Şevket Bulut Hikâyeleri Üzerine
Şevket
Bulut Hikâyeleri Üzerine
Hasan
ŞAHMARANOĞLU
“Sarı
Arabalar” Şevket Bulut’un yayınlanan üçüncü eseri. İlk eseri “Gönül
Defterim” adıyla şiirlerini, ikinci eseri “Al Karısı” adıyla küçük
hikâyelerini meydana getirir. Üçüncü eseri olan “Sarı Arabalar” yine iki
küçük hikâyesinden olmuştur.
Şevket
Bulut, hikâyeciliğe şairlikten geçmiştir. Yıllarca Halk Edebiyatıyla
uğraşmış; halk hikâyelerini, halk şiirlerini en ince noktalarına
varıncaya kadar incelenmiştir. Ayrıca halk tarzında güzel şiirler de
yazmıştır. Çeşitli şairlerle atışmalara girişerek “taşlama” ve “atışma”
dalında güzel örnekler vermiştir.
Şevket
Bulut halk çocuğu olduğu ve köyden çıktığı için halkın dertlerini hiç
kimse onun kadar derinlemesine bilemez. Görevi gereği on beş yıldır köy
köy dolaşmakta, köyden ve köylüden kopmamaktadır. Diğer düzmece bazı
yazarlar gibi halkın meselelerine vagon penceresinden bakıp kaleme
sarılmamaktadır.
Şevket
Bulut’un hikâyeleri araştırmacılar için zengin bir folklor kaynağıdır.
Halkın dilini, gelenek ve göreneklerini, inançlarını bozmadan yansıtmaya
çalışır. Yerine göre, rivayetlerden, efsanelerden, masallardan da
yararlanır. Güneydoğu Anadolu ve Kilis’in birçok kelime ve deyimleri
hikâyelerinde yer almıştır. Okuyucuyu sıkmadan şive taklidi de yapar.
Fakat bunu çok ustaca yaptığı için, hikâyelerinde hiçbir zorlama yoktur.
Şevket
Bulut’un bir özelliği de Ömer Seyfettin’den sonra duraklayan milli ve
gerçekçi hikâye çizgisini sürdürmesidir. Refik Halit ve Ömer Seyfettin
dışında hiçbir hikâyeci milli bir çizgiye ulaşamamıştır. Solcu birçok
yazarda, ideoloji önde gelir… Halkın inançlarıyla alay edilir...
Yazılanlar; dili yönüyle olsun üslup yönüyle olsun, “Elit” tabaka için
yazılmıştır... Bu yazarlar, halkla hiçbir köprü kuramazlar. Bulut’un
yazdıkları ise, herkes tarafından sevilip okunmaktadır, Realist bir
üslubu olmasına rağmen, halkın törelerine, duygu ve düşüncelerine,
inançlarına bağlı kalır. Anadolu gerçeklerini dile getirirken; Marksist
bir görüşe saplanmaz. Onun kavgası, sahte aydınlarla, kendini beğenmiş
yöneticilerledir. Her hikâyesinde Anadolu insanının bir yarasına parmak
basar. Fakat bunu yaparken, çirkin sefalet tabloları çizmez. Kalemi,
sınıf edebiyatı çağırtkanlığı yapan yazarlar gibi çirkefe saplanmaz.
İyiyle kötü, acıyla tatlı, zenginle yoksul hikâyelerinde yan yanadır.
Kişileri canlı ve sevimlidir. Hisar’da yayınlanan “Hastalık”, “Eşkiyanın
Kanunu”, “Baba ile Oğul”, “Yasin Tulumu”, gibi hikâyeler, gerçekten her
yönüyle başarılı hikâyelerdir. “Sarı Arabalar”daki “Oynaş”, “Kezzap”,
“Şeyhin Minderleri” “Sarı Arabalar”, “Yalnız Mezar”, “Al Karısı”ndaki
“Sığıntı” «Kuyruğu Kesilen At”, “Öfkeli Mayın”, “Bıçak” gibi hikâyeler
kolay kolay unutulmayacak güçtedir.
Şevket
Bulut’un hikâyelerinin diğer bir özelliği de kolay okunur olmasıdır.
İlkokul çağındaki çocukla yetişkin bir insan bu hikâyeleri
okuyabilmektedir.
Üslûbunun
akıcı olması, sade bir Türkçeyle yazması, konuların orijinalliği kolay
okunurluğu sağlayan etkenlerdir. Bulut’un üslubu sadedir; fakat basit
değildir. Bu sadeliğe erişmek için çok çeşitli kalem denemeleri
yaptığını biliyoruz.
Şevket
Bulut, yazdığı hikâyelerle klasik hikâye anlayışına bağlı kalmaktadır.
Sağlam biri konu özellikleri çizilen kişiler zaman ve mekân, başı ve
sonu olan hikâyeler, yer yer entrika ve sürpriz kısa kısa konuşmalar
sıkıcı olmayan tasvirler hikâyelerinin belli başlı özellikleri
arasındadır. Belli bir çevreyi işlemesine rağmen “mahallilikten”
yakasını sıyırmakta, millî bir çizgiye ulaşmaktadır.
Aksayan
yanlarına gelince, bazı hikâyelerinde fazla şive taklidine kaçmaktadır.
Bazı hikâyelerinde ise, kısa hikâye boyutunu aşmaktadır. Kısa hikâye;
bir anın; bir hayat parçasının dile getirilmesidir.
Sayfalar
uzadıkça okuyucu sıkılır. Aslında kısa hikâye “Rubai” kadar zor yazılan
bir sanat dalıdır. Roman gibi şişirmeye gelmez. Bazen bir tek cümle
koca hikâyeyi mahveder. Bu bakımdan hikâyede zaman, mekân ve kişiler çok
önemlidir. Fazla tasvirlerle, uzun cümlelerle okuyucu sıkılmamalıdır.
Sonuç
olarak diyebiliriz ki, Şevket Bulut hikâyeciliğimize yeni ve milli bir
hava getirmiştir. Sanat anlayışıyla, sağlam inancıyla Türk halkının
özlemini duyduğu bir hikâyeci idi…
Genç
yaşta aramızdan ayrılan bu hemşehrimize Allah’tan rahmet dilerim…
http://kiliskentgazetesi.page.tl/-Hasan-Sahmaranoglu--h-nun-diger-yazilari.htm