazıların en önemli özelliği, yazarın samimi, içten bir ifade tarzını ortaya koymasıdır. (III) Söyleşi, Türk edebiyatında İslamiyet’in kabulünden sonra görülmeye başlanmıştır. (IV) Söyleşilerde yazar, okuyucu ile bir sohbet havası içinde senli benli bir hava yaratır.(V) Söyleşilerde yazar, düşüncelerinin doğruluğunda ısrar edici olmaz; çünkü bu yazılarda, daha çok yazarın kişisel düşünceleri ağırlık kazanır.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde bir bilgi yanlışı yapılmıştır?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
3. Aşağıdakilerin hangisinde verilenlerin tümü gazete çevresinde gelişen metin türleridir?
A) Makale - mektup - fıkra - eleştiri - günlük - röportaj - haber yazıları
B) Tarihî metin - deneme - fıkra - anı - tiyatro - röportaj - haber yazıları
C) Felsefi metin - deneme - günlük - eleştiri -sohbet - röportaj - anı
D) Makale - deneme - fıkra - eleştiri - sohbet - röportaj - haber yazıları
E) Biyografi - deneme - günlük - bilimsel metin -sohbet - röportaj - gezi yazıları
4. Artık her gün o kahvedeydim. Altı yedi kadar müşterisi vardı. Hiçbir gün bu sayıyı geçtiğini zannetmiyorum. Onların ne yüzü, ne kılığı hatırımda... Esasen sokakta onları görseydim anımsamazdım. Onlar ancak o kahvede, kirli sarı duvarların arasında mevcuttular.
Olaya bağlı bir metinden alınan yukarıdaki parçada olay hangi bakış açısıyla anlatılmıştır?
A) Gözlemci anlatıcının bakış açısıyla
B) Kahraman anlatıcının bakış açısıyla
C) İlahî bakış açısıyla
D) Yazarın bakış açısıyla
E) Okurun bakış açısıyla
5. I. Olayların anlatımında rastlantılara sıkça yer verme
II. Yabancı etkilerden uzak, son derece yalın ve anlaşılır bir dil kullanma
III. Günlük yaşama veya tarihe ait konuları işleme
IV. Kişileri, tümüyle iyi ya da kötü olmak üzere, tek yönlü olarak anlatma
V. Olayların akışı keserek okura bilgi ve öğüt verme
Yukarıdaki açıklamalardan hangisi Tanzimat romanının özelliklerinden biri değildir?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
6. Genç yönetmen yeni filmi için yüzü düzgün, kamera karşısında rahat, düş gücü gelişkin bir kadın oyuncu arıyordu. Gazeteye ilan vererek adayları davet etmişti. Gün boyu peş peşe girdiği mülakatlardan yorgundu. O, kendine yeni bir kahve koyarken, sıradaki oyuncu adayını içeri aldılar. Genç kız, yüzünde meraklı bir tebessümle deneme kamerasının karşısına oturdu ve yönetmenle sohbete başladı. Kısa bir konuşmadan sonra yönetmen değişik bir şey denemiş olmak için "Çantanızı açıp bana içindekileri birer birer anlatır mısınız?" dedi. Genç kız arkadaki çantaya uzandı. Fermuarını açtı. Önce eline gelen iri kırmızı elmayı çıkarıp anlattı: "Bu elmayı sabah tezgah başında meyvelerini parlatırken gördüğüm manav hediye etti. Çok iştahlı bakmış olmalıyım." Sonra çantadan bir kitap çıkardı.
Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisi belirlenebilir?
A) Hikâyenin gözlemci bakış açısıyla yazıldığı
B) Metnin yazılış amacı
C) Yazarın sahip olduğu zihniyet
D) Metin - gelenek ilişkisi
E) Metinler arasındaki ilişki
7. 9. Hariciye Koğuşu, yaşanan olayların, izlenimlerin, duygu ve düşüncelerin kahramanın ağzından anlatıldığı bir ben romanıdır. Romanın kahramanı 15 yaşındaki hasta bir gençtir. Romanda gencin psikolojik çözümlemesi başarıyla yapılmıştır. Bu yönüyle eser, psikolojik bir romandır. Olaylar 15 yaşındaki genç üzerine kurulsa da Nüzhet ve Doktor Ragıp da romanın önemli kişileridir. Ancak bunlar ikinci planda ve silik olarak bırakılmıştır. Hasta gencin, kaldığı konakta Nüzhet'e duyduğu karşılıksız sevgi, romanın okunurluğunu olumlu yönde etkilemiştir.
Bu parçada 9. Hariciye Koğuşu adlı romanla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
A) Yaşananların birinci şahsın ağzıyla anlatıldığı bir üslubunun olduğuna
B) Ana kahramanının hasta bir genç olduğuna
C) Hasta gencin, yazarın kendisi olduğuna
D) Psikolojik çözümlemelerin ağırlıkta olduğuna
E) Gencin karşılıksız sevgisinin, romanın okunurluğuna katkı sağladığına
8. A! Çok sevindim buna.
Ne güzel bir çocuk bu böyle!
Bu cümlelerde dil hangi işlevinde kullanılmıştır?
A) Heyecana bağlı işlevi
B) Dil ötesi işlevi
C) Alıcıyı harekete geçirme işlevi
D) Göndericilik işlevi
E) Kanalı kontrol işlevi
9. Dalga dalga hücum edip pişmanlıklar
Unutuşun o tunç kapısını zorlar
Ve ruh, atılan oklarla delik deşik;
İşte, doğduğun eski evdesin birden
Yolunu gözlüyor lamba ve merdiven
Susmuş ninnilerle gıcırdıyor beşik...
Bu dizelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Niteleyici sözcükler kullanılmıştır.
B) İnsana özgü nitelikler başka varlıklara aktarılmıştır.
C) Örneklere yer verilmiştir.
D) Kimi sözcükler mecaz anlamları ile kullanılmıştır.
E) Düş gücünden yararlanılmıştır.
10. Akdeniz bölgesinin çatısı Toros Dağlan tarafından meydana getirilmektedir. Dağlar bazı yerlerde denize çok sokulur, kayalık ve az girintili çıkıntılı bir kıyı üzerine dikine inerler. Bazı yerlerde ise kıyı çizgisi ile dağ sınırları arasına Adana Ovası gibi geniş düzlükler girer. Bu bölge özelliğini kendine komşu olan ılık denizden alır. Fakat denizin etkisi yüzey şekillerine ve yükseltiye göre değişir. Akdeniz iklimi kıyı ovalarından içeriye sokulduğu halde dağlık yerlerde ancak dar bir şerit üzerinde kendini belli eder ve yükseklere doğru önemli değişikliklere uğrar.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangisinde verilenlerden yararlanılmıştır?
A) Öyküleme - betimleme - benzetme
B) Açıklama - betimleme - karşılaştırma
C) Tanımlama - açıklama - karşılaştırma
D) Karşılaştırma - tartışma - betimleme
E) Öyküleme - örneklendirme - tanımlama
11. Mimarideki gösterişli rekabette, Taipei 101 adıyla anılan 509 metrelik 101 katlı gökdelen dünyanın en yüksek binası olarak öne çıkıyor. Bazılarınca bir bambu sapına, hatta üst üste konmuş Çin yemeği paket servis kutularına benzetilen Taipei 101, gördüğünüz en zarif yapı olmasa da, saniyede 16.8 metre hızla yükselen dünyanın en hızlı asansörlerine sahip olmasıyla övünüyor. Mühendisler, binadakilerin kendilerini huzurlu hissetmesi için 88. katın üstüne 660 ton ağırlık yüklenen dev bir sarkaç asmış. Bir dizi darbe emici eklenen sarkaç, rüzgârın etkisini azaltarak binanın sallanmasını azaltıp mide bulantısını önlüyor.
Bu parçanın anlatımı için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Olumlu ve olumsuz durumlar bir arada verilmiştir.
B) Açıklayıcı anlatım yöntemine başvurulmuştur.
C) Sayısal verilerden yararlanılmıştır.
D) Yazar, düşüncesini benimsetmeye çalışmıştır.
E) Karşılaştırmaya başvurulmuştur.
12. Şiir, kişisel sorun anlatma aracına indirgenemez. Anlatılanlar ozanın içinde bulunduğu özel koşullara tıpatıp uysa bile, dahası şair "Evet, bu şiirde ben kendimi anlattım." dese bile, şiirin özünü ilgilendirmez bu. Nice halk şiirini, son dizelerde şair adını belirttiği için mi okuruz? Yani özel yaşamları konusunda bilgi edinmek için mi? Elbette ki hayır. Bir şiiri şiir olarak çekici kılan şey, sunduğu iletinin düzenleniş biçimidir.
Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Şair, şiirde kendi sorunlarından yola çıkarak toplumun problemlerini anlatmayı amaçlar.
B) Şiir, okuyucuya mesaj verme amacına uygun bir tür değildir.
C) Şiiri etkili kılan unsur konusu değil, konuyu işlerken sözleri diziş biçimidir.
D) Şiir, bireysel konuları işlemeye başladığında toplumdan uzak, soyut bir sanat olur.
E) Şiirde adı geçmese bile, gerçek şair üslubuyla kendini belli eder.
13. (I) İnsanlık tarihi boyunca fazla kilolar, sağlığın ve refahın simgesi olarak görülegelmiştir. (II) Günümüzdeyse şişmanlık, dünyanın en varlıklı ülkelerinde yaşayan insanların sağlıklarını tehdit eden bir hastalık olarak algılanıyor. (III) Şişmanlık kalıtımsal bir hastalıktır. (IV) Özellikle gelişmiş ülkelerde şişmanlığın görülme sıklığı sürekli artıyor. (V) Öyle ki şişmanlığa bir tür salgın hastalık gözüyle bakılıyor. (IV) Bu hastalığı tedavi etmeye aday sağlık merkezleri de artıyor.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır?
A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI.
14. (I) Eğer polisiye ya da bilimkurgu romanı yazıyor olsaydım, amacımın roman yazmak olduğunu söyleyebilirdim. (II) Ama benim gibi, malzemesi hayat olan bir yazar için yazmak, bir amaçtan çok bir araç olarak kalıyor. (III) Yazmaya başladığım ilk yıllarda ya yazacaktım ya da ölecektim. (IV) Ben de yazmaya mecbur kaldım; başka bir şansım yoktu, anlayacağınız. (V) Sadece hayatımı sürdürebilmek için yazıyordum.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde anlatım bozukluğu vardır?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
15. Aşağıdakilerin hangisinde, "Sınıftaki herkes, testin iki sorusunu yanlış cevaplamışlardı." cümlesindekine benzer bir anlatım bozukluğu vardır?
A) Bu mevsimde ağaçların aşılanması gerekir.
B) Hemen hemen her sanatçı, sanat yaşamlarında ünlü sanatçıları örnek almışlardır.
C) İnsanların başarılarını anlamak için sözlerine değil, yaptıklarına bakılmalıdır.
D) Kültürün önemli bir bölümünü dile dayalı eserler oluşturur.
E) Hiçbir düşünce özgün değildir, hepsi başka düşüncelerin sentezidir.
16. Fıkraları, romanları, öyküleri İle tanıdığımız Oktay Akbal'ın özgün yanlarından biri de denemeciliğidir. Edebiyatın en önemli sorunları onun denemelerinde dile gelir. Yaşamın ayrılmaz bir parçası olan edebiyatın işlevi üzerinde dururken, bizim yazarlarımızın ve evrensel edebiyat dünyasının önemli yazarlarının düşüncelerini aktarır. Denemelerinde kendini ortaya atıp yalnızca kendi düşüncelerinin bellenmesini, yanılmaz-tartışılmaz gibi kabul edilmesini istemez, denemenin en azından böyle bir tutuma, anlayışa karşı olduğunu çok iyi bilir.
