• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/halilakpinar
  • https://api.whatsapp.com/send?phone=05056611119
  • https://www.twitter.com/halilakpinar
  • https://www.instagram.com/halilakpinar1453
  • https://www.youtube.com/channel/UCz-evvQhDvbJLw5bg_A8P1Q
Üyelik Girişi
MUHTEVA
Site Haritası

Custom Search

KİM KİMDİR

MURAT KEKİLLİ 

2012-10-02 18:20:00

18.04.1968 yılında aslen Adana merkezde doğdu. İlk, orta ve lise eğitimini de Adana'da tamamladı. Müzik hayatına ilk piano ile başladı. Adana'da gençlik sarayının müdürü ile tanışıp. Onun yanına gidip gelirken orada piano çalan bir arkadaşını görür. Parmaklarına bakar çok güzeldir ve arkadaşı Barış MANÇO'nun şarkısını çalıyordur. Ondan dolayı pianoya hayran olmuş ve öğrenmiş. Müzik hayatına piano ile başlamış. 1989 da askere giden Murat Kekilli 1991 askerden döner. 1992-1993 yıllarında Adana devlet konservatuar sınavlarını kazanan ve bir yıl kadar devam edip ayrılan Murat KEKİLLİ, 1994'de İstanbul'a gelir daha sonra grup çalışmalarına başlar. Var olan bir grupta çalışıp ve ilk grubumun ismi olan kilikyalıları kurar. Bu grupta şuan İstanbul'un bir çok ünlüleri vardır.1996'da tekrar YOLCULAR grubunu ile çalışır ve sonra eşşek gözlüm albümünü çıkarır. Albüm istenilen yere gelmediği düşüncesi ile firma ile yollarını ayırır. Boğaziçi müzik ile anlaşıp 1999'da Bu Akşam Ölürüm adlı albümümü çıkarır. 2001'in şubat ayında ise YEDİ-ALTI albümü, 2004 de AVARA albümünü çıkarır. 2006 yılında da Bir Ahir Zaman adlı albümünü çıkardı.İlk klibi olan AHİRZAMAN'dan sonra ikinci klibi SANA GÜL DEDİM isimli parçasına geldi. Albümleri; 1996 Ferdifon Müzik Vay Be ( Eşşek Gözlüm ) 1999 Boğaziçi Müzik Bu Akşam Ölürüm 2002 Boğaziçi Müzik Yedialtı 2004 Boğaziçi Müzik Avara 2006 Boğaziçi Müzik Ahir Zaman...Devamı

4. MURAT’IN HAYATI, ÖZELLİKLERİ 

2012-09-04 16:31:00

4. MURAT’IN HAYATI, ÖZELLİKLERİ (OSMANLI DEVLETİ DURAKLAMA DÖNEMİ İLE İLGİLİ KONU ANLATIM) Babası . Birinci Ahmed Annesi . Kösem Sultan Doğumu : 27 Temmuz 1612 Vefatı . 9 Şubat 1640 Saltanatı : 1623 - 1640 (17) sene -Dördüncü Murad İstanbul'da doğdu. -İyi bir tahsil gördü. -Çok kuvvetli bir vücuda sahipti. -200 okkalık gürzleri rahatça kaldırabiliyordu. -En kuvvetli yaylar çeker, çok uzaklara cirit atardı. -Attığı oklar ile kalkanları bile delebiliyordu. -Çok küçük yaşta padişah oldu. -Bir müddet devlet işlerine bakamadı. Devrinde 1624 ve 1625 senelerinde Anadolu'ya iki sefer yapıldı. -Celâli isyanları bastırıldı. Çok değerli bir şâir olan padişahın. daha çocuk yaşta iken Bağdatı muhasara eden ve padişahtan yardım isteyen sadrazama verdiği manzum cevap çok meşhurdur : Hâfızâ Bagdat'a imdad etmeye er yok mu dur? Bizden istimdad edersin sende asker yok mudur? -Genç Osman zamanındakinin bir benzeri olan ayaklanmayı çok büyük bir ustalıkla bastırdı ve tesirsiz hale getirdi. -Çok tesirli bir nutukla âsilere bile kendi lehinde tezahürat yaptırdı. -Sonradan da bu entrikaları çevirenleri birer ikişer yakalatıp idam ettirdi. -1633 senesinde tütün yasağı koydu. -1634'de içkiyi yasakladı. -Devlete bağlılığı olmayan herkesi idam ettirdi. -Düzenlediği bir doğu seferinde Bağdatı fethetti ve 1638'de Bağdat Fatihi unvanını aldı. -İstanbul'da ve devletin her kesiminde bütün kabadayıları temizledi. -Çok geniş bir haber alma teşkilâtı kurarak, İmparatorluğun her tarafındaki zorbaları ismen tesbit ettirdi ve sefere çıktığında geçtiği yerlerdekileri ismen çağırıp b...Devamı

