İsmet Özel'in Ataoğl Behramoğlu'na cevap olarak yazdığı şiir.
İsmet Özel 2 sene askerlik yapar. Ataol Behramoğlu mektubun içinde böyle bir şiir göndermiştir . cevap yazması gerekmektedir ama malum askeriye şartları.
ismet özel diş köklerinden sorun yaşamakta. bunu bahane ederek revire gidip 3 gün rapor alıyor ve şiiri yazmaya başlıyor.şiir bitmiyor.tamamlamak için tekrar revire gidip dişini çektiriyor ve 3 gün daha rapor alıp 6 günde şiiri tamamlıyor. yani bu şiir için tek dişinden vazgeçiyor
İsmet Özel - Yıkılma Sakın
Yıkılma Sakın
Sana durulanmiş kelimeler getirecegim pörsümüş bir dünyayi kahreden kelimeler kelimeler, bazilari tüyden bazisi demir seni çünkü dik tutacak bilirim kabzenin, çekicin ve divitin tutuldugu yerden parlayan şiir.
Zorlu bir kiş geçirdim, seninki gibi nefti aciktim, bitlendim, bir yerlerim sancidi
sökmedi ama hoyrat kurallari faşizmin çünkü kalbim aşktan çatlayip yarilirdi. Her sabah çarpişarak çekilirdi karanlik alnacimdan acilar bile duymadim kof yürekler önünde beynim her sabah devrimcinin beyniydi ayaklarim donukladi gelgelelim sagligin yerinde mi?
Yaralarin kabugu kolayca kaldiriliyor halkin dogurgan dünyasina dalmakla onlarin güneşe çarpan sesini anlamayan dört duvarin, tel örgünün, meşhur yasaklarin sahipleri seyir bile edemezken içimizdeki şenligi yilgi yanimiza yanaşamazken bizi kivil kivil bekliyorken hayat yikilmak elinde mi?
Boşuna mi sokuldu bankalara petrol borularina kundak kurşun işçinin bögrünü boşuna mi örseledi varsin zindanlarin ugultusu vursun kulaklarimiza yaşamak bizimçün dokunakli bir şarki degil ki. Bu yürek gökle barişkin yaşamaya alişmiş bir kere ve inatla çevrilmiş topragin çilgarina yazik ki uzaktir kuşlari, sokaklariyla bizim olan şehir ama ancak laneti hirsla tirpanlayamamak koyuyor insana öpüşler, yataga birden yuvarlanişlar sevgiyle hatirlansa bile hatta.
Köpüren, köpürtücü bir hayatin nadasidir kardeşim bütün devrimcilerin çektikleri biliriz dünyadaki yorgunluk habire mizraklanir daglarda gürbüz bir ölümdür bizim arkadaşlarinki pusmuş bir şahaniz şimdilik, ne kadar şahan olsak ama budandikça, fişkiran da bizleriz ölüyoruz, demek ki yaşanilacak.