Bu parçadan Oktay Akbal'la ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?
A) Yerli ve yabancı birçok yazarın düşüncelerini okuyucuya yansıttığı
B) Gazetecilik yanının da, en az edebiyatçılığı kadar önemli olduğu
C) Roman, öykü, fıkra ve denemeler yazdığı
D) Deneme türünün gereklerine uygun yazılar yazdığı
E) Edebiyatımızın önemli sorunlarını dile getirdiği
17. Aşağıdaki dizelerde yer alan altı çizili sözcüklerin hangisinde, birden çok yapım eki kullanılmıştır?
A) Üstümüzde tükenmez mavi kubbe
Ektiğimiz bütün başaklar gebe.
B) Bomboş uzanan denizin üstünde,
Aç bir karabatak dalar çıkar.
C) Ben senin gün ışığında
Saçlarını buğdaylar gibi uzar gördüm.
D) Sana gitme demeyeceğim.
Üşüyorsun ceketimi al.
E) Ben güneşli bir şehrin satıcısıyım ki
Sayısız hünerlerimi unuttum.
18. Okuma alışkanlığı kazanmış insanlar, okumaktan uzak kaldıklarında rahatsızlık duymaları kaçınılmazdır.
Bu cümledeki anlatım bozukluğunun nedeni aşağıdakilerden hangisinden kaynaklanmaktadır?
A) Yanlış anlamda sözcük kullanımı
B) Özne eksikliği
C) Gereksiz sözcük kullanılması
D) Tamlayan eki eksikliği
E) Gereksiz iyelik eki kullanılması
19. Güller ki bütün mevsim usanmış kanamaktan
Güller ki bakıp yollara beklerdi hazanı
Güller gibi aylarca hayal ettim uzaktan
Yaprakların altın gibi savrulduğu anı
Bu dizelerde aşağıdakilerden hangisine örnek yoktur?
A) Ünsüz yumuşaması
B) Ünsüz benzeşmesi
C) Ünsüz türemesi
D) Ulama
E) Ünlü düşmesi
20. Gerçek başarı ( ) başkalarına muhtaç olmadan, tek başına ve kendine güvenerek ( ) Ben bu işi yaparım ( ) ( ) diyebilenindir ( )
Bu parçada ayraçla belirtilen yerlere aşağıdakilerin hangisinde verilen noktalama işaretleri sırasıyla getirilmelidir?
A) (,) (“) (.) (“) (.) B) (:) (“) (“) (,) (.)
C) (,) (.) (.) (...) (.) D) (;) (:) (“) (.) (“)
E) (,) (“) (.) (“) (...)
21. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı vardır?
A) Kalabalıkta farkedilmek istemeyen genç adam, bir köşeye oturmuştu.
B) Büyükannesine "Sen istersen okuma yazma da öğrenebilirsin." dedi.
C) Bütün zorluklara göğüs gerdi, sonunda amacına ulaştı.
D) Yaptığı onca hatadan sonra onu affetmemizi kimse beklemesin.
E) Böyle bir teklifi reddetmek akıllıca bir davranış olmazdı.
22. İlgeçler, diğer sözcüklerle birleşerek sıfat ya da belirteç görevini üstlenir.
Aşağıdakilerden hangisinde "kadar" ilgeciyle oluşturulmuş söz grubu ötekilerden farklı görevdedir?
A) Sen gelinceye kadar her şey çok sessizdi.
B) Akşama kadar bu işleri bitirmeliyim.
C) Kafasında ceviz kadar bir şişlik oluşmuştu.
D) Senin kadar matematik bilemediğim için problemi çözemedim.
E) Bu kasaba kadar sessiz başka bir yer bilmiyorum.
23. Kesme taştan, eşsiz yapılarıyla eteğine kurulduğu dağı bir gerdanlık gibi kuşatan Mardin, zaman tünelini andıran dar sokaklarında görkemli geçmişin izlerini taşıyan zengin bir kenttir.
Bu cümleyle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?
A) Birden çok ilgeç vardır.
B) Fiilimsilere yer verilmiştir.
C) Kurallı bir ad cümlesidir.
D) Ekeylem almış bir yüklem kullanılmıştır.
E) Özne, dolaylı tümleç ve yüklemden oluşmuştur.
24. Ne dostların ne de düşmanların sözleri incitmezse seni
Gereğinden çok bağlanmadan saygı duyarsan herkese
Eğer her dakikanın doldurabilirsen altmış saniyesini
O zaman dünya da senindir, içindeki her şey de.
Bu dizelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Birden çok tamlayanın bir tamlanana bağlandığı isim tamlaması vardır.
B) Çoğul eki alan birden çok sözcük kullanılmıştır.
C) Tamlayanı ile tamlananı arasına sözcük girmiş isim tamlaması vardır.
D) Hem belirtili, hem belirtisiz ad tamlamasına yer verilmiştir.
E) Belirtme hali eki alan sözcük vardır.
25. Aşağıdaki dizelerin hangisinde sıfat-fiil ad tamlamasının tamlayanı olmuştur?
A) Ben bendesi ayrı olalı gözden
Kadrin bilmezlerle hali hoş mudur
B) Canan bizim kıymetimiz bilmedi
Bu çeşmimden akan yaşı silmedi
C) Yiğit gölgesinde yiğit saklanır
Kötünün gölgesi hem dalı olmaz
D) Felek gurbetlere attı
Gedâyi Kadrin bilinmedik illere düştüm
E) Kâmil olanların bellidir yeri
Yoluma koyarlar can ile seni
26. Aşağıdakilerin hangisinde isim-fiil, sıfat-fiil, bağ-fiil bir aradadır?
A) Bugüne kadar yaptıklarının hiçbirinden pişman olmadığını söyleyip duruyordu.
B) Arkadaşlarını ihmal ettiği için duyduğu sıkıntı onu epey rahatsız ediyormuş.
C) Çok dalgın olduğundan yaptığı işi birkaç kez kontrol etmek zorunda kalıyordu.
D) Hastalığını kimseye söylemek istemediğinden onunla tek başına baş etmek zorundaydı.
E) Konuştukça açılıyor, eski halinden eser kalmıyordu.
27. Aşağıdaki cümlelerden hangisinin yüklemi, özne-yüklem ilişkisi yönüyle ötekilerden farklıdır?
A) Biz gittiğimizde pazar neredeyse toplanmıştı.
B) Köyün ileri gelenleri muhtarın evinde toplanmıştı.
C) Geçen yıl, bu yılkı mahsulün iki katı toplanmıştı.
D) Havalar iyi gitmeyince fındıklar bir hafta geç toplanmıştı.
E) Düğün için köydeki her evden sandalye toplanmıştı.
28. Aşağıdaki sorulardan hangisinin cevabı özne de nesne de değildir?
A) — Pencereden bakınca ne görüyorsun?
— Masmavi bir deniz.
B) — Bu çiçekleri nereden topladınız?
—Evin bahçesinden.
C) — Sana kim yardım edecek?
—Berke ve kardeşi.
D) — Akşam yemeğine kimi çağıracaksın?
—Yan dairedeki komşularımızı.
E) — Bu kitabın üzerine ne dökülmüş?
—Kahve ya da çay.
29. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde nesne ortaklığı söz konusudur?
A) Yaşlı adam her gün saatlerce yürür, odun keser, tamirat yapardı.
B) Bu hayatta bize yol gösterecek birine, umuda, sevgiye ihtiyacımız var.
C) Gurbette olduğu için annesini ve babasını özlüyor, onlara kavuşmak istiyordu.
D) Dertlerini kimseyle paylaşmaz, herkesten saklar, hep içine atardı.
E) Gülüşü, bana tüm acılarımı unutturdu, beni hayata bağladı.
30. Bütün dünya buyruğuna girdi Roma'nın;
Ne deniz kaldı, ne kara.
Kapat Zeus, kapılarını Olimpos'un.
Gökyüzüne geldi sıra.
Bu dizelerde aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) Basit eylem cümlesi
B) Biçimce olumlu, anlamca olumsuz cümle
C) Emir cümlesi
D) Olumlu ad cümlesi
E) Devrik cümle
31. Anlam genişlemesi yoluyla somut anlamlı bir ad, bir de soyut anlam kazanabilir. Örneğin somut anlamıyla "ezmek, öğütmek" olan "çiğnemek" kelimesi "Yasaları çiğnemek suçtur." cümlesinde soyut bir anlam da kazanmıştır.
Böyle bir anlam değişmesini örneklendiren sözcük, aşağıdakilerin hangisinde kullanılmıştır?
A) Ne zaman seni düşünsem yağmur yağmaya başlar.
B) Keşke sevgimi anlatabilecek bir yöntem bulsam.
C) O korkunç olaydan sonra bende akıl mı kaldı?
D) Öfkelendiğimi belli etmemek için yanınızdan uzaklaştım.
E) Kimseyi kırmak istemeyen narin bir yapısı vardı.
32. Yazdıklarıma hiçbir gün öykü demedim; çünkü son sözü öykümü okuyan dudaklar söyleyecektir.
Bu cümlede öne sürülen görüş aşağıdakilerden hangisidir?
A) Yazarların kendi eserlerini değerlendirmeleri oldukça zordur.
B) Öykü, sınırları henüz belirlenmemiş, yoruma açık bir türdür.
C) Her eser, okuyucusunun elinde yeniden şekillenir.
D) Yazarlar genellikle alçakgönüllü bir tavır içerisindedirler.
E) Bir eseri değerlendirmek, edebiyatçıya değil okuyucuya düşer.
33. I. Büyük adamların amaçları, diğerlerinin ise yalnız istekleri vardır.
II. Gelip geçici hevesler yerine yüksek hedefler peşinde olanlar, gerçekten büyüktürler.
III. İnsan büyük amaçlar belirlemekle büyük olmaz, önemli olan onlara ulaşabilmektir.
IV. İnsan, yüksek bir amaca ulaşmak kadar, onun için gösterdiği çabadan da zevk almadıkça büyük sayılmaz.
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerden hangileri anlamca birbirine en yakındır?
A) I. ve II. B) II. ve III. C) III. ve IV.
D) I. ve III. E) II. ve IV.
BARTIN KÖKSAL TOPTAN LİSESİ 2008 – 2009 ÖĞRETİM YILI 1. KANAAT DÖNEMİ
DİL VE ANLATIM 12 ORTAK SINAV SORULARI
14 OCAK 2009
AD SOYAD :…………………………………… NUMARA :………………………….. SINIF :……………….
BBBBBBBBBBBBBBBBBBBBBBBBBBBBBBBBBBBBBBBBBBBBBBBBBBBBBBBBBBBBBBBBBBBBBBBBBBBBBB
1. Dalga dalga hücum edip pişmanlıklar
Unutuşun o tunç kapısını zorlar
Ve ruh, atılan oklarla delik deşik;
İşte, doğduğun eski evdesin birden
Yolunu gözlüyor lamba ve merdiven
Susmuş ninnilerle gıcırdıyor beşik...
Bu dizelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Örneklere yer verilmiştir.
B) Niteleyici sözcükler kullanılmıştır.
C) İnsana özgü nitelikler başka varlıklara aktarılmıştır.
D) Kimi sözcükler mecaz anlamları ile kullanılmıştır.