3. MURAT’IN HAYATI, ÖZELLİKLERİ 

2012-09-04 12:44:00

  Babası. Ikinci Selim   Annesi. Nurbânu Sultan   Doğumu: 4 Temmuz 1546   Vefatı . 16 Ocak 1595   Saltanatı : 1574 - 1595 (21 ) sene   -Üçüncü Murad, orta boylu, değirmi yüzlü,kumral sakallı, elâ gözlü ve beyaz tenli bir padişahtı.   -Çok cömertti, herkese yardım etmeyi severdi.     Zamanında cereyan eden mühim olaylar:   -Venedik'le anlaşma yenilendi.   -Portekiz'le Vâdisseyl muharebesi yapıldı ve Portekizliler kesin bir şekilde mağlüb edildi.   -İspanya'ya karşı İngiltere'ye yardımlar yapıldı.   -Lehistan kraIının tayininde çıkan mücadele kazanıldı ve 1577'de Lehistan devleti de Osmanlılara tâbi oldu.   -1511'de Osmanlı tabiiyetinde bulunan Kırım Hanlığı Rusya'ya harb ilân etti.   -Moskova'ya kadar ilerleyerek Rusya'yı vergiye bağladı.   -1578'de İran'la savaşlar başladı. çıldır Zaferi elde edildi, Tiflis ve Şirvan fethedildi.   -Hazar Denizine kadar Osmanlı hakimiyetine alındı.   -Tarihte meşhur Tiflis müdafaası yapıldı.   -Kaledeki bir avuç asker kedi ve köpeklere varıncaya kadar yiyerek kaleyi teslim etmediler.   -27 günde Kars Kalesi yapıldı 1583'de Meşâleler Zaferi kazanıldı ve Revan fethedildi.   -1585'de Tebriz dördüncü defa fethedildi.Gence şehri alındı.1590'da İran'la sulh yapıldı.   -1593'de Almanya'ya harb ilân edildi.   -1594'de Yanıkkale fethedildi.     -Bu devirde Osmanlı topraklarının genişliği 19.902.000 km. kareye yükseldi.   -Osmanlı İmparatorluğu en geniş top...Devamı

2. MURAT DÖNEMİ 

2012-08-28 21:04:00

(1421-1451) (OSMANLI DEVLETİ, OSMANLI İMPARATORLUĞU İLE İLGİLİ KONU ANLATIM) -Taht değişikliğinden istifade ile Bizans’ın kışkırttığı Şehzade Mustafa’nın isyanı bastırılarak öldürülmüştür. Düzmece Mustafa Olayı: İsyanı kışkırtan Bizans üzerine gidilerek İstanbul kuşatılmışsa da başarılı olunamamıştır. -Anadolu Türk birliğini kurma çalışmalarına devam edilmiş, Menteşe, Hamit, Aydın ve miras yoluyla da Germiyanoğulları Osmanlı Devleti’ne bağlanmıştır. -Karamanoğulları’yla mücadele edilerek Beyşehir, Seydişehir alınmıştır. -Bir taraftan Anadolu beylikleriyle mücadele eden Osmanlı Devleti diğer taraftan Balkanlar’da özellikle Erdel beyi Hünyadi Yanoş karşısında arka arkaya  başarısızlıklar almıştır. Bunun üzerine 1444’te Edirne Segedin Antlaşması imzalanmıştır. Buna göre ; -İki taraf arasında 10 yıl savaş yapılmayacak -Tuna nehri sınır kabul edilecek -Sırbistan yeniden kurulacak, fakat Osmanlı’ya vergi verecek -Eflak Macaristan’a bırakılacak, fakat Osmanlı’ya vergi verecektir. Önemi : Osmanlılar’ın imzaladığı ilk önemli antlaşmadır. -Segedin Antlaşması sonrasında II. Murat, 12 yaşındaki oğlu II. Mehmet’i tahta geçirmiştir. Bu durum yeni bir haçlı ordusunun toplanmasına sebep olmuştur.Devamı

2. MURAT’IN HAYATI 

2012-08-28 21:01:00

Babası Çelebi Sultan Mehmed Annesi . Emine Hatun Doğumu : 1402 Vefatı .3 şubat 1451 Saltanatı : 1421 - 1451 (30) sene İkinci Murad, uzun boylu, beyaz tenli, doğan burunlu ve gayet güzel yüzlü bir padişahtı. Çok güzel konuşurdu. Kendisinin en büyük saadeti, Fatih Sultan Mehmed gibi eşine ender rastlanacak ve çok kıymetli bir zatın babası olmakti. Sultan Murad. sükuneti ve huzurlu yaşamayı arzu eden fakat icap ettiği takdirde gayet hareketli, cesur ve hiçbir şeyden yılmayan bir kimse idi. Otuz senelik saltanatı müddetince, memleketini çok büyük bir şan ve şerefle idare ederek, emri altında bulunan herkeste, dindar. âdil ve lütufkâr bir padişah nâmı bırakmıştır. Sultan ll. Murad çocukluğu Amasya'da geçti. 18 yaşında tahta çıktı. Şâir ve hattattı.Çok iyi bir askerdi. Şiirler yazmıştır. Zamanında Venedik donanmasıyla harbedildi. Selânik yeniden fethedildi. Düzmece Mustafa isyanı oldu ve bu isyanı bastırdı. 1422'de İstanbul'u muhasara etti. 1423'de Mora yeniden alındı. 1428'de Germiyan Beyliği Osmanlılara katıldı. Venedik ve haçlılara karşı Güvercinlik zaferi kazanıldı. 1430'da Selânik yeniden alındı. 1438'de Bosna'ya hakim olundu. 1439'da Belgrad muhasara edildi. 1443'de haçlılara karşı İzlâdi Derbendi zaferi kazanıldı. 1444 Temmuz'unda Segadin antlaşması yapıldı, fakat haçlılar sözlerinde durmadılar. İkinci Murad küçük yaştaki oğlunu tahta çıkarınca,ümide kapılarak Osmanlı topraklarına girdiler.Oğlu İkinci Mehmed (Fatih) ordunun başına babasını başkumandan tayin etti. Kasım 1444'de Varna Zaferi kazanıldı. Varna Zaferinden sonra İkinci Murad tekrar tahta geçti. 1445'de Mora'ya ve Arnavutluğa sefer aç...Devamı

