Belki ehl-i dalaletin ve gafletin hayatı, belki vücudu, belki kâinatı; bulunduğu gündür. Bütün geçmiş zaman ve kâinatlar, onun dalaleti noktasında madumdur, ölmüştür. Akıl alakadarlığı ile ona zulmetler, karanlıklar veriyor. Gelecek zamanlar ise, itikadsızlığı cihetiyle yine madumdur. Ve ademle hasıl olan ebedi firaklar, mütemadiyen onun fikir yoluyla hayatına zulmetler veriyorlar. Eğer iman hayata hayat olsa; o vakit hem geçmiş, hem gelecek zamanlar imanın nuruyla ışıklanır ve vücud bulur. Zaman-ı hazır gibi ruh ve kalbine iman noktasında ulvi ve manevi ezvakı ve envar-ı vücudiyeyi veriyor.
(Bediüzzaman Said Nursi – 13. Sözden)
Lügatler
Adem : yokluk, yok olma Akıl :düşünme ve anlama duyusu Alâkadar :ilgilendirme, alakalı, ilgili Belki :bilakis, aslında Cihet :yön, taraf Dalâlet :sapıklık, iman ve islamiyetten ayrılmak, Allah’a isyankâr olmak, inançsızlık Ebedî: sonu olmayan, sonsuz Ehl-i dalâlet : doğru ve hak yoldan sapan inançsız kimseler Ehl-i dalâlet ve gaflet : doğru ve hak yoldan sapmış, inançsız ve âhiretten habersiz, mânevî sorumluluklarına karşı duyarsız kimseler Envar-ı vücudiye : varlığa ait olan nurlar Ezvak :zevkler, keyifler, eğlenceler Fikir :düşünce, görüş Firak : ayrılık, ayrılmak
| Gaflet :dikkatsizlik, vurdumduymazlık, en mühim vazifeyi düşünmeyip kıymetsiz işlerle uğraşmak, sorumsuzluk, âhiretten ve Allah’ın emir ve yasaklarından habersiz davranma Hâsıl : meydana gelen İman :inanmak, kabul etmek İtikad :inanmak, kalben tasdik ederek kabul etmek Kâinat : evren, yaratılanların hepsi Madum: yok Manevî :manaya ait, ruhani Mütemadiyen: devamlı, sürekli olarak Nur : ışık,aydınlık, parlaklık Ruh :öz, canlılık, can, nefes, en mühim nokta Ulvi :yüksek, yüce, büyük Vakit :zaman, saat, çağ, mevsim Vücud: beden, varlık, var olmak Zaman-ı hazır :şimdiki zaman Zulmet : karanlık, sıkıntı, koyu karanlık, inkâr karanlığı
|
Aktif Ziyaretçi | 17 |
Bugün Toplam | 461 |
Toplam Ziyaret | 3773826 |
Alış | Satış | |
---|---|---|
Dolar | 34.4131 | 34.5510 |
Euro | 36.3571 | 36.5028 |