E) Düş gücünden yararlanılmıştır.
2. Akdeniz bölgesinin çatısı Toros Dağlan tarafından meydana getirilmektedir. Dağlar bazı yerlerde denize çok sokulur, kayalık ve az girintili çıkıntılı bir kıyı üzerine dikine inerler. Bazı yerlerde ise kıyı çizgisi ile dağ sınırları arasına Adana Ovası gibi geniş düzlükler girer. Bu bölge özelliğini kendine komşu olan ılık denizden alır. Fakat denizin etkisi yüzey şekillerine ve yükseltiye göre değişir. Akdeniz iklimi kıyı ovalarından içeriye sokulduğu halde dağlık yerlerde ancak dar bir şerit üzerinde kendini belli eder ve yükseklere doğru önemli değişikliklere uğrar.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangisinde verilenlerden yararlanılmıştır?
A) Öyküleme - betimleme - benzetme
B) Tanımlama - açıklama - karşılaştırma
C) Karşılaştırma - tartışma – betimleme
D) Açıklama - betimleme - karşılaştırma
E) Öyküleme - örneklendirme - tanımlama
3. Şiir, kişisel sorun anlatma aracına indirgenemez. Anlatılanlar ozanın içinde bulunduğu özel koşullara tıpatıp uysa bile, dahası şair "Evet, bu şiirde ben kendimi anlattım." dese bile, şiirin özünü ilgilendirmez bu. Nice halk şiirini, son dizelerde şair adını belirttiği için mi okuruz? Yani özel yaşamları konusunda bilgi edinmek için mi? Elbette ki hayır. Bir şiiri şiir olarak çekici kılan şey, sunduğu iletinin düzenleniş biçimidir.
Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Şair, şiirde kendi sorunlarından yola çıkarak toplumun problemlerini anlatmayı amaçlar.
B) Şiir, okuyucuya mesaj verme amacına uygun bir tür değildir.
C) Şiiri etkili kılan unsur konusu değil, konuyu işlerken sözleri diziş biçimidir.
D) Şiir, bireysel konuları işlemeye başladığında toplumdan uzak, soyut bir sanat olur.
E) Şiirde adı geçmese bile, gerçek şair üslubuyla kendini belli eder.
4. Güller ki bütün mevsim usanmış kanamaktan
Güller ki bakıp yollara beklerdi hazanı
Güller gibi aylarca hayal ettim uzaktan
Yaprakların altın gibi savrulduğu anı
Bu dizelerde aşağıdakilerden hangisine örnek yoktur?
A) Ünsüz yumuşaması
B) Ünsüz benzeşmesi
C) Ünsüz türemesi
D) Ulama
E) Ünlü düşmesi
5. Gerçek başarı ( ) başkalarına muhtaç olmadan, tek başına ve kendine güvenerek ( ) Ben bu işi yaparım ( ) ( ) diyebilenindir ( )
Bu parçada ayraçla belirtilen yerlere aşağıdakilerin hangisinde verilen noktalama işaretleri sırasıyla getirilmelidir?
A) (,) (“) (.) (“) (.) B) (:) (“) (“) (,) (.)
C) (,) (.) (.) (...) (.) D) (;) (:) (“) (.) (“)
E) (,) (“) (.) (“) (...)
6. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı vardır?
A) Büyükannesine "Sen istersen okuma yazma da öğrenebilirsin." dedi.
B) Bütün zorluklara göğüs gerdi, sonunda amacına ulaştı.
C) Yaptığı onca hatadan sonra onu affetmemizi kimse beklemesin.
D) Böyle bir teklifi reddetmek akıllıca bir davranış olmazdı.
E) Kalabalıkta farkedilmek istemeyen genç adam, bir köşeye oturmuştu.
7. İlgeçler, diğer sözcüklerle birleşerek sıfat ya da belirteç görevini üstlenir.
Aşağıdakilerden hangisinde "kadar" ilgeciyle oluşturulmuş söz grubu ötekilerden farklı görevdedir?
A) Sen gelinceye kadar her şey çok sessizdi.
B) Akşama kadar bu işleri bitirmeliyim.
C) Kafasında ceviz kadar bir şişlik oluşmuştu.
D) Senin kadar matematik bilemediğim için problemi çözemedim.
E) Bu kasaba kadar sessiz başka bir yer bilmiyorum.
8. Aşağıdakilerin hangisinde isim-fiil, sıfat-fiil, bağ-fiil bir aradadır?
A) Bugüne kadar yaptıklarının hiçbirinden pişman olmadığını söyleyip duruyordu.
B) Arkadaşlarını ihmal ettiği için duyduğu sıkıntı onu epey rahatsız ediyormuş.
C) Çok dalgın olduğundan yaptığı işi birkaç kez kontrol etmek zorunda kalıyordu.
D) Hastalığını kimseye söylemek istemediğinden onunla tek başına baş etmek zorundaydı.
E) Konuştukça açılıyor, eski halinden eser kalmıyordu.
9. Anlam genişlemesi yoluyla somut anlamlı bir ad, bir de soyut anlam kazanabilir. Örneğin somut anlamıyla "ezmek, öğütmek" olan "çiğnemek" kelimesi "Yasaları çiğnemek suçtur." cümlesinde soyut bir anlam da kazanmıştır.
Böyle bir anlam değişmesini örneklendiren sözcük, aşağıdakilerin hangisinde kullanılmıştır?
A) Ne zaman seni düşünsem yağmur yağmaya başlar.
B) Keşke sevgimi anlatabilecek bir yöntem bulsam.
C) O korkunç olaydan sonra bende akıl mı kaldı?
D) Öfkelendiğimi belli etmemek için yanınızdan uzaklaştım.
E) Kimseyi kırmak istemeyen narin bir yapısı vardı.
10. 9. Hariciye Koğuşu, yaşanan olayların, izlenimlerin, duygu ve düşüncelerin kahramanın ağzından anlatıldığı bir ben romanıdır. Romanın kahramanı 15 yaşındaki hasta bir gençtir. Romanda gencin psikolojik çözümlemesi başarıyla yapılmıştır. Bu yönüyle eser, psikolojik bir romandır. Olaylar 15 yaşındaki genç üzerine kurulsa da Nüzhet ve Doktor Ragıp da romanın önemli kişileridir. Ancak bunlar ikinci planda ve silik olarak bırakılmıştır. Hasta gencin, kaldığı konakta Nüzhet'e duyduğu karşılıksız sevgi, romanın okunurluğunu olumlu yönde etkilemiştir.
Bu parçada 9. Hariciye Koğuşu adlı romanla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
A) Yaşananların birinci şahsın ağzıyla anlatıldığı bir üslubunun olduğuna
B) Ana kahramanının hasta bir genç olduğuna
C) Hasta gencin, yazarın kendisi olduğuna
D) Psikolojik çözümlemelerin ağırlıkta olduğuna
E) Gencin karşılıksız sevgisinin, romanın okunurluğuna katkı sağladığına
11. (I) Söyleşi; makale planıyla, fakat bir karşılıklı konuşma havası içinde yazılan yazılardır. (II) Bu yazıların en önemli özelliği, yazarın samimi, içten bir ifade tarzını ortaya koymasıdır. (III) Söyleşi, Türk edebiyatında İslamiyet’in kabulünden sonra görülmeye başlanmıştır. (IV) Söyleşilerde yazar, okuyucu ile bir sohbet havası içinde senli benli bir hava yaratır.(V) Söyleşilerde yazar, düşüncelerinin doğruluğunda ısrar edici olmaz; çünkü bu yazılarda, daha çok yazarın kişisel düşünceleri ağırlık kazanır.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde bir bilgi yanlışı yapılmıştır?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
12. Aşağıdakilerin hangisinde verilenlerin tümü gazete çevresinde gelişen metin türleridir?
A) Makale - mektup - fıkra - eleştiri - günlük - röportaj - haber yazıları
B) Tarihî metin - deneme - fıkra - anı - tiyatro - röportaj - haber yazıları
C) Felsefi metin - deneme - günlük - eleştiri -sohbet - röportaj - anı
D) Makale - deneme - fıkra - eleştiri - sohbet - röportaj - haber yazıları
E) Biyografi - deneme - günlük - bilimsel metin -sohbet - röportaj - gezi yazıları
13. A! Çok sevindim buna.
Ne güzel bir çocuk bu böyle!
Bu cümlelerde dil hangi işlevinde kullanılmıştır?
A) Heyecana bağlı işlevi
B) Dil ötesi işlevi
C) Alıcıyı harekete geçirme işlevi
D) Göndericilik işlevi
E) Kanalı kontrol işlevi
14. Yazdıklarıma hiçbir gün öykü demedim; çünkü son sözü öykümü okuyan dudaklar söyleyecektir.
Bu cümlede öne sürülen görüş aşağıdakilerden hangisidir?
A) Yazarların kendi eserlerini değerlendirmeleri oldukça zordur.
B) Öykü, sınırları henüz belirlenmemiş, yoruma açık bir türdür.
C) Her eser, okuyucusunun elinde yeniden şekillenir.
D) Yazarlar genellikle alçakgönüllü bir tavır içerisindedirler.
E) Bir eseri değerlendirmek, edebiyatçıya değil okuyucuya düşer.
15. I. Büyük adamların amaçları, diğerlerinin ise yalnız istekleri vardır.
II. Gelip geçici hevesler yerine yüksek hedefler peşinde olanlar, gerçekten büyüktürler.
III. İnsan büyük amaçlar belirlemekle büyük olmaz, önemli olan onlara ulaşabilmektir.
IV. İnsan, yüksek bir amaca ulaşmak kadar, onun için gösterdiği çabadan da zevk almadıkça büyük sayılmaz.
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerden hangileri anlamca birbirine en yakındır?
A) I. ve II. B) II. ve III. C) III. ve IV.
D) I. ve III. E) II. ve IV.
16. Aşağıdaki sorulardan hangisinin cevabı özne de nesne de değildir?
A) — Pencereden bakınca ne görüyorsun?
— Masmavi bir deniz.
B) — Bu çiçekleri nereden topladınız?
—Evin bahçesinden.
C) — Sana kim yardım edecek?
—Berke ve kardeşi.
D) — Akşam yemeğine kimi çağıracaksın?
—Yan dairedeki komşularımızı.
E) — Bu kitabın üzerine ne dökülmüş?
—Kahve ya da çay.
17. Ne dostların ne de düşmanların sözleri incitmezse seni
Gereğinden çok bağlanmadan saygı duyarsan herkese
Eğer her dakikanın doldurabilirsen altmış saniyesini
O zaman dünya da senindir, içindeki her şey de.
Bu dizelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Birden çok tamlayanın bir tamlanana bağlandığı isim tamlaması vardır.
B) Çoğul eki alan birden çok sözcük kullanılmıştır.
C) Tamlayanı ile tamlananı arasına sözcük girmiş isim tamlaması vardır.
D) Belirtme hali eki alan sözcük vardır.
E) Hem belirtili, hem belirtisiz ad tamlamasına yer verilmiştir.
18. —; bir yazarın, herhangi bir konu üzerinde, özel görüş ve düşüncelerini hiçbir iddiaya yer vermeden, kesin yargılara varmadan anlattığı yazı türüdür. Batı edebiyatında essai (ese) adı verilen bu türün konuları genellikle edebiyat, sanat, bilim, felsefe vb.dir. Bu türü dünya edebiyatına — yazar, — kazandırmıştır.