1. MURAT DÖNEMİ, GELİŞEN OLAYLAR, ÖNEMİ ÖZELLİKLERİ 

2012-08-27 23:39:00

(1362-1389) (OSMANLI DEVLETİ, OSMANLI İMPARATORLUĞU İLE İLGİLİ KONU ANLATIM) -I. Murat kardeşlerini öldürerek tahta geçen ilk Osmanlı padişahıdır. -1362 yılında Sazlıdere Savaşı ile Bizans ordularını yenerek Edirne'yi fethetti. -Gümülcine ve Filibe alınarak Bizans'ın Balkanlarla olan bağlantısını kesildi. -Bu durum Balkan uluslarının Osmanlı'ya karşı birleşik haçlı ordusu oluşturmalarına sebep oldu. UYARI: 1364 yılında oluşturulan  bu Haçlı ordusu tarihte Osmanlı Devleti'ne karşı oluşturulan ilk Haçlı ordusudur. -1364 tarihinde Sırp Sındığı savaşı ile Haçlı ordusu bozguna uğratıldı. -Bu savaş ile Balkanlar'da Macar etkisi kırıldı. -1371'de Sırplarla Çirmen Savaşı yapıldı ve Sırplar bozguna uğratıldı. -1389 tarihinde ikinci bir Haçlı ordusu Osmanlı Devleti'ne saldırdı. -1389 tarihinde Kosova Savaşı ile Haçlı orduları ikinci kez yenildi. UYARI : Bu savaş sonunda, savaş meydanında bulunan yararlıların büyük bir bölümü düşman askeriydi. Sultan Murat, savaş sonrası, savaş meydanında dolaşırken uzakta ölüler arasında bir kıpırdanma oldu. Ölüler arasında uzun boylu bir Sırplı (Kral Lazard'ın damadı, Miloş) kalkarak padaişaha doğru gelip elini öpmek istediğini söyledi. Padişaha yaklaşan Sırplı, aniden hançerini çekerek muhafızlara rağmen I. Murat'ı hançerledi. Sırplı hemen oracıkta paramparça edildi. -Anadolu'da Germiyanoğulları'ndan Kütahya, Simav ve Tavşanlı çeyiz olarak alındı. -Ankara ele geçirildi. -Çandarlı Halil'in teklifi ile Yeniçeri Ocağı'nın temeli atıldı. İlk defa devşirme sistemi uygulanmaya başlandı. -Tımar sistemi oluşturuldu. -Rumeli Beylerbeyliği kurularak, merkeze bağlı eyalet sistemi oluşturuldu....Devamı

1. MURAT’IN, MURAD HÜDAVENDİGAR’IN HAYATI 

2012-08-27 23:36:00

Babası . Orhan Gazi Annesi . Nilüfer Hatun Dogumu : 1326 Vefatı . 1389 Saltanatı : 1359 - 1389 (30) sene Sultan Murad uzun boylu, degirmi yüzlü,iri burunlu idi. Kalın ve adaleli bir vücuda sahipti.Başına mevlevi sikkesi üzerine yuvarlak testar sarılı bir başlık giyerdi. Çok sade giyinir ve kirmızı zeminli beyaz e1biseden hoşlanırdı. Gayet nazik, sevimli, çok halim ve selimdi. Âlim ve sanatkârlara hürmet gösterir, fakirlere ve kimsesizlere büyük bir şefkatle muamele ederdi.Halk tarafından "Gazi Hünkâr" diye anılır ve bir baba olarak sevilirdi.Terbiyesi ile annesi Nilüfer Hatun meşgul oldu: Gençliğini Bursa'da medreselerde, ilim ve sarfat adamları ile geçirdi. Bütün hayatı sınır boylarında ve harp meydanlarında geçmiştir. Hiç durmadan Rumeli'den Ana'dolu'ya, Anadolu'dan Rumeli'ye seferler yapmıştır. Bu kadar harp meşguliyetleri arasında, büyük ve kıymetli binalar, sanat eserleri meydana getirmeye de vakit bulmuştur. Bursa'da camiler, medreseler ve imarethaneler yaptırmıştır. Edirne'yi ilk defa O, hükümet merkezi yapmıştır. İlk Edirne sarayı da kendisi bina ettirmiştir.Orhan Gazi'nin vefatında 95.000 km. Kare olan toprakların genişligini 500.000 km. Kareye çıkardı. -Zamanında alınan yerler :1362'de Edirne, 1363'de eski Zağra ve Filibe fethedildi. 1364'dE Sırpsındığı zaferi kazanıldı ve HaClılar perişan edildi. 1365'de Kara Biga Osmanlı topraklarına katıldı. 1369'da Hayrabolu, Kırklareli, Pınarhisar ve Vize alındı. 1370'de Bulgar Krallığı Osmanlılara tâbi oldu. Bir müddet sonra da Çamurlu savay kazanıldı. 1371'de Çirmen zaferi elde edildi, Haçlılar bir defa daha yenildiler. 1372'de Çatalca Bizans'tan alındı. 1374'de Sırbistan Osmanlilara tâbi oldu. 1375'de Niş fethedi...Devamı

