• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/halilakpinar
  • https://api.whatsapp.com/send?phone=05056611119
  • https://www.twitter.com/halilakpinar
  • https://www.instagram.com/halilakpinar1453
  • https://www.youtube.com/channel/UCz-evvQhDvbJLw5bg_A8P1Q
Üyelik Girişi
MUHTEVA
Site Haritası

Custom Search

risale-i nurdan

Hayat-ı şahsiyece bu derece muzır olan adavete ve fikr-i intikama, -eğer şahsını seversen- yol verme ki kalbine girsin. Eğer kalbine girmiş ise, onun sözünü dinleme. Bak, hakikatbin olan Hafız-ı Şirazi'yi dinle:

Yani: "Dünya öyle bir meta' değil ki, bir nizaa değsin." Çünki fani ve geçici olduğundan kıymetsizdir. Koca dünya böyle ise, dünyanın cüz'i işleri ne kadar ehemmiyetsiz olduğunu anlarsın!.. Hem demiş:

Yani: "İki cihanın rahat ve selametini iki harf tefsir eder, kazandırır: Dostlarına karşı mürüvvetkarane muaşeret ve düşmanlarına sulhkarane muamele etmektir."

Eğer dersen: "İhtiyar benim elimde değil; fıtratımda adavet var. Hem damarıma dokundurmuşlar, vazgeçemiyorum."

Elcevab: Su'-i hulk ve fena haslet eseri gösterilmezse ve gıybet gibi şeylerle ve muktezasıyla amel edilmezse; kusurunu da anlasa zarar vermez. Madem ihtiyar senin elinde değil, vazgeçemiyorsun. Senin manevi bir nedamet, gizli bir tövbe ve zımni bir istiğfar hükmünde olan kusurunu bilmen ve o haslette haksız olduğunu anlaman; onun şerrinden seni kurtarır. Zaten bu mektubun bu mebhasını yazdık, ta bu manevi istiğfarı temin etsin; haksızlığı hak bilmesin, haklı hasmını haksızlıkla teşhir etmesin.

 

(Bediüzzaman Said Nursi – 22. Mektubdan)

 

Lügatler

adâvet : düşmanlık
amel etmek : hareket etmek, iş yapmak
cihan : dünya
cüz’î : küçük, ferdî
daimî : devamlı, sürekli
divanelik : delilik, akılsızlık
ebedî : sonsuz
ehemmiyetsiz : önemsiz
fâni : geçici, yok olucu
fıtrat : yaratılış, mizaç
fikr-i intikam : intikam düşüncesi
gıybet : birinin ardından hoşlanmayacağı şekilde çekiştirmek veya konuşmak
hak : doğru, gerçek
hakikatbîn : hakikati gören
hasım : düşman
haslet : huy, karakter
hayat-ı şahsiye : kişisel, özel hayat
hırs : aç gözlülük, aşırı isteklilik
hükm : yargı, karar
ihtiyar : irade, dileme, tercih
istiğfar : af dileme
mebhas : bahis, konu
metâ : kıymetli eşya, mal
muaşeret : birlikte yaşayıp, geçinme

mukabele etmek : karşılık vermek
mukteza : birşeyin gereği
muvakkat : gelip geçici
muzır : zararlı
mürüvvetkârâne : iyilikle, iyilikseverlikle
mütemadiyen : sürekli olarak
nedâmet : pişmanlık
nevi : tür, çeşit
nizâ : kavga, çekişme
selâmet : esenlik, güven
sîga-i mübalâğa : mübalağa sigası; birşeyin pek mühim veya çok fazla olduğunu ifade eden kelime hâli
sû-i hulk : kötü ahlâk
sulhkârâne : barışık, barış içinde
şedit : şiddetli
şer : kötülük, fenalık
tefsir etme : açıklama, yorumlama
teşhir : ilân etme, duyurma
tevbe etmek : pişmanlık duyup bağışlanma dilemek
umûr-u dünyeviye : dünya işleri
zalûmiyet : şiddetli zalimlik
zımnî : gizli, örtülü

 


Yorumlar - Yorum Yaz
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi18
Bugün Toplam527
Toplam Ziyaret3773892
VİDEOLAR
Hava Durumu
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar34.413134.5510
Euro36.357136.5028
Takvim