Bu parçada boş bırakılan yerlere aşağıdakilerin hangisinde verilenler getirilmelidir?
A) Makale - Türk - Namık Kemal
B) Fıkra - Türk - Ahmet Rasim
C) Gezi yazısı- Türk - Evliya Çelebi
D) Deneme - Fransız – Montaigne
E) Eleştiri - İngiliz – Bacon
19. Artık her gün o kahvedeydim. Altı yedi kadar müşterisi vardı. Hiçbir gün bu sayıyı geçtiğini zannetmiyorum. Onların ne yüzü, ne kılığı hatırımda... Esasen sokakta onları görseydim anımsamazdım. Onlar ancak o kahvede, kirli sarı duvarların arasında mevcuttular.
Olaya bağlı bir metinden alınan yukarıdaki parçada olay hangi bakış açısıyla anlatılmıştır?
A) Gözlemci anlatıcının bakış açısıyla
B) Kahraman anlatıcının bakış açısıyla
C) İlahî bakış açısıyla
D) Yazarın bakış açısıyla
E) Okurun bakış açısıyla
20. I. Olayların anlatımında rastlantılara sıkça yer verme
II. Yabancı etkilerden uzak, son derece yalın ve anlaşılır bir dil kullanma
III. Günlük yaşama veya tarihe ait konuları işleme
IV. Kişileri, tümüyle iyi ya da kötü olmak üzere, tek yönlü olarak anlatma
V. Olayların akışı keserek okura bilgi ve öğüt verme
Yukarıdaki açıklamalardan hangisi Tanzimat romanının özelliklerinden biri değildir?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
21. (I) İnsanlık tarihi boyunca fazla kilolar, sağlığın ve refahın simgesi olarak görülegelmiştir. (II) Günümüzdeyse şişmanlık, dünyanın en varlıklı ülkelerinde yaşayan insanların sağlıklarını tehdit eden bir hastalık olarak algılanıyor. (III) Şişmanlık kalıtımsal bir hastalıktır. (IV) Özellikle gelişmiş ülkelerde şişmanlığın görülme sıklığı sürekli artıyor. (V) Öyle ki şişmanlığa bir tür salgın hastalık gözüyle bakılıyor. (IV) Bu hastalığı tedavi etmeye aday sağlık merkezleri de artıyor.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır?
A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI.
22. (I) Eğer polisiye ya da bilimkurgu romanı yazıyor olsaydım, amacımın roman yazmak olduğunu söyleyebilirdim. (II) Ama benim gibi, malzemesi hayat olan bir yazar için yazmak, bir amaçtan çok bir araç olarak kalıyor. (III) Yazmaya başladığım ilk yıllarda ya yazacaktım ya da ölecektim. (IV) Ben de yazmaya mecbur kaldım; başka bir şansım yoktu, anlayacağınız. (V) Sadece hayatımı sürdürebilmek için yazıyordum.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde anlatım bozukluğu vardır?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
23. Fıkraları, romanları, öyküleri İle tanıdığımız Oktay Akbal'ın özgün yanlarından biri de denemeciliğidir. Edebiyatın en önemli sorunları onun denemelerinde dile gelir. Yaşamın ayrılmaz bir parçası olan edebiyatın işlevi üzerinde dururken, bizim yazarlarımızın ve evrensel edebiyat dünyasının önemli yazarlarının düşüncelerini aktarır. Denemelerinde kendini ortaya atıp yalnızca kendi düşüncelerinin bellenmesini, yanılmaz-tartışılmaz gibi kabul edilmesini istemez, denemenin en azından böyle bir tutuma, anlayışa karşı olduğunu çok iyi bilir.
Bu parçadan Oktay Akbal'la ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?
A) Yerli ve yabancı birçok yazarın düşüncelerini okuyucuya yansıttığı
B) Gazetecilik yanının da, en az edebiyatçılığı kadar önemli olduğu
C) Roman, öykü, fıkra ve denemeler yazdığı
D) Deneme türünün gereklerine uygun yazılar yazdığı
E) Edebiyatımızın önemli sorunlarını dile getirdiği
24. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde nesne ortaklığı söz konusudur?
A) Yaşlı adam her gün saatlerce yürür, odun keser, tamirat yapardı.
B) Bu hayatta bize yol gösterecek birine, umuda, sevgiye ihtiyacımız var.
C) Gurbette olduğu için annesini ve babasını özlüyor, onlara kavuşmak istiyordu.
D) Dertlerini kimseyle paylaşmaz, herkesten saklar, hep içine atardı.
E) Gülüşü, bana tüm acılarımı unutturdu, beni hayata bağladı.
25. Bütün dünya buyruğuna girdi Roma'nın;
Ne deniz kaldı, ne kara.
Kapat Zeus, kapılarını Olimpos'un.
Gökyüzüne geldi sıra.
Bu dizelerde aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) Olumlu ad cümlesi
B) Basit eylem cümlesi
C) Biçimce olumlu, anlamca olumsuz cümle
D) Emir cümlesi
E) Devrik cümle
26. Aşağıdaki dizelerde yer alan altı çizili sözcüklerin hangisinde, birden çok yapım eki kullanılmıştır?
A) Üstümüzde tükenmez mavi kubbe
Ektiğimiz bütün başaklar gebe.
B) Bomboş uzanan denizin üstünde,
Aç bir karabatak dalar çıkar.
C) Ben senin gün ışığında
Saçlarını buğdaylar gibi uzar gördüm.
D) Sana gitme demeyeceğim.
Üşüyorsun ceketimi al.
E) Ben güneşli bir şehrin satıcısıyım ki
Sayısız hünerlerimi unuttum.
27. Aşağıdaki dizelerin hangisinde sıfat-fiil ad tamlamasının tamlayanı olmuştur?
A) Ben bendesi ayrı olalı gözden
Kadrin bilmezlerle hali hoş mudur
B) Canan bizim kıymetimiz bilmedi
Bu çeşmimden akan yaşı silmedi
C) Yiğit gölgesinde yiğit saklanır
Kötünün gölgesi hem dalı olmaz
D) Felek gurbetlere attı
Gedâyi Kadrin bilinmedik illere düştüm
E) Kâmil olanların bellidir yeri
Yoluma koyarlar can ile seni
28. Aşağıdaki cümlelerden hangisinin yüklemi, özne-yüklem ilişkisi yönüyle ötekilerden farklıdır?
A) Biz gittiğimizde pazar neredeyse toplanmıştı.
B) Köyün ileri gelenleri muhtarın evinde toplanmıştı.
C) Geçen yıl, bu yılkı mahsulün iki katı toplanmıştı.
D) Havalar iyi gitmeyince fındıklar bir hafta geç toplanmıştı.
E) Düğün için köydeki her evden sandalye toplanmıştı.
29. Genç yönetmen yeni filmi için yüzü düzgün, kamera karşısında rahat, düş gücü gelişkin bir kadın oyuncu arıyordu. Gazeteye ilan vererek adayları davet etmişti. Gün boyu peş peşe girdiği mülakatlardan yorgundu. O, kendine yeni bir kahve koyarken, sıradaki oyuncu adayını içeri aldılar. Genç kız, yüzünde meraklı bir tebessümle deneme kamerasının karşısına oturdu ve yönetmenle sohbete başladı. Kısa bir konuşmadan sonra yönetmen değişik bir şey denemiş olmak için "Çantanızı açıp bana içindekileri birer birer anlatır mısınız?" dedi. Genç kız arkadaki çantaya uzandı. Fermuarını açtı. Önce eline gelen iri kırmızı elmayı çıkarıp anlattı: "Bu elmayı sabah tezgah başında meyvelerini parlatırken gördüğüm manav hediye etti. Çok iştahlı bakmış olmalıyım." Sonra çantadan bir kitap çıkardı.
Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisi belirlenebilir?
A) Metnin yazılış amacı
B) Yazarın sahip olduğu zihniyet
C) Metin - gelenek ilişkisi
D) Hikâyenin gözlemci bakış açısıyla yazıldığı
E) Metinler arasındaki ilişki
30. Kesme taştan, eşsiz yapılarıyla eteğine kurulduğu dağı bir gerdanlık gibi kuşatan Mardin, zaman tünelini andıran dar sokaklarında görkemli geçmişin izlerini taşıyan zengin bir kenttir.
Bu cümleyle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?
A) Birden çok ilgeç vardır.
B) Fiilimsilere yer verilmiştir.
C) Kurallı bir ad cümlesidir.
D) Ekeylem almış bir yüklem kullanılmıştır.
E) Özne, dolaylı tümleç ve yüklemden oluşmuştur.
31. Mimarideki gösterişli rekabette, Taipei 101 adıyla anılan 509 metrelik 101 katlı gökdelen dünyanın en yüksek binası olarak öne çıkıyor. Bazılarınca bir bambu sapına, hatta üst üste konmuş Çin yemeği paket servis kutularına benzetilen Taipei 101, gördüğünüz en zarif yapı olmasa da, saniyede 16.8 metre hızla yükselen dünyanın en hızlı asansörlerine sahip olmasıyla övünüyor. Mühendisler, binadakilerin kendilerini huzurlu hissetmesi için 88. katın üstüne 660 ton ağırlık yüklenen dev bir sarkaç asmış. Bir dizi darbe emici eklenen sarkaç, rüzgârın etkisini azaltarak binanın sallanmasını azaltıp mide bulantısını önlüyor.
Bu parçanın anlatımı için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Olumlu ve olumsuz durumlar bir arada verilmiştir.
B) Açıklayıcı anlatım yöntemine başvurulmuştur.
C) Sayısal verilerden yararlanılmıştır.
D) Yazar, düşüncesini benimsetmeye çalışmıştır.
E) Karşılaştırmaya başvurulmuştur.
32. Aşağıdakilerin hangisinde, "Sınıftaki herkes, testin iki sorusunu yanlış cevaplamışlardı." cümlesindekine benzer bir anlatım bozukluğu vardır?
A) Bu mevsimde ağaçların aşılanması gerekir.
B) Hemen hemen her sanatçı, sanat yaşamlarında ünlü sanatçıları örnek almışlardır.
C) İnsanların başarılarını anlamak için sözlerine değil, yaptıklarına bakılmalıdır.
D) Kültürün önemli bir bölümünü dile dayalı eserler oluşturur.
E) Hiçbir düşünce özgün değildir, hepsi başka düşüncelerin sentezidir.
33. Okuma alışkanlığı kazanmış insanlar, okumaktan uzak kaldıklarında rahatsızlık duymaları kaçınılmazdır.
Bu cümledeki anlatım bozukluğunun nedeni aşağıdakilerden hangisinden kaynaklanmaktadır?
A) Yanlış anlamda sözcük kullanımı
B) Özne eksikliği
C) Gereksiz sözcük kullanılması
D) Tamlayan eki eksikliği
E) Gereksiz iyelik eki kullanılması
BARTIN KÖKSAL TOPTAN LİSESİ 2008 – 2009 ÖĞRETİM YILI 1. KANAAT DÖNEMİ
DİL VE ANLATIM 12 ORTAK SINAV SORULARI
14 OCAK 2009
AD SOYAD :…………………………………… NUMARA :………………………….. SINIF :……………….
CCCCCCCCCCCCCCCCCCCCCCCCCCCCCCCCCCCCCCCCCCCCCCCCCCCCCCCCCCCCCCCCCCCCCCCCCCCCCCCCCCC
1. Gerçek başarı ( ) başkalarına muhtaç olmadan, tek başına ve kendine güvenerek ( ) Ben bu işi yaparım ( ) ( ) diyebilenindir ( )
Bu parçada ayraçla belirtilen yerlere aşağıdakilerin hangisinde verilen noktalama işaretleri sırasıyla getirilmelidir?