Murat Hüdavendigar (1. Murat) 

2012-08-17 15:05:00

  Babası : Orhan Gazi Annesi : Nilüfer Hatun Doğumu : 1326 Vefatı : 1389 Saltanati : 1359 – 1389 (30) sene Hayatı:Sultan Murad uzun boylu, degirmi yüzlü,iri burunlu idi. Kalin ve adaleli bir vücuda sahipti.Basina mevlevi sikkesi üzerine yuvarlak testar sarili bir baslik giyerdi. Çok sade giyinir ve kirmizi zeminli beyaz elbiseden hoslanirdi. Gayet nazik, sevimli, çok halim ve selimdi. Âlim ve sanatkârlara hürmet gösterir, fakirlere ve kimsesizlere büyük bir sefkatle muamele ederdi.Halk tarafindan “Gazi Hünkâr” diye anilir ve bir baba olarak sevilirdi.Terbiyesi ile annesi Nilüfer Hatun mesgul oldu: Gençligini Bursa’da medreselerde, ilim ve sarfat adamlari ile geçirdi. Bütün hayati sinir boylarinda ve harp meydanlarinda geçmistir. Hiç durmadan Rumeli’den Ana’dolu’ya, Anadolu’dan Rumeli’ye seferler yapmistir. Bu kadar harp mesguliyetleri arasinda, büyük ve kiymetli binalar, sanat eserleri meydana getirmeye de vakit bulmustur. Bursa’da camiler, medreseler ve imarethaneler yaptirmistir. Edirne’yi ilk defa O, hükümet merkezi yapmistir. Ilk Edirne sarayi da kendisi bina ettirmistir.Orhan Gazi’nin vefatinda 95.000 km. Kare olan topraklarin genisligini 500.000 km. Kareye çikardi.Zamaninda alinan yerler :1362′de Edirne, 1363′de eski Zagra ve Filibe fethedildi. 1364′de Sirpsindigi zaferi kazanildi ve Haçlilar perisan edildi. 1365′de Kara Biga Osmanli topraklarina katildi. 1369′da Hayrabolu, Kirklareli, Pinarhisar ve Vize alindi.1370′de Bulgar Kralligi Osmanlilara tâbi oldu.Bir müddet sonra da Çamurlu savay kazanildi. 1371′de Çirmen zaferi elde edildi, Haçlilar bir defa daha yenildiler. 1372′de Çatalca Bizans’...Devamı

Kürtlere ilk kurşunu Abdullah Öcalan sıktı 

2012-02-24 18:32:48
Kürtlere ilk kurşunu Abdullah Öcalan sıktı |  görsel 1

Şemdin Sakık, terör örgütü PKK'nın iç infazlarını savcıya anlattı. Sakık, 2 bine yakın militanı 'ajan' veya 'hain' suçlamasıyla öldürten Öcalan'ın, cesetleri de Bekaa Vadisi'ne gömdüğünü söyledi. İnfaz listesini, faili meçhuller soruşturmasını yürüten savcıya veren Sakık'a göre, örgütten ayrılan şiddet karşıtı yöneticiler hâlâ hedefte. Güneydoğu'da işlenen faili meçhul cinayetleri araştıran Diyarbakır'daki özel yetkili savcılar, soruşturmaya terör örgütü PKK'nın iç infazlarını da dahil etti. Geçen hafta Kürt siyasetçi İbrahim Güçlü'nün ifadesine başvuran soruşturma savcısı, dün de PKK'nın bir dönem 2 numaralı adamı olan ve Diyarbakır'da cezaevinde yatan Şemdin Sakık'ı dinledi. 14 yıl önce Kuzey Irak'ta yakalanarak Türkiye'ye getirilen Sakık, Abdullah Öcalan'ın, eylemlerde başarısız olanlar ile yönetici potansiyeli bulunan 2 bine yakın militanı öldürttüğünü ve Bekaa Vadisi'ne gömdüğünü söyledi. Solculara ve Kürtlere ilk kurşunu sıkanın Öcalan olduğunu vurgulayan Sakık, Mehmet Şener, Resul Altınok ve Çetin Güngör gibi isimlerin infaz edilmesini buna örnek gösterdi. Türkiye İşçi Köylü Partisi üyeleri dahil 14 farklı siyasî gruba mensup çok sayıda kişinin de örgüt tarafından katledildiği bilgisini veren Sakık, "Öcalan'ın izlediği taktik, kendi grubu dışındaki herkesi hain, işbirlikçi, ajan kişilikler olarak ilan etmekti. Güçlendikçe daha da saldırganlaştı." dedi. Son kitabında yer verdiği PKK'nın iç infazları listesini de savcıya sunan Şemdin Sakık, PKK'd...Devamı

