TOBB Başkanlığı koltuğuna oturmasını önlemek isteyenlerden başlayabiliriz.
Erbakan Hoca’nın seçildiği TOBBBaşkanlığı koltuğuna oturtmamak için
devlet gücü kullananlardan hayatta olanlar, bugün Fatih Camii’ne
baksınlar.
O azimli insanın, ne kadar seveni olduğunu görsün, “TOBBBaşkanlığı
koltuğu ne ki? Bu halk seni, kimseyi oturtmadığı koltuklara oturtmuş”
diyerek utansınlar!
Milli Nizam Partisi’nin kapatılma kararına imza atan, (bugün isimleri
unutulmuş) o yüksek hakimler de, Fatih Camii’ni izlesinler..
MNP’yi kapatabilmişler mi, görsünler.. O Anadolu hareketini, verdikleri
üç sayfalık mahkeme kararı ile, halkın gözünden düşürebilmişler mi,
görsünler..
12 Eylül darbesinin gerekçeleri arasına, Konya’daki Kudüs yürüyüşünü
alan Kenan Evren, Marmaris’teki villasından izlesin Fatih Camii’ni..
Milli olmamakla suçladığı Erbakan Hoca’yı, bu millet “nasıl bağrına basıyor” görsün!
28 Şubat kararlarını Erbakan Hoca’ya dayatan ve medyadaki işbirlikçileri
vasıtasıyla “Askerler, Hoca’yı terletti” manşetleri attıran Hakkı
Karadayı Paşalar, Hikmet Köksal Paşalar, Fatih Camii’ne bir baksınlar,
kendilerini kaç ‘tek kişi’ uğurlayacak, onu düşünsünler!
O camiiye toplanan insan selinin, “emir”le değil, “gönül”le oraya geldiklerini görüp, ibret alsınlar..
Erzurum’daki bir askeri tesiste yaptığı konuşmada, “Başbakan değil,
istersen bilmem ne bakanı ol” diyerek, dünyanın en nazik Başbakan’ına
hakaret ettiğini sanan Osman Özbek Paşa, bugün Fatih Camii’ni izlesin..
Baksın bakalım, “Tahkir etmek istediği o Başbakan” kimmiş?
İki satırlık yazı ile, görevden alma imkãnı varken, “devlet terbiyesi”
hatırına, kendisine dokunmayan “Başbakan”ı uğurlamaya, kaç yüzbinler
gelmiş!
Bir de dönsün kendisine baksın.. Kendisini hatırlayan kaç kişi var, bugün onu düşünsün!
DöneminYargıtay Başsavcısı Vural Savaş da izlesin, Fatih Camii’ni..
Bakalım, RP’yi kapatma davası iddianamesine mi imza atmış, yoksa “Erbakan Hoca’yı milyonlara sevdirme” belgesine mi?
28 Şubat’ın Anayasa Mahkemesi Başkanı Necdet Sezer,Gölbaşı’ndaki villasından izlesin..
Başkanı olduğu mahkemenin verdiği karar sonrasında, Refah Partisi kapanmış mı, yoksa iktidara mı gelmiş?
Cenazeye katılan, devletin en tepesindekilere baksın da, sonra söylesin: “Halkın sevdiklerini, mahkeme yasaklayabiliyor muymuş?”
Sezer’in izinden gidenler de bakıp ibret alsınlar bugün: “Halkın sevdiklerini, mahkemeler gözden düşüremezler!”
Toprağın altındaki GüvenErkaya da Fatih Camii’ni izlesin..
Halkın, “yemekte rakı isteyenler”e değil, ülke için gece-gündüz çalışanlara koştuğunu görsün..
Askerle işbirliği yapıp, ayak oyunları ile Erbakan Hoca’yı iktidardan
düşürdüğünü sanan dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel de izlesin
Fatih Camii’ni..
İktidardan düşen kendisi mi, Erbakan Hoca mı görsün!
Erbakan Hoca’nın başbakanlığı döneminde, kaos oluşturmak için işbirlikçi
gazetecilere, “Gerekirse silah kullanırız” manşeti attıran komutan
şöyle bir baksın Fatih Camii ve etrafını dolduran yüzbinlere.. Sonra
kararını versin: “Bu yüzbinleri susturacak kadar silahı var mı?” diye!
Derin devletin en gizli mahfillerine çomak sokan Erbakan Hoca’nın,
“Susurluk ne ki, arkasında daha ne derin yapılar var” anlamında
söylediği “fasa-fiso” tanımlamasını, “Susurluk’la işbirliği yaptı”
şeklinde yorumlayan sözde aydınlar izlesinler Fatih Camii’ni.
Derindekilerden kimse var mı orada, görsünler!
Erbakan Hoca hakkında, her gün farklı bir yalanla halkı aldatmak isteyen
ahlâksız gazeteciler de Fatih Camii’ni izlesinler bugün..
Baksınlar, attıkları binbir iftiraya halk hiç rağbet etmiş mi?
Fitne odakları izlesinler Fatih Camii’ni.. “Hoca”sı ile “talebeleri”nin arasını açabilmişler mi, görsünler!
“Fatih Camii’ni bombalama” planı ile ‘darbe hazırlığı yapan Balyozcu’lar
izlesinler.. Bu halk, onların oyununa artık gelir mi, kara kara
düşünsünler |