A) (,) (“) (.) (“) (.) B) (:) (“) (“) (,) (.)
C) (,) (.) (.) (...) (.) D) (;) (:) (“) (.) (“)
E) (,) (“) (.) (“) (...)
2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı vardır?
A) Büyükannesine "Sen istersen okuma yazma da öğrenebilirsin." dedi.
B) Bütün zorluklara göğüs gerdi, sonunda amacına ulaştı.
C) Yaptığı onca hatadan sonra onu affetmemizi kimse beklemesin.
D) Böyle bir teklifi reddetmek akıllıca bir davranış olmazdı.
E) Kalabalıkta farkedilmek istemeyen genç adam, bir köşeye oturmuştu.
3. Anlam genişlemesi yoluyla somut anlamlı bir ad, bir de soyut anlam kazanabilir. Örneğin somut anlamıyla "ezmek, öğütmek" olan "çiğnemek" kelimesi "Yasaları çiğnemek suçtur." cümlesinde soyut bir anlam da kazanmıştır.
Böyle bir anlam değişmesini örneklendiren sözcük, aşağıdakilerin hangisinde kullanılmıştır?
A) Ne zaman seni düşünsem yağmur yağmaya başlar.
B) Keşke sevgimi anlatabilecek bir yöntem bulsam.
C) O korkunç olaydan sonra bende akıl mı kaldı?
D) Öfkelendiğimi belli etmemek için yanınızdan uzaklaştım.
E) Kimseyi kırmak istemeyen narin bir yapısı vardı.
4. Genç yönetmen yeni filmi için yüzü düzgün, kamera karşısında rahat, düş gücü gelişkin bir kadın oyuncu arıyordu. Gazeteye ilan vererek adayları davet etmişti. Gün boyu peş peşe girdiği mülakatlardan yorgundu. O, kendine yeni bir kahve koyarken, sıradaki oyuncu adayını içeri aldılar. Genç kız, yüzünde meraklı bir tebessümle deneme kamerasının karşısına oturdu ve yönetmenle sohbete başladı. Kısa bir konuşmadan sonra yönetmen değişik bir şey denemiş olmak için "Çantanızı açıp bana içindekileri birer birer anlatır mısınız?" dedi. Genç kız arkadaki çantaya uzandı. Fermuarını açtı. Önce eline gelen iri kırmızı elmayı çıkarıp anlattı: "Bu elmayı sabah tezgah başında meyvelerini parlatırken gördüğüm manav hediye etti. Çok iştahlı bakmış olmalıyım." Sonra çantadan bir kitap çıkardı.
Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisi belirlenebilir?
A) Hikâyenin gözlemci bakış açısıyla yazıldığı
B) Metnin yazılış amacı
C) Yazarın sahip olduğu zihniyet
D) Metin - gelenek ilişkisi
E) Metinler arasındaki ilişki
5. Artık her gün o kahvedeydim. Altı yedi kadar müşterisi vardı. Hiçbir gün bu sayıyı geçtiğini zannetmiyorum. Onların ne yüzü, ne kılığı hatırımda... Esasen sokakta onları görseydim anımsamazdım. Onlar ancak o kahvede, kirli sarı duvarların arasında mevcuttular.
Olaya bağlı bir metinden alınan yukarıdaki parçada olay hangi bakış açısıyla anlatılmıştır?
A) Kahraman anlatıcının bakış açısıyla
B) İlahî bakış açısıyla
C) Yazarın bakış açısıyla
D) Gözlemci anlatıcının bakış açısıyla
E) Okurun bakış açısıyla
6. Bütün dünya buyruğuna girdi Roma'nın;
Ne deniz kaldı, ne kara.
Kapat Zeus, kapılarını Olimpos'un.
Gökyüzüne geldi sıra.
Bu dizelerde aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) Basit eylem cümlesi
B) Biçimce olumlu, anlamca olumsuz cümle
C) Emir cümlesi
D) Olumlu ad cümlesi
E) Devrik cümle
7. 9. Hariciye Koğuşu, yaşanan olayların, izlenimlerin, duygu ve düşüncelerin kahramanın ağzından anlatıldığı bir ben romanıdır. Romanın kahramanı 15 yaşındaki hasta bir gençtir. Romanda gencin psikolojik çözümlemesi başarıyla yapılmıştır. Bu yönüyle eser, psikolojik bir romandır. Olaylar 15 yaşındaki genç üzerine kurulsa da Nüzhet ve Doktor Ragıp da romanın önemli kişileridir. Ancak bunlar ikinci planda ve silik olarak bırakılmıştır. Hasta gencin, kaldığı konakta Nüzhet'e duyduğu karşılıksız sevgi, romanın okunurluğunu olumlu yönde etkilemiştir.
Bu parçada 9. Hariciye Koğuşu adlı romanla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
A) Yaşananların birinci şahsın ağzıyla anlatıldığı bir üslubunun olduğuna
B) Hasta gencin, yazarın kendisi olduğuna
C) Ana kahramanının hasta bir genç olduğuna
D) Psikolojik çözümlemelerin ağırlıkta olduğuna
E) Gencin karşılıksız sevgisinin, romanın okunurluğuna katkı sağladığına
8. A! Çok sevindim buna.
Ne güzel bir çocuk bu böyle!
Bu cümlelerde dil hangi işlevinde kullanılmıştır?
A) Heyecana bağlı işlevi
B) Dil ötesi işlevi
C) Alıcıyı harekete geçirme işlevi
D) Göndericilik işlevi
E) Kanalı kontrol işlevi
9. Dalga dalga hücum edip pişmanlıklar
Unutuşun o tunç kapısını zorlar
Ve ruh, atılan oklarla delik deşik;
İşte, doğduğun eski evdesin birden
Yolunu gözlüyor lamba ve merdiven
Susmuş ninnilerle gıcırdıyor beşik...
Bu dizelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Niteleyici sözcükler kullanılmıştır.
B) İnsana özgü nitelikler başka varlıklara aktarılmıştır.
C) Örneklere yer verilmiştir.
D) Kimi sözcükler mecaz anlamları ile kullanılmıştır.
E) Düş gücünden yararlanılmıştır.
10. (I) Söyleşi; makale planıyla, fakat bir karşılıklı konuşma havası içinde yazılan yazılardır. (II) Bu yazıların en önemli özelliği, yazarın samimi, içten bir ifade tarzını ortaya koymasıdır. (III) Söyleşi, Türk edebiyatında İslamiyet’in kabulünden sonra görülmeye başlanmıştır. (IV) Söyleşilerde yazar, okuyucu ile bir sohbet havası içinde senli benli bir hava yaratır.(V) Söyleşilerde yazar, düşüncelerinin doğruluğunda ısrar edici olmaz; çünkü bu yazılarda, daha çok yazarın kişisel düşünceleri ağırlık kazanır.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde bir bilgi yanlışı yapılmıştır?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
11. Aşağıdakilerin hangisinde verilenlerin tümü gazete çevresinde gelişen metin türleridir?
A) Makale - mektup - fıkra - eleştiri - günlük - röportaj - haber yazıları
B) Tarihî metin - deneme - fıkra - anı - tiyatro - röportaj - haber yazıları
C) Felsefi metin - deneme - günlük - eleştiri -sohbet - röportaj - anı
D) Makale - deneme - fıkra - eleştiri - sohbet - röportaj - haber yazıları
E) Biyografi - deneme - günlük - bilimsel metin -sohbet - röportaj - gezi yazıları
12. Mimarideki gösterişli rekabette, Taipei 101 adıyla anılan 509 metrelik 101 katlı gökdelen dünyanın en yüksek binası olarak öne çıkıyor. Bazılarınca bir bambu sapına, hatta üst üste konmuş Çin yemeği paket servis kutularına benzetilen Taipei 101, gördüğünüz en zarif yapı olmasa da, saniyede 16.8 metre hızla yükselen dünyanın en hızlı asansörlerine sahip olmasıyla övünüyor. Mühendisler, binadakilerin kendilerini huzurlu hissetmesi için 88. katın üstüne 660 ton ağırlık yüklenen dev bir sarkaç asmış. Bir dizi darbe emici eklenen sarkaç, rüzgârın etkisini azaltarak binanın sallanmasını azaltıp mide bulantısını önlüyor.
Bu parçanın anlatımı için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Olumlu ve olumsuz durumlar bir arada verilmiştir.
B) Açıklayıcı anlatım yöntemine başvurulmuştur.
C) Sayısal verilerden yararlanılmıştır.
D) Yazar, düşüncesini benimsetmeye çalışmıştır.
E) Karşılaştırmaya başvurulmuştur.
13. Şiir, kişisel sorun anlatma aracına indirgenemez. Anlatılanlar ozanın içinde bulunduğu özel koşullara tıpatıp uysa bile, dahası şair "Evet, bu şiirde ben kendimi anlattım." dese bile, şiirin özünü ilgilendirmez bu. Nice halk şiirini, son dizelerde şair adını belirttiği için mi okuruz? Yani özel yaşamları konusunda bilgi edinmek için mi? Elbette ki hayır. Bir şiiri şiir olarak çekici kılan şey, sunduğu iletinin düzenleniş biçimidir.
Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Şair, şiirde kendi sorunlarından yola çıkarak toplumun problemlerini anlatmayı amaçlar.
B) Şiir, okuyucuya mesaj verme amacına uygun bir tür değildir.
C) Şiiri etkili kılan unsur konusu değil, konuyu işlerken sözleri diziş biçimidir.
D) Şiir, bireysel konuları işlemeye başladığında toplumdan uzak, soyut bir sanat olur.
E) Şiirde adı geçmese bile, gerçek şair üslubuyla kendini belli eder.
14. Akdeniz bölgesinin çatısı Toros Dağlan tarafından meydana getirilmektedir. Dağlar bazı yerlerde denize çok sokulur, kayalık ve az girintili çıkıntılı bir kıyı üzerine dikine inerler. Bazı yerlerde ise kıyı çizgisi ile dağ sınırları arasına Adana Ovası gibi geniş düzlükler girer. Bu bölge özelliğini kendine komşu olan ılık denizden alır. Fakat denizin etkisi yüzey şekillerine ve yükseltiye göre değişir. Akdeniz iklimi kıyı ovalarından içeriye sokulduğu halde dağlık yerlerde ancak dar bir şerit üzerinde kendini belli eder ve yükseklere doğru önemli değişikliklere uğrar.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangisinde verilenlerden yararlanılmıştır?
A) Öyküleme - betimleme - benzetme
B) Tanımlama - açıklama – karşılaştırma
C) Açıklama - betimleme - karşılaştırma
D) Karşılaştırma - tartışma - betimleme
E) Öyküleme - örneklendirme - tanımlama
15. —; bir yazarın, herhangi bir konu üzerinde, özel görüş ve düşüncelerini hiçbir iddiaya yer vermeden, kesin yargılara varmadan anlattığı yazı türüdür. Batı edebiyatında essai (ese) adı verilen bu türün konuları genellikle edebiyat, sanat, bilim, felsefe vb.dir. Bu türü dünya edebiyatına — yazar, — kazandırmıştır.
Bu parçada boş bırakılan yerlere aşağıdakilerin hangisinde verilenler getirilmelidir?