Osmanlı-Kutsal İttifak Savaşları 

2011-04-04 23:38:00

Osmanlı-Kutsal İttifak Savaşları ( 1683- 1699), Osmanlılar'ın II. Viyana Kuşatması'nda başarısızlığa uğramasından cesaret alan bir grup Avrupa ülkesinin Kutsal İttifak adı altında birleşip Osmanlılar'a karşı giriştikleri, ve bu ülkelerin Macaristan ile Dalmaçya'da hâkimiyet kurup Balkanlar'daki Osmanlı hâkimiyetine büyük darbe vurmaları ile sonuçlanmış savaşlar dizisidir. Osmanlı tarihinde Felaket Seneleri diye de geçer, yabancı kaynaklarda ise genelde Büyük Türk Savaşları olarak bahsedilir. Savaşın nedenleri Kanuni Sultan Süleyman'ın 1526 yılında Mohaç Savaşı'nı kazanarak Macar Krallığı'nı yıkmasından sonra Macaristan'ın büyük bir bölümü 150 yılı aşkın bir süreyle Osmanlı Devleti'nin elinde kalmıştı. Macaristan'ın geri kalan bölümü ise Habsburglu Avusturya İmparatorluğu'nun elindeydi. Katolik Avusturyalılar kendi yönetimleri altındaki Protestan Macarları Katolikleştirme siyaseti güdüyorlardı. Avusturya'daki Protestan Macarlar Tökeli İmre liderliğinde ayaklandılar, bazı bölgeleri ellerine geçirerek Orta Macaristan'da bir krallık kurdular. Tökeli İmre defalarca Osmanlılar'dan yardım istedi fakat isteği kabul edilmedi. Sonunda Avusturya'yı yenerek şöhret kazanmak isteyen Sadrazam Merzifonlu Kara Mustafa Paşa, IV. Mehmet'i Tökeli İmre'nin yardım isteğini kabul etmeye ve Avusturya'ya savaş açmaya ikna etti. II. Viyana Kuşatması Anamadde Osmanlı ordusu 1683'de Avusturya'ya karşı sefere çıktı. Ordunun yol üstünde stratejik önemi bulunan kaleleri ele geçirmesi beklenirken Kara Mustafa Paşa doğrudan Viyana'yı kuşatmaya karar verdi. Kuşatma iki ay s&uu...Devamı

Hezarfen Ahmet Çelebi 1609-1640 (İlk Uçan İnsan )kimdir 

2010-11-24 22:36:00

  Hezarfen Ahmet Çelebi 1609-1640 (İlk Uçan İnsan )kimdir Hezarfen Ahmet Çelebi, kendi geliştirdiği takma kanatlarla uçmayı başaran ilk insandır. 17. yüzyılda Osmanlı’da yaşamış Türk bilginidir. 1623-1640 yılları arasında saltanat süren Sultan IV. Murat zamanında, uçma tasarısını gerçekleştirdiği ve geniş bilgisinden ötürü halk arasında, “Bin Fenli” anlamına gelen “Hezarfen” olarak anıldığı bilinmektedir. (Hezar, Farsça 1000 sayısını nitelemektedir.) İlk uçma denemelerinde, 10. yüzyıl Türk âlimlerinden İsmail Cevheri’den ilham almıştır. Cevheri’nin bulgularını iyice inceleyen ve öğrenen Çelebi, kuşların uçuşunu inceleyerek tarihi uçuşundan önce hazırladığı kanatlarının dayanıklılık derecesini ölçmek için, Okmeydanı’nda deneyler yapmıştır. Ayrıca, Leonardo Da Vinci’nin uçma konusundaki çalışmalarında kendinden çok önce bu konuda deneyler yapan İsmail Cevheri’den ilham aldığı sanılmaktadır. 1632 yılında lodos bir havada Galata Kulesi’nden kuş kanatlarına benzer bir araç takıp kendini boşluğa bırakan ve uçarak İstanbul Boğazı’nı geçip 6000 m. ötede Üsküdar’da Doğancılar’a inen Hezarfen Ahmet Çelebi, Türk havacılık tarihinin en kayda değer simalarından birisidir. Bu uçuş hakkındaki belgeler şimdiye kadar sadece Evliya Çelebi’nin Seyahatname’sindeki ifadesinden ibarettir. Bu olay, Osmanlı Devleti’nde ve Avrupa’da büyük yankı buldu ve dönemin padişahı IV. Murat tarafından da beğenildi. Sarayburnu’ndaki Sinan Paşa köşkünden bu durumu seyreden Sultan, Ahmet Çelebi ile önce çok yakından ilgilenmiş, hatta Evliya Çelebi’ye göre “bir kes...Devamı

