ŞUURLU ÖĞRETMENLER DERNEĞİ DENİZLİ ŞUBESİ BASIN AÇIKLAMASIDIR.

DENİZLİ VALİSİ ŞAPKA DA TAKTIRACAK MI?

Bildiğiniz gibi Ülkemizin en büyük sendikal teşkilatlanması Memur-Sen Konfederasyonu ve ona bağlı olan Eğitim-Bir-Sen başta olmak üzere darbe dönemine dayanan kılık kıyafet yönetmeliğini hükümsüz kılmak ve başörtüsü yasağının dayanağı yapılan yasakçı yönetmeliğin ortadan kaldırılmasını sağlamak adına 2013 yılında  "sivil itaatsizlik" eylemi başlatmış kördüğüm olan çağdışı başörtüsü yasağının kaldırılması mücadelesi vererek  yasağın kaldırılmasına vesile olmuştu.Sırada ise erkeklere dayatılan medeni(!) batı kültürünün kravat denilen boyun bağındaydı.1980 darbesinin ürünü olan antidemokratik kılık ve kıyafet yönetmeliği ile yıllarca tek tip memur tipi biçimlendirildi.Saçı sakalı tırnağına varana kadar....Geldiğimiz noktada 3 yıla yakın zamandır memurlar işyerlerine kravatsız gidiyor,kimi memurlar ise sakal bırakıyor.Bu durumdan ise devletimizi yöneten başta Cumhurbaşkanımız ,Başbakanımız,Bakanların birçoğu bu konularda "Eski Türkiye" kafası ile düşünmeyip bu meseleyi problem yapmazken maalesef atadıkları vali ve kaymakamlardan bazılarının “statükocu” zihniyetlerini fırsatını buldukları ilk fırsatta gösterdiklerini görüyoruz.Bunun son örneğini Denizli’de yaşadık.

Denizli Valisi Şükrü Kocatepe'nin tüm kamu kurumlarına gönderdiği “Kılık Kıyafet Yönetmeliği “ yazısında memurlara disiplinsiz davrandıkları iddiasında bulunup bunlara işlem yapmayan okul müdürleri için de adli ve idari işlem yapılmasını emretmektedir. Sendika kararlarına uyarak toplum ahlakına uygun şekilde ve serbest tarzda iş yerlerine giden memurlara ceza verilmesini isteyen, işlem yapmayan okul müdürlerine de gereken cezanın verileceğini ifade ederek sopa gösterilmesi 2015 yılında 1980 model yönetmeliğin uygulatma ısrarını gözler önüne sermektedir.
             Vali Bey'e soralım yıllardır kılık kıyafet yönetmeliği bayanlarda sadece başörtüsü yasağı olarak uygulandı erkeklerde de takım elbise kravat ve sakal konusunda uygulandı. Bunlar dışında nice yönetmeliğe ters olan kılık kıyafet noktasında uymayanlara işlem yapılmadı. Şimdi ise kravat ve sakal üzerinde uygulanmakta. Şu an üniversitelerde akademisyenler serbest kılık kıyafetle derslerine girip çıkmakta ve eğitim yönünden de hiçbir mahsuru bulunmamaktadır.Birçok ülkede de okullarda memurların kılık kıyafet serbestisi vardır.Sayın Valimize sormak istiyoruz : “Şapka kanunu var şapka da taktıracak mısınız? Ne de olsa kanun yönetmelikten daha üstün değil mi? “Sendikal bir hak olan eylemlilikle yönetmeliğin değiştirilmesi talep edilebilir. .Ancak aslolan Yeniden Büyük Türkiye kavramının içinin doldurulması gerektiğidir. Bunun için eğitimcileri kravat takmadığı için, takım elbise giymediği için,sakal bıraktığı için azarlamak,hor görmek,burun kıvırmak yerine eğitimin kalitesi,muhtevası daha da iyileştirilmesi adına neler yapılacağı noktasında kafa yorulmasılıdır.Biz artık bu tartışmalardan çok yorulmadık mı? Yıllarca bu ülkede okullarımızda kız öğrencilerimiz, kamu kurumlarında da bayanlar başörtüsü yasakları ile zulümlerle boğuşmadı mı? Geçmişte bu sancıyı iliklerimize kadar işlemiş insanlar olarak kafamızı iki elimizin arasına alıp düşünmeliyiz. Ülkemizin eğitimcilerimizin enerjisini içi boş tartışmalarla tükettirmemeliyiz. Sayın Bakanımız Nabi AVCI kaç defa gazeteciler bu kıyafet meselesini sorduğunda “Öğretmenlerimiz kendine neyin yakışacağını gayet iyi bilir” demedi mi? Biz vali ve kaymakamlarımızın öğretmenlerimizle barışık olmasını, kılığı ve kıyafetinden dolayı hiçbir şekilde toplum önünde azarlanmaları ve tehdit edilmelerini doğru bulmuyoruz. Ve kurulacak olan hükümetin bir an önce darbe ürünü olan “Kılık Kıyafet Yönetmeliği”nde gerekli değişiklikleri yaparak idarecileri bu ikilemlerden kurtarması gerektiğini düşünüyoruz.

                                                                        Halil AKPINAR      

                         Şuurlu Öğretmenler Derneği Denizli Şube Başkanı