A) Makale - Türk - Namık Kemal
B) Fıkra - Türk - Ahmet Rasim
C) Gezi yazısı- Türk - Evliya Çelebi
D) Eleştiri - İngiliz – Bacon
E) Deneme - Fransız – Montaigne
16. I. Olayların anlatımında rastlantılara sıkça yer verme
II. Yabancı etkilerden uzak, son derece yalın ve anlaşılır bir dil kullanma
III. Günlük yaşama veya tarihe ait konuları işleme
IV. Kişileri, tümüyle iyi ya da kötü olmak üzere, tek yönlü olarak anlatma
V. Olayların akışı keserek okura bilgi ve öğüt verme
Yukarıdaki açıklamalardan hangisi Tanzimat romanının özelliklerinden biri değildir?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
17. (I) İnsanlık tarihi boyunca fazla kilolar, sağlığın ve refahın simgesi olarak görülegelmiştir. (II) Günümüzdeyse şişmanlık, dünyanın en varlıklı ülkelerinde yaşayan insanların sağlıklarını tehdit eden bir hastalık olarak algılanıyor. (III) Şişmanlık kalıtımsal bir hastalıktır. (IV) Özellikle gelişmiş ülkelerde şişmanlığın görülme sıklığı sürekli artıyor. (V) Öyle ki şişmanlığa bir tür salgın hastalık gözüyle bakılıyor. (IV) Bu hastalığı tedavi etmeye aday sağlık merkezleri de artıyor.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır?
A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI.
18. Aşağıdaki dizelerde yer alan altı çizili sözcüklerin hangisinde, birden çok yapım eki kullanılmıştır?
A) Üstümüzde tükenmez mavi kubbe
Ektiğimiz bütün başaklar gebe.
B) Bomboş uzanan denizin üstünde,
Aç bir karabatak dalar çıkar.
C) Ben senin gün ışığında
Saçlarını buğdaylar gibi uzar gördüm.
D) Sana gitme demeyeceğim.
Üşüyorsun ceketimi al.
E) Ben güneşli bir şehrin satıcısıyım ki
Sayısız hünerlerimi unuttum.
19. (I) Eğer polisiye ya da bilimkurgu romanı yazıyor olsaydım, amacımın roman yazmak olduğunu söyleyebilirdim. (II) Ama benim gibi, malzemesi hayat olan bir yazar için yazmak, bir amaçtan çok bir araç olarak kalıyor. (III) Yazmaya başladığım ilk yıllarda ya yazacaktım ya da ölecektim. (IV) Ben de yazmaya mecbur kaldım; başka bir şansım yoktu, anlayacağınız. (V) Sadece hayatımı sürdürebilmek için yazıyordum.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde anlatım bozukluğu vardır?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
20. Aşağıdakilerin hangisinde isim-fiil, sıfat-fiil, bağ-fiil bir aradadır?
A) Bugüne kadar yaptıklarının hiçbirinden pişman olmadığını söyleyip duruyordu.
B) Arkadaşlarını ihmal ettiği için duyduğu sıkıntı onu epey rahatsız ediyormuş.
C) Çok dalgın olduğundan yaptığı işi birkaç kez kontrol etmek zorunda kalıyordu.
D) Hastalığını kimseye söylemek istemediğinden onunla tek başına baş etmek zorundaydı.
E) Konuştukça açılıyor, eski halinden eser kalmıyordu.
21. Okuma alışkanlığı kazanmış insanlar, okumaktan uzak kaldıklarında rahatsızlık duymaları kaçınılmazdır.
Bu cümledeki anlatım bozukluğunun nedeni aşağıdakilerden hangisinden kaynaklanmaktadır?
A) Yanlış anlamda sözcük kullanımı
B) Özne eksikliği
C) Gereksiz sözcük kullanılması
D) Tamlayan eki eksikliği
E) Gereksiz iyelik eki kullanılması
22. Güller ki bütün mevsim usanmış kanamaktan
Güller ki bakıp yollara beklerdi hazanı
Güller gibi aylarca hayal ettim uzaktan
Yaprakların altın gibi savrulduğu anı
Bu dizelerde aşağıdakilerden hangisine örnek yoktur?
A) Ünsüz yumuşaması
B) Ünsüz benzeşmesi
C) Ünsüz türemesi
D) Ulama
E) Ünlü düşmesi
23. İlgeçler, diğer sözcüklerle birleşerek sıfat ya da belirteç görevini üstlenir.
Aşağıdakilerden hangisinde "kadar" ilgeciyle oluşturulmuş söz grubu ötekilerden farklı görevdedir?
A) Sen gelinceye kadar her şey çok sessizdi.
B) Akşama kadar bu işleri bitirmeliyim.
C) Kafasında ceviz kadar bir şişlik oluşmuştu.
D) Senin kadar matematik bilemediğim için problemi çözemedim.
E) Bu kasaba kadar sessiz başka bir yer bilmiyorum.
24. Kesme taştan, eşsiz yapılarıyla eteğine kurulduğu dağı bir gerdanlık gibi kuşatan Mardin, zaman tünelini andıran dar sokaklarında görkemli geçmişin izlerini taşıyan zengin bir kenttir.
Bu cümleyle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?
A) Birden çok ilgeç vardır.
B) Fiilimsilere yer verilmiştir.
C) Kurallı bir ad cümlesidir.
D) Ekeylem almış bir yüklem kullanılmıştır.
E) Özne, dolaylı tümleç ve yüklemden oluşmuştur.
25. Ne dostların ne de düşmanların sözleri incitmezse seni
Gereğinden çok bağlanmadan saygı duyarsan herkese
Eğer her dakikanın doldurabilirsen altmış saniyesini
O zaman dünya da senindir, içindeki her şey de.
Bu dizelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Hem belirtili, hem belirtisiz ad tamlamasına yer verilmiştir.
B) Birden çok tamlayanın bir tamlanana bağlandığı isim tamlaması vardır.
C) Çoğul eki alan birden çok sözcük kullanılmıştır.
D) Tamlayanı ile tamlananı arasına sözcük girmiş isim tamlaması vardır.
E) Belirtme hali eki alan sözcük vardır.
26. Aşağıdaki dizelerin hangisinde sıfat-fiil ad tamlamasının tamlayanı olmuştur?
A) Ben bendesi ayrı olalı gözden
Kadrin bilmezlerle hali hoş mudur
B) Canan bizim kıymetimiz bilmedi
Bu çeşmimden akan yaşı silmedi
C) Yiğit gölgesinde yiğit saklanır
Kötünün gölgesi hem dalı olmaz
D) Felek gurbetlere attı
Gedâyi Kadrin bilinmedik illere düştüm
E) Kâmil olanların bellidir yeri
Yoluma koyarlar can ile seni
27. I. Büyük adamların amaçları, diğerlerinin ise yalnız istekleri vardır.
II. Gelip geçici hevesler yerine yüksek hedefler peşinde olanlar, gerçekten büyüktürler.
III. İnsan büyük amaçlar belirlemekle büyük olmaz, önemli olan onlara ulaşabilmektir.
IV. İnsan, yüksek bir amaca ulaşmak kadar, onun için gösterdiği çabadan da zevk almadıkça büyük sayılmaz.
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerden hangileri anlamca birbirine en yakındır?
A) I. ve II. B) II. ve III. C) III. ve IV.
D) I. ve III. E) II. ve IV.
28. Aşağıdaki cümlelerden hangisinin yüklemi, özne-yüklem ilişkisi yönüyle ötekilerden farklıdır?
A) Biz gittiğimizde pazar neredeyse toplanmıştı.
B) Köyün ileri gelenleri muhtarın evinde toplanmıştı.
C) Geçen yıl, bu yılkı mahsulün iki katı toplanmıştı.
D) Havalar iyi gitmeyince fındıklar bir hafta geç toplanmıştı.
E) Düğün için köydeki her evden sandalye toplanmıştı.
29. Aşağıdaki sorulardan hangisinin cevabı özne de nesne de değildir?
A) — Pencereden bakınca ne görüyorsun?
— Masmavi bir deniz.
B) — Sana kim yardım edecek?
—Berke ve kardeşi.
C) — Akşam yemeğine kimi çağıracaksın?
—Yan dairedeki komşularımızı.
D) — Bu kitabın üzerine ne dökülmüş?
—Kahve ya da çay.
E) — Bu çiçekleri nereden topladınız?
—Evin bahçesinden.
30. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde nesne ortaklığı söz konusudur?
A) Yaşlı adam her gün saatlerce yürür, odun keser, tamirat yapardı.
B) Bu hayatta bize yol gösterecek birine, umuda, sevgiye ihtiyacımız var.
C) Gurbette olduğu için annesini ve babasını özlüyor, onlara kavuşmak istiyordu.
D) Dertlerini kimseyle paylaşmaz, herkesten saklar, hep içine atardı.
E) Gülüşü, bana tüm acılarımı unutturdu, beni hayata bağladı.
31. Yazdıklarıma hiçbir gün öykü demedim; çünkü son sözü öykümü okuyan dudaklar söyleyecektir.
Bu cümlede öne sürülen görüş aşağıdakilerden hangisidir?
A) Yazarların kendi eserlerini değerlendirmeleri oldukça zordur.
B) Bir eseri değerlendirmek, edebiyatçıya değil okuyucuya düşer.
C) Öykü, sınırları henüz belirlenmemiş, yoruma açık bir türdür.
D) Her eser, okuyucusunun elinde yeniden şekillenir.
E) Yazarlar genellikle alçakgönüllü bir tavır içerisindedirler.
32. Fıkraları, romanları, öyküleri İle tanıdığımız Oktay Akbal'ın özgün yanlarından biri de denemeciliğidir. Edebiyatın en önemli sorunları onun denemelerinde dile gelir. Yaşamın ayrılmaz bir parçası olan edebiyatın işlevi üzerinde dururken, bizim yazarlarımızın ve evrensel edebiyat dünyasının önemli yazarlarının düşüncelerini aktarır. Denemelerinde kendini ortaya atıp yalnızca kendi düşüncelerinin bellenmesini, yanılmaz-tartışılmaz gibi kabul edilmesini istemez, denemenin en azından böyle bir tutuma, anlayışa karşı olduğunu çok iyi bilir.
Bu parçadan Oktay Akbal'la ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?
A) Yerli ve yabancı birçok yazarın düşüncelerini okuyucuya yansıttığı
B) Gazetecilik yanının da, en az edebiyatçılığı kadar önemli olduğu
C) Roman, öykü, fıkra ve denemeler yazdığı
D) Deneme türünün gereklerine uygun yazılar yazdığı
E) Edebiyatımızın önemli sorunlarını dile getirdiği
33. Aşağıdakilerin hangisinde, "Sınıftaki herkes, testin iki sorusunu yanlış cevaplamışlardı." cümlesindekine benzer bir anlatım bozukluğu vardır?
A) Bu mevsimde ağaçların aşılanması gerekir.
B) Hemen hemen her sanatçı, sanat yaşamlarında ünlü sanatçıları örnek almışlardır.
C) İnsanların başarılarını anlamak için sözlerine değil, yaptıklarına bakılmalıdır.
D) Kültürün önemli bir bölümünü dile dayalı eserler oluşturur.
E) Hiçbir düşünce özgün değildir, hepsi başka düşüncelerin sentezidir.
BARTIN KÖKSAL TOPTAN LİSESİ 2008 – 2009 ÖĞRETİM YILI 1. KANAAT DÖNEMİ
DİL VE ANLATIM 12 ORTAK SINAV SORULARI
14 OCAK 2009
AD SOYAD :…………………………………… NUMARA :………………………….. SINIF :……………….