TÜRK SİNEMASINDAKİ İLKLER 

2010-11-21 11:41:00

  *İlk film gösterisi Sultan Abdülhamid döneminde Bertrand adlı Fransız hokkabaz tarafından Yıldız Sarayı'nda yapıldı. *Halka açık ilk film gösterisi Galatasaray’da, Polonya Yahudisi Sigmund Weinberg tarafından Gerçekleştirildi.(1896/1897) *İlk sinema salonu şimdiki Tepebaşı Sergi Sarayı'nda açıldı.1908( Sigmund Weinberg) *İşletmeciliğini Türkiye'nin yaptığı ilk sinema,19Mart 1919'da Cevat Bayer ve Murat Beyler tarafından açıldı. *Türk sinema tarihinde ilk uluslararası ödül alan ilk film Susuz Yaz'dır. *İlk Türk filmi Fuat Uzkınay tarafından yapıldı. *Türkiye'de ilk çekilen belgesel Ayastefonos'taki Rus Abidesi'nin yıkılışıdır.(1914) *İlk konulu uzun metrajlı filmi Himmet Ağa'nın İzdivacı'dır. *Yurt dışında çevrilen ilk Türk filmi Koruyan Ölü'dür.(1917) *Türk sinemasında ilk vampir kadın Madam Kalitea'dır.(Mürebbiye) *Özgün senaryolu ilk film İstanbul'da Bir Faci-a'ı Aşk filmidir. *Türk sinemasında ilk hayat kadını tipi İstanbul’da Bir Faci-a'ı Aşk filmindeki Mediha'dır. *İstanbul'da Bir Faci-a'ı Aşk filmi çekimi sırasında tutucu grupların saldırısına uğrayarak taşlanan ilk filmdir. *İlk tarihsel film denemesi olan Alemdar Vak'ası Yahut Sultan Selim-i Salis filmi yarıda kaldı. *İlk güldürü tipini Şadi Fikret 1921'de Bican Efendi Vekilharç tiplemesi ile gerçekleştirdi. *İlk özel yapımevi olan Kemal Film 1922'de kuruldu. *Türk asıllı ilk kadın oyuncular Bedia Muvahhit ve Neyyire Neyir ilk olarak Ateşten Gömlek adlı filmde kamera karşısına geçtiler. *Ateşten Göm...Devamı

GENEL KÜLTÜR KONULARI İLE İLGİLİ İLKLER 

2010-11-21 11:34:00

  Türkiye'de ilk milletvekili seçimleri I.Meşrutiyet'de yapıldı.   İlk insan hakları beyannamesi 15 Temmuz 1789'da Fransa'da yayınlanmıştır.   Aya ilk ayak basan insan Neil Amstrong'tur.   İlk Nobel ödülünü Almanya kazandı.   Türkiye'de ilk uçak fabrikası Kayseri'de açıldı.   Uzaya çıkan ilk kadın Rus Valentino Kreskivo'dur.   Türkiye'de öldürülen ilk başbakan Nihat Erim'dir.   Everest Tepesi'ne tırmanan ilk dağcı Edmunt Hillary'dir.   Türkiye'de ilk İngilizce gazete Billur Çelik tarafından çıkarılmıştır.   Türkiye'nin ilk haber spikeri Zafer Cilasun'dur.   Mallarda kalite arayan ilk millet Türkler'dir.   Türkiye dışarıya ilk olarak G.Kore'ye asker göndermiştir.   Türkiye'de taşkömürünü ilk defa Uzun Mehmet bulmuştur.   Sanayi devrimi ilk kez İngiltere'de başladı.   Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin ilk başkanı M. Kemal'dir.   Türkiye'de baskı tekniğini ilk kez İbrahim Müteferrika kurmuştur.   İlk TSE belgesi Yıldırım Bayezid devrinde çıkarılmıştır.   Everest'e tırmanan  ilk Türk dağcı Nasuh Mahruki'dir.   Nobel tıp ödülünü ilk kez Almanya kazanmıştır.   Uçak ilk olarak ABD'de kullanılmaya başlanmıştır.   Türkiye Cumhuriyeti devletini ilk kabul eden devlet Ermenistan'dır.   Dünyada ilk rasathaneler Şam ve Bağdat’ta kurulmuştur.   Osmanlı Devleti'nin ilk bankası Banka-i Der Saadet'tir.(İstanbul Bankası)   Özelleştirilen ...Devamı