DDDDDDDDDDDDDDDDDDDDDDDDDDDDDDDDDDDDDDDDDDDDDDDDDDDDDDDDDDDDDDDDDDDDD
1. Aşağıdakilerin hangisinde, "Sınıftaki herkes, testin iki sorusunu yanlış cevaplamışlardı." cümlesindekine benzer bir anlatım bozukluğu vardır?
A) Bu mevsimde ağaçların aşılanması gerekir.
B) İnsanların başarılarını anlamak için sözlerine değil, yaptıklarına bakılmalıdır.
C) Kültürün önemli bir bölümünü dile dayalı eserler oluşturur.
D) Hiçbir düşünce özgün değildir, hepsi başka düşüncelerin sentezidir.
E) Hemen hemen her sanatçı, sanat yaşamlarında ünlü sanatçıları örnek almışlardır.
2. Okuma alışkanlığı kazanmış insanlar, okumaktan uzak kaldıklarında rahatsızlık duymaları kaçınılmazdır.
Bu cümledeki anlatım bozukluğunun nedeni aşağıdakilerden hangisinden kaynaklanmaktadır?
A) Yanlış anlamda sözcük kullanımı
B) Özne eksikliği
C) Gereksiz sözcük kullanılması
D) Tamlayan eki eksikliği
E) Gereksiz iyelik eki kullanılması
3. Anlam genişlemesi yoluyla somut anlamlı bir ad, bir de soyut anlam kazanabilir. Örneğin somut anlamıyla "ezmek, öğütmek" olan "çiğnemek" kelimesi "Yasaları çiğnemek suçtur." cümlesinde soyut bir anlam da kazanmıştır.
Böyle bir anlam değişmesini örneklendiren sözcük, aşağıdakilerin hangisinde kullanılmıştır?
A) Ne zaman seni düşünsem yağmur yağmaya başlar.
B) Keşke sevgimi anlatabilecek bir yöntem bulsam.
C) O korkunç olaydan sonra bende akıl mı kaldı?
D) Öfkelendiğimi belli etmemek için yanınızdan uzaklaştım.
E) Kimseyi kırmak istemeyen narin bir yapısı vardı.
4. Dalga dalga hücum edip pişmanlıklar
Unutuşun o tunç kapısını zorlar
Ve ruh, atılan oklarla delik deşik;
İşte, doğduğun eski evdesin birden
Yolunu gözlüyor lamba ve merdiven
Susmuş ninnilerle gıcırdıyor beşik...
Bu dizelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Niteleyici sözcükler kullanılmıştır.
B) İnsana özgü nitelikler başka varlıklara aktarılmıştır.
C) Kimi sözcükler mecaz anlamları ile kullanılmıştır.
D) Örneklere yer verilmiştir.
E) Düş gücünden yararlanılmıştır.
5. Akdeniz bölgesinin çatısı Toros Dağlan tarafından meydana getirilmektedir. Dağlar bazı yerlerde denize çok sokulur, kayalık ve az girintili çıkıntılı bir kıyı üzerine dikine inerler. Bazı yerlerde ise kıyı çizgisi ile dağ sınırları arasına Adana Ovası gibi geniş düzlükler girer. Bu bölge özelliğini kendine komşu olan ılık denizden alır. Fakat denizin etkisi yüzey şekillerine ve yükseltiye göre değişir. Akdeniz iklimi kıyı ovalarından içeriye sokulduğu halde dağlık yerlerde ancak dar bir şerit üzerinde kendini belli eder ve yükseklere doğru önemli değişikliklere uğrar.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangisinde verilenlerden yararlanılmıştır?
A) Açıklama - betimleme - karşılaştırma
B) Öyküleme - betimleme - benzetme
C) Tanımlama - açıklama - karşılaştırma
D) Karşılaştırma - tartışma – betimleme
E) Öyküleme - örneklendirme - tanımlama
6. 9. Hariciye Koğuşu, yaşanan olayların, izlenimlerin, duygu ve düşüncelerin kahramanın ağzından anlatıldığı bir ben romanıdır. Romanın kahramanı 15 yaşındaki hasta bir gençtir. Romanda gencin psikolojik çözümlemesi başarıyla yapılmıştır. Bu yönüyle eser, psikolojik bir romandır. Olaylar 15 yaşındaki genç üzerine kurulsa da Nüzhet ve Doktor Ragıp da romanın önemli kişileridir. Ancak bunlar ikinci planda ve silik olarak bırakılmıştır. Hasta gencin, kaldığı konakta Nüzhet'e duyduğu karşılıksız sevgi, romanın okunurluğunu olumlu yönde etkilemiştir.
Bu parçada 9. Hariciye Koğuşu adlı romanla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
A) Yaşananların birinci şahsın ağzıyla anlatıldığı bir üslubunun olduğuna
B) Ana kahramanının hasta bir genç olduğuna
C) Hasta gencin, yazarın kendisi olduğuna
D) Psikolojik çözümlemelerin ağırlıkta olduğuna
E) Gencin karşılıksız sevgisinin, romanın okunurluğuna katkı sağladığına
7. (I) Söyleşi; makale planıyla, fakat bir karşılıklı konuşma havası içinde yazılan yazılardır. (II) Bu yazıların en önemli özelliği, yazarın samimi, içten bir ifade tarzını ortaya koymasıdır. (III) Söyleşi, Türk edebiyatında İslamiyet’in kabulünden sonra görülmeye başlanmıştır. (IV) Söyleşilerde yazar, okuyucu ile bir sohbet havası içinde senli benli bir hava yaratır.(V) Söyleşilerde yazar, düşüncelerinin doğruluğunda ısrar edici olmaz; çünkü bu yazılarda, daha çok yazarın kişisel düşünceleri ağırlık kazanır.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde bir bilgi yanlışı yapılmıştır?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
8. Aşağıdakilerin hangisinde verilenlerin tümü gazete çevresinde gelişen metin türleridir?
A) Makale - mektup - fıkra - eleştiri - günlük - röportaj - haber yazıları
B) Tarihî metin - deneme - fıkra - anı - tiyatro - röportaj - haber yazıları
C) Felsefi metin - deneme - günlük - eleştiri -sohbet - röportaj - anı
D) Makale - deneme - fıkra - eleştiri - sohbet - röportaj - haber yazıları
E) Biyografi - deneme - günlük - bilimsel metin -sohbet - röportaj - gezi yazıları
9. Güller ki bütün mevsim usanmış kanamaktan
Güller ki bakıp yollara beklerdi hazanı
Güller gibi aylarca hayal ettim uzaktan
Yaprakların altın gibi savrulduğu anı
Bu dizelerde aşağıdakilerden hangisine örnek yoktur?
A) Ünsüz yumuşaması
B) Ünsüz benzeşmesi
C) Ünsüz türemesi
D) Ulama
E) Ünlü düşmesi
10. Şiir, kişisel sorun anlatma aracına indirgenemez. Anlatılanlar ozanın içinde bulunduğu özel koşullara tıpatıp uysa bile, dahası şair "Evet, bu şiirde ben kendimi anlattım." dese bile, şiirin özünü ilgilendirmez bu. Nice halk şiirini, son dizelerde şair adını belirttiği için mi okuruz? Yani özel yaşamları konusunda bilgi edinmek için mi? Elbette ki hayır. Bir şiiri şiir olarak çekici kılan şey, sunduğu iletinin düzenleniş biçimidir.
Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Şair, şiirde kendi sorunlarından yola çıkarak toplumun problemlerini anlatmayı amaçlar.
B) Şiir, okuyucuya mesaj verme amacına uygun bir tür değildir.
C) Şiiri etkili kılan unsur konusu değil, konuyu işlerken sözleri diziş biçimidir.
D) Şiir, bireysel konuları işlemeye başladığında toplumdan uzak, soyut bir sanat olur.
E) Şiirde adı geçmese bile, gerçek şair üslubuyla kendini belli eder.
11. Aşağıdakilerin hangisinde isim-fiil, sıfat-fiil, bağ-fiil bir aradadır?
A) Bugüne kadar yaptıklarının hiçbirinden pişman olmadığını söyleyip duruyordu.
B) Arkadaşlarını ihmal ettiği için duyduğu sıkıntı onu epey rahatsız ediyormuş.
C) Çok dalgın olduğundan yaptığı işi birkaç kez kontrol etmek zorunda kalıyordu.
D) Hastalığını kimseye söylemek istemediğinden onunla tek başına baş etmek zorundaydı.
E) Konuştukça açılıyor, eski halinden eser kalmıyordu.
12. A! Çok sevindim buna.
Ne güzel bir çocuk bu böyle!
Bu cümlelerde dil hangi işlevinde kullanılmıştır?
A) Dil ötesi işlevi
B) Alıcıyı harekete geçirme işlevi
C) Göndericilik işlevi
D) Heyecana bağlı işlevi
E) Kanalı kontrol işlevi
13. Yazdıklarıma hiçbir gün öykü demedim; çünkü son sözü öykümü okuyan dudaklar söyleyecektir.
Bu cümlede öne sürülen görüş aşağıdakilerden hangisidir?
A) Yazarların kendi eserlerini değerlendirmeleri oldukça zordur.
B) Bir eseri değerlendirmek, edebiyatçıya değil okuyucuya düşer.
C) Öykü, sınırları henüz belirlenmemiş, yoruma açık bir türdür.
D) Her eser, okuyucusunun elinde yeniden şekillenir.
E) Yazarlar genellikle alçakgönüllü bir tavır içerisindedirler.
14. Ne dostların ne de düşmanların sözleri incitmezse seni
Gereğinden çok bağlanmadan saygı duyarsan herkese
Eğer her dakikanın doldurabilirsen altmış saniyesini
O zaman dünya da senindir, içindeki her şey de.
Bu dizelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Birden çok tamlayanın bir tamlanana bağlandığı isim tamlaması vardır.
B) Çoğul eki alan birden çok sözcük kullanılmıştır.
C) Tamlayanı ile tamlananı arasına sözcük girmiş isim tamlaması vardır.
D) Belirtme hali eki alan sözcük vardır.
E) Hem belirtili, hem belirtisiz ad tamlamasına yer verilmiştir.
15. —; bir yazarın, herhangi bir konu üzerinde, özel görüş ve düşüncelerini hiçbir iddiaya yer vermeden, kesin yargılara varmadan anlattığı yazı türüdür. Batı edebiyatında essai (ese) adı verilen bu türün konuları genellikle edebiyat, sanat, bilim, felsefe vb.dir. Bu türü dünya edebiyatına — yazar, — kazandırmıştır.
Bu parçada boş bırakılan yerlere aşağıdakilerin hangisinde verilenler getirilmelidir?
A) Makale - Türk - Namık Kemal
B) Fıkra - Türk - Ahmet Rasim
C) Gezi yazısı- Türk - Evliya Çelebi
D) Deneme - Fransız – Montaigne
E) Eleştiri - İngiliz – Bacon
16. Gerçek başarı ( ) başkalarına muhtaç olmadan, tek başına ve kendine güvenerek ( ) Ben bu işi yaparım ( ) ( ) diyebilenindir ( )
Bu parçada ayraçla belirtilen yerlere aşağıdakilerin hangisinde verilen noktalama işaretleri sırasıyla getirilmelidir?
A) (,) (“) (.) (“) (.) B) (:) (“) (“) (,) (.)
C) (,) (.) (.) (...) (.) D) (;) (:) (“) (.) (“)
E) (,) (“) (.) (“) (...)
17. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı vardır?
A) Büyükannesine "Sen istersen okuma yazma da öğrenebilirsin." dedi.
B) Bütün zorluklara göğüs gerdi, sonunda amacına ulaştı.
C) Yaptığı onca hatadan sonra onu affetmemizi kimse beklemesin.
D) Böyle bir teklifi reddetmek akıllıca bir davranış olmazdı.
E) Kalabalıkta farkedilmek istemeyen genç adam, bir köşeye oturmuştu.
18. I. Olayların anlatımında rastlantılara sıkça yer verme
II. Yabancı etkilerden uzak, son derece yalın ve anlaşılır bir dil kullanma
III. Günlük yaşama veya tarihe ait konuları işleme
IV. Kişileri, tümüyle iyi ya da kötü olmak üzere, tek yönlü olarak anlatma
V. Olayların akışı keserek okura bilgi ve öğüt verme
Yukarıdaki açıklamalardan hangisi Tanzimat romanının özelliklerinden biri değildir?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
19. (I) İnsanlık tarihi boyunca fazla kilolar, sağlığın ve refahın simgesi olarak görülegelmiştir. (II) Günümüzdeyse şişmanlık, dünyanın en varlıklı ülkelerinde yaşayan insanların sağlıklarını tehdit eden bir hastalık olarak algılanıyor. (III) Şişmanlık kalıtımsal bir hastalıktır. (IV) Özellikle gelişmiş ülkelerde şişmanlığın görülme sıklığı sürekli artıyor. (V) Öyle ki şişmanlığa bir tür salgın hastalık gözüyle bakılıyor. (IV) Bu hastalığı tedavi etmeye aday sağlık merkezleri de artıyor.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır?
A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI.
20. (I) Eğer polisiye ya da bilimkurgu romanı yazıyor olsaydım, amacımın roman yazmak olduğunu söyleyebilirdim. (II) Ama benim gibi, malzemesi hayat olan bir yazar için yazmak, bir amaçtan çok bir araç olarak kalıyor. (III) Yazmaya başladığım ilk yıllarda ya yazacaktım ya da ölecektim. (IV) Ben de yazmaya mecbur kaldım; başka bir şansım yoktu, anlayacağınız. (V) Sadece hayatımı sürdürebilmek için yazıyordum.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde anlatım bozukluğu vardır?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
21. Aşağıdaki dizelerin hangisinde sıfat-fiil ad tamlamasının tamlayanı olmuştur?
A) Ben bendesi ayrı olalı gözden
Kadrin bilmezlerle hali hoş mudur
B) Canan bizim kıymetimiz bilmedi
Bu çeşmimden akan yaşı silmedi
C) Yiğit gölgesinde yiğit saklanır
Kötünün gölgesi hem dalı olmaz
D) Felek gurbetlere attı
Gedâyi Kadrin bilinmedik illere düştüm
E) Kâmil olanların bellidir yeri
Yoluma koyarlar can ile seni
22. Fıkraları, romanları, öyküleri İle tanıdığımız Oktay Akbal'ın özgün yanlarından biri de denemeciliğidir. Edebiyatın en önemli sorunları onun denemelerinde dile gelir. Yaşamın ayrılmaz bir parçası olan edebiyatın işlevi üzerinde dururken, bizim yazarlarımızın ve evrensel edebiyat dünyasının önemli yazarlarının düşüncelerini aktarır. Denemelerinde kendini ortaya atıp yalnızca kendi düşüncelerinin bellenmesini, yanılmaz-tartışılmaz gibi kabul edilmesini istemez, denemenin en azından böyle bir tutuma, anlayışa karşı olduğunu çok iyi bilir.
Bu parçadan Oktay Akbal'la ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?
A) Yerli ve yabancı birçok yazarın düşüncelerini okuyucuya yansıttığı
B) Gazetecilik yanının da, en az edebiyatçılığı kadar önemli olduğu
C) Roman, öykü, fıkra ve denemeler yazdığı
D) Deneme türünün gereklerine uygun yazılar yazdığı
E) Edebiyatımızın önemli sorunlarını dile getirdiği
23. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde nesne ortaklığı söz konusudur?
A) Dertlerini kimseyle paylaşmaz, herkesten saklar, hep içine atardı.
B) Yaşlı adam her gün saatlerce yürür, odun keser, tamirat yapardı.
C) Bu hayatta bize yol gösterecek birine, umuda, sevgiye ihtiyacımız var.
D) Gurbette olduğu için annesini ve babasını özlüyor, onlara kavuşmak istiyordu.
E) Gülüşü, bana tüm acılarımı unutturdu, beni hayata bağladı.
24. Bütün dünya buyruğuna girdi Roma'nın;
Ne deniz kaldı, ne kara.
Kapat Zeus, kapılarını Olimpos'un.
Gökyüzüne geldi sıra.
Bu dizelerde aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) Olumlu ad cümlesi
B) Basit eylem cümlesi
C) Biçimce olumlu, anlamca olumsuz cümle
D) Emir cümlesi
E) Devrik cümle
25. Aşağıdaki dizelerde yer alan altı çizili sözcüklerin hangisinde, birden çok yapım eki kullanılmıştır?
A) Üstümüzde tükenmez mavi kubbe
Ektiğimiz bütün başaklar gebe.
B) Bomboş uzanan denizin üstünde,
Aç bir karabatak dalar çıkar.
C) Ben senin gün ışığında
Saçlarını buğdaylar gibi uzar gördüm.
D) Sana gitme demeyeceğim.
Üşüyorsun ceketimi al.
E) Ben güneşli bir şehrin satıcısıyım ki
Sayısız hünerlerimi unuttum.
26. Aşağıdaki cümlelerden hangisinin yüklemi, özne-yüklem ilişkisi yönüyle ötekilerden farklıdır?
A) Biz gittiğimizde pazar neredeyse toplanmıştı.
B) Köyün ileri gelenleri muhtarın evinde toplanmıştı.
C) Geçen yıl, bu yılkı mahsulün iki katı toplanmıştı.
D) Havalar iyi gitmeyince fındıklar bir hafta geç toplanmıştı.
E) Düğün için köydeki her evden sandalye toplanmıştı.
27. Genç yönetmen yeni filmi için yüzü düzgün, kamera karşısında rahat, düş gücü gelişkin bir kadın oyuncu arıyordu. Gazeteye ilan vererek adayları davet etmişti. Gün boyu peş peşe girdiği mülakatlardan yorgundu. O, kendine yeni bir kahve koyarken, sıradaki oyuncu adayını içeri aldılar. Genç kız, yüzünde meraklı bir tebessümle deneme kamerasının karşısına oturdu ve yönetmenle sohbete başladı. Kısa bir konuşmadan sonra yönetmen değişik bir şey denemiş olmak için "Çantanızı açıp bana içindekileri birer birer anlatır mısınız?" dedi. Genç kız arkadaki çantaya uzandı. Fermuarını açtı. Önce eline gelen iri kırmızı elmayı çıkarıp anlattı: "Bu elmayı sabah tezgah başında meyvelerini parlatırken gördüğüm manav hediye etti. Çok iştahlı bakmış olmalıyım." Sonra çantadan bir kitap çıkardı.
Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisi belirlenebilir?
A) Metnin yazılış amacı
B) Yazarın sahip olduğu zihniyet
C) Metin - gelenek ilişkisi
D) Hikâyenin gözlemci bakış açısıyla yazıldığı
E) Metinler arasındaki ilişki
28. Kesme taştan, eşsiz yapılarıyla eteğine kurulduğu dağı bir gerdanlık gibi kuşatan Mardin, zaman tünelini andıran dar sokaklarında görkemli geçmişin izlerini taşıyan zengin bir kenttir.
Bu cümleyle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?
A) Birden çok ilgeç vardır.
B) Fiilimsilere yer verilmiştir.
C) Kurallı bir ad cümlesidir.
D) Ekeylem almış bir yüklem kullanılmıştır.
E) Özne, dolaylı tümleç ve yüklemden oluşmuştur.
29. I. Büyük adamların amaçları, diğerlerinin ise yalnız istekleri vardır.
II. Gelip geçici hevesler yerine yüksek hedefler peşinde olanlar, gerçekten büyüktürler.
III. İnsan büyük amaçlar belirlemekle büyük olmaz, önemli olan onlara ulaşabilmektir.
IV. İnsan, yüksek bir amaca ulaşmak kadar, onun için gösterdiği çabadan da zevk almadıkça büyük sayılmaz.
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerden hangileri anlamca birbirine en yakındır?
A) I. ve II. B) II. ve III. C) III. ve IV.
D) I. ve III. E) II. ve IV.
30. Aşağıdaki sorulardan hangisinin cevabı özne de nesne de değildir?
A) — Pencereden bakınca ne görüyorsun?
— Masmavi bir deniz.
B) — Bu çiçekleri nereden topladınız?
—Evin bahçesinden.
C) — Sana kim yardım edecek?
—Berke ve kardeşi.
D) — Akşam yemeğine kimi çağıracaksın?
—Yan dairedeki komşularımızı.
E) — Bu kitabın üzerine ne dökülmüş?
—Kahve ya da çay.
31. Mimarideki gösterişli rekabette, Taipei 101 adıyla anılan 509 metrelik 101 katlı gökdelen dünyanın en yüksek binası olarak öne çıkıyor. Bazılarınca bir bambu sapına, hatta üst üste konmuş Çin yemeği paket servis kutularına benzetilen Taipei 101, gördüğünüz en zarif yapı olmasa da, saniyede 16.8 metre hızla yükselen dünyanın en hızlı asansörlerine sahip olmasıyla övünüyor. Mühendisler, binadakilerin kendilerini huzurlu hissetmesi için 88. katın üstüne 660 ton ağırlık yüklenen dev bir sarkaç asmış. Bir dizi darbe emici eklenen sarkaç, rüzgârın etkisini azaltarak binanın sallanmasını azaltıp mide bulantısını önlüyor.
Bu parçanın anlatımı için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Olumlu ve olumsuz durumlar bir arada verilmiştir.
B) Açıklayıcı anlatım yöntemine başvurulmuştur.
C) Sayısal verilerden yararlanılmıştır.
D) Yazar, düşüncesini benimsetmeye çalışmıştır.
E) Karşılaştırmaya başvurulmuştur.
32. İlgeçler, diğer sözcüklerle birleşerek sıfat ya da belirteç görevini üstlenir.
Aşağıdakilerden hangisinde "kadar" ilgeciyle oluşturulmuş söz grubu ötekilerden farklı görevdedir?
A) Sen gelinceye kadar her şey çok sessizdi.
B) Akşama kadar bu işleri bitirmeliyim.
C) Kafasında ceviz kadar bir şişlik oluşmuştu.
D) Senin kadar matematik bilemediğim için problemi çözemedim.
E) Bu kasaba kadar sessiz başka bir yer bilmiyorum.
33. Artık her gün o kahvedeydim. Altı yedi kadar müşterisi vardı. Hiçbir gün bu sayıyı geçtiğini zannetmiyorum. Onların ne yüzü, ne kılığı hatırımda... Esasen sokakta onları görseydim anımsamazdım. Onlar ancak o kahvede, kirli sarı duvarların arasında mevcuttular.
Olaya bağlı bir metinden alınan yukarıdaki parçada olay hangi bakış açısıyla anlatılmıştır?
A) Gözlemci anlatıcının bakış açısıyla
B) Kahraman anlatıcının bakış açısıyla
C) İlahî bakış açısıyla
D) Yazarın bakış açısıyla
E) Okurun bakış açısıyla