SAĞLIK ALANINDAKİ İLKLER 

2010-11-20 23:03:00

  İlk kalp nakli Christan Bernard tarafından yapılmıştır. Türkiye'de ilk açık kalp ameliyatını Siyami Ersek yapmıştır. Solunum yetmezliği ilk olarak beyni etkiler. Cumhuriyet hükümetinin ilk sağlık bakanı Adnan Adıvar'dır. İlk yumurtalık ameliyatı Kutluk Oktay tarafından yapıldı. Türkiye'nin bilinen ilk erkek hemşiresi Murat Bektaş'tır. Kalp naklinin  başarıyla yapıldığı ilk canlı köpektir. Bilinen ilk diş macunu MÖ.2000'lerde Mısırlılar tarafından kullanılmıştır. (Öğütülmüş sünger taşı ve sirkeden oluşuyor) Ülkemizde ilk diş macunu, Necip Avni Akar tarafından,1920'lerin başlarında üretilen Necip Diş Macunu'dur. Günümüzdeki diş fırçalarına benzeyen kıl fırçalar ilk kez 1498'de Çin'de yapıldı. Türkiye'de ilk açık kalp ameliyatını Prof. Dr. Cemil Barlas yapmıştır.(I.ÜNV.Tip FAK./1981) Türkiye'de ilk açık kalp ameliyatı olan Günay Dikici'dir.(sizlere ömür) ...Devamı

Osmanli Devleti’nde Medreseler 

2010-11-16 23:10:00

Tarihimiz boyunca devlet adamlarına yol gösteren ve devletimizin hemen her kademesinde görev yapan, itibarlı bir zümre olan bilginleri yâni ulemâyı görürüz. Bu aydın zümrenin yerini ve rolünü ortaya koyabilmek için meseleyi Türk Devleti’nin devamlılığı açısından ele almak en doğru olanıdır. Gerek Çin kaynakları, gerekse Göktürk Kitabeleri, Türklerin İslamiyet'i kabul etmeden önceki dönemlerde Türk Kültür hayatının çok ileri bir seviyede bulunduğunu ve bilginlerin önemli bir yer ve nüfuz sahibi olduklarını gösterir . Göktürkler devrinde sadece Kağanların “bilge” olmaları yetmiyordu. Türk Kağanları’nın etrafındaki büyük memur ve komutanların da bilgi sahibi olmaları şarttı. Göktürklerdeki bu anlayış, Selçuklu ve Osmanlı devirlerinde de devam etmiştir. Osmanlı Devleti’nde şehzâdelerin kültür seviyelerini yükseltmek için devrin ünlü bilginleri onlara ders vermek için görevlendirilirdi. Osmanlı Medreseleri hakkında bilgi veren bazı araştırma eserlerin bulunduğunu biliyoruz. Ancak devletin yükselişinde olumlu, çöküşünde ise olumsuz rolü bulunan medreseler ve “ulemâ zümresi” üzerine bir değerlendirme yapmak istiyoruz. Osmanlı Tarihi içerisinde eğitim öğretim kurumu olan medreseler ve onun ürünü olan bilginlerin etki ve katkıları nelerdir? Padişah ve vezirler ile “Divân-ı Hümâyun”da yer alan bilginleri, Osmanlı Devleti’nin etkin ve önemli bir unsuru olarak görmekteyiz. MEDRESELERİN MENŞEİ VE KISACA TARİHİ GELİŞİMİ: Türklerde ilim ve ilim adamına hak ettiği değer verilmiştir. Kültür ve medeniyet kavramları içerisinde din unsurunun yeri de b&uu...Devamı

Aziz Mahmud Hüdayi Hazretleri 

2010-11-14 10:30:00

Sivrihisar o yılların kültür merkezlerinden biridir. Yeni nesiller sağlam bir tedrisattan geçirilir. Ancak içlerinden biri dikkat çeker. Bu çocuk okuduğunu hafızasına nakşeder ve akıllara durgunluk veren bir seziş kabiliyeti vardır. Hocaları “Oğlum Mahmud!” derler, “Senin önün açık, hiç buralarda durma, doğru İstanbul’a!”  Mahmud çeker çarığını, Dersaadet’e koşar. Zamanın gözde medreselerinden Ayasofya’nın kapısını çalar. Osmanlı’da istidadı olanların önü açıktır. Nitekim İmparatorluğun âlimleri bu pırlantayı keşfeder, hususi bir eğitimden geçirirler. Hele müderris Nasırzade hususi bir ihtimam gösterir ona.  Genç Mahmud, Edirne’de, Şam’da, Kahire’de kalır, çok alim tanır. Eşi zor bulunan sohbetlere katılır. Nitekim Ferhadiye Medresesine müderris atanır. Derken genç yaşta kadı olur Bursa’ya.  GARİP DAVA  Üftade Hazretleri’nin dergâhına devam eden bir garip vardır. Bunu öyle bir Haremeyn hasreti sarar ki sormayın. İşini gücü bırakır, hacı uğurlar, hacı karşılar. Onlara sarılır, koklar, ayaklarının tozuna sürer yüzünü. Bir tek hurmayı, bir yudum zemzemi saklar yıllarca. Söz Mükerrem Mekke ya da Münevver Medine’den açılmaya görsün, aha şuracığını bir ılıklık basar, gözleri dolar.  Ama paranın gözü körolsun. Meret bir türlü denkleşmez ki. İşte o yıl da hacılar denklerini hazırlar, yola çıkarlar. Garibin hayvanı yoktur, uzun süre peşlerinden koşar, ancak ilk molada böyle olamayacağını anlar, döner geri. Yemeyi içmeyi unutur, uykuyu dağıtır. O Hicaz sevdası ile yanıp tutuşadursun arefe gelir çatar. Milletin bayram neşesiyle sağa sola koşturdukları d...Devamı

Osmanlıca Terimler Sözlüğü 

2010-10-23 15:07:00

  Osmanlıca Terimler Sözlüğü Acemi oğlanı ; Acemi ocağına yeni alınmış,henüz eğitim görmekte ve yetişmekte olan genç yeniçeri adayı Akağa ; Sarayın haremindeki zenci olmayan hadım harem ağası(Darüssaade ağası) Arpa Emini ; Saraydaki padişah ahırının en üst düzeydeki yöneticisiAhır masraflarını ken disine emanet edilen paradan yapan kişi Arz odası ; Padişahların devlet büyüklerini ve yabancı elçileri kabul edip dinledikleri oda Askeri Rüşdiye ; Askeri ortaokul Aşçıbaşı ; Saray mutfaklarındaki aşçıların başı Babıâli ; ( Yüksek kapı anlamında) Osmanlılarda Sadaret (Başbakanlık),Dahiliye ve Hariciye (İçişleri ve Dışişleri Bakanlığı) ve Şurayı Devlet (Danıştay) dairelerinin bulunduğu bina Babüssaade Ağası ; (Kapuağası/Sarayağası) Saraydaki hadım Darüssaade ağaları ile Akağaların ve Enderun memuriyetlerinin genel amiri Baltacı ; Sarayda harem muhafızlarına verilen ad / Seferler sırasında askeri birliklerin önünde giden ve yolların kapanmasına neden olan ağaçları kesen eli baltalı olan,uzun sakal bırakıp meşin önlük giyen özel seçilmiş iri yapılı askerler Baruthane Nazırı ; Barut imalatı ile uğraşan baruthane nezaretinin yöneticisi Başçıbaşı ; Saraya ait inşaat işlerinde çalışan işçi başlarının (Başçı) başı olan kişi Baş Çuhadar ; Sarayda padişahın kaftan ve kürklerine bakan büyük memur / Sadrazam ve vezirlerin ve diğer üst düzey görevlilerin yanında çalışan ve evrak iletme,mektup taşıma işi yapan görevlilerede çuhadar denirdi Berberbaşı ; Saray berberlerinin başı,yöneticisi Beylerbeyi ; Genel vali,Sancak beylerinin başıOsmanlı imparatorluğunun Asya kıtasındaki sancak beylerinin başına "Anadolu Beylerbeyi",Avrupa kıtasındaki sancak beylerinin genel valisinide &qu...Devamı

Necati Şaşmaz (Polat Alemdar) Kimdir 

2010-09-28 19:47:00

Abdulkadir Şaşmaz'ın oğludur. Tam adı Muhammed Necati Şaşmaz'dır. 15 Aralık 1971 yılında Elazığ`da doğdu. Asıl mesleği turizmcilik olan Şaşmaz, eğitimini Kanada'da tamamladı. ABD`de 6 sene kalan Şaşmaz, 2001 yılında bir süreliğine ailesini ziyarete geldiği sırada geri dönüş uçak biletini 11 Eylül 2001 tarihine aldı. Amerika`da yaşanan saldırılar sebebiyle uçağı Amerika'ya varamadan geri dönen Şaşmaz, sonradan ailesinin çekinceleri ve ısrarı üzerine Amerika'ya dönmekten vazgeçti.     Hayatına Türkiye'de devam etme kararı alan Necati Şaşmaz, Ankara'da sigorta acentesi açtı. Çok geçmeden İstanbul`da Osman Sınav`la bir iş görüşmesine oturdu. Kendisine bir yapımın senaryo ekibinde yer alması teklifi geleceğini beklentisi ile görüşmeye gitti. Osman Sınav'ın "Bir dizi düşünüyoruz, seni de başrolde düşünüyorum" sözlerine, düşünmek istediğini söyleyen Şaşmaz, bir ay sonra teklifi kabul etti.   Hayatını tamamen değiştirdiğini söylediği Kurtlar Vadisi projesine böyle başlayan Necati Şaşmaz, özel hayatının kalmadığını, "Beni sadece Ankara`da ismimle çağırıyorlar, İstanbul`da herkes Polat diyor" sözleri ile dile getirdi.   Amerika'da kaldığı dönemde yeşil kart sahibi olan Şaşmaz, bedelli askerlikten yararlanarak, askerliğini 28 gün yaptı. Raci Şaşmaz (Kurtlar Vadisi dizisinin senaristi) ve Zübeyr Şaşmaz adında iki kardeşi vardır.   Necati Şaşmaz'ın, içerisinde ilâhi aşkı anlatan şiirlerinin yer aldığı bir şiir kitabı bulunmaktadır. Ankara'da bulunduğu gençlik yıllarında başından bir aşk hikayesi geçen Şaşmaz, yaşadığı duyguları şiire aktardı. Bu dönemde içerisinde bulunduğu tasavvuf kült&uum...


Yorumlar - Yorum Yaz
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi24
Bugün Toplam505
Toplam Ziyaret3773870
VİDEOLAR
Hava Durumu
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar34.413134.5510
Euro36.357136.5